Hoca sözcüğü, Farsça "hâce"den gelir ve tarihte (özellikle de 12. yüzyılda) aslen "köle sahibi" anlamında değil, "mal sahibi, esnaf, tüccar, efendi" anlamında kullanılmıştır. Bildiğim kadarıyla "hoca" sözcüğü tarihte hiçbir noktada sadece "insan tüccarları" (yani "köle sahipleri") ile sınırlandırılacak kadar dar bir kullanıma erişmemiştir. Direkt olarak kölelikle ilişkili olduğunu görebildiğim tek yer Hindistan: İlginç bir şekilde, orada bir süre köle sahiplerine "hâce", kölelereyse "hoca" denmiştir (yani aynı kelimenin iki ayrı yazılışı zıt roller için kullanılmıştır).
Türk tarihindeyse "hoca" sözcüğü, daha ziyade "yüce, ulu" gibi saygı anlamlarıyla kullanılmıştır. Zaman içinde de anlamı yavaş yavaş "eğitim almış kişi, üstât, pir" gibi şeylere, nihayetindeyse "öğreten kişi, eğitmen, öğretmen" anlamlarına kaymıştır. Özellikle de Osmanlı'da şehzadeler, tahta çıktıktan sonra kendilerini eğiten âlimlerden birini "hoca" olarak seçerlerdi ve bu kişilere "hoca-i sultânî" denirdi. Herhalde hoca "köle sahibi" demek olsa, bu kişilerin kellesi derhal vurulurdu. Keza Hz. Muhammed için de "hâce-i rusül" ve "hâce-i âlem" gibi sıfatlarda kullanılmıştır.[1]
Zaten kelimelerin etimolojisine veya antik, dar, yerel kullanımlarına başvurarak argüman üretmek rasyonel bir tutum değildir. Aslolan, kelimelerin kullanıldıkları yer ve bağlamdır. Kelimeler kendi başlarına bir anlam taşımazlar; onlara doğru anlamı yükleyen, o kelimeyi kullanan insanlar ve onların kullanma biçimidir. Dolayısıyla hoca sözcüğü "köle sahibi" demek olsaydı bile, günümüzde böyle bir anlamda kullanılmadığı için bunun herhangi bir problemi olmazdı; en azından olmamalı.
Tüm bunlar ışığında, bir kişi kendine "hoca" denmesini istemiyorsa, buna (bence) kesinlikle saygı göstermek gerekir; ancak bu, o kişinin bu talebi ardındaki gerekçenin rasyonel ve hatta objektif olarak doğru olduğu anlamına gelmez.
Kaynaklar
- TDV İslâm Ansiklopedisi. Hoca. Alındığı Tarih: 22 Mayıs 2024. Alındığı Yer: TDV İslâm Ansiklopedisi | Arşiv Bağlantısı