Keşfedin, Öğrenin ve Paylaşın
Evrim Ağacı'nda Aradığın Her Şeye Ulaşabilirsin!
Paylaşım Yap
Tüm Reklamları Kapat

Kütleçekimi ve Etkisi: Bovling Topu Mu Hızlı Düşer, Tüy Mü?

10 dakika
66,098
Kütleçekimi ve Etkisi: Bovling Topu Mu Hızlı Düşer, Tüy Mü? YouTube
Evrim Ağacı Akademi: Genel Görelilik Teorisi & Kütleçekim Fiziği Yazı Dizisi

Bu yazı, Genel Görelilik Teorisi & Kütleçekim Fiziği yazı dizisinin 3 . yazısıdır. Bu yazı dizisini okumaya, serinin 1. yazısı olan " Kütleçekimiyle İlgili (Muhtemelen) Bilmediğiniz 20 Gerçek!" başlıklı makalemizden başlamanızı öneririz.

Yazı dizisi içindeki ilerleyişinizi kaydetmek için veya kayıt olun.

EA Akademi Hakkında Bilgi Al
Tüm Reklamları Kapat

Bir bovling topu ve bir tüy, aynı yükseklikten aynı anda bırakılırsa, hangisi önce düşer? Bu, Galileo Galilei'nin aklını kurcalayan bir soruydu. Tabii ki o, bovling topu olarak düşünmedi; ancak mantığı aynıydı: Farklı kütleli cisimlerden daha büyük kütleli olan daha hızlı mı düşer? Daha önce mi düşer? "Düşme" hareketinin doğası nedir?

Normalde, sağduyulu bir şekilde düşünecek olursak, bunlardan bovling topunun daha önce düşmesi gerektiğini hissederiz. Gerçekten de, eğer ortamda hava varsa, yani bir binanın tepesinden bu iki cismi aynı anda yere bırakacak olursanız, bovling topu tüye göre kat kat önce düşecektir.

Ancak eğer ortamda hava yoksa, yani aynı deneyi vakum ortamında yapacak olursanız, sıra dışı bir şey yaşanır: İki cisim, aynı anda yere düşer! Bunu kendi gözlerinizle görmek için, Brian Cox'un aşağıdaki videosunu Türkçe altyazılı olarak izleyebilirsiniz:

Tüm Reklamları Kapat

Vakum Ortamında Serbest Düşme. Brian Cox'un bu deneyi, ekibimizden Mehmet Demiryay ve Ayşegül Şenyiğit tarafından altyazılandırılmıştır. Videoyu beğendiyseniz, video kaynağı kısmındaki bağlantıya tıklayarak orijinalini izlemeyi ve oradan da beğenmeyi unutmayınız.
BBC

Gerçekten de, vakum ortamında yere bıraktığınız cisimler, kütlelerinden tamamen bağımsız olarak her zaman aynı anda yere düşerler!

Ancak yukarıdaki videonun uzunluğu, konunun ilginç detaylarını anlatmaya yetmiyor ve bazı konuları açıkta bırakıyor. Bu nedenle, gelin neler olduğuna ve sağduyularımıza aykırı bu ilginç sonucun nedenlerine bir bakış atalım.

Sağduyularımız Newton'u Aldattığı Gibi, Bizi de Aldatıyor!

İnsanlar olarak etrafımızı, kendi algılarımız ve duyularımız çerçevesinde analiz etmeye meyilliyiz. Dolayısıyla süreçlerin belli şekillerde yaşanıyor gibi gözükmesi, onların açıklamasının bizim algıladığımız şeyle birebir aynı olması gerektiğine dair bir yanılgıya sahibiz. Bu hatadan kurtulmak çok önemli.

Etrafımıza baktığımızda, büyük kütleli cisimlerin yere daha hızlı düştüklerini düşünürüz. Bu, gerçekten de çoğu zaman böyledir; çünkü gözlemlerimizi çoğu zaman içinde hava bulunan, dolayısıyla hava sürtünmesi bulunan ortamlarda yapmaktayız. Bu da, fiziksel süreçlerin gerçek ve çıplak doğasını görmemize engel olabiliyor. Çünkü hava sürtünmesi de sıradan bir fiziksel kuvvet olsa da, etkisini ilk etapta fark edemediğimiz için, aslen varlığından haberdar olduğumuz kütleçekiminin doğasına yönelik algılarımız gerçekten sapmış oluyor. Eğer hava sürtünmesini de gündelik olarak rahatlıkla deneyimleyebilseydik, kütleçekimi üzerindeki etkisini daha iyi ayırt edebilir ve kütleçekiminin doğasını daha iyi anlayabilirdik.

Tüm Reklamları Kapat

Havanın olduğu ortamlarda serbest bırakılan cisimler üzerine 3 kuvvet etki eder:

  1. Hava Direnci: Bu kuvvet, havanın içinde hareket eden cisimlerin, hava sürtünmesi nedeniyle deneyimlediği kuvvettir. Yere doğru hareket eden cisimler üzerine bu kuvvet, yerin aksi yönde etki eder. Bu kuvvetin etkileriyle ilgili bir yazımızı buradan okuyabilirsiniz.
  2. Kaldırma Kuvveti: Tıpkı suyun içinde yüzerken olduğu gibi, havanın da bir kaldırma kuvveti vardır. Ancak bu kuvvet öylesine küçüktür ki, çoğu durumda görmezden gelinebilir.
  3. Kütleçekimi: Cisimlerin birbirlerine doğru hareket etmeye meyilli olmasına neden olan kuvvettir. Ancak buradaki yazımızda da anlattığımız gibi, kütleçekimi Newton'a göre bir kuvvet iken, Einstein'a göre sadece hayali bir kuvvettir. Her halükarda bu etki, çoğu cisim için yukarıdaki her iki kuvvetten de daha kuvvetlidir.

Newton'un Kütleçekim Teorisi

Isaac Newton, kütleçekim ile ilgili teorisini geliştirirken, sadece etrafında görebildiği cisimlerin hareketlerine ve davranışlarına odaklanmıştır. Çünkü o zamanlarda teleskoplar halen yeterince yaygın ve yeterince kuvvetli değildi; daha yeni yeni icat edilen bir teknoloji idi. Newton, etrafındaki cisimlerin hareketlerine odaklanarak, bu hareketlerin neden ve nasıl bu şekilde gerçekleştirdiğine yönelik bir teori geliştirdi.

Bu teori, gerçekten de oldukça işlevseldir ve günümüzde halen yaygın olarak kullanılmaktadır. Örneğin uçaklar, arabalar, telefonlar ve diğer elektronik cihazlar, binalar, köprüler ve aklınıza gelebilecek pek çok diğer cisim Newton'un bu teorisi kullanılarak inşa edilebilmektedir.

Fakat her teori gibi, Newton'un Kütleçekim Teorisi de belirli sınırlara sahiptir. Örneğin cisimlerin kütleleri, günlük yaşantımızda görmeye alışık olduğumuz boyutta; hızları da yine günlük yaşantımızda görmeye alıştığımız düzeyde ise Newton'un Kütleçekim Teorisi sorunsuz bir şekilde çalışmaktadır. Örneğin bir elma, bir tren, bir araba, bir uçak için bu teori son derece basit bir şekilde, net cevaplar verebilmektedir. Burada "net cevap"tan kastımız, bu cisimlerin dinamik kuvvetler altında nasıl davranacağını, ne hızda hareket edeceğini, belli zaman dilimlerinde hangi konumda bulunacağını net bir şekilde tespit etmemizi sağlamasıdır.

Evrim Ağacı'ndan Mesaj

Aslında maddi destek istememizin nedeni çok basit: Çünkü Evrim Ağacı, bizim tek mesleğimiz, tek gelir kaynağımız. Birçoklarının aksine bizler, sosyal medyada gördüğünüz makale ve videolarımızı hobi olarak, mesleğimizden arta kalan zamanlarda yapmıyoruz. Dolayısıyla bu işi sürdürebilmek için gelir elde etmemiz gerekiyor.

Bunda elbette ki hiçbir sakınca yok; kimin, ne şartlar altında yayın yapmayı seçtiği büyük oranda bir tercih meselesi. Ne var ki biz, eğer ana mesleklerimizi icra edecek olursak (yani kendi mesleğimiz doğrultusunda bir iş sahibi olursak) Evrim Ağacı'na zaman ayıramayacağımızı, ayakta tutamayacağımızı biliyoruz. Çünkü az sonra detaylarını vereceğimiz üzere, Evrim Ağacı sosyal medyada denk geldiğiniz makale ve videolardan çok daha büyük, kapsamlı ve aşırı zaman alan bir bilim platformu projesi. Bu nedenle bizler, meslek olarak Evrim Ağacı'nı seçtik.

Eğer hem Evrim Ağacı'ndan hayatımızı idame ettirecek, mesleklerimizi bırakmayı en azından kısmen meşrulaştıracak ve mantıklı kılacak kadar bir gelir kaynağı elde edemezsek, mecburen Evrim Ağacı'nı bırakıp, kendi mesleklerimize döneceğiz. Ama bunu istemiyoruz ve bu nedenle didiniyoruz.

Ancak eğer ki incelediğimiz cisimler, yıldızlar veya galaksiler gibi devasa kütleli cisimlerse veya ışık hızına yakın hızlarda hareket eden cisimlerin davranışlarını incelemek isteyecek olursanız, Newton'un Kütleçekim Teorisi'nin hata payı kabul edilemez düzeye ulaşmaktadır. Bu tür hareketler söz konusu olduğunda, Einstein'ın Görelilik Teorisi'ni kullanmamız gerekmektedir. Bu konulardaki birkaç yazımızı buradan veya buradan okuyabilirsiniz.

Albert Einstein, Newton'un zamanından kendi zamanına kadar geçen sürede keşfedilen bulguları da işin içine katarak, kütleçekiminin (ve hatta Evren'in) doğasına yönelik olarak, Newton'un yapabildiğinden çok daha kapsamlı bir açıklama (teori) geliştirmeyi başarmıştır. Bu teori, Newton'un sağduyularının söylediği iki temel "gerçeği" yanlışlamaktadır:

  1. Işık hızı sabit değildir ve değişkendir.
  2. Uzay ve zaman birbirinden ayrı olgulardır.

Einstein'ın teorisinde ışık hızı mutlak sabittir ve asla değişmez. Uzay ve zaman ise birbirinden bağımsız değildir; aynı dokunun farklı kısımlarından ibarettir ve ayrılamaz biçimde birbirlerine bağlıdırlar.

Bu durum, Evren'in doğasına yönelik algılarımızı kökünden değiştirmektedir. Örneğin, Newton'un Kütleçekim Teorisi'ndeki "kütleçekim" adı verilen kuvvet, sanki cisimler arasında bir ip varmış da, bu ip hattı boyunca cisimler birbirlerini doğrusal bir şekilde çekiyorlarmış gibi bir algı yaratmaktadır. Buna bağlı olarak da Evren'i bu şekilde yorumlamaktayız.

Bu mantıklıdır; çünkü Newton'un sağduyuları, hareketin doğrusal olmasından ötürü kuvvetin de doğrusal olarak etki etmesi gerektiğini varsaymıştır. Hatta düşen bir elmaya bakarak bu teoriyi geliştirdiğine yönelik anlatımlar da, bu algının bir uzantısıdır. Fakat bu düşünce hatalıdır. Yani nasıl ki bovling topu ve tüy örneğinde sağduyularımız bizi yanıltmaktadır; Newton da, bizden çok öteye geçmiş bir fizik algısına sahip olsa da, bu son derece temel konuda sağduyularının söyledikleri nedeniyle yanılmıştır.

Eğer Evren'i Newton'un anladığı şekliyle izah ediyor olsaydık, bizden çok ama çok uzakta olan yıldızlara yönelik gözlemlerimizin önemli bir bölümünü bugün izah etmemiz imkansız olurdu. Örneğin, bizimle arasında Güneş gibi bir diğer yıldız bulunan daha uzak yıldızlardan gelen ışığın, Dünya'daki teleskoplara nasıl ulaştığını izah edemezdik. Fakat Einstein'ın teorisi sayesinde biliyoruz ki, kütleçekimi aslında doğrusal bir kuvvet değildir; uzay-zaman düzleminin büyük kütleli cisimlerce bükülmesi sonucunda diğer cisimlerin deneyimlediği bir rota değişimidir.

Tüm Reklamları Kapat

İşte Brian Cox'un videoda bahsettiği ilk önemli nokta da bu: Kütleçekimi, bir hat boyunca etki eden bir kuvvet değildir; uzay-zaman düzleminin bükülmesinin bir sonucudur. Ortada doğrudan bir "kuvvet" olmadığı için, Einstein bu kuvveti "hayali" olarak isimlendirmiştir. Bu konuda daha fazla bilgiyi buradan alabilirsiniz.

Bir Topu Fırlatarak Yörüngeye Oturtmak

Diyelim ki elinizde bir top var ve bu topu giderek artan hızlarda ufuk çizgisine doğru fırlatıyorsunuz. Ne görmeyi beklersiniz? Top, daha düşük hızlarda fırlattığınızda önünüze düşecektir. Fakat daha yüksek hızlarla fırlattığınızda, her seferinde biraz daha uzağa düşecektir. Düşüş hareketi ise her zaman eğik bir rota izleyecektir.

Şimdi diyelim ki süpergüçlere sahipsiniz ve bu topu aşırı uzağa fırlatmanız mümkün. Önünüzde de çarpacağı hiçbir engel olmadığını varsayalım. Topu belli bir hızda fırlattığınızda, bu öylesine yüksek bir hız olacaktır ki top, ufuk çizgisine kadar ulaşabilecektir. Yine eğik bir rotayı takip ederek yere düşecektir.

Tüm Reklamları Kapat

Ancak bir sorun var: Dünya, küreseldir. Yani ufuk çizgisine doğru fırlattığınız top, yine eğik bir rota izleyerek yere düşmeye çalışır; ancak Dünya da küresel olduğu için topun düşmeye çalıştığı yönde kıvrılır. Bu durumda, belli bir noktada topu öyle bir fırlatabilirsiniz ki, top artık yere düşüp duramaz. Tam tersine, sürekli düşmeye çalışır; ancak topun düşme hızı, Dünya'nın kıvrılma miktarına eşit olur. Böylece "Top, yörüngeye oturdu." deriz. Buna fizikte yörünge hareketi adı verilir.

Bu kısa videoda turuncu iri yuvarlak Dünya'yı, yeşil ufak yuvarlaklar ise yörüngeye oturtulmaya çalışılan ve her seferinde daha güçlü bir şekilde fırlatılan cisimlere karşılık gelmektedir.

İşte gezegenimiz etrafındaki uyduların yaptığı aslında budur! Uydular, çizgisel kütleçekim kuvvetini yenmezler. Tam tersine, Dünya'nın uzay-zaman düzlemini bükme miktarına bağlı olarak, durmaksızın düşerler! Dünya'mızın yörüngesine oturabilmek için hızınız saatte yaklaşık 400.000 kilometre olmalıdır.

Büyük kütleli cisimler etrafında yörüngeye oturan diğer cisimlerin başına gelen de işte budur: Daha büyük olan cismin uzay-zaman düzlemini bükme miktarı, bu ufak cisimlerin o bükülmeden kurtulamamalarına neden olur. Böylece aslında hep "ileri" gidiyor olsalar da, uzay-zaman dokusu bükülmüş olduğu için daireler veya elipsler çizerek büyük cismin etrafında dönerler.

Bu gerçeğin sonuçlarından bir diğeri, kütleçekiminin anlık bir etkiye sahip olmadığıdır. Nasıl ki gergin bir çarşafın üzerine bırakılan bir kütleyi birden kaldırdığınızda, çarşaf anında eski haline dönmek yerine (ağır çekimde izleyecek olursanız) kademeli bir şekilde, topun bulunduğu merkezden dış kısımlara doğru yayılan bir hatta eski haline dönüp, bir süre nötral hattı boyunca dalgalanacaksa; uzay-zaman düzleminde de büyük kütleli cisimler birdenbire yok olsalardı, onların yörüngesindeki cisimler bunu anında hissetmezlerdi. Örneğin Güneş birdenbire yok olacak olsaydı, Dünya'nın bunu hissetmesi 8 dakika 20 saniye alırdı; çünkü kütleçekiminin etkisinin anlık değil, ışık hızıyla sınırlı olduğunu bilmekteyiz.

Tüm Reklamları Kapat

Agora Bilim Pazarı
Gerçekten Bilmeniz Gereken 50 Psikoloji Fikri

TÜM DÜNYADA BİR MİLYONDAN FAZLA SATAN SERİDEN

Hemen herkesin sizin psikolojiniz üzerine sizden çok kafa yorduğu bir zamanda yaşıyoruz. Şampuanınızın üstündeki yazı karakterinden ofis duvarlarının rengine; sevgili seçiminizden kime oy verdiğinize; tükettiklerinizden bağımlılıklarınıza hemen her şey psikolojik araştırmaların konusu ve bunların etkisi altında şekilleniyor. Psikoloji bilimi, hakkınızda o meşhur “beni anlamadılar!” serzenişiyle kestirip atamayacağınız kadar fazlasını biliyor; insana başka türlü bakmanızı sağlayacak kadar fazlasını.
Gerçekten Bilmeniz Gereken 50 Psikoloji Fikri, anlatım dilinden tasarımına kadar kolay anlaşılır olmayı hedeflemiş, şahane bir psikolojiye giriş kitabı. Duygu, düşünce ve davranışlarımızın kökenine dair biliminsanlarının yaptığı keşifleri, sonuçlarına inanmakta zorluk çekeceğimiz deneyleri ve “neden itaat ederiz?” gibi mühim soruların cevaplarını (s.97, lütfen hemen şimdi bir göz atın) paylaşıyor. İnsanı –öncelikle de kendini– tanımak isteyen herkes için güzel bir rehber.

Devamını Göster
₺229.00
Gerçekten Bilmeniz Gereken 50 Psikoloji Fikri
  • Dış Sitelerde Paylaş

Kütleçekimini Hissetmek: Arka Planın Görülememesi Ne Demek?

Cisimlerin hareketlerini her zaman günlük deneyimlerimize göre açıklamaya çalıştığımızı söylemiştik. Peki bu deneyimlerin objektif olduğundan nasıl emin olabiliriz?

Örneğin bir cismin yere düştüğünü, halihazırda kendisi yerde bulunan canlılar olarak gözlüyoruz. Eğer biz de yerde olmasaydık ve mesela o cisimle birlikte biz de düşüyor olsaydık, o cismin düştüğünü nasıl anlayacaktık? Görünen o ki, cisimlerin hareketlerine yönelik açıklamalarımız, kendi referans düzlemimizin durumuyla ilişkilidir. Eğer bir binadan atlayıp, bir elmayla birlikte yere düşüyor olsaydınız (ve hava sürtünmesi gibi faktörler göz ardı edilseydi), o elmanın aslında düşmediğini, havada asılı kaldığını düşünürdünüz.

Uzay boşluğunda, büyük kütleli bütün cisimlerden yeterince uzak bir noktada öylece durduğunuzu hayal edin. Bulunduğunuz bölgede uzay-zaman dokusunu bozacak hiçbir kütle olmadığından, kendinizi tamamen ağırlıksız hissederdiniz; çünkü ağırlık dediğimiz şey, kütleçekiminin cisimler üzerinde yarattığı kuvvettir ve biz bunu bir his olarak algılarız.

Eğer uzay boşluğunun aynı noktasında bir jet yardımıyla saniyede 9.81 metre/saniye ile hızlanıyor (ivmeleniyor) olsaydınız, şu anda koltuğunuzda otururken veya yürürken deneyimlediğiniz hissin aynısını yaşardınız; çünkü Dünya'da öylece dururken hissettiğimiz kütleçekimi ivmesi tam da bu kadardır! İşte bu ivme, 1G değerine sahiptir.

Şimdi... Dünya'dayken bir asansör içinde olduğunuzu düşünün. Bu asansörün birden düşmeye başladığını hayal edin. Ne hissederdiniz? Ağırlıksız olduğunuzu, öyle değil mi? Dünya üzerinde olmanıza rağmen! Dolayısıyla Dünya üzerindeki serbest düşme, uzayda asılı kalma ile aynı niteliklere sahiptir. Dünya üzerinde öylece oturmak ise, uzayda 1G ile ivmelenme ile aynı niteliklere sahiptir.

Dolayısıyla kütleçekimi bağımsız bir kuvvet değildir; bir çeşit ivmedir! Bu ivmeyi bir kuvvet ile değil, uzay-zaman dokusunun bükülmesiyle açıklayabilmekteyiz.

İşte Brian Cox'un cisimlerin aslında düşmediklerini, havada öylece asılı kaldıklarını, bizim Dünya'da sabit olduğumuz için onları düşüyormuş gibi algıladığımızı söyleme nedeni tam da budur! Bovling topu (veya onun yerine siz olsaydınız, siz), Dünya üzerinde düşüyor mu, yoksa uzayda öylece asılı kalıyor mu olduğunu ayırt edemez. Çünkü aslında ikisi tamamen aynı şeydir!

Eğer videodan arka planı (yani vakum odasının duvarını) kaldırsaydık, cisimlerin düştüğünü bilmenizin hiçbir yolu olmazdı.

Bu Makaleyi Alıntıla
Okundu Olarak İşaretle
Evrim Ağacı Akademi: Genel Görelilik Teorisi & Kütleçekim Fiziği Yazı Dizisi

Bu yazı, Genel Görelilik Teorisi & Kütleçekim Fiziği yazı dizisinin 3 . yazısıdır. Bu yazı dizisini okumaya, serinin 1. yazısı olan " Kütleçekimiyle İlgili (Muhtemelen) Bilmediğiniz 20 Gerçek!" başlıklı makalemizden başlamanızı öneririz.

Yazı dizisi içindeki ilerleyişinizi kaydetmek için veya kayıt olun.

EA Akademi Hakkında Bilgi Al
124
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Paylaş
Sonra Oku
Notlarım
Yazdır / PDF Olarak Kaydet
Bize Ulaş
Yukarı Zıpla

İçeriklerimizin bilimsel gerçekleri doğru bir şekilde yansıtması için en üst düzey çabayı gösteriyoruz. Gözünüze doğru gelmeyen bir şey varsa, mümkünse güvenilir kaynaklarınızla birlikte bize ulaşın!

Bu içeriğimizle ilgili bir sorunuz mu var? Buraya tıklayarak sorabilirsiniz.

İçerikle İlgili Sorular
Soru & Cevap Platformuna Git
Bu İçerik Size Ne Hissettirdi?
  • Muhteşem! 40
  • Tebrikler! 23
  • Bilim Budur! 20
  • İnanılmaz 16
  • Mmm... Çok sapyoseksüel! 9
  • Merak Uyandırıcı! 4
  • Güldürdü 1
  • Umut Verici! 0
  • Üzücü! 0
  • Grrr... *@$# 0
  • İğrenç! 0
  • Korkutucu! 0
Kaynaklar ve İleri Okuma
  • B. Cox. Brian Cox Visits The World's Biggest Vacuum Chamber - Human Universe: Episode 4 Preview - Bbc Two. (24 Ekim 2014). Alındığı Tarih: 21 Temmuz 2019. Alındığı Yer: YouTube | Arşiv Bağlantısı
  • Teacher Vision. Why Do Some Objects Fall Faster Than Others?. (21 Temmuz 2019). Alındığı Tarih: 21 Temmuz 2019. Alındığı Yer: Teacher Vision | Arşiv Bağlantısı
  • NASA. Free Falling Objects. (21 Temmuz 2019). Alındığı Tarih: 21 Temmuz 2019. Alındığı Yer: NASA | Arşiv Bağlantısı
Tüm Reklamları Kapat

Evrim Ağacı'na her ay sadece 1 kahve ısmarlayarak destek olmak ister misiniz?

Şu iki siteden birini kullanarak şimdi destek olabilirsiniz:

kreosus.com/evrimagaci | patreon.com/evrimagaci

Çıktı Bilgisi: Bu sayfa, Evrim Ağacı yazdırma aracı kullanılarak 18/12/2024 09:45:34 tarihinde oluşturulmuştur. Evrim Ağacı'ndaki içeriklerin tamamı, birden fazla editör tarafından, durmaksızın elden geçirilmekte, güncellenmekte ve geliştirilmektedir. Dolayısıyla bu çıktının alındığı tarihten sonra yapılan güncellemeleri görmek ve bu içeriğin en güncel halini okumak için lütfen şu adrese gidiniz: https://evrimagaci.org/s/7871

İçerik Kullanım İzinleri: Evrim Ağacı'ndaki yazılı içerikler orijinallerine hiçbir şekilde dokunulmadığı müddetçe izin alınmaksızın paylaşılabilir, kopyalanabilir, yapıştırılabilir, çoğaltılabilir, basılabilir, dağıtılabilir, yayılabilir, alıntılanabilir. Ancak bu içeriklerin hiçbiri izin alınmaksızın değiştirilemez ve değiştirilmiş halleri Evrim Ağacı'na aitmiş gibi sunulamaz. Benzer şekilde, içeriklerin hiçbiri, söz konusu içeriğin açıkça belirtilmiş yazarlarından ve Evrim Ağacı'ndan başkasına aitmiş gibi sunulamaz. Bu sayfa izin alınmaksızın düzenlenemez, Evrim Ağacı logosu, yazar/editör bilgileri ve içeriğin diğer kısımları izin alınmaksızın değiştirilemez veya kaldırılamaz.

Keşfet
Akış
İçerikler
Gündem
Tercih
Ana Bulaşma Mekanizması
Ölüm
Diş
Normal Doğum
Vejetaryen
Ateş
Kuvvet
Filogenetik
Meyve
Bilgi
Ölümden Sonra Yaşam
Bebek Doğumu
Küresel
Doğa Gözlemleri
Viral Enfeksiyon
Hastalıkların Tedavisi
Demir
Kadın Sağlığı
Böcek Bilimi
Hekim
Araç
Homeostasis
Köpek
Balina
Aklımdan Geçen
Komünite Seç
Aklımdan Geçen
Fark Ettim ki...
Bugün Öğrendim ki...
İşe Yarar İpucu
Bilim Haberleri
Hikaye Fikri
Video Konu Önerisi
Başlık
Bugün Türkiye'de bilime ve bilim okuryazarlığına neler katacaksın?
Gündem
Bağlantı
Ekle
Soru Sor
Stiller
Kurallar
Komünite Kuralları
Bu komünite, aklınızdan geçen düşünceleri Evrim Ağacı ailesiyle paylaşabilmeniz içindir. Yapacağınız paylaşımlar Evrim Ağacı'nın kurallarına tabidir. Ayrıca bu komünitenin ek kurallarına da uymanız gerekmektedir.
1
Bilim kimliğinizi önceleyin.
Evrim Ağacı bir bilim platformudur. Dolayısıyla aklınızdan geçen her şeyden ziyade, bilim veya yaşamla ilgili olabilecek düşüncelerinizle ilgileniyoruz.
2
Propaganda ve baskı amaçlı kullanmayın.
Herkesin aklından her şey geçebilir; fakat bu platformun amacı, insanların belli ideolojiler için propaganda yapmaları veya başkaları üzerinde baskı kurma amacıyla geliştirilmemiştir. Paylaştığınız fikirlerin değer kattığından emin olun.
3
Gerilim yaratmayın.
Gerilim, tersleme, tahrik, taciz, alay, dedikodu, trollük, vurdumduymazlık, duyarsızlık, ırkçılık, bağnazlık, nefret söylemi, azınlıklara saldırı, fanatizm, holiganlık, sloganlar yasaktır.
4
Değer katın; hassas konulardan ve öznel yoruma açık alanlardan uzak durun.
Bu komünitenin amacı okurlara hayatla ilgili keyifli farkındalıklar yaşatabilmektir. Din, politika, spor, aktüel konular gibi anlık tepkilere neden olabilecek konulardaki tespitlerden kaçının. Ayrıca aklınızdan geçenlerin Türkiye’deki bilim komünitesine değer katması beklenmektedir.
5
Cevap hakkı doğurmayın.
Aklınızdan geçenlerin bu platformda bulunmuyor olabilecek kişilere cevap hakkı doğurmadığından emin olun.
Sosyal
Yeniler
Daha Fazla İçerik Göster
Popüler Yazılar
30 gün
90 gün
1 yıl
Evrim Ağacı'na Destek Ol

Evrim Ağacı'nın %100 okur destekli bir bilim platformu olduğunu biliyor muydunuz? Evrim Ağacı'nın maddi destekçileri arasına katılarak Türkiye'de bilimin yayılmasına güç katın.

Evrim Ağacı'nı Takip Et!
Yazı Geçmişi
Okuma Geçmişi
Notlarım
İlerleme Durumunu Güncelle
Okudum
Sonra Oku
Not Ekle
Kaldığım Yeri İşaretle
Göz Attım

Evrim Ağacı tarafından otomatik olarak takip edilen işlemleri istediğin zaman durdurabilirsin.
[Site ayalarına git...]

Filtrele
Listele
Bu yazıdaki hareketlerin
Devamını Göster
Filtrele
Listele
Tüm Okuma Geçmişin
Devamını Göster
0/10000
Bu Makaleyi Alıntıla
Evrim Ağacı Formatı
APA7
MLA9
Chicago
Ç. M. Bakırcı. Kütleçekimi ve Etkisi: Bovling Topu Mu Hızlı Düşer, Tüy Mü?. (21 Temmuz 2019). Alındığı Tarih: 18 Aralık 2024. Alındığı Yer: https://evrimagaci.org/s/7871
Bakırcı, Ç. M. (2019, July 21). Kütleçekimi ve Etkisi: Bovling Topu Mu Hızlı Düşer, Tüy Mü?. Evrim Ağacı. Retrieved December 18, 2024. from https://evrimagaci.org/s/7871
Ç. M. Bakırcı. “Kütleçekimi ve Etkisi: Bovling Topu Mu Hızlı Düşer, Tüy Mü?.” Edited by Çağrı Mert Bakırcı. Evrim Ağacı, 21 Jul. 2019, https://evrimagaci.org/s/7871.
Bakırcı, Çağrı Mert. “Kütleçekimi ve Etkisi: Bovling Topu Mu Hızlı Düşer, Tüy Mü?.” Edited by Çağrı Mert Bakırcı. Evrim Ağacı, July 21, 2019. https://evrimagaci.org/s/7871.
ve seni takip ediyor

Göster

Şifremi unuttum Üyelik Aktivasyonu

Göster

Şifrenizi mi unuttunuz? Lütfen e-posta adresinizi giriniz. E-posta adresinize şifrenizi sıfırlamak için bir bağlantı gönderilecektir.

Geri dön

Eğer aktivasyon kodunu almadıysanız lütfen e-posta adresinizi giriniz. Üyeliğinizi aktive etmek için e-posta adresinize bir bağlantı gönderilecektir.

Geri dön

Close