Keşfedin, Öğrenin ve Paylaşın
Evrim Ağacı'nda Aradığın Her Şeye Ulaşabilirsin!
Paylaşım Yap
Tüm Reklamları Kapat

Salgın Psikolojisi: Koronavirüsten Korunurken Zihinsel Sağlığınızı da Koruyun!

Koronavirüsünün Olumsuz Psikolojik Etkilerinden Nasıl Korunuruz?

8 dakika
19,910
Salgın Psikolojisi: Koronavirüsten Korunurken Zihinsel Sağlığınızı da Koruyun! Pixabay
Podcast
Funda Başak
Seslendiren 17 Mart 2020 12:30
20
Tüm Reklamları Kapat

Salgın hastalıklar, tarih boyunca insanların korkulu rüyası olmuştur. Bir ülkeden Dünya’ya yayılan çok büyük çaplı "pandemik" hastalıklar, hepimizi fiziksel yönden olumsuz etkileyebileceği gibi psikolojik sağlığımızı da tehdit ediyor. Öyle ki yaşadığımız korku yoğunluğundan günlük hayattaki davranışlarımız da değişiyor.

Elbette ki sağlığımız açısından bazı önlemler almamız gerekiyor, bunların detaylarını buradaki yazımızda anlatmıştık. Ancak bu gibi durumlarda önlemlerini gereksiz derecede yüksek veya "abartılı" seviyelere çıkarıp, kendini "psikolojik olarak karantina altına alan" insanlar da olabiliyor. Medya, hastalıktan kurtulanlar ile ölenlere eşit miktarda ağırlık vermeyip, sıklıkla ve sadece ölüm sayılarına odaklandıkça, insanların korku ve endişeleri de belirgin bir şekilde artacaktır. Bu, bir salgın sırasında hiç de istenmeyen bir durumdur. İzah edelim.

Bağışıklık Sistemi ve Stresin İlişkisi

Birçoğumuzun da bildiği gibi stres, bağışıklık sistemimizi olumsuz yönde etkiler. Kortizol hormonu, böbrek üstü bezlerde üretilen, vücudun strese gösterdiği tepkiyle ilişkili bir hormondur. Kortizol, yüksek seviyelere çıktıkça anksiyete (kaygı durumu bozukluğu), depresyon ve agresyon artar. Ayrıca insanlar, stres altındayken sağlıklı düşünemezler.

Tüm Reklamları Kapat

Vücudumuzun stresle başa çıkmak için kullandığı birçok yöntem vardır; ancak gibi aşırı korumacı insanların deneyimlediği yüksek stres durumunda bağışıklık sistemi zayıflayabilir. Hatta stres, beyin yapısına ve nöron bağlanabilirliğine hasarlar verebilir. Dahası stres, diğer hastalıkları da tetikleme potansiyeline sahiptir.

Tüm bunlar, bir salgının daha da kötü bir boyuta taşınmasına neden olabilir. Dolayısıyla kendimizi korumaya çalışırken bunu ölçülü şekilde yapmaya gayret göstermeli ve karamsar düşüncelere kapılmamaya dikkat etmeliyiz. Aksi halde ne günlük işlerimize konsantre olabilir ne de fiziksel sağlığımızı sağlamlaştırabiliriz.

Bazı insanlar ise tam tersi yönde hareket edebilir. Salgın hastalığı görmezden gelip "Nasıl olsa bir gün öleceğiz, ölüme çare yok." diye düşünerek hiç önlem almaz. Bu da salgınları felakete dönüştüren davranışların başında gelmektedir. Eğer sağlığımızı korumak istiyorsak, özellikle de salgınlar sırasında sosyal mesafelendirme ve temel hijyen önlemlerini almak zorundayız.

Kendini aşırı korumak ya da hiç korumamak (veya salgını bir kıyamet senaryosuna dönüştürmek veya önemsiz bir durum olarak görmek) iki ayrı durumdur. Yapmamız gereken ve aslında şu an elimizden gelen şey, ülkemizde bir salgın hastalık olduğunu kabul etmek, belirli bir düzeyde korkunun normal olduğunu anlamak ve virüsten korunmak için ne tür önlemler alabileceğimizi bilimsel olarak araştırmaktır.

Tüm Reklamları Kapat

Hastalık Korkusunun Temeli: Ölüm Korkusu

Tüm insanlarda ölüm korkusu vardır. Ölümün bilinmezliği, nasıl meydana geleceği, ne zaman olacağının belirsizliği insanları ölümden korkmaya iter. Bu yüzden de insanlar, günlük hayatlarında ölümden pek fazla bahsetmez.

Ne yazık ki, günümüzde bizi rahatsız eden bir konu hakkında konuşmamak, onu unutmak veya atlatmak zannediliyor. Oysa ki bizi üzen veya acı çekmemize sebep olan bir olayı bastırmak veya inkar etmek, aksi halde etki yapıyor. Bastırdığımız şey sonrasında daha güçlü ortaya çıkıyor. Ölüm konusunun bastırılması da ölüm korkusunun güçlenmesine sebebiyet verir.

Salgın ve deprem gibi olağanüstü durumlarda bastırdığımız ölüm korkusu ani bir şekilde bilince çıkıyor ve bu yüzden de kaos ortamı oluşuyor. Kendini korumaya çalışan her canlı, saldırgan ve agresif bir tutum sergilemeye başlıyor.

Yani ölümü de inkar etmek bize bir fayda sağlamayacaktır. Bunun yerine rahatsız edici düşünceleri kabul etmek ve her ne kadar zor olsa da onlarla yüzleşmek, bu gibi olaylar karşısında daha az stres salgılamamızı sağlayacaktır.

Evrim Ağacı'ndan Mesaj

Evrim Ağacı'nın çalışmalarına Kreosus, Patreon veya YouTube üzerinden maddi destekte bulunarak hem Türkiye'de bilim anlatıcılığının gelişmesine katkı sağlayabilirsiniz, hem de site ve uygulamamızı reklamsız olarak deneyimleyebilirsiniz. Reklamsız deneyim, sitemizin/uygulamamızın çeşitli kısımlarda gösterilen Google reklamlarını ve destek çağrılarını görmediğiniz, %100 reklamsız ve çok daha temiz bir site deneyimi sunmaktadır.

Kreosus

Kreosus'ta her 10₺'lik destek, 1 aylık reklamsız deneyime karşılık geliyor. Bu sayede, tek seferlik destekçilerimiz de, aylık destekçilerimiz de toplam destekleriyle doğru orantılı bir süre boyunca reklamsız deneyim elde edebiliyorlar.

Kreosus destekçilerimizin reklamsız deneyimi, destek olmaya başladıkları anda devreye girmektedir ve ek bir işleme gerek yoktur.

Patreon

Patreon destekçilerimiz, destek miktarından bağımsız olarak, Evrim Ağacı'na destek oldukları süre boyunca reklamsız deneyime erişmeyi sürdürebiliyorlar.

Patreon destekçilerimizin Patreon ile ilişkili e-posta hesapları, Evrim Ağacı'ndaki üyelik e-postaları ile birebir aynı olmalıdır. Patreon destekçilerimizin reklamsız deneyiminin devreye girmesi 24 saat alabilmektedir.

YouTube

YouTube destekçilerimizin hepsi otomatik olarak reklamsız deneyime şimdilik erişemiyorlar ve şu anda, YouTube üzerinden her destek seviyesine reklamsız deneyim ayrıcalığını sunamamaktayız. YouTube Destek Sistemi üzerinde sunulan farklı seviyelerin açıklamalarını okuyarak, hangi ayrıcalıklara erişebileceğinizi öğrenebilirsiniz.

Eğer seçtiğiniz seviye reklamsız deneyim ayrıcalığı sunuyorsa, destek olduktan sonra YouTube tarafından gösterilecek olan bağlantıdaki formu doldurarak reklamsız deneyime erişebilirsiniz. YouTube destekçilerimizin reklamsız deneyiminin devreye girmesi, formu doldurduktan sonra 24-72 saat alabilmektedir.

Diğer Platformlar

Bu 3 platform haricinde destek olan destekçilerimize ne yazık ki reklamsız deneyim ayrıcalığını sunamamaktayız. Destekleriniz sayesinde sistemlerimizi geliştirmeyi sürdürüyoruz ve umuyoruz bu ayrıcalıkları zamanla genişletebileceğiz.

Giriş yapmayı unutmayın!

Reklamsız deneyim için, maddi desteğiniz ile ilişkilendirilmiş olan Evrim Ağacı hesabınıza yapmanız gerekmektedir. Giriş yapmadığınız takdirde reklamları görmeye devam edeceksinizdir.

Yüksek Kaygı: "Hastalık Bana da Bulaşacak Mı?"

Koronavirüsle ilgili hergün yüzlerce haber çıkıyor. Ölümleri duydukça endişelenmemek pek elimizde değil. Bu durumu bilimsel olarak incelersek, tehlikeli bulduğumuz durumlarda limbik sistemimizin bizi "savaş ya da kaç" pozisyonuna aldığını görürüz. Yani yaşadığımız seviyeli endişe hiç de anormal değil.

Ayrıca salgınlar gibi endişe verici zamanlarda, durumun tam olarak ne anlama geldiğini anlamak da stres seviyesini kontrol etmenizi sağlayabilir. Örneğin koronavirüs salgınında hastalığın size de bulaşabilecek olması, bunun çok büyük ihtimalle ölüm fermanı olmadığını anlamanız halinde, çok daha baş edilebilir bir endişe haline gelecektir.

Anormal endişe, bazı yanlış çekirdek inançlarımız nedeniyle ortaya çıkıyor. Örneğin, bazı insanlar endişelenmenin veya tek bir olay üzerine fazla düşünmenin olabilecek kötü şeyleri önleyebileceğine inanıyor. Olayı göz önünde tutmak veya durumun sürekli farkında olmak bizi olumsuz etkilerinden korumaz. Aksine stres seviyemizi arttırır.

Stres seviyesini azaltmanın en etkili yöntemlerinden biri sevdiğimiz şeyi yapmaktır. Bunlar müzik yapmak, kitap okumak, film izlemek gibi etkinlikler olabilir.

Anksiyete durumlarında kişinin kaslarında enerji birikir. Bu enerjiyi dışarı çıkarmak, bedenimizin rahatlamasını sağlar. Stresli hissettiğimiz durumlarda, hızlı bir yürüyüş yapabilir, zıplayabilir, dans edebilir veya evde bile olsa spor yapabiliriz. Korkumuz tamamen bitmese de vücut fiziksel olarak rahatlayacaktır.

Haber Kirliliğinden Nasıl Korunuruz?

Televizyon ve internet, büyük kitleleri etkileyen iletişim araçlarıdır. Gündemde olan her olayda olduğu gibi medya durumu abartabilir. Medyada abartılan veya hatalı bir şekilde anlatılan olaylar, toplumu daha çok korkuya ve kaygıya iter. Herkesin aynı konuda yüzlerce farklı şey söylemesi, hızlı yayılan yanlış haberler, halihazırda hissettiğimiz korkuyu daha da arttırır. Bu gibi durumlarla başa çıkmak için bazı yöntemler kullanılabilir.

Tüm Reklamları Kapat

Gün Boyunca Hep Aynı Konu ile İlgilenmeyin!

Son günlerde birçok insan evinde veya iş yerindeyken bir yandan günlük hayatına devam etmeye çalışıp diğer yandan da koronavirüsle ilgili son gelişmeleri öğrenmek için obsesif (takıntılı) bir şekilde sayfayı yeniliyor. Örnek vermek gerekirse Twitter, Facebook gibi sosyal platformlarda gündemde olan bir konuyla ilgili dakikada yüzlerce, binlerce yorum atılabiliyor. Bu yorumların büyük bir kısmı da yanlış oluyor. Kısacası her kafadan bir fikir çıkıyor. Durumu dramatize edenler, mantıksal olarak yaklaşmaya çalışanlardan çok daha fazla. Yanlış haberleri ve insanların korkularını görmek huzurumuzu kaçırıyor ve olaya ait şüpheleri de arttırıyor.

Bu yüzden her dakika gelişmelere bakmak yerine kendimize zaman koymamız işe yarayabilir. Örneğin sosyal platformlarda sürekli "koronavirüs" diye aratmak yerine 2 saatte bir veya kendimize koyacağımız bir zaman diliminde, bu konuda güvenilir olan kaynaklara göz atmak bize daha iyi gelecektir. Kendimize sınır koymak ve farklı şeylere konsantre olmaya çalışmak stres seviyemizi düşürecektir.

Temel İçgüdülerinizle Hareket Etmeyin!

Metrobüsle işe gittiğimizi varsayalım. Metrobüsün içinde öksüren bir insan gördüğümüzde bir anda korkuya kapılabilir veya şüphe içine düşebiliriz. Böyle durumlarda temel içgüdülerimizden doğan güçlü hislere kapılmayı bırakıp, akılcı bir şekilde önlem almalıyız.

Tüm Reklamları Kapat

Anksiyete ve korku anlarında zihnimize felaket senaryoları gelir. Bunlar genellikle doğru değildir. Öksüren kişiye bağırmak, kötü kötü bakmak, çevreye korku salmak bizi koronavirüs veya herhangi bir salgın hastalıktan korumaz. Elbette ki umursamazca davranan insanları nazikçe uyarmamızda hiçbir sakınca yoktur. Davranışlarımızı tartmak ve duygularımızı tanımak önemlidir.

Bunun yerine, söz konusu kişi ile aranızdaki mesafeyi mümkünse 2-4 metre civarına çıkarmak ve hatta mümkünse salgınlar sırasında toplu taşıma araçlarından uzak durmak daha akıllıca önlemler olacaktır. Mecburiyetten de olsa, toplu taşıma araçlarına bindikten sonra, refleksif bir davranış olan öksürme ve hapşırmanın çeşitli patojenleri bulaştırabileceği gerçeğini kabullenmişiz demektir. Bunun yerine, herkesin hapşırma ve öksürme sırasında ağızlarını ve burunlarını dirsek içiyle veya mendille kapatmasını tembihlemek, öfkeye yenik düşmekten çok daha faydalı olacaktır.

Takıntılı Şekilde Davranmayın!

Günümüzde temizlik takıntısı olan çok fazla insan var. Obsesif kompulsif (takıntı bozukluğu) olan kişiler gündelik hayatlarını zehir edecek kadar bir hareketi, bir sözü veya bir düşünceyi tekrar ederler. Virüsten korunmak için ellerimizi yıkamayı ihmal etmememiz gerekirken, bu durumu da abartılı hale getirmemek lazım. Kendimizi iyi hissedene kadar ellerimizi yıkamak OKB’ye işaret edebilir.

Örneğin dışarıdan geldiğimizde ellerimizi iyice yıkamamız gerekir, buna şüphe yok. Ancak bu davranışı "içimiz rahatlasın" diye birkaç dakika içinde defalarca tekrar edersek, yani bir takıntı haline getirirsek, bu durum zihin sağlığımızı olumsuz etkileyebilecektir. Hatta abartıldıkça durum daha da kötüleşir. Kişi ellerini yıkamadan duramaz hale gelebilir veya en ufak bir durumda kendini kirli, hastalıklı hissedebilir. Eğer sabunlu su kullanarak en az 20 saniye boyunca ellerinizi ve bileklerinizi (hatta mümkünse kollarınızı) ovalayarak, iyice yıkıyorsanız, bir süre bu davranışı tekrar etmenize gerek olmayacaktır.

Tüm Reklamları Kapat

Agora Bilim Pazarı
Edebiyat Seti 1 (4 kitap)

Argonautlar

Maggie Nelson

National Book Critics Circle Eleştiri Ödülü

The Publishing Triangle Ödülü

Folio Ödülü Finalisti

Kuşağının en sivri, en cüretkâr yazarlarından biri kabul edilen Maggie Nelson’ın eleştirmenler tarafından övgüyle karşılanan son kitabı Argonautlar anneliğe, dönüşüme, müşterekliğe, ebeveynliğe, aileye, dilin ve aşkın imkânlarına felsefi bir bakış yöneltiyor, bu ifadelere ilişkin sınırlayıcı ve tutucu yaklaşımları, daha kapsayıcı tanımlara varma adına süregiden mücadeleyi ustalıkla analiz ediyor. Bunu yaparken temelde sürekli şu soruları deşiyor: Bir kabuğa, bir kimliğe ihtiyacımız var mı gerçekten? Öyle bile olsa, bir kimlikle özdeşleşmek mümkün mü? Nelson tüm bu kalıpların öznel, kendini yenileyen, yanıp sönen doğasına ışık tutmayı sürdürüyor.

Denilebilir ki bu kitap, yazarın kendi deyimiyle ve kelimelerin geniş anlamıyla “kalbin çok cinsiyetli anneleri”; savaşçı argonautlar için yazılmıştır ve bunu “şanlı beyaz erkeğin” dilini, kimliğini, tutumunu sekteye uğratarak yapar.

“Maggie Nelson kültürümüzün prefabrik düşünce ve duygu yapılarını, vahşiliği bütünüyle aşkın hizmetinde bir zekâyla anlamamızı kolaylaştırıyor. Hiçbir kutsallık güvenli değil, tutuculuğa, ucuz ironiye geçit yok bu kitapta.”

Ben Lerner

“Maggie Nelson bir kez daha büyüleyici bir iş çıkarmış. Anneliği ve queer bir aile olmayı belirli bir biçimde yaftalayan ve yanlış anlayan kültürün –radikal altkültürler de dahil– zırvalığına ustalıkla sesleniyor. Son derece kırılgan bir zekâyla Nelson incelenmedik bir bölge bırakmıyor; kendi kalbi de dahil. Kültür için hayati önem taşıdığını bildiğim gibi, benzer bir kitap olmadığını da biliyorum.”

Michelle Tea

Devrimin Kardeşleri – Feminist Spekülatif Kurgu Antolojisi

Ann VanderMeer – Jeff VanderMeer

Devrimin Kardeşleri, feminist spekülatif kurgu başlığı altında bilimkurgudan doğaüstü kurguya, fanteziden büyülü gerçekçiliğe uzanan türleri kapsayan, alanının en saygın editörleri Ann ve Jeff VanderMeer’in derlediği kapsamlı bir öykü antolojisidir. 1970’lerden günümüze feminist spekülatif kurgu alanının ses getiren öykülerini bir araya toplayan seçki, okuyucuyu hayal gücünün uçsuz bucaksız diyarlarında gezintiye çıkarıyor.

James Tiptree, Jr. erkeklerdeki cinsel arzunun kadınları öldürme arzusuna dönüştüğü bir distopya yaratırken, Ursula K. Le Guin, iz bırakmaya ihtiyaç duymayan kadınları anıyor. Susan Palwick kurt adamların istila ettiği hayal dünyamızı yerle bir ederek bir kurt kadının adımlarını takip ederken, Eleanor Arnason okurları kadınların ağzından dökülen sözcüklerin gücüyle yaratılan alemlere, Kelly Barnhill ise cinsiyet kavramının geçişken olduğu büyülü bir diyara davet ediyor. Yeni doğum yapmış bir annenin bedeniyle ve bebeğiyle kurduğu ilişki Hiromi Goto’nun karanlık anlatımıyla kalıpları yıkarak belleklerde yerini alırken, ataerkil normlarla bezeli efsaneler ve halk masalları da Nnedi Okorafor’un kaleminden nasibini alıyor.

Devrimin Kardeşleri’nde yer alan öyküler, toplumsal cinsiyetin işleyişini sorgulamakla kalmıyor, kimi zaman mizahi kimi zaman grotesk bir anlatıyla kaideleri yerle bir ediyor; gerçekliğin sınırlarında gidip gelirken nelerin mümkün olduğunu ve olabileceğini gösteriyor. Dünyayı daha iyi bir yer yapmak için. Herkes için.

Mavibent

Maggie Nelson

“Elbette, diye düşünüyorum, parıldayan körfeze efkârla bakarak.

Ezelden beri biliyordum. Dünyanın kalbi mavi.”

Bireysel ıstırabın, aşkın ve ufkun mavi sınırlarında gezinen bir içsel kâşif Maggie Nelson. Bu kitabıyla şiirsel, felsefi, cüretkâr anlatının kilometre taşlarından birini ruhumuzun mavi odalarına bırakıyor.

Mavibent Johann Wolfgang von Goethe, Yves Klein, Leonard Cohen, Joni Mitchell ve Billie Holiday gibi pek çok mavi ruha da misafir olarak melankoli, inanç, alkol, hasretlik ve arzunun arasında yol alıyor. Nelson mavi renge yaşam boyu takıntısının izinde hem bireysel hem de evrensel acıların, matemin ve hüznün haritasını çıkarıyor, orada gizli estetik güzelliğe adım adım, bent bent ulaşıyor.

“Bir renge âşık oldum işte, bahsi geçen renk mavi; büyülenmişim, önce kapılmaya sonra da kurtulmaya çalıştığım bir büyüye tutulmuşum gibi.”

Ölüler Nasıl Düşler

Lydia Millet

Kaybolup gidenlerin, insanlığın sorumsuzca katlettiği hayatların dünyasına sürükleyici bir yolculuk.

Ölüler Nasıl Düşler girişimcilik, hırs, başarı üzerine kurulu değerler sistemine çocukluğundan beri alışmış, bildiği yolda emin adımlarla ilerleyen T.’nin altüst oluş hikayesi. Hayatı trafik kazasında bir tilkinin ölümüne sebep olmasıyla kesintiye uğrayan T. tilkinin cansız bedeninde salınan kızıl kuyruğunun peşinden koşarken, sahip olduğu her şeyi sorgulamaya başlayacak ve ne yaparsa yapsın bir türlü yakalayamadığı aidiyet hissini yabanın ıssızlığında ve tekinsizliğinde bulacaktır.

“Unut binaları, abideleri. Karanlığın uysallığına, yıldızlarla gezegenler arasındaki onca ışık yılına bırak kendini. Şehirler insan eseriydi ama o şehirlerin öncesiyle sonrasındaki, üstündeki, altındaki, etrafındaki dünya, uyuyan bir devin düşüydü; oralarda uyuyup düş gören ezeli ve ebedi tanrının, onun tecellisinin düşüydü. Hayatın özünde, atomda veya enerjide evreni düşleyen şey her neyse, ondan evrimin mucizeleri fışkırıyordu…

Öyle bir canlı çeşitliliği ki istediğinde vakur istediğinde öfkeli, hareketleri hem kibar hem de dehşetengiz, adeta ilahi göklerin tecellisi… insan aklı asla tamamına vâkıf olamayacaktı, olmamalıydı da. Zaman ilerledikçe düzlüklerden dağlar yükseldi, sonsuz sevgiyle mucizeler çoğaldı. O mucizeler hayvanlardı.”

Devamını Göster
₺750.00
Edebiyat Seti 1 (4 kitap)

Salgın döneminde psikolojik olarak en fazla etkilenecek grupta OKB hastaları ve hastalık hastaları (hipokondriyaklar) bulunmaktadır. Olaylar normal seyrindeyken bile hasta olmaktan korkan veya dışarıda çay içemeyen birisinin, bu gibi durumlarda stres oranını tahmin etmek pek zor değil. Başa çıkılamaz derecede korkular ve davranış tekrarları oluşursa bir psikolog veya psikiyatriste danışmak gerekir.

Sonuç

Özetlemek gerekirse salgın hastalıklar sırasında kendimizi sakin tutarak ve bilim çerçevesinde önlemler alarak bu dönemi daha sağlıklı geçirebiliriz. Evhamın, korkunun, şüphenin, takıntıların bize yarar sağlamadığından artık hepimiz eminiz. Korku hissediyorsak bunu kabul etmeli, kendimizi korku hissetmemeye zorlamamalı, korku karşısında seviyeli önlemler almalı ve durumu abartmadan kendimizi korumalıyız.

Bulaşıcı hastalıkları önlemek istiyorsak atacağımız ilk adım kendimizi korumaktır. Eğer kendimizi korursak, çevremizi de korumaya başlarız.

Evrim Ağacı, sizlerin sayesinde bağımsız bir bilim iletişi platformu olmaya devam edecek!

Evrim Ağacı'nda tek bir hedefimiz var: Bilimsel gerçekleri en doğru, tarafsız ve kolay anlaşılır şekilde Türkiye'ye ulaştırmak. Ancak tahmin edebileceğiniz Türkiye'de bilim anlatmak hiç kolay bir iş değil; hele ki bir yandan ekonomik bir hayatta kalma mücadelesi verirken...

O nedenle sizin desteklerinize ihtiyacımız var. Eğer yazılarımızı okuyanların %1'i bize bütçesinin elverdiği kadar destek olmayı seçseydi, bir daha tek bir reklam göstermeden Evrim Ağacı'nın bütün bilim iletişimi faaliyetlerini sürdürebilirdik. Bir düşünün: sadece %1'i...

O %1'i inşa etmemize yardım eder misiniz? Evrim Ağacı Premium üyesi olarak, ekibimizin size ve Türkiye'ye bilimi daha etkili ve profesyonel bir şekilde ulaştırmamızı mümkün kılmış olacaksınız. Ayrıca size olan minnetimizin bir ifadesi olarak, çok sayıda ayrıcalığa erişim sağlayacaksınız.

Avantajlarımız
"Maddi Destekçi" Rozeti
Reklamsız Deneyim
%10 Daha Fazla UP Kazanımı
Özel İçeriklere Erişim
+5 Quiz Oluşturma Hakkı
Özel Profil Görünümü
+1 İçerik Boostlama Hakkı
ve Daha Fazlası İçin Evrim Ağacı'nda..
Aylık
Tek Sefer
Destek Ol
₺30/Aylık
Bu Makaleyi Alıntıla
Okundu Olarak İşaretle
40
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Paylaş
Sonra Oku
Notlarım
Yazdır / PDF Olarak Kaydet
Bize Ulaş
Yukarı Zıpla

Makalelerimizin bilimsel gerçekleri doğru bir şekilde yansıtması için en üst düzey çabayı gösteriyoruz. Gözünüze doğru gelmeyen bir şey varsa, mümkünse güvenilir kaynaklarınızla birlikte bize ulaşın!

Bu makalemizle ilgili merak ettiğin bir şey mi var? Buraya tıklayarak sorabilirsin.

Soru & Cevap Platformuna Git
Bu Makale Sana Ne Hissettirdi?
  • Tebrikler! 28
  • Muhteşem! 13
  • Bilim Budur! 8
  • Umut Verici! 6
  • Mmm... Çok sapyoseksüel! 5
  • Merak Uyandırıcı! 2
  • Güldürdü 0
  • İnanılmaz 0
  • Üzücü! 0
  • Grrr... *@$# 0
  • İğrenç! 0
  • Korkutucu! 0
Kaynaklar ve İleri Okuma
  • D. A. Clark. Media, Fear, And The Coronavirus Outbreak. (13 Mart 2020). Alındığı Tarih: 13 Mart 2020. Alındığı Yer: Psychology Today | Arşiv Bağlantısı
  • S. J. Gillihan. Anxious About The Coronavirus? These Practices Can Help. (13 Mart 2020). Alındığı Tarih: 13 Mart 2020. Alındığı Yer: Psychology Today | Arşiv Bağlantısı
  • Z. Güçlücan. Ölüm Korkusu Bize Neler Yaptırıyor. (13 Mart 2020). Alındığı Tarih: 13 Mart 2020. Alındığı Yer: e-psikiyatri | Arşiv Bağlantısı
  • Supplementler. Kanda Kortizol Hormonu Düşüklüğü Ve Yüksekliği Ne Anlama Gelir?. (13 Mart 2020). Alındığı Tarih: 13 Mart 2020. Alındığı Yer: Supplementler | Arşiv Bağlantısı
  • K. Irtak. Prof. Dr. Aşkın: Koronanın Korkusu Kendisinden Daha Çok Bulaşıcı. (13 Mart 2020). Alındığı Tarih: 13 Mart 2020. Alındığı Yer: AA | Arşiv Bağlantısı
Tüm Reklamları Kapat

Evrim Ağacı'na her ay sadece 1 kahve ısmarlayarak destek olmak ister misiniz?

Şu iki siteden birini kullanarak şimdi destek olabilirsiniz:

kreosus.com/evrimagaci | patreon.com/evrimagaci

Çıktı Bilgisi: Bu sayfa, Evrim Ağacı yazdırma aracı kullanılarak 22/02/2025 14:25:17 tarihinde oluşturulmuştur. Evrim Ağacı'ndaki içeriklerin tamamı, birden fazla editör tarafından, durmaksızın elden geçirilmekte, güncellenmekte ve geliştirilmektedir. Dolayısıyla bu çıktının alındığı tarihten sonra yapılan güncellemeleri görmek ve bu içeriğin en güncel halini okumak için lütfen şu adrese gidiniz: https://evrimagaci.org/s/8338

İçerik Kullanım İzinleri: Evrim Ağacı'ndaki yazılı içerikler orijinallerine hiçbir şekilde dokunulmadığı müddetçe izin alınmaksızın paylaşılabilir, kopyalanabilir, yapıştırılabilir, çoğaltılabilir, basılabilir, dağıtılabilir, yayılabilir, alıntılanabilir. Ancak bu içeriklerin hiçbiri izin alınmaksızın değiştirilemez ve değiştirilmiş halleri Evrim Ağacı'na aitmiş gibi sunulamaz. Benzer şekilde, içeriklerin hiçbiri, söz konusu içeriğin açıkça belirtilmiş yazarlarından ve Evrim Ağacı'ndan başkasına aitmiş gibi sunulamaz. Bu sayfa izin alınmaksızın düzenlenemez, Evrim Ağacı logosu, yazar/editör bilgileri ve içeriğin diğer kısımları izin alınmaksızın değiştirilemez veya kaldırılamaz.

Aklımdan Geçen
Komünite Seç
Aklımdan Geçen
Fark Ettim ki...
Bugün Öğrendim ki...
İşe Yarar İpucu
Bilim Haberleri
Hikaye Fikri
Video Konu Önerisi
Başlık
Kafana takılan neler var?
Gündem
Bağlantı
Ekle
Soru Sor
Stiller
Kurallar
Komünite Kuralları
Bu komünite, aklınızdan geçen düşünceleri Evrim Ağacı ailesiyle paylaşabilmeniz içindir. Yapacağınız paylaşımlar Evrim Ağacı'nın kurallarına tabidir. Ayrıca bu komünitenin ek kurallarına da uymanız gerekmektedir.
1
Bilim kimliğinizi önceleyin.
Evrim Ağacı bir bilim platformudur. Dolayısıyla aklınızdan geçen her şeyden ziyade, bilim veya yaşamla ilgili olabilecek düşüncelerinizle ilgileniyoruz.
2
Propaganda ve baskı amaçlı kullanmayın.
Herkesin aklından her şey geçebilir; fakat bu platformun amacı, insanların belli ideolojiler için propaganda yapmaları veya başkaları üzerinde baskı kurma amacıyla geliştirilmemiştir. Paylaştığınız fikirlerin değer kattığından emin olun.
3
Gerilim yaratmayın.
Gerilim, tersleme, tahrik, taciz, alay, dedikodu, trollük, vurdumduymazlık, duyarsızlık, ırkçılık, bağnazlık, nefret söylemi, azınlıklara saldırı, fanatizm, holiganlık, sloganlar yasaktır.
4
Değer katın; hassas konulardan ve öznel yoruma açık alanlardan uzak durun.
Bu komünitenin amacı okurlara hayatla ilgili keyifli farkındalıklar yaşatabilmektir. Din, politika, spor, aktüel konular gibi anlık tepkilere neden olabilecek konulardaki tespitlerden kaçının. Ayrıca aklınızdan geçenlerin Türkiye’deki bilim komünitesine değer katması beklenmektedir.
5
Cevap hakkı doğurmayın.
Aklınızdan geçenlerin bu platformda bulunmuyor olabilecek kişilere cevap hakkı doğurmadığından emin olun.
Sosyal
Makaleler
Daha Fazla İçerik Göster
Popüler Yazılar
30 gün
90 gün
1 yıl
Evrim Ağacı'na Destek Ol

Evrim Ağacı'nın %100 okur destekli bir bilim platformu olduğunu biliyor muydunuz? Evrim Ağacı'nın maddi destekçileri arasına katılarak Türkiye'de bilimin yayılmasına güç katın.

Evrim Ağacı'nı Takip Et!
Yazı Geçmişi
Okuma Geçmişi
Notlarım
İlerleme Durumunu Güncelle
Okudum
Sonra Oku
Not Ekle
Kaldığım Yeri İşaretle
Göz Attım

Evrim Ağacı tarafından otomatik olarak takip edilen işlemleri istediğin zaman durdurabilirsin.
[Site ayalarına git...]

Filtrele
Listele
Bu yazıdaki hareketlerin
Devamını Göster
Filtrele
Listele
Tüm Okuma Geçmişin
Devamını Göster
0/10000
Bu Makaleyi Alıntıla
Evrim Ağacı Formatı
APA7
MLA9
Chicago
T. Aydın, et al. Salgın Psikolojisi: Koronavirüsten Korunurken Zihinsel Sağlığınızı da Koruyun!. (14 Mart 2020). Alındığı Tarih: 22 Şubat 2025. Alındığı Yer: https://evrimagaci.org/s/8338
Aydın, T., Bakırcı, Ç. M. (2020, March 14). Salgın Psikolojisi: Koronavirüsten Korunurken Zihinsel Sağlığınızı da Koruyun!. Evrim Ağacı. Retrieved February 22, 2025. from https://evrimagaci.org/s/8338
T. Aydın, et al. “Salgın Psikolojisi: Koronavirüsten Korunurken Zihinsel Sağlığınızı da Koruyun!.” Edited by Çağrı Mert Bakırcı. Evrim Ağacı, 14 Mar. 2020, https://evrimagaci.org/s/8338.
Aydın, Tuğçe. Bakırcı, Çağrı Mert. “Salgın Psikolojisi: Koronavirüsten Korunurken Zihinsel Sağlığınızı da Koruyun!.” Edited by Çağrı Mert Bakırcı. Evrim Ağacı, March 14, 2020. https://evrimagaci.org/s/8338.
ve seni takip ediyor

Göster

Şifremi unuttum Üyelik Aktivasyonu

Göster

Şifrenizi mi unuttunuz? Lütfen e-posta adresinizi giriniz. E-posta adresinize şifrenizi sıfırlamak için bir bağlantı gönderilecektir.

Geri dön

Eğer aktivasyon kodunu almadıysanız lütfen e-posta adresinizi giriniz. Üyeliğinizi aktive etmek için e-posta adresinize bir bağlantı gönderilecektir.

Geri dön

Close