Keşfedin, Öğrenin ve Paylaşın
Evrim Ağacı'nda Aradığın Her Şeye Ulaşabilirsin!
Bugün bilimseverlerle ne paylaşmak istersin?
Aklımdan Geçen
Komünite Seç
Aklımdan Geçen
Fark Ettim ki...
Bugün Öğrendim ki...
İşe Yarar İpucu
Bilim Haberleri
Hikaye Fikri
Video Konu Önerisi
Başlık
Bugün Türkiye'de bilime ve bilim okuryazarlığına neler katacaksın?
Gündem
Bağlantı
Ekle
Soru Sor
Stiller
Kurallar
Komünite Kuralları
Bu komünite, aklınızdan geçen düşünceleri Evrim Ağacı ailesiyle paylaşabilmeniz içindir. Yapacağınız paylaşımlar Evrim Ağacı'nın kurallarına tabidir. Ayrıca bu komünitenin ek kurallarına da uymanız gerekmektedir.
1
Bilim kimliğinizi önceleyin.
Evrim Ağacı bir bilim platformudur. Dolayısıyla aklınızdan geçen her şeyden ziyade, bilim veya yaşamla ilgili olabilecek düşüncelerinizle ilgileniyoruz.
2
Propaganda ve baskı amaçlı kullanmayın.
Herkesin aklından her şey geçebilir; fakat bu platformun amacı, insanların belli ideolojiler için propaganda yapmaları veya başkaları üzerinde baskı kurma amacıyla geliştirilmemiştir. Paylaştığınız fikirlerin değer kattığından emin olun.
3
Gerilim yaratmayın.
Gerilim, tersleme, tahrik, taciz, alay, dedikodu, trollük, vurdumduymazlık, duyarsızlık, ırkçılık, bağnazlık, nefret söylemi, azınlıklara saldırı, fanatizm, holiganlık, sloganlar yasaktır.
4
Değer katın; hassas konulardan ve öznel yoruma açık alanlardan uzak durun.
Bu komünitenin amacı okurlara hayatla ilgili keyifli farkındalıklar yaşatabilmektir. Din, politika, spor, aktüel konular gibi anlık tepkilere neden olabilecek konulardaki tespitlerden kaçının. Ayrıca aklınızdan geçenlerin Türkiye’deki bilim komünitesine değer katması beklenmektedir.
5
Cevap hakkı doğurmayın.
Aklınızdan geçenlerin bu platformda bulunmuyor olabilecek kişilere cevap hakkı doğurmadığından emin olun.
Size Özel
Makaleler
Evrim Ağacı'ndan Mesaj

Evrim Ağacı üyeliği tamamen ücretsiz ve sitemizi çok daha etkili, interaktif ve keyifli bir şekilde kullanmanızı sağlayacak. Üye değilseniz, birkaç saniyede üyelik oluşturabilirsiniz! Üyeyseniz de giriş yapmanızı tavsiye ederiz.

Tüm Reklamları Kapat
İnceleme
Ayşenaz Subaşı
İnceleyen10 4 saat önce
Tek kelimeyle inanılmaz bir film. Çıktığından beri 3 kere izledim, kesinlikle en sevdiğim ilk 10 film listesinde yerini aldı.
Öncelikle, bu film özellikle kadınlara dayatılan güzellik algısının ne kadar yıpratıcı olabileceğini çarpıtıcı bir şekilde gözler önüne seriyor.
Filmin rahatsız edici yapısı, izleyiciye gerçek hayatta çoğu kadının yaşamını etkileyen bazı yaptırım ve eleştirilerin ciddiliğini tokat atar gibi anlatıyor adeta. Oyunculuklar, efektler, müzikler, kostümler, çekim açıları, renk teorisinin kullanımı... Her şeyiyle mükemmel bir film.
Film
6.0/10
(9 Kişi)
Puan Ver
Orjinal Adı : The Substance
İnceleme Yaz
Sonra İzleyeceklerime Ekle
0
0 Yorum
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Seda Baştürk
Seda Baştürk
194K UP
Çeviren 23 Mayıs 2021
Önce ağaçlar geldi. İspanya‘nın Salamanca kasabasında bir fotoğrafçı, budanmış meşe ağaçlarından oluşan bir korunun ne kadar farklı göründüğünü fark etti. Sonra galaksi geldi. Fotoğrafçı gece saat 2’ye kadar uyanık kaldı ve böylece Samanyolu Galaksisi, görkemli meşenin seviyesine yükseldi. Bu özenle şeçilmiş perspektiften bakıldığında, galaksideki toz şeritleri ağacın dallarının doğal devamı gibi görünmektedir. En son ışık geldi. Ağacın uzak tarafından, bir siluet oluşturmak için el feneri kullanıldı. Tesadüfi olarak, diğer ağaçlar da parlak olan ufukta benzer silüetler oluşturdu. Paylaşılan görsel, 2015 yılında çekilen 30 saniyelik tek bir karedir ve Samanyolu’nu dijital olarak belirginleştirmek için işlenmiştir.
6
0 Yorum
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Zəhra Əzizova
Tıp ve biolojiyle ilgileniyorum 2 gün önce Sen de Cevap Ver
Bu soru, Memin Saka tarafından sorulmuştur.

Cinsel üreme, doğanın en garip kararlarından biri gibi görünür. Zahmetlidir. Yavaş işler. Risklidir. Genlerinin sadece yarısını aktarabildiğin bir sisteme neden razı olasın ki?

Ama işte evrim, sadece "çoğalmak" değil, "dayanmak" meselesidir.

Eşeysiz üreme bir fotokopi gibidir — hızlıdır, düzgündür, ama hep aynıdır.

Tüm Reklamları Kapat

Bir virüs geldi mi, bir sıcaklık arttı mı… tüm nüsha aynı zaafla düşer.

Cinsel üreme ise kaotik bir sanat gibidir. İki farklı birey, iki farklı gen dünyası… Ve her birleşmeden, daha önce hiç var olmamış bir ihtimal doğar. O ihtimal, bazen bir zayıflık olur. Ama bazen de, hayatta kalmanın tek anahtarıdır. Doğa, bu belirsizliği sever çünkü değişim kaçınılmazdır. Cinsel üreme, değişime karşı bir cevaptır: “Ben aynı kalmam. Uyarlanırım. Direnirim.” Bu yüzden canlılar zahmete katlandı. Çünkü her döllenme, sadece bir birey değil, bir gelecek umududur. Cinsel üreme, hayatta kalmanın yalnızca biyolojik değil, belki de en derin anlamda varoluşsal bir stratejisidir.

1
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Gaye Arslan
Gaye Arslan
35K UP
Çeviren 7 Ocak 9 dk.

Satürn, elbette halkalarıyla ünlüdür. Bu halkalar, gezegeni güneş sisteminin mücevheri haline getirir ve görünür olduğunda sayısız gözlemciyi teleskop başına çeker. Satürn'ün, insanları astronomiye çeken en büyük etken olduğunu, diğer hiçbir gök cisminin bu gezegeni gördükten sonra astronomiye ilgi duyan bu kadar çok kişiyi etkileyemediğini söyleyebilirsiniz.

Ancak zaman zaman Satürn, bir "şimdi görüyorsun, şimdi görmüyorsun" sihir numarası yapar ve halkalar tamamen kaybolur. Peki, bu nasıl olur? Ne zaman gerçekleşir? Ve bunu kendiniz nasıl gözlemleyebilirsiniz?

31
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Meriç Öztürk
Meriç Öztürk
315K UP
Aktaran 19 Haziran 2013 3 dk.

Evrimsel açıdan düşünecek olursak, insan gibi iç döllenme ile üreyen bütün hayvanlar için penisin üremek için vazgeçilmez bir organ olduğunu düşünebilirsiniz. Buna rağmen, şaşırtıcı bir şekilde, kuşların büyük bir kısmı penisleri olmadan da üreyebiliyorlar. Current Biology dergisindeki bir araştırma, kuşların penislerinin nasıl yok olduğunu gelişimsel açıdan izah ediyor. 

Sadece ilkel bir penise sahip olan karatavuklarda, penisin erken embriyo döneminde normal bir şekilde geliştiği keşfedildi. Gelişimin devamında, bu kuşlarda açılan bir genetik program sebebiyle yeni tomurcuklanan penislerinin gelişimi duruyor ve sonunda da yok oluyor. Howard Hughes Tıp Enstitüsü ve Florida Üniversitesi’nden Martin Cohn şöyle anlatıyor:

16
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Arsel Berkat Acar
Yazar 22 Ekim 2018 45 dk.

Komplo teorilerinden söz ettiğimiz zaman aklımıza ilk gelenlerin arasında oldukça kapsamlı olan Apollo Görevleri (diğer adıyla Ay Görevleri) olmaktadır. Komplo teorisyenleri bu konuyu tartışırken sık sık FOX kanalında yayınlanan Conspiracy Theory: Did We Land on the Moon? (2001) programına değinmektedirler.

Ay Görevlerini ele alırken sadece Apollo 11 görevinden bahsetmek bir hata olurdu. İçeriğinde siyaset ve genel olarak uzay programlarının tümü de bulunmaktadır, bu sebeple burada bunlara da yer verdik. Ancak şundan da eminiz ki, bütün bu yanıtların sonunda hala “Ben gittiklerine inanmıyorum” diyenler görülebilecektir, çünkü bazı insanlarda işin içinde ABD söz konusu olunca mutlaka bir hile vardır düşüncesi hakimdir.

112
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Tüm Reklamları Kapat
Evrim Ağacı'ndan Mesaj

Evrim Ağacı'nı sosyal medya hesaplarından takip etmeyi unutmayın! Yeni paylaşımlarımızı görmek için bizi aşağıdaki sosyal medya hesaplarımızdan takip edebilirsiniz.

Levent Cengizoğlu
6 gün önce
BİR KİŞİNİN BEYNİNE GERÇEK OLMAYAN HATIRALAR YERLEŞTİRMEK MÜMKÜNDÜR

Beyne ait parmak izlerimiz bilindik nesnelerin tanınmasıyla alakalı beyin bölümünde bulunur. Beyne ait bu parmak izlerinin bu tespiti % 100 isabete sahiptir. Mesela birinin suç mahallinde olup olmadığını belirlemek bununla mümkündür.

https://www.academia.edu/resource/work/16333675

1
1 Yorum
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Çağrı Mert Bakırcı
Yazar 16 Eylül 2021 16 dk.

Seyirci Etkisi, görgü tanıklarının suça müdahale etme sorumluluğunu bir başkasına atmaya meyilli olmasına verilen psikolojik bir isimdir. Yani Seyirci Etkisi Teorisi'ne göre bir tanık, bir olaya tek başına şahit olursa, o tanığın kurbana yardım etme ihtimali, birden fazla tanığın olaya tanık olduğu duruma göre daha yüksek olacaktır. Yani paradoksal bir şekilde, ortada ne kadar çok tanık varsa, kurbanın yardım görme ihtimali artmamakta, tam tersine tanıkların birbirine güvenerek kurbana yardım eli uzatmama ihtimali o kadar artmaktadır.

Örneğin otoyolda ölü bir hayvan ya da tehlike arz edebilecek bir çöp gördüğünüzde, durup sorunu çözmek yerine "Nasılsa bir başkası halleder." diyor olabilirsiniz. İşte bu, Seyirci Etkisi'nden kaynaklanmaktadır: Belki daha ıssız bir yolda karşılaşsanız, aynı unsur aslında daha az risk teşkil etmesine rağmen (çünkü daha az trafik vardır), durup da o riski ortadan kaldırma ihtimaliniz daha yüksek olabilir. Elbette insanlar "Aman canım benim sorumluluğum mu?" gibi yollarla bu davranışlarını rasyonalize etmeye çalışmaktadırlar - ki yazının ilerleyen kısımlarında buna da döneceğiz.

101
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Çağrı Mert Bakırcı
Yazar 13 Mart 2018 42 dk.

Evrim Ağacı olarak aşı konusundaki "tarafımız", bilimsel ortak görüşten yanadır: Aşıların faydaları ve zararları modern çalışmalar ışığında net olarak bilinmektedir ve eldeki tüm veriler, halk tarafından da özgürce erişilebilirdir. Bu akademik çalışmalar, tartışmasız bir şekilde göstermektedir ki aşılar, modern bilimin en büyük zaferlerinden birisidir; halk arasında yaygın olarak kullanılmalıdır ve bu konuda bilimsel verilere dayanmaksızın veya var olan bilimsel verileri çarpıtma yoluyla karşıtlık yapanlar kamu sağlığını kasten tehdit etmektedir![1][2][3][4][5][6][7][8][9][10][11][12][13][14][15] Aşılar hakkında aklınıza takılabilecek bütün soruların cevaplarını buradaki soru-cevap dizimizden okuyabilirsiniz.

Bu yazımızda, aşıların temel mantığını ve çalışma prensiplerini anlatacağız, geçmişteki aşıların hastalıkları nasıl ortadan kaldırdığını izah edeceğiz, bu hastalık yok edici özelliğinin paradoksal sonuçlarını ele alacağız ve aşı karşıtlığının temel yanlışlarını ve problemlerini inceleyeceğiz. Özellikle COVID-19 salgınıyla gündeme gelen ancak öncesinde de farklı aşılar için aynı çürütülmüş argümanları tekrar tekrar gündeme getiren aşı karşıtlarıyla karşılaştıysanız (veya onlardan biriyseniz), bu yazının sizi bilimsel olarak doğru yönde bilinçlendirmesini ümit ediyoruz.

82
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Ayşe Ege Palaz
Uyarlayan 11 Ekim 2022 1 dk.

Kamp ateşi etrafında anlatılagelen ve "Kocaayak" (veya "Yeti") olarak adlandırılan büyük, kıllı, iki ayaklı efsanevi yaratık, aslında hiç de gizemli olmayan bir hayvan olabilir: bir ayı!

Proceedings of the Royal Society B dergisinde yayınlanan bir makaleye göre, dağda yaşadığına inanılan kocaayakların arkalarında bıraktığı iddia edilen kürk, kemikler ve dişler gibi sekiz kalıntı örneğinin genetik analizi, bunların aslında Himalayalar'da yaşayan farklı ayı türlerinden geldiğini ortaya koydu.[1] Elde edilen bir diğer kalıntı ise bir köpeğe aitti.

17
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Çınar Ege Bakırcı
Yazar 27 Ocak 2021 14 dk.

Güneş Sistemi'ndeki 7. gezegen olan Uranüs, çıplak gözle görülebilmesine rağmen onlarca yıl net bir sınıflandırması yapılamamış bir gezegendir. En yakın olduğu noktada Dünya'dan 1.6 milyar, en uzak olduğu noktada Dünya'dan 1.98 milyar kilometre uzakta bulunan gezegenin ilk gözlemi tahminlere göre MÖ 128 yılında yaşayan Hipparchos'a kadar gitmektedir: MÖ 128'de Antik Yunan'da yaşamış bir gökbilimci ve trigonometrinin kurucusu olarak bilinen Hipparkos, Uranüs'ü ilk olarak yıldız kategorisine eklemiştir. Artık Uranüs, Antik Yunan astronomisinin en önemli eseri olan "Büyük Bileşim" adlı kitaba dahil edilmişti. Ancak keşfedilmeyi bekleyen birçok özelliğe sahipti. Bu eksiklikler, zamanla keşfedilecekti.

Eski Yunan gökbilimciler tarafından yıldız olarak kategorilendirilen Uranüs, dönem dönem bilim insanlarının ilgisini çekmeyi başarmıştır. Güneş tutulmalarını büyük bir başarıyla öngörmüş olan İngiliz gökbilimci John Flamsteed, 1690 yılında Uranüs'ü 6 kere gözlemlemiş ve bu gözlemlerle Uranüs, ilk defa insanlar tarafından daha net bir şekilde görülmüştür. Daha sonra 1750 ile 1769 yılları arasında Fransız astronom Charles Le Monnier, Uranüs'ü 14 kez gözlemlemiştir. En nihayetinde, yakalaması zor olan bu gökcisminin sırrını çözen William Herschel, 13 Mart 1781 yılında Uranüs'ü teleskop ile çok daha detaylı gözlemlemeyi başarmıştır. William Herschel, gözlemleri sonucunda Uranüs'ü önce bir kuyrukluyıldız sanmasına rağmen, diğer ünlü gökbilimcilerin gözlemleri ile elindeki verileri karşılaştırdığında, Uranüs'ün bir gezegen olduğu sonucuna varmıştır. William Herschel, bu gözlemi ile o dönemin İngiltere kralı 3. George tarafından ödüllendirilmiştir.

46
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
İnceleme
Saba Benzer
İnceleyen 11 Ocak 2022
Yakın tarihimize ışık tutması açısından çok önemli bir dizi. Oyuncular da çok başarılı.
İnceleme Yaz
Sonra İzleyeceklerime Ekle
4
0 Yorum
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
İnceleme
Ayşenaz Subaşı
İnceleyen10 4 saat önce
Beni en çok etkileyen korku filmlerinden biridir. Belki de çok rahatsız edici bir korku filmi olmasına rağmen renkli, canlı ve hayat dolu bir dış görünüşe sahip olduğu için böyle hissettirmiştir.
Bu film, insan beyninin ne kadar etkilenebileceğini, ruhun nasıl paramparça edilebileceğini mükemmel bir şekilde anlatıyor. Filmdeki ince manipülasyonları ve ana karakterlerin farkında bile olmadan düştükleri durumu izlemek inanılmazdı. Kesinlikle izlenmesi gereken bir film.
Film
7.3/10
(10 Kişi)
Puan Ver
Orjinal Adı : Midsommar
Yönetmen: Ari Aster
İnceleme Yaz
Sonra İzleyeceklerime Ekle
0
0 Yorum
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Söz
Evrim Ağacı
Alıntıyı Ekleyen 30 Ocak 2019
Bilim, tıpkı Aşil'in mızrağı gibi, kendisinin açtığı yaraları iyileştirebilir de...
Bu alıntı Evrim Ağacı tarafından öne çıkarılmıştır.
12
0 Yorum
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Sezai Berat Ünal
Etkinliği Ekleyen 11 saat önce İstanbulÜcretsiz25 Mayıs
Yürüyenler Okulu: Demokrasi
25 Mayıs 2025 10:00 tarihinden 25 Mayıs 2025 12:30 tarihine kadar.

25 Mayıs Pazar günü saat 10.00'da Gülhane Parkı'nda Yürüyenler Okulu etkinliğinde buluşuyor, Rıdvan Akın ile demokrasi üzerine konuşuyoruz. Etkinliğimiz açık havada yürüyüş ve açık ders formatında gerçekleşecektir.

Devamını Göster
0
0 Yorum
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Evrim Ağacı'na Destek Ol
Çağrı Mert Bakırcı
Yazar 30 Mart 2014 13 dk.

Bir önceki yazımızda mutasyonların sandığımızdan çok daha hızlı ve fazla miktarda popülasyonlara dahil olduğundan bahsetmiştik. Hatırlayacak olursanız, türümüzde bile en kötü ihtimalle her nesilde ortalama 2 yeni mutasyonun popülasyona dahil olduğunu açıklamıştık. Peki bu mutasyonların evrime etkisi nedir? Bu yazımızda buna göz atacağız. Evrim ve genel olarak bilim karşıtları mutasyonlardan söz ederken "Mutasyonların hepsi zararlıdır." gibi bir argüman kullanmaktadır. Bunun ne kadar büyük bir hata olduğunu bir önceki yazımızda göstermiştik. Evrimsel biyologlar ise, bir doğa yasası olan evrimi ve bu yasanın mekanizmalarından biri olan mutasyonları anlatırken "Evrim mutasyonlarla olmaz. Mutasyonlar sadece çeşitlilik yaratabilir. Kendi başlarına evrime neden olamaz." derler. Biz de, Evrim Ağacı olarak bunu sıklıkla söyleriz. Peki bu ne demektir? Neden mutasyonlar evrime neden olamaz? Mutasyonların evrimdeki yeri nedir?

Mutasyonların evrimle ilişkisini görmek için öncelikle evrimin "ölçü birimi" olarak düşünebileceğimiz uyum başarısı (fitness) kavramını anlamamız gerekiyor. Bunun matematiğine sonradan, özellikle seçilimin matematiksel analizini yaparken gireceğiz. Ancak şu etapta bilmeniz gereken, bir türün bir popülasyonu içerisinde yaşayan bir bireyin hayatta kalma ve üreme başarısının 0 ile 1 arasındaki (ya da yüzdelik dilimdeki) ifadesine uyum başarısı adını veririz. Uyum başarısı, hayatta kalabilme oranı ile üreme miktarına bağlı olarak hesaplanmaktadır. Bunların detaylarına daha sonradan gireceğiz. En temel düzeyde uyum başarısının, tüm popülasyon için hesaplanabileceğini bilmenizde fayda vardır. Bu tür uyum başarısına ortalama uyum başarısı adını veririz. Bir türün ortalama uyum başarısı ve bunun değişim miktarı, yönü ve hızı; o türün ne yöne doğru evrimleştiğini, yok olup olmayacağını, nesiller sonra gen frekanslarının neye evrimleşeceğini belirlemektedir. Dolayısıyla evrimin en temel kavramlarından birisi uyum başarısıdır.

87
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Yunus Sahin
Seslendiren 2 gün önce 5:04
2013 sayımlarına göre Çin'in nüfusu 1.357 milyar, Hindistan'ın nüfusu 1.252 milyardır. İkisinin toplam nüfusu, tüm Dünya'nın %35'inden fazlasına denk...
5
1
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Söz
Nusret Kağan Bilen
Alıntıyı Ekleyen 7 Mart 2024
Kendinizi, kendinizle zaman geçirmeyi yalnızlık sanmayacağınız şekilde yetiştirin.
Kaynak: Tarkovski (Kitap)
10
0 Yorum
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Daha Fazla İçerik Göster

Bize Ulaşın

ve seni takip ediyor

Göster

Şifremi unuttum Üyelik Aktivasyonu

Göster

Şifrenizi mi unuttunuz? Lütfen e-posta adresinizi giriniz. E-posta adresinize şifrenizi sıfırlamak için bir bağlantı gönderilecektir.

Geri dön

Eğer aktivasyon kodunu almadıysanız lütfen e-posta adresinizi giriniz. Üyeliğinizi aktive etmek için e-posta adresinize bir bağlantı gönderilecektir.

Geri dön

Close