Bilim, genel olarak "5N1K soruları"na cevap verir: Ne, neden, nasıl, ne zaman, nerede ve kim. Düşünecek olursanız bilim bunların her biriyle uğraşıyor ve hepsine de rakipsiz bir başarıyla cevap verebiliyor.
Bilimin sadece "ne" sorusuyla ilgilendiğini iddia edenler, bilimi bilim insanlarından değil, sağdan soldan duyduklarıyla öğrenen, bilgisiz bir kesim. Bir ara "Bilim 'Ne?' ile ilgilenir, 'Neden?' sorusunun cevabını felsefe arar." tarzı dandik bir inanç vardı. O zaman felsefecilere sormak lazım, cisimler neden Dünya'nın merkezine doğru hareket eder? Canlı popülasyonları neden nesiller içinde değişir? Neden yıldızlar parlar? Depremler neden olur? İnsanlar neden duyguları deneyimler? Bunların hepsi bilimin soruları, başka bir alanın değil. Aşağıda 3 örnekle bunun üzerinden tekrar geçeceğim.
İnsanların bilimden ziyade din veya felsefeye yüklediği "Neden?" soruları, genelde "Neden doğa yasaları bu şekilde de başka şekilde değil?" ya da "Neden doğa yasaları var?" gibi, henüz bilimin alanı olmayan alanlardaki "neden" soruları. Veya "Neden kanaryalar şu şekilde ötmüyor da bu şekilde ötüyor (veya kanarya dişileri şu şekilde öten kuşları değil de bu şekilde öten kuşları tercih ediyorlar)?" gibi, anlamlı bir cevabı bulunmayan "alternatif evren" soruları... Ama bunların felsefenin sınırlarında kalmasının nedeni, sadece felsefenin/dinin "Neden?" sorularına cevap aramasından değil, henüz bu soruları test edilebilir ve yanlışlanabilir hipotezlerle izah edebilecek noktada olmadığımızdan kaynaklanıyor. Yani bundan 400 yıl önce "Neden insan var?" sorusunun cevabı felsefenin alanındaydı; ama artık neredeyse tamamen biyolojinin alanında - ve hatta kesin olarak cevaplanmış bir soru. Ha "Olmasaydı olmaz mıydı?" gibi alternatif evrenler düşlemek istiyorsanız, felsefenin alanına kayıyor olabilirsiniz elbette. Ama yine, bunun nedeni bunları bilimin cevaplayamayacak olması değil, şu anda bilimin bu alanları kendi metoduyla çözebilecek kadar bilgi birikimine sahip olmamamızdan kaynaklanıyor.
Ve dürüst olalım, bu sorulara diğer alanlarda da ikna edici cevaplar bulunmuyor. Ama alternatifler üzerine kafa yormak keyifli tabii ki.
Bu konuda zaten kapsamlı bir yazı yazmıştım; ama bilimin cevap verdiği sorulara o yazıda da verdiğim 3 örnek vereyim. Önce iklim değişimini ele alalım:
- Ne oluyor? Dünya'nın ortalama sıcaklığı artıyor (iklim değişiyor).
- İklim değişimi neden yaşanıyor? İnsanların yer altındaki karbon kaynaklı fosil yakıtları çıkarıp atmosfere vermesi nedeniyle.
- İklim değişimi nasıl yaşanıyor? Fazladan karbondioksitin atmosferde ısıyı hapsetmesi ve gezegen sıcaklığını arttırması yoluyla.
Bu konuda daha fazla bilgiyi buradaki yazımızdan ve buradaki kitabımızdan alabilirsiniz.
Şimdi kütleçekimine bakalım:
- Ne oluyor? Bırakılan cisimler daha büyük kütleli cisimlere doğru hareket ediyor ("düşüyor").
- Cisimler neden düşüyor? Büyük kütleli cisimler etraflarındaki uzay-zamanı büktüğü için.
- Cisimler nasıl düşüyor? Küçük cisimlerin, bükülmüş uzay-zamanda yörünge hareketi yapmaya çalışması sırasında, yörünge eğikliklerinin civardaki büyük cismin gövdesiyle çakışıyor olması yoluyla.
Bu konuda daha fazla bilgiyi buradaki yazımızdan ve buradaki yazımızdan alabilirsiniz.
Son olarak, evrime bakalım:
- Ne oluyor? Canlı popülasyonları her nesilde değişiyor (evrimleşiyor).
- Canlılar neden evrimleşiyor? Popülasyon içindeki çeşitliliğin değişen çevre şartları altında her bireyde eşit aynı uyum başarısını sağlamadığı için.
- Canlılar nasıl evrimleşiyor? Bulunduğu ortama daha uyumlu olan bireyler daha kolay hayatta kalıp, daha çok ürediği için, bu bireylerin kendi "uyumlu" genlerini bir sonraki nesile daha çok aktarması yoluyla.
Bu konuda daha fazla bilgiyi buradaki yazımızdan ve buradaki kitabımızdan alabilirsiniz.