Keşfedin, Öğrenin ve Paylaşın
Evrim Ağacı'nda Aradığın Her Şeye Ulaşabilirsin!
Bugün bilimseverlerle ne paylaşmak istersin?
Aklımdan Geçen
Komünite Seç
Aklımdan Geçen
Fark Ettim ki...
Bugün Öğrendim ki...
İşe Yarar İpucu
Bilim Haberleri
Hikaye Fikri
Video Konu Önerisi
Başlık
Bugün Türkiye'de bilime ve bilim okuryazarlığına neler katacaksın?
Gündem
Bağlantı
Ekle
Soru Sor
Stiller
Kurallar
Komünite Kuralları
Bu komünite, aklınızdan geçen düşünceleri Evrim Ağacı ailesiyle paylaşabilmeniz içindir. Yapacağınız paylaşımlar Evrim Ağacı'nın kurallarına tabidir. Ayrıca bu komünitenin ek kurallarına da uymanız gerekmektedir.
1
Bilim kimliğinizi önceleyin.
Evrim Ağacı bir bilim platformudur. Dolayısıyla aklınızdan geçen her şeyden ziyade, bilim veya yaşamla ilgili olabilecek düşüncelerinizle ilgileniyoruz.
2
Propaganda ve baskı amaçlı kullanmayın.
Herkesin aklından her şey geçebilir; fakat bu platformun amacı, insanların belli ideolojiler için propaganda yapmaları veya başkaları üzerinde baskı kurma amacıyla geliştirilmemiştir. Paylaştığınız fikirlerin değer kattığından emin olun.
3
Gerilim yaratmayın.
Gerilim, tersleme, tahrik, taciz, alay, dedikodu, trollük, vurdumduymazlık, duyarsızlık, ırkçılık, bağnazlık, nefret söylemi, azınlıklara saldırı, fanatizm, holiganlık, sloganlar yasaktır.
4
Değer katın; hassas konulardan ve öznel yoruma açık alanlardan uzak durun.
Bu komünitenin amacı okurlara hayatla ilgili keyifli farkındalıklar yaşatabilmektir. Din, politika, spor, aktüel konular gibi anlık tepkilere neden olabilecek konulardaki tespitlerden kaçının. Ayrıca aklınızdan geçenlerin Türkiye’deki bilim komünitesine değer katması beklenmektedir.
5
Cevap hakkı doğurmayın.
Aklınızdan geçenlerin bu platformda bulunmuyor olabilecek kişilere cevap hakkı doğurmadığından emin olun.
Size Özel
Makaleler
Mücahid Köse
Çeviren 3 gün önce 4 dk.

Bilim insanları, iyi bir sınıflandırma sistemine sahip olmayı oldukça önemserler. Nesneleri kategorize etmek ve onları etiketlendirmek birçok bilimsel süreç için kritik bir adımdır; üstelik titizlikle hazırlanmış taksonomik tabloları bir bütün halinde gözden geçirmek de bilimsel sürecin en tatmin edici yanlarından biridir. Aristoteles'in ilk bilim insanlarından biri olarak kabul edildiği düşünüldüğünde dünyayı kategorilere ayırmaya bu kadar düşkün olması pek de şaşırtıcı değildir. Aristoteles, hayvanları "kanı olanlar" ve "kanı olmayanlar" diye ayırdı; bazılarını "karada yaşayanlar", diğerlerini "denizde yaşayanlar" olarak sınıflandırdı.[1] Ancak en ünlü Aristoteles kategorilerinden biri, Batı düşüncesinde tüm canlılar üzerine olan anlayışı şekillendiren bir ayrımdır. İşte bu ayrım, "ruhun (bilincin) bölünmesi" olarak bilinir.[2]

Aristoteles, her biri bir öncekinin üzerine inşa edilen üç tür ruh (bilinç) olduğunu savunmuştur.[3] Bunlar şu şekildedir:

11
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Tüm Reklamları Kapat
Çağrı Mert Bakırcı
Yazar 11 Kasım 2012 3 dk.

En kısa tanımıyla evrim, popülasyon içi gen ve özellik dağılımlarının nesiller içerisindeki değişimidir. Bu tanımdaki her bir basamak, evrim için olmazsa olmazdır:

Bu tanımın dışladığı ve hesaba katmadığı birkaç unsur vardır. Bunları vurgulamak, evrime dair kavramları daha da netleştirecektir:

1273
4
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Çağlar Solak
Yazar 30 Ocak 2012 12 dk.

Evrim, türlerin sadece dış görünüşlerini belirleyen bir biyolojik süreç değildir. Bu doğa yasası, türlerin tercihlerini, eğilimlerini ve karar mekanizmalarını da belirleyen bir süreçtir. Elbette bir canlının her özelliği %100 genlere bağlı olarak belirlenmez. Özellikle sosyal yapısı olan canlılarda içerisine doğulan kültür, bu kültürün yapısı, ebeveynlerin yavrulara olan (olumlu veya olumsuz) katkıları, bireylerin kendi başlarından geçenler (yaşam hikayeleri) ve daha nice öngörülemez, evrim tarafından şekillendirilemez, kaotik bir biçimde etki eden unsurlar bir canlı soy hattının gidişatına etki eder. Ancak bireyler bazında değil de toplumun geneli bazında çalışılacak olursa ve bir tür için var olan ancak değişime de açık olan "normlar" incelenecek olursa, bazı tercihlerimizin o kadar da öznel olmadığı, türün belli seçeneklere diğerlerine göre daha yatkın olduğu görülür. Bu ortak tercihler elbette bir türün tüm bireylerini tanımlamaya yetmez; ancak yine de bize türün evrimsel geçmişi hakkında çok kıymetli bilgiler sunarlar. 

Unutulmaması gereken en kritik nokta, evrimsel psikolojinin ayıklamaya çalıştığı bu ortak tercih eğilimlerinin bizim biyolojik evrimimizle ilgili olduğudur. Ancak türümüz, artık sadece biyolojisiyle tanımlanamayacak bir türdür. Çünkü biyolojik evrim, kültürel evrimin hiçbir türde görülmediği kadar karmaşık ve güçlü bir şekilde insan organizmasını şekillendirmesini tetiklemiş ve mümkün kılmıştır. Dolayısıyla kültürümüz de tercihleri doğrudan etkilemekte, şekillendirmekte, hatta yeri geldiğinde biyolojik evrimimizle zıt düşecek noktalara taşıyabilmektedir. Bunlar da psikologlar, zoologlar, antropologlar ve etologlar tarafından incelenmektedir. Önemli olan bu iki sahanın verilerini birleştirerek varlığımızı ve nasıl evrimleştiğimizi, günümüzde nasıl kararlar aldığımızı ve bu kararlarımızda biyolojimiz ile kültürümüzün ne kadar rol oynadığını anlayabilmektir. Bu açıdan, iki tür evrimimizin de anlaşılmasının muazzam önemli olduğu kanaatindeyiz.

166
2
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Görkem Bakırcı
Fen Bilimleri Öğretmeni 1 gün önce Sen de Cevap Ver

Entropi evrendeki en sağlam fizik yasasıdır. Yeni bir evren yaratacak olsaydınız muhtemelen ilk kontrol edeceğiniz yasa entropi olurdu. Entropi kapalı sistemlerde her zaman artmak ya da en kötü ihtimalle sabit kalmak zorundadır. Bing Bang'den hemen sonra evren çok sıcak ve çok yoğundu ancak günümüzdeki evrenden çok daha küçük bir evren vardı. Entropi çok yüksekti ancak sıcak gaz ve ışınım çok sınırlı bir alan içerisinde bulunuyordu. Entropi Boltzmann'ın tarifiyle sistemin makro düzenlemesinde değişiklik meydana getirmeden yapılabilecek tüm mikro düzenlemelerin sayısıdır. Küçük bir hacimde olmak, sadece maddenin değil, yerçekimsel potansiyelin de düzgün olduğu anlamına geliyor. Madde her yere eşit dağılmış, Kütleçekimsel çökmeler henüz başlamamış ve yerçekimsel entropi çok düşük.

Gazlar görünürde entropisi katılara ve gazlara göre daha yüksek hallerdir ancak bu durum sadece mikroskobik ölçekte doğrudur. Evrenin entropisi başka bir şeydir. Bu tür bir genelleme evrenin kendisi için yapılamaz. Entropi, kütleçekim kuvvetiyle bir araya geldiğinde geçici olarak düzenli kozmik yapılar oluşur fakat bunun mekanizmasını da henüz tam olarak bilmilyoruz.

Yani özetle evren başlangıçta çok sıcak ve yoğun gazlardan ve kozmik ışınımlardan oluşuyordu. Entropi yüksek gibi görünüyordu ancak sınırlı bir alanı vardı ve kütleçekimsel entropi düşüktü. Evrenin genişlemesi ve soğuması sonrası yani 3 dakika sonra nükleosentez dediğimiz olay meydana geldi ve nötronlarla protonlar birleşip atom çekirdeklerini oluşturdular. Bu durum 20 dakika devam etti. 300.000 yıl sonra ise elektronlar atom çekirdeklerine bağlanarak atomları meydana getirdiler. 100-200 milyon yıl sonra yıldızlar oluştu.

Tüm Reklamları Kapat

Aslında entropinin kütleçekimle bir araya gelmesi, artışı sırasında karmaşık ve yerel olarak düşük entropili yapılar oluşturuyorlar. Varlığımızın en temel sebebi de zaten bu. Çok basit yapılarda bile bunu görmek mümkün. Eğer bir kahvenin üzerine süt ekleyecek ve o kahveyi gözlemleyecek olursanız ki tabii fotoğraflamak ve görebilmek için farklı teknolojilere ihtiyacınız olacak, kahve süt karışımının fraktal gibi karmaşık yapılar oluşturarak birleştiğini göreceksiniz. Burada sanki entropi artmıyor gibi görünebilir ama entropi artarken de yerel olarak düşük entropili yapılar oluşur ama bu demek değildir ki entropi azalır. Entropi sistemin genelinde her zaman azalmak zorundadır, yerel olarak düşük entropili yapılar bir başka yede yüksek entropi yaratmak zorundadır. Canlılar da bu şekilde yaşamını sürdürebilirler.

6
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Tüm Reklamları Kapat
İstanbul Üniversitesi Matematik Kulübü
Etkinliği Ekleyen 2 hafta önce İstanbulÜcretsiz23 Mayıs
Öğrenci Matematik Çalıştayı XI
23 Mayıs 2025 10:00 tarihinden 23 Mayıs 2025 16:00 tarihine kadar.

İstanbul Üniversitesi Matematik Kulübü olarak bu yıl 11. ‘sini düzenlediğimiz Matematik Çalıştayımızda, birbirinden değerli konuşmacılarımız ve panelistlerimiz sizlerle.

Konuşmacılarımızın ve panelistlerimizin bilgi ve deneyimlerinden yararlanmak istersen aşağıdaki formu doldur, etkinlik gününde aramızda yerini al.

Katılım formu;

https://forms.gle/b4dLBBKKKeLodRQ18

Daha detaylı bilgi almak için bize ulaşabilirsiniz.https://www.instagram.com/iumatematik/

Devamını Göster
7
0 Yorum
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Deha Kaykı
Deha Kaykı
196K UP
Yazar 15 Ocak 2024 17 dk.

Darwin, Lamarck ve Huxley başta olmak üzere evrimsel biyolojinin öncülleri, evrimin geniş zaman ölçeğinde, aşamalı olarak gerçekleştiği fikrini ortaya koymuşlardır. Başlangıçta yaygın olarak türlerin zaman içinde adaptasyonlar yoluyla değişebileceği ve evrimin uzun süreçler boyunca milyonlarca yıl içinde sürekli olarak gerçekleşerek, organizmaların çevreleriyle etkileşim içinde olduklarını ve bu etkileşimlerin zamanla türlerin evrimine yol açtığı fikirleri kabul görmüştür.

Zamanla evrim üzerinde yapılan araştırmalar artıkça bazı organizmaların çevresel değişikliklere hızla uyum sağlayarak adaptasyonlar geliştirebileceği ve bu adaptasyonların kısa süre içinde genetik varyasyonlar yoluyla yayılabileceği keşfedilmiştir. Bu noktada da evrimin uzun stabil dönemlerini bölen hızlı değişim sıçramaların olduğu hipotezi ortaya atılmıştır. Örneğin söz konusu tür uzun bir süre "değişmeden" seçilim göstermeye devam ediyordur; lakin kısa bir dönemde gerçekleşen jeolojik veya biyolojik olaylar ardından jenerasyonda hızlı bir değişim (sıçrama) yaşanabileceği savunulmaktadır. Tam olarak desteklenemeyen ve üzerinde tartışmalar olan bu hipoteze sıçramalı evrim veya kesintili denge (İng: "punctuated equilibrium") adı verilmiştir.

38
1
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Gürhan Öztürk
Yazar 15 Aralık 2013 27 dk.

Evrimsel sürecin en ilginç adaptasyonlarından birisi çeşitli hayvanlarda evrimleşen zehirdir. Bu makalemizde bu konuya değinecek ve kafanızda oluşabilecek soru işaretlerini gidermeye çalışacağız. Umarız faydalı olacaktır.

Yılan ısırığı (halk arasında "yılan sokması" olarak da bilinir) yaygın ve sıklıkla tahrip edici çevresel faktörlü veya mesleki bir hastalıktır, bilhassa gelişmekte olan tropik ülkelerin kırsal alanlarında görülür. Yılan ısırığının halk sağlığındaki yeri genelde tıbbi bilim tarafından önemsenmemiştir. Yılan zehirleri, doku reseptörlerinin büyük bir alanı için özgünlüğü olan protein ve peptit toksince zengindir. Bu da onları klinik açıdan zorlayıcı ve bilimsel açıdan hayranlık uyandırıcı hale getirir. Özellikle ilaç tasarımında bu böyledir. İnsanın yılan ısırığına karşı çektiği nitelenebilir tüm yükü belirsizliğini koruyor olmasına rağmen, yüz binlerce insanın her yıl zehirlendiği ve onbbinlercesinin yılanlar yüzünden öldüğü veya sakat kaldığı bilinmektedir. Önleyici çabalar uygun ayakkabıların kullanımı için etkilenen toplumların eğitilmesine doğru hedeflenmelidir ve yılanların davranışlarının anlaşılmasıyla yılanlarla temas riskinin en aza indirilmesine çalışılmalıdır. Zehir tedavisinde, panzehirin üretimi ve klinik kullanımı geliştirilmelidir. Klinikçiler, epidemiyologlar ve laboratuvar toksinologlar arasında artan işbirliği zehirlenmenin teşhisini ve tedavi edilmesini arttırmalıdır.

116
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Yaşam Ağacı Gözlemi
Kübra Mihri Yeginer
Gözlemi Yapan 1 gün önce Türkiye, Niğde
Hazer yılanı zehirli olmasa da vahşi olarak kabul edilir; hızlı ve uyarı vermeden ısırır. Tarım zararlısı olarak bilinen kemirgenleri ve diğer türleri de tükettikleri için doğal haşere kontrolünde önemli rol oynarlar.
1
0 Yorum
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Ahmet Uğur Avcı
Yazar 5 gün önce 9 dk.

Aile içi sorunlar, ekonomik zorluklar, salgın hastalıklar, doğal afetler, toplumsal travmalar, okul ya da iş hayatındaki baskılar… Stres kaynakları hayatımızın her döneminde bir şekilde karşımıza çıkıyor. Bu zihinsel yük göz ardı edilmemeli; çünkü stres ister akut (hızlı ilerleyen veya kısa süreli), ister kronik (uzun süreli veya süreğen) olsun kalbimiz üzerinde önemli bir baskı oluşturuyor. Söz konusu baskı, özellikle risk altındaki kişiler için, kalp krizini (akut miyokard enfarktüsü) bile tetikleyebilecek kadar ciddi sonuçlar doğurabilir!

Stres birçok farklı yoldan kalp-damar (kardiyovasküler) sistemi sağlığını etkiler. Uzun vadede, halk arasında "damar sertliği" olarak bilinen, damarların daralıp tıkanmasına yol açan ateroskleroz gelişiminde rol oynar. Bu da zamanla koroner arter hastalıkları gibi ciddi rahatsızlıkların temelini oluşturur. Akut dönemde ise daha dramatik etkiler ortaya çıkabilir. Özellikle hali hazırda koroner arter hastalığı bulunan kişilerde, strese bağlı gelişen ani bir elektrofizyolojik sapma, ani kalp durmasına kadar varabilecek trajik sonuçlara neden olabilir. Bilimsel çalışmalar depremler, terör olayları ve hatta futbol maçlarının bile ani kardiyak olayları tetikleyebileceğini göstermektedir.

5
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Nevzat Keskin
Seslendiren 12 Aralık 7:14
Duygulara ilişkin (en azından günümüzde) fikir birliğine varılan en temel konulardan biri, duyguların işlevsel olduğudur. Bu işlevlerin başında, duyguların...
2
Benleri koparmak doğrudan kansere neden olmaz ancak benlerin koparılması, tahriş edilmesi veya yaralanması ciltte enfeksiyon ve yara izi gibi sorunlara yol açabilir. Ayrıca koparılan benlerin kanserli veya kanserleşmeye yatkın olması durumunda, tanının geç konmasına neden olabilir.

Bu nedenle benlerinizi koparmak yerine dermatoloğunuza danışmanız, sağlığınız açısından daha doğru olacaktır.

💻Analist: Çağrı Mert Bakırcı

ℹ️ Bu içerik, Evrim Ağacı internet sitesinden derlenerek hazırlanmıştır. Derleme sırasında bazı önemli detaylar kaybolmuş olabilir. Konu hakkında eksiksiz bilgi almak ve kaynaklarımızı görmek için içeriği lütfen evrimagaci.org üzerinden okuyunuz.
Hakan Orhan
Hakan Orhan
57K UP
Aktaran 3 gün önce 3 dk.

Düzenli olarak küvette yıkanmanın felç ve kalp hastalığına bağlı ölüm riskinde düşüşle ilişkisi ortaya çıktı. Japon bilim insanları, küvette banyo yapmanın kardiyovasküler hastalık riski üzerindeki uzun vadeli etkileriyle ilgili büyük ölçekli ve hakemli bir çalışma gerçekleştirdi. Bu araştırma ve sonuçları, Heart adlı jurnalde yayımlandı.

Bilim insanları, düzenli olarak küvet banyosu yapmanın felç ve kalp hastalığına bağlı ölüm riskinin azalmasıyla bağlantılı olduğu sonucuna vardı. Daha da ilginç olan ise, daha sık banyo yapmanın haftada sadece bir ya da iki kez banyo yapmaktan daha koruyucu görünmesi.

7
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
İnceleme
Fatih Oğulcan Kaya
İnceleyen10 19 Temmuz 2023
Her bölümde farklı ve sağlam konular ele alan güzel bir dizi. Dizi gibi de değil aslında her bölüm bir film tadında. Her bölüm doyurucu bir şekilde bitirmenize sebep oluyor. En absürt ve ütopik hayatlara merhaba demek için izleyiniz. Pişmanlık mı! O başka bir bölümde.
Dizi
9.9/10
(74 Kişi)
Puan Ver
Orjinal Adı : Black Mirror
İnceleme Yaz
Sonra İzleyeceklerime Ekle
13
0 Yorum
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Çınar Civan
Çeviren 14 Ağustos 2023
Halka Bulutsusu (M57), küçük bir teleskopla göründüğünden daha komplikedir. Kolayca görülebilen merkezi halka, yaklaşık bir ışık yılı çapına sahiptir. James Webb Uzay Teleskobu tarafından alınan bu dikkat çekici poz, bu popüler bulutsuyu kızılötesi ışıkta derin bir pozlama ile araştırmaktadır. Dijital olarak geliştirilmiş bu özel renklerdeki görüntüde, kozmik bir gözün etrafındaki kirpikler gibi gaz dizileri, atanan renklerle Halka etrafında belirginleşiyor. Bu uzun iplikçiklere, halkada yayılan enerjik ışıktan kaynaklanan yoğun gaz düğümlerinin gölgelenmesi neden olabilir. Halka Bulutsusu, Güneş benzeri bir yıldızın dış atmosferini atarak beyaz bir cüce yıldıza dönüşmesiyle oluşan bir tür gaz bulutu olan uzun bir gezegenimsi bulutsudur. Halka Bulutsusu'nda merkezde yer alan oval, takımyıldızı Lyra'ya doğru yaklaşık 2.500 ışık yılı uzaklıkta konumlanmaktadır.
12
0 Yorum
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Evrim Ağacı'ndan Mesaj

Bilim haberlerimizi ve diğer yazılarımızı Google Haberler'de görmek için bizi takip etmeyi unutmayın.

Tüm Reklamları Kapat
İnceleme
Evin Çiftçi
Evin Çiftçi
72K UP
İnceleyen 6 gün önce
Geçen ay Sinema da ikinci gösterime çıkınca izlemiştim , izlerken nasıl bittiğini anlamadım o kadar akıcı bir şekilde ilerliyor ve hiç sıkılmadan bitmişti . Olayın , zamanın akışını filmin ortalarına gelince tam bir şekilde anlıyorsunuz , ilk başta konuyu da anlamak zor oluyor ama ortalara gelince her şey tam oturuyor ve filimin izlenmesi keyifli olmaya başlıyor . Zaten uçak sahnesinin gerçek bir uçakla çekildiğini öğrendiğimde filim benim için daha da değerli oldu , çok büyük bir işçilik . Christopher Nolan hayranı biri olarak benim için ilk üç filimlerden biridir .
İnceleme Yaz
Sonra İzleyeceklerime Ekle
5
0 Yorum
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Blog Yazısı
Hilmi Kemal Berber
Blog Yazarı 1 dk.

Plastik kaplarda ortasında bir sayı bulunan 3 oklu bir sembol bulunur. Bunlar plastiğin kaç kere geri dönüştüğünü veya dönüşebileceğini göstermiyor, plastiğin türünü gösteriyor. Bunlar:

Plastikler de 2 ye ayrılıyor termo plastikler ve termoset plastikler. Termo plastikler ısıyla şekil değiştirebiliyor ama termoset plastikler ısıyla şekil değiştiremiyor bu yuzden termoset plastikler geri dönüştürülemiyor. Termo plastiklerinse bazıları geri dönüştürülebilir.

4
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Memin Saka
Memin Saka
50K UP
Üye 13 saat önce 1 Cevap
Neden evrimsel süreçte kendimizi sorgulama gibi küçük yaşta bile görülen bir düşünce evrimleşmiş bu yaratılışçılara göre insanın yaratılışında olan bir şey peki bilim buna ne diyor, insan doğduğunda neden kendini sorgular hayatı etrafında olup biten karmaşayı neden düşünür.
Neden evrimsel süreçte kendimizi sorgulama gibi küçük yaşta bile görülen bir düşünce evrimleşmiş bu yaratılışçılara göre bu zaten insanda olan bir şey, peki bilim buna ne diyor?
Neden evrimsel süreçte kendimizi sorgulama gibi küçük yaşta bile görülen bir düşünce evrimleşmiş bu yaratılışçılara göre bu zaten insanda olan bir şey, peki bilim buna ne diyor?
5
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Ecem Kaya
Ecem Kaya
101K UP
Araştırmacı 22 Temmuz 2020 Sen de Cevap Ver

Mersin balığı, Acipenseriformes sırasına göre kürek balıklarıyla (Polyodontidae familyası) ilişkilidir . Fosiller mersinbalığı ilk görünen kayalar kadar uzanan bir geçmişe (milyon 163.5 milyon 174 hakkında yıl önce) sahiptir. Mersin balığıların daha önceki bir grup balıktan evrimleştikleri düşünülmektedir.Siluryan Dönemi'nin sonunda (yaklaşık 419 milyon yıl önce) ortaya çıkan palaeonisciforms . Cins Acipenser , Huso , Scaphirhynchus ve Pseudoscaphirhynchus mersinbalığı yaşayan türleri içerirler.(1)

Kaya mersin balığı olarak da bilinen göl mersin balığı, dünyada 200 milyon yıl önce fosil kayıtlarında ilk kez bulunan kemikli bir balık ailesi olan 27 mersin balığı türünden biridir. Mersin balığı gölü , Kuzey Amerika'nın Büyük Gölleri'ndeki en eski ve en büyük yerli balık türüdür.(National geographic)

Tüm Reklamları Kapat

187 görüntülenme

Kaynaklar

  1. Yazar Yok. Britannica.com. (22 Temmuz 2020). Alındığı Tarih: 22 Temmuz 2020. Alındığı Yer: Bağlantı | Arşiv Bağlantısı
Bu cevap, soru sahibi tarafından en iyi cevap seçilmiştir. Ancak bu, cevabın doğru olduğunu garanti etmez.
2
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Daha Fazla İçerik Göster

Bize Ulaşın

ve seni takip ediyor

Göster

Şifremi unuttum Üyelik Aktivasyonu

Göster

Şifrenizi mi unuttunuz? Lütfen e-posta adresinizi giriniz. E-posta adresinize şifrenizi sıfırlamak için bir bağlantı gönderilecektir.

Geri dön

Eğer aktivasyon kodunu almadıysanız lütfen e-posta adresinizi giriniz. Üyeliğinizi aktive etmek için e-posta adresinize bir bağlantı gönderilecektir.

Geri dön

Close