Kabuğuna Çekilmek!
Arındıramazsak Kirleneceğiz…

- Blog Yazısı
Bir sistem düşünün ki yegane gücü, bunca sayısal azlığına rağmen muazzam çıkar birlikteliğine ve öte tarafta karşıtı milyonların darmadağın oluşuna bağlı.
Bir dağınık milyonlar topluluğu düşünün ki, bir adım berisinde tıpa tıp benzerinden bir haber. Hem yaşadığı sorunu bir kendine özgü varsayıp kaderine küsmüş hem de her geçen gün eriyen benliğinin küçülen hacmine göre şekil alan kabuğu bir önceki güne göre geniş geliyor ve bu kabuğu parçalayıp atacağına biraz daha büzüşüp kabuk içinde yeniden görece ölçeklendirdiği yeni kabuğuna çekilmeye devam ediyor.
Kendi üstüne çöken yıldızlar misali bir süre sonra bu bir patlama ile son bulur mu bilinmez fakat emin olduğum şey şu: Bu yoz yaşamı milyonlara dayatanın sürekliliğinin yegane teminatı bu.
Dünya genelinde bunca adaletsizliğin, hukuksuzluğun, haksızlığın, acı, kan ve gözyaşının, açlığın, yoksulluğun, yozluğun kaynağı ve dayanağı bu.
Çember daralıyor. O her geçen gün içine kapandığımız ve bize bol gelip daha da iç içe inşa ettiğimiz kabuklar, göğsümüzün atar yerine dayanmış, ciğerlerimiz şişip oksijen alamıyor.
Çember daralıyor. Bizlere çok görülen huzur yerini azar azar umutsuzluğa ve vesilesi ile her tür karanlığa teslim olmaya doğru bizleri sürüklüyor.
Çember daralıyor. Kök olarak beslediğimiz fakat meyvesi bize dönmeyen ağaç, bizden alternatif kökler devşiriyor ve bizleri yapraktan sayıp dökmekten imtina etmiyor.
Sahi ya hangimizin sorunu bir diğerinden daha zor, hangimizin acısı, tasası, kaygısı daha derin, hangimizin gözyaşının kimyasal içeriği farklı.
Sahi ya hangimizin düşü tebessüm, sevgisi emek, özlemi dokunuş içermiyor.
Sahi ya asıl düşmanımız ne ve kim, rekabet ettiğimiz kim.
Hangi kitap yazmış türümüze özgü ve genetik kodlarımıza değin inen bir bilimsel gerçeği inkar edercesine ve yok sayarcasına kurtuluşun tek başına mümkün olabileceğini. Yahut biz olup el uzatmadan yahut bizlere el uzatılmadan el ele verip bu karanlıktan çıkabileceğimizi.
Aslında maddi destek istememizin nedeni çok basit: Çünkü Evrim Ağacı, bizim tek mesleğimiz, tek gelir kaynağımız. Birçoklarının aksine bizler, sosyal medyada gördüğünüz makale ve videolarımızı hobi olarak, mesleğimizden arta kalan zamanlarda yapmıyoruz. Dolayısıyla bu işi sürdürebilmek için gelir elde etmemiz gerekiyor.
Bunda elbette ki hiçbir sakınca yok; kimin, ne şartlar altında yayın yapmayı seçtiği büyük oranda bir tercih meselesi. Ne var ki biz, eğer ana mesleklerimizi icra edecek olursak (yani kendi mesleğimiz doğrultusunda bir iş sahibi olursak) Evrim Ağacı'na zaman ayıramayacağımızı, ayakta tutamayacağımızı biliyoruz. Çünkü az sonra detaylarını vereceğimiz üzere, Evrim Ağacı sosyal medyada denk geldiğiniz makale ve videolardan çok daha büyük, kapsamlı ve aşırı zaman alan bir bilim platformu projesi. Bu nedenle bizler, meslek olarak Evrim Ağacı'nı seçtik.
Eğer hem Evrim Ağacı'ndan hayatımızı idame ettirecek, mesleklerimizi bırakmayı en azından kısmen meşrulaştıracak ve mantıklı kılacak kadar bir gelir kaynağı elde edemezsek, mecburen Evrim Ağacı'nı bırakıp, kendi mesleklerimize döneceğiz. Ama bunu istemiyoruz ve bu nedenle didiniyoruz.
Ne zaman anlayacağız “her koyun kendi bacağından asılır” sözünün aslında bizleri koyulaştırdığını ve sürüye saydırdığını.
Ne zaman anlayacağız “Bana dokunmayan yılan bin yaşasın” sözünün tezattan muadilinin “sarı öküzü vermemek” olarak yaşamda daha bir karşılığı olduğunu.
Ne zaman anlayacağız her tarafsız olduğunu beyan edenin aslında ve doğrudan dönemin gücü olan karanlıktan yana saf tuttuğunu.
Ne zaman fark edeceğiz mevcut karanlığın sırf bunları bir araya gelip konuşmayalım, tartışmayalım, birlikte çözüm aramayalım diye, hem de 21. Yüzyılda, hem de çalışma süresinin kan , can bedeli 8 saatle sınırlandırıldığı kazanımın üzerinden yüz yıl sonra bile, azalacağına iki katına ve daha fazlasına iradi olarak çıkarıldığını.
Ne zaman anlayacağız doğamıza ve kendimize böylesi yabancılaşmanın, önüne set öremez isek, eninde sonunda yozlaşmaya ve vesilesi ile toplumsal çürümeye kadar varacağını. Ve bugün bütün gücünü ve enerjisini kirlenmemek üzerine konumlandıranların, toplumsal bir varlık oluşundan dolayı eninde sonunda bu çukura düşeceğini.
Sahi ya kabuğuna çekilen midyenin içindeki inciye ne olur, etini ziyan pahasına…
Şayet tüm bunlar “sorun sorunu görenindir” asgari insan olma gerekçesi üzerinden bugün, bu zaman, şimdi sorunu görene bir direktif vermiyor ve harekete geçmesine yol açmıyor ise; verdiği akıl , attığı nutuk yavandır, içtenliği sahte, iyiye, güzele, doğruya yönelik bizcil düşü dahi yalandır. Sevgiyle…
Akrep Gibisin Kardeşim,
korkak Bir Karanlık İçindesin Akrep Gibi.
serçe Gibisin Kardeşim,
serçenin Telaşı İçindesin.
midye Gibisin Kardeşim,
midye Gibi Kapalı, Rahat.

ve Sönmüş Bir Yanardağ Ağzı Gibi Korkunçsun, Kardeşim.
bir Değil,
beş Değil,
yüz Milyonlarlasın Maalesef.
koyun Gibisin Kardeşim,
gocuklu Celep Kaldırınca Sopasını
sürüye Katılıverirsin Hemen
ve âdeta Mağrur, Koşarsın Salhaneye.
dünyanın En Tuhaf Mahlukusun Yani,
hani Şu Derya İçre Olup
deryayı Bilmiyen Balıktan Da Tuhaf.
ve Bu Dünyada, Bu Zulüm
senin Sayende.
ve Açsak, Yorgunsak, Alkan İçindeysek Eğer
ve Hâlâ Şarabımızı Vermek İçin Üzüm Gibi Eziliyorsak
kabahat Senin,
— Demeğe De Dilim Varmıyor Ama —
kabahatın Çoğu Senin, Canım Kardeşim!
Nazım Hikmet Ran
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
Evrim Ağacı'na her ay sadece 1 kahve ısmarlayarak destek olmak ister misiniz?
Şu iki siteden birini kullanarak şimdi destek olabilirsiniz:
kreosus.com/evrimagaci | patreon.com/evrimagaci
Çıktı Bilgisi: Bu sayfa, Evrim Ağacı yazdırma aracı kullanılarak 21/03/2025 03:50:06 tarihinde oluşturulmuştur. Evrim Ağacı'ndaki içeriklerin tamamı, birden fazla editör tarafından, durmaksızın elden geçirilmekte, güncellenmekte ve geliştirilmektedir. Dolayısıyla bu çıktının alındığı tarihten sonra yapılan güncellemeleri görmek ve bu içeriğin en güncel halini okumak için lütfen şu adrese gidiniz: https://evrimagaci.org/s/19632
İçerik Kullanım İzinleri: Evrim Ağacı'ndaki yazılı içerikler orijinallerine hiçbir şekilde dokunulmadığı müddetçe izin alınmaksızın paylaşılabilir, kopyalanabilir, yapıştırılabilir, çoğaltılabilir, basılabilir, dağıtılabilir, yayılabilir, alıntılanabilir. Ancak bu içeriklerin hiçbiri izin alınmaksızın değiştirilemez ve değiştirilmiş halleri Evrim Ağacı'na aitmiş gibi sunulamaz. Benzer şekilde, içeriklerin hiçbiri, söz konusu içeriğin açıkça belirtilmiş yazarlarından ve Evrim Ağacı'ndan başkasına aitmiş gibi sunulamaz. Bu sayfa izin alınmaksızın düzenlenemez, Evrim Ağacı logosu, yazar/editör bilgileri ve içeriğin diğer kısımları izin alınmaksızın değiştirilemez veya kaldırılamaz.