Keşfedin, Öğrenin ve Paylaşın
Evrim Ağacı'nda Aradığın Her Şeye Ulaşabilirsin!
Bugün bilimseverlerle ne paylaşmak istersin?
Aklımdan Geçen
Komünite Seç
Aklımdan Geçen
Fark Ettim ki...
Bugün Öğrendim ki...
İşe Yarar İpucu
Bilim Haberleri
Hikaye Fikri
Video Konu Önerisi
Başlık
Kafana takılan neler var?
Gündem
Bağlantı
Ekle
Soru Sor
Stiller
Kurallar
Komünite Kuralları
Bu komünite, aklınızdan geçen düşünceleri Evrim Ağacı ailesiyle paylaşabilmeniz içindir. Yapacağınız paylaşımlar Evrim Ağacı'nın kurallarına tabidir. Ayrıca bu komünitenin ek kurallarına da uymanız gerekmektedir.
1
Bilim kimliğinizi önceleyin.
Evrim Ağacı bir bilim platformudur. Dolayısıyla aklınızdan geçen her şeyden ziyade, bilim veya yaşamla ilgili olabilecek düşüncelerinizle ilgileniyoruz.
2
Propaganda ve baskı amaçlı kullanmayın.
Herkesin aklından her şey geçebilir; fakat bu platformun amacı, insanların belli ideolojiler için propaganda yapmaları veya başkaları üzerinde baskı kurma amacıyla geliştirilmemiştir. Paylaştığınız fikirlerin değer kattığından emin olun.
3
Gerilim yaratmayın.
Gerilim, tersleme, tahrik, taciz, alay, dedikodu, trollük, vurdumduymazlık, duyarsızlık, ırkçılık, bağnazlık, nefret söylemi, azınlıklara saldırı, fanatizm, holiganlık, sloganlar yasaktır.
4
Değer katın; hassas konulardan ve öznel yoruma açık alanlardan uzak durun.
Bu komünitenin amacı okurlara hayatla ilgili keyifli farkındalıklar yaşatabilmektir. Din, politika, spor, aktüel konular gibi anlık tepkilere neden olabilecek konulardaki tespitlerden kaçının. Ayrıca aklınızdan geçenlerin Türkiye’deki bilim komünitesine değer katması beklenmektedir.
5
Cevap hakkı doğurmayın.
Aklınızdan geçenlerin bu platformda bulunmuyor olabilecek kişilere cevap hakkı doğurmadığından emin olun.
Size Özel
Makaleler
Egemen Baş
Egemen Baş
7K UP
Yazar 20 Ekim 2016 5 dk.

"Elektronlar neden atom çekirdeğine düşmezler?" gibi oldukça mantıklı gözüken bu soru bir asrı bulan bir süredir insanların aklını kurcalamakta. Hatta bu soru o kadar mantıklıdır ki 1900'lerde Ernest Rutherford’u da kapsayan oldukça geniş bir fizikçi grubunu ağına yakalamıştır. Aslında bakıldığı zaman bu sorunun sorulması oldukça doğal, çünkü hepimiz biliyoruz ki elektronlar negatif yüklü iken, çekirdek dediğimiz atomun merkezi pozitif yüklü olan protonlar ile çevrelenmiş durumda. Yani elbette, akla gelen ilk soru zıt yüklü iki parçacık, birbirlerini çekmelerine rağmen nasıl oluyor da bir araya gelmiyorlar? Bir diğer deyişle, atom çevresinde bulunan elektronlar nasıl oluyor da atomun merkezine düşmüyorlar? 

Sorumuzu cevaplandırmadan önce atomların yapısı ve içerdiği parçacıklar hakkında biraz temel bilgiler üzerinde durmamız gerekiyor. İlk olarak, birçoğunuzun bileceği üzere atomlar elektron ve proton isimli yüklü taneciklerin yanında bir de yüksüz tanecikler olan nötronları içerirler. Nötron ve protonlar kütle olarak elektronlardan kat kat büyüktür; hatta bu fark öylesine fazladır ki, 1836 tane elektronu bir kefeye koysanız ancak bir protonun kütlesini dengeleyebilirsiniz. Ve tabi ki bu parçacıkların dağılımı da atomun fiziksel yapısında en az yükleri kadar önem taşıyor. Bu dağılımda da kütlelerindeki bu ciddi farkın etkisi çok büyük: Kütlesi büyük olan nötron ve protonlar atomun çekirdek dediğimiz kısmında yer alırken, elektronlarımız çekirdeğin etrafında belirli yörüngeler üzerinde, modern atom teorisi çerçevesinde tanımlanan bir olasılık dağılımına bağlı olarak atom etrafına yayılmış vaziyette ve sürekli olarak hareket halindedirler.

56
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Tüm Reklamları Kapat
İnceleme
Hüseyin Güngör
İnceleyen7 15 Eylül
Çıktığı dönem yani 2008 civarlarında liseye başlarken izlemiştim sadece bu filmini. Hem fena değil demiştim hem de Decode gibi muhteşem bir şarkısıyla Paramore grubunu tanımama vesile olmuştu. Bu yüzden de özeldir. Uzun zamandır şu seriye bir hakim olayım artık diyordum ki sinemada tekrar gösterileceğini fark ettim. Yine de yeterince çekici gelmedi sinemada izlemek için. Evde izlemenin nesi var dedik izledik. Her şeyden önce gerçekten hitap ettiği kitle için kaliteli bir yapım denebilir. Tam bir fantastik romantik ergen kız işi. Bunu tabii ki güzel dokunuşlarla veriyorlar. Vahşi hayatı güzel yansıtıyor. Normalde dalga geçtiğimiz oyunculuk kusurları dediğimiz şeylerin de bağlam için de tam tersi güzel oyunculuk olduğunu düşünüyorum çünkü medeni hayatın içinde vahşi dürtülerine ve hormonlarına yenik düşmemeye çalışan varlıklar görüyoruz. Tabii ki sersemlemiş gözükmeli.

Karakterler ve oyuncular da yerinde seçimler bence. Kristen Stewart ve Robert Pattinson birçok kişi tarafından bu filmle tanınmıştır. Kristen o zamanlar 18 yaşında genç bir oyuncu. Role bakıyorsun ve genç, içine kapanık, güzel ama sıradan bir kız görüyorsun. Giyinişi bile rol için mükemmel. Pattinson Cedric rolüyle kendini göstermiştir ama asıl bu filmle çıkış yaptı denebilir. Tipi de zaten bu tür rollere uygun ki daha öncesinde de benzer bir tarz filmde oynamış. Benim fav karakterim Alice btw. Yönetmen Catherine Hardwicke'in ilk filmi Thirteen her merak ettiğim sanırım radikal bir gelişim çağı filmi. Oscar adaylığı olmuş ve kadın ödüllerini bu filmle kazanmış daha çok. Ama sonrasında dikiş tutturabilmiş diyemem. Twilight ise özellikle dönemine göre yeterli bir filmdi, serinin tümünü bilmiyorum tabii. Görüntü ve teknik olarak da kendince bir tarz denemesi var ve müzikleri müthiş. Bu arada söylemeden geçemeyeceğim aynı Daemon ve Rhaenyra izlerken olduğu gibi ayıla bayıla izliyoruz ama arkadaşlar filmde geçen her şey medeniyet tarafından sapıkça kabul edilen şeyler .d En basitinden Edward bilmem kaç yaşında. I feel very protective of you diyince takip etmesini göz ardı ediyoruz ama bu da sapıklıktır .d Sadece Edward olduğu için hoşgörüyoruz. Bunu, ayrımcı doğamızı kabul ettiğimiz sürece sorun yok. Women fnfjfkfkfkf
5.4/10
(5 Kişi)
Puan Ver
İnceleme Yaz
Sonra İzleyeceklerime Ekle
1
0 Yorum
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Tüm Reklamları Kapat
Çınar Civan
Çeviren 6 Ekim 2023
Evrenimiz ne kadar büyük? Bu soru, diğerlerinin yanı sıra, 1920'de iki önde gelen astronom tarafından, o zamandan beri astronominin Büyük Tartışması olarak bilinen olayda tartışıldı. O zamanlar pek çok astronom, Samanyolu Galaksisi'nin tüm evren olduğuna inanıyordu. Ancak pek çok diğer kişi de galaksimizin pek çok galaksiden sadece biri olduğuna inanıyordu. Büyük Tartışma'da her argüman ayrıntılıydı ancak fikir birliğine varılamadı. Yanıt, burada dijital olarak çoğaltılan orijinal cam keşif plakasında gösterildiği gibi, Andromeda Bulutsusu'ndaki tek bir noktanın tespit edilen varyasyonuyla üç yıl sonra geldi. Edwin Hubble görüntüleri karşılaştırdığında bu noktanın farklılık gösterdiğini fark etti ve 6 Ekim 1923'te plakanın üzerine "DEĞİŞKEN!" yazdı. Hubble bunun en iyi açıklamasının bu noktanın çok uzaktaki değişken bir yıldızın görüntüsü olduğu olduğunu biliyordu. Yani M31 gerçekten Andromeda Galaksisi idi ve muhtemelen bizimkine benzeyen bir galaksiydi. 100 yıl önce açıklama yapılmış olan bu görüntü hoş olmayabilir. Ancak, üzerindeki değişken nokta, insanlığın ilk kez şaşırtıcı derecede geniş bir evrene bilerek baktığı bir pencere açmıştır.
5
0 Yorum
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Osman Öztürk
Osman Öztürk
139K UP
Çeviren 15 Haziran 2011 14 dk.

Çoğu insan için Evrim Teorisi'nin tartışmaya yer bırakmaz şekilde ortaya koyduğu türler arası kuzen-ata ilişkisi, anlaması güç kavramlardan birisidir. Halbuki sadece kendi ailelerimize bile bakarak bu evrimsel olguyu algılamamız mümkündür. Bu makalemizde, türler arası akrabalık ilişkilerinden ziyade, tür içerisindeki akrabalık ilişkilerine odaklanacağız. Bu makaleyi, buradaki makalemiz gibi bazı diğerleriyle birleştirerek analiz edecek olursanız, var olmuş, var olan ve var olacak tüm türlerin birbirleriyle nasıl akraba olduğunu anlamanız mümkün olacaktır. Gelin şimdi sizi soy hattınız içerisinde son derece ilginç bir yolculuğa çıkaralım. Bu süreçte, evrimsel biyoloji ile ilgili birçok kavramı analiz etme ve anlama fırsatı bulacağınızı umuyoruz. Hikayeyi birinci tekil şahıs olarak anlatacağız, çünkü bu hikaye Wait But Why isimli bilim sitesinin kurucusu Tim Urban'ın soy ağacı tarihine yaptığı bir yolculuğa dayanıyor. Ondan öğreneceğimiz çok şey var, dolayısıyla hemen başlayalım:

Büyüklerimden yalnız 89 yaşındaki babaannem hayatta: Nana...

64
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Gürhan Öztürk
Yazar 15 Aralık 2013 27 dk.

Evrimsel sürecin en ilginç adaptasyonlarından birisi çeşitli hayvanlarda evrimleşen zehirdir. Bu makalemizde bu konuya değinecek ve kafanızda oluşabilecek soru işaretlerini gidermeye çalışacağız. Umarız faydalı olacaktır.

Yılan ısırığı (halk arasında "yılan sokması" olarak da bilinir) yaygın ve sıklıkla tahrip edici çevresel faktörlü veya mesleki bir hastalıktır, bilhassa gelişmekte olan tropik ülkelerin kırsal alanlarında görülür. Yılan ısırığının halk sağlığındaki yeri genelde tıbbi bilim tarafından önemsenmemiştir. Yılan zehirleri, doku reseptörlerinin büyük bir alanı için özgünlüğü olan protein ve peptit toksince zengindir. Bu da onları klinik açıdan zorlayıcı ve bilimsel açıdan hayranlık uyandırıcı hale getirir. Özellikle ilaç tasarımında bu böyledir. İnsanın yılan ısırığına karşı çektiği nitelenebilir tüm yükü belirsizliğini koruyor olmasına rağmen, yüz binlerce insanın her yıl zehirlendiği ve onbbinlercesinin yılanlar yüzünden öldüğü veya sakat kaldığı bilinmektedir. Önleyici çabalar uygun ayakkabıların kullanımı için etkilenen toplumların eğitilmesine doğru hedeflenmelidir ve yılanların davranışlarının anlaşılmasıyla yılanlarla temas riskinin en aza indirilmesine çalışılmalıdır. Zehir tedavisinde, panzehirin üretimi ve klinik kullanımı geliştirilmelidir. Klinikçiler, epidemiyologlar ve laboratuvar toksinologlar arasında artan işbirliği zehirlenmenin teşhisini ve tedavi edilmesini arttırmalıdır.

118
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Batuhan Piren
4 gün önce
İnce terbiyeden geçmemiş zeka, çoğu zaman acımasızdır. Zekayı zannedildiği gibi bilgi değil, merhamet, şefkat ve vicdanlı bir kalp terbiye eder…
3
0 Yorum
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Çağrı Mert Bakırcı
Yazar 5 Mayıs 2020 4 dk.

İki ayrı çalışmanın sonuçları, ortak bir gerçeğe işaret ediyor: COVID-19 hastalığına yakalanıp ölen insanlar, eğer hastalığa yakalanmamış olsalardı, ortalamada 10 yıl daha fazla yaşayacaklardı. Bu durum, salgında ölenlerin sadece "zaten halihazırda ölmek üzere olan yaşlılar" olmadığını gösteriyor.

Dünya çapında hükümetler, sosyal mesafelendirmenin kısa vadeli başarısından güç alarak aceleci bir şekilde ülkelerini normale döndürme planlarını hayata geçirmişken, birçoklarının dayandığı gerekçe, sosyal mesafelendirme uygulamalarının yarattığı hayati tehditlerin büyüklüğünün, salgının kendisinden daha tehlikeli olduğu yönündeydi. Bu argümandan yola çıkan ülkeler, COVID-19 dolayısıyla daha fazla insanı kaybetmek uğruna ekonomilerini geri açma kararı aldılar.

23
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Yaşam Ağacı Türü
Mehmet Emir Çakır
Türü Ekleyen 2 gün önce
Strigopoidea, halk arasında bilinen adı ile Yeni Zelanda Papağanları; Psittaciformes (Papağanlar) takımının altında bulunan bir süperailedir. Yeni Zelanda Papağanlarını içerir. İsminden anlaşılacağı üzere bu süperaile altındaki türler, Yeni Zelandada yaşamaktadır.
3
Evrim Ağacı'ndan Mesaj

Bilim haberlerimizi ve diğer yazılarımızı Google Haberler'de görmek için bizi takip etmeyi unutmayın.

Söz
Mert Arslan
Alıntıyı Ekleyen 5 gün önce
Bilinçleninceye kadar asla başkaldırmayacaklar, ama başkaldırmadıkça da bilinçlenemezler.
Kaynak: George Orwell'in "1984" adlı romanında geçmektedir.
8
0 Yorum
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
İnceleme
Bora Ergen
Bora Ergen
51K UP
İnceleyen5 5 gün önce
İçerik çalan bir kişi istediği kadar güzel video üretsin bu onu İçerik Çalan kategorisinden dışarıya çıkarmaz ki biraz subjektif olucak ama bence kısa videolar hazırlaması da onu kötü bi statüye sokuyor
Youtube Kanalı
8.7/10
(108 Kişi)
Puan Ver
İnceleme Yaz
Sonra İzleyeceklerime Ekle
1
0 Yorum
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Turan Tufan
Turan Tufan
65K UP
Yazar 18 Ekim 2014 7 dk.

2005 yılında May-Britt Moser ve Edvard Moser, beynimizin nerede olduğumuzu ve nereye gittiğimizi hesaplamasında büyük öneme sahip bir çeşit nöron olan ızgara (grid) hücrelerini keşfettiler. O zamandan itibaren mekansal farkındalığın, hafızanın ve karar mekanizmasının işlevsel hale gelmesinde rol oynayan ızgara hücrelerinin ‘yer’, ‘sınır’ ve ‘head direction’ gibi diğer tip nöronlar ile ne şekilde iletişim halinde olduğunu bulmak adına çalışmalarına devam ettiler. Izgara hücreleri navigasyon sistemini içeren entorhinal korteks, Alzheimer hastalığının erken evrelerinde çok yoğun olarak hasara uğramaktadır ve bu nedenden dolayı kavramsal yeneteğin ve hafızanın nasıl ve neden kaybolduğunu daha iyi anlayabilmek için Entorhinal korteks Alzheimer ve diğer nörolojik rahatsızlıkların tedavisinde önemli bir potansiyel haline gelmiştir. 

Hayatınızda gözle görebileceğiniz en ileri sistem kendi beyninizin içine kurulmuştur. Kodlanan bir sistemin varlığı ve tüm hayatınız boyunca karşılaştığınız olayları hafızaya alan ve onları haritalayan bir sistem. 

71
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
İnci Şardağ
Yazar 7 Şubat 2021 12 dk.

Evrimsel biyolojide mimikri diğer bir adıyla taklitçilik, bir türün avından veya avcısından gizlenmek için diğer türe benzer özellikler geliştirmesi olarak tanımlanır. Doğada yaygın olarak karşılaştığımız mimikri örneklerinin başında canlıların birbirlerinin görünümünü taklit etmeleri gelse de koku, ses ve davranış gibi canlıların biyokimyasal özelliklerin taklit edildiği örnekler de bulunmaktadır. Daha detaylı bir şekilde Max Planck Enstitüsünde Davranış Fizyolojisi üzerine çalışan Wolfgang J. H. Wickler mimikriyi, “Taksonomik olarak yakından ilişkili olmayan iki veya daha fazla organizmanın yüzeysel benzerliği ile karakterize edilen fenomen” olarak tanımlamaktadır.

Genellikle mimikri davranışının oluşturulmasındaki amaç, taklit eden canlının, taklit edilen canlı dışında üçüncü tür bir canlıyı kandırmaktır. Bu üçüncü canlı, taklit eden türün avı veya avcısı olabileceği gibi, taklit ettiği türün dişisi veya erkeği de olabilir. Kısacası mimikri, canlının kendine zarar verebilecek diğer türleri kandırmak veya manipüle etmek amacıyla kamuflaj davranışı sergilemesi ve uyarı sinyalleri oluşturmasıdır. Doğada bu mekanizma temelde avcılara karşı bir savunma olarak geliştirilmiş olsa da avcıların da mimikri sayesinde avlarının güvende hissetmelerini sağlayarak onları kandırdıkları örnekler bulunmaktadır.

88
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Yaşam Ağacı Gözlemi
Ayşe Yılmaz
Ayşe Yılmaz
52K UP
Gözlemi Yapan 5 gün önce Türkiye, Çankırı
Yapraklı İlçesi Akyazı Köyü yolu üzerinde kaydedilmiştir.
0
0 Yorum
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Blog Yazısı
Dilan Güner
Dilan Güner
22K UP
Blog Yazarı 6 dk.

Bilim kurgu tanımı ve alanı geniş bir tür olarak insanları derinden etkiler ve var olan normları sorgulamaya iter. Bu özel tür yapısı gereği değişime ve dönüşüme oldukça açık olmasının yanı sıra, tüketicisini de deviniminin içine çeken bir türdür. Darko Suvin bilim kurguyu edebi anlamda “bilişsel yabancılaşma” olarak tanımlamış ve her anlatının bir novum yani yenilik ve farklılık barındırdığını belirtmiştir. Bu da demek oluyor ki bu tür aslında bizim uyuyan zihinlerimizi uyandıran ve hayal gücümüzü harekete geçiren yegâne anlatılara sahiptir. Her gerçeklik aslında bir hayalin ürünüdür ve hiçbir gelecek hayal edilmeden var kılınamayacaktır. Peki bu hayal dünyasını tetikleyen nedir? Elbette ki eleştirel düşünce.

Eleştirel düşünme yetisi kolay gelişen bir yeti değildir çünkü içine doğduğumuz ve adapte edildiğimiz sistemler bizi belli kavramlara alışık kılar. İşte bu noktada bizi bize yabancılaştıracak lakin bizden çok da farklı olmayan şeylere ihtiyaç duyarız. Bu yabancılaşmanın dozu önemlidir çünkü fazla yabancılaşma bizleri Tekinsiz Vadi’nin derinliklerine sürükleyip bizde korku hissi ile reddetme ve kaçma dürtülerini uyandırırken, az miktarda bir yabancılaşma düşünsel sürecimizde bir tetiklemeye mahal veremeyecektir.

2
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
İnceleme
Can Berk Ökten
İnceleyen 4 gün önce
Bu dizi izlemedim ama filmini izledim bu dizinin film halinde bir fırtına çıkıyor ve geçmişe gidiyorlar bıçakta bulunan bütün yazılar geçmişe gidiyoruz yolcuların geçmişteki macerasını anlat
İnceleme Yaz
Sonra İzleyeceklerime Ekle
2
0 Yorum
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Gürkan Özsoy
Matematik Bölümü Lisans Öğrencisi 29 Mart 2024 Sen de Cevap Ver
Bu soru, Wowe Wow tarafından sorulmuştur.
Kuadratik Formül’ü integrallersek sonuç ne olur?
Kuadratik Formül’ü integrallersek sonuç ne olur?

Verilen integrand a'ya bağlı değildir, bu da integralin a değişkeninin bir fonksiyonu olmadığını gösterir. Bu durumda integralin değeri, verilen ifadenin a ile ilgili bir değişiklik üzerinden çarpılması olacaktır. Fakat belirtildiği gibi, integralin sınırları tanımlanmamıştır, bu yüzden integralin değeri belirsiz bir sabittir. Matematiksel ifade olarak bu, integrand'a bir sabit C eklemekle sonuçlanır, çünkü belirsiz integralin genel çözümü C sabiti içerir. Ancak, genellikle bu tür bir integral için belirsiz integralin sonucu sorulduğunda, ek bir sabit eklenmez, çünkü bu sabit herhangi bir sayı olabilir.

Sonuç olarak, belirsiz integralin sonucu "integralde verilen ifade" + C'dir.

Tüm Reklamları Kapat

0
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Evrim Ağacı'ndan Mesaj

Evrim Ağacı üyeliği tamamen ücretsiz ve sitemizi çok daha etkili, interaktif ve keyifli bir şekilde kullanmanızı sağlayacak. Üye değilseniz, birkaç saniyede üyelik oluşturabilirsiniz! Üyeyseniz de giriş yapmanızı tavsiye ederiz.

Evrim Ağacı'na Destek Ol
İnceleme
Leyla💫 Məhərrəmli
İnceleyen10 31 Mayıs 2023
Çok iyi bir kitap. Kime bahsetsem bende okumuştum diyor.
9.5/10
(194 Kişi)
Puan Ver
Orjinal Adı : O Meu Pé de Laranja Lima
İnceleme Yaz
Sonra Okuyacaklarıma Ekle
15
0 Yorum
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Bilimler Köyü
Etkinliği Ekleyen 1 ay önce İzmir₺9.000,0013 Temmuz
Fiziğin Felsefesi (İngilizce)
13 Temmuz 2025 15:00 tarihinden 20 Temmuz 2025 12:00 tarihine kadar.

The main objective of this event is to clarify the relationship between physics and philosophy. Another aim is to uncover the philosophical foundations of physical theories, introduce conceptual problems, and develop discussion skills on these topics. Therefore, philosophical theories proposed in areas such as space, time, quantum mechanics, matter-energy, the mathematical structure of nature, and the nature of physical laws will be addressed from both historical and contemporary perspectives.

Devamını Göster
2
0 Yorum
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Akın Karahasan
Seslendiren 3 Şubat 2022 5:16
Gururla kabaran göğüsler ve baştan ayağa kadar hissedilen mutluluk... Bunlar, evrensel olarak geçerli oldukları gibi gerçek de olan hislerdir. Şimdi ise,...
46
Evrim Ağacı Akademi

Evrim Ağacı Akademi'yi kullanarak kendini Psikoloji konusunda geliştirebilirsin.

Daha Fazla İçerik Göster

Bize Ulaşın

ve seni takip ediyor

Göster

Şifremi unuttum Üyelik Aktivasyonu

Göster

Şifrenizi mi unuttunuz? Lütfen e-posta adresinizi giriniz. E-posta adresinize şifrenizi sıfırlamak için bir bağlantı gönderilecektir.

Geri dön

Eğer aktivasyon kodunu almadıysanız lütfen e-posta adresinizi giriniz. Üyeliğinizi aktive etmek için e-posta adresinize bir bağlantı gönderilecektir.

Geri dön

Close