Keşfedin, Öğrenin ve Paylaşın
Evrim Ağacı'nda Aradığın Her Şeye Ulaşabilirsin!
Bugün bilimseverlerle ne paylaşmak istersin?
Aklımdan Geçen
Komünite Seç
Aklımdan Geçen
Fark Ettim ki...
Bugün Öğrendim ki...
İşe Yarar İpucu
Bilim Haberleri
Hikaye Fikri
Video Konu Önerisi
Başlık
Bugün Türkiye'de bilime ve bilim okuryazarlığına neler katacaksın?
Gündem
Bağlantı
Ekle
Soru Sor
Stiller
Kurallar
Komünite Kuralları
Bu komünite, aklınızdan geçen düşünceleri Evrim Ağacı ailesiyle paylaşabilmeniz içindir. Yapacağınız paylaşımlar Evrim Ağacı'nın kurallarına tabidir. Ayrıca bu komünitenin ek kurallarına da uymanız gerekmektedir.
1
Bilim kimliğinizi önceleyin.
Evrim Ağacı bir bilim platformudur. Dolayısıyla aklınızdan geçen her şeyden ziyade, bilim veya yaşamla ilgili olabilecek düşüncelerinizle ilgileniyoruz.
2
Propaganda ve baskı amaçlı kullanmayın.
Herkesin aklından her şey geçebilir; fakat bu platformun amacı, insanların belli ideolojiler için propaganda yapmaları veya başkaları üzerinde baskı kurma amacıyla geliştirilmemiştir. Paylaştığınız fikirlerin değer kattığından emin olun.
3
Gerilim yaratmayın.
Gerilim, tersleme, tahrik, taciz, alay, dedikodu, trollük, vurdumduymazlık, duyarsızlık, ırkçılık, bağnazlık, nefret söylemi, azınlıklara saldırı, fanatizm, holiganlık, sloganlar yasaktır.
4
Değer katın; hassas konulardan ve öznel yoruma açık alanlardan uzak durun.
Bu komünitenin amacı okurlara hayatla ilgili keyifli farkındalıklar yaşatabilmektir. Din, politika, spor, aktüel konular gibi anlık tepkilere neden olabilecek konulardaki tespitlerden kaçının. Ayrıca aklınızdan geçenlerin Türkiye’deki bilim komünitesine değer katması beklenmektedir.
5
Cevap hakkı doğurmayın.
Aklınızdan geçenlerin bu platformda bulunmuyor olabilecek kişilere cevap hakkı doğurmadığından emin olun.
Size Özel
Makaleler
Yamaç Serin
Yamaç Serin
102K UP
Üye 1 gün önce Henüz cevap yok.
Depleted uranium ve tungsten top mermilerinin çalışma mekanizmasına ve internal structure korunumunun öneminin farkındayım fakat bu bunker bombaları nasıl onlarca metre beton içine gömülebiliyor? Bu bombalarda tungsten bile kullanılmıyormuş öğrendiğim kadarıyla internal structure impact halinde nasıl korunabiliyor? Hız ve kütleden bahsetmeyin.
Gbu57 nasıl bu kadar iyi bir penetrator?
Gbu57 nasıl bu kadar iyi bir penetrator?
2
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Tüm Reklamları Kapat
Çağrı Mert Bakırcı
Yazar 8 Eylül 2020 3 dk.

Her şey değişir. Gezegenler değişir, iklim değişir, çevre değişir, canlılar değişir. Ve evinizin şu anda üzerinde bulunduğu toprakların yeri değişir. Çünkü kıta dediğimiz kara parçaları, en nihayetinde onların altında bulunan levhaların (plakaların) okyanus ve deniz seviyesinin üzerinde kalan kısımlarından ibarettir ve bu levhalar, onların altında yer alan magma tabakasında yaşanan konveksiyon akımları dolayısıyla durmaksızın hareket ederler. Bunun sonuçlarından birisi depremler ve dağ oluşumları gibi devasa jeolojik olaylar olsa da, daha "az zarar verici" sonuçlarından bir diğeri, günümüzde hayali sınırlarla bölüşülen toprakların coğrafi konumunun, elimizde hiçbir önleyici güç olmayan biçimde, her yıl bir miktar değişmesidir.

Levhaların bu hareketi, bildiğimiz kadarıyla Dünya'nın (ve dolayısıyla levhaların ve magma tabakasının) oluşumundan beri devam etmektedir. Buna bağlı olarak Dünya'ya dışarıdan baktığımızda gördüğümüz kıtalar ile okyanusların dağılımı, tarih boyunca aynı kalmamıştır. Aslına bakarsanız son 4.5 milyar yıllık Dünya tarihini yüz milyon yıl gibi büyük zaman aralıkları boyunca inceleyecek olursak, Dünya'nın görünümünün bir hayli değiştiğini görmekteyiz. Öyle ki, bir zamanlar bugünkü kıtaların hepsi, Pangea isimli tek bir süperkıta altında birleşmiş haldeydi!

53
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Prof. Dr. Hakan Yaman
Yazar 5 gün önce 7 dk.

Yüzyıllardır Anadolu’nun dağlık coğrafyasında varlıklarını sürdüren Yörük toplulukları, yaşam biçimlerinin merkezine keçiyi yerleştirmiştir. Bu makale, keçi ile insan arasında yalnızca ekonomik değil, aynı zamanda psikolojik, kültürel ve sembolik boyutlara uzanan çok katmanlı bir ilişkinin izini sürmektedir. Keçinin Yörük yaşamındaki anlamı yalnızca bir geçim aracına indirgenemez; o aynı zamanda dost, yol arkadaşı, kültürel simge ve kimlik belirleyicisi olarak öne çıkar.

Göçebe toplumların binlerce yıl süren tarihinde keçi, en dayanıklı evcil hayvan türlerinden biri olarak öne çıkmıştır. Orta Asya’dan Anadolu’ya uzanan bu kültürel süreklilikte, keçi hem bir besin kaynağı hem de topluluğun "hareket kabiliyetini" mümkün kılan stratejik bir canlıdır. Keçinin kıt kaynaklara adaptasyonu, Yörüklerin yaşam biçimini doğrudan şekillendirmiştir. Keçinin diğer hayvanlara tercih edilme sebebi, yalnızca coğrafi uyumluluğu değil, aynı zamanda düşük bakım ihtiyacı ve verimliliğidir. Bu da göçebeliğin değişken doğasına uygun bir hayvan olmasını sağlamıştır.

9
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Gökhan Demirbilek
Çeviren 5 gün önce 29 dk.

Evrenin başlangıcından bu yana, hidrojen çok açık arayla en baskın element olagelmiştir. Hidrojenin hemen ardındansa helyum gelir. Şaşırtıcı şekilde, evrendeki üçüncü en baskın elementi oksijendir ve onun arkasından da karbon gelir. Aşağıdaki grafik, atom numarası düşük elementlerin evrendeki yoğunluklarını göstermektedir. Bu grafikte dikey eksenin logaritmik ölçekte olduğuna dikkat edilmelidir. Bu, dikey düzlemde bir birim artışın evrendeki asıl yoğunluk değerinin on katı bir artışı temsil ettiği anlamına gelir.

Bu grafikte bazı eğilimler çok barizdir. Bunlardan bir tanesi, testere dişi gibi bir örüntüye neden olan, çift atom numarasına sahip elementlerin komşuları olan tek sayılı elementlere göre kayda değer şekilde daha baskın olduğu gerçeğidir. Bunun nedeni, yıldızlardaki birçok temel füzyon reaksiyonunun, helyum-4 atomlarının çekirdekleri (2 proton + 2 nötron) olan alfa parçacıkları (a) ile yüksek miktarda kinetik enerjinin (çok hızlı hareket ederler) birleşimi olmasıdır. İki alfa parçacığı, birlikte berilyum atomunun çekirdeğini (4Be8) oluşturabilir. Ancak, böyle bir kombinasyon çok kararsızdır ve neredeyse anında yine iki alfa parçacığına ayrılır. (Yarı ömrü 7 x 10-17 sn'dir.)

5
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Çağrı Mert Bakırcı
Yazar 20 Mayıs 2011 18 dk.

Türleri anlamak için ilk olarak, çeşitli tür tanımlarından bahsetmemiz gerekir. Çünkü doğa bilginleri ve biyologlar çok uzun yıllardır türleri tanımlamanın kolay bir yolunu aramışlardır. Ne yazık ki günümüzde hala türleri tanımlamak çok kolay bir iş değildir ve çok kapsamlı incelemeler gerektirmektedir.

Ancak aslında bu zorluk bize evrimin ne kadar güçlü bir doğa gerçeği olduğunu gösterir. Günümüzdeki bazı türler, akrabalarına veya atalarına o kadar benzerken, bazı diğer özellikleri bu canlıları aynı gruptan (türden) saymamıza engel olacak kadar farklıdır. Bu canlıları sınıflandırmak zorlayıcı ve hatta hararetli bilimsel tartışmalara sebep olabilir. Bu, evrimsel biyoloji açısından doğrulayıcı niteliktedir, çünkü zaten evrimsel biyoloji türler arasında kademeli ve yavaş bir değişimi öngörür. Doğada da tam buna uygun bir şekilde, birbirlerinden giderek farklılaşan nitelikleri barındıran, dolayısıyla birbirinden ayırmanın zor olduğu türler görmemiz mümkündür.

130
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Tüm Reklamları Kapat
Alper Kaan Selçukoğlu
Yazar 5 gün önce 7 dk.

Arakne miti, Roma şairi Ovidius’un Metamorphōsēs (Dönüşümler) adlı eserinin altıncı kitabında ölümsüzleşmiş bir anlatıdır. Yunan mitolojisinin sınır tanımayan yaratıcılık ve tanrılara karşı gelen kibir temalarını işleyen bu hikâye, yetenekli bir dokumacı olan Arakne’nin Tanrıça Athena’ya meydan okuması ve sonucunda bir örümceğe dönüşmesi üzerinden anlatılır. Yalnızca Antik Çağ edebiyatında değil modern sanat, edebiyat ve feminist yorumlarda da etkisini sürdürür. Öte yandan örümceklerin bilimsel adlandırması olan "Arachnida" da bu mitin kalıcı izlerinden biridir.

Arakne, günümüzde ülkemiz sınırlarında bulunan Lidya'da yaşayan sıradan bir ölümlüydü. Babası Idmon, yünleri mor ve eflatun tonlara boyayan, geçimini bu işten sağlayan bir adamdı. Annesi ise sıradan bir kadındı ve genç yaşta ölmüştü. Arakne soylu bir aileye mensup değildi. Dokumacılığa olan yeteneği sayesinde hızlıca ün kazanmıştı. Eserleri o kadar güzeldi ki civar kentlerden nemfler, periler, orman ve nehir tanrıçaları bile onu çalışırken izlemeye gelirdi.

14
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Levent Özkarayel
Yazar 31 Mayıs 2011 48 dk.

Atom, kimyasal bir elementi oluşturan maddenin en küçük yapıtaşıdır. Katı, sıvı, gaz ve plazma hâlindeki her madde, nötral veya iyonize olmuş atomlardan oluşur. Çoğu atom, 1 metrenin 10 milyarda biri (yani yaklaşık 100 pikometre) büyüklüğündedir. Bu kadar küçük ölçeklerde, kuantum mekaniğinden kaynaklı etkiler maddenin davranışını domine etmeye başlar. Bir diğer deyişle, örneğin bir tenis topunun davranışlarını kestirmekte kullandığımız klasik fizik, bu ölçekte anlamını yitirir. Dolayısıyla, atomlar kadar küçük nesnelerin davranışlarını açıklayabilmek için kuantum fiziği denilen özel bir fizik türünün kullanılması gerekir.

Her atom, bir çekirdek ve bu çekirdeğin etrafına bağlı hâlde bulunan 1 ya da daha fazla sayıda elektrondan oluşur. Atom çekirdeği ise 1 ya da daha fazla sayıda proton ve nötrondan oluşur. Hidrojen atomlarının en yaygın formu hariç, bütün atom çekirdeklerinde nötronlar bulunur. Elektronlar, proton ve nötronlara göre o kadar küçüktür ki, atomun toplam kütlesinin %99.94'ünü protonlar ve nötronlar tek başlarına oluştururlar.

402
6
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Ege Can Karanfil
Çeviren 3 Mart 2021
Etna Yanardağı yüzbinlerce yıldır patlamaktadır. Bir kilometre yüksekliğe kadar lav püskürtebilen yanardağ, İtalya’nın Sicilya şehrinde bulunmaktadır. Etna Yanardağı, dünyadaki hem en aktif hem de 3 kilometreye varan yüksekliğiyle en büyük yanardağlardan biridir. Geçtiğimiz ay yakalanan bu görselde, yanardağın aşağısına doğru akan sıcak lav ve bir lav püskürmesi ile yukarıda uzaklardan göz kırpan antik yıldızlar, muhtemelen uydu kaynaklı izler ile birlikte görülebilir. Bu volkanik patlama öylesine güçlüydü ki, uçakların tehlikeli bulutlar arasında uçmasını engellemek için bölgedeki havaalanları kapatıldı. Görüntünün arka planı ve ön planı, aynı konumdan ve aynı kamerayla art arda yakalandı.
6
1 Yorum
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
İnceleme
Okan Nurettin Okur
İnceleyen10 5 gün önce
Hiçbir öykü kendi başına tamamlanmış değildir. Her birimiz, bir başkasının yarım kalmış hikâyesinin devamı, belki bir başlangıcın habercisi ya da son gibi görünen satır aralarındaki sessiz yankıyız. Kvasir, bu gerçeği, birbirine dolanan öyküleriyle sadece anlatmakla kalmıyor; aynı zamanda hissettiriyor, okuru bu çok katmanlı anlatının içine usulca çekiyor. Hikâyelerimiz dâim olsun...
Kitap
10.0/10
(2 Kişi)
Puan Ver
İnceleme Yaz
Sonra Okuyacaklarıma Ekle
6
0 Yorum
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Öne Çıkan İlanPsikolojik Yardım ve Terapi
Rümeysa Yavaş
İlanı Ekleyen 1 hafta önce Çevrimiçi₺800,00 - ₺1.000,0011 Haziran
Sembolik Ücretli Psikoterapi - Psk. Rümeysa Yavaş
11 Haziran 2025 22:47 tarihinden 31 Aralık 2025 22:55 tarihine kadar.

Merhaba, ben Rümeysa Yavaş.
Medeniyet Üniversitesi Psikoloji bölümünden mezun oldum, şu anda Haliç Üniversitesi'nde Uygulamalı Psikoloji yüksek lisans eğitimime devam ediyorum. Bilişsel Davranışçı Terapi (BDT) ekolüyle çalışıyor, danışanlarımla bilimsel temelli, yapılandırılmış ve hedef odaklı bir süreç yürütüyorum.

Yetişkinler ile çalışıyorum; kaygı, depresyon, özgüven sorunları, ilişki problemleri, takıntılar gibi birçok alanda destek sunuyorum.
Görüşmeler online platformlar üzerinden yapılmaktadır.

Daha fazla bilgi almak ya da randevu oluşturmak için benimle e-mail üzerinden iletişime geçebilirsiniz.

Devamını Göster
0
0 Yorum
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Sizden Gelenler
ülkem adına varlığınızı "umut" ve iftihar vesilesi olarak görüyorum. kendi adıma inançlı-dindar- biri olmam, sizi heyecanla takipten alıkoymak yerine daha yakın kılıyor. dindar refleksin sırf isminizden dahi kaçındığını bilmeme rağmen. bilgi, akıl, keşif. evrim ağacı benim için çok değerli bu üç kavramın neşet ettiği platform. başta çağrı bey ve katkısı olan her bir bireye sonsuz (sonsuzun imkansızlığını felsefi olarak şöyle tutacak olursam) teşekkürlerimi sunarım. var olmaya devam edin. karanlığın bilgi ile fethi harika. kendi inancım dahi bunu söylüyor bana: hiç bilen ile bilmeyen bir olur mu. saygı, sevgi, selam.
İnceleme
Rıdvan Efe
Rıdvan Efe
111K UP
İnceleyen 12 Ağustos 2022
İlk ressamların zihinlerinde bir yolculuk
Mağara resimlerinin kökenlerine dair arkeoloji, antropoloji, nöroloji ve evrimsel psikoloji alanlarının ışığında nefis bir kitap. Yazar J.D. Lewis-Williams insan beynin evrimi sonucu artan bilinç düzeyi ile insanların rüya görmek, halüsinasyon görme, imge yaratma ve imgeleri dış dünyada görme gibi özellikler geliştirdiğini vurguluyor. Şaman kültürü üzerinden verdiği referanslar ile son derece ilginç ve çarpıcı hipotezler ileri sürüyor.
Doğuştan gelen bir estetik duygusunun olmadığını, resim yapmanın değişmiş bilinç durumlarından kaynaklandığını ve bunun Üst Paleolitik avcı-toplayıcı insan toplumlarında sınıfsal çatışmaların yolunu açtığını söylüyor.
Ancak yazar her ne kadar sanatın estetik bir duygu ile ortaya çıkmadığı ve büyü amaçlı yapılmadığını, resim yapmanın bir icat olmadığını söylese de zaman zaman kendisi ile çelişen örnekler veriyor. Gene de üzerinde iyi düşünülmüş ve çok derin bir araştırmanın sonucunda argümanların oluşturulmuş olduğu anlaşılıyor. Kitap sanat ve din konularında son derece aydınlatıcı ve zihin açıcı.
Kendi alanım olan görsel yaratıcılık ile çok yakından ilgili olduğu için benim için zevkli bir okuma deneyimi oldu. Resim yapmanın ve sanatsal yaratıcılığın kökenlerini merak ediyorsanız sizi dolu dolu bir kitap bekliyor.

Not: Kitabı okumak isteyenlere üçüncü ve sonraki baskılarını okumalarını tavsiye ederim. Benim okuduğum ikinci baskıda renkli resimlerin olduğu ek kısım yoktu. Bu resimler okuma sırasında önemli çünkü yazar sık sık bu resimlere atıfta bulunuyor. Yapı kredi gibi ciddi bir yayınevinin nasıl böyle bir hata yaptığını anlayamadım. Bu hata üçüncü baskıda giderilmiş
10.0/10
(6 Kişi)
Puan Ver
Orjinal Adı : The Mind in the Cave: Consciousness and the Origins of Art
İnceleme Yaz
Sonra Okuyacaklarıma Ekle
8
0 Yorum
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Blog Yazısı
Sercan Hatun
Sercan Hatun
62K UP
Blog Yazarı 1 dk.

Edebiyatımızın geçiş dönemi eserlerinden biri olan Atabetü'l Hakayık edip Ahmet yüknek'in yazdığı bir eserdir. Edip Ahmet yükneki 12 yüzyılda yaşamış bir şairdir. Doğduğu yer veya doğum tarihi konusunda hiçbir bilgi yoktur, bir nasihatname veya siyasetname niteliği taşıyan ve karahan türkçesinin en önemli eserlerinden biri olan Atabetü'l Hakayık (gerçeklerin eşliği) adlı eseri günümüze ulaşmıştır. Eseri Karahanlılar'a hanedanına mensup bir idari olduğu düşünülen Muhammed dad sipehsalara hediye etmiştir. Eserin en eski nüshası 15 yüzyılın başına ait Semerkant’ta Timurlulardan edebi eserlere meraklı ve ilgili olan Emir Arslan hoca Tarhan tarafından düzenlenmiş bu nüshanın sonunu ek olarak eklenmiş bilgilerden Ahmet yüknek'in doğuştan kör ve babasının adının Mahmut olduğu tahmin edilmektedir. Eserlerinde sık sık hadisleri ayetleri değinmesi arapça bilen İslami ilimleri tahsil etmiş bir kişi olduğunu göstermektedir eserlerinde ilmin mutluluğa götüren yol oluşundan cömertliğin bütün ayıpları yıkayan bir şey olduğunda, kibirin kötülüğünden bahsedilmiştir eseri Kutadgu Bilig'in etkisinde yazdı söylenir. şairin ölümü hakkında hiçbir bilgi bulunmamaktadır.

Modern zamanda ilk olarak hibetü'l Hakayık veya aybeytül Hakayık olarak yanlış isimlerden alınmıştır Nazım birimi beyit ve dörtlüklerden oluşan bu eserin Şair Yusuf Has Hacip'in eserinin Kaşgar şivesi, Uygur alfabesi ile yazılmış ilk yazması İstanbul Ayasofya kütüphanesinde bulunmaktadır.

16
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Çağrı Mert Bakırcı
Yazar 17 Ekim 2013 10 dk.

Evrimsel biyologlar ve paleontologların hummalı çalışmaları sayesinde, bugün bildiğimiz ve keşfettiğimiz türlerin istisnasız tamamının çeşitli evrimsel süreçlerden geçerek bugüne geldiklerini net olarak biliyoruz. Tekil olarak bazı türlerde elbette soru işaretleri, bilinmeyenler, gizemler bulunuyor. Ancak zaten bunlar da olmasaydı, bilimin ilerlemesi mümkün olmazdı. Fakat bu bilinmezlerin hiçbiri evrimsel biyoloji ile uyumsuz, evrimin gerçekliğine şüphe düşüren, evrim teorisini çürütebilecek nitelik ve nicelikte olan unsurlar değildirler. Zaten artık bu şekilde tekil örneklerle evrim teorisini çürütmek de olanaksızdır. Evrimin ise zaten çürütülemez bir doğa yasası olduğunu, evrim ile evrim teorisinin farklı konular olduğunu şuradaki yazımızda detaylıca ele almıştık; meraklı okurlarımız o yazıya göz atabilirler.

Bu hummalı çalışmalar sayesinde yapılan keşifler, bazı ilginç gerçekleri de ortaya çıkarmıştır. Bazı türlerin, bir vücutsal bütünlük olarak, eş zamanlı bir biçimde, tüm özelliklerinin aynı anda değişimiyle evrimleşmediği, bazı parçalarının farklı zamanlarda evrimleşerek, farklı nitelikler kazandığı anlaşılmıştır. İşte bu şekilde, türlerin farklı vücut parçalarının ya da görevlerinin, farklı hızlarda ve zaman dilimlerinde, her birinin ayrı ayrı, binlerce nesilde evrimleşmesine mozaik evrim veya modüler evrim adı verilir. Bu şekilde evrimleşen türlere ise mozaik türler veya modüler türler denir.

82
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Zehra Sarı
Zehra Sarı
31K UP
Ekleyen 1 Ocak 2021 6 dk.

Dalgınlık Bozukluğu olarak da bilinen uyum bozucu dalgınlık (İng: "maladaptive daydreaming"), kişiyi günlük yaşamından; akademik, kişiler-arası veya mesleki fonksiyonlarından alıkoyan aşırı hayal kurma davranışı içeren bir durumdur.[1] Çoğu zaman, gerçek hayatta yaşanan bazı olayların (sohbet konularının, ses ve koku gibi duyusal uyaranların ve fiziksel deneyimlerin) bu durumu tetiklediği düşünülmektedir.[2][3][4]

Uyum bozucu dalgınlık, ilk olarak İsrail Haifa Üniversitesi'nden Prof. Dr. Eliezer Somer tarafından tespit edilmiştir.[5] Ancak uyum bozucu dalgınlık, Ruhsal Bozuklukların Tanısal ve İstatiksel El Kitabı'nda (DSM) baskısında henüz bulunmamaktadır ve psikiyatristler arasında bu durumun geçerli bir rahatsızlık olduğu henüz kabul edilmemektedir. Dolayısıyla rahatsızlığın henüz resmi olarak kabul edilen bir tanısı ve tedavisi de yoktur ve psikiyatrik geçerliliği de tartışmalıdır.[6][7]

70
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Emre Abc
4 gün önce
Türkiye'de bazı okullarda karma eğitim yok, kadın ve erkeğin günlük hayatta ayrıştırılmasının topluma ne gibi etkileri oluyor ? Bu konuda video çekilebilir oldukça faydalı olur.
1
0 Yorum
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Evrim Ağacı'na Destek Ol
Söz
Meryema Şermet
Alıntıyı Ekleyen 5 gün önce
Kültürü yozlaşmış bir millet, dumura uğramış bir millettir. Hiçbir yaratıcı gücü kalmamış bir millettir. Ölüme mahkum bir millettir!
Kaynak: Baldaki tuz
5
0 Yorum
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Daha Fazla İçerik Göster

Bize Ulaşın

ve seni takip ediyor

Göster

Şifremi unuttum Üyelik Aktivasyonu

Göster

Şifrenizi mi unuttunuz? Lütfen e-posta adresinizi giriniz. E-posta adresinize şifrenizi sıfırlamak için bir bağlantı gönderilecektir.

Geri dön

Eğer aktivasyon kodunu almadıysanız lütfen e-posta adresinizi giriniz. Üyeliğinizi aktive etmek için e-posta adresinize bir bağlantı gönderilecektir.

Geri dön

Close