Keşfedin, Öğrenin ve Paylaşın
Evrim Ağacı'nda Aradığın Her Şeye Ulaşabilirsin!
Bugün bilimseverlerle ne paylaşmak istersin?
Aklımdan Geçen
Komünite Seç
Aklımdan Geçen
Fark Ettim ki...
Bugün Öğrendim ki...
İşe Yarar İpucu
Bilim Haberleri
Hikaye Fikri
Video Konu Önerisi
Başlık
Bugün bilimseverlerle ne paylaşmak istersin?
Gündem
Bağlantı
Ekle
Soru Sor
Stiller
Kurallar
Komünite Kuralları
Bu komünite, aklınızdan geçen düşünceleri Evrim Ağacı ailesiyle paylaşabilmeniz içindir. Yapacağınız paylaşımlar Evrim Ağacı'nın kurallarına tabidir. Ayrıca bu komünitenin ek kurallarına da uymanız gerekmektedir.
1
Bilim kimliğinizi önceleyin.
Evrim Ağacı bir bilim platformudur. Dolayısıyla aklınızdan geçen her şeyden ziyade, bilim veya yaşamla ilgili olabilecek düşüncelerinizle ilgileniyoruz.
2
Propaganda ve baskı amaçlı kullanmayın.
Herkesin aklından her şey geçebilir; fakat bu platformun amacı, insanların belli ideolojiler için propaganda yapmaları veya başkaları üzerinde baskı kurma amacıyla geliştirilmemiştir. Paylaştığınız fikirlerin değer kattığından emin olun.
3
Gerilim yaratmayın.
Gerilim, tersleme, tahrik, taciz, alay, dedikodu, trollük, vurdumduymazlık, duyarsızlık, ırkçılık, bağnazlık, nefret söylemi, azınlıklara saldırı, fanatizm, holiganlık, sloganlar yasaktır.
4
Değer katın; hassas konulardan ve öznel yoruma açık alanlardan uzak durun.
Bu komünitenin amacı okurlara hayatla ilgili keyifli farkındalıklar yaşatabilmektir. Din, politika, spor, aktüel konular gibi anlık tepkilere neden olabilecek konulardaki tespitlerden kaçının. Ayrıca aklınızdan geçenlerin Türkiye’deki bilim komünitesine değer katması beklenmektedir.
5
Cevap hakkı doğurmayın.
Aklınızdan geçenlerin bu platformda bulunmuyor olabilecek kişilere cevap hakkı doğurmadığından emin olun.
Size Özel
Makaleler
Öne Çıkan İlanAraştırma Anketi
Nilsu Aydın
İlanı Ekleyen 1 hafta önce ÇevrimiçiÜcretsiz19 Mayıs
ANKET - Genç Yetişkinlerde Nesne İlişkileri ve Başa Çıkmada Öz-Anlayışın Rolü
19 Mayıs 2025 08:02 tarihinden 17 Temmuz 2025 08:05 tarihine kadar.

Değerli katılımcılar,

Sizleri, Klinik Psikoloji Yüksek Lisans programı kapsamında yürüttüğüm “Genç Yetişkinlerde Nesne İlişkileri ile Başa Çıkma Tutumları Arasındaki İlişkide Öz-Anlayışın Aracılık Rolü” başlıklı bilimsel araştırmama katılmaya davet ediyorum.
Araştırmaya, 18-40 yaş arasında olan ve İstanbul veya Sakarya illerinde yaşayan bireyler katılabilmektedir.
Anketi doldurmanız yaklaşık 10-15 dakikanızı alacaktır. Katılım gönüllülük esasına dayanmaktadır. Bu çalışmada kimlik bilgileri toplanmamakta, yanıtlar yalnızca bilimsel amaçla değerlendirilmektedir.

Katılımınız, vaktiniz ve desteğiniz için çok teşekkür ederim!

👉 https://forms.gle/SpdPK76pdivcBhPX8 
 

Devamını Göster
0
0 Yorum
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Tüm Reklamları Kapat
Meriç Öztürk
Seslendiren 1 gün önce 26:07
Yeni programımız Hasbihal'de bu bölümde size iki haberimiz var. Biri iyi, diğeri de iyi... İki de şarkımız var, dinlemenizi istediğimiz... CRISPR Hayat...
0
Discord
Çağrı Mert Bakırcı
Yazar 29 Mayıs 2019 16 dk.

Bizler, üzerinde yaşadığımız Dünya'yı, barındırdığı karalar, içilebilir sular ve akciğerlerimize doldurabildiğimiz oksijen dolu atmosferi nedeniyle Evren'de bizler için var olabilecek tek ve kusursuz yaşam alanı olarak görmeye alışığız. Bu düşüncenin kaçınılmaz gibi gözüken sonuçlarından biri de bu çevrenin tam da bizlere uygun şekilde var edildiğini varsayma... Ancak bu varsayım (ve temel aldığı düşünce), baştan sona ve tamamen hatalı. Bunu, büyük bilimkurgu yazarı Douglas Adams, Otostopçunun Galaksi Rehberi'nde harika bir şekilde anlatıyor:

Şimdi hayal edin, bu durum bir su birikintisinin bir sabah uyanıp düşünmeye başlaması gibidir: "Bulunduğum bu dünya ilginç bir yer -bulunduğum bu delik ilginç bir delik- tam bana göre, öyle değil mi? Aslında bana şaşılacak kadar uyuyor, beni içinde barındırmak için yapılmış olmalı!" Bu öyle güçlü bir düşüncedir ki, güneş gökyüzünde yükselip hava ısınırken, su birikintisi de giderek buharlaşıp küçülür, küçülür ama o telaş içinde her şeyin iyi olduğuna inanmaktadır, çünkü bu dünyanın amacı kendisini içinde barındırmaktır, onu içinde barındırmak için kurulmuştur. Bu yüzden, su birikintisinin kaybolma noktasına geldiği an onu çok gafil avlar...

110
2
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Çağrı Mert Bakırcı
Yazar 8 Aralık 2022 26 dk.

Ad hominem argümanları, doğrudan bir argüman yerine, argümanın kaynağı olan birey veya gruplara yönelik kişisel ve dolaylı bir saldırı yapıldığında meydana gelir. Basit bir alaycı isim takmaktan, daha karmaşık retorik tekniklerine kadar uzanan birçok türü vardır. Bu çerçevede bir ad hominem argümanı örneği, bir kimsenin dikkat çektiği bir noktayı düzgünce ele alıp cevap vermek yerine bu kimseye küfretmeyi veya içinde bulunulan siyasi/ekonomik duruma yönelik bir eleştiri getirildiğinde bu eleştirilerin hangi lobinin etkisiyle ortaya çıktığını sormayı içerir.

Ad hominem argümanlar, çeşitli alanlarda yürütülen resmi ve gayri resmi tartışmalarda yaygın şekilde kullanılmaktadır ve bu nedenle anlaşılması son derece önemlidir. Makalemizde ad hominem argümanları ve türleri hakkında daha fazla bilgi edinecek, bu argümanlara düzgün bir şekilde cevap vermek için neler yapabileceğinizi göreceksiniz.

239
2
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Çağrı Mert Bakırcı
Yazar 8 Mayıs 2019 48 dk.

Uyku, birçok hayvan türünde ortak olarak paylaşılan bir özelliktir. 2012 itibariyle Türkiye’de doğan bebeklerin ömür uzunluğu beklentisi ortalamada 75 yıl civarıdır. Bu kadar yaşayacak insanların ortalamada 25 yıllarını gözleri ve algıları kapalı bir şekilde, uyku halinde geçireceklerini düşünürsek, uykunun türümüz için ne kadar önemli olduğunu fark etmek mümkündür. Sadece türümüz için de değil… Neredeyse beynin ilk evrimleştiği zamanlardan beri çeşitli uyku formları da canlılara eşlik etmiştir. Bu durumda, eğer ki evrimsel tarihimizi aydınlatmak, beyinlerimizin nasıl çalıştığını anlamak ve kendimizi daha iyi tanımak için uykunun nasıl evrimleştiğini ve neden var olduğunu anlamamız gerekmektedir. Günümüzde uykunun hem evrimine, hem de canlılardaki işlevine yönelik çok kapsamlı ve çok yönlü birçok araştırma yürütülmektedir. Bu yazıda, güncel uyku araştırmalardan bazı örnekler ve sonuçlar sunarak sizlere sadece uykuyu, evrimini ve hayatımızdaki yerini anlatmakla kalmayacağız; aynı zamanda uykuyla yakından ilişkilendirilen birçok ilginç konuyu (örneğin rüyaları, uyku sırasındaki düşme hissinin neden yaşandığını, vb.) en temel düzeyde ve basit bir dille anlatmaya çalışacağız. Umarım faydalı olacaktır.

Eğer ki uykuyu anlamak istiyorsak, öncelikle onu tanımlamamız gerekmektedir. Ancak biz insanlar da dâhil olmak üzere binlerce farklı hayvan türünün her gün saatlerce yaptığı bu davranışı tanımlamanın çok da kolay olmadığı görülecektir. Merriam-Webster sözlüğü uykuyu “gözlerinizin ve bilincinizin kapalı olduğu doğal dinlenme hali” olarak tanımlamaktadır. Bu daha ziyade halka yönelik ve bilimselliğe pek de ağırlık vermeyen bir tanımdır. Türk Dil Kurumu ise bu olguyu “Dış uyaranlara karşı bilincin, bütünüyle veya bir bölümünün yittiği, tepki gücünün zayıfladığı ve her türlü etkinliğin büyük ölçüde azaldığı dinlenme durumu” olarak tanımlamaktadır. Bu tanımın özellikle “her türlü etkinliğin büyük ölçüde azaldığı” kısmının aslında bir yanılgı ve hata olduğunu yazının ilerleyen kısımlarında göreceğiz. Bu hatadan biraz daha arındırılmış ve biraz daha bilimsel bir tanım, Macmillian tarafından basılan Öğrenciler İçin Sözlük’te bulunabilir: “Uyku, bilinç düzeyinin değiştiği, duyusal aktivitenin ve neredeyse tüm istemli kasların baskılandığı doğal olarak kendini tekrar eden bir durumdur.”

353
1
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Yaşam Ağacı Gözlemi
İsmail Gelincik
Gözlemi Yapan 14 saat önce Türkiye, Muğla
Gölova kıyısındaki evimize kadar zahmet etmiş, hoşgelmiş ☺️
2
0 Yorum
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Söz
Ali Ahmet Turunç
Alıntıyı Ekleyen 14 Ocak 2024
Uzay-zaman maddeye nasıl hareket edeceğini, madde de uzay-zaman'a nasıl büküleceğini söyler.
Kaynak: "Geons, Black Holes, and Quantum Foam: A Life in Physics" adlı John Archibald Wheeler'in yazdığı kitapta 235. sayfada söz çizim açıklaması olarak yazılmış. Kaynak linkte belirtilmiş. (Google Books)
2
0 Yorum
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Prof. Dr. Bayram Tekin
Yazar 11 Ocak 2020 6 dk.

1845 yılında Michael Faraday, manyetik alan içine gömülmüş malzemelerin bazılarının içinden ışık geçerken, ışığın manyetik alandan etkilendiğini fark etti. Daha spesifik olarak tanımlamak gerekirse Faraday'ın fark ettiği şey, ışığın elektromanyetik alan içinde "titreştiği düzlemi" keşfetmek oldu. Yani ışığın bu alan içinde "döndüğünü" fark etti. Bu, ışık ile elektromanyetizma arasında bir ilişki olduğuna yönelik ilk gözlemdi.

1862 yılına geldiğimizde Faraday, manyetik alanın ışık üzerinde herhangi bir doğrudan etkisi olup olmadığını göstermeye çalıştı. Ne var ki tüm denemelerine rağmen, kendi sözleriyle "tek bir adet dahi gösterilebilir etkiye" rastlamadı. Ancak çok geçmeden, yanıldığı ortaya çıkacaktı. 1870 yılında James Clark Maxwell, ışık saçan kaynaklar ve parçacıklar ile ilgili olarak şunları yazıyordu:

92
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Ayşegül Şenyiğit Özdil
Yazar 14 Eylül 2017 14 dk.

Darwin’den itibaren pek çok filozof ve bilim insanı genel olarak insana atfedilen bir özellik olan ahlak kavramının evrimsel bir kökene sahip olduğunu düşünmüş ve onun birtakım evrimsel süreçlerin birlikteliğinden doğan bir ürün olduğunu ortaya koymuşlardır. Bazı yönlerden ahlakın dolaysız bir şekilde biyolojik evrimsel süreçlerin etkisi altında şekillendiğini söyleyebilmemize rağmen bazı yönlerden de belli başlı bazı ahlak kurallarının tamamıyla dolaysız bir şekilde biyolojik evrimimizle açıklanamayacak kadar karmaşık oluşu ahlak kavramını açıklama çabasını oldukça zorlu ama bir o kadar da gizemli kılmaktadır.

Yazımız boyunca ahlak kavramını 3 bölüm halinde inceleyerek masaya yatıracağız.

93
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Esat Kudret
Akıl yürütmeyi öğrenmeye çalışan bir öğretmenim. 4 gün önce Sen de Cevap Ver

Olsaydı bilirdik!

Zamanın bilebildiğimiz evrenin tamamı için aynı şekilde geçerli oluşu ve akışının aynı düzleme (uzay) kaynaşık oluşu bir yana, var sayalım ki yanılmışız ve hesaplamalarımız hatalı: Yine de öyle bir gerçeklik olsa idi bunu bize ulaşmalarından bilirdik.

Bir medeniyetin gelişim hızının o medeniyetin zamanının akış hızı ile doğru orantılı olduğuna yönelik bir tespit var mı bilemiyorum. Benim bildiğim zamanın akış hızı ile bir medeniyetin veya varlıklar toplamının hızı arasında doğru değil aksine ters orantı olduğudur. Zaman ne kadar hızlı akıyorsa o denli yavaş, zaman ne denli yavaş akıyorsa o denli hızlılar. Ki zamanın akış hızını belirleyen şey nesnenin uzay zamandaki hızının kendisidir ve zamanın hızı neden değil sonuçtur. Göreceliliğinin nedeni de budur: Nesnesine bağlılık… Sevgiyle…

Tüm Reklamları Kapat

1
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Evrim Ağacı'ndan Mesaj

Evrim Ağacı üyeliği tamamen ücretsiz ve sitemizi çok daha etkili, interaktif ve keyifli bir şekilde kullanmanızı sağlayacak. Üye değilseniz, birkaç saniyede üyelik oluşturabilirsiniz! Üyeyseniz de giriş yapmanızı tavsiye ederiz.

Ufuk Derin
6 gün önce
İngiliz biyolog Keith Henry Stockman Campbell 23 Mayıs 1954'te doğdu. İlk memeli klonu Dolly koyununu yetişkin hücrelerden üreten Roslin Enstitüsü ekibinde yer alarak klonlama teknolojisinde çığır açtı. 2008'de Shaw Tıp ve Yaşam Bilimleri Ödülü'nü Ian Wilmut ve Shinya Yamanaka ile paylaştı. Nottingham Üniversitesi'nde Hayvan Gelişimi Profesörü olarak görev yaptı.
Bu gönderi Evrim Ağacı tarafından öne çıkarılmıştır.
3
0 Yorum
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
İnceleme
Furkan Köylü
İnceleyen10 29 Temmuz 2023
Sherlock’un yaratıcılığını ve senaristliğini üstlenen Steven Moffat’ın kalemini imzalı'' beklenmedikler dizisi '' olarak isimlendirebiliriz.,


Keyifle izlemeler
Dizi
9.6/10
(21 Kişi)
Puan Ver
İnceleme Yaz
Sonra İzleyeceklerime Ekle
9
0 Yorum
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Tüm Reklamları Kapat
Evrim Ağacı'na Destek Ol
Yusuf Yiğit Arslan
Kimyayı takip ediyorum TÜBİTAK kimya olimpiyatları öğrencisiyim 8 Ağustos 2022 Sen de Cevap Ver

Metalik bağ nedeniyle vurulduğu an gözle çok farkedilmesede metal yamulur bu metal-metal atomları arasında olan birşeydir ve elektron denizi sebebidir elektron denizi metalik bağ sonucu ortaya çıkan bir şeydir[1]

Kaynaklar

  1. Konu anlatımları ve Soru Çözümleri Tyt Yks - Eokultv. Metalik Bağ. (21 Aralık 2017). Alındığı Tarih: 8 Ağustos 2022. Alındığı Yer: Konu anlatımları ve Soru Çözümleri Tyt Yks - Eokultv | Arşiv Bağlantısı
2
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Daha Fazla İçerik Göster

Bize Ulaşın

ve seni takip ediyor

Göster

Şifremi unuttum Üyelik Aktivasyonu

Göster

Şifrenizi mi unuttunuz? Lütfen e-posta adresinizi giriniz. E-posta adresinize şifrenizi sıfırlamak için bir bağlantı gönderilecektir.

Geri dön

Eğer aktivasyon kodunu almadıysanız lütfen e-posta adresinizi giriniz. Üyeliğinizi aktive etmek için e-posta adresinize bir bağlantı gönderilecektir.

Geri dön

Close