Keşfedin, Öğrenin ve Paylaşın
Evrim Ağacı'nda Aradığın Her Şeye Ulaşabilirsin!
Paylaşım Yap
Tüm Reklamları Kapat

İnsanlar neden bayılır? | Anestezi riskli bir şey mi?

Anestezi ve TIP

8 dakika
8
İnsanlar neden bayılır? | Anestezi riskli bir şey mi?
  • Blog Yazısı
Blog Yazısı
Tüm Reklamları Kapat

Bayılmak, beynin "acil durum butonuna" basmasıdır. Vücut, kan basıncını, oksijen düzeyini ya da başka hayati bir şeyi yeterince sağlayamadığında beynin, “Hop kardeşim, ben bi' kapanıyorum!” demesiyle olur. Bu doğal bir savunma mekanizmasıdır. Beyin, kendini korumak için kısa süreliğine fişi çeker. Bunu yapma sebebi aslında dediğim gibi hem kendini korumak hem de sizi korumaktır. Belki bayılma fonksiyonlarımız olmasaydı, çoğu travmatik kazalarda veya daha farklı tehlikelere karşı çok daha ölümcül riskler alabilirdik.

Anestezi: Bilimin Bizi Bilinçsizce Sevmesi

İnsanların çoğu bayılmaktan korkar, çünkü kontrol sizin ellerinizden gider, ne olduğu hakkında kafanızda bir boşluk hissi oluşur, mekansal ve zamansal algınız bozulabilir, beyin konfüzyonu ve "kimim ben?" soruları oluşabilir. Hatta en kötüsü bu acınası halinizden yararlanılmış olabilir. Bu sebeplerden dolayı genellikle insanlar bunu deneyimlemek istemez.

Ama bazı zamanlar örneğin ameliyatlarda veya diş çekimlerinde anestezi uygulanır. Ve bunu zorunlu olarak almak zorunda kalırsınız.

Tüm Reklamları Kapat

Ama aslında Anestezi, tıbbın “seni bayıltacağım ama kötü niyetim yok” deme biçimidir.

Ameliyattan önce verilen anestezik maddeler, beynin elektriksel faaliyetlerini yavaşlatır. Yani nöronlar arasında geçen “ben şu anda uyanığım” sinyalleri askıya alınır. Bilinç kapanır. Acı hissi gider. Ve hatırlamıyorsunuz bile…

Peki... Adam kanımdan bir şey veriyor. Sonra tırt ben gitmişim, oğlum bu nasıl oluyor? Bizim bağışıklık veya her ne haltsa arkada çiğköfte ayran mı gömüyor? Beni böyle bir durumda koruyamıyor mu? Gelin, açıklayayım.

İlaçlar Nasıl Bayıltıyor? – GABA'nın Krallığı

Bizi bayıltan ilaçların çoğu, beyinde GABA isimli bir nörotransmitteri uyarır. GABA = Gamma-Aminobütirik Asit.

Tüm Reklamları Kapat

Kendisi bir çeşit “sinir yatıştırıcısıdır.” Ne zaman GABA artarsa, nöronların birbirine sinyal gönderme hevesi azalır. Yani beyin “sessize” alınır.

Anestezik ilaçlar, GABA’nın bu etkisini 100x’e çıkarır. Sonuç? Bilinç: off.

Yani bu GABA reis, çok uyarılırsa, siz uyuyorsunuz.

Bu damar yolu serüveni aslında basit.

Evrim Ağacı'ndan Mesaj

Aslında maddi destek istememizin nedeni çok basit: Çünkü Evrim Ağacı, bizim tek mesleğimiz, tek gelir kaynağımız. Birçoklarının aksine bizler, sosyal medyada gördüğünüz makale ve videolarımızı hobi olarak, mesleğimizden arta kalan zamanlarda yapmıyoruz. Dolayısıyla bu işi sürdürebilmek için gelir elde etmemiz gerekiyor.

Bunda elbette ki hiçbir sakınca yok; kimin, ne şartlar altında yayın yapmayı seçtiği büyük oranda bir tercih meselesi. Ne var ki biz, eğer ana mesleklerimizi icra edecek olursak (yani kendi mesleğimiz doğrultusunda bir iş sahibi olursak) Evrim Ağacı'na zaman ayıramayacağımızı, ayakta tutamayacağımızı biliyoruz. Çünkü az sonra detaylarını vereceğimiz üzere, Evrim Ağacı sosyal medyada denk geldiğiniz makale ve videolardan çok daha büyük, kapsamlı ve aşırı zaman alan bir bilim platformu projesi. Bu nedenle bizler, meslek olarak Evrim Ağacı'nı seçtik.

Eğer hem Evrim Ağacı'ndan hayatımızı idame ettirecek, mesleklerimizi bırakmayı en azından kısmen meşrulaştıracak ve mantıklı kılacak kadar bir gelir kaynağı elde edemezsek, mecburen Evrim Ağacı'nı bırakıp, kendi mesleklerimize döneceğiz. Ama bunu istemiyoruz ve bu nedenle didiniyoruz.

GABA UYARIMI - Baştan aşağı bayılma süreciniz

Örneğin doktor geldi ve damar yolu açtı, damar yolundan size dozunda propofol verdi. (Tıpta en çok kullanılan kimyasal)

Şimdi... sizi bayıltacak aktörümüz geldi, sahneye çıkıyor.

Kıvamı süt gibi, rengi beyaz. Koklasanız koku alamazsınız ama tokat gibi etkili. Şırıngayla verilir. Çünkü oral alınamaz. Çünkü mide seni yavaşlatır. Biz direkt kandan vererek hızlı olsun istiyoruz.

Doktor enjeksiyona başladı, propofol damardan içeri girdiği an plazmaya karışır ve kan onu onu tutup "gel babacım" diyerek kalbe götürür. Kalp eşşeği ne yapar? Pompa, bildiğin 7/24 çalışan su motoru. Kalp, bu propofollü kanı pompalayıp beyne doğru fışkırtır. 5 ila 8 saniye arası propofol kan-beyin bariyerinizi geçer.

Aslında sizin dediğiniz "benim sistemim korunaklı değil mi?" sorusuna bu propofol zaten cevap veriyor: "Abinize sizin savunma işleminiz etki etmez" yani bu kan-beyin bariyeri aslında beyni korumak için var ama propofol tabii ki küçük molekül, yağda çözünür. Beyin savunması bunu görmüyor bile.

Şimdi artık beyinde: 8 ila 10 saniye arasında beyindeki GABA reseptörlerine yapışıyor. Tetikleyici gibi değil tam tersi FRENLEYİCİ. GABA Zaten beynin "sakin ol şampiyon" diyen nörotransmiteri. Propofol bu efekti hormonel dopingle abartıyor.

Tüm Reklamları Kapat

Nöronlar artık sinyal gönderemiyor, beyin "acaba az önce ben kimdim?" moduna geçiyor. Bilinç? Allaha emanet.

Bağışıklık sistemim, kalbim, karaciğerim, bağırsaklarım… hiçbiri 'eyy propofol, nereye?’ demiyor mu?

Hayır. Çünkü propofol çok hızlı ve çok küçük. Bağışıklık sistemi daha yeni uyanmışken, propofol çoktan beyinde işini görmüş.Karaciğer bir süre sonra diyor ki: “Hmm? Ne geçti buradan?”

Yani evet bağışıklık sistemi arkada çiğköfte ayran gömmüyor ve işini yapan bir memur olabilir, ama hızlı bir saldırıya karşılık veremez.

Tüm Reklamları Kapat

Propofol, “önce vur sonra kaç” mantığıyla çalışan bir moleküldür. Yani sen daha "bu neydi lan?" derken, o seni çoktan içerden devirmiştir.

KALP bu PROPOFOLLÜ KANI BEYİN YERİNE BAŞKA YERE GÖNDERSE NE OLUR?

Aslında beklenen bir soru olurdu muhtemelen.

Kan bir nevi kuryedir. Kalp de onun dağıtım merkezidir.

Kalp diyor ki: “Yüksek öncelikli teslimat var! Nereye?”

Tüm Reklamları Kapat

Agora Bilim Pazarı
Dâhiler Sınıfı - Leonardo da Vinci: Zamanın Ötesinde Bir Beyin

DÂHİLER SINIFI: OKUMASI KOLAY, UNUTMASI ZOR

Leonardo da Vinci: ressam, müzisyen ve eşsiz bir mucit. Yanlış yapmaktan hiçbir zaman korkmayan, hep daha fazlasını deneyen bir dâhi.

LEONARDO DA VINCI: Zamanın Ötesinde Bir Beyin, Dâhiler Sınıfı serisinin ilk üç kitabından biri olarak karşınızda.

Dâhiler Sınıfı Serisi Hakkında:

Bunlar, her biri kendi yöntemiyle; kelimeleriyle, icatlarıyla, seçimleriyle ve hatta kaderleriyle dünyayı değiştirmiş kadınların ve erkeklerin hayat hikâyeleri; şaşkınlık ve hayranlık duymanızı sağlayacak, hayal gücü ve merak duygunuzu harekete geçirecek büyüleyici hikâyeler. Dâhiler Sınıfı serisi bu özel insanları çocuklarla (9 yaş ve üstü) tanıştırmak üzere tasarlandı. İlk olarak yayımlandığı İtalya’da büyük övgü toplayan ve ardından pek çok dile çevrilen Dâhiler Sınıfı, minik ebadı, renkli illüstrasyonları, bilgiyi heyecan ve macerayla birleştiren anlatımıyla çocukların kolay okuyacağı, zor unutacağı, onlara öğrendiklerinden daha da fazlasını merak ettirecek bir seri.

* 9 YAŞ VE ÜZERİ *

Devamını Göster
₺200.00
Dâhiler Sınıfı - Leonardo da Vinci: Zamanın Ötesinde Bir Beyin

-BEYİN!!

Fışşşş -> Beyin propofollü kanı alır, seni hemen uyutur.

Ama diyelim ki,

Kalp yanlışlıkla bu özel paketi beyin yerine kol kasına, ya da popoya, ya da dalağa gönderirse? Yani “propofollü kan, başka yere giderse” ne olur?

KISACA: Beyne Gitmezse: Propofol boşa gitmiş olur.

Hani çöpe atılmış süt gibi düşün. Çünkü Propofol çok kısa süreli çalışan bir ilaç. Karaciğer hemen “aha bu neymiş?” deyip temizlemeye başlar. Eğer beyine ulaşamadan temizlenirse -> hiçbir şey olmaz.

Yani: Boşa gitmiş olur. Para çöpe. Bilinç dimdik. Uyanıksın.

Uygulama hatasında ne olur? (Gerçek senaryo)

Tıpta buna infiltrasyon denir. Yani damar yerine kas içine kaçarsa?

Uyuşmazsın. Bayılmazsın. Ama o bölge kızarır, şişer hatta bazen yanar gibi hissettirir. O yüzden bu ilaç sadece damar içine, sadece dikkatle verilir.

Kanın başka yerlere gönderilmesini kontrol etmek mümkün mü?

Hayır. Çünkü kan dolaşımı “beyin, kalp, karaciğer, böbrek…” gibi öncelikli organlara otomatik olarak pompalanır. Yani kalp önce beyin gibi öncelikle organları besler. Gelen profollü kanı, o yüzden beyine gönderir. Hani şöyle bir mantık yok: Aaa bu necmettin bayıltıcı bir arkadaşa benziyor bunu en iyisi testislere göndereyimde bayıltmasın bizi.

Tüm Reklamları Kapat

Ya bu sistem özel yapay zeka modeli mi? Kabul edin ilkel bir canlıyız. Basit mantık: Hayati fonksiyonlar kanı aldığı sürece sorun yok. Yani içine bakmaz bu bir içgüdü gibidir. Yani doktor kanınıza beyin öldürücü zehir katsa ve taşıyıcı kan kalbe gitse, kalp onu gene beyine pompalar. Gerçi kalpte sanki kasten adam öldürmeye yardım ve yataklık yapıyor gibi ama neyse.

Yani, sisteminiz bunu algılayamaz ve kan direkt beyine gider. Buda beyni uyuşturur ve beynin etkisini neredeyse sıfıra indirir. O yüzden beyninizin çoğu yeri etkilenir ve bilinciniz kapanır.

Aslında propofol sadece 10-20 saniye de seni uyutmaz. Aynı zamanda "yaşadığını unutmanı" sağlar. Bu yüzden uyandığında “ne zaman başladı?” dersin. Yani hiç var olmamış hale getirir seni. Doğmamışsın gibi olur.

Suyunuza İlaç Katmak – Film Sahnesi mi, Gerçek mi?

Evet, bazı maddeler oral yoldan (yani içerek veya yutarak) da bayıltıcı etki yapabilir. Özellikle benzodiazepinler (mesela diazepam, midazolam) suya katıldığında sinsice işler: İlk önce sizi gevşetir… Sonra uyuşturur… Sonra "ben ne diyordum ya?" derken… zZZ..

Tüm Reklamları Kapat

Bu maddeler sadece bayıltmaz, hafızayı da siler. Yani hem sahneden çıkarsınız, hem de senaryonuzu unutursunuz.

Bu yüzden bunlara "date rape drugs" (randevu tecavüz ilaçları) gibi karanlık isimler de verilmiştir. Tıpta da kullanılır ama dozaj ve ortam kontrol altındadır.

Bilimsel konuşup kafanızı şişirmek istemiyorum.

Özellikle ABD ve Rusya gibi yerlerde, örneğin bir eleman, gidiyor kızın içkisine dozunda yerleştiriyor. Bazıları tatsız veya alkolle içilince anlaşılmıyor. Kız kendi kendine en az 30 dakika içinde iflas. Ne uyuduğu kısmı, nede o 30 dakika içinde olanları hatırlar. Yani o an kızı kullanırlar. Bir nevi kız farkında olmadan onu etik ve yasal olmayan şekilde kullanırlar. Olayı bu. Ama tıpta da özellikle midazolam gibi türevleri kullanılabiliyor.

Tüm Reklamları Kapat

İNAN BANA ANESTEZİ OLMADAN AMELİYAT OLMAK İSTEMEZSİN

19. yüzyılın ortalarına kadar insanlar bilinçleri açıkken ameliyat edilmek zorundaydı. Gerçekten korkunç, yani düşünün bilinciniz açıkken sizi deşiyorlar.

Cerrahlar mümkün olduğunca hızlı olmak zorundaydı. Ameliyatlar genellikle birkaç dakika içinde bitirilirdi. Çünkü sen acıya 5sn dayanamazken, doktor seni 2 saat ameliyat etse, çok sıkıntı olur değil mi? O yüzden cerrahlar mümkün olduğunca ellerini çabuk tutardı yani speed run yapıyormuş gibi sizi ameliyat ederlerdi.

"En hızlı bıçak" lakapları olan cerrahlar vardı. Rekorlar tutanlar bile var: örneğin Robert Liston’un bir bacağı 28 saniyede kestiği söylenir. Düşün yani senin yaşayacağın yüksek acının süresini azaltmak için o derece hızlılarmış. Yine de saygıyı hak ediyorlar.

Peki, siz bu acı içindeyken refleks olarak ister istemez dayanamaz hale gelirsiniz. Buda ameliyatı zorlaştırır çünkü kasılırsınız, gerilirsiniz ve tepki göstermeye, zorluk çıkartmaya çalışırsınız. Yani cerrahın işini zorlaştırırsınız.

Tüm Reklamları Kapat

Bu yüzden hastalar birkaç kişi tarafından tutulur ya da deriden kayışlarla bağlanırdı.

Çığlıklar ve mücadele, ameliyathanenin neredeyse standart bir parçasıydı.

Afyon (opioid), alkol, esrar gibi maddelerle hastayı rahatlatmaya çalışırlardı.

Bazen hastalar kafasına darbe alarak bayıltılırdı (ilkel ama bazen işe yarardı). Yani sırf siz acı çekmeyin diye belki o zamanlar doktordan mike tyson aparkatı yiyebilirdiniz.

Tüm Reklamları Kapat

AMA, Ağrı kaçınılmazdı. Gerçek anlamda tam bir ağrı kesme yöntemi yoktu. Hastalar büyük acılar çekerdi. Bazı hastalar şoktan ya da kan kaybından hayatını kaybederdi.

AMA o zamanlarda bile saygıyı hak eden çok büyük adamlar vardı. Bu doktorlar dönemin şartlarını en iyi şekilde geliştirip insanlara daha çok yardımcı olmuşlardır. İşte saygıyı hak edenlerden bazıları:

Ambroise Paré (1510–1590) – “Modern cerrahinin babası”

Top mermileriyle yaralanan askerlerin yaralarına kızgın yağ dökmek gelenekti. Bir gün yağ bitince, kendi karışımını (yumurta sarısı, gül yağı ve terebentin) kullandı. Sonucunda daha az ağrı, daha az enfeksiyon. O andan itibaren yöntemi değiştirdi.

Acıyı azaltmayı tesadüfen başardı ama hemen kabul etti, geleneklere karşı çıktı.

Tüm Reklamları Kapat

Robert Liston (1794–1847) – “En hızlı bıçak”

Ameliyatları 20–30 saniyede bitirerek hastanın daha az acı çekmesini sağladı.

Döneminde ölüm riskine rağmen en başarılı ve hasta dostu cerrahlardan biri kabul edildi.

James Young Simpson (1811–1870) – “Koklatan Devrimci”

Klorofor'u ilk deneyen ve tıpta yaygınlaştıran kişi. Bir akşam arkadaşlarıyla denedi, bayıldılar ve sabah “bu işe yarıyor” dediler. İlk kez, bir kadının doğum sancılarını hafifletmek için kullandı.

Kadınların doğum acısını hafifletmek için mücadele etti. Dini otoriteler "acı çekmek kadına kutsal yazgıdır" deyince, “Tanrı da Adem'i bayıltıp Havva'yı öyle yarattı” dedi.

Tüm Reklamları Kapat

Crawford Long (1815–1878) – “Gerçek ilk anestezi uzmanı”

Eteri 1842'de tümör çıkarma ameliyatında kullandı. Ama yayımlamadı, unvanı kaptırdı.

Sessiz kahramandı. İnsanlar acı çekmesin diye işe yarayan bir çözüm buldu ama şov peşinde koşmadı. "Doktor"

Okundu Olarak İşaretle
6
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Paylaş
Sonra Oku
Notlarım
Yazdır / PDF Olarak Kaydet
Raporla
Mantık Hatası Bildir
Yukarı Zıpla
Bu Blog Yazısı Sana Ne Hissettirdi?
  • Güldürdü 1
  • Muhteşem! 0
  • Tebrikler! 0
  • Bilim Budur! 0
  • Mmm... Çok sapyoseksüel! 0
  • İnanılmaz 0
  • Umut Verici! 0
  • Merak Uyandırıcı! 0
  • Üzücü! 0
  • Grrr... *@$# 0
  • İğrenç! 0
  • Korkutucu! 0
Tüm Reklamları Kapat

Evrim Ağacı'na her ay sadece 1 kahve ısmarlayarak destek olmak ister misiniz?

Şu iki siteden birini kullanarak şimdi destek olabilirsiniz:

kreosus.com/evrimagaci | patreon.com/evrimagaci

Çıktı Bilgisi: Bu sayfa, Evrim Ağacı yazdırma aracı kullanılarak 30/04/2025 09:19:55 tarihinde oluşturulmuştur. Evrim Ağacı'ndaki içeriklerin tamamı, birden fazla editör tarafından, durmaksızın elden geçirilmekte, güncellenmekte ve geliştirilmektedir. Dolayısıyla bu çıktının alındığı tarihten sonra yapılan güncellemeleri görmek ve bu içeriğin en güncel halini okumak için lütfen şu adrese gidiniz: https://evrimagaci.org/s/20393

İçerik Kullanım İzinleri: Evrim Ağacı'ndaki yazılı içerikler orijinallerine hiçbir şekilde dokunulmadığı müddetçe izin alınmaksızın paylaşılabilir, kopyalanabilir, yapıştırılabilir, çoğaltılabilir, basılabilir, dağıtılabilir, yayılabilir, alıntılanabilir. Ancak bu içeriklerin hiçbiri izin alınmaksızın değiştirilemez ve değiştirilmiş halleri Evrim Ağacı'na aitmiş gibi sunulamaz. Benzer şekilde, içeriklerin hiçbiri, söz konusu içeriğin açıkça belirtilmiş yazarlarından ve Evrim Ağacı'ndan başkasına aitmiş gibi sunulamaz. Bu sayfa izin alınmaksızın düzenlenemez, Evrim Ağacı logosu, yazar/editör bilgileri ve içeriğin diğer kısımları izin alınmaksızın değiştirilemez veya kaldırılamaz.

Aklımdan Geçen
Komünite Seç
Aklımdan Geçen
Fark Ettim ki...
Bugün Öğrendim ki...
İşe Yarar İpucu
Bilim Haberleri
Hikaye Fikri
Video Konu Önerisi
Başlık
Kafana takılan neler var?
Gündem
Bağlantı
Ekle
Soru Sor
Stiller
Kurallar
Komünite Kuralları
Bu komünite, aklınızdan geçen düşünceleri Evrim Ağacı ailesiyle paylaşabilmeniz içindir. Yapacağınız paylaşımlar Evrim Ağacı'nın kurallarına tabidir. Ayrıca bu komünitenin ek kurallarına da uymanız gerekmektedir.
1
Bilim kimliğinizi önceleyin.
Evrim Ağacı bir bilim platformudur. Dolayısıyla aklınızdan geçen her şeyden ziyade, bilim veya yaşamla ilgili olabilecek düşüncelerinizle ilgileniyoruz.
2
Propaganda ve baskı amaçlı kullanmayın.
Herkesin aklından her şey geçebilir; fakat bu platformun amacı, insanların belli ideolojiler için propaganda yapmaları veya başkaları üzerinde baskı kurma amacıyla geliştirilmemiştir. Paylaştığınız fikirlerin değer kattığından emin olun.
3
Gerilim yaratmayın.
Gerilim, tersleme, tahrik, taciz, alay, dedikodu, trollük, vurdumduymazlık, duyarsızlık, ırkçılık, bağnazlık, nefret söylemi, azınlıklara saldırı, fanatizm, holiganlık, sloganlar yasaktır.
4
Değer katın; hassas konulardan ve öznel yoruma açık alanlardan uzak durun.
Bu komünitenin amacı okurlara hayatla ilgili keyifli farkındalıklar yaşatabilmektir. Din, politika, spor, aktüel konular gibi anlık tepkilere neden olabilecek konulardaki tespitlerden kaçının. Ayrıca aklınızdan geçenlerin Türkiye’deki bilim komünitesine değer katması beklenmektedir.
5
Cevap hakkı doğurmayın.
Aklınızdan geçenlerin bu platformda bulunmuyor olabilecek kişilere cevap hakkı doğurmadığından emin olun.
Size Özel
Makaleler
Daha Fazla İçerik Göster
Popüler Yazılar
30 gün
90 gün
1 yıl
Evrim Ağacı'na Destek Ol

Evrim Ağacı'nın %100 okur destekli bir bilim platformu olduğunu biliyor muydunuz? Evrim Ağacı'nın maddi destekçileri arasına katılarak Türkiye'de bilimin yayılmasına güç katın.

Evrim Ağacı'nı Takip Et!
Yazı Geçmişi
Okuma Geçmişi
Notlarım
İlerleme Durumunu Güncelle
Okudum
Sonra Oku
Not Ekle
Kaldığım Yeri İşaretle
Göz Attım

Evrim Ağacı tarafından otomatik olarak takip edilen işlemleri istediğin zaman durdurabilirsin.
[Site ayalarına git...]

Filtrele
Listele
Bu yazıdaki hareketlerin
Devamını Göster
Filtrele
Listele
Tüm Okuma Geçmişin
Devamını Göster
0/10000

Bize Ulaşın

ve seni takip ediyor

Göster

Şifremi unuttum Üyelik Aktivasyonu

Göster

Şifrenizi mi unuttunuz? Lütfen e-posta adresinizi giriniz. E-posta adresinize şifrenizi sıfırlamak için bir bağlantı gönderilecektir.

Geri dön

Eğer aktivasyon kodunu almadıysanız lütfen e-posta adresinizi giriniz. Üyeliğinizi aktive etmek için e-posta adresinize bir bağlantı gönderilecektir.

Geri dön

Close