Keşfedin, Öğrenin ve Paylaşın
Evrim Ağacı'nda Aradığın Her Şeye Ulaşabilirsin!
Bugün Türkiye'de bilime ve bilim okuryazarlığına neler katacaksın?
Aklımdan Geçen
Komünite Seç
Aklımdan Geçen
Fark Ettim ki...
Bugün Öğrendim ki...
İşe Yarar İpucu
Bilim Haberleri
Hikaye Fikri
Video Konu Önerisi
Başlık
Bugün bilimseverlerle ne paylaşmak istersin?
Gündem
Bağlantı
Ekle
Soru Sor
Stiller
Kurallar
Komünite Kuralları
Bu komünite, aklınızdan geçen düşünceleri Evrim Ağacı ailesiyle paylaşabilmeniz içindir. Yapacağınız paylaşımlar Evrim Ağacı'nın kurallarına tabidir. Ayrıca bu komünitenin ek kurallarına da uymanız gerekmektedir.
1
Bilim kimliğinizi önceleyin.
Evrim Ağacı bir bilim platformudur. Dolayısıyla aklınızdan geçen her şeyden ziyade, bilim veya yaşamla ilgili olabilecek düşüncelerinizle ilgileniyoruz.
2
Propaganda ve baskı amaçlı kullanmayın.
Herkesin aklından her şey geçebilir; fakat bu platformun amacı, insanların belli ideolojiler için propaganda yapmaları veya başkaları üzerinde baskı kurma amacıyla geliştirilmemiştir. Paylaştığınız fikirlerin değer kattığından emin olun.
3
Gerilim yaratmayın.
Gerilim, tersleme, tahrik, taciz, alay, dedikodu, trollük, vurdumduymazlık, duyarsızlık, ırkçılık, bağnazlık, nefret söylemi, azınlıklara saldırı, fanatizm, holiganlık, sloganlar yasaktır.
4
Değer katın; hassas konulardan ve öznel yoruma açık alanlardan uzak durun.
Bu komünitenin amacı okurlara hayatla ilgili keyifli farkındalıklar yaşatabilmektir. Din, politika, spor, aktüel konular gibi anlık tepkilere neden olabilecek konulardaki tespitlerden kaçının. Ayrıca aklınızdan geçenlerin Türkiye’deki bilim komünitesine değer katması beklenmektedir.
5
Cevap hakkı doğurmayın.
Aklınızdan geçenlerin bu platformda bulunmuyor olabilecek kişilere cevap hakkı doğurmadığından emin olun.
Size Özel
Makaleler
Babür Erdem
Babür Erdem
218K UP
Etkinliği Ekleyen 2 hafta önce AnkaraÜcretsiz4 Temmuz
Biyohibrit Sürü Sistemleri Yaz Okulu (İngilizce)
04 Temmuz 2025 09:00 tarihinden 06 Temmuz 2025 18:00 tarihine kadar.

Biohybrid Swarm Systems Summer School will bring together experts and students to delve into the fascinating intersection of biology, robotics, and computer sciences.

This summer school aims to advance research at the intersection of robotics, artificial intelligence, and biological systems by exploring how biohybrid swarms—where robots and living organisms interact—can be leveraged for collective intelligence. Participants will gain hands-on experience in swarm robotics, bioinspired algorithms, and real-world applications, contributing to the development of innovative methodologies for studying complex adaptive systems.

Objectives

  • Provide a foundational understanding of biohybrid swarm intelligence.
  • Explore the latest advancements in swarm robotics and bioinspired systems.
  • To facilitate communication between students, researchers and experts in the fields of artificial intelligence, robotics and biology.
  • Develop hands-on experience with biohybrid swarm experiments and simulations.
  • Investigate real-world applications of biohybrid swarms.
Devamını Göster
11
1 Yorum
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Tüm Reklamları Kapat
Ayşegül Şenyiğit Özdil
Uyarlayan 22 Ağustos 2017 20 dk.

Yaşlanma, ya da bazen söylendiği şekliyle ihtiyarlık, ilerleyen yaşla beraber fizyolojik işlevin kaçınılmaz olarak bozulmasıdır. Yaşlılık, nüfus istatistikleri çerçevesince, yaşa bağlı olarak ölüm oranında bir artış ve doğurganlıkta bir düşüşle tanımlanmaktadır (Görsel 1'e bakınız).[1][2] Bu durum, evrimsel bir çelişki barındırır: Doğal seçilim, organizmaları en uygun şekilde sağkalım ve üreme başarısına (Darwinci uyum başarısına) sahip olacak tarzda tasarlıyorsa, o halde evrim, neden ilk iş olarak yaşlanmayı önlemez?

Aristo'dan başlayarak bilim insanları ve düşünürler yüzyıllar boyunca bu bilmeceyi çözmeye çabaladılar. Örneğin Romalı şair ve düşünür Lucretius, De Rerum Natura (Nesnelerin Doğası Üzerine) adlı eserinde, gelecek kuşaklara yer açtığı için yaşlanmanın ve ölümün faydalı olduğu fikrini savunmuştur. Bu görüş, biyologlar arasında 20. yüzyıla kadar tutunmuştur.

89
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Fatma Nur İnakçı
Aktaran 3 gün önce 2 dk.

Herhangi bir zamanda Amerika Birleşik Devletleri nüfusunun yaklaşık %10'u majör depresif bozuklukla (MDD) mücadele ederken insanların %20'si yaşamları boyunca bu bozukluğun belirtilerini gösterebiliyor.[1]

Ancak bu kadar yaygın olmasına rağmen MDD tedavisinde kullanılan yöntemler, toplumun azımsanamayacak bir kesiminde yetersiz kalmaktadır. Standart tedavi yöntemi olan antidepresanlar, MDD hastalarının %30’unda etkili olmamaktadır.

23
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Çağrı Mert Bakırcı
Yazar 7 Ağustos 2015 3 dk.

6 Ağustos, tarihin en ölümcül saldırılarından birisinin yapıldığı karanlık bir gündür. Japonya'nın doğal kaynaklarını kullanmak istediği İngilizlere ait Malay yarımadası ve Hollanda'ya ait Güney Endonezya bölgesine yayılmasını kolaylaştırmak üzere ABD'nin Pasifik Okyanusu'ndaki donanmasını etkisiz bırakmak amacıyla 7 Aralık 1941'de Pearl Harbor (İnci Limanı) kamikaze ve bombalı saldırısını gerçekleştirmesi, cehennemi başlatacak olay oldu. Bunu fırsat bilen ve elindeki yeni teknolojiyi kullanmakta sabırsızlık duyan ABD, aynı zamanda 2. Dünya Savaşı'nda kendisini tehdit edebilecek ülkelere de gözdağı vermek umuduyla Japonya'nın Hiroşima kentine 6 Ağustos 1945'te bir misilleme saldırısında bulundu. Ancak saldırıda kullanılan atom bombası, onu üretenler ve kullananlar tarafından beklendik; Dünya'nın geri kalanı tarafından ise akıl almaz bir yıkım yarattı. 

Bombanın düştüğü andan itibaren 3.5 kilometrelik çaptaki her canlı, 34500 Pascal ve üzerinde basınca maruz kalarak hayatını anında yitirdi. Sonrasındaysa patlama, 6000 santigrat dereceyi aşan sıcaklıktaki ateş ve 1.3 kilometrelik yarıçapta hızlı ölümlere neden olacak miktardaki radyasyon yüz binlercesinin daha canına kıydı.

32
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Begüm Sönmez, Emre Akman Ve Hüseyin Atala
Begüm Sönmez, Emre Akman Ve Hüseyin Atala Seslendiren 27 Ocak 15:11
Magma İçeriği ve Afet Öngörüsü, Kuzey Işıkları, Kleopatra'nın Kardeşi(?) Hepsi ve daha fazlası kulaklarınızda!
25
Çağrı Mert Bakırcı
Yazar 17 Ekim 2013 10 dk.

Evrimsel biyologlar ve paleontologların hummalı çalışmaları sayesinde, bugün bildiğimiz ve keşfettiğimiz türlerin istisnasız tamamının çeşitli evrimsel süreçlerden geçerek bugüne geldiklerini net olarak biliyoruz. Tekil olarak bazı türlerde elbette soru işaretleri, bilinmeyenler, gizemler bulunuyor. Ancak zaten bunlar da olmasaydı, bilimin ilerlemesi mümkün olmazdı. Fakat bu bilinmezlerin hiçbiri evrimsel biyoloji ile uyumsuz, evrimin gerçekliğine şüphe düşüren, evrim teorisini çürütebilecek nitelik ve nicelikte olan unsurlar değildirler. Zaten artık bu şekilde tekil örneklerle evrim teorisini çürütmek de olanaksızdır. Evrimin ise zaten çürütülemez bir doğa yasası olduğunu, evrim ile evrim teorisinin farklı konular olduğunu şuradaki yazımızda detaylıca ele almıştık; meraklı okurlarımız o yazıya göz atabilirler.

Bu hummalı çalışmalar sayesinde yapılan keşifler, bazı ilginç gerçekleri de ortaya çıkarmıştır. Bazı türlerin, bir vücutsal bütünlük olarak, eş zamanlı bir biçimde, tüm özelliklerinin aynı anda değişimiyle evrimleşmediği, bazı parçalarının farklı zamanlarda evrimleşerek, farklı nitelikler kazandığı anlaşılmıştır. İşte bu şekilde, türlerin farklı vücut parçalarının ya da görevlerinin, farklı hızlarda ve zaman dilimlerinde, her birinin ayrı ayrı, binlerce nesilde evrimleşmesine mozaik evrim veya modüler evrim adı verilir. Bu şekilde evrimleşen türlere ise mozaik türler veya modüler türler denir.

82
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Arsel Berkat Acar
Yazar 22 Ekim 2018 45 dk.

Komplo teorilerinden söz ettiğimiz zaman aklımıza ilk gelenlerin arasında oldukça kapsamlı olan Apollo Görevleri (diğer adıyla Ay Görevleri) olmaktadır. Komplo teorisyenleri bu konuyu tartışırken sık sık FOX kanalında yayınlanan Conspiracy Theory: Did We Land on the Moon? (2001) programına değinmektedirler.

Ay Görevlerini ele alırken sadece Apollo 11 görevinden bahsetmek bir hata olurdu. İçeriğinde siyaset ve genel olarak uzay programlarının tümü de bulunmaktadır, bu sebeple burada bunlara da yer verdik. Ancak şundan da eminiz ki, bütün bu yanıtların sonunda hala “Ben gittiklerine inanmıyorum” diyenler görülebilecektir, çünkü bazı insanlarda işin içinde ABD söz konusu olunca mutlaka bir hile vardır düşüncesi hakimdir.

112
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Apı Abuse Test
Apı Abuse Test
2,436 UP
4 gün önce
merhaba
653
0 Yorum
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Evrim Ağacı'ndan Mesaj

Evrim Ağacı üyeliği tamamen ücretsiz ve sitemizi çok daha etkili, interaktif ve keyifli bir şekilde kullanmanızı sağlayacak. Üye değilseniz, birkaç saniyede üyelik oluşturabilirsiniz! Üyeyseniz de giriş yapmanızı tavsiye ederiz.

Arda Ateş
Arda Ateş
213K UP
Yazar 12 Mart 2021 15 dk.

Kenevir bitkisinde (Cannabis sativa veya Cannabis indica) bulunan 489 bileşiğin 70’i kannabinoid denilen psikoaktif bileşiklerdir. Bu kannabinoidlerden en etkili ve en yoğun miktarda bulunanları delta 9-tetrahidrokanabional (THC) ve kanabidiyol (CBD) isimli iki moleküldür.[1] THC'nin anksiyete yaratıcı etkileri olduğu bilinirken, CBD anksiyete giderici etki göstermektedir.[2] Kannabinoidlerin etkisini inceleyen çoğu çalışmada sentetik kannabinoidler veya kenevirin temel etken maddesi sayıldığı için THC kullanılmaktadır. Bu, çalışmaların bulgularını kenevir tüketicilerinin günlük kullanımına uyarlarken bu da göz önünde bulundurulması gereken bir faktördür.

Kannabinoidler vücudumuzun içsel kannabinoid sinyal sisteminin parçaları olan ve çoğunlukla nöronların hücre zarlarında bulunan CB1 reseptörlerine bağlanarak etkilerini gösterirler (CB2 reseptörlerine de bağlanırlar; fakat bunlar daha çok bağışıklık sisteminde bulunduğu için, konumuzla alakasızdır). Bu reseptörler normalde n-arakidonoil-etanolamin (anandamid) ve 2-arakidonoil-gliserol gibi endokannabinoidler tarafından etkinleştirilir. THC de bu moleküllerle yakın bir kimyasal yapıya sahip olduğu için, benzer şekilde CB1 reseptörlerine bağlanarak hücre içindeki bazı kimyasal reaksiyonları tetikler. Bu reaksiyonlar sonucunda GABAerjik internöronlarda (ve az da olsa glutamaterjik nöronlarda) bazı nörotransmitterlerin salınımı inhibe eder.[1][3] Buna bağlı olarak, kenevir tüketimiyle ilişkilendirilen etkiler ortaya çıkar.

102
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Evrim Ağacı'ndan Mesaj

Bilim ve bilimseverler sıkıcı değildir! Evrim Ağacı Etkinlik Platformu'nu kullanarak bulunduğun şehirde veya internet üzerinde toplantılar, etkinlikler, buluşmalar düzenleyebilir, diğerlerinin düzenlediği etkinliklere katılabilirsin. Ayrıca eğer bilimle ilgili bir iş, staj, burs veya eğitim arıyorsan veya bu pozisyonları dolduracak bilimseverler, bilim insanları ve öğrenciler arıyorsan, Evrim Ağacı İlan Platformu'nu kullanarak Türkiye'deki ve Dünya'nın her yanındaki bilimseverlerin oluşturduğu ağa katılabilir, bu ağa güç katabilirsin!

Evrim Ağacı'na Destek Ol
Discord
Yusuf İğın
Yazar 30 Ağustos 2020 17 dk.

Evren... Kafanızı bulutsuz bir gece vakti kaldırdığınızda gördüğünüz binlerce irili ufaklı noktanın bir galaksi mi, bir yıldız mı, bir gezegen mi ve hatta belki de birkaç saniyeliğine tebessüm etmenizi ve bir dilek tutmanızı sağlayacak, atmosfere yeni girmiş ve tutuşmaya başlamış olan bir meteor mu olduğunu düşündüğünüz süre zarfı içinde bile milyonlarca yıldızın doğup milyonlarca yıldızın bir süpernova ile patladığı uçsuz bucaksız evren... Belki de insanlığın ömrü boyunca yalnızca hayal gücüyle sınırını aşabileceği evrenin de tıpkı biz canlılar gibi doğduktan belli bir süre sonra şu anki hâlinden eser kalmayacağı gerçeği üzerine düşünmek oldukça garip. Yani Evren de bir gün "ölecek". Evrenin ölümü senaryoları hakkında konuşmadan önce, evrenin nasıl var olduğu konusunda en çok kabul gören teoriden bahsedelim.

Evren yaklaşık 13,8 milyar yıl önce Büyük Patlama (İng: Big Bang) kozmolojik modeline göre, aşırı yoğun ve sıcak bir noktadan var oldu. Türümüzün var olduğundan beri keşfettiği ve gelecekte keşfedebileceği her şey, 13,8 milyar yıl önce toz zerresi kadar küçük bir noktada hapsolmuştu. Dolayısıyla bu patlama, Evren'in bir noktasında yaşanmadı; henüz ortada "bir noktasında patlama yaşanabilecek" bir evren bile yoktu! Evren'in bütünü, ufacık bir noktadan ibaretti! Dolayısıyla Büyük Patlama'yı hayal ederken, alevlerin etrafa saçıldığı bir patlama sahnesi düşünmemeliyiz. "Patlama"dan kasıt yalnızca, muazzam bir hızla "mekan" dediğimiz 3 boyutlu uzayın ve buna bağlı olarak oluşan "zaman"ın, yani uzay-zamanın oluşması ve hızla genişlemesidir. Bu, bir merkezden etrafa saçılan patlama gibi olduğu için, böyle bir isim almıştır. Halbuki ortada ne alevler vardır ne de gerçek anlamıyla bir "patlama"...

120
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Nevzat Keskin
Seslendiren 6 gün önce 9:06
Şişe burunlu yunuslar, yüksek zekaları nedeniyle karmaşık numaraları öğrenebilen ilginç deniz memelileridir. Bu kıvrak canlılar doğada saatte 30 kilometreye...
25
Alper Kaan Selçukoğlu
Yazar 3 gün önce 32 dk.

Büyük Bizon Katliamı, 19. yüzyılın ikinci yarısında Kuzey Amerika'da milyonlarca Amerikan bizonunun sistematik olarak yok edilmesi sürecidir. Bu katliam yalnızca avcılığın kontrolsüz yayılmasından değil aynı zamanda Amerikan hükümetinin ve ordusunun bilinçli politikalarından kaynaklanmıştır. Bu süreç, günümüzde literatürde Büyük Bizon Katliamı (Ing: Great American Buffalo Slaughter) olarak tanımlanmakta ve hem ekolojik tarih hem de sömürgecilik çalışmaları açısından kritik bir dönüm noktası olarak değerlendirilmektedir.

Amerikan federal hükümeti ve askeri otoriteler, yerli halkların başlıca geçim ve kültürel yaşam kaynağı olan bizonları hedef alarak direniş gücünü kırmayı ve rezervasyon sistemine geçişi hızlandırmayı amaçlamıştır. Özellikle demiryollarının batıya doğru genişlemesiyle birlikte, endüstriyel düzeye ulaşan avcılık faaliyetleri bizon nüfusunda çok ciddi bir düşüşe neden olmuş; türün tahmini 30 ila 60 milyon arasında olan birey sayısı 19. yüzyılın sonuna gelindiğinde 1.000’in altına kadar gerilemiştir. Bu durum Kızılderili kabilelerin ekonomik bağımsızlıklarını yitirmelerine ve zorla yerinden edilmelerine zemin hazırlamıştır.

35
1
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Babür Erdem
Babür Erdem
218K UP
Etkinliği Ekleyen 2 hafta önce AnkaraÜcretsiz4 Temmuz
Biyohibrit Sürü Sistemleri Yaz Okulu (İngilizce)
04 Temmuz 2025 09:00 tarihinden 06 Temmuz 2025 18:00 tarihine kadar.

Biohybrid Swarm Systems Summer School will bring together experts and students to delve into the fascinating intersection of biology, robotics, and computer sciences.

This summer school aims to advance research at the intersection of robotics, artificial intelligence, and biological systems by exploring how biohybrid swarms—where robots and living organisms interact—can be leveraged for collective intelligence. Participants will gain hands-on experience in swarm robotics, bioinspired algorithms, and real-world applications, contributing to the development of innovative methodologies for studying complex adaptive systems.

Objectives

  • Provide a foundational understanding of biohybrid swarm intelligence.
  • Explore the latest advancements in swarm robotics and bioinspired systems.
  • To facilitate communication between students, researchers and experts in the fields of artificial intelligence, robotics and biology.
  • Develop hands-on experience with biohybrid swarm experiments and simulations.
  • Investigate real-world applications of biohybrid swarms.
Devamını Göster
11
1 Yorum
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Tüm Reklamları Kapat
İnceleme
Bora Ergen
Bora Ergen
51K UP
İnceleyen8 19 saat önce
Kendini çok değerli videolar çekiyor ve bunla kalmayıp Türkiye'ye Türkçe eser, çeviri gibi konularda katkılarda bulunuyor kendisi bilim alanında çok değerli bir insan olmasına rağmen benim açımdan tek üzücü yanı bazı Anayasaya uygun olmayan kurum(kuruluşları) genel desteklemesi.
Youtube Kanalı
9.5/10
(777 Kişi)
Puan Ver
@BarisOzcan
İnceleme Yaz
Sonra İzleyeceklerime Ekle
0
0 Yorum
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Evrim Ağacı'ndan Mesaj

Evrim Ağacı'nı sosyal medya hesaplarından takip etmeyi unutmayın! Yeni paylaşımlarımızı görmek için bizi aşağıdaki sosyal medya hesaplarımızdan takip edebilirsiniz.

Atbaşı ve Avcı Bulutsuları

Karanlık Atbaşı bulutsusu ve parıldayan Avcı Bulutsusu, birbiriyle çelişen kozmik manzaralardır. Gece gökyüzünün en tanınmış takımyıldızlarında, 1500 ışıkyılı uzakta, nefes kesici mozaiğin zıt köşelerinde sürüklenmektedirler. Aşina olduğumuz Atbaşı bulutsusu, sol alttaki uzun kırmızı parıltının yanında küçük bir kara bulut silüeti olarak görünür. Alnitak, Avcı’nın kemerinde en doğuda bulunan yıldızdır ve Atbaşı’nın solundaki en parlak yıldız olarak karşımıza çıkmaktadır. Alnitak’ın altında, parlak emisyon bulutları ve dramatik karanlık toz şeritleriyle Alev bulutsusu görülebilir. Muhteşem salınım bölgesi olan Avcı Bulutsusu (diğer adıyla M42), sağ üstte yer almaktadır. Hemen solunda ise, Koşan Adam olarak da adlandırılan, dikkat çekici bir yansıma bulutsusu bulunmaktadır Parlayan hidrojen gazının yayılmış dalları, bölge genelinde kolayca izlenebilir.

9 Mayıs 2021 Günün Astronomi Fotoğrafı (NASA APOD)

📸 Kaynaklar ve Katkıda Bulunanlar:
Görsel Kaynağı ve Telif Hakkı: Roberto Colombari & Federico Pelliccia
Çeviren: Ege Can Karanfil
Çeviri Editörü: Eda Alparslan

🔗 Tüm APOD içeriklerini görmek için:
https://evrimagaci.org/apod
Daha Fazla İçerik Göster

Bize Ulaşın

ve seni takip ediyor

Göster

Şifremi unuttum Üyelik Aktivasyonu

Göster

Şifrenizi mi unuttunuz? Lütfen e-posta adresinizi giriniz. E-posta adresinize şifrenizi sıfırlamak için bir bağlantı gönderilecektir.

Geri dön

Eğer aktivasyon kodunu almadıysanız lütfen e-posta adresinizi giriniz. Üyeliğinizi aktive etmek için e-posta adresinize bir bağlantı gönderilecektir.

Geri dön

Close