Keşfedin, Öğrenin ve Paylaşın
Evrim Ağacı'nda Aradığın Her Şeye Ulaşabilirsin!
Bugün bilimseverlerle ne paylaşmak istersin?
Aklımdan Geçen
Komünite Seç
Aklımdan Geçen
Fark Ettim ki...
Bugün Öğrendim ki...
İşe Yarar İpucu
Bilim Haberleri
Hikaye Fikri
Video Konu Önerisi
Başlık
Bugün Türkiye'de bilime ve bilim okuryazarlığına neler katacaksın?
Gündem
Bağlantı
Ekle
Soru Sor
Stiller
Kurallar
Komünite Kuralları
Bu komünite, aklınızdan geçen düşünceleri Evrim Ağacı ailesiyle paylaşabilmeniz içindir. Yapacağınız paylaşımlar Evrim Ağacı'nın kurallarına tabidir. Ayrıca bu komünitenin ek kurallarına da uymanız gerekmektedir.
1
Bilim kimliğinizi önceleyin.
Evrim Ağacı bir bilim platformudur. Dolayısıyla aklınızdan geçen her şeyden ziyade, bilim veya yaşamla ilgili olabilecek düşüncelerinizle ilgileniyoruz.
2
Propaganda ve baskı amaçlı kullanmayın.
Herkesin aklından her şey geçebilir; fakat bu platformun amacı, insanların belli ideolojiler için propaganda yapmaları veya başkaları üzerinde baskı kurma amacıyla geliştirilmemiştir. Paylaştığınız fikirlerin değer kattığından emin olun.
3
Gerilim yaratmayın.
Gerilim, tersleme, tahrik, taciz, alay, dedikodu, trollük, vurdumduymazlık, duyarsızlık, ırkçılık, bağnazlık, nefret söylemi, azınlıklara saldırı, fanatizm, holiganlık, sloganlar yasaktır.
4
Değer katın; hassas konulardan ve öznel yoruma açık alanlardan uzak durun.
Bu komünitenin amacı okurlara hayatla ilgili keyifli farkındalıklar yaşatabilmektir. Din, politika, spor, aktüel konular gibi anlık tepkilere neden olabilecek konulardaki tespitlerden kaçının. Ayrıca aklınızdan geçenlerin Türkiye’deki bilim komünitesine değer katması beklenmektedir.
5
Cevap hakkı doğurmayın.
Aklınızdan geçenlerin bu platformda bulunmuyor olabilecek kişilere cevap hakkı doğurmadığından emin olun.
Size Özel
Makaleler
Ömer Ekmel Kara
Yazar 3 gün önce 5 dk.

2024 yılının mayıs ayında Nielsen ve arkadaşları tarafından yayımlanan bir araştırma, dövme yaptırmanın lenf kanseri riskini artırabileceği yönündeki bulgularıyla medyada geniş yankı uyandırdı.[1] Hemen ardından, Danimarka’da Clemmensen ve ekibi tarafından yapılan ve ikiz bireyleri kapsayan bir diğer çalışma da dövme ile lenf ve deri kanseri arasında istatistiksel bir bağlantı olabileceğini öne sürdü.[2] Peki, bu çalışmalar gerçekten dövme ile kanser arasında anlamlı bir ilişki kurabildi mi? Bu çalışmaların bulgularını sağlıklı bir şekilde değerlendirebilmek için öncelikle dövmenin vücuttaki genel etkisini ve araştırmanın neden dövme ile kanser arasında bir ilişki aradığını anlamak gerekir.

Dövme, binlerce yıldır insanlar tarafından dini, kültürel veya estetik nedenlerle kullanılan bir ifade biçimidir. En eski dövme örneklerinden biri, Alp Dağları’nda bulunan "Buz Adam Ötzi"ye aittir. MÖ 3370–3100 yılları arasında yaşadığı belirlenen Ötzi’nin vücudunda çeşitli dövme izlerine rastlanmıştır. Benzer figüratif dövmeler, Antik Mısır'da hem erkek hem kadın mumyalarında bulunmuştur.[3]

10
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Tüm Reklamları Kapat
Ece Müker
Ece Müker
517K UP
1 gün önce
İngiltere'de karaağaç ormanlarında büyüyen yeni ağaç nesilleri, karaağaç solgunluğu hastalığına karşı eski ağaçlara kıyasla daha dayanıklı olduklarını gösteriyor. Bu önemli keşif, Royal Botanik Bahçeleri Kew ve Queen Mary Londra Üniversitesi araştırmacıları tarafından yapıldı ve Science dergisinde yayımlandı.

Karaağaç solgunluğu, 2012 yılında İngiltere'ye gelen ve karaağaçlara büyük zarar veren Hymenoscyphus fraxineus isimli bir mantar tarafından ortaya çıkarıldı. Hastalık, İngiliz kırsalında milyonlarca karaağaç ağacının ölmesine neden oldu. Önceki tahminlere göre, ağaçların %85'i hastalığa yenik düşecekti ve tam bağışıklık gösteren ağaç yoktu.

Araştırmacılar, hastalık öncesi ve sonrası yetişmiş karaağaçların DNA’larını karşılaştırdılar. Genom üzerinde binlerce noktada, sağlıklı ağaçlarla ilişkili genetik varyantların frekanslarında küçük ama anlamlı değişiklikler gözlemlediler. Bu da genç karaağaç neslinin, atalarına göre mantara karşı daha dirençli olduğunu ortaya koyuyor.

Bu çalışma, doğal seçilimin gerçek hayatta ve genetik düzeyde gözlemlenebileceğine dair önemli bir kanıt sunuyor. Ayrıca, direncin çok sayıda gen tarafından kontrol edilen karmaşık bir özellik olduğunu gösteriyor.

Queen Mary Üniversitesi’nden Evrimsel Genetik Profesörü Richard Nichols, “Ağaçlar için trajik olan bu durum, bilim insanları için bir fırsat oldu. Binlerce genin bu hastalıkla mücadelede rol oynadığını gösterebildik.” diyor.

Ancak, araştırmacılar doğal seçilimin tek başına tam dirençli karaağaçlar yaratmaya yetmeyebileceğini belirtiyor. Popülasyondaki genetik çeşitlilik sınırlı olabilir ve ağaç sayısı azaldıkça seçilim hızı düşebilir. Bu nedenle, insan müdahalesi olarak seçici yetiştirme ve genç ağaçların geyiklerden korunması gibi yöntemler, direnç gelişimini hızlandırabilir.

Royal Botanik Bahçeleri Kew’den Evrimsel Genomik Profesörü Richard Buggs ise, “Karaağaçlar, çok sayıda fidan üretmeleri sayesinde doğal seçilimin etkili olabildiği farklı bir dinamik sergiliyor. Elmaların tersine, karaağaçlar hastalığa karşı direnç kazanma yolunda umut veriyor.” diyor.

Bu gönderi Evrim Ağacı tarafından öne çıkarılmıştır.
1
0 Yorum
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Çağrı Mert Bakırcı
Uyarlayan 12 Ağustos 2018 33 dk.

Modern bilim çerçevesinde evrimin nasıl gerçekleştiğini çok net bir şekilde bilmekteyiz. Ancak her bilim dalında olduğu gibi, oldukça iyi bildiğimiz süreçleri daha yakından inceledikçe, onlara dair çok daha ilginç ve ilk bakışta gözden kaçabilecek detayları keşfetmeye başlarız. İşte evrimsel biyoloji dahilinde Moleküler Evrimin Nötral Teorisi ya da kısaca Nötral Teori olarak bilinen teori, bu ilginç detayların en önemlilerinden birisidir. Ayrıca bu teori, Evrim Teorisi dediğimiz teorinin tek taraflı bir teorik altyapıdan gelmediğini, çok sayıda teorinin bir araya gelip, bir bütün olarak çalışarak, canlıların bugünkü çeşitliliğine nasıl ulaştığını açıklamamızı mümkün kıldığını göstermektedir. Bu da, Evrim Teorisi'nin bu kadar güçlü bir teori olmasının nedenlerinden sadece bir tanesidir.

Genel evrimsel süreci bilirsiniz, biz de bolca anlattık. Evrimin tamamını iki büyük aşamaya ayırmak mümkündür: Çeşitlilik Mekanizmaları ve Seçilim Mekanizmaları. İlki, popülasyon içinde durmaksızın çeşitlilik yaratan mekanizmalardır. Bunlar arasında mutasyonlar, kromozom çaprazlanması (crossing-over), yatay gen transferi gibi birçok mekanizma bulunur. Bunlar gerçekleştikçe, popülasyon içindeki genlere yeni varyantlar (çeşitler) katılır veya var olan varyantlar birbirleriyle karışır. Bu varyantlar, genler ve bu genlerin değişimi/karışımı yoluyla oluşur. Böylece popülasyon içi çeşitlilik dağılımı rastgele bir şekilde değişir. Ancak bu rastgeleliği eleyip, düzenli bir forma sokan ikinci basamak Seçilim Mekanizmaları'dır. Söz konusu var olan ve durmaksızın değişen çeşitlilik, çevresel etmenlere karşı her an sınava tabi tutulur. Kimi çeşitlilik, diğerlerine göre daha avantajlıdır ve o çeşitliliğe sahip bireylerin daha kolay hayatta kalmasına ve/veya daha kolay üremesine yardımcı olur. Böylece bu çeşitliliğe rastgele bir şekilde sahip olan bireyler daha kolay hayatta kalır ve/veya ürerler; bu sırada da kendilerini avantajlı kılan genleri gelecek nesillere daha sık aktarırlar. Bazı genlerden doğan bazı varyantlar ise, popülasyonun içinde bulunduğu çevre şartlarında diğer bireylere göre daha dezavantajlı konumda kalırlar. Bunlar ya daha az hayatta kalır ve/veya ürerler, ya da hiç hayatta kalamaz ve/veya hiç üreyemezler. Bu durumda, onları zayıf kılan dezavantajlı genler de gelecek nesillere ya hiç aktarılmaz ya da daha seyrek aktarılır. Böylece bu şekilde bol çeşitli varyantlar arasından, içinde bulunulan çevreye en uyumlu olan varyantların sayısı her nesilde birazcık artar; uyumsuz olanların sayısı ise her nesilde birazcık azalır. Böylece canlıların popülasyonunun geneli, çevrelerine giderek daha uyumlu hale gelecek biçimde değişir.

96
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Evrim Ağacı
Yazar 21 Kasım 2014 2 dk.

Science dergisinde yayınlanan bir makale, memeli türlerinde erkek bireylerin neden yabancı yavruları öldürdüğüne ve annelerin buna karşı aldığı yöntemlere değinirken, aynı zamanda farklı bakış açıları sunuyor.

Belgesellerde sıkça lafı geçen, dikkatli bir gözlemci iseniz doğada da rastgelebileceğiniz bir olay vardır: bazı hayvan türlerinde erkekler, kendilerine ait olmayan yavruları katlederler. Özellikle memelilerde çok yaygın olan bu olay bazı popülasyonlarda yüksek bebek ölümü oranlarının arkasındaki en temel neden olmaktadır. Örneğin, konunun aslan popülasyonlarındaki örneğini görmek için buradaki yazımızı okuyabilirsiniz.

23
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Çağrı Mert Bakırcı
Ekleyen 25 Haziran 2024 1 sa.

Obezite, uzun süreli pozitif enerji dengesi nedeniyle gelişen aşırı yağlanmadan ötürü zaman içinde yapısal anormalliklere, fizyolojik bozukluklara ve işlevsel sorunlara yol açan, yaşam boyu süren, çok sebepli kronik bir hastalıktır.[1][2][3] Obezite hastalığı diğer kronik hastalıklara yakalanma riskini artırmakta ve erken ölümle ilişkilendirilmektedir. Diğer kronik hastalıklarda olduğu gibi obezite de çoklu fenotipler, klinik tablolar ve tedavi yanıtları ile karakterize edilmektedir. Dünya Sağlık Örgütü, 1997 yılında obeziteyi resmen "küresel bir salgın hastalık" olarak kabul etmiştir.[4]

Kişinin kilosunun boyunun karesine bölünmesiyle tespit edilen Vücut Kitle İndeksi (VKİ) 30 kg/m2'nin üzerinde olan insanlar obez olarak sınıflandırılır; 25-30 kg/m2 aralığı aşırı kilolu olarak tanımlanır. Ancak Vücut Kitle İndeksi, yağ oranını tespit etmekte kullanılan hızlı bir metrikten ibarettir ve tanı koyma sırasında tek araç olarak görülmemelidir. Örneğin Vücut Kitle İndeksi, kas ile yağ kitlesi arasında ayırt etmediği için çok kaslı kişiler de obez olarak kategorize edilebilirler. Keza Vücut Kitle İndeksi beyaz Avrupalı erkeklere göre tasarlandığı için bütün dünyaya uymamaktadır; bu nedenle bazı Doğu Asya ülkeleri obeziteyi hesaplamak için daha düşük değerler kullanmaktadır.[5]

55
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Gökçe Başbuğ
Yazar 24 Kasım 2020 6 dk.

Evrim Ağacı’nda aşı karşıtlığı ve nedenleri üzerine hatırı sayılır sayıda yazı yayınlandı. Bu yazıların odak noktası, aşı karşıtlığını körükleyen komplo teorileri ve aşı karşıtı kampanyalar idi. COVID-19 ile birlikte aşıya duyulan güvensizliğin daha da büyüdüğü yapılan çeşitli çalışmalarla gözlenmekte. Kuşkusuz bunda, virüsün kökenine dair öne sürülen komplo teorilerinin de etkisi var.

Ancak koronavirüs aşısına yönelik güvensizlikte, politika yapıcılarının ve sağlık otoritelerinin salgın süresince ortaya koydukları politika ve uygulamalarının başarısız, yaptıkları açıklamaların tutarsız olmasının da payı olduğunu anlamamız gerekiyor. Bu güvensizliğin, belki de komplo teorileri ya da aşı karşıtı kampanyalardan çok başarısız salgın yönetimi tarafından körüklendiği söylenebilir.

69
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
İnceleme
Öykü Zehir
İnceleyen9 3 gün önce
Kurzgesagt şüphesiz ingilizce eğitim videolarında, Youtube'da bulunan oldukça kaliteli kanallardan birisi. İzleyiciye aktardığı konular ilgi çekici ve toplumun genelini ilgilendiren konular olduğu için normal bir vaziyette bilimle ilgilenmeyen kişilerin dahi arada açıp izlediği bir kanal.

Kurzgesagt'ın en büyük probleminin çok yüzeysel anlatması ve az bilgi vermesi olduğu fikri birçok kişi tarafından kabul görüyor. Ben bu yüzeysellikten pek hoşlanmasam da, bu basitliğin yanlışlıkla yapılan bir kusur değil, bilerek yapılan ve kanalın daha çok izleyici çekmesini sağlayan bir unsur olduğunu düşünüyorum. Sonuçta bu kanalın animasyonları halkın çoğunluğunun anlayabileceği kadar basit olmalı, yoksa izleyicisi olmaz.

Yine de bu yüzeysellik bazen çok fazla oluyor ki, videoyu kapatıp kendim araştırasım geliyor. Bu yüzden aktardıkları bilgiler biraz daha derine inse gerçekten çok iyi olur. Böylelikle biraz daha derin bilgilerle ilgilenen kişilerde bu animasyonlardan faydalanabilir. Lakin bu yüzeyselliğin iyi yanı, o videonun konusuna yeni giriş yapacak kişilere o konuyla ilgili genel bir fikir vermesi.

Sonuç olarak Kurzgesagt'ın halkın geneline hitap etmekte ve daha fazla kişiyi bilimle tanıştırmakta oldukça başarılı olduğunu, fakat bunu yaparken halihazırda bilimle haşır neşir olan kişilerin isteklerini karşılamayı çok az da olsa geliştirebileceğini düşünüyorum. Onun dışında animasyonların kalitesiyle birlikte, yeterince başarılı bir kanal olduğu kanaatindeyim.
9.8/10
(478 Kişi)
Puan Ver
@kurzgesagt
İnceleme Yaz
Sonra İzleyeceklerime Ekle
3
0 Yorum
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Meltem Çetin Sever
Uyarlayan 24 Şubat 2020 3 dk.

Bilim insanları, Madagaskar'da yaşayan ve oldukça nadir bir makimsi tür olan ay-ayların (İng. aye-aye) beş parmağının yanında başparmak görevi gören ve anatomik bir yapıya sahip ekstra bir parmak olduğunu keşfettiler. Bu parmağımsı uzuv, küçük nesneleri ve dalları kavramaya yardımcı oluyor. Dev pandalarda da gözlemlenen bu anatomik benzerlik, pandaların bambuları daha iyi kavramasını sağlıyor.

Öncelikle, bu hayvanlar memeliler sınıfının primatlar takımında yer alıyorlar. Daubentoniidae (Uzun parmaklıgiller) familyasının tek üyesi olup, tür adları Daubentonia madagascariensis. Madagaskar’da yaşadıkları için Madagaskar maymunu olarak biliniyorlar.

18
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Alper Kaan Selçukoğlu
Aktaran 2 gün önce 3 dk.

2025 yılında Nature dergisinde yayınlanan bir çalışma polimer bazlı plastik atıkların, mikrobiyal sistemler kullanılarak tıbbi açıdan önemli kimyasallara (özellikle ağrı kesici ve ateş düşürücü olarak kullanılan parasetamole) dönüştürülebileceği gösterdi.[1] Edinburgh Üniversitesi’nden Dr. Stephen Wallace’ın ekibi, Escherichia coli bakterisini genetik ve metabolik olarak yeniden düzenleyerek genellikle sadece laboratuvar ortamında gerçekleştirilebilen Lossen yeniden düzenleme reaksiyonu (İng: "Lossen rearrangement") adlı kimyasal reaksiyonu ilk kez canlı bir hücre içinde gerçekleştirmeyi başardı.[1]

Çalışmanın ilk aşamasında, yaygın olarak içecek ambalajlarında kullanılan PET (polietilen tereftalat) türevi plastik atıklar, kimyasal veya enzimatik hidroliz yoluyla temel monomer bileşenlerine (başlıca tereftalik asit ve etilen glikol) ayrıştırılmıştır. Bu monomer yapıtaşları, bakterinin yeniden programlanan metabolik yolları sayesinde çeşitli biyotransformasyon basamaklarından geçirilmiş ve ara ürün olarak p-aminobenzoik asit gibi farmasötik öncü moleküllere dönüştürülmüştür.

14
2
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Zeynep Güner
1 gün önce
Astroloji 
0
0 Yorum
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Dr. S. Deniz Han
Çeviren 20 Mart 2022 7 dk.

1859'da Fransız bir astronom, Merkür'ün yörüngesindeki kademeli değişikliklerin Isaac Newton'un yerçekimi kavramıyla açıklanamayacağını fark etti. CERN Teori Grubu üyesi Sophie Renner, bunu şöyle anlatıyor:

Gökbilimciler bu gözlemi, görünmeyen bir gezegenin Merkür'ü yavaşça rotasından kendisine doğru çekmesi gibi hatalı bir değişkene bağladılar. Ancak Merkür'ün bahsedilen bu "gizemli oyun arkadaşı" asla bulunamadı. Bunun nedeni, kurulan matematiksel denklemlerin yeni bir değişkene ihtiyacı olmamasıydı. Oysa, teorilerinin bir devrime ihtiyacı vardı.

61
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Tüm Reklamları Kapat
Yaşam Ağacı Gözlemi
Ayşe Yılmaz
Ayşe Yılmaz
38K UP
Gözlemi Yapan 1 gün önce Türkiye, Çankırı
Tür adı "Rumex conglomeratus", Türkçe adı "Ekşikulak" veya "Çayır labadası".
1
0 Yorum
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Ergül Can
Ergül Can Seslendiren 15 Ekim 2021 14:02
Ben Nikolas Kopernik, veya Niklas Koppernigk ya da Lehçe söylersek Mikolaj Kopernik, Almancaya ne dersiniz? Nikolaus Copernikus… Size biraz garip mi geldi?...
61
Söz
Aslı Sarı
Aslı Sarı
20K UP
Alıntıyı Ekleyen 3 gün önce
Özgürlüğe öyle düşkünüm ki, koca Hindistan’ın bir köşesini bana yasak etseler dünyanın tadı kaçar neredeyse. Hiçbir yerde saklı, eli kolu bağlı yaşamak da istemem, orada pineklemektense alır başımı havası, toprağı bana açık bir yere giderim. Hey Tanrım! Çekilir şey midir memleketinin bir bucağına çivilenip kalmak? Niceleri, kanunlarımıza aykırılık ettiler diye şehirlere, meydanlara, herkesin gidip geldiği yollara uğrayamadan yaşayabiliyorlar. Benim hizmet ettiğim kanunlar küçük parmağımı bile köle etmeye kalksalar, nereye olsa gider başka kanunlar arardım.
Kaynak: Denemeler
0
0 Yorum
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Avustralya’nın güneydoğusundaki nemli okaliptüs ormanlarında yaşayan lir kuşları (Menura novaehollandiae), yalnızca olağanüstü taklit yetenekleri ve göz alıcı kur danslarıyla değil, aynı zamanda ekosistemi şekillendiren becerileriyle de dikkat çekiyor.

2025 tarihli bir araştırmaya göre, bu büyük ötücü kuşlar avlarını (solucanlar, kırkayaklar ve örümcekler) kendi besin kaynaklarını artıracak şekilde adeta “yetiştiriyor”!

Bu davranış, lir kuşlarının besin kaynaklarını sürdürülebilir bir şekilde artırdıklarını gösteriyor. Bu bulgu, hayvanların çevrelerini nasıl şekillendirdiklerine dair anlayışımızı genişletiyor ve lir kuşlarının ekosistem mühendisleri olarak önemli bir rol oynadığını ortaya koyuyor.

💻Yazar: Alper Kaan Selçukoğlu

✍🏻 Editör: Eda Alparslan

ℹ️ Bu içerik, Evrim Ağacı internet sitesinden derlenerek hazırlanmıştır. Derleme sırasında bazı önemli detaylar kaybolmuş olabilir. Konu hakkında eksiksiz bilgi almak ve kaynaklarımızı görmek için içeriği lütfen evrimagaci.org üzerinden okuyunuz.
Çağrı Mert Bakırcı
Çeviren 20 Ekim 2014 11 dk.

Sanılanın aksine, birçok memeli aslında adet görmez. Adet görme, üst düzey primatlara ve bir grup yarasaya ait bir özelliktir. Köpeklerde vajinal kanamalar görülür; ancak bu, bildiğimiz anlamıyla adet değildir. Fil fareleri de, önceden adet gördüğü düşünülen; ancak sonradan bu kanamaların rastgele meydana gelen düşükler olduğu anlaşılan hayvanlardandır. Dolayısıyla adet görme davranışı, memeliler arasında oldukça nadiren görülen bir durumdur.

Dahası da var: Modern dönemde yaşayan insan dişileri, adet gören diğer herhangi bir hayvandan çok daha fazla kanama geçirirler. Bu kanamalar bol miktarda besinin vücuttan atılmasına neden olur, günlük yaşamı son derece olumsuz etkileyebilir ve eğer ki vahşi hayattaysanız, avcıların dikkatini çekmenize neden olur. Bu sebeplerle, adet görme davranışının evrimsel nedenleri çok iyi anlaşılmalıdır. Ancak bunu anlayabilmeniz için, öncelikle hayatınız boyunca size söylenen en büyük yalanlardan birine göz atmamız gerekiyor: anne-fetüs bağına...

157
1
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Blog Yazısı
Ali Kağan Kozluca
Blog Yazarı 22 dk.

Son yıllarda ülkeler teknolojilerinin gelişmişliği ile ön plana çıkmaktadır. Bunun sonucunda gelişmiş ülkeler arasında teknolojik rekabet oluşmuş ve teknolojisi güçlü olan ülkeler her alanda ön sıralara geçmeye başlamıştır. Değişen Dünya düzeninde güncel kalma çabası da ülkeleri teknolojik gelişmelere ve projelere muhtaç kılmıştır. Özellikle askeri istihbarat, tehdit algılama ve önleme alanında teknoloji büyük önem arz etmektedir. İstihbarat alanında ülkeler birçok teknolojik araç üretmelerine rağmen su altında yapılan gelişmeler hava ve karadan daha az sayıdadır. Bu durum da ülkelerin su altı istihbarat alanında gelişime muhtaç olduğunu göstermektedir.

Bu doğrultuda gerekli araştırmalar yapıldıktan sonra bir model oluşturulmuş, model online platformda gerekli analizlere sokulduktan sonra 3D yazıcı ile maket olarak bastırılmıştır. Üretim maliyeti düşük olması sebebiyle ekonomik bir modeldir. Model üzerine Deneyap Kart kullanılarak elektronik devre kurulmuştur. Casus balık koordinatları belli bir noktaya GPS’siz ve tam otonom şekilde ulaşıp üzerindeki kamerası ile görüntü alarak gönderildiği noktaya tekrar geri dönebilmektedir. Isparta, Kozluca Şehit Göksel Koç Baraj’ında yapılan su altı ve su üstü testleri sonucunda modelin tam otonom hareket ve kaçış manevralarını başarılı bir şekilde gerçekleştirdiği görülmüştür.

5
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Daha Fazla İçerik Göster

Bize Ulaşın

ve seni takip ediyor

Göster

Şifremi unuttum Üyelik Aktivasyonu

Göster

Şifrenizi mi unuttunuz? Lütfen e-posta adresinizi giriniz. E-posta adresinize şifrenizi sıfırlamak için bir bağlantı gönderilecektir.

Geri dön

Eğer aktivasyon kodunu almadıysanız lütfen e-posta adresinizi giriniz. Üyeliğinizi aktive etmek için e-posta adresinize bir bağlantı gönderilecektir.

Geri dön

Close