Andımız'ın Tarihçesi? Kaldırılması ile İlgili Nedenler?
Röportaj ve Eleştirisel Olarak Sizlerle
Önsöz
Önsöze nasıl başlayacağımı ve tam manâsıyla ne yazacağımı bilmediğim, çok ince ve sıkıntılı bir konuymuş gibi günümüzde bir tabu halini almış ve lanse edilmiş, aslında biraz durup düşünüldüğünde çokta elzem bir konu olmayan Andımız konusu, geçmişe baktığımızda; her sabah gerek kışın dondurucu soğunda gerek yağmurlu havada gerekse geç kaldığımızda andımızdan sonra sınıflara yetişmeye çalıştığımız, her sabah kürsüye çıkıp okumak için parmak kaldırmaya çalıştığımız ya da çekinip öğretmen görmesin diye sıranın en arkasına geçtiğimiz, sırf kürsüde andımızı okumak için okula erken saatte gidip sıranın en önüne çantalarımızı koyup beklediğimiz o güzel günler akla gelince akan gözyaşımızda anlıyoruz Andımızı.
Ne kadar Cumhuriyetin manevî duygularını ağacın yaşken eğildiği gibi Andımız sayesinde birçok nesli daha henüz çocukken vatan ve millet duygularını, okul sevincini aşıladığımızı anlayınca konunun bu kadar bir hayli tabusallaşmaması gerektiğini anlıyor insan.
Andımızı bilmeyen genç nesillerimize ve kardeşlerimize sormak istiyorum kiminiz her sabah okula gitmek için can atıyor? Hanginiz her okul çıkışı akşamın bitmesini dört gözle bekleyip, okula gitmek için sabahı iple çekiyor? Bir mi? İki mi? Üç mü? Cevabı bizler biliyoruz. Sıfır... Aranızda bazılarınız ben diyen olsada ya daha okula yeni başlamışsınızdır ya da mezunu bekleyen son sınıf.
Birlikteliğin olduğu zamanlara tarihte bir yolculuk yapalım mı? Bu blogda hem tarihçesini öğrenip hemde o zamanlara ait öğrencilerin hangi duygular beslediğini hep beraber görelim.
Tarihçesi
Ülkemiz’deki İlköğretim Okullarında 1933-2013 yılları arasında her sabah öğrencilere bir tören ile okutulmuş olan bağlılık yeminidir. Ülkemiz Cumhuriyeti’nde ulus devletin değerlerinin vatandaşlara aktarılması ve içselleştirilmesinin bir aracı olarak işlev görmüştür. Metin, 1933 yılında dönemin Millî Eğitim Bakanı Reşit Galip tarafından kaleme alınmış ve yazılmıştır. 1933 senesinin 23 Nisan kutlamalarında bizzat kendisi tarafından Ankara’da bir törende toplanan çocuklara hep bir ağızdan söylettirildi.
Ülkemizde bu yemin metninin bir tören ile öğrencilere okutulması, ulusal değerleri yücelten bir eğitim anlayışının bir parçası olarak değerlendirilmiştir. Öğrenci andı, KKTC’de devletin kuruluşundan beri okutulmaya devam edilmektedir.
Dönemin Millî Eğitim Bakanı Reşit Galip, Cumhuriyetin 10. yılında 23 Nisan 1933 sabahı çocuklarına kendi yazdığı bir andı okutmuş ve o gün Çocuk Haftası’nın açılış konuşmasında şu konuşmayla duyurmuştur:
“Çocuklar, güzel yüzlü Türk yavruları, Büyük Millet Kurultayının Gazi babanızın eliyle açıldığı gündür. Bunu bayram edinmeniz, ey Türk çocukları, öz kurultayın açıldığı, öz devletin kurulduğu günü kendi bayramınız için seçmeniz ne mutlu buluş!... Büyük Türk yarınının yapıcıları arasına girmek için şimdiden hazırlanan güzel çocuklar, daima kulağınızda çınlasın ki çalışkan olmayan Türk sayılmaz, ahlaklı olmayan Türk olamaz. Şimdiden bağırarak söylüyorum ki sizlerden çalışmayanlar, iyi yetişmeğe kulak asmayanlar bizim yarınki düşmanlarımızdır. Budunlar içinde bir ve eşsiz Türkün güzel çocukları, Türklüğün büyük yarını sizin görünüşte mini mini dayanıksız, fakat hakikatte sağlam ve dayanıklı omuzlarınızdadır. Bunu düşünün bilin, anlayın ve bir an bile unutmayın.
Size bütün şu işi veriyorum, bayramınız biter bitmez mekteplerinize döndüğünüz ilk günden başlayarak birinci derse girdiğiniz zaman sınıflarınızda hep birden ve her gün şu sözleri tekrarlayacaksınız:
Türküm, doğruyum, çalışkanım. / Yasam: Küçükleri korumak, büyüklerimi saymak, yurdumu, budunumu özümden çok sevmektir. / Ülküm: Yükselmek, ileri gitmektir. / Varlığım Türk varlığına armağan olsun.”
Afet İnan’ın aktarımına göre, bu nutuk 24 Nisan 1933 tarihli Hâkimiyet-i Milliye gazetesi baş sayfasında "Türk Çocuğu Yasası" başlığıyla haber oldu. "Öğrenci Andı" olarak bilinen metin, bu konuşmanın ardından Bakanlıkça yayımlanan bir genelge ile Cumhuriyet'in 10. yılından başlayarak okullarda sürekli hep bir ağızdan okutuldu. Öğrenci Andı'nın amacı, anlamı ve öğrencilere nasıl kavratılacağı 18 Mayıs 1933 tarih ve 1749/42 sayılı “Talebenin Her Gün Tekrar Edeceği İbare Hakkında" başlıklı Bakanlık genelgesinde açıklandı ve genelge ilkokullar yönetmeliğinde yer aldı. Metin, 1972 ve 1997 yılında çeşitli değişikliklere uğradı.
Aslında maddi destek istememizin nedeni çok basit: Çünkü Evrim Ağacı, bizim tek mesleğimiz, tek gelir kaynağımız. Birçoklarının aksine bizler, sosyal medyada gördüğünüz makale ve videolarımızı hobi olarak, mesleğimizden arta kalan zamanlarda yapmıyoruz. Dolayısıyla bu işi sürdürebilmek için gelir elde etmemiz gerekiyor.
Bunda elbette ki hiçbir sakınca yok; kimin, ne şartlar altında yayın yapmayı seçtiği büyük oranda bir tercih meselesi. Ne var ki biz, eğer ana mesleklerimizi icra edecek olursak (yani kendi mesleğimiz doğrultusunda bir iş sahibi olursak) Evrim Ağacı'na zaman ayıramayacağımızı, ayakta tutamayacağımızı biliyoruz. Çünkü az sonra detaylarını vereceğimiz üzere, Evrim Ağacı sosyal medyada denk geldiğiniz makale ve videolardan çok daha büyük, kapsamlı ve aşırı zaman alan bir bilim platformu projesi. Bu nedenle bizler, meslek olarak Evrim Ağacı'nı seçtik.
Eğer hem Evrim Ağacı'ndan hayatımızı idame ettirecek, mesleklerimizi bırakmayı en azından kısmen meşrulaştıracak ve mantıklı kılacak kadar bir gelir kaynağı elde edemezsek, mecburen Evrim Ağacı'nı bırakıp, kendi mesleklerimize döneceğiz. Ama bunu istemiyoruz ve bu nedenle didiniyoruz.
Reşit Galip'in metni hazırlarken, daha önce okul kitaplarında yazılmış olan metinlerden etkilenmiş olduğu düşünülür. Metin, Reşit Galip’in sivil vatandaş idealinden uzaklaşan ve II. Dünya Savaşı’nın ortamına uygun olan "asker vatandaş" yetiştirme idealini gösterdiğine inanılır. Genel olarak milliyetçi bir metin sayılan ant, çeşitli kesimlerce faşist yorumlar içeren ant olarak incelendiği doğrulanmıştır.
Kronolojik Sıraya Göre Andımız
1933 Andımız:
Türk'üm, doğruyum, çalışkanım.
Yasam, küçüklerimi korumak, büyüklerimi saymak, yurdumu, budunumu özümden çok sevmektir.
Ülküm, yükselmek, ileri gitmektir.
Varlığım Türk varlığına armağan olsun.
1972 Andımız:
Türk'üm, doğruyum, çalışkanım.
Yasam, küçüklerimi korumak, büyüklerimi saymak, yurdumu, milletimi özümden çok sevmektir.
Ülküm yükselmek, ileri gitmektir.
Varlığım Türk varlığına armağan olsun.
Ey bu günümüzü sağlayan, Ulu Atatürk: açtığın yolda,
kurduğun ülküde, gösterdiğin amaçta hiç durmadan yürüyeceğime ant içerim.
Boyut: 23,5 x 31,5
Sayfa Sayısı: 604
Basım: 2
ISBN No: 9786053553366
Ne mutlu Türk'üm diyene.
1997 Andımız:
Türk'üm, doğruyum, çalışkanım,
İlkem: küçüklerimi korumak, büyüklerimi saymak, yurdumu, milletimi özümden çok sevmektir.
Ülküm: yükselmek, ileri gitmektir.
Ey Büyük Atatürk!
Açtığın yolda, gösterdiğin hedefe durmadan yürüyeceğime ant içerim.
Varlığım Türk varlığına armağan olsun.
Ne mutlu Türk'üm diyene!
Andımızın Tarihçesi ve 80 yıllık içindeki değişimini öğrendiğimize göre, Andımızın kimine göre önemli kimine göre önemsiz olduğunu siz okuyucuların takdirine bıraktığımı bilmenizi isterim. Bu yaşadığımız son dönemlerde belkide son 10 yıl içinde ülkemiz ve dünya genelinde her konuda ve olayda bir kutuplaşma içerisinde olduğumuz aşikar, kimi savunduğunu bilmezken kimisi her konuda kendini haklı görürken, kimileri bu kutuplaşmadan kendi çıkarlarını gözetlerken, bir çoğumuz da bunları görüp üç maymunu oynuyorken birbirimize olan o eski günlerdeki saygınlığı beklemek ne kadar doğru? Andımızın kaldırılmasının doğru mu yanlış mı olduğunu düşünmeden önce, kendimize bu soruyu sorup ardından bu konunun cevabını aramak daha doğru olmaz mı?
Sosyal medya ve cep telefonu bağımlılığı yüzünden kendisini bilgili ve alim zannedenler ve bu kendini bilmezlerin laflarına ve sözlerine kanıp neden birbirimizi yiyoruz bunu sorgulamamız gerekmez mi?
Kaldırıldığında ne kazandık? Kaldırılmadan önce nasıldık? Sorularına cavap bulamazken kitabın ortasından başlar gibi birbirimizi yiyor ve cevap bulmaya çalışıyoruz. Aslında cevap bulmayada çalışmıyoruz üste çıkmaya çalışıyoruz.
Şimdi bazılarınız şunu demeden ben diyeyim. Bu dediklerin Andımız ile ne alakası var diye, bu sorunuzun cevabını birkaç kişiyle özel yaptığım röportajımda ulaşabileceğinizi düşünüyorum.
Röportajlar
1. Röportaj: “C. Abanuzoğlu(K), 1979 Ankara doğumlu, Kemal Atatürk İlköğretim Okulu’ndan 1990-91 senesinde Mezun olmuştur. Ortaokulunu Atasülün Ortaokulu’nda öğrenim görüp 1993-94 eğitim ve öğretim senesinde mezun olmuştur. Lise öğrenimini Dikmen Lisesinde, Üniversite öğrenimini Bankacılık ve Sigortacılık Lisans bölümünden mezunluğu yapmıştır. Şunda evli ve 2 çocuk annesidir. İş hayatında başarılı ve önemli bir rol oynamaktadır.”
Soru: - Öğrencilik döneminizdeki kişiliğinizi birkaç kelime ile özetler misiniz?
- Cevap: - İlkokul ve Ortaokulda; iddialı ve gözüpek bir öğrenciydim, başarılı bir öğrencilik kariyerim olmuştu. Sürekli sınıfbaşkanı seçilirdim, bir öğretmenin öğrencileri hükmettiği gibi bende lider ruhlu biri olarak sınıfta öğretmen olmadığında sınıftakileri ben idare ederdim. Hatta bir keresinde boş bir derste öğretmenimizin olmadığı birgünde sınıf başkanı olarak tüm sınıf sessiz durumdayken yan sınıfın öğretmeni görünce sınıfta öğretmen var sanmıştı.
Soru: - Mezun olmanız hayatınızı olumlu ya da olumsuz yönden nasıl etkiledi?
- Cevap: - Üniversitede istediğim bölümü kazanamadım, çünkü o sene babamın vefatı nedeniyle dershaneye gidemememiştim, babamın vefatı benim hayatımı sekteye uğrattı diyebilirim.
Soru: - İlkokula giderken Andımız hakkında düşünceniz neydi?
- Cevap: - Andımız hakkında pek bir düşüncem olmamıştı. Hem utanarak ve çekinerek okuyup ama aynı zamanda coşkuyla okuduğumuz bir rütin haline gelmiş törendi.
Soru: - Mezun olduktan sonra Andımız hakkında bir düşünceniz oldu mu?
- Cevap: - Ortaokula geçtiğimizde okumadığımız için garipsemiştim, zira 4 senelik ilkokul hayatımın hergününde andımız ile derse başladığımız için Ortaokulda garipsemiştim.
Soru: - Andımız kaldırıldığında ilk ne hissettiniz?
- Cevap: - Hiç haberim olmadıki kaldırıldığından (gülerek).
Soru: - Andımız hiç olmasaydı öğrencilik kişiliğinizde ne gibi farklılıklar olurdu?
- Cevap: - Sözlerinden her okumamızda etkilenir, söylenilen gibi olmaya çalışırdım. Tabii ki Andımız olmamış olsaydı bunun bilincinde olmamış olacaktım.
Soru: - Şimdiki öğrenciler hakkındaki düşünceleriniz nedir? Ne gibi farklılıklar olduğunu düşünüyorsunuz?
- Cevap: - Şimdiki öğrenciler bizim zamanımızdakine göre, kendilerini daha rahat göstermeye çalışıyorlar ama bunu disiplinsizlikle karıştırıyorlar. Bizler daha saygılıydık, kurallara uyardık şimdiki öğrenciler kural tanımıyor gibiler. Yani bizden ders çalışırken çok fazla materyalleri var biz öyle değildik internet dahi yoktu, ansiklopedi ya da kütüphanelere giderek derslerimizi tamamlardık.
2. Röportaj: “F. Taşkan(K) 1990, Yozgat doğumlu, İlk ve Orta öğrenimini Feyzullah Bektaş İlköğretim okulundan 2004-05 eğitim ve öğretim yılında mezun oldu. Lise öğrenimini açıköğretimden mezun olmuştur. Güvenlik görevlisi olarak iş hayatına devam etmektedir."
Soru: - Öğrencilik döneminizdeki kişiliğinizi birkaç kelime ile özetler misiniz?
- Cevap: - Heyecanlı ve başarılı olarak söyleyebilirim. Biraz hırçın, aynı zamanda içime kapanık ve asosyel biriydim.
Soru: - Mezun olmanız hayatınızı olumlu ya da olumsuz yönden nasıl etkiledi?
- Cevap: - Mezuniyet günüm benim için okulun bittiği gündü çünkü birdaha okula gidemeyecektim.
Soru: - İlkokula giderken Andımız hakkında düşünceniz neydi?
- Cevap: - Andımız hakkındaki tek düşüncem bir an önce o kürsüye çıkıp Andımızı okumaktı.
Soru: - Mezun olduktan sonra Andımız hakkında bir düşünceniz oldu mu?
- Cevap: - Okullarda okunmamsına çok üzülmüştüm.
Soru: - Andımız kaldırıldığında ilk ne hissettiniz?
- Cevap: - Bunu hiç düşünmedim.(şaşkın bir ifade ile)
Soru: - Andımız hiç olmasaydı öğrencilik kişiliğinizde ne gibi farklılıklar olurdu?
- Cevap: - Onu okurken çok büyük bir coşku vardı. Olmamış olsaydı o coşku belkide hiç olmaya bilirdi
Soru: - Şimdiki öğrenciler hakkındaki düşünceleriniz nedir? Ne gibi farklılıklar olduğunu düşünüyorsunuz?
- Cevap: - Bilmiyorum değerlerden yoksun bir öğrenci kitlesi görüyorum. Ne diyebilirim ki.
3. Röportaj: “B. Mercan(E), 2009 Kalecik doğumlu İlköğretimini Mehmet Akif İlkokulu’nda okuyup Ortaokul öğrenimini Mimar Sinan Ortaokulu’nda tamamlamıştır. Şuanda Vecihi Hürkuş Anadolu Lisesi 2. sınıf öğrencisi olarak öğrencilik kariyerine devam etmektedir. Karadeniz Üniversitesi Yazım Mühendisliğini okumak istemektedir.”
Soru: - Soruyu biraz değişteriyim zira öğrencilik kariyerin devam etmekte. İlk ve Ortakul döneminizdeki kişiliğinizi birkaç kelime ile özetler misiniz?
- Cevap: - İlk okulun vermiş olduğu heyecandan dolayı ilk seneler ailemin baskılarından da dolayı derslerim güzeldi ve çalışkandım, haylaz ve hiperaktif bir çocuktum Hocamız sürekli annemi okula çağırırdı. Hatta bu sebepten dolayı bir süre pskolojik destek görmüştüm. Ortaokula geçtiğimde ailemin iş hayatından dolayı 6. sınıfta ilk cep telefonum olmuştu derslerimdeki başarılarım azalmıştı. Sosyalmedya gruplarında takılıyordum. Ya da diğer arkadaşlarımla Clash of Clans oynuyorduk. Abi biraz uzun uzun anlattım ama (istemsizce gülmeye başlar)
Soru: - Mezun olmanız durumunda hayatınızı olumlu ya da olumsuz yönden etkiler mi?
- Cevap: - Hayatımda bir şey değişmez zaten tek istediğim biran önce mezun olup şehirdışına çıkmayı istiyorum.
Soru: - Araya girip sorun olmazsa neden?
- Cevap: - Ailevi sorunlar abi yaa! Herkeste olduğu gibi(gülerek)
Soru: - Peki Üniversiteye gidince sence herşey düzelecek mi? Ailenle olan sorunların geçecek mi?
- Cevap: - Bilmiyorumki Abi yaa (gülerek), bende o soruyu kendime soruyorum biliyormusun? Düzelmezsede yapacağım bir şey yok ben bir şey kaybetmem kaybeden onlar olur. (yüzünü kaçırarak ve güler bir şekilde)
Soru: - Andımızı biliyor musun?
- Cevap: - Atatürk’ün çocuklara mı ne söylettirdiği şey değil mi abi neydi o ya (gülerek) bilmiyorum vallaha abi ya bana tarih sorma ben sayısalcıyım (gülmeye devam eder)
Röportajcı araya girer ve Andımızı anlatır
Soru: - Andımız Hakkındaki düşünceni soracağım ama bilmiyorsun! (gülerek)
- Cevap: - Abi sanki duymuştum sosyalmedyada kaldırılması ile alakalı olması lazım unuttum ama pek bir düşüncem yok yani abi (gülerek)
Soru: - O zaman son soruya geçeyim çünkü diğer soruların cevabı sende yok (gülerek) Şimdiki öğrenciler hakkındaki düşüncelerin nedir?
- Cevap: - Bende bir öğrenciyim herkesi destekliyorum kafanıza göre yaşayın bu baskıdan ve... abi hangi kanalda yayınlanacak... (etrafı diğer öğrenci ve insanlarla dolan röportajcıya, hangi kanal ve sosyalmedyada yayınlancağı sormaya başlarlar, siyasî cevaplar vermeye çalıştığı için yarıda bitirmek zorunda kalmıştır)
“Araya girip tekrar uzun uzun felsefe yapmama gerek yok herşey ortada, kardeşimizin bir suçu yok onu suçlayamayız tıpkı bizler gibi çocukluk dönemlerimizde ne şartlarda büyüyüp ona göre bilinçlendiysek bu ve diğer kardeşlerimiz ve evlatlarımızda bu devre göre bilinç halinde, gelecekte ne olacağını bilemeyiz ne değişeceğini 30’a yakın kişi ile röportaj yaptım lakin ancak 3 kişi paylaşmamda sorun olmayacağını söyledi. Ama diğer yaptığım röportajlarda verilen cevaplar birbirlerine çok yakın asıl beni şaşırtan ise gençlerle yaptığım röportaj oldu. Birbilerine o kadar çok benzer cevaplar, mimikler, vücut dilleri, göz temasından kaçınma gibi duygusal hareketler beni oldukça şaşırtmıştı. Basit olarak görülen bir konuymuş gibi görüle bilir lakin bir çocuğun gelişmesinde az da olsa payı olabileceğini düşünüyorum baştada dediğim gibi buna sizler karar verin istiyorum. Ama bu konu beni derinden etkiledi diyebilirim kafamda kurmuş olduğum bazı tabuu ve kalıpları yıktı bakış açımı değiştirdi diyebilirim.”
Andımızın Kaldırılması
Çözüm süreci kapsamında yapılan birtakım yasal değişikliklerle ve bazı çeşitli sebeplerin olduğunu dile getirip 2013'te Türkiye'de okullarda okunması uygulamasına son verildi. Türk Eğitim Sendikasının uygulamanın sonlandırılmasına ilişkin olarak Danıştay’da açtığı davanın sonucunda Danıştay 8. Dairesi, 2018 yılında oy çokluğuyla aldığı kararda, andı yürürlükten kaldıran düzenlemenin iptaline karar verdi. Ancak bu karar, yürütme tarafından uygulamaya alınmadı. Millî Eğitim Bakanlığı, kararı temyiz etti ve dosya Danıştay İdari Dava Daireleri Kuruluna geldi. Kurul, 13 Mart 2021'de itirazı oy çokluğuyla kabul ederek, Danıştay 8. Dairesinin yönetmeliği iptal eden kararını kaldırdı.
“Röportajı yapmamda bana yardımcı olan arkadaşlarıma ve soruları cevaplamakta gönüllü olan Cennet Abanuzoğlu, Fatma Taştan ve Bora Mercan’a katkılarından dolayı sonsuz teşekkürler diliyorum. Gönüllü olupta daha sonra vazgeçen, maddî anlamda karşılık bekleyen, linçleyen ve zorbalayan; kardeşlerime, abilerime ve ablalarıma hayatlarının geri kalanında başarılar diliyor. Okuduğunuz için teşekkür ediyoru. Saygı ve sevgi ile berebar...”
- 2
- 1
- 1
- 1
- 1
- 1
- 1
- 1
- 1
- 1
- 1
- 0
- Y. Akyüz. (2012). Türk Eğitim Tarihi. ISBN: 9789758792399. Yayınevi: Pegem Akademi.
- S. Kartal. Türkiye Cumhuriyeti’nin Eğitim İdeolojisi Ve “Andimiz” Metni. Alındığı Tarih: 3 Ocak 2025. Alındığı Yer: dergipark | Arşiv Bağlantısı
- Ş. Turan. Dr. Reşit Galip'in Atatürk'e Yakınmaları. Alındığı Tarih: 3 Ocak 2025. Alındığı Yer: dergipark | Arşiv Bağlantısı
- Milliyet. ‘Andımız Faşist Bir Zihniyetin Yansıması’. Alındığı Tarih: 3 Ocak 2025. Alındığı Yer: Milliyet | Arşiv Bağlantısı
- TRT Haber. İlkokullarda 'Andımız' Kalkıyor. Alındığı Tarih: 3 Ocak 2025. Alındığı Yer: archivemd | Arşiv Bağlantısı
- Youtube. Dönemin Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan'ın Öğrenci Andı Hakkında Açıklamaları. Alındığı Tarih: 3 Ocak 2025. Alındığı Yer: YouTube | Arşiv Bağlantısı
- S. Türkiye. Devlet Madalyalarından Atatürk Kabartması Yine Çıkarıldı. Alındığı Tarih: 3 Ocak 2025. Alındığı Yer: Sputnik Türkiye | Arşiv Bağlantısı
Evrim Ağacı'na her ay sadece 1 kahve ısmarlayarak destek olmak ister misiniz?
Şu iki siteden birini kullanarak şimdi destek olabilirsiniz:
kreosus.com/evrimagaci | patreon.com/evrimagaci
Çıktı Bilgisi: Bu sayfa, Evrim Ağacı yazdırma aracı kullanılarak 22/01/2025 09:48:01 tarihinde oluşturulmuştur. Evrim Ağacı'ndaki içeriklerin tamamı, birden fazla editör tarafından, durmaksızın elden geçirilmekte, güncellenmekte ve geliştirilmektedir. Dolayısıyla bu çıktının alındığı tarihten sonra yapılan güncellemeleri görmek ve bu içeriğin en güncel halini okumak için lütfen şu adrese gidiniz: https://evrimagaci.org/s/19506
İçerik Kullanım İzinleri: Evrim Ağacı'ndaki yazılı içerikler orijinallerine hiçbir şekilde dokunulmadığı müddetçe izin alınmaksızın paylaşılabilir, kopyalanabilir, yapıştırılabilir, çoğaltılabilir, basılabilir, dağıtılabilir, yayılabilir, alıntılanabilir. Ancak bu içeriklerin hiçbiri izin alınmaksızın değiştirilemez ve değiştirilmiş halleri Evrim Ağacı'na aitmiş gibi sunulamaz. Benzer şekilde, içeriklerin hiçbiri, söz konusu içeriğin açıkça belirtilmiş yazarlarından ve Evrim Ağacı'ndan başkasına aitmiş gibi sunulamaz. Bu sayfa izin alınmaksızın düzenlenemez, Evrim Ağacı logosu, yazar/editör bilgileri ve içeriğin diğer kısımları izin alınmaksızın değiştirilemez veya kaldırılamaz.