Kediler = Antidepresan
Kedilerin Sahiplerinin Psikolojisine Etkileri

- Blog Yazısı
Kediler, antidepresanların yan etkileri olmaksızın sizi depresyondan kurtarabilir deseydim ne derdiniz? Ya da depresyona girme riskinizi azalttıklarını, kaygı ve stresi hafiflettiğini söyleseydim?
Muhtemelen inanırdınız. Çünkü kedi sahibi olanlar bilir ki, kedilerin sırf kedilik yapması bile yeterlidir. Efor sarf etmelerine gerek de yok. Kendileri olsunlar yeter.
Peki ya neden? Nasıl oluyordu en vahşi yırtıcılardan olan, pek arkadaş canlısı olmayan ve oldukça narsist bu yaratıklar, bize iyi geliyor?
Depresyona gelmeden önce neden anksiyeteyi, stresi ve kaygıyı azalttığına bakalım.
1 - Fiziksel Temas: İster annenize, ister sevgilinize veya ister kedinize sarılın, temas edin, beyniniz hemen hemen aynı hormonu salgılar. Oksitosin, yani sevgi veya bağlanma hormonunu. Yani siz kedinizi okşarken bu hormon salgılanıyor ve stres hormonları azalıyor, gevşeme ve sakinliğiniz ise yükseliyor.
2 - Kedinizin Mırlaması: Kediler arasında mırıldanmak bizim gülümsememiz gibi bir şeydir, mutlu ve huzurlu olduğunu söyler. Ama niyeyse, gerçekten henüz tam belli olmayan nedenlerle, bu mırıldama sesi bizim kalp atış hızımızı azaltıp, kaslarımızı gevşetir ve dinlenme modumuzu aktifleştirir.
3 - Rutin ve Ritüeller: Kediler dışarıdan oldukça anarşist dursalar da, aslında onlarında düzenli alışkanlıkları vardır. Örneğin aynı saatlerde yemek yerler, aynı saatlerde uyurlar, aynı yerlerde otururlar… Bu rutinler, yani bu düzenler, anksiyeteye eğilimli kişiler için bir “hayatın kontrol altında olduğu ve dağılmadığı” hissiyatını aşılar.
4 - Meditasyon: Şimdi kediyle meditasyon ne alaka diye düşünmeyin. Çünkü meditasyon illaki gözlerinizi yumup bağdaş kurup saatlerce beklemek değildir. Meditasyon esasen anda kalmaktır. Ve kedinizle ilgilendiğiniz de mecburen tam olarak bunu yaparsanız. Kedinizi tararken bir yandan instagrama bakmazsınız mesela, veya onu oynatırken onu izlersiniz. Bu gündelik koşturmaca içinde bir an olsun duraklamayan biz kapitalizmin kurbanları için bir çeşit meditasyon işlevi görür. Geçmişin pişmanlıklarından ırak ve geleceğin kaygılarından yoksun, yalnızca şu anda sen ve kedin.
Ve Son Olarak, Koşulsuz Kabulleniş: Bu birazdan değineceğim gibi depresyon içinde önemli bir nokta. Zaten esasen ilk dört maddede öyle. Çünkü kaygıdan tutun şizofreniye, psikolojik rahatsızlıklar örümcek ağı misali iç içedir, yani biri sadece depresyondan muzdarip olmaz genelde, pek çok şeyde eşlik eder.
Bu koşulsuz kabullenişe dönersek, kediniz sizi yargılamaz. Nokta.
Sizin inançlarınızı eleştirmez, kimden hoşlandığınıza takılmaz, sizden üstün başarılar beklemez, tipinize takılmaz, farklılıklarınızı küçümsemez… Önüne mama koyduğunuz ve onu sevdiğiniz sürece, sizi dost bilir. Bu koşulsuz kabulleniş, özellikle sosyal anksiyeteli kişiler için cevherdir, ama sadece sosyal anksiyete için değil. Başınıza ne gelirse gelsin, evde sizi bekleyen ve sizi bekleyen minnoş tüylü bir arkadaşınız vardır. Bu en basit tabirle, rahatlatıcıdır.
Evrim Ağacı'nın çalışmalarına Kreosus, Patreon veya YouTube üzerinden maddi destekte bulunarak hem Türkiye'de bilim anlatıcılığının gelişmesine katkı sağlayabilirsiniz, hem de site ve uygulamamızı reklamsız olarak deneyimleyebilirsiniz. Reklamsız deneyim, sitemizin/uygulamamızın çeşitli kısımlarda gösterilen Google reklamlarını ve destek çağrılarını görmediğiniz, %100 reklamsız ve çok daha temiz bir site deneyimi sunmaktadır.
KreosusKreosus'ta her 50₺'lik destek, 1 aylık reklamsız deneyime karşılık geliyor. Bu sayede, tek seferlik destekçilerimiz de, aylık destekçilerimiz de toplam destekleriyle doğru orantılı bir süre boyunca reklamsız deneyim elde edebiliyorlar.
Kreosus destekçilerimizin reklamsız deneyimi, destek olmaya başladıkları anda devreye girmektedir ve ek bir işleme gerek yoktur.
PatreonPatreon destekçilerimiz, destek miktarından bağımsız olarak, Evrim Ağacı'na destek oldukları süre boyunca reklamsız deneyime erişmeyi sürdürebiliyorlar.
Patreon destekçilerimizin Patreon ile ilişkili e-posta hesapları, Evrim Ağacı'ndaki üyelik e-postaları ile birebir aynı olmalıdır. Patreon destekçilerimizin reklamsız deneyiminin devreye girmesi 24 saat alabilmektedir.
YouTubeYouTube destekçilerimizin hepsi otomatik olarak reklamsız deneyime şimdilik erişemiyorlar ve şu anda, YouTube üzerinden her destek seviyesine reklamsız deneyim ayrıcalığını sunamamaktayız. YouTube Destek Sistemi üzerinde sunulan farklı seviyelerin açıklamalarını okuyarak, hangi ayrıcalıklara erişebileceğinizi öğrenebilirsiniz.
Eğer seçtiğiniz seviye reklamsız deneyim ayrıcalığı sunuyorsa, destek olduktan sonra YouTube tarafından gösterilecek olan bağlantıdaki formu doldurarak reklamsız deneyime erişebilirsiniz. YouTube destekçilerimizin reklamsız deneyiminin devreye girmesi, formu doldurduktan sonra 24-72 saat alabilmektedir.
Diğer PlatformlarBu 3 platform haricinde destek olan destekçilerimize ne yazık ki reklamsız deneyim ayrıcalığını sunamamaktayız. Destekleriniz sayesinde sistemlerimizi geliştirmeyi sürdürüyoruz ve umuyoruz bu ayrıcalıkları zamanla genişletebileceğiz.
Giriş yapmayı unutmayın!Reklamsız deneyim için, maddi desteğiniz ile ilişkilendirilmiş olan Evrim Ağacı hesabınıza üye girişi yapmanız gerekmektedir. Giriş yapmadığınız takdirde reklamları görmeye devam edeceksinizdir.
Şimdi sıra depresyonda.
1 - Kediniz Size Bir Anlam Hissi Verir: Depresyonda en yaygın duygulardan biri “hayatın anlamsız gelmesi” ve “boşluk hissidir.”
Kedi sahibi olmak, küçük ama sürdürülebilir bir sorumluluk getirir: mama koymak, suyunu tazelemek, kumunu temizlemek… Bu kişiye şunu hissettirir: “Bir canlı bana ihtiyaç duyuyor. Varlığımın bir karşılığı var.” Bu ise anlam eksikliğini doldurarak depresyonu hafifletir. Kişisel olarak ben depresyondayken, şunu diyordum. Pekala ben mutsuzum, ama o mutlu. Ve bu bana, bir anekdot olarak söylüyorum: Kullandığım ilaçlardan daha iyi geliyordu. Bu arada yazının sonunda kendi antidepresanlar ve kedimle olan hikayemi anlatacağım.
2 - Sosyal Bağ Hissi: Depresyonun temel nedenlerinden biri yalnızlıktır. Kediler, her ne kadar insan gibi konuşmasa da göz teması, sürtünme, seslenince gelmesi, takip etmesi, gibi davranışlarla kendisinin bir birey, bir arkadaş olduğunu bize hissettirir.
Bu sosyal bağ hissi, beyinde serotonin salınımını artırır. Ki çoğu antidepresanda serotonin salımını arttırmaya çalışır. Yani kedi = doğal serotonin artırıcı.
3 - Kediniz Sizin Sorumluluğunuzdadır: Yani depresyonun en güçlü silahlarından olan o donukluğu alt etmenizi sağlar. Çünkü o an ne hissederseniz hissedin günün sonunda kalkıp o kaba mama koymak ve kedinizin tuvaletini temizlemek zorundasınızdır. Bunun gibi hareket başlatıcılar, depresyona karşı en güçlü hamlelerdir zaten.
Antidepresanlar ile kedileri karşılaştırmadan önce, kedilerin bir diğer faydasına değinmek istiyorum: Bir canlıya bakmak, empati duygunuzu geliştirir. Zaten bu yüzden ben dahil pek çok kişi, evcil hayvan sahiplendikten sonra diğer hayvanlara karşı bakışı önemli ölçüde pozitif olarak değişir. Size şöyle söyleyeyim, kedi sahiplenmeden önce veganlara alay ederken şu an bir veganım.
Şimdi karşılaştırmaya gelelim:
Özellik Antidepresan Kedi
Serotonin artırır ✅ ✅
Dopamin etkisi Bazıları ✅
Yan etkiler ✅ ❌
Sorumluluk duygusu verir ❌ ✅
Anlam duygusu verir ❌ ✅
Sosyal bağ hissi ❌ ✅
Doğal ve sürdürülebilir ❌ ✅
Size başlıkta yalan söyledim. Kediler, antidepresan değildir. Kediler antidepresanlardan üstündür…
Uyarı: Şimdi, yazının sonunda kendi hikayemi anlatmadan önce kısa bir not düşmek istiyorum. Görebileceğiniz gibi bu yazı gerçeklerden beslense de laubali, eğlenceli bir tonla yazıldı. Yani ciddi ciddi elbette şunu iddia etmiyorum: Antidepresanlar işe yaramaz, kediler tüm psikolojik rahatsızlıklarınızı çözer. Hayır. Demek istediğim kedilerin belki depresonunuzu tamamen yok edemeyecek olsa da hayatınıza ciddi anlamda iyi etkileri olacağı. Sizi tek başına depresyondan çekip çıkarır mı bilemem, ama bir ip atacağını söyleyebilirim.
Kendi hikayeme gelirsek, travmaya bağlı kaygı bozukluğuna sahibim. Ve esasen ana sorunum kaygı bozukluğu olsa da, örümcek ağı anolojisinde de anlattığım gibi, psikolojik rahatsızlıklar peş peşe gelmeye eğilimlidir. Yani hem kaygılı hem depresif olduğum bir dönemdi. Ama gerçekten… kötü bir dönemdi. Hala daha pek atlatmış değilim. Ama daha iyiyim.
O zamanlar antidepresan kullanmaya başlamıştım, bugüne kadar üç tane antidepresan değiştirdim ve hiç birinden pek memnun kalmadım. Ve o antidepresanlar sanki… evet kaygımı ve stresimi azaltıyordu kabul, ama yanında her şeyi götürüyordu. Sevgi hissimi, hüznümü, öfkemi, motivasyonu mu, enerji mi…. Yani sanki sürekli uykudaymış gibiydim.
İlk antidepresana başladığım dönem, bir tavsiye ile kedi sahiplendim. Aslında ben kendimi bir kedi insanındansa köpek insanı olarak tanımlardım, hala daha da öyle. Ama Adolin, yani kedim bana kedilerin sosyal medyadaki ünlerini pek de hak etmediğini gösterdi. Belki bu onun karakteriyle ilgilidir. Emin değilim. Fakat Adolin, bana bir arkadaş oldu. Yazıda bahsettiğim o faydaları ilk elden deneyimledim. Ne kadar kötü veya boş hissetsemde günün sonunda tuvaletini temizliyordum. Veya onu oltayla oynatırken stresimin azaldığını fark ediyordum… Ve daha az yalnız hissediyordum. Kedim, yemini ediyorum köpek gibi. Bana tapıyor. Sabahtan akşama kadar nereye gidersem peşimden gelir, oyun oynatmak istediğimde oynar, sabah kalktığım gibi üstüme atlar, uyurken yanımda yatar…
Nihayetinde antidepresanları bıraktım. Ama kedimi tabii ki de bırakmadım. Ve kedim hala daha o güzel hisleri bana yaşatıyor. Hiçbir yan etkisi olmaksızın. Bu çok değerli. Ve onun için de değerli. Sokakta kalsa, kaç gün yaşayabilirdi ki? Hastalığa yakalanırdı, araba çarpardı, çocuklar öldürürdü. Bilmiyorum. Ama bunlar yaşanmadı. Evimde, bu yazıyı yazarken kucağımda ve mutlu.
Velhasıl kelam bu yazının amacı şu: Kedi sahiplenin. Hem kendiniz hem kediniz için.
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
Evrim Ağacı'na her ay sadece 1 kahve ısmarlayarak destek olmak ister misiniz?
Şu iki siteden birini kullanarak şimdi destek olabilirsiniz:
kreosus.com/evrimagaci | patreon.com/evrimagaci
Çıktı Bilgisi: Bu sayfa, Evrim Ağacı yazdırma aracı kullanılarak 14/05/2025 08:34:03 tarihinde oluşturulmuştur. Evrim Ağacı'ndaki içeriklerin tamamı, birden fazla editör tarafından, durmaksızın elden geçirilmekte, güncellenmekte ve geliştirilmektedir. Dolayısıyla bu çıktının alındığı tarihten sonra yapılan güncellemeleri görmek ve bu içeriğin en güncel halini okumak için lütfen şu adrese gidiniz: https://evrimagaci.org/s/20606
İçerik Kullanım İzinleri: Evrim Ağacı'ndaki yazılı içerikler orijinallerine hiçbir şekilde dokunulmadığı müddetçe izin alınmaksızın paylaşılabilir, kopyalanabilir, yapıştırılabilir, çoğaltılabilir, basılabilir, dağıtılabilir, yayılabilir, alıntılanabilir. Ancak bu içeriklerin hiçbiri izin alınmaksızın değiştirilemez ve değiştirilmiş halleri Evrim Ağacı'na aitmiş gibi sunulamaz. Benzer şekilde, içeriklerin hiçbiri, söz konusu içeriğin açıkça belirtilmiş yazarlarından ve Evrim Ağacı'ndan başkasına aitmiş gibi sunulamaz. Bu sayfa izin alınmaksızın düzenlenemez, Evrim Ağacı logosu, yazar/editör bilgileri ve içeriğin diğer kısımları izin alınmaksızın değiştirilemez veya kaldırılamaz.