Antigone’nin Direnişi: Antik Bir Çığlığın Günümüz Toplumuna Yankısı
Antik bir trajediden günümüze uzanan bir hakikat arayışı: İtaat mi erdemdir, yoksa başkaldırı mı?

- Blog Yazısı
Bir gece boyunca elimde tuttuğum Sophokles'in Antigone trajedisi, sadece binlerce yıl öncesinin bir isyan hikâyesi değildi. Sayfaları çevirdikçe, satır aralarından bugüne süzülen bir çığlığı duydum: adaletin, vicdanın ve bireyin haykırışı… Bu yazıda, Antigone’nin çarpıcı tutumunu günümüz toplumuyla ilişkilendirerek, Sokratik bir sorgulamayla bazı temel kavramları birlikte tartışmak istiyorum: yasa, vicdan, özgürlük ve direniş.
İlahi Yasa mı, Kraliyet Yasası mı?
“Ben, senin buyruğunu çiğnedim, evet. Çünkü tanrısal yasalardan üstün değil senin buyruğun.” – Antigone
Antigone, kardeşinin bedenini gömmek için kralın yasağını çiğner. Peki bu, bir suç mudur? Yoksa insanın evrensel adalet duygusuna boyun eğmesi midir? Burada bir ikilem belirir: İnsan, yazılı yasaya mı uymalıdır, yoksa vicdanına mı? Bu soruyu sorduğumuzda Sokrates çıkagelir. O da bir gün yargı önüne çıkarılmıştı; ama o da Antigone gibi “yanlış olanın karşısında eğilmemeyi” seçmişti. Ölümü göze aldı ama hakikatten sapmadı.
Bugün, devletlerin ya da kurumların koyduğu yasalar bazen doğrudan adaletin sesi olmayabilir. Tıpkı Antigone gibi, günümüz dünyasında da bazı insanlar kendi vicdanlarının yasasını devlete tercih ediyorlar. Edward Snowden’ı düşünelim. Devlet sırrını ifşa etti. Yasa dışı mıydı? Evet. Ama haklı mıydı? Tartışılır. Tıpkı Antigone gibi, o da evrensel bir değeri savundu: halkın doğruyu bilme hakkını.
Kreon’un İktidarı: Devletin Sınırı Nerede Başlar?
“Devlet, bir erkeğin elinde bir gemidir. Onu sallayanlara göz yumulursa, batar.” – Kreon
Kreon’un bakış açısı nettir: devlet düzeni, her şeyden önce gelir. Ancak bu düzenin ruhsuz, katı ve baskıcı bir forma bürünmesi, bireyin nefesini kesebilir. Sokrates de devletin yasalarına önem verir ama bir farkla: yasalar adil olmalı, sorgulanabilir olmalı. Modern dünyada da Kreonlar var. Yasa uğruna insanı unutanlar. Güvenlik adına özgürlükleri kısıtlayanlar. Pandemi sürecinde alınan kararları hatırlayalım: toplum sağlığı adına bireysel haklardan feragat etmemiz istendi.
Peki sınır nerede çizilmeli? Devletin eli, bireyin kalbine kadar uzanabilir mi?
Yazgı mı, Seçim mi?
Antigone, öleceğini bilerek o mezarı kazdı. Belki de bu yüzden onun kararı sadece cesur değil, aynı zamanda etik bir seçimdir. Tıpkı Sokrates’in baldıran zehrini kendi elleriyle içmesi gibi. Bu bir teslimiyet değil, bilinçli bir seçimdi. Ve belki de özgürlüğün en saf hali budur: “ölümü seçme hakkı.”
Bugün de toplumun dışına itilmeyi göze alarak doğru bildiğini savunan insanlar var. Sistem dışı kalan sanatçılar, muhalif aydınlar, görmezden gelinen adaletsizlikleri ifşa eden gazeteciler… Onlar da tıpkı Antigone gibi, mezarlarını kendi elleriyle kazıyorlar ama onurlarıyla yaşıyorlar.
Toplumun Sessizliği: Suçlu Kim?
Aslında maddi destek istememizin nedeni çok basit: Çünkü Evrim Ağacı, bizim tek mesleğimiz, tek gelir kaynağımız. Birçoklarının aksine bizler, sosyal medyada gördüğünüz makale ve videolarımızı hobi olarak, mesleğimizden arta kalan zamanlarda yapmıyoruz. Dolayısıyla bu işi sürdürebilmek için gelir elde etmemiz gerekiyor.
Bunda elbette ki hiçbir sakınca yok; kimin, ne şartlar altında yayın yapmayı seçtiği büyük oranda bir tercih meselesi. Ne var ki biz, eğer ana mesleklerimizi icra edecek olursak (yani kendi mesleğimiz doğrultusunda bir iş sahibi olursak) Evrim Ağacı'na zaman ayıramayacağımızı, ayakta tutamayacağımızı biliyoruz. Çünkü az sonra detaylarını vereceğimiz üzere, Evrim Ağacı sosyal medyada denk geldiğiniz makale ve videolardan çok daha büyük, kapsamlı ve aşırı zaman alan bir bilim platformu projesi. Bu nedenle bizler, meslek olarak Evrim Ağacı'nı seçtik.
Eğer hem Evrim Ağacı'ndan hayatımızı idame ettirecek, mesleklerimizi bırakmayı en azından kısmen meşrulaştıracak ve mantıklı kılacak kadar bir gelir kaynağı elde edemezsek, mecburen Evrim Ağacı'nı bırakıp, kendi mesleklerimize döneceğiz. Ama bunu istemiyoruz ve bu nedenle didiniyoruz.
Belki de en trajik olan, Thebai halkının sessizliği. Antigone’yi haklı bulan ama susanlar. Korkudan, konumdan, konfordan…
Sokrates’in sorguladığı da tam olarak buydu: “İnsan neden çoğunluğun yanlışına razı olur?”
Bugün de benzer bir sessizlik duvarı var. Sokakta bir kadın şiddete uğruyor, görmezden geliyoruz. Bir haksızlık sosyal medyada yayılıyor, ama “algı yaratmak istemem” diyoruz. Modern çağın Thebai halkı bizler olabilir miyiz?
Antigone Bizim İçimizde mi?
Antigone bir karakter değil; bir duruş, bir vicdan, bir ses. Her bireyin içinde var olan, bazen bastırdığı, bazen unuttuğu o hakikat tutkusu. Belki de bugün hepimizin içinde küçük bir Antigone uyanmalı.
Sokrates’in dediği gibi: “Sorgulanmamış bir hayat, yaşanmaya değmez.”
Ve Antigone’nin gösterdiği gibi: “İtaat edilmeyen adaletsiz yasa, insanı insan yapar.”
[1]
- 1
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
- Sophocles. Antigone (The Theban Plays, #3). ISBN: 9781580493888.
Evrim Ağacı'na her ay sadece 1 kahve ısmarlayarak destek olmak ister misiniz?
Şu iki siteden birini kullanarak şimdi destek olabilirsiniz:
kreosus.com/evrimagaci | patreon.com/evrimagaci
Çıktı Bilgisi: Bu sayfa, Evrim Ağacı yazdırma aracı kullanılarak 07/07/2025 14:27:34 tarihinde oluşturulmuştur. Evrim Ağacı'ndaki içeriklerin tamamı, birden fazla editör tarafından, durmaksızın elden geçirilmekte, güncellenmekte ve geliştirilmektedir. Dolayısıyla bu çıktının alındığı tarihten sonra yapılan güncellemeleri görmek ve bu içeriğin en güncel halini okumak için lütfen şu adrese gidiniz: https://evrimagaci.org/s/20438
İçerik Kullanım İzinleri: Evrim Ağacı'ndaki yazılı içerikler orijinallerine hiçbir şekilde dokunulmadığı müddetçe izin alınmaksızın paylaşılabilir, kopyalanabilir, yapıştırılabilir, çoğaltılabilir, basılabilir, dağıtılabilir, yayılabilir, alıntılanabilir. Ancak bu içeriklerin hiçbiri izin alınmaksızın değiştirilemez ve değiştirilmiş halleri Evrim Ağacı'na aitmiş gibi sunulamaz. Benzer şekilde, içeriklerin hiçbiri, söz konusu içeriğin açıkça belirtilmiş yazarlarından ve Evrim Ağacı'ndan başkasına aitmiş gibi sunulamaz. Bu sayfa izin alınmaksızın düzenlenemez, Evrim Ağacı logosu, yazar/editör bilgileri ve içeriğin diğer kısımları izin alınmaksızın değiştirilemez veya kaldırılamaz.