KAPİTALSİZ KAPİTALİSTLER ÜZERİNE SERZENİŞ
Ekonomi Kimden Yana? Liberal Sistemler Bize İstediğimizi Verebilecek Mi?

- Blog Yazısı
Giriş:
Kapitalizm, temel olarak sermaye birikimi ve serbest piyasa ekonomisi üzerine kurulu bir sistemdir, değil mi? Peki bu sistemde kimler dezavantajlıdır, kimler kazanan taraftadır? Tabi ki de küçük burjuva azınlığının sadece avantajı vardır ve büyük kesim onu beslemek için zorlanan taraf olur. Benim bildiğim fakir adam komünist olur. Öyle olması gerekiyor yani, tam tersi benim mantığımı aşıyor. Gelin görün ki günümüz dünyasında sağ liberal görüşler zengin-fakir fark etmeksizin fazlasıyla yükselen ve baskın görüş haline gelmiş durumda. Bütün dünyada küreselleşme hakim evet ama sorun şu küreselleşmekten ziyade dünya “Amerikanlaşıyor”! Evet, geçmişte de kültür burjuvalaşmayı ve burjuvari bir hayat tarzını tatlı gösteriyordu ama hiçbir zaman bir hayali bu kadar yüceltmemişti.
Şunu demeye çalışıyorum her düşünce ya da felsefe artılarıyla eksileriyle birlikte vardır. Bir düşünceyi savunurken ya da var olmasını isterken onu vaatleriyle ve götürdükleriyle birlikte yargılamak zorundayız. Yahu, kapitalizm vaat ettiği hiçbir şeyi tam anlamıyla veremediği gibi tahmin edilenden daha fazlasını götürüyor. Hemen örnek vereyim Sovyetler Birliği yıkılalı 30 yıldan fazla oldu, ekonomik büyüklüğü 3 kat daha arttı. Yapılan röportajlarda görmüştüm, Sovyetler zamanında yurtdışına çıkma yasağı olduğu halde o dönemlerde daha fazla Rus Halkı tatile çıkabiliyordu. Hâlbuki Gorbaçov daha zengin ve daha özgür olmayı vaat etmişti. Fakir bırakılan biri ne kadar özgür olabilir ki?
Bu yazımda olabildiğince özellikle gençler olmak üzere genel görüşlerin sağ görüşün arttığını ve neden sol görüşün hor görüldüğünü olabildiğince anlatmaya çalışacağım.
Sol Siyasi Görüşlerin Alçalışı:
Komünizmi şu devirde savunmak mantıklı mı? Eğer biraz olsun profilime girerseniz orada sürekli komünizmi öven bolca içerik bulacaksınızdır. Samimi bir cevap vermem gerekirse hayır mantıklı değil. Çünkü komünist sistemler tek başlarına ayakta kalamazlar. Teorik olarak uygulanamaz demiyorum, sadece tek bir ülkede gerçekleşip diğer ülkelerle yarışacak ve de vaat ettiği her şeyi yapacak bir ideoloji değildir. Sovyetler Birliği eğer hızlıca devrimi bütün dünyaya yaymayı başaramasaydı emin olun onların planları da tutmayacaktı.
Sol görüşlerin popüleritesinin düşüşünün en büyük sebeplerinden birisi budur. Bakınız Küba. 1965’den beri bütün dünya tarafından ambargo uygulanıyor ve hala daha devam ediyor bu ambargo. K. Kore’de aynı şekilde kapalı kutudan farksız. Bu sol görüşlerinin tutmadığının göstergesi değildir altını çiziyorum. Bu aşırı sol görüş ile yönetilen ülkelerin yaşama ve rekabet etme şansı tanınmadan saf dışı bırakılması dolayısıyla komünizmin şu sıralar çok da mümkün olmadığının kanıtıdır. Bu yazının amacı sol görüşü övmek değil, sol görüşe sahip insanların sayısının azalmasındaki sebepleri anlamaktır.
Bir diğer sebep ise yeterince bilgi birikiminin sağlanamıyor oluşu. Bakın Türkiye ne kadar fazla siyaset yapıldığını söylememe gerek yok. Söylememin gerekli olduğu kısım siyasi cehalettir. Yahu siyaset demek magazinsel olarak “falanca kişi bunu yaptı, diğer kişi şunu söyledi” değildir. Bu magazindir, siyaset demek felsefedir, iktisattır, yönetim-işletim ve bunların toplamıdır. Solcu olmak demek birçok kişi tarafından bilinmiyor. İsim vermeyim bir Youtuber videosuna denk geldim öyle bir komünizm tanımı yaptı ki baştan aşağı saçma ve düşünceyi aşağılamak üzerineydi. Bu kadar hatalı olunursa, bu kadar hatalı, bilgi kirliliğinin olduğu yerde tabi ki alçalıcaktır. Doğrusunu bilseler en azından bu kadar gömmeye çalışmayacaklar, bu kadar saçma bir ideoloji gibi lanse etmeye çalışmayacaklar.
Bir diğer konuşulması gereken konu ise “özgürlük”. Öyle bir konuşuluyor ki o sağcı tayfa, özgürlüğü sadece liberal sistemlerde buluyorlar. Yahu liberalizmin özünde sınıf farklılıkları yer alıyor. Fakir ama istediğini söyleyebilen kişi gerçekten özgür mü oluyor? Ya da bu görüşü savunanlara sorarım Amerika çok mu özgürlükçü, çok mu serbest bırakıyor vatandaşlarını? Yo, Amerika’da da fazlasıyla baskılanıyor insanlar. Elektrikli scooter kiralamayı çıkarttılar, hemen devlet kural koydu, kaldırımlara çıkmayı yasakladı, vergi zorunluluğu getirdi vesaire. Ya da bir mekana gidiyorsun tonla özel sektörün koyduğu milyon tane kurala maruz kalıyorsun. Özel mülke giriyorsun milyon tane hukuki sorumluluğun var.
Şunu demeye çalışıyorum, kendisine “özgürlükler ülkesi” diyen Amerika bile kural yığınına tabi tutuyor insanları. O ülkede bile tam anlamıyla “ifade özgürlüğü” yok. Yani sadece kapitalizmde özgürlüğün ya da serbestliğin olduğu baştan aşağı yalan. Yani komünizm de sadece baskı vardır, Amerika çok özgürlükçüydü demek tarihsel olarak hatalı. Sol görüşler yanlış biliniyor, yanlış anlaşılıyor ve sadece dalga geçiniliyor.
Sağ Siyasi Görüşlerin Yükselişi:
Aslında maddi destek istememizin nedeni çok basit: Çünkü Evrim Ağacı, bizim tek mesleğimiz, tek gelir kaynağımız. Birçoklarının aksine bizler, sosyal medyada gördüğünüz makale ve videolarımızı hobi olarak, mesleğimizden arta kalan zamanlarda yapmıyoruz. Dolayısıyla bu işi sürdürebilmek için gelir elde etmemiz gerekiyor.
Bunda elbette ki hiçbir sakınca yok; kimin, ne şartlar altında yayın yapmayı seçtiği büyük oranda bir tercih meselesi. Ne var ki biz, eğer ana mesleklerimizi icra edecek olursak (yani kendi mesleğimiz doğrultusunda bir iş sahibi olursak) Evrim Ağacı'na zaman ayıramayacağımızı, ayakta tutamayacağımızı biliyoruz. Çünkü az sonra detaylarını vereceğimiz üzere, Evrim Ağacı sosyal medyada denk geldiğiniz makale ve videolardan çok daha büyük, kapsamlı ve aşırı zaman alan bir bilim platformu projesi. Bu nedenle bizler, meslek olarak Evrim Ağacı'nı seçtik.
Eğer hem Evrim Ağacı'ndan hayatımızı idame ettirecek, mesleklerimizi bırakmayı en azından kısmen meşrulaştıracak ve mantıklı kılacak kadar bir gelir kaynağı elde edemezsek, mecburen Evrim Ağacı'nı bırakıp, kendi mesleklerimize döneceğiz. Ama bunu istemiyoruz ve bu nedenle didiniyoruz.
Özellikle Avrupa ve Türkiye’de son yıllarda inanılmaz bir hızla popülerleşiyor. Sebebi aslında çok da şaşırtıcı değil. Mülteci ve göçmen krizleri sebebiyle sürekli yükseliyor. Bunu söylerken sürekli gülüyorum ama sol görüşlü insanlara karşı sanırım tek kozları bu, mülteci krizi. Avrupa bazı demografik hatalar yaptı. Nüfusu hızla yaşlanıyor, genç nüfusa ihtiyacı var. Japonya gibi ülkeler buna gerekli önlemleri alamsına rağmen Avrupa göz göre göre hiçbir önlem almadı. Avrupalıların aldıkları göçmenlerin de ne kadar kaliteli olduğunu söylememe gerek yok.
Bir diğer sağ ideolojilerin çekici gelmesi başta bahsettiğim Amerikanlaşma kültürünün sonucudur. Dürüst olalım, çoğu işin en iyi olmasa bile en popülerini Amerikanlar yapıyor. Film olsun, oyun olsun, sosyal medya içerikleri olsun, sanat olsun, bilimsel araştırmalar(tabi ki sosyoloji alanından olanları daha çok duyuyoruz) sürekli Amerikan kültürüne maruz kalıyoruz. Liberal kültürler burjuvayı olabildiğince yüceltmek üzerine kuruludur. Onların daha akıllı ve daha üstün göstermeye meyillidir. Bu konu hakkında daha fazla açıklama yapma gereği duymuyorum. Amerikanlaşmanın getirilerinden biri de kesinlikle oradaki sistemin, Türkiye ya da Avrupa içerisindeki insanların kendi ülkelerinde tutacağını düşünmesidir.
Bunu daha önceki blog yazılarımda değinmiştim, merak ederseniz eğer bir önceki yazılarımı da inceleyebilirsiniz. Liberal sistemler halkı daha zenginleştirmez. Liberal sistemler daha fazla üretim yapmasının tek sebebi halkın büyük çoğunluğunun uzun saatler çalıştırılıp düşük ücretler verilmesidir. Yoksa verimlilik artmaz. Eşitlik arttıkça verimlilik artar. Ayrıca üretim artsa bile üretilen ürünler halka değil azınlık burjuvaya gider. Bunları daha önceki blog yazımda bahsetmiştim. Sağ görüşteki insanların en büyük sığınağı olan bir gün zengin olma hayali gerçekleşmesi düşüktür. Hani zengin olma ihtimalinin olması sanki kişilere daha rahat yaşama hakkı veriliyormuş gibi savunmalarına sebep oluyor.
Bu tarz sebeplerden dolayı günümüzde sağ ideolojiler yükselişe geçmiş durumda. Özellikle erkek nüfus kadınlara göre daha sağ düşünceleri savunuyor. Kadınlardaki feminizm gibi “eşitlik istekleri” sola bi tık daha yatkın olmalarını sağlıyor. Ama gelin görün ki Amerika ya da Fransa gibi ülkelerde yani göçmen krizinden çok etkilenen ülkelerde kadınlar bile sağa kaymış durumdalar.
Liberal Felsefe ne kadar mantıklı:
Mantıklı değil. Çünkü liberal sitemler dünyanın her yerini Avrupa yapamaz. Çünkü eğer dünyadaki bütün insanlar ortalama bir Avrupalı kadar fazla kaynak harcarsa bu üretimi sağlamak için en az 3 dünya daha gerekli. O kadar fazla üretim yapılamıyor dünyada. Dünyadaki insanların çoğu, özellikle fakir ülkeler zengin ülkeler için çalışır ya da kendi ülkesinin burjuvası için çalışır. Ürettiği ürünlerin çoğunu kullanamaz. O sebeple ekonomik bir sistem herkesi zengin yapamaz, bir insanı zengin yapmak için en az yüz kişiyi fakir bırakmak zorunludur. O sebeple liberal sistemlerin gelmesiyle insanların huzuru artmaz, sınıf farklılıkları artar sadece.
Liberal sistemler kendi içinde çelişkilidir. Karl Marx, Das Kapital’de bu durumu çokgüzel bir şekilde açıklıyor. Bu durumu örneklerle anlatmaya çalışacağım. 100TL’ye satılan bir ürün olsun. Bu ürün kar elde edilebilmesi için üretim maliyetinden daha fazlasına satılması gerekiyor. Yani 40TL hammadde olsun, 20TL ürün üzerinde çalışan işçilerin maaşları olsun, 40TL kar olarak ayrıldığını hayal edelim. Günün sonunda 60TL’ye üretilen bir ürün 100TL’ye satılıyor. Yani ürün üzerinden işçilerin emeği sömürülür. Çünkü işçiler ürünü 40TL’lik hammaddeden 100TL’lik ürüne dönüştürmüştür ama günün sonunda 40TL burjuvanın cebine girer.
Fark ettiniz mi? 60TL ürün üreten işçiler günün sonunda daha az para aldı. Yani fakirleştirildi. Üretim araçlarına sahip olmak dışında hiçbir özelliği olmayan burjuva ise sömürü sayesinde kar elde etti. Bu işlem sonucunda bir sınıf yani işçi sınıfı fakirleştirildi. Eğer hakkı olan 60TL’yi alsaydı bu sefer burjuva bir şey kazanamayacaktı ki bu da rekabette düşmesi anlamına gelecekti.
Bunun sonucunda işçi sınıfı fakirleşmeye mecburdur. Çünkü her zaman ürettiği ürünü daha pahalı bir şekilde satın alması gerekir. Bir taraf sürekli zenginleşirken diğer taraf sürekli fakirleşir. Tamam da bu burjuva için de iyi değildir. Çünkü sürekli sömürülen işçi sınıfı iki şekilde tepki vermek zorundadır. Ya devrim yapar ve liberal sistem çöker. Ya da diğer seçenek bu sisteme boyun eğer sürekli fakirleşir ve en sonunda hiçbir şey satın alamayacak duruma düşer. Hiçbir ürün satın alınamaması demek burjuvanın da çarkı döndüremeyeceği ve sömürecek kimsenin kalamaması anlamına gelir. Dünyanın kaynakları sınırlı. Sonsuz ürün üretilmez ve bir taraf sürekli fakirleşiyor.
İşte günümüz 21. Yy’ın en büyük sorunu bu. Afrika felaket fakir, öbür taraftan Avrupa inanılmaz zengin. Karl Marx’ın yaptığı her tahmin tuttu. Kırılma noktası ekonomik krizlerdir. Neredeyse her 25-30 yılda bir gerçekleşir, en son 2008 yılında bir küresel ekonomik kriz yaşanmıştı. Eğer ki işçi sınıfının sadece Avrupa için değil bütün dünya düzeninde değişmemesi demek küresel felaket getirir. Liberal sistemler bozulmaya mahkumdur.
Sonuç:
Çözüm maalesef ki kesin bir şekilde söylemek imkansız. Ancak getireceğimiz sistemin sınıf farklılığını körüklemeyecek bir ekonomik model olmalıdır. Liberal sistemlerin bize getirebilecekleri şeylerin çok da gerçekçi olmadığını da kabul etmek gerekiyor. Bakın mutluluk endeksi olsun, IQ seviyesi olsun, eğitim, suçluluk oranı, sağlık-eğitim sektörü ve daha birçok konuda dünyanın en zengin ülkesi Kapitalist Amerika hep sınıfta kalıyor. Bu saydığım özellikleri en iyi skorları tutturan ülkeler ise “solcu” diyebileceğimiz ülkelerde mevcuttur. Sol ya da komünizm her konuda mükemmeldir demiyorum, ben de farkındayım zayıf yanlarının. Söylemeye çalıştığım şey “sağcı sistemlerin” kurtarıcı olmadığıdır.
Uzun vadede zaten rezalet olan bir sistemi, kısa vadede en çok fakir tayfanın savunması bana ironik geliyor. Hani “kraldan çok kralcı olmak” diye bir söz vardır ya bunu iliklerimize kadar hissediyoruz. Fakir insan gelir adaletsizliğine dur demeli, imkan eşitliğini savunmalıdır. Ama sağ popüleritesi günden güne büyümektedir. Bununda kendi bacağımıza sıkmaktan bir farkı yoktur. umuyorum ki sosyal çürümenin artık yavaş yavaş yükseldiği bu dönemlerde daha akıllı, solcu ve nitelikli insanlar ve sistemler ön plana çıkar.
- 3
- 2
- 1
- 1
- 1
- 1
- 1
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
Evrim Ağacı'na her ay sadece 1 kahve ısmarlayarak destek olmak ister misiniz?
Şu iki siteden birini kullanarak şimdi destek olabilirsiniz:
kreosus.com/evrimagaci | patreon.com/evrimagaci
Çıktı Bilgisi: Bu sayfa, Evrim Ağacı yazdırma aracı kullanılarak 15/03/2025 09:21:50 tarihinde oluşturulmuştur. Evrim Ağacı'ndaki içeriklerin tamamı, birden fazla editör tarafından, durmaksızın elden geçirilmekte, güncellenmekte ve geliştirilmektedir. Dolayısıyla bu çıktının alındığı tarihten sonra yapılan güncellemeleri görmek ve bu içeriğin en güncel halini okumak için lütfen şu adrese gidiniz: https://evrimagaci.org/s/16834
İçerik Kullanım İzinleri: Evrim Ağacı'ndaki yazılı içerikler orijinallerine hiçbir şekilde dokunulmadığı müddetçe izin alınmaksızın paylaşılabilir, kopyalanabilir, yapıştırılabilir, çoğaltılabilir, basılabilir, dağıtılabilir, yayılabilir, alıntılanabilir. Ancak bu içeriklerin hiçbiri izin alınmaksızın değiştirilemez ve değiştirilmiş halleri Evrim Ağacı'na aitmiş gibi sunulamaz. Benzer şekilde, içeriklerin hiçbiri, söz konusu içeriğin açıkça belirtilmiş yazarlarından ve Evrim Ağacı'ndan başkasına aitmiş gibi sunulamaz. Bu sayfa izin alınmaksızın düzenlenemez, Evrim Ağacı logosu, yazar/editör bilgileri ve içeriğin diğer kısımları izin alınmaksızın değiştirilemez veya kaldırılamaz.