Her geçen gün, türümüzün zekasına benzer zekaya sahip olduğunu keşfettiğimiz türlerin sayısının giderek arttığını görüyoruz. Bu, birkaç sebeple ilgi çekici. İlk olarak bu durum, insanın uzun süredir kabul ettiği normların ("İnsan gibi zeki bir hayvan yoktur." gibi) hatalı olduğunu gösteriyor. İkincisi ise, bu durumun birçok soru işaretini beraberinde getirmesi. Örneğin, "Bir türe zeki dememiz için ne kadar zeka gereklidir?" veya "Zeka herhangi bir sınıra sahip midir, yoksa zekamız, çevremizi anlamak için var olan tek sınır mıdır?" gibi... Ne olursa olsun, bu soruların bazılarının cevapları, bizim algı sınırlarımız dahilinde olmayabilir. Ancak yine de, eğer ki bu konuda biraz daha fazlasını öğrenmek istiyorsanız, çok uzağa değil, "çayır köpekleri" olarak bilinen ve aslında köpeklerle alakası olmayan (sesleri benzediği için böyle bir isimlendirme yapılmıştır) kemirgenlere bakmanız yeterlidir. Öncelikle, biraz bilgi verelim.
Uzun yıllardır biyologlar çayır köpeklerini doğal ortamlarında incelemekte ve birbirleriyle olan ilişkilerini ortaya çıkarmaya çalışmaktadır. Özellikle de, birbirleriyle iletişim kurmak için kullandıkları dili çözmeyi hedeflemektedirler. Kuzey Arizona Üniversitesi'nden bir biyolog olan Con Slobodchikoff, bu oyunu tam 30 yıldır oynamaktadır. Çayır köpeklerine olan ilgisi, yıllar önce koloni içerisindeki diğer bireyleri uyarmak amacıyla uyarı sinyalleri kullanan hayvanların keşfiyle başladı. Örneğin sincaplar bunu yapmaktadır. Yıllar önce, türlerin belirli tehditler karşısında (uçan avcılar veya karadaki benzerleri gibi) birbirlerini uyarmak için ayırt edici bazı sesler çıkardıkları keşfedildi.