Keşfedin, Öğrenin ve Paylaşın
Evrim Ağacı'nda Aradığın Her Şeye Ulaşabilirsin!
Paylaşım Yap
Tüm Reklamları Kapat

CUMHURİYETE ANLAM KATALIM

29 Ekim Cumhuriyet Bayramına Özel

9 dakika
39
CUMHURİYETE ANLAM KATALIM
  • Blog Yazısı
ŞANLI TÜRK BAYRAĞIMIZ
Blog Yazısı
Tüm Reklamları Kapat

Biz, Cumhuriyet’i sadece kutlamayı öğrendik; ama onu yaşatmayı unuttuk biraz… 29 Ekim 1923, yalnızca bir tarih değildir; bir milletin kaderini değiştirdiği, kulluğa karşı yurttaşlığı, biat kültürüne karşı aklı ve bilimi, teokrasiye karşı laik ve demokratik yönetimi seçtiği gündür. Cumhuriyet sadece savaş yorgunu bir milletin küllerinden yeniden doğuşu olmakla kalmaz. Aynı zamanda her bir bireyin değer kazandığı, eşitlik ve özgürlük temelinde yükselen bir medeniyet projesidir. Halkın her katmanının kendini temsil etme gücüdür.

Cumhuriyet, eğitim hakkını kız-erkek tüm çocuklara sunan, bilimi rehber kabul eden, akıl ve eleştirel düşünceyi yücelten, çiftçisinden fabrikatörüne, sağlıkçısından eğitimcisine, gencinden yaşlısına toplumun her kesimini temsil etmesini sağlama niyetinde bir sistem olarak kuruldu. Atatürk’ün hedefi sadece sınırları çizilmiş bir devlet değil; fikren, ahlaken ve bilimde ileri, liyakatin olduğu, kadın ve çocukların güvende olduğu, özgür, sanata değer veren, Gençlerin çabasının karşılığını alabildiği, sağlıklı ve en önemlisi de özgür bir bir toplum yaratmaktı.

Bir genç olarak Atatürk’ün Gençliğe Hitabe'si ile yazıma devam etmek istiyorum.

Tüm Reklamları Kapat

 Ey Türk gençliği! Birinci vazifen; Türk istiklalini, Türk cumhuriyetini, ilelebet muhafaza ve müdafaa etmektir.

   Mevcudiyetinin ve istikbalinin yegâne temeli budur. Bu temel, senin en kıymetli hazinendir. İstikbalde dahi seni bu hazineden mahrum etmek isteyecek dâhilî ve haricî bedhahların olacaktır. Bir gün, istiklal ve cumhuriyeti müdafaa mecburiyetine düşersen, vazifeye atılmak için içinde bulunacağın vaziyetin imkân ve şeraitini düşünmeyeceksin. Bu imkân ve şerait, çok namüsait bir mahiyette tezahür edebilir. İstiklal ve cumhuriyetine kastedecek düşmanlar, bütün dünyada emsali görülmemiş bir galibiyetin mümessili olabilirler. Cebren ve hile ile aziz vatanın bütün kaleleri zapt edilmiş, bütün tersanelerine girilmiş, bütün orduları dağıtılmış ve memleketin her köşesi bilfiil işgal edilmiş olabilir. Bütün bu şeraitten daha elim ve daha vahim olmak üzere, memleketin dâhilinde iktidara sahip olanlar, gaflet ve dalalet ve hatta hıyanet içinde bulunabilirler. Hatta bu iktidar sahipleri, şahsi menfaatlerini müstevlilerin siyasi emelleriyle tevhit edebilirler. Millet, fakruzaruret içinde harap ve bitap düşmüş olabilir.

   Ey Türk istikbalinin evladı! İşte, bu ahval ve şerait içinde dahi vazifen, Türk istiklal ve cumhuriyetini kurtarmaktır. Muhtaç olduğun kudret, damarlarındaki asil kanda mevcuttur.

Mustafa Kemal Atatürk

Tüm Reklamları Kapat

Biz gençler…

Hani “gelecek” dedikleri…

Hani “emanet sizde” deyip sorumluluk yükledikleri nesil…

Evet, belki yozlaştık, belki savrulduk…

Evrim Ağacı'ndan Mesaj

Evrim Ağacı'nın çalışmalarına Kreosus, Patreon veya YouTube üzerinden maddi destekte bulunarak hem Türkiye'de bilim anlatıcılığının gelişmesine katkı sağlayabilirsiniz, hem de site ve uygulamamızı reklamsız olarak deneyimleyebilirsiniz. Reklamsız deneyim, sitemizin/uygulamamızın çeşitli kısımlarda gösterilen Google reklamlarını ve destek çağrılarını görmediğiniz, %100 reklamsız ve çok daha temiz bir site deneyimi sunmaktadır.

Kreosus

Kreosus'ta her 50₺'lik destek, 1 aylık reklamsız deneyime karşılık geliyor. Bu sayede, tek seferlik destekçilerimiz de, aylık destekçilerimiz de toplam destekleriyle doğru orantılı bir süre boyunca reklamsız deneyim elde edebiliyorlar.

Kreosus destekçilerimizin reklamsız deneyimi, destek olmaya başladıkları anda devreye girmektedir ve ek bir işleme gerek yoktur.

Patreon

Patreon destekçilerimiz, destek miktarından bağımsız olarak, Evrim Ağacı'na destek oldukları süre boyunca reklamsız deneyime erişmeyi sürdürebiliyorlar.

Patreon destekçilerimizin Patreon ile ilişkili e-posta hesapları, Evrim Ağacı'ndaki üyelik e-postaları ile birebir aynı olmalıdır. Patreon destekçilerimizin reklamsız deneyiminin devreye girmesi 24 saat alabilmektedir.

YouTube

YouTube destekçilerimizin hepsi otomatik olarak reklamsız deneyime şimdilik erişemiyorlar ve şu anda, YouTube üzerinden her destek seviyesine reklamsız deneyim ayrıcalığını sunamamaktayız. YouTube Destek Sistemi üzerinde sunulan farklı seviyelerin açıklamalarını okuyarak, hangi ayrıcalıklara erişebileceğinizi öğrenebilirsiniz.

Eğer seçtiğiniz seviye reklamsız deneyim ayrıcalığı sunuyorsa, destek olduktan sonra YouTube tarafından gösterilecek olan bağlantıdaki formu doldurarak reklamsız deneyime erişebilirsiniz. YouTube destekçilerimizin reklamsız deneyiminin devreye girmesi, formu doldurduktan sonra 24-72 saat alabilmektedir.

Diğer Platformlar

Bu 3 platform haricinde destek olan destekçilerimize ne yazık ki reklamsız deneyim ayrıcalığını sunamamaktayız. Destekleriniz sayesinde sistemlerimizi geliştirmeyi sürdürüyoruz ve umuyoruz bu ayrıcalıkları zamanla genişletebileceğiz.

Giriş yapmayı unutmayın!

Reklamsız deneyim için, maddi desteğiniz ile ilişkilendirilmiş olan Evrim Ağacı hesabınıza yapmanız gerekmektedir. Giriş yapmadığınız takdirde reklamları görmeye devam edeceksinizdir.

Ama kimse bize sormuyor:

“Bizi kim bu hale getirdi?”

Biz gençler;

Özgürlük yerine itaat etmeyi, düşünmek yerine ezberlemeyi, üretmek yerine tüketmeyi öğrendik.

Ama unutma Cumhuriyetim…

Bize bunları öğreten biz değildik.

Tüm Reklamları Kapat

Bu düzeni biz kurmadık.

Bence gençler olarak Gençliğe Hitabe'nin önemini unuttuk. Daha doğrus unutturulduk. Okullarda Gençliğe Hitabe öğretilir ve okutulurdu. "En kıymetli hazinemizi" elimizden almak istedikleri için bize onu korumamız gerektiğini unutturmaya çalışıyorlar. Tam da Hitabet'te dediği gibi "Bütün bu şeraitten daha elim ve daha vahim olmak üzere millet, fakruzaruret içinde harap ve bitap düşmüştür." Böylesi bir durumda Cumhuriyetimizi ve haklarımızı korumak bize düşmektedir. Damarlarınızdaki asil kanı hissedin ve birlik beraberlik içinde mutlu olabileceğimizi hatırlayalım.

Artık ne fikirlerimizi özgürce, korkmadan dile getirip eleştiri yapabiliyoruz ne de özgürce sanata yönelebiliyoruz. İfade özgürlüğü… Bir zamanlar bu topraklarda gururla anılırdı. Şimdi ise gençler bir cümle kurarken önce çevreye bakıyor, “Başım belaya girer mi?” diye düşünüyor. Düşüncenin suç sayıldığı yerde; Demokrasi yalnızca bir kelime kalır sözlüklerde. Basın yayın kuruluşları ardı ardına kapanıyor, doğruları konuştukça cezalar yiyor ve basın mensupları tutuklanıyor. Medya artık teksesli duyulmaya başlandı. Geçtim basını, kitlelere hitap edenleri; vatandaş arasında yayılmış o malum "Silivri soğuktur." sözünün birey olarak, halk olarak bile eleştiri yapmamıza engel olduğunu görüyoruz artık. Özgürlük, bir milletin nefesidir. Ama bugün birçok genç, düşüncelerini söylemeye çekiniyor. Sanki fikirlerimiz bile zincire vurulmak isteniyor. Eleştiri olmadan gelişim olmaz ey dostlar. Vakit CESARET VAKTİDİR. Konuşma vaktidir. Susarak bir yere varamayız.

Tüm Reklamları Kapat

Halkımız hukuka ve polise güvenmek yerine sorunlarını hukuksuzca çözmeye çalışıyor. Çünkü korkuyorlar! Düşünüyorlar ki: Haklı olan değil, siyasette ve maddiyatta kim güçlüyse o kazanır. Sonuç olarak artan şiddet olaylarıve hergün işlenen onlarca cinayet haberiyle karşıkarşıya kalıyoruz.

Devlet kurumlarında liyakatsizlik, adam kayırma, mobbing, torpil doğal olarak devlete ve devlet kurumlarına olan güveni azaltıyor. Halkın devlete olan inancı zayıflıyor.

Farklı dinden olanları yargılıyor, düşmanlaştırıyoruz. Bu din çatışmasına gerçekten gerek var mı? Sizce de farklı renklerle çok daha güzel değil miyiz? Farklı ve özgür düşüncelerle daha mutlu olamaz mıyız? Kimseyi kısıtlamadan, kimseyi yarhılamadan özgürce ve sevgiyle yaklaşırsak, hoşgörü gösterip birbirimizi anlamaya çalışırsak çok daha güzel olmaz mı? Oysa bizler napıyoruz? İnananlar inanmayanlara, inanmayanlar inananlara ve hatta inananlar insanlara baskı kurmaya çalışıyoruz. Münazara etmiyor kavga ediyoruz. Laikliğin gölgesi bile huzur vermesi gerekirken, siyasetin gölgesinde anlamı kirletilmeye çalışılıyor. Oysa laiklik, inançsızlık değil; her inanca aynı vicdanla yaklaşma erdemidir.

Sanatçılar sansürleniyor, kısıtlanıyor, yargılanıyor ve sanatın özgür üretim alanı daralıyor. Sanatı sanatçı yapmalıdır ve sanat topluma, bireye, sanatçıya bir şeyler katmalıdır. Sanat ticari bir metaya dönüştürüldü, bir propaganda aracına dönüştürüldü, sanatçı desteklenmediği için sanatta geri kaldık. Toplum birçok sebepten dolayı sanattan uzaklaştı. Bunların arasında vakit ve nakit sorunları da büyük yer kaplıyor. Kaliteli kültür, edebiyat ve tiyatroya erişim azaldı. Sanat adı altında insanları kullanıyorlar, ünlüleri sanat diye pazarlıyorlar ve daha niceleri... Sanatçılar susturuluyor, tiyatrolar kapatılıyor, kitaplar hedef gösteriliyor; Çünkü özgür sanat, uyuyan toplumları uyandırır diye korkuyorlar.

Tüm Reklamları Kapat

Agora Bilim Pazarı
Mikrobiyota: Yaşama Büyüleyici Bir Bakış

“Bilim yazarlığının zirvesi.” BILL GATES

“Etkisi bulaşıcı.” NEW YORK TIMES

2017 Wellcome Kitap Ödülü Finalisti

“Yılın En İyi Kitabı” Seçkilerinde
New York Times, Guardian, Popular Science, Times, Economist, Buzzfeed, Kirkus

“Hayvanlar evrimin kreması olabilir ama asıl pasta bakterilerdir.” ANDREW KNOLL

İçinizde trilyonlar yaşıyor. Koskoca bir dünya, capcanlı bir kolonisiniz aslında. Sadece bağırsağınızdaki bakterilerin sayısı, galaksimizdeki yıldızların sayısından fazla. Yüzlerce yıl adlarını hastalıkla anmış olsak da artık biliyoruz: Mikroplar yaşamın Azrail’i değil, bekçisi. Trilyonlarca mikrop organlarımızı şekillendiriyor, bizi hastalıklardan koruyor, davranışlarımıza yön veriyor. Aşılara nasıl tepki verdiğimizden, çocukların aldıkları gıdalardan ne kadar beslenebildiklerine kadar, yaşamımıza çok derin ve geniş kapsamlı katkıları var. Artık kesin olarak biliyoruz ki mikropları göz ardı etmek, hayata anahtar deliğinden bakmak demek.

Bu kitap kapıyı ardına kadar açıyor ve bizi vücudumuzdaki akıl almaz evrenle tanıştırıyor. Ed Yong, bizleri kendimize yepyeni bir açıdan, nehirlere, ormanlara, mercan resiflerine baktığımız gibi bakmaya çağırıyor: bireylerden çok, gelişen ekosistemler olarak. Mikrobiyota, dünyaya ve kendinize bakışınızı milyon minik yoldan değiştirecek. Bu kitabı okuduktan sonra muhtemelen bir “favori mikrop”unuz olacak.

Bilgiler ve Uyarılar:

  1. Bu ürün sipariş alındıktan 1-3 gün içinde postalanacaktır.
  2. Lütfen sipariş vermeden önce iade ve ürün değişikliği ile ilgili bilgilendirmemizi okuyunuz.
  3. Bu kampanya, Domingo Yayınevi tarafından Evrim Ağacı okurlarına sunulan fırsatlardan birisidir.
Devamını Göster
₺280.00
Mikrobiyota: Yaşama Büyüleyici Bir Bakış

Çocuklarımızın hayalleri sınav kağıtlarına sıkıştı; Sorgulamak yerine ezberi, keşfetmek yerine taklidi öğrettik. Bilimin sesini kısarken hurafenin sesini yükseltenlerin çoğaldığını gördük. Atatürk’ün “fikri hür, vicdanı hür, irfanı hür nesiller” dediği yerde,

biz bazen sadece “itaat eden nesiller” yetiştirmekle övünüyoruz. Ve en çok da gençler içimi acıtıyor… Bu topraklarda doğup büyüyen parlak beyinlerin umutlarını başka ülkelere taşıdığına tanık olmak, Cumhuriyet’in “fikri hür” evlatlarının yuvadan kopuşunu izlemek, yüreği sızlatıyor.

Toplumumuzda depresyon durmadan artıyor. "Ben kimim? Hayatın anlamı ne? Neden varım?.." Gittikçe varoluşsal sancılar artıyor, kimlik bunalımları ve karmaşaları yaşayan gençlerimiz ne kendisini ne çevresini tanıyamayacak hale geliyor. Kültürel yozlaşma ve aile kavramının bozulması, aile içi şiddet ve daha nice sorun kişilerin karakter gelişimini bozuyor. Depresyon gençlerin ortak dili oldu artık. Ve ne acı ki; hayatına son verenlerin yaşları düşüyor her yıl. İntihar, bir genç için “çıkış yolu” gibi görünüyorsa; O toplum çok şey kaybetmiştir zaten. Bütün bu durumların yanında bir de psikiyatrik sağlık hizmetlerine erişimin zor olması intihar ve şiddet olaylarını körüklüyor.

Bir de psikiyatrik sorunları olan kişilerin toplumdan dışlanması ve uzaklaştırılması sorunu var. Tedavi alanı uzaklaştırıyorlar, tedavi isteyeni kınıyorlar, yargılıyorlar, tedaviye ihtiyacı olanları görmüyorlar. Acı çektiğini ve en az fiziksel acılar kadar zor olduğunu anlamıyorlar. Büyükler diyor ki "bizim dönemimizde bu mu vardı?". Belki yoktu. Ama sizin sağlıksız yetişme tarzınız bizleri incitmemeli. Yardım almak kötü bir şey değildir. Yardım almak ve iyileşmek, daha iyi olmak için çaba göstermek takdir edilecek bir erdemdir.

Sokaklar eskisi kadar güvenli değil artık. Kadınlar hâlâ “gece değil, gündüz bile” korkuyla adım atıyor dışarı. Kadın cinayetleri haber olmaktan çıktı, sıradanlığa dönüştü… Sıradanlık en büyük felaket değil midir? Bir toplum, cana kıymayı kanıksadıysa; Orada hangi dua, hangi yasa, hangi tören kalbi onarabilir? Ve çocuklar… Bu ülkenin en masumları… Onlar bile korunamıyor kirli ellerden, büyümeden kirletiliyor hayalleri. Şiddet oyun gibi öğretiliyor bazı evlerde, Çocuklar oyun değil, öfke büyütüyor ceplerinde ve görüyoruz ki şiddeti övüyorlar artık. Onlar da... Çocuklarımızın da kirletiyor ellerini...

Üniversite mezunu işsizler kol geziyor. Gençler gelecek kaygısı, kariyer umutsuzluğu, ekonomik özgürlüklerinin karşısındaki enflasyon ve düşük maaş gibi problemler yüzünden ne yapacaklarını şaşırmış ve umutsuz bir halde. Gençler hayata başlamadan bitap düşüyor artık. Kendi ayaklarımız üzerinde durmak bir hayal gibi. Ev kurmak, yuva olmak, aile beslemek… Bize değil; sanki masallara ait kavramlar. İşsizlik büyüyor, diplomalar duvarda çerçeve… Biz ise kendi toprağımızda kiracı gibi yaşıyoruz ömrü.

Yalnızlaştık ey dostlar. Anlatamıyoruz kendimizi kimseye. Kimse kimseyi dinlemek, anlamak, konuşmak, destek olmak istemiiyor. Noldu birliğimize? Noldu milletimize?

Bir şeyleri düzeltmeye, toplumumuzu sağlığına kavuşturmaya çalışan sağlıkçılarımızın gördüğü şiddet peki? Ya ben üst komşumun bile "Bir doktor vardı dövesim geldi." dediğine şahit oldum. Tek sebebiyse ağrısı varken sıraya gir demiş doktor. Randevu al çok hastam var demiş. İlaç ve tıbbi malzemeye erişim sorunları bir yanda zaten. Bir de sağlık çalışanlarının uzun ve yoğun tempoda görev yapması sonucu gördüğümüz tükenmişlik ve moral çöküşü toplumun bir yansıması değil mi?

Biz gençler yalnızlaştık Cumhuriyetim… Herkes kalabalık içinde yapayalnız. Konuşmayı unuttuk, dinlemeyi hiç öğrenemedik. Yabancılaştık birbirimize, hatta topraklarımıza. Kendi ülkemizde misafir gibi hissettik bazen, Çünkü sokaklar, şehirler bizim olmaktan çıktı. Mülteci sorununu yönetmek yerine büyüttüler; Birlikte yaşamayı değil, birbirinden korkmayı öğrettiler halka.

Tüm Reklamları Kapat

Bir dönemde üniversiteler, düşüncenin özgürce filizlendiği bahçelerdi. Akademisyenler, korkmadan, özgürce üretir; bilim insanları ülkenin gurur kaynağı olurdu. Bugün ise o bahçelerin çitleri yükseldi; fikirlerin dolaşımı kesildi, bilim ve akademi özgürlüğünü kaybetme tehlikesiyle karşı karşıya.

Bilimsel araştırmalar desteklenmedikçe, üniversiteler özgür düşünce yerine itaat merkezine dönüştürüldükçe, akademisyenler susturuldukça ya da başka ülkelere göç etmek zorunda bırakıldıkça, Cumhuriyet’in bilimle yükselen o büyük hayali eksik kalıyor.

Teknolojide tüketen bir ülke olmaya razı olduk; Üreten, geliştiren, öncülük eden ülke olma yarışında geride kaldık. Genç yeteneklerimiz, parlak beyinlerimiz yurt dışında kendine yer arıyor; Çünkü burada hayallerinin değil, sınırlarının çizildiğini görüyor. Oysa Cumhuriyet, bilimin yalnızca laboratuvarlarda değil, hayatın her alanında yolumuzu aydınlatması için kurulmuştu. Bugün teknolojiye yatırım yapmayan, akademisini özgür bırakmayan, genç bilim insanına nefes vermeyen bir ülke; yarın söz sahibi olamaz.

Cumhuriyet’in bize öğrettiği şuydu: Bilim sustuğunda, toplum da karanlığa gömülür.

Cumhuriyet bize yalnızca bir geçmiş armağan etmedi; geleceği şekillendirme sorumluluğu verdi. Bugün eğitimdeki çöküşten ifade özgürlüğünün kısıtlanmasına, kadın ve çocukların güvenliğinden bilimin susturulmasına, sanatın zincire vurulmasından gençlerin umutsuzluğa sürüklenmesine kadar ağır sınavlarla karşı karşıyayız. Fakat unutmayalım: Bu ülke, en karanlık günlerinde bile küllerinden doğmayı başardı. Şimdi sıra bizde. Gençler olarak sorgulayarak, üreterek, bilime sarılarak, sanatı özgürleştirerek, kadın–erkek eşitliğini savunarak, doğayı ve insanı koruyarak, umudu örgütleyerek yeniden ayağa kalkabiliriz. Biz, Atatürk’ün inandığı o gençleriz; damarlarımızdaki asil kan, yalnızca bir övünç değil, bir görev hatırlatmasıdır. Cumhuriyet, bize “seyirci kalma” hakkı tanımıyor — değiştirme, onarma, yükseltme borcu yüklüyor. Şimdi söz, bizim neslimizde: Susmayacağız, vazgeçmeyeceğiz, korkmayacağız. Cumhuriyeti yalnızca yaşatmayacağız; hak ettiği gibi yücelteceğiz. Çünkü bu vatanın yarını, bizim cesaretimizle yeniden yazılacak.

Okundu Olarak İşaretle
2
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Paylaş
Sonra Oku
Notlarım
Yazdır / PDF Olarak Kaydet
Raporla
Mantık Hatası Bildir
Yukarı Zıpla
Bu Blog Yazısı Sana Ne Hissettirdi?
  • Muhteşem! 0
  • Tebrikler! 0
  • Bilim Budur! 0
  • Mmm... Çok sapyoseksüel! 0
  • Güldürdü 0
  • İnanılmaz 0
  • Umut Verici! 0
  • Merak Uyandırıcı! 0
  • Üzücü! 0
  • Grrr... *@$# 0
  • İğrenç! 0
  • Korkutucu! 0
Tüm Reklamları Kapat

Evrim Ağacı'na her ay sadece 1 kahve ısmarlayarak destek olmak ister misiniz?

Şu iki siteden birini kullanarak şimdi destek olabilirsiniz:

kreosus.com/evrimagaci | patreon.com/evrimagaci

Çıktı Bilgisi: Bu sayfa, Evrim Ağacı yazdırma aracı kullanılarak 12/11/2025 16:45:58 tarihinde oluşturulmuştur. Evrim Ağacı'ndaki içeriklerin tamamı, birden fazla editör tarafından, durmaksızın elden geçirilmekte, güncellenmekte ve geliştirilmektedir. Dolayısıyla bu çıktının alındığı tarihten sonra yapılan güncellemeleri görmek ve bu içeriğin en güncel halini okumak için lütfen şu adrese gidiniz: https://evrimagaci.org/s/21704

İçerik Kullanım İzinleri: Evrim Ağacı'ndaki yazılı içerikler orijinallerine hiçbir şekilde dokunulmadığı müddetçe izin alınmaksızın paylaşılabilir, kopyalanabilir, yapıştırılabilir, çoğaltılabilir, basılabilir, dağıtılabilir, yayılabilir, alıntılanabilir. Ancak bu içeriklerin hiçbiri izin alınmaksızın değiştirilemez ve değiştirilmiş halleri Evrim Ağacı'na aitmiş gibi sunulamaz. Benzer şekilde, içeriklerin hiçbiri, söz konusu içeriğin açıkça belirtilmiş yazarlarından ve Evrim Ağacı'ndan başkasına aitmiş gibi sunulamaz. Bu sayfa izin alınmaksızın düzenlenemez, Evrim Ağacı logosu, yazar/editör bilgileri ve içeriğin diğer kısımları izin alınmaksızın değiştirilemez veya kaldırılamaz.

Aklımdan Geçen
Komünite Seç
Aklımdan Geçen
Fark Ettim ki...
Bugün Öğrendim ki...
İşe Yarar İpucu
Bilim Haberleri
Hikaye Fikri
Video Konu Önerisi
Başlık
Bugün Türkiye'de bilime ve bilim okuryazarlığına neler katacaksın?
Gündem
Bağlantı
Ekle
Soru Sor
Stiller
Kurallar
Komünite Kuralları
Bu komünite, aklınızdan geçen düşünceleri Evrim Ağacı ailesiyle paylaşabilmeniz içindir. Yapacağınız paylaşımlar Evrim Ağacı'nın kurallarına tabidir. Ayrıca bu komünitenin ek kurallarına da uymanız gerekmektedir.
1
Bilim kimliğinizi önceleyin.
Evrim Ağacı bir bilim platformudur. Dolayısıyla aklınızdan geçen her şeyden ziyade, bilim veya yaşamla ilgili olabilecek düşüncelerinizle ilgileniyoruz.
2
Propaganda ve baskı amaçlı kullanmayın.
Herkesin aklından her şey geçebilir; fakat bu platformun amacı, insanların belli ideolojiler için propaganda yapmaları veya başkaları üzerinde baskı kurma amacıyla geliştirilmemiştir. Paylaştığınız fikirlerin değer kattığından emin olun.
3
Gerilim yaratmayın.
Gerilim, tersleme, tahrik, taciz, alay, dedikodu, trollük, vurdumduymazlık, duyarsızlık, ırkçılık, bağnazlık, nefret söylemi, azınlıklara saldırı, fanatizm, holiganlık, sloganlar yasaktır.
4
Değer katın; hassas konulardan ve öznel yoruma açık alanlardan uzak durun.
Bu komünitenin amacı okurlara hayatla ilgili keyifli farkındalıklar yaşatabilmektir. Din, politika, spor, aktüel konular gibi anlık tepkilere neden olabilecek konulardaki tespitlerden kaçının. Ayrıca aklınızdan geçenlerin Türkiye’deki bilim komünitesine değer katması beklenmektedir.
5
Cevap hakkı doğurmayın.
Aklınızdan geçenlerin bu platformda bulunmuyor olabilecek kişilere cevap hakkı doğurmadığından emin olun.
Size Özel
Makaleler
Daha Fazla İçerik Göster
Popüler Yazılar
30 gün
90 gün
1 yıl
Evrim Ağacı'na Destek Ol

Evrim Ağacı'nın %100 okur destekli bir bilim platformu olduğunu biliyor muydunuz? Evrim Ağacı'nın maddi destekçileri arasına katılarak Türkiye'de bilimin yayılmasına güç katın.

Evrim Ağacı'nı Takip Et!
Geçmiş ve Notlar
Yazı Geçmişi
Okuma Geçmişi
Notlarım
İlerleme Durumunu Güncelle
Okudum
Sonra Oku
Not Ekle
İşaretle
Göz Attım
Site Ayarları

Evrim Ağacı tarafından otomatik olarak takip edilen işlemleri istediğin zaman durdurabilirsin.

[Site ayalarına git...]
Bu Yazıdaki Hareketleri
Daha Fazla göster
Tüm Okuma Geçmişin
Daha Fazla göster
0/10000
Kaydet
Keşfet
Ara
Yakında
Sohbet
Agora

Bize Ulaşın

ve seni takip ediyor

Göster

Şifremi unuttum Üyelik Aktivasyonu

Göster

Şifrenizi mi unuttunuz? Lütfen e-posta adresinizi giriniz. E-posta adresinize şifrenizi sıfırlamak için bir bağlantı gönderilecektir.

Geri dön

Eğer aktivasyon kodunu almadıysanız lütfen e-posta adresinizi giriniz. Üyeliğinizi aktive etmek için e-posta adresinize bir bağlantı gönderilecektir.

Geri dön

Close