Gen Düzenleme Yöntemi, Lösemiye Son Verebilir!
İlk defa bir insanın hayatı, gen düzenlenmeyle (gene-editing) kurtarıldı. Lösemi hastası bir yaşındaki Layla’ya, Londra’daki Great Ormond Street Hospital’da uygulanan normal tedaviler başarısız oldu. Layla’nın doktorları, normal tedavilerin yanı sıra deneysel gen terapi yöntemi için izin aldılar. Bu terapide bir donörden alınan, genetiği değiştirilmiş bağışıklık hücrelerini kullandılar. Bir ay içinde bu hücreler Layla’nın kemik iliğindeki tüm kanserli hücreleri öldürdü.
Deneysel Tedavi
Layla’ya henüz üç aylıkken, kemik iliğinden yüksek miktarda olgunlaşmamış kanserli kök hücrelerinin kana salınmasıyla ortaya çıkan, akut lenfoblastik lösemi (ALL) teşhisi kondu. Teşhisi hemen ardından Great Ormond Street Hastanesine kaldırılan Layla, bağışıklık sisteminin eskiye dönmesi için önce kemoterapi tedavisi, ardından da kemik iliği nakli geçirdi. Layla ne yazık ki şansızdı. Kemoterapiden sonra kanserli hücreler hala tespit ediliyordu. Kemik iliği nakli de başarısızlıkla sonuçlanmıştı. Leyla’nın doktorlarından lösemi uzmanı Sujith Samarasinghe, ilik nakli konusunda şöyle diyor:
Layla’dan daha büyük çocuklarda bu tedavi genellikle başarılıdır. Ancak Layla kadar genç hastalarda tedavi başarısı yalnızca %25 oranındadır.
Layla’nın anne-babası Lisa ve Ashleigh’a daha fazla bir şey yapılamayacağı söylense de aile doktorlara pes etmemeleri için baskı yaptı. Böylelikle, kanser tedavisinde gen terapisi üzerinde çalışan College London Üniversitesi’den Qasim Waseem, tedavi sürecine dahil oldu.
Hücre Saldırısı Stratejisi
Hücre saldırısı fikrinin temeli; hastanın vücudundan bağışıklık hücrelerinin alınması, alınan hücreleri genetik mühendislik kullanarak kanserli hücrelere saldıracak şekilde değiştirilmesi ve hastaya geri verilmesine dayanıyor. Bu yöntemi kullanan çeşitli sayıda insan özneli araştırmalar tüm dünyada mevcut. Bazı araştmacılar ALL’ye sebep olan kanserli hücrelerin yüzeyindeki CD19 molekülünü tanıyan CAR19 adlı bağışıklık sistemi T-hücre yüzey reseptörü geninin hastanın kendi hücrelerine eklenmesi çalışmalarını yürütüyor. Ancak Layla’da değiştirilebilecek T-hücre sayısı çok az olduğundan bu tedavi yaklaşımı Layla için uygun bulunmadı.
Fakat Qasim’in takımı, “raf üstü” tedaviler geliştirmekteydi. Bu tedavi kapsamında sağlıklı bir donörden alınan T-hücrelerin modifiye edilmesi ve potansiyel bağlamda yüzlerce hastaya nakli söz konusuydu. Normalde bir donörden alınan T-hücreleri, nakledilen kişi ile tamamen uyun göstermezse, nakledilen kişinin bütün hücrelerini “yabancı” olarak niteler ve saldırmaya başlar. Bunu önlemek adına Qasim’in takımı, gen mühendisliği kullanarak donör hücrelerde nakledilen kişinin vücudundaki hücreleri “yabancı” olarak nitelemesine sebep olan geni etkisiz hale getirdi.
Moleküler Makas Stratejisi
Gen düzenleme ile spesifik DNA parçaları “moleküler makaslar”la kesilip mutasyonlar eklenerek amaca göre bir genin işlevi engellenebiliyor. Dr. Quasim’ın Layla için kullandığı moleküler makasların adı TALEN enzimleri. Dr. Qasim’ın New York biyoteknoloji şirketi Cellectis ile geliştirdikleri TALEN stratejisi uygulanmış UCART19 adlı bağışıklık sistemine ait T-hücreleri Leyla’nın tedavisinde kullandı. Hücre saldırısı stratejisini de barındıran bu yaklaşıma göre doku reddinin de önüne geçildi. Ancak bu hücreler şimdiye kadar sadece farelerde denenmişti. Neyse ki birkaç hafta içinde Layla tedaviye olumlu yanıt verdi. Layla’ya 3 ay sonra tekrar kemik iliği nakli yapıldı. Nakil yapılan kemik iliği dokusundaki sağlıklı bağışıklık hücreleri UCART19 hücrelerini “yabancı” olarak algılayarak yok etti ve Layla’nın vücudunda genetiği değiştirilmiş hücre de kalmamış oldu. Layla’nın annesi Lisa şöyle diyor:
Kızımızdan vazgeçmek istemedik. Doktorlardan her şeyi denemelerini istedik.
Leyla’nın babası Ashleigh ise her ne kadar bu durumun korkutucu olduğunu bilseler de kızlarını kurtarmak için yeni tedaviler denemekten hiç şüphe duymadıklarını belirtiyor.
Londra’da yapılan basın açıklamasında “Layla tedavi oldu” demek için çok erken olduğunun ancak bir iki yıl içinde sürecin netlik kazanacağının üzerinde duruldu. Şimdilik Leyla iyi ve kanserin geri döndüğüne dair herhangi bir belirti yok. Böylelikle AIDS hastalarında HIV virüsüne direnci arttıran gen-düzenlenmesi uygulamasından sonra Layla’nın tedavi süreci gen düzenleme tekniğinin kullanıldığı ikinci deneme oldu.
İçeriklerimizin bilimsel gerçekleri doğru bir şekilde yansıtması için en üst düzey çabayı gösteriyoruz. Gözünüze doğru gelmeyen bir şey varsa, mümkünse güvenilir kaynaklarınızla birlikte bize ulaşın!
Bu içeriğimizle ilgili bir sorunuz mu var? Buraya tıklayarak sorabilirsiniz.
Soru & Cevap Platformuna Git- 10
- 6
- 3
- 3
- 2
- 2
- 1
- 1
- 0
- 0
- 0
- 0
- Çeviri Kaynağı: New Scientist | Arşiv Bağlantısı
Evrim Ağacı'na her ay sadece 1 kahve ısmarlayarak destek olmak ister misiniz?
Şu iki siteden birini kullanarak şimdi destek olabilirsiniz:
kreosus.com/evrimagaci | patreon.com/evrimagaci
Çıktı Bilgisi: Bu sayfa, Evrim Ağacı yazdırma aracı kullanılarak 12/11/2024 23:23:04 tarihinde oluşturulmuştur. Evrim Ağacı'ndaki içeriklerin tamamı, birden fazla editör tarafından, durmaksızın elden geçirilmekte, güncellenmekte ve geliştirilmektedir. Dolayısıyla bu çıktının alındığı tarihten sonra yapılan güncellemeleri görmek ve bu içeriğin en güncel halini okumak için lütfen şu adrese gidiniz: https://evrimagaci.org/s/4106
İçerik Kullanım İzinleri: Evrim Ağacı'ndaki yazılı içerikler orijinallerine hiçbir şekilde dokunulmadığı müddetçe izin alınmaksızın paylaşılabilir, kopyalanabilir, yapıştırılabilir, çoğaltılabilir, basılabilir, dağıtılabilir, yayılabilir, alıntılanabilir. Ancak bu içeriklerin hiçbiri izin alınmaksızın değiştirilemez ve değiştirilmiş halleri Evrim Ağacı'na aitmiş gibi sunulamaz. Benzer şekilde, içeriklerin hiçbiri, söz konusu içeriğin açıkça belirtilmiş yazarlarından ve Evrim Ağacı'ndan başkasına aitmiş gibi sunulamaz. Bu sayfa izin alınmaksızın düzenlenemez, Evrim Ağacı logosu, yazar/editör bilgileri ve içeriğin diğer kısımları izin alınmaksızın değiştirilemez veya kaldırılamaz.
This work is an exact translation of the article originally published in New Scientist. Evrim Ağacı is a popular science organization which seeks to increase scientific awareness and knowledge in Turkey, and this translation is a part of those efforts. If you are the author/owner of this article and if you choose it to be taken down, please contact us and we will immediately remove your content. Thank you for your cooperation and understanding.