Parçacık Fiziği'nin Temeli: Standart Model Nedir? Temel Parçacıklar Nelerdir?
Standart Model (veya uzun adıyla "Parçacık Fiziğinin Standart Modeli" veya "Temel Parçacıkların Standart Modeli"), Evren'de var olduğu bilinen dört temel kuvvetten yer çekimi hariç üçünü (elektromanyetizma, zayıf çekirdek kuvveti ve güçlü çekirdek kuvveti) tanımlayan ve bilinen tüm temel parçacıkları sınıflandıran teoridir. Standart Model, Kuantum Alan Teorisi'nden doğan bir paradigmadır ve kendiliğinden simetri kırılması, fiziksel anomaliler ve pertürbatif olmayan davranışlar da dahil olmak üzere, çok çeşitli fiziksel fenomenleri izah etmekte kullanılabilir.[1], [2], [3], [4], [5]
Karanlık madde ve nötrino salınımlarının varlığı gibi Standart Model'den farklı deneysel sonuçları açıklamak için varsayımsal parçacıkları, ekstra boyutları ve ayrıntılı simetrileri (süpersimetri gibi) birleştiren daha egzotik modeller oluşturmak için bir temel olarak kullanılır.
20. yüzyılın ikinci yarısı boyunca, dünya çapında birçok bilim insanının çalışmasıyla, aşamalar halinde geliştirilmiştir ve mevcut formülasyon, kuarkların varlığının deneysel olarak doğrulanması üzerine 1970'lerin ortalarında ortaya konmuştur.[6] O zamandan beri, teorinin öngördüğü üst kuarkın 1995 yılında, tau nötrinonun 2000 yılında ve Higgs Bozonu'nun 2012 yılında yapılan deneysel ispatı, Standart Model'e daha da fazla güven katmıştır. Standart Model, ayrıca zayıf nötr akımların ve W ve Z bozonlarının çeşitli özelliklerini büyük bir doğrulukla öngörmeyi başararak, bilimin en önde gelen teorilerinden biri hâline gelmiştir.
Her ne kadar Standart Model'in teorik olarak kendi içinde tutarlı olduğuna inanılsa ve deneysel tahminler sağlamada büyük başarılar göstermiş olsa da, bazı fenomenleri açıklayamamaktadır:[7] Her şeyden önce, temel etkileşimlerin eksiksiz bir teorisi olmaktan uzaktır; örneğin baryon asimetrisini tam olarak açıklamaz, Genel Görelilik Teorisi tarafından tanımlanan kütleçekim teorisini izah edemez veya karanlık enerji tarafından sürdürüldüğü düşünülen Evren'in giderek hızlanan genişlemesini açıklamakta kullanılamaz.[8] Model, gözlemsel kozmoloji sayesinde olması gerektiğini bildiğimiz özelliklerin tamamına sahip olan, işlevsel bir karanlık madde parçacığı öngörememektedir. Ayrıca nötrino salınımlarını ve bunların sıfır olmayan kütlelerini da izah edememektedir.
Standart Model Nedir?
Boyutları olmadığı halde birbirleriyle etkileşimleri yoluyla çevremizdeki dünyayı oluşturan nesneleri ilk kez tanımlayanların Antik Yunanlılar olduğu iddia edilir. Mikroskopların artan gücü sayesinde, dünyayı çok küçük detaylarıyla gözlemleyebildiğimiz için, bu nesnelerin nelerden yapıldığını merak etmemiz çok doğaldır.
Bulduğumuz bu nesnelerin bazılarına "atom altı parçacıklar" ya da "temel parçacıklar" adı verilir. Bu nesnelerin boyutu olmadığı için, onları oluşturan alt yapılar da bulunmamaktadır. Yani atomun bölünemeyeceğini iddia etmemizin fiziksel bir nedeni yoktu; ancak atom altı parçacıkların nihai sınır olduğu hakkında en azından şu anda bildiğimiz fizik dahilinde tutarlı bir nedenimiz var. Şimdiki işimiz ise, bu parçacıkların özelliklerini araştırmak ve evreni meydana getiren maddeleri bulmak için onlardan faydalanmaya çalışmaktır.
Evren'deki her şeyi (en azından şimdilik kütleçekim kuvveti hariç her şeyi), parçacıklar ve bunlar arasındaki etkileşimler olarak tarif etmemiz mümkündür. Fiziğin kalbinde yer alan Standart Model'in 3 büyük ayağı vardır:
- madde,
- anti-madde,
- etkileşimler.
Madde, Antimadde ve Asimetri
Madde, etrafımızda gördüğümüz, belli bir kütleye, elektrik yüküne ve "spin" ve "renk" gibi kuantum mekanik bazı niteliklere sahip olan şeylere verdiğimiz bir isimdir. Anti-madde ise, maddeyle her açıdan aynı olan, ama sadece elektrik yükü bakımından zıt olan bir yapıdır. Bunlar birbirine temas edecek olursa, "yok oluş" (İng: "annihilation") dediğimiz bir olay sonucunda, etrafa müthiş bir enerji saçılımı ve patlama yaşanmaktadır.
Maddeyi oluşturan kuark sayısına, anti-maddeyi oluşturan kuark sayısını eklersek, evrendeki net kuark sayısını elde ederiz. Bu sayı asla değişmez. Eğer yeteri kadar enerjiye sahipsek, bir anti-madde kuarkını üretebildiğimiz sürece, aynı anda madde kuarklarından herhangi birini üretebiliriz. Evren'in ilk anlarında, bu parçacıklar aralıksız üretiliyordu; şimdiyse sadece, kozmik ışınların gezegen ve yıldızların atmosferleriyle çarpışması yoluyla oluşuyorlar.
Büyük Patlama'dan kısa bir süre sonra eşit miktarda madde ve antimadde oluşmuş olmasına rağmen, şu anda bilmediğimiz bir nedenle madde, nihayetinde antimaddeye üstün gelmiştir ve bu yüzden de şu anda etrafımızda gördüğümüz gezegenler, galaksiler ve diğer gök cisimlerinin neredeyse tamamı maddeden yapılmış haldedir (buna "Baryon Asimetrisi Problemi" denmektedir).
Kuark Nedir?
Madde ve antimaddeyi de iki ana gruba ayrılmaktadır:
Aslında maddi destek istememizin nedeni çok basit: Çünkü Evrim Ağacı, bizim tek mesleğimiz, tek gelir kaynağımız. Birçoklarının aksine bizler, sosyal medyada gördüğünüz makale ve videolarımızı hobi olarak, mesleğimizden arta kalan zamanlarda yapmıyoruz. Dolayısıyla bu işi sürdürebilmek için gelir elde etmemiz gerekiyor.
Bunda elbette ki hiçbir sakınca yok; kimin, ne şartlar altında yayın yapmayı seçtiği büyük oranda bir tercih meselesi. Ne var ki biz, eğer ana mesleklerimizi icra edecek olursak (yani kendi mesleğimiz doğrultusunda bir iş sahibi olursak) Evrim Ağacı'na zaman ayıramayacağımızı, ayakta tutamayacağımızı biliyoruz. Çünkü az sonra detaylarını vereceğimiz üzere, Evrim Ağacı sosyal medyada denk geldiğiniz makale ve videolardan çok daha büyük, kapsamlı ve aşırı zaman alan bir bilim platformu projesi. Bu nedenle bizler, meslek olarak Evrim Ağacı'nı seçtik.
Eğer hem Evrim Ağacı'ndan hayatımızı idame ettirecek, mesleklerimizi bırakmayı en azından kısmen meşrulaştıracak ve mantıklı kılacak kadar bir gelir kaynağı elde edemezsek, mecburen Evrim Ağacı'nı bırakıp, kendi mesleklerimize döneceğiz. Ama bunu istemiyoruz ve bu nedenle didiniyoruz.
Bu ikisi arasındaki tek fark, leptonların kendi başına bulunabilmesi, kuarkların ise illa diğer kuarklarla bir arada bulunmak zorunda olmasıdır. Maddeyi oluşturan kuark ve leptonların toplamına "fermiyon" denmektedir. Antimaddeyi oluşturanlaraysa "antifermiyonlar" denmektedir.
Maddenin yapısına katılan 6 kuarkın oldukça komik isimleri vardır:
- yukarı
- aşağı
- tuhaf
- cazibeli
- üst
- alt
Bunlar fizikçilerin isimlendirme konusundaki beceriksizliğinden kaynaklı, kafa karıştırıcı isimlerdir ve isimlerinin hiçbir anlamı yoktur:
- İlk bulunan ikisine rastgele bir şekilde "yukarı" ve "aşağı" denmiştir.
- Sonraki keşfedilenin ömrü çok uzun diye "tuhaf" adı verilmiştir.
- "Cazibeli"nin adının hiçbir mantığı yoktur; kimine göre işin matematiğinin bir büyü gibi çalışmasını sağladığı için "cazibeli" veya "büyülü" anlamına gelen "charm" ismi verilmiştir.
- Son ikisi de özellikleri "yukarı" ve "aşağı"ya benziyor diye "üst" ve "alt" olarak isimlendirilmiştir.
Bir ara son ikisine "güzellik" ve "doğruluk" adı önerilmişti; ancak bu isimleri kullanan kalmamıştır. Hatta saydığımız 6 ismi de akademik makalelerde kolay kolay göremezsiniz; çünkü fizikçiler bunların genelde sadece ilk harflerini kullanmayı tercih etmektedirler. Yani isterseniz siz onlara "Hasan", "Mahmut", "Ayşe", "Fatma", "Niyazi" ve "Hatice" de diyebilirsiniz. Ama ne derseniz deyin, antimaddeyi oluşturan kuarklara vereceğiniz isimleri, bu isimlerin başına eklenen "anti-" önekiyle oluşturmanız gerekmektedir: "anti-yukarı" veya "anti-Niyazi" gibi...
Az önce bahsettiğimiz üzere, kuarklar kendi başlarına bulunamazlar; diğerlerine yapışık hâlde bulunmakta zorundadırlar: Örneğin 2 "yukarı" ve 1 "aşağı" kuark bir araya geldiğinde, çok daha yakından tanıdığımız "proton" oluşmaktadır. Tam tersine, 2 "aşağı" ve 1 "yukarı" bir araya gelirse de "nötron" oluşmaktadır.
Sadece kuark çiftlerinin en hafifi olan aşağı ve yukarı kuarklar normal madde içinde bulunurlar. Cazibeli/tuhaf ve üst/alt çiftlerinin şu andaki evrende oynadıkları bir rol yok gibi gözükmektedir; ama ağırlığı daha fazla olan (ve birazdan detaylarını göreceğimiz) leptonlar gibi, bu parçacıklar da Büyük Patlama'dan kısa bir süre sonra, bizi meydana getirecek Evren'i oluşturmada görev almışlardı.
Kuantum Kromodinamiği Nedir?
Kuarkların birbiriyle nasıl etkileştiğini izah eden teoriye Kuantum Kromodinamiği adı verilmektedir. Kroma, Yunancada "renk" demektir. En başta sözünü ettiğimiz kuantum özelliklerden biri olan "renk", işte burada karşımıza çıkmaktadır.
Ancak Kuantum Kromodinamiği çerçevesinde sözü edilen "renk" olgusunun, gerçek anlamıyla renklerle hiçbir alakası yoktur; çünkü kuarklar, renklerden söz edebileceğimiz dalgaboylarının çok, çok ama çok altındadırlar. Kuarkların bildiğimiz anlamıyla rengi yoktur. Ama nasıl ki gerçek renklerde kırmızı, yeşil ve mavi bir araya gelerek beyaz rengi oluşturmaktadır, kuarklar da sadece beyaz renge denk gelecek renk kombinasyonlarında bir araya gelebilmektedirler. Bunun bilinen iki yolu vardır:
- ya renk değerleri kırmızı, yeşil, maviye denk gelen üçlüler bir araya gelir
- ya da renkleri birbirinin zıttı olanlar (mesela kuantum rengi "kırmızı" ile "anti-kırmızı" olan iki kuark bir araya gelir).
- (Burada bir üçüncü yöntem, hipotetik olarak dörtlü ve beşli grupların bir araya gelebileceğidir; 2022 yılında Büyük Hadron Çarpıştırıcısı'nda bunların keşfedildiği iddia edilmiştir.)[9]
Görebileceğiniz gibi burada renkler tamamen farazidir; sadece bir benzetim (analoji) olarak kullanılmaktadır. Gerçek dünyada "anti-kırmızı" diye bir renk yoktur.
Ne olursa olsun, iki veya üç kuark bir araya geldiğinde, bunlar arasında "akı tüpü" (İng: "flux tube") adı verilen bir çeşit hiçlik oluşmaktadır. Normalde Evren'de uzay boşluğu olarak adlandıracağımız bir bölgede bile her şeyi boşalttığımızda, geriye kuantum dalgalanmaları adını verdiğimiz pertürbasyonları barındıran, oldukça enerjik bir vakum kalmaktadır.
Ancak kuarklar arasındaki bu akı tüpünde o dalgalanmalar bile yoktur; çünkü o iki veya üç kuarkın varlığı, bu dalgalanmaları baskılamaktadır. Kuarkların etrafında gluon dalgalanmaları var olmaya devam etmektedir; ama aralarında neredeyse kelimenin gerçek anlamıyla bir "hiçlik" oluşmaktadır. Belki de hiçliği, iki kuarkın arasında aramamız gerekiyordur?
Birbirine sıkı sıkıya bağlı, aralarında adeta hiçlik yaratan bu kuarkları birbirinden ayırmaya başlarsanız, çok ilginç bir şey yaşanır: Sözünü ettiğimiz akı tüpü, hiçbir özelliğini değiştirmeksizin uzar, uzar, uzar... Yani esnetilen bir yay gibi davranmaz, uzadıkça uzar. Eskiden bu tüplerin sonsuza kadar uzayabileceği düşünülmekteydi; ancak sonradan fark edildiği üzere, bu kuarkların birbirinden ayrılması için enerji gerekmektedir ve bu enerji, o akı tüpünü uzatmaya gitmektedir. Bu enerji belli bir miktara ulaşınca, birdenbire o hiçlik içinde 2 yeni kuark oluşmaktadır; çünkü dediğimiz gibi kuarklar, asla tek başlarına bulunamazlar; her zaman çiftler veya üçlü gruplar halinde bulunmak zorundadırlar. Böylece o akı tüpü içindeki enerji, kütleye, yani kuarka dönüşmüş olmaktadır.
Lepton Nedir?
Leptonlar, kuarkların aksine, Güçlü Çekirdek Kuvveti'nden etkilenmeyen atom altı parçacıklardır. Maddenin yapısına katılan leptonlar şunlardır:
- elektron
- muon
- tau
- elektron-nötrino
- müon-nötrino
- tau-nötrino
Leptonların isimlerinin -nötrino sonekiyle türetilmesinin nedeni, leptonların 3 çift olarak kategorize edilmesidir: Her çift, yüklü ve yüksüz temel bir parçacığa sahiptir. Yüksüz parçacık daha hafiftir ve tespit etmesi son derece zordur. Örneğin bu çiftlerin en hafifi, elektron ve elektron-nötrino çiftidir.
Normal madde bu parçacıkları içermediği için, bunların gereksiz yere kafa karışıklığına neden olduğunu düşünebilirsiniz. Ancak, büyük patlamayı takip eden ve Lepton Çağı adı verilen ilk on saniyelik sürede, içinde yaşadığımız evrenin yapısını oluşturmak için kritik bir role sahiptiler.
Elektron ve Elektron-Nötrino
Kuşkusuz, leptonların en meşhuru elektrondur. Proton ve nötronun aksine elektron, daha küçük parçalardan oluşmamaktadır.
Leptonların yüksüz eşlere sahip olduğunu söylemiştik: Örneğin yüklü elektronun, elektron-nötrino olarak bilinen yüksüz eşi, Güneş'in içinde bol miktarda üretilir ve çevrelerindeki maddeyle çok az etkileşim içinde olduklarından Dünya'nın içinden hiçbir engele takılmadan geçer. Bunların milyonlarcası, vücudumuzun her santimetre karesinden, her saniye, gündüz ve gece geçip gider!
Süpernova patlamaları sırasında, elektron-nötrinolar hayal edilemeyecek kadar çok üretilir ve bu parçacıklar, evrene çekirdek tepkimeleri sonucu üretilen elementleri dağıtır. Bu elementler, bizleri oluşturan karbonu, soluduğumuz oksijeni ve Dünya üzerindeki neredeyse her şeyi içerir. Bu nedenle nötrinolar, diğer temel parçacıklarla etkileşme isteksizliklerine rağmen, varlığımız için son derece önemlidir. Diğer iki nötrino çifti (müon ve müon-nötrino, tau ve tau-nötrino) elektronun daha ağır örnekleri olarak bilinir.
Anti Leptonlara Bir Örnek: Pozitron
Anti-maddenin yapısına katılan leptonlar da kuarklarda olduğu gibi "anti-" önekiyle türetilmektedirler: anti-müon veya elektron-antinötrino gibi. Sadece elektronun antimadde karşılığı, tarihsel nedenlerle, "anti-elektron"dan ziyade, genelde "pozitron" olarak adlandırılmaktadır.
Eğer hastanede PET cihazıyla taramanız yapıldıysa belki bilirsiniz: O cihazın gerçek adı Pozitron Emisyon Taraması'dır. PET taraması öncesinde kanınıza genelde florodeoksiglikoz-18 veya kısaca FGD-18 denen radyoaktif bir şeker enjekte edilmektedir. Hücreleriniz bu şekeri yedikçe, radyoaktif parçacıklar da vücudunuza dağılmaktadır ve bu sırada bozunarak etrafa pozitronlar saçmaktadırlar. Tarayıcı da bu pozitronları yakalayarak vücudunuzun içeriden fotoğraflarını çekmektedir. Anlayacağınız, etrafımızda antimadde de bulunmaktadır; sadece çok ama çok az miktarda bulunmaktadır.
İşte bu 24 parçacık, Evren’deki bütün maddeyi, anti-maddeyi ve bu ikisinin yapısını izah etmekte kullanılabilmektedir.
Bozonlar: Kuvvet Taşıyıcılar
Tabii ki Evren'de sadece "yapı" yoktur, bir de "davranışlar" vardır. Bu davranışların hepsi, başta saydığımız 4 temel kuvvete dayanmaktadır:
- Kütleçekim Kuvveti
- Elektromanyetik Kuvvet
- Güçlü Çekirdek Kuvveti
- Zayıf Çekirdek Kuvveti
İşte bu davranışları izah etmek için de Standart Model'in üçüncü ayağı gerekmektedir: etkileşimler. Doğadaki kuvvetlerle ilgili oldukları için bunlar "kuvvet taşıyıcılar" veya bilimsel adıyla "bozon" denmektedir.
Vektör Bozonları
Kuşkusuz bozonların, yani kuvvet taşıyıcıların en meşhuru "foton"dur. Evet, ışığı oluşturan paketçikler, aynı zamanda Standart Model’deki temel parçacıklardan da biridir. İlk etapta bunların "etkileşimler" veya "kuvvet taşıma" ile ilgisini görmekte zorlanabilirsiniz; ama örneğin fotonlar, Elektromanyetik Kuvveti taşıyan parçacıklardır. Yani foton, yüklü bir nesneden diğerine geçen foton akışının oluşturduğu elektriksel ve manyetik alanlardan sorumludur.
Gluon ise, kuarkları bir arada tutarak, proton ve nötronu oluşturan ve sonraki aşamada bu proton ve nötronları da bir arada tutarak yapıca daha ağır çekirdeği oluşturan Güçlü Çekirdek Kuvveti'ni üretir.
Ara vektör bozonları olarak bilinen, W+ ("W pozitif"), W- ("W negatif") ve Z0 ("Z sıfır") adlı üç parçacık, radyoaktif bozunum ve Güneş'in parlamasına neden olan süreçlerden, yani Zayıf Çekirdek Kuvveti'nden sorumludur.
Altıncı kuvvet parçacığı olan gravitonun kütle çekiminden sorumlu olduğu düşünülmektedir; ancak henüz gözlenememiştir. Tüm bunlar, "vektör bozonları" olarak bilinen bir bozon grubunu temsil etmektedirler.
Burada bunun anlamına çok derinlemesine girmeyeceğiz; ama biraz fizik bilenler, "vektör"lerin (yani bir büyüklüğü ve yönü olan özelliklerin) olduğu yerde, "skaler" (yani bir büyüklüğü olan ama yönü olmayan) özellikler olacağını da kestirebilir.
Ünlü Higgs Bozonu: Sözde "Tanrı Parçacığı"
Bugüne kadar, bu şekilde skaler olduğu bilinen tek bir bozon keşfedilmiştir: Higgs Bozonu. Yani o sözde "Tanrı Parçacığı".
Higgs Bozonu'na Neden "Tanrı Parçacığı" Deniyor?
50 yıl önce Peter Higgs tarafından var olduğu tahmin edilen bu parçacığın 2012’de CERN’de keşfedilmesi Peter Higgs ve Francois Englert’a Nobel Ödülü kazandırmıştır. Bilim insanları yıllar yılı, olması gerektiğinden emin oldukları ama bir türlü bulamadıkları bu parçacığa "Tanrı'nın Laneti Parçacık" ya da "Lanet Olası Parçacık" (İng: "Goddamn Particle") lakabını takmışlardı.
Avrupa'nın parçacık hızlandırıcı konusundaki üstünlüğünü Amerika'ya taşımak isteyen Nobel Ödüllü teorik fizikçi (ve Fermilab'ın o zamanki direktörü) Leon Lederman, 1993 yılında The Goddamn Particle adını verdiği bir kitap yazdı. Ancak kitabı yayınlayacak olan Dell Yayınevi'nin editörleri, başlığı çok uzun ve tartışmalı buldular; çünkü başlıkta geçen "goddamn" sözcüğü, Hristiyanlar arasında Tanrı'nın adını kötüye kullanmak olarak (dolayısıyla da bir günah olarak) görülüyordu. Bu nedenle kitabın başlığı, biraz da yaratacağı sansasyondan faydalanmak amacıyla, The God Particle (yani "Tanrı Parçacığı") olarak kısaltıldı.
Anlayacağınız bu absürt isim, editörlerin bu satış merakından gelmektedir. Günümüzde bilim çevrelerinde bu isim kullanılmamaktadır ve hatta çok kötü bir tercih olduğu, insanları yanlış yönlendirdiği ve abartılı bir iddiada bulunduğu için bilim iletişimine de zarar verdiği düşünülmektedir.
Higgs Bozonu Gerçekte Nedir?
Higgs Bozonu tuhaf bir parçacıktır. Standart Model parçacıklarının ikinci en ağırıdır ve tarifi de hiç kolay değildir. Cisimlerin kütle sahibi olmasının nedeninin genelde Higgs Bozonu olduğu söylenir. Bu ifade hem doğru, hem de yanıltıcıdır. Higgs'in kuarklara kütle kazandırdığı doğrudur. Kuarklar da, proton ve nötronları meydana getirir. Ancak proton ve nötronun toplam kütlesinin sadece %2'si kuarklar tarafından sağlanır. Geri kalanı oluşturan, gluonların enerjisidir.
Buraya kadar, Standart Model için gerekli olan tüm parçacıkları saydık: 6 adet kuvvet parçacığı, 24 adet madde parçacığı ve 1 adet Higgs parçacığı: toplamda 31 temel parçacık. Bunlar hakkında edindiğimiz bilgiye karşın, tam olarak ölçemediğimiz özelliklerinden dolayı, tüm bu parçacıkların çevremizde gördüğümüz evreni inşa etmek için gerekli olan her şey olduklarını henüz söyleyemiyoruz ve sorularımızın karşılıklarına henüz sahip değiliz. Büyük Hadron Çarpıştırıcısı'ndan elde edeceğimiz veriler, bu özelliklerin bazılarıyla ilgili ölçümlerimizi geliştirmemize izin verecektir. Ama başka bir sorun daha var...
Kuram Hala Yanlış!
Oldukça güzel ve işlevsel bir kuram olan Standart Model, 20 yıldan fazladır tekrar tekrar test edildi ve hala tahminlerimizle çelişen bir ölçümle karşılaşmadık. Ama Standart Model'in yanlış olması gerektiğini biliyoruz!
2 temel parçacığı çarpıştırdığımızda, bir dizi olası sonuç ortaya çıkar. Kuramımız herhangi bir sonucun oluşabileceğini şu anda hesaplamamıza izin vermektedir; ancak, şimdiye kadar ulaşabildiğimiz enerji seviyelerinin ötesinde bazı sonuçların oluşma olasılığının %100'den büyük olduğunu öngörüyor - ki bu, fark edebileceğiniz gibi, açık bir biçimde anlamsızdır!
Kuramsal fizikçiler, tüm enerji seviyelerinde anlamlı cevaplar veren bir kuram oluşturmak için çok fazla uğraştılar. Ama Standart Model, test edildiği her durumda aynı cevapları verdi. Kuramdaki en genel değişiklik, henüz keşfedilmemiş çok ağır parçacıkların varlığına işaret ediyor. Ağır olmaları, onları üretmek için çok fazla enerjinin gerekli olacağı anlamına gelir. Oluşturulacak yeni kuramın tüm enerji seviyelerinde anlamlı cevaplar verdiğini garantilemek için bu ekstra parçacıkların özellikleri seçilebilir; ancak bunların Standart Model ile çok iyi uzlaşan ölçümler üzerinde pek de etkisi olmayacaktır.
Keşfedilmemiş ve henüz gözlemlenmemiş parçacıkların sayısı, hangi kuramı doğru varsaydığınıza bağlıdır. Bu kuramların en popüler sınıfına Süpersimetri Kuramı denir. Tüm gördüğümüz parçacıkların, çok daha ağır birer eşleri olduğunu öngörür. Ancak bunlar çok ağır olursa, o zaman bu parçacıkları bulmak için üretmemiz gereken enerji seviyelerine ulaşmakta sorun yaşayacağız. Yine de Büyük Hadron Çarpıştırıcısı'nın ulaşabildiği enerji seviyesi o kadar yüksek olacaktır ki, keşfi beklenen yeni parçacıkların ortaya çıkmaması tüm Süpersimetri Kuramları'na derin bir darbe vurabilir.
Bekleyip göreceğiz...
İçeriklerimizin bilimsel gerçekleri doğru bir şekilde yansıtması için en üst düzey çabayı gösteriyoruz. Gözünüze doğru gelmeyen bir şey varsa, mümkünse güvenilir kaynaklarınızla birlikte bize ulaşın!
Bu içeriğimizle ilgili bir sorunuz mu var? Buraya tıklayarak sorabilirsiniz.
İçerikle İlgili Sorular
- Anti parçacıklar ve oluşturdukları anti madde Evren’de nerede ve hangi halde bulunuyor?
- zayıf çekirdek ve güçlü çekirdek kuvveti nedir?
- 103
- 75
- 66
- 47
- 30
- 29
- 25
- 6
- 2
- 1
- 1
- 1
- ^ V. A. Miransky. (1993). Dynamical Symmetry Breaking In Quantum Field Theories. ISBN: 9789810215583. Yayınevi: World Scientific.
- ^ H. Arodz. (2003). Patterns Of Symmetry Breaking. ISBN: 9781402017452. Yayınevi: Springer.
- ^ J. Cornell. (1991). Bubbles, Voids And Bumps In Time: The New Cosmology. ISBN: 9780521426732. Yayınevi: Cambridge University Press.
- ^ W. A. Bardeen. (1969). Anomalous Ward Identities In Spinor Field Theories. Physical Review, sf: 1848. doi: 10.1103/PhysRev.184.1848. | Arşiv Bağlantısı
- ^ T. Cheng. (2000). Gauge Theory Of Elementary Particle Physics: Problems And Solutions. ISBN: 9780198506218. Yayınevi: Oxford University Press, USA.
- ^ R. Oerter. (2006). The Theory Of Almost Everything. ISBN: 978-0-13-236678-6. Yayınevi: Dutton.
- ^ R. Mann. (2009). An Introduction To Particle Physics And The Standard Model. ISBN: 9781420082982. Yayınevi: CRC Press.
- ^ I. Nicolson. (2007). Dark Side Of The Universe: Dark Matter, Dark Energy, And The Fate Of The Cosmos. ISBN: 9780801885921. Yayınevi: Johns Hopkins University Press.
- ^ CERN. Lhcb Discovers Three New Exotic Particles. (5 Temmuz 2022). Alındığı Yer: CERN | Arşiv Bağlantısı
- C. N. Yang, et al. (1954). Conservation Of Isotopic Spin And Isotopic Gauge Invariance. Physical Review, sf: 191. doi: 10.1103/PhysRev.96.191. | Arşiv Bağlantısı
- F. Englert, et al. (1964). Broken Symmetry And The Mass Of Gauge Vector Mesons. Physical Review Letters, sf: 321. doi: 10.1103/PhysRevLett.13.321. | Arşiv Bağlantısı
- S. L. Glashow. (1961). Partial-Symmetries Of Weak Interactions. Nuclear Physics, sf: 579-588. doi: 10.1016/0029-5582(61)90469-2. | Arşiv Bağlantısı
- S. Weinberg. (1967). A Model Of Leptons. Physical Review Letters, sf: 1264. doi: 10.1103/PhysRevLett.19.1264. | Arşiv Bağlantısı
- P. W. Higgs. (1964). Broken Symmetries And The Masses Of Gauge Bosons. Physical Review Letters, sf: 508. doi: 10.1103/PhysRevLett.13.508. | Arşiv Bağlantısı
- G. Jaeger. (2021). The Elementary Particles Of Quantum Fields. Entropy, sf: 1416. doi: 10.3390/e23111416. | Arşiv Bağlantısı
- A. Salvio, et al. (2014). Agravity. Journal of High Energy Physics, sf: 1-26. doi: 10.1007/JHEP06(2014)080. | Arşiv Bağlantısı
- M. K. Gaillard, et al. (1999). The Standard Model Of Particle Physics. Reviews of Modern Physics, sf: S96. doi: 10.1103/RevModPhys.71.S96. | Arşiv Bağlantısı
- G. S. . GURALNIK. (2012). The History Of The Guralnik, Hagen And Kibble Development Of The Theory Of Spontaneous Symmetry Breaking And Gauge Particles. International Journal of Modern Physics A, sf: 2601-2627. doi: 10.1142/S0217751X09045431. | Arşiv Bağlantısı
- F. J. Hasert, et al. (1973). Search For Elastic Muon-Neutrino Electron Scattering. Physics Letters B, sf: 121-124. doi: 10.1016/0370-2693(73)90494-2. | Arşiv Bağlantısı
- R. N. Mohapatra, et al. (1980). Neutrino Mass And Spontaneous Parity Nonconservation. Physical Review Letters, sf: 912. doi: 10.1103/PhysRevLett.44.912. | Arşiv Bağlantısı
- F. J. Hasert, et al. (1974). Observation Of Neutrino-Like Interactions Without Muon Or Electron In The Gargamelle Neutrino Experiment. Nuclear Physics B, sf: 1-22. doi: 10.1016/0550-3213(74)90038-8. | Arşiv Bağlantısı
- S. Weinberg. (1979). Baryon- And Lepton-Nonconserving Processes. Physical Review Letters, sf: 1566. doi: 10.1103/PhysRevLett.43.1566. | Arşiv Bağlantısı
- P. Minkowski. (1977). Μ→Eγ At A Rate Of One Out Of 109 Muon Decays?. Physics Letters B, sf: 421-428. doi: 10.1016/0370-2693(77)90435-X. | Arşiv Bağlantısı
- J. Woithe, et al. (2017). Let’s Have A Coffee With The Standard Model Of Particle Physics!. Physics Education, sf: 034001. doi: 10.1088/1361-6552/aa5b25. | Arşiv Bağlantısı
- D. J. E. Callaway. (1988). Triviality Pursuit: Can Elementary Scalar Particles Exist?. Physics Reports, sf: 241-320. doi: 10.1016/0370-1573(88)90008-7. | Arşiv Bağlantısı
- A. Blumhofer, et al. (1997). Family Structure From Periodic Solutions Of An Improved Gap Equation. Nuclear Physics B, sf: 80-96. doi: 10.1016/S0550-3213(96)00644-X. | Arşiv Bağlantısı
- A. Pais, et al. (1975). How Many Charm Quantum Numbers Are There?. Physical Review Letters, sf: 1556. doi: 10.1103/PhysRevLett.35.1556. | Arşiv Bağlantısı
- T. Y. Cao. (2019). Conceptual Developments Of 20Th Century Field Theories. Cambridge University Press. doi: 10.1017/9781108566926. | Arşiv Bağlantısı
- F. J. Hasert, et al. (1973). Observation Of Neutrino-Like Interactions Without Muon Or Electron In The Gargamelle Neutrino Experiment. Physics Letters B, sf: 138-140. doi: 10.1016/0370-2693(73)90499-1. | Arşiv Bağlantısı
- H. D. Politzer. (1973). Reliable Perturbative Results For Strong Interactions?. Physical Review Letters, sf: 1346. doi: 10.1103/PhysRevLett.30.1346. | Arşiv Bağlantısı
- J. -. Augustin, et al. (1974). Discovery Of A Narrow Resonance In E+E− Annihilation. Physical Review Letters, sf: 1406. doi: 10.1103/PhysRevLett.33.1406. | Arşiv Bağlantısı
- G. Jaeger. (2021). Exchange Forces In Particle Physics. Foundations of Physics, sf: 1-31. doi: 10.1007/s10701-021-00425-0. | Arşiv Bağlantısı
- J. J. Aubert, et al. (1974). Experimental Observation Of A Heavy Particle J. Physical Review Letters, sf: 1404. doi: 10.1103/PhysRevLett.33.1404. | Arşiv Bağlantısı
- G. S. Guralnik, et al. (1964). Global Conservation Laws And Massless Particles. Physical Review Letters, sf: 585. doi: 10.1103/PhysRevLett.13.585. | Arşiv Bağlantısı
- B. W. Lee, et al. (1977). Weak Interactions At Very High Energies: The Role Of The Higgs-Boson Mass. Physical Review D, sf: 1519. doi: 10.1103/PhysRevD.16.1519. | Arşiv Bağlantısı
- D. J. Gross, et al. (1973). Ultraviolet Behavior Of Non-Abelian Gauge Theories. Physical Review Letters, sf: 1343. doi: 10.1103/PhysRevLett.30.1343. | Arşiv Bağlantısı
Evrim Ağacı'na her ay sadece 1 kahve ısmarlayarak destek olmak ister misiniz?
Şu iki siteden birini kullanarak şimdi destek olabilirsiniz:
kreosus.com/evrimagaci | patreon.com/evrimagaci
Çıktı Bilgisi: Bu sayfa, Evrim Ağacı yazdırma aracı kullanılarak 21/11/2024 12:02:18 tarihinde oluşturulmuştur. Evrim Ağacı'ndaki içeriklerin tamamı, birden fazla editör tarafından, durmaksızın elden geçirilmekte, güncellenmekte ve geliştirilmektedir. Dolayısıyla bu çıktının alındığı tarihten sonra yapılan güncellemeleri görmek ve bu içeriğin en güncel halini okumak için lütfen şu adrese gidiniz: https://evrimagaci.org/s/3733
İçerik Kullanım İzinleri: Evrim Ağacı'ndaki yazılı içerikler orijinallerine hiçbir şekilde dokunulmadığı müddetçe izin alınmaksızın paylaşılabilir, kopyalanabilir, yapıştırılabilir, çoğaltılabilir, basılabilir, dağıtılabilir, yayılabilir, alıntılanabilir. Ancak bu içeriklerin hiçbiri izin alınmaksızın değiştirilemez ve değiştirilmiş halleri Evrim Ağacı'na aitmiş gibi sunulamaz. Benzer şekilde, içeriklerin hiçbiri, söz konusu içeriğin açıkça belirtilmiş yazarlarından ve Evrim Ağacı'ndan başkasına aitmiş gibi sunulamaz. Bu sayfa izin alınmaksızın düzenlenemez, Evrim Ağacı logosu, yazar/editör bilgileri ve içeriğin diğer kısımları izin alınmaksızın değiştirilemez veya kaldırılamaz.