Keşfedin, Öğrenin ve Paylaşın
Evrim Ağacı'nda Aradığın Her Şeye Ulaşabilirsin!
Kafana takılan neler var?
Aklımdan Geçen
Komünite Seç
Aklımdan Geçen
Fark Ettim ki...
Bugün Öğrendim ki...
İşe Yarar İpucu
Bilim Haberleri
Hikaye Fikri
Video Konu Önerisi
Başlık
Bugün bilimseverlerle ne paylaşmak istersin?
Gündem
Bağlantı
Ekle
Soru Sor
Stiller
Kurallar
Komünite Kuralları
Bu komünite, aklınızdan geçen düşünceleri Evrim Ağacı ailesiyle paylaşabilmeniz içindir. Yapacağınız paylaşımlar Evrim Ağacı'nın kurallarına tabidir. Ayrıca bu komünitenin ek kurallarına da uymanız gerekmektedir.
1
Bilim kimliğinizi önceleyin.
Evrim Ağacı bir bilim platformudur. Dolayısıyla aklınızdan geçen her şeyden ziyade, bilim veya yaşamla ilgili olabilecek düşüncelerinizle ilgileniyoruz.
2
Propaganda ve baskı amaçlı kullanmayın.
Herkesin aklından her şey geçebilir; fakat bu platformun amacı, insanların belli ideolojiler için propaganda yapmaları veya başkaları üzerinde baskı kurma amacıyla geliştirilmemiştir. Paylaştığınız fikirlerin değer kattığından emin olun.
3
Gerilim yaratmayın.
Gerilim, tersleme, tahrik, taciz, alay, dedikodu, trollük, vurdumduymazlık, duyarsızlık, ırkçılık, bağnazlık, nefret söylemi, azınlıklara saldırı, fanatizm, holiganlık, sloganlar yasaktır.
4
Değer katın; hassas konulardan ve öznel yoruma açık alanlardan uzak durun.
Bu komünitenin amacı okurlara hayatla ilgili keyifli farkındalıklar yaşatabilmektir. Din, politika, spor, aktüel konular gibi anlık tepkilere neden olabilecek konulardaki tespitlerden kaçının. Ayrıca aklınızdan geçenlerin Türkiye’deki bilim komünitesine değer katması beklenmektedir.
5
Cevap hakkı doğurmayın.
Aklınızdan geçenlerin bu platformda bulunmuyor olabilecek kişilere cevap hakkı doğurmadığından emin olun.
Size Özel
Makaleler
Çağrı Mert Bakırcı
Yazar 9 Haziran 2015 1 dk.

Penguenler, Kuşlar Sınıfı'ndan olan omurgalı hayvanlardır. Tüm kuşlar gibi, ortak ataları dinozorlardan evrimleşmiştir. Dinozorlar, diğer tüm omurgalılarla aynı vücut planına sahiptir. Buradaki yazımızda da izah ettiğimiz gibi, tüm omurgalı hayvanlarda kemik düzeni neredeyse birebir aynıdır, çünkü ortak atalardan gelirler.

Bu durumda tuhaf bir durum ortaya çıkmaktadır: Uçma yetisi evrimsel süreçte körelmiş olan penguenler, karalarda yürüyerek hareket ederler. Bacakları var gibidir; ancak dizleri de yok gibidir. Sanki vücutlarından iki bacak aşağı doğru çıkıverir. O dümdüz çıkan ve dizleri yokmuş gibi gözüken bacakları üzerinde paytak paytak yürürler.

24
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Tüm Reklamları Kapat
Moderatör Uyarısı
Olgusal Hata 1 moderatör tarafından eklendi
Bu bir testtir.
27
İrem Terzi
1 gün önce
SOKRATES İLE CEVAPSIZ SORULAR 

- 1 - Çoğunluk bir insanı bilge mi yapar aptal mı? 
- 2 - Hiçbir şey bilmediğinin bilincinde olan kişi hiçbir şey bilmediği halde her şeyi bildiğini sanan kişiden daha mı bilgedir?



3 günlük soru-cevap serisi yapmayı düşünüyorum. Platon'un "Sokrates'in Savunması" eserinde geçen felsefi sorular üzerinden düşünüp tartıştığımız bir zaman dilimi oluşturmayı amaçlıyorum. Keyifli olursa farklı biçimlerde devamı da gelebilir. 
İlk günün soruları yukarıdaki sorular. 


💭 Çoğunluk bizi bilgili olduğumuza mı inandırır, yoksa farklı düşünceyi bastırarak "acaba biz mi yanılıyoruz?" diye kendimizi mi sorgulatır? 
Bu noktada kendimizi nasıl konumlandırıyoruz?
Konumlandırmamızı neye göre yapıyoruz? 
Hiçbir şey bilmediği halde bildiğini sanan biri neden tehlikeli olabilir?


✨ Kısaca ben kendi düşüncemi şöyle toparlayarak paylaşabilirim; Bir şey bilmediğinin farkında olmayan kişi, bilginin karmaşıklığını göremez. Bu yüzden yüzeysel fikirlerini kolayca yayar. Basit fikirler daha kolay anlaşılır ve toplumda yayılarak cehaleti arttırır. Çoğunluk ise insanı düşündürmekten çok şekillendirmeye çalışır. Bizi biz olmaktan uzaklaştırma eğilimi yüksektir diye düşünüyorum. 

Yorumlarda düşünelim 🐈‍⬛🎉

30
2 Yorum
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Beyza Nur Tandoğan
Yazar 23 Ocak 2022 37 dk.

Vücudumuzu oluşturan yapıların temelinde makromoleküller yer alır. Makromoleküller, monomerik alt birimlerin birbirlerine bağlanmasıyla oluşan, molekül ağırlığı oldukça yüksek olan polimerlerden meydana gelir. Canlı sistemlerindeki en önemli dört makromolekül; karbonhidrat, protein, yağ ve nükleik asitlerdir. Bunlar, hücrenin vazgeçilmez yapıtaşlarıdır; öyle ki, hücreyi bir binaya benzetirsek, binanın yapı taşları bu 4 makromolekülden ibaret olacaktır. Makromoleküller hücredeki metabolik olaylarda, hücre zarının yapısında, sinyal-uyarı iletiminde, yapısal destek sağlamada, canlı için hayati olaylarda gerekli enerjiyi sağlamakta ve bunun gibi birçok yerde görev alırlar.

Makromoleküllerin yapısında en fazla bulunan ve çeşitliliği sağlayan atom olan karbon atomu birçok atomla ya da kendisiyle (en çok da O, H ve N ile) çeşitli bağlar yaparak, yan yana dizilerek zincirler ve yeni bileşikler oluşturur. Bu bileşiklerden birisi de H ve C'nin oluşturduğu hidrokarbon bileşiğidir. Hidrokarbonlar yapılarına oksijeni de katarak canlı için en önemli organik maddelerden birisi olan şekerleri yani karbonhidratları oluşturur.

75
1
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Cem Batuhan Berkol
Çeviren 24 Mart 2015 3 dk.

Araştırmacılar Schistosoma mansoni isimli parazitin, konağındaki dokuları yenileyerek içerisinde onlarca yıl yaşayabilmesini sağlayan, cinsiyeti olmayan (aseksüel) kök hücreleri barındırdığını keşfetti!

Son konağının (insan) bakış açısıyla bir "parazit" olan yassı solucan Schistosoma mansoni dehşet verici bir yaşam sürer. Dışkıyla kirlenmiş sularda yumurtadan çıkar, bir salyangozun vücudunda larvaya dönüşür ve insan derisini kazarak kendine damarlarda bir ev oluşturur. Bir kez buraya varınca, yetişkine dönüşür ve çiftleşir ve eğer dişiyse yumurtlamaya başlar. Vücutta onlarca yıl kalabilir.

15
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Eylül Naz Çamtepe
Çeviren 16 Aralık 7 dk.

Truva atı hikayesini bilen bilir: Rivayete göre Yunanlar; Truva şehrine kocaman, ahşaptan bir at göndermişlerdir. Truvalılar, bu atı bir hediye zannederek şehre sokmuş ve olanlar olmuştur. Gece vaktinde, atın içerisine gizlenmiş bir grup Yunan şehrin kapılarını Yunan askerlerine açarak Truvalılara öldürücü darbeyi indirebilmişlerdir.

Entegre tıp kavramı, 1994 yılında Dr. Andrew Weil tarafından ortaya atıldığı andan beri epey popülerlik kazanmıştır.[1] Buna karşın bu kavramın özünde bir "Truva atı", yani bir tür tuzak olduğunu fark etmek oldukça önem arz etmektedir. Entegre tıbbın destekçileri bu "hediyeyi" insanları yanlış yönlendirme amacıyla yaymasalar dahi verdikleri hasar kayda değerdir.

19
1
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Arsel Berkat Acar
Yazar 4 Ocak 2014 12 dk.

2012 senesinden önceki birkaç yıl boyunca sayısız kaynakta, antik Maya Takvimi'nden yola çıkarak, 21 Aralık 2012'de kıyamet kopacağına yönelik kuvvetli bir yaygara koparıldı. Bu iddia, Türkiye de dahil olmak üzere Dünya'nın dört bir yanında biraz panik, biraz ciddi, biraz komedi, biraz endişe yarattı. Ancak hepsinden önemlisi, dikkate değer sayıda insanın bu kehaneti ciddiye alıp, buna göre hazırlık yapmasıydı. Şu anda bu satırları okuyorsanız, bu iddiayla ilgili olarak, bu türden yüzlerce kehanette bugüne kadar hep olduğu gibi, bir şeylerin çok ters gittiğinde hemfikir olabiliriz.

21 Aralık 2012 tarihinin bir “son” olduğuna inanan insanlar genel olarak ikiye ayrılmışlardır: Yeni bir çağ beklentisi içerisinde olanlar ve büyük kaosların yaşanmasını bekleyenler. 2012 (2009) isimli Hollywood filmi sayesinde de bu korkunun giderek yayıldığını görebiliyoruz. Türkiye’de bile insanlar, bu yıkımdan etkilenmeyeceği iddia edilen Şirince köyünde toplanmış, köydeki restoranlarda “Kıyamet menüsü” isimli menüler çıkartılmıştı. Elbette bu insanların bir kısmı işin eğlencesindeydi, ancak bu konuyla ilgili o kadar sayıda belgesel ve kitap çıkartıldı ki, sahte bir bilgi üzerine kendine maddi çıkar sağlayan bir sürü insanı da görebildik.

75
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Yaşam Ağacı Türü
Bulut Ulusoy
Türü Ekleyen 6 gün önce
Kılıç dişli kaplan ben bulut lay lay lom lay lay lom merhaba gulu gulu zemzem kalp krizde bir tabureye oturmalıyız bulut diye bağırmalıyız süper uçan bir
1
Elif Helvacı
Elif Helvacı
14K UP
Uyarlayan 25 Eylül 2011 15 dk.

Hieronymus Bosch'un üç kanatlı, ünlü tablosunda (The Garden of Earthly Delights; Dünyevi Zevkler Bahçesi) âlem yapan çıplak figürler, cennetvâri masumiyete bir methiye, bir övgü gibidir. Bu tablo, püriten uzmanlarca sıklıkla ileri sürülen "ahlakın çöküşü" ve "günah tasviri" olarak yorumlanabilmesi için bana kalırsa fazla mutlu ve huzurlu görünmektedir. Daha ziyade, insanoğlunun dünyaya düşmeden önceki utanç ve suçluluk duygularından muaf halini temsil etmektedir. Benim gibi primatologlar için, çıplaklık (cinsellik ve doğurganlığa referansla), kuşların ve meyvelerin bolluğu ve gruplar halinde hareket etmek oldukça tanıdıktır ve dini ya da ahlaki yorumlamaları gerektirmez. Bosch, insanlığı en doğal haliyle tasvir etmiş görünmekle birlikte, kendi ahlaki bakış açısını da üç kanatlı tablonun orta kısmında resmettiği eğlenen insanların değil de, en sağdaki kısmında rahiplerin, rahibelerin, açgözlü oburların, kumarbazların, savaşçıların ve ayyaşların cezalandırılması resmederek gösterir.

Beş yüzyıl sonra, hala dinin toplumdaki rolünün ne olduğu ile ilgili tartışmaya devam ediyoruz. Tıpkı Bosch'un yaşadığı dönemde de olduğu gibi, ana temamız "ahlak". Tanrısız bir dünya öngörebilir miyiz? Böyle bir dünya "iyi" olur muydu? Bir dakikalığına günümüzde biyoloji ile köktendincilik arasındaki savaşı bir kenara bırakalım. Günümüzde, evrimden şüphe etmek için kanıtlara karşı oldukça dirençli olmak gerekmektedir; bu yüzden de evrimden şüphe duyanları ikna etmek amacıyla hazırlanan kitaplar ve belgeseller, aslında boşa emek kaybıdır! Bu materyaller dinlemeye hazır olanlara yardımcı olabilir;ancak esas hedef kitleye ulaşmada başarısızdır. Tartışma gerçeğin ne olduğundan ziyade, bu gerçekle nasıl baş edeceğimizle ilgilidir. Ahlakın doğrudan yaratıcı Tanrı'dan geldiğine inananlar için, evrimi kabul etmek ahlaki bir cehenneme açılan kapı gibidir.

135
1
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Çağrı Mert Bakırcı
Yazar 9 Şubat 2019 15 dk.

Çoğu akademisyen ve bilim insanı, bilimin popülerleştirilmesinin önemini çok iyi bilir. Bu kişiler genellikle bilimin sadece bilim için değil; aynı zamanda halk için de olduğu nosyonunu şiar edinirler. Bu nedenle çocuk kitapları, popüler bilim kitapları, çizgi filmler, belgeseller, halka açık seminerler gibi faaliyetleri sürdüren popüler bilimcileri alttan alta veya açık bir şekilde desteklerler.

Ancak bilim insanları arasında "kariyer bilimcisi" olarak adlandırılan bir diğer grup bilim insanı, bilimin halk için değil; bilim için olduğu nosyonunu şiar edinerek; popüler bilimin sadece medyatik ve şova dönük bir uğraş olduğunu; popüler bilimle uğraşan akademisyenlerin "gerçek bilim insanı" olmadığını, dolayısıyla bu kişilerin akademik sıfatlarının geçersiz olduğu, profesyonel bilim organizasyonlarında yer almamaları gerektiğini; bilim insanlarının tek değer ölçüsünün yayınladıkları akademik makaleler olduğunu savunmaktadırlar.

198
1
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Evrim Ağacı'ndan Mesaj

Evrim Ağacı üyeliği tamamen ücretsiz ve sitemizi çok daha etkili, interaktif ve keyifli bir şekilde kullanmanızı sağlayacak. Üye değilseniz, birkaç saniyede üyelik oluşturabilirsiniz! Üyeyseniz de giriş yapmanızı tavsiye ederiz.

İnceleme
Ecrin Güvenaltın
İnceleyen3 6 gün önce
Bu filmin ana konusu ne kadar yapay zekanın tehlikeli olduğunu anlatmaya çalışması olsada bu konuyu daha iyi anlatabilirdi . Bu film bana göre biraz abartılı geldi . Filmi izlememiş olanlar için filmden sahneleri anlatmayacağım ama bir robotun bu kadar güçlü olup yenilmesi bana saçma geldi . Filmdeki cinayetler benim sadece midemi bulandırdı . Film bana duyguları iyi yansıtmadığını düşünüyorum. Ne korktum , ne şaşırdım sadece bazı yerlerde iğrendim . Tavsiye edermiyim çok değil lakin Yoklukta izlenebilir .
Film
2.7/10
(3 Kişi)
Puan Ver
İnceleme Yaz
Sonra İzleyeceklerime Ekle
4
0 Yorum
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Fatma Nur İnakçı
Aktaran 6 gün önce 2 dk.

Herhangi bir zamanda Amerika Birleşik Devletleri nüfusunun yaklaşık %10'u majör depresif bozuklukla (MDD) mücadele ederken insanların %20'si yaşamları boyunca bu bozukluğun belirtilerini gösterebiliyor.[1]

Ancak bu kadar yaygın olmasına rağmen MDD tedavisinde kullanılan yöntemler, toplumun azımsanamayacak bir kesiminde yetersiz kalmaktadır. Standart tedavi yöntemi olan antidepresanlar, MDD hastalarının %30’unda etkili olmamaktadır.

32
1
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Ege Can Karanfil
Çeviren 23 Eylül 2021
Festival, hikaye ve şarkılar sayesinde ünlenen, en iyi bilinen dolunay, Hasat Dolunayı’dır. Kuzey yarımkürede yaşayanlar için bu, Eylül ekinoksuna en yakın dolunayın geleneksel adıdır. Rhoda Island, Saunderstown’dan görülen bu Hasat dolunayı, alacakaranlık gökyüzünde yükselirken, Newport köprüsü üzerinde geniş bir sıcak ton çizgisi bıraktı. 20 Eylülde, yarattığı bu iz, yoğun bir filtre ve bir dijital kamera kullanılarak 22 dakikalık tek bir pozlama ile yakalandı. Kuzeyde bir mevsim değişikliğine ve sonbaharın başlangıcına işaret eden Eylül ekinoksundan yalnızca iki gün sonra. Aslında, bir mevsimi gündönümü ve ekinoks arasındaki zaman olarak kabul eden bu Hasat dolunayı, kuzey yazının astronomik bitiminden hemen önce gelen, sezonun dördüncü dolunayıydı.
6
0 Yorum
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Bilimler Köyü
Etkinliği Ekleyen 1 ay önce İzmir₺9.000,0013 Temmuz
Işığın Derinliklerine Yolculuk
13 Temmuz 2025 15:00 tarihinden 20 Temmuz 2025 12:00 tarihine kadar.

Bu etkinlik, doğrusal olmayan optikten kuantum optiğine uzanan bir akademik program sunmaktadır. Katılımcılar, doğrusal olmayan optik için gereken kavramlar, malzemeler ve olgular, ışık-madde etkileşimleri, ışık durumları, kuantum dolaşıklık ve ışığın kuantum doğasına dair temel kavramları inceleyecektir. Kuantum optiğin, kuantum hesaplama, hassas ölçümler ve kuantum haberleşme teknolojilerindeki rolü tartışılacaktır. Yedi gün sürecek etkinlikte (4. gün ara verilecektir), önemli konsept deneyleri ve teorik analizlerle doğrusal olmayan optik ve kuantum optiğin temel ilkeleri ele alınacaktır.

Devamını Göster
0
0 Yorum
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Evrim Ağacı'ndan Mesaj

Bilim haberlerimizi ve diğer yazılarımızı Google Haberler'de görmek için bizi takip etmeyi unutmayın.

Tüm Reklamları Kapat
Bk Bk
Bk Bk
3,139 UP
'Öğrenciyim, her zaman bilime ilgiliydim' 4 gün önce Sen de Cevap Ver

Aslında deniz kabuklarını kulağımıza tuttuğumuz zaman duyduğumuz o sesin deniz ile bir alakası yoktur çünkü:

Deniz kabukları, yapıları sayesinde içinde, ortamdaki havayı hapseder.[1]

Deniz kabukları aslında deniz sesini işitmemizi değil, bulunduğumuz ortamdaki seslerin yansımasını işitmemizi sağlar.[2]

Tüm Reklamları Kapat

Deniz kabuklarından duyduğumuz ses sadece bulunduğumuz ortamdaki seslerin yansımasından ibaret değildir aslında. Aynı zamanda deniz kabuğunun yapısından dolayı içine hapsolan havanın titreşmesini de duyarız.[1]

Yani deniz sesine benzettiğimiz o ses aslında ortamdaki seslerin yansıması ile deniz kabuğunun içinde hapsolan havanın titreşmesi sonucunda çıkardığı seslerin karşımıdır.

Kaynaklar

  1. Why does the inside of a shell sound like the sea?. Why Does The Inside Of A Shell Sound Like The Sea?. Alındığı Tarih: 2 Temmuz 2025. Alındığı Yer: sciencefocus | Arşiv Bağlantısı
  2. Deniz Kabukları Neden Okyanus Gibi Ses Çıkarır?. Deniz Kabukları Neden Okyanus Gibi Ses Çıkarır?. Alındığı Tarih: 2 Temmuz 2025. Alındığı Yer: bilimup | Arşiv Bağlantısı
2
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Evrim Ağacı'ndan Mesaj

YouTube, Evrim Ağacı tarafından hazırlanan içerikleri video yoluyla öğrenmenin en iyi yolu! Ayrıca kanalımızda birçok bilim insanıyla röportajlarımızı, çeşitli deney gösterilerini ve diğer bilim içeriklerimizi bulabilirsiniz.

Çağrı Mert Bakırcı
Yazar 11 Ağustos 2017 6 dk.

Doğal Seçilim'in yönlendirilmemiş, doğal süreçlerle yepyeni türler yaratma becerisini anlamanın en iyi yolu, Yapay Seçilim'i incelemektir. Zaten Charles Darwin'in yaptığı da tam olarak buydu: İnsanlar tarafından çeşitli özelliklerine göre nesiller boyunca seçilen kuşların, birkaç nesil içerisinde bile  ne kadar farklı özellikler kazanabildiğini gördü.

Darwin'in tespitinin kalbinde yatan şuydu: Belli özelliklere göre yapılan seçme ve eleme işlemi, o özelliklerin seçilen türlerde daha çok "vurgulanmasına" neden oluyordu. Yani tür, seçilen özellikleri daha çok yansıtacak, elenen özellikleri ise daha az yansıtacak şekilde nesilden nesile değişiyordu. Hele ki bu seçme ve eleme işlemi sadece bir özelliği göre değil, birçok özelliğe göre, bir arada yapılacak olursa ve yeterince süre tanınırsa, tür, atasından bambaşka görünümlü bir canlıya değişebiliyordu. Yani seçilen ve elenen özellikler nedeniyle meydana gelen ufak değişimler, uzun vadede türün soy hattı içerisinde birikerek onu baştan sona değiştiriyor, hatta yepyeni türler yaratıyordu.

38
1
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
2
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Eser
Ece Müker
Ece Müker
519K UP
Eseri Ekleyen 3 gün önce Film
Puan Ver
Orjinal Adı : Inferno
Yönetmen: Ron Howard
İnceleme Yaz
Sonra İzleyeceklerime Ekle
Söz
Mert Arslan
Alıntıyı Ekleyen 3 gün önce
Bilinçleninceye kadar asla başkaldırmayacaklar, ama başkaldırmadıkça da bilinçlenemezler.
Kaynak: George Orwell'in "1984" adlı romanında geçmektedir.
6
0 Yorum
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Tüm Reklamları Kapat
Daha Fazla İçerik Göster

Bize Ulaşın

ve seni takip ediyor

Göster

Şifremi unuttum Üyelik Aktivasyonu

Göster

Şifrenizi mi unuttunuz? Lütfen e-posta adresinizi giriniz. E-posta adresinize şifrenizi sıfırlamak için bir bağlantı gönderilecektir.

Geri dön

Eğer aktivasyon kodunu almadıysanız lütfen e-posta adresinizi giriniz. Üyeliğinizi aktive etmek için e-posta adresinize bir bağlantı gönderilecektir.

Geri dön

Close