Balıklar Süs Değildir
Balıkların Bilişsel Kapasiteleri ve Duyguları

- Blog Yazısı
Pek çok kişi bakımı en kolay evcil hayvanın balıklar olduğunu sanır: Ufak bir fanus al, at içine balığı ve arada bir kraker ver, artık haraketli bir süsümüz var! Eğer ölürse at klozete yenisi al.
Peki ya bu etik midir?
Balıklar Hakkındaki Yanılgılarımız
Balıkların hafızasının on saniye olduğundan tutunda balıkların duygu hissedemediğine kadar sayısız efsane vardır. Ne var ki balıkların sandığımızdan çok daha "fazlası" olduğunu giderek daha fazla anlamaya başladık.
Balıkların bilişsel kapasitelerinin ne denli gelişmiş olabileceğiyle ilgili fikir edinmek için bir türe yakından bakalım: Fil balığı.

Bu balıklar birbirleriyle iletişim kurmak için elektrik akımları üretirler, bu akımların oran, süre, genlik, frekans gibi özelliklerini eğip bükerek tür, cinsiyet, boyut, yaş, konum, mesafe ve cinsel eğilim gibi daha pek çok konuda bilgi aktarabilirler, mesela sosyal statülerini. Evet, balıklarında sosyal statüsü vardır. Eğer birisi boyundan büyük işe kalkışır da baskın balığın bölgesinde akım üretirse kavga çıkabilir. Ayrıca "seslerin" karışmaması için akımlar arasında 10-15 Hz fark olmasına özen gösterirler.
Fil balıkları kimin dost kimin düşman olduğunu bilir. Dostlar birbirlerinin bölgelerine girerken söz gelimi kendilerini tanıtırlar, işgale gelmediklerinin sözünü verirler böylece kimse boş yere kavgaya tutuşup enerji sarfiyatı yaratmaz. Bu balıklar zor durumda -mesela kıtlık yaşanırsa- kol kola verip geçici süreliğine sürüler de oluşturabilirler.
Sırf bu tür bile, balıkların duyuları, duyguları, hisleri, hafızaları, farkındalıkları, bilişsel yetileri ve sosyal hayatlarıyla alakalı oldukça çok şey söylüyor ve tüm balıkların aptal canlılar olduklarıyla ilgili mitleri çürütüyor.
Balıklara Karşı Tutumumuz
Balıklar, gerçekten ama gerçekten çok uzak akrabalarımızdır. Daha aynı memeliler sınıfında olduğumuz hayvanların davranışlarını bile zar zor yorumlarken bize kuşlardan, sürüngenlerden ve hatta amfibilerden bile uzak olan bir türün davranışlarını yorumlamamız imkansıza yakındır.
Genellikle memeliler acı çektiğinde bağırır, biz de bundan yola çıkarak o hayvanın acı çektiğini anlarız. Peki ya bir balık acı çektiğinde ne yapar? Stres olduğunda? Sevindiğinde? Aşık olduğunda? Korktuğunda?
Bu yüz, ne kaş çatmaya ne de gülümsemeye yarar; balık şayet bunları yapabilseydi, gerçekte gördüğünden çok daha fazla şefkat görürdü.
Bu durum balıklara karşı tutumumuzun neden empatiden yoksun olduğunu açıklar. Empati genelde istemsizce yaptığımız bir şeydir. Empati yaptığımız şey bir insan, köpek veya hikaye karakteri olabilir. Ama ortak nokta şudur: Empati objesinde, kendimizden bir parça bulmamız gerekir. Balıklardaysa ilk bakışta kendimizden bir parça pek göremeyiz. Doğrusu derine indikçe ve araştırdıkça bir yandan ne kadar aynı olduğumuzu da fark ederiz, mesela hem biz hem balıklar görsel illüzyonlara kanar veya balıklarda birbirleri arasında oyunlar oynar vs.
Peki ya balıklara karşı görece daha az empati duymamızın sonuçları neler? Bu onları bir "birey" olarak görmemizi engeller bu da onlara daha az değer atfetmemize ve daha az önemsememize neden olur. Bir köpek ile sahibinin arasındaki bağı bir balık ile sahibinin arasında görmemiz hiçe yakınsayacak kadar nadirdir.
Aslında maddi destek istememizin nedeni çok basit: Çünkü Evrim Ağacı, bizim tek mesleğimiz, tek gelir kaynağımız. Birçoklarının aksine bizler, sosyal medyada gördüğünüz makale ve videolarımızı hobi olarak, mesleğimizden arta kalan zamanlarda yapmıyoruz. Dolayısıyla bu işi sürdürebilmek için gelir elde etmemiz gerekiyor.
Bunda elbette ki hiçbir sakınca yok; kimin, ne şartlar altında yayın yapmayı seçtiği büyük oranda bir tercih meselesi. Ne var ki biz, eğer ana mesleklerimizi icra edecek olursak (yani kendi mesleğimiz doğrultusunda bir iş sahibi olursak) Evrim Ağacı'na zaman ayıramayacağımızı, ayakta tutamayacağımızı biliyoruz. Çünkü az sonra detaylarını vereceğimiz üzere, Evrim Ağacı sosyal medyada denk geldiğiniz makale ve videolardan çok daha büyük, kapsamlı ve aşırı zaman alan bir bilim platformu projesi. Bu nedenle bizler, meslek olarak Evrim Ağacı'nı seçtik.
Eğer hem Evrim Ağacı'ndan hayatımızı idame ettirecek, mesleklerimizi bırakmayı en azından kısmen meşrulaştıracak ve mantıklı kılacak kadar bir gelir kaynağı elde edemezsek, mecburen Evrim Ağacı'nı bırakıp, kendi mesleklerimize döneceğiz. Ama bunu istemiyoruz ve bu nedenle didiniyoruz.
Filmlerde sürekli bir balık için yas tutan veya onları gömen karakterlerin komedi malzemesi haline geldiğini görmüyor muyuz?
Bu yüzden balık sahipleri balığın refahı için daha az araştırmaya, onunla daha az ilgilenmeye dolayısıyla hasta olduğunda anlamamaya, ona maddi manevi destek olmamaya daha meyillidir. Balığın refahı için gerekli ortamlar ya pahalı olduğundan ya sadece bilgisizlikten sağlanmaz ve çoğu balık hem doğada yaşayabileceği yıllara kıyasla stresli ve acılı bir hayat yaşar hem erken yaşta vefat eder.
Asıl soruyu soralım: Empati yapabilip yapamamamız veyahut kendimize benzeyip benzememesi şeyin ahlaki obje olup olmamasında ne rolü vardır? Genel geçer olarak, hissedebilen varlıkları ahlaki obje olarak nitelendiririz. Balıkların hissedebildiği kesindir.
Balıklar Evde Beslenebilir mi? Beslenmeli mi?
İyi hoş, balıklarla empati yapan ve onlara değer veren birisiniz. Peki ya onları evde beslemeli misiniz? Öncelikle balık derken kastettiğimiz tüm omurgalı hayvanların %60 kadarı. Dolayısıyla bütün balıkları doğru şekilde besleyebileceğimizi gösteren bir formül bulunmamakta.
Ama genel olarak, balık başına 5 litrelik -bu ölçü balıktan balığa çok değişir, mesela bir beta balığı için en az 25 litrelik bir akvaryum şarttır her ne kadar evcil hayvan mağazalarında 250 mililitrelik bardaklarda hapsedilseler de- bir akvaryum, sudaki dışkıları ve yem kalıntılarını temizlemek için bir filtre, suyu yaz kış demeden balığın vücut sıcaklığına uygun tutmak için bir ısıtıcı, gece gündüz döngüsüne uygun olarak bir ışıklandırma -doğal gün ışığı olmaz çünkü güneş ışığı sıcaklık dengesini bozar, algleri hızla çoğaltır, akvaryumun hijyenini olumsuz etkiler ve balıkları fizyolojik ve psikolojik olarak yıpratır- ve dekorasyon: Balıkların saklanabileceği mağaralar, altlık için kum, çakıl veya toprak ve gerçek bitkiler -ki o bitkilerinde bakımının yapılması da zorunludur- gibi daha pek çok şey.
Ek olarak akvaryumun yaşanılır olup olmadığının anlaşılması için, mesela suyun bazik veya asidik olmadığını kontrol etmek için, su test kitleri, akvaryum temizliği için balıklarda toksik etki yaratmayacak özel malzemeler, su düzenleyiciler ve tabii ki yem, ayrıca piyasadaki çoğu yem tür özelinde hazırlanmadığından balıklarınızın yemini bizatihi siz hazırlamak zorunda olabilirsiniz.
Bunlar haricinde bakımı üstlenilecek balık türü özel olarak araştırılmalı ve ihtiyaçları özelinde eklemeler yapılmalıdır.
Peki, diyelim ki tüm bunları halledeceğiz, şimdi sahiplenmenin bir sorunu var mı? Evet, çünkü balığı gidip sokaktan almıyorsunuz, satın alıyorsunuz. Öncelikle hissedebilen varlıkların alınıp satılabilmesi apayrı bir konu ama biz şimdilik bunun etik olduğunu varsayalım. Para kazandıracağımız ve arz talep doğrultusunda devamlılığına katkıda bulunacağımız endüstri nasıl bir endüstri?
Ne yazık ki, esaret altındaki balıkların çoğu kısa ömürlüdür ve kolayca yeni "stoklarla" değiştirilirler; bu da toplama/üretim, edinme ve ölüm döngüsünü besleyen sürekli bir talep yaratır.
Balıklar ya vahşi doğadan toplanır ya balık çiftliklerinde yetiştirilir.
Vahşi doğadan balıkları yakalamak için öncelikle denize siyanür gibi balığı sersemletecek kimyasallar sıkılır, tabii ki işlem sırasında pek çok balık oracıkta ölür ve yakalanmayacak pek çok türde farklı deniz canlısı kimyasalların etkisine maruz kalır. Balıklar kontrolsüz bir şekilde toplandığından av avcı dinamikleri bozulur, ekoloji ve besin zinciri ağır yaralar alır. Yakalanan balıkların %60 kadarı henüz taşıma sırasında, pek çoğu da varış noktasına ulaştıktan kısa bir süre sonra ortama uyum sağlayamadıklarından ötürü ölür.
Balık çiftliklerinde ise amaç maksimum kar gütmek olduğundan balıklar aşırı üretilir, daha az masraf için çok dar bir alana hapsedilir ve hayatta kalmaları için asgari şartlarda yetiştirilir. Dahası daha renkli, daha göz alıcı olmaları için yapay seçilime tabi tutulurlar.

Bu durumun balıklardaki etkileri hakkında yeterince araştırma yapılmamıştır ama benzer muameleye maruz kalan köpek ve kedi türlerinin nasıl sorunlarla doğduklarından haberdarız.
Peki balıkları nasıl edineceğiz? Teorik olarak, balıkların refahını önemseyen bir yetiştiriciden tedarik edilmiş balıkların refahını önemseyen bir petshoptan satın alabilirsiniz. Pratik açıdan... edinmeniz ne yazık ki pekala mümkün olmayabilir.
Sonuç
Balıklar genel kanının aksine kompleks varlıklardır yani sırf dekor olsun diye alınacak objeler değildirler. Ve yine genel kanının aksine balık beslemek hiç kolay bir uğraş değildir bilakis bakımı en zor evcil hayvan olabilirler, hatta bize kalırsa tavşanlar veya bukalemunlar gibi egzotik hayvan sınıfına girmeliler. Balıkları etik yerlerden temin etmekte en az balığa bakmak kadar zordur.
Her şey dört dörtlük yapılsa dahi bir balığın akvaryumda beslenerek yaşamasının onun mutluluğu için ne denli iyi olduğu hakkındaysa yeterince çalışma yapılmamıştır.
- 1
- 1
- 1
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
- Teofanes Avery. Pethelpful.com. Alındığı Tarih: 22 Aralık 2024. Alındığı Yer: PetHelpful | Arşiv Bağlantısı
- J. Sawatzky. How To Care For Fish: A Complete Guide. Alındığı Tarih: 22 Aralık 2024. Alındığı Yer: Wag! | Arşiv Bağlantısı
- J. Balcombe. (2021). Balıkların Bildikleri : Su Altında Yaşayan Kuzenlerimizin İç Dünyaları (Metis Bilim, #44). ISBN: 9786053162209. Yayınevi: Metis Yayınları. sf: 320.
Evrim Ağacı'na her ay sadece 1 kahve ısmarlayarak destek olmak ister misiniz?
Şu iki siteden birini kullanarak şimdi destek olabilirsiniz:
kreosus.com/evrimagaci | patreon.com/evrimagaci
Çıktı Bilgisi: Bu sayfa, Evrim Ağacı yazdırma aracı kullanılarak 28/04/2025 12:23:37 tarihinde oluşturulmuştur. Evrim Ağacı'ndaki içeriklerin tamamı, birden fazla editör tarafından, durmaksızın elden geçirilmekte, güncellenmekte ve geliştirilmektedir. Dolayısıyla bu çıktının alındığı tarihten sonra yapılan güncellemeleri görmek ve bu içeriğin en güncel halini okumak için lütfen şu adrese gidiniz: https://evrimagaci.org/s/19342
İçerik Kullanım İzinleri: Evrim Ağacı'ndaki yazılı içerikler orijinallerine hiçbir şekilde dokunulmadığı müddetçe izin alınmaksızın paylaşılabilir, kopyalanabilir, yapıştırılabilir, çoğaltılabilir, basılabilir, dağıtılabilir, yayılabilir, alıntılanabilir. Ancak bu içeriklerin hiçbiri izin alınmaksızın değiştirilemez ve değiştirilmiş halleri Evrim Ağacı'na aitmiş gibi sunulamaz. Benzer şekilde, içeriklerin hiçbiri, söz konusu içeriğin açıkça belirtilmiş yazarlarından ve Evrim Ağacı'ndan başkasına aitmiş gibi sunulamaz. Bu sayfa izin alınmaksızın düzenlenemez, Evrim Ağacı logosu, yazar/editör bilgileri ve içeriğin diğer kısımları izin alınmaksızın değiştirilemez veya kaldırılamaz.