Keşfedin, Öğrenin ve Paylaşın
Evrim Ağacı'nda Aradığın Her Şeye Ulaşabilirsin!
Bugün bilimseverlerle ne paylaşmak istersin?
Aklımdan Geçen
Komünite Seç
Aklımdan Geçen
Fark Ettim ki...
Bugün Öğrendim ki...
İşe Yarar İpucu
Bilim Haberleri
Hikaye Fikri
Video Konu Önerisi
Başlık
Bugün bilimseverlerle ne paylaşmak istersin?
Gündem
Bağlantı
Ekle
Soru Sor
Stiller
Kurallar
Komünite Kuralları
Bu komünite, aklınızdan geçen düşünceleri Evrim Ağacı ailesiyle paylaşabilmeniz içindir. Yapacağınız paylaşımlar Evrim Ağacı'nın kurallarına tabidir. Ayrıca bu komünitenin ek kurallarına da uymanız gerekmektedir.
1
Bilim kimliğinizi önceleyin.
Evrim Ağacı bir bilim platformudur. Dolayısıyla aklınızdan geçen her şeyden ziyade, bilim veya yaşamla ilgili olabilecek düşüncelerinizle ilgileniyoruz.
2
Propaganda ve baskı amaçlı kullanmayın.
Herkesin aklından her şey geçebilir; fakat bu platformun amacı, insanların belli ideolojiler için propaganda yapmaları veya başkaları üzerinde baskı kurma amacıyla geliştirilmemiştir. Paylaştığınız fikirlerin değer kattığından emin olun.
3
Gerilim yaratmayın.
Gerilim, tersleme, tahrik, taciz, alay, dedikodu, trollük, vurdumduymazlık, duyarsızlık, ırkçılık, bağnazlık, nefret söylemi, azınlıklara saldırı, fanatizm, holiganlık, sloganlar yasaktır.
4
Değer katın; hassas konulardan ve öznel yoruma açık alanlardan uzak durun.
Bu komünitenin amacı okurlara hayatla ilgili keyifli farkındalıklar yaşatabilmektir. Din, politika, spor, aktüel konular gibi anlık tepkilere neden olabilecek konulardaki tespitlerden kaçının. Ayrıca aklınızdan geçenlerin Türkiye’deki bilim komünitesine değer katması beklenmektedir.
5
Cevap hakkı doğurmayın.
Aklınızdan geçenlerin bu platformda bulunmuyor olabilecek kişilere cevap hakkı doğurmadığından emin olun.
Size Özel
Makaleler
Çağrı Mert Bakırcı
Çeviren 18 Haziran 2021 3 dk.

Gökbilimciler, gece gökyüzündeki en tanıdık yıldızlardan biri olan Betelgeuse'nin 2019-2020 arasında aniden sönümlenmesinin ardındaki gizemi çözdüklerini söylüyorlar.

Orion takımyıldızındaki kırmızı bir süperdev olan Betelgeuse, 2019'un sonlarında, 2020'nin başlarında aniden kararmıştı. Bu değişim, birçok kişinin, yıldızın bir süpernova ile patlamak üzere olabileceği konusunda spekülasyon yapmasına neden olmuştu. Ancak Şili'deki Çok Büyük Teleskop'u (İng: "Very Large Telescope" ya da kısaca "VLT") kullanan bir ekip, nedenin neredeyse kesin olarak, bizimle yıldız arasına dev bir toz bulutu girmesi olduğunu söylüyor.

30
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Tüm Reklamları Kapat
İnceleme
Muhammet Üzeyir Kaya
İnceleyen10 17 saat önce
Şair K.A. Kars şehrine kar yağan bir günde iner... Bu cümleden de anlaşılacağı üzere kitabımız Dostoyevski'nin Beyaz Geceleri gibi şairane bir ortamda geçmektedir. Kitabın dokusu bir şiirin roman haline getirilmesi gibi kafiyeli şekilde akar gider. İçinde kaybolacağınız bir Türkiye kesiti. Siyasi olarak sağ sol şeklinde ayrılmış bir toplumu biraz da "o taraftan" incelemek isteyen Pamuk bunu yine kendine has anlatısıyla süslemiştir. Yine her okuyanın kendinde farklı yansımalar bulacağı bu eser yazarımıza edebiyat dalında nobel ödülü kazandırmıştır.

Olumlu yönlerini şu şekilde değerlendirebiliriz; Kars şehri gibi doğuda olan görece gelişmemiş bir şehri edebiyat dünyasına kazandırarak ve daha önce ele alınmamış bir konuyla toplumun muhafazakar kısmını bu denli tanınan bir kalem olarak edebiyat dünyasının önüne çıkarması kitabı bir hayli ilginç kılar. Ancak yine kendisi bu muhafazak kesim içerisinden gelmeyen Pamuk'un bu bakış açısı o kesim tarafından eleştirilmiştir.

Ancak her ne olursa olsun şair KA'nın Karsta yaşadığı bu eşsiz şiirsel deneyime eşlik etmek sizi bambaşka dünyalara götürecektir.
Kar
Kitap
10.0/10
(1 Kişi)
Puan Ver
İnceleme Yaz
Sonra Okuyacaklarıma Ekle
0
0 Yorum
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
İnceleme
Meryem Erki
İnceleyen 4 gün önce
Bu dizi hakkında tamamını izlemediğim için kesin ve belirli bir eleştiri yapamam ancak dizinin ilk bölümleri gayet güzel ilerliyor.
Dizi
9.3/10
(18 Kişi)
Puan Ver
İnceleme Yaz
Sonra İzleyeceklerime Ekle
1
0 Yorum
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Tüm Reklamları Kapat
Ufuk Derin
1 gün önce
İngiliz sosyal reformcu Edwin Chadwick 6 Temmuz 1890'da öldü. İngiltere'deki Yoksul Yasaları'nın reformunda ve kentsel sanitasyon ile halk sağlığı alanında önemli düzenlemeler yaptı. Sosyal sorunları analiz etmek için bilimsel anket yöntemlerini ilk kullananlardan oldu. Uzun vadeli denetim sistemleri geliştirerek reformların etkin şekilde uygulanmasını sağladı. Jeremy Bentham'ın faydacı felsefesinden etkilenen çalışmaları, modern sosyal politikanın temellerini attı.
Bu gönderi Evrim Ağacı tarafından öne çıkarılmıştır.
6
0 Yorum
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Yaşam Ağacı Gözlemi
Ayşe Yılmaz
Ayşe Yılmaz
52K UP
Gözlemi Yapan 5 gün önce Türkiye, Çankırı
Çankırı Kalesi bölgesinde gözlemlenmiştir.
5
0 Yorum
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Sizden Gelenler
Bu uygulamayı gösterdiğim kişiler daha isminden hoslanmadi ben de onlara dedim ki eğer bilime uygulamanın başlığına bakarak yargilarsaniz çok büyük bir hata yapıyorsunuz dedim.İyi ki varsın EVRİM AĞACI senin sayende astrofizikçi olmaya bir adım daha isteklendim ve başladım,ilerlemeye başladım.
Seda Baykal Köse
Çeviren 8 Ocak 2016 3 dk.

İlk defa bir insanın hayatı, gen düzenlenmeyle (gene-editing) kurtarıldı. Lösemi hastası bir yaşındaki Layla’ya, Londra’daki Great Ormond Street Hospital’da uygulanan normal tedaviler başarısız oldu. Layla’nın doktorları, normal tedavilerin yanı sıra deneysel gen terapi yöntemi için izin aldılar. Bu terapide bir donörden alınan, genetiği değiştirilmiş bağışıklık hücrelerini kullandılar. Bir ay içinde bu hücreler Layla’nın kemik iliğindeki tüm kanserli hücreleri öldürdü.

Layla’ya henüz üç aylıkken, kemik iliğinden yüksek miktarda olgunlaşmamış kanserli kök hücrelerinin kana salınmasıyla ortaya çıkan, akut lenfoblastik lösemi (ALL) teşhisi kondu. Teşhisi hemen ardından Great Ormond Street Hastanesine kaldırılan Layla, bağışıklık sisteminin eskiye dönmesi için önce kemoterapi tedavisi, ardından da kemik iliği nakli geçirdi. Layla ne yazık ki şansızdı. Kemoterapiden sonra kanserli hücreler hala tespit ediliyordu. Kemik iliği nakli de başarısızlıkla sonuçlanmıştı. Leyla’nın doktorlarından lösemi uzmanı Sujith Samarasinghe, ilik nakli konusunda şöyle diyor:

21
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Evrim Ağacı'ndan Mesaj

Evrim Ağacı üyeliği tamamen ücretsiz ve sitemizi çok daha etkili, interaktif ve keyifli bir şekilde kullanmanızı sağlayacak. Üye değilseniz, birkaç saniyede üyelik oluşturabilirsiniz! Üyeyseniz de giriş yapmanızı tavsiye ederiz.

Çağrı Mert Bakırcı
Yazar 10 Ekim 2021 27 dk.

Bir Evren düşünün. Bu Evren'de bu elmayı bıraktığımızda, elma doğrudan aşağıya düşmesin. Düşebileceği yerlerin bir olasılık dağılımı olsun. Buraya, şuraya veya oraya düşebilme ihtimali olsun; ancak en yüksek olasılıkla, hemen bıraktığınız yerin altına düşecek olsun. Bunu hayal etmekte pek bir sorun yok.

Peki ya bu olasılık dağılımının nedeni, ilk etapta sanmış olabileceğiniz gibi rüzgar ya da diğer dış faktörler değilse? Yani ya elma, yapısı gereği kesinlikle aşağı doğru düşmek zorunda değilse? Elmanın kendi içsel davranışı bu şekilde olasılıkçı olsa? Böyle bir Evren hayal edebilir miydik? Eğer hayal edebileceğimiz evrenlerdeki ihtimaller sınırsızsa, bu da çok zor olmayabilir. Bir evrende pek ala bir kuvvet cisimleri yerden yukarı ya da yana doğru da fırlatabilirdi.

137
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Ece Müker
Ece Müker
519K UP
2 gün önce
NASA destekli ATLAS teleskopu, 1 Temmuz 2025’te, Güneş Sistemi’ne yıldızlararası uzaydan gelen yeni bir kuyruklu yıldız keşfetti. Sagittarius (Yay) takımyıldızı yönünden gelen bu gök cismi, 3I/ATLAS olarak adlandırıldı. Şu anda yaklaşık 670 milyon kilometre uzaklıkta bulunuyor.

Kuyruklu yıldızın keşfinden sonra, Haziran ortasına kadar uzanan “keşif öncesi” gözlemler dünya genelindeki teleskop arşivlerinden toplandı. 3I/ATLAS, 30 Ekim civarında Güneş’e en yakın geçişini yapacak ve Mars yörüngesinin biraz içinde, 1,4 astronomik birim (210 milyon km) mesafeye kadar yaklaşacak. Dünya için herhangi bir tehlike oluşturmuyor.

Astronomlar, 3I/ATLAS’ın büyüklüğü ve fiziksel özelliklerini araştırmaya devam ediyor. Bu kuyruklu yıldız, Eylül ayına kadar yer tabanlı teleskoplarla gözlemlenebilecek. Ekim sonunda Güneş’e çok yaklaşacağı için geçici olarak gözden kaybolacak, ancak Aralık başında tekrar görünmesi bekleniyor.

Bu gönderi Evrim Ağacı tarafından öne çıkarılmıştır.
5
0 Yorum
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Çağrı Mert Bakırcı
Yazar 2 Temmuz 2017 29 dk.

Bilim camiası içerisinde sıklıkla duymanız mümkündür: türlerin genetik haritalarına bakarak evrimsel geçmişlerinin çıkarılması ve birbirleriyle olan akrabalık ilişkilerinin belirlenmesi... Şempanzelerle genlerimizin %98 benzer olması ama bir pirinç bitkisiyle bu oranın %60'lara kadar düşmesi, bir bakteriyle ise %2-3 arasına kadar gerilemesi. Bunlar uydurma sayılar değil, üzerinde sayısız farklı araştırma grubunun çalıştığı ve milyonlarca nükleotitin bilgisayar programları aracılığıyla taranması ve haftalar süren analizleri sonucunda ortaya konulan gerçeklerdir. Üstelik evrimsel biyolojinin gücü, bu analizlerde saklıdır: genlere bakmaksızın, başka yöntemlerle (morfolojik analizler, fosil kayıtları, fizyolojik incelemeler, vs.) geliştirdiğimiz evrim ağaçları, genetik analizlerle kontrol edildiğinde %100'e yakın bir başarıyla evrimsel biyolojinin doğru sonuçlar verdiğini görürüz. Yani evrim bir gerçektir ve bu gerçek, genlerimizde de net bir şekilde görülmektedir.

Türler arası genetik benzerlikten bahsederken, gerçek bir "benzerlik"ten söz ederiz. Genlerimizin kodladığı ve bizi "biz" yapan bütün özelliklerimizi kazandıran proteinlere ve onların yapıtaşı olan aminoasitlere baktığımızda, sadece 5 nükleotitin (adenin, timin, guanin, sitozin ve urasil) bütün genetik özelliklerimizi belirlediğini görürüz. Aslında teorik olarak bundan çok daha fazlası mümkündür. Üstelik yapılan incelemeler, canlıların genetik haritalarının birbirinden tamamen farklı olmasının onlar için mutlak bir avantaj sağlayacağını göstermektedir. Çünkü örneğin eğer ki şempanzelerle bizlerin genetik kodları bu kadar benzer olmasaydı, onların sahip olduğı SIV (maymun bağışıklık yetmezliği virüsü) bize bulaşarak AIDS'e neden olan HIV (insan bağışıklık yetmezliği virüsü) evrimleşemeyecekti. Peki madem ki mantıklı bir canlılık tasarımında alternatif genetik planlar olması gerekirken, türlerin her birinin (istisnasız olarak her birinin) genetik kodları birbiriyle aynı temele dayanır ve bu kadar benzerdir?

116
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
1
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster

Hoca sözcüğü, Farsça "hâce"den gelir ve tarihte (özellikle de 12. yüzyılda) aslen "köle sahibi" anlamında değil, "mal sahibi, esnaf, tüccar, efendi" anlamında kullanılmıştır. Bildiğim kadarıyla "hoca" sözcüğü tarihte hiçbir noktada sadece "insan tüccarları" (yani "köle sahipleri") ile sınırlandırılacak kadar dar bir kullanıma erişmemiştir. Direkt olarak kölelikle ilişkili olduğunu görebildiğim tek yer Hindistan: İlginç bir şekilde, orada bir süre köle sahiplerine "hâce", kölelereyse "hoca" denmiştir (yani aynı kelimenin iki ayrı yazılışı zıt roller için kullanılmıştır).

Türk tarihindeyse "hoca" sözcüğü, daha ziyade "yüce, ulu" gibi saygı anlamlarıyla kullanılmıştır. Zaman içinde de anlamı yavaş yavaş "eğitim almış kişi, üstât, pir" gibi şeylere, nihayetindeyse "öğreten kişi, eğitmen, öğretmen" anlamlarına kaymıştır. Özellikle de Osmanlı'da şehzadeler, tahta çıktıktan sonra kendilerini eğiten âlimlerden birini "hoca" olarak seçerlerdi ve bu kişilere "hoca-i sultânî" denirdi. Herhalde hoca "köle sahibi" demek olsa, bu kişilerin kellesi derhal vurulurdu. Keza Hz. Muhammed için de "hâce-i rusül" ve "hâce-i âlem" gibi sıfatlarda kullanılmıştır.[1]

Zaten kelimelerin etimolojisine veya antik, dar, yerel kullanımlarına başvurarak argüman üretmek rasyonel bir tutum değildir. Aslolan, kelimelerin kullanıldıkları yer ve bağlamdır. Kelimeler kendi başlarına bir anlam taşımazlar; onlara doğru anlamı yükleyen, o kelimeyi kullanan insanlar ve onların kullanma biçimidir. Dolayısıyla hoca sözcüğü "köle sahibi" demek olsaydı bile, günümüzde böyle bir anlamda kullanılmadığı için bunun herhangi bir problemi olmazdı; en azından olmamalı.

Tüm Reklamları Kapat

Tüm bunlar ışığında, bir kişi kendine "hoca" denmesini istemiyorsa, buna (bence) kesinlikle saygı göstermek gerekir; ancak bu, o kişinin bu talebi ardındaki gerekçenin rasyonel ve hatta objektif olarak doğru olduğu anlamına gelmez.

353 görüntülenme

Kaynaklar

  1. TDV İslâm Ansiklopedisi. Hoca. Alındığı Tarih: 22 Mayıs 2024. Alındığı Yer: TDV İslâm Ansiklopedisi | Arşiv Bağlantısı
24
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
İnceleme
Nur Hazal Sulu
İnceleyen 29 Aralık 2021
Charles Darwin'in bitmek bilmeyen merakı onu solucanları incelemeye itmiştir. Kitabı okuduğunuzda solucanları bitkisel humusların oluşumundaki rolünü ve solucanların dünyasını algılayacaksınız. Darwin'in son bilimsel kitabını zevkle okuyabileceğinizden eminim ayrıca Alfa Yayınları'nın çevirisi de oldukça anlaşılır, net ve akıcı.
Kitap
10.0/10
(6 Kişi)
Puan Ver
Orjinal Adı : The Formation of Vegetable Mould through the Action of Worms With Observations on their Habits
İnceleme Yaz
Sonra Okuyacaklarıma Ekle
4
0 Yorum
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Blog Yazısı
Dilan Güner
Dilan Güner
22K UP
Blog Yazarı 6 dk.

Bilim kurgu tanımı ve alanı geniş bir tür olarak insanları derinden etkiler ve var olan normları sorgulamaya iter. Bu özel tür yapısı gereği değişime ve dönüşüme oldukça açık olmasının yanı sıra, tüketicisini de deviniminin içine çeken bir türdür. Darko Suvin bilim kurguyu edebi anlamda “bilişsel yabancılaşma” olarak tanımlamış ve her anlatının bir novum yani yenilik ve farklılık barındırdığını belirtmiştir. Bu da demek oluyor ki bu tür aslında bizim uyuyan zihinlerimizi uyandıran ve hayal gücümüzü harekete geçiren yegâne anlatılara sahiptir. Her gerçeklik aslında bir hayalin ürünüdür ve hiçbir gelecek hayal edilmeden var kılınamayacaktır. Peki bu hayal dünyasını tetikleyen nedir? Elbette ki eleştirel düşünce.

Eleştirel düşünme yetisi kolay gelişen bir yeti değildir çünkü içine doğduğumuz ve adapte edildiğimiz sistemler bizi belli kavramlara alışık kılar. İşte bu noktada bizi bize yabancılaştıracak lakin bizden çok da farklı olmayan şeylere ihtiyaç duyarız. Bu yabancılaşmanın dozu önemlidir çünkü fazla yabancılaşma bizleri Tekinsiz Vadi’nin derinliklerine sürükleyip bizde korku hissi ile reddetme ve kaçma dürtülerini uyandırırken, az miktarda bir yabancılaşma düşünsel sürecimizde bir tetiklemeye mahal veremeyecektir.

2
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Bilimler Köyü
Etkinliği Ekleyen 1 ay önce İzmir₺9.000,0013 Temmuz
Fiziğin Felsefesi (İngilizce)
13 Temmuz 2025 15:00 tarihinden 20 Temmuz 2025 12:00 tarihine kadar.

The main objective of this event is to clarify the relationship between physics and philosophy. Another aim is to uncover the philosophical foundations of physical theories, introduce conceptual problems, and develop discussion skills on these topics. Therefore, philosophical theories proposed in areas such as space, time, quantum mechanics, matter-energy, the mathematical structure of nature, and the nature of physical laws will be addressed from both historical and contemporary perspectives.

Devamını Göster
0
0 Yorum
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Gülfem Akdemir
Seslendiren 29 Aralık 2023 9:47
Eminiz ki okurlarımız arasında hatırı sayılır bir çoğunluk merakla Breaking Bad'i izlemiştir ve sonlandığı için derin ve tedavi edilemez bir üzüntü duyuyordur....
54
Söz
Mert Arslan
Alıntıyı Ekleyen 5 gün önce
Demokrasi de cahil kitlelerin egemen olduğu bir yönetim biçimine dönüşebilme tehlikesi barındırır.
Kaynak: Jostein Gaarder'in "Sofie'nin Dünyası" adlı kitabında geçmektedir.
8
0 Yorum
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Yaşam Ağacı Türü
Mehmet Emir Çakır
Türü Ekleyen 13 saat önce
Strigopoidea, halk arasında bilinen adı ile Yeni Zelanda Papağanları; Psittaciformes (Papağanlar) takımının altında bulunan bir süperailedir. Yeni Zelanda Papağanlarını içerir. İsminden anlaşılacağı üzere bu süperaile altındaki türler, Yeni Zelandada yaşamaktadır.
1
Nevzat Keskin
Seslendiren 2 gün önce 9:19
Neden yelleniyoruz (evet, tıbbi terminolojide "yellenme" olarak geçer)? Neden kokuyor? Bunlar birçoklarımızın merak ettiği ama pek de fazla cevaplanmayan...
9
Tüm Reklamları Kapat
Daha Fazla İçerik Göster

Bize Ulaşın

ve seni takip ediyor

Göster

Şifremi unuttum Üyelik Aktivasyonu

Göster

Şifrenizi mi unuttunuz? Lütfen e-posta adresinizi giriniz. E-posta adresinize şifrenizi sıfırlamak için bir bağlantı gönderilecektir.

Geri dön

Eğer aktivasyon kodunu almadıysanız lütfen e-posta adresinizi giriniz. Üyeliğinizi aktive etmek için e-posta adresinize bir bağlantı gönderilecektir.

Geri dön

Close