Keşfedin, Öğrenin ve Paylaşın
Evrim Ağacı'nda Aradığın Her Şeye Ulaşabilirsin!
Paylaşım Yap
Tüm Reklamları Kapat

Körelmiş Organ Apandis: Selülozu Neden Sindiremiyoruz?

4 dakika
66,200
Körelmiş Organ Apandis: Selülozu Neden Sindiremiyoruz? Pixabay
Bu içerik 2 yazı dizisinde bulunuyor!

Bu yazı, Bilim Dışı İddialara Bilimsel Cevaplar yazı dizisinin 18 . yazısıdır. Bu yazı dizisini okumaya, serinin 1. yazısı olan "Kızım Sana Söylüyorum Gelinim Sen Anla: Alabama Eyaleti Eğitim Müdürlüğü'ne..." başlıklı makalemizden başlamanızı öneririz.

Yazı dizisi içindeki ilerleyişinizi kaydetmek için veya kayıt olun.


Bu yazı, İnsan Evriminde Özel Konular yazı dizisinin 35 . yazısıdır. Bu yazı dizisini okumaya, serinin 1. yazısı olan "Gen Benzerliği (Genetik Benzerlik) Nedir? İnsan Genomu, Diğer Canlılara Ne Kadar Benzer?" başlıklı makalemizden başlamanızı öneririz.

Yazı dizisi içindeki ilerleyişinizi kaydetmek için veya kayıt olun.


EA Akademi Hakkında Bilgi Al
Tüm Reklamları Kapat

İnsanlar olarak nişastayı sindirebiliyoruz ancak selülozu sindiremiyoruz. Bunun nedenini hiç düşündünüz mü?

Selüloz da, nişasta da glikoz moleküllerinin uca farklı şekillerde (konfigürasyonlarda) bağlanmasıyla elde edilir. Nişastada bağlar alfa tipiyken, selülozda beta tipindedir. Bu, aradaki büyük farkı yaratmaktadır. Bu farktan ötürü, nişastadaki glikoz molekülleri arası bağlar göreceli olarak oldukça zayıfken, selüloz, kimi durumda kitin ile kıyaslanacak kadar güçlü bağlara sahiptir.

Aslında enzimsel aktiviteye baktığımızda, çok öğretici bir durum görürüz: Enzimlerin, elbette ki bir bilinci ya da düşüncesi yoktur, sıradan moleküller bütünüdür. Ancak ve ancak ortamda kendisine uygun moleküller varsa kimyasal tepkimeye girebilir ve çeşitli ürünler üretebilirler. Yapıtaşı tamamen aynı ve glikoz olan iki farklı dev molekül (nişasta ve selüloz), aynı enzimlerle sindirilemezler. Daha doğrusu aynı enzimlerle kimyasal tepkimeye giremezler, çünkü bu moleküllerin diziliş biçimi, enzimlerin onları parçalayacak diğer kimyasallarla tepkimeye girmesini sağlayıp, parçalayabilmesi için uygun değildir. Aradaki dev farkı bu yaratır.

Tüm Reklamları Kapat

Buradan çıkarmamız gereken ise şudur: Nişastayı sindirebilmek için gereken enzimler ile selülozu sindirebilmek için gereken enzimler birbirlerinden farklıdır ve vücutta ayrı ayrı üretilmeleri veya çeşitli yollarla (enjeksiyon veya simbiyotik yaşam gibi) vücut içerisine alınmaları gerekir. 

Vücudumuzda Selülozu Sindiren Enzimler Var mı?

Peki, insan vücudunda nişastanın sindirimini sağlayan enzimler olduğunu biliyoruz, amilaz ve karaciğer enzimleri gibi. Peki ya selülozu sindiren enzimler var mıdır?

Burada çok ilginç bir bilgi şudur: Çoğu primatta, özellikle de Yeni Dünya Maymunları ve genel olarak ağaçlarda yaşayan (arboreal) kuyruklu maymunlarda apandiks organı selülozu sindirmeye yarayan enzimleri salgılamaktadır. İnsanda ise apandiksten halen bu salgıların eser miktarda salgılandığı tespit edilmiş; ancak bunların selüloz sindirimi için gereken aktivasyon enerjisini aşmak konusunda aşırı yetersiz olduğu bulunmuştur. Çünkü apandiks, artık kullanılmayan ve evrimsel süreçte, evrim ekonomisi dahilinde körelmiş bir organdır ve evrimsel biyolojinin güzel unsurlarından biridir. Bu konuyla ilgili detaylı bir incelememizi buradaki yazımızdan okuyabilirsiniz.

Kısacası apandiksin körelmesinin selüloz sindirememeye başlamamızla birebir ilgisi olduğu düşünülmektedir.

Tüm Reklamları Kapat

Selülozu Sindiren Organımız Neden Köreldi?

Pekala, şimdi, sorunuza gelelim: Neden selüloz sindiren organımız köreldi de, nişastayı sindirmeye devam ettik?

Selüloz, bildiğiniz gibi bitkilerin hücre duvarlarında bulunan, kitinden sonra en güçlü kimyasallardan biridir. Bitkilerin hemen her yerinde bulunur; ancak oransal olarak baktığımızda depo işlevi gören kökler hariç köklerde, gövdede ve yapraklarda en bol bulunur. Ancak kimi zaman yapraklarda primer nişasta oranının artmasıyla ve hemen her zaman da bitki meyvelerinde selüloz olarak göreceli olarak azalır, çünkü nişasta buralarda bol bol bulunmaktadır. Ancak yine de bitkinin meyveleri haricindeki pek çok bölgesindeki yoğunluklu molekül selülozdur. Meyveler ise yoğun nişasta depolarıdır.

Hominidler ve kuzenleri, daha doğrusu bu grupların ataları, günümüzden 23 milyon yıl kadar önce ağaçlardan inmeye başladıktan sonra, bitkilerin yeşil kısımlarına olan ilgilerini kaybetmişlerdir. Çünkü özellikle trikromatik görüşün (3 renkli görüş) evrimleşmeye başlaması ile meyvelerin renkleri daha net ayırt edilebilmeye başlanmış ve meyveler, diyetin büyük kısmını oluşturur hale gelmiştir. Hele ki hominid türleri fruiteryen (sadece meyve yiyen) ve vejetaryen (sadece yeşillik, yemiş ve ot yiyen) beslenme tipinden, et de içeren omnivor (hepçil) beslenme tipine geçmeleriyle, bitkilerin selüloz ağırlıklı bölgelerinin yenme oranları yok denebilecek kadar aza inmiştir. Atalarımızın beslenme tipinin evrimsel süreçte nasıl ve neden değiştiğini öğrenmek için buradaki yazımızı okuyabilirsiniz.

Günümüzde, bitkilerin yapraklarını yemeyen bazı primat türleri vardır. Yaprakları yiyen primatlar, doğal olarak selülozu da yerler ve apandisleri veya simbiyotik yolla ilişki içerisinde olduğu bakteriler sayesinde bu selülozu sindirebilirler. Avcı-toplayıcı ilkin kabileler, meyve tüketimini ve stoğunu sürdürmüş; ancak yaprakları yemeyi tamamen kesmiş; bunun yerine savana yaşantısında edinmesi daha kolay olan hayvan tüketimine (avcılığa) odaklanmışlardır. Bu süreçte de selüloz sindirimi gereksiz bir hal almış ve bir süre sonra, gerekli enzimleri üreten organların körelmesiyle birlikte sonlanmıştır. İşlevsiz hale gelen organların evrimsel süreçte neden köreldiğini öğrenmek için buradaki yazımızı okuyabilirsiniz.

Evrim Ağacı'ndan Mesaj

Evrim Ağacı'nın çalışmalarına Kreosus, Patreon veya YouTube üzerinden maddi destekte bulunarak hem Türkiye'de bilim anlatıcılığının gelişmesine katkı sağlayabilirsiniz, hem de site ve uygulamamızı reklamsız olarak deneyimleyebilirsiniz. Reklamsız deneyim, sitemizin/uygulamamızın çeşitli kısımlarda gösterilen Google reklamlarını ve destek çağrılarını görmediğiniz, %100 reklamsız ve çok daha temiz bir site deneyimi sunmaktadır.

Kreosus

Kreosus'ta her 10₺'lik destek, 1 aylık reklamsız deneyime karşılık geliyor. Bu sayede, tek seferlik destekçilerimiz de, aylık destekçilerimiz de toplam destekleriyle doğru orantılı bir süre boyunca reklamsız deneyim elde edebiliyorlar.

Kreosus destekçilerimizin reklamsız deneyimi, destek olmaya başladıkları anda devreye girmektedir ve ek bir işleme gerek yoktur.

Patreon

Patreon destekçilerimiz, destek miktarından bağımsız olarak, Evrim Ağacı'na destek oldukları süre boyunca reklamsız deneyime erişmeyi sürdürebiliyorlar.

Patreon destekçilerimizin Patreon ile ilişkili e-posta hesapları, Evrim Ağacı'ndaki üyelik e-postaları ile birebir aynı olmalıdır. Patreon destekçilerimizin reklamsız deneyiminin devreye girmesi 24 saat alabilmektedir.

YouTube

YouTube destekçilerimizin hepsi otomatik olarak reklamsız deneyime şimdilik erişemiyorlar ve şu anda, YouTube üzerinden her destek seviyesine reklamsız deneyim ayrıcalığını sunamamaktayız. YouTube Destek Sistemi üzerinde sunulan farklı seviyelerin açıklamalarını okuyarak, hangi ayrıcalıklara erişebileceğinizi öğrenebilirsiniz.

Eğer seçtiğiniz seviye reklamsız deneyim ayrıcalığı sunuyorsa, destek olduktan sonra YouTube tarafından gösterilecek olan bağlantıdaki formu doldurarak reklamsız deneyime erişebilirsiniz. YouTube destekçilerimizin reklamsız deneyiminin devreye girmesi, formu doldurduktan sonra 24-72 saat alabilmektedir.

Diğer Platformlar

Bu 3 platform haricinde destek olan destekçilerimize ne yazık ki reklamsız deneyim ayrıcalığını sunamamaktayız. Destekleriniz sayesinde sistemlerimizi geliştirmeyi sürdürüyoruz ve umuyoruz bu ayrıcalıkları zamanla genişletebileceğiz.

Giriş yapmayı unutmayın!

Reklamsız deneyim için, maddi desteğiniz ile ilişkilendirilmiş olan Evrim Ağacı hesabınıza yapmanız gerekmektedir. Giriş yapmadığınız takdirde reklamları görmeye devam edeceksinizdir.

Günümüzdeki Primatlarda Apandiksin Durumu

Tahmin edilebileceği gibi primatların büyük çoğunluğunda kör bağırsak (caecum) ve apandiks bulunuyor. Hatta primatların evrimini sadece bu organın evrimine bakarak bile takip etmek belli bir dereceye kadar mümkün oluyor, o derece güzel bir evrim unsuru. Öyle ki, apandiks, kör bağırsaktan evrimleşmiş bir yapı ve bazı primatlarda kör bağırsak-apandiks karışımı, tam olarak diğer primatlardaki kadar farklılaşmamış "ara geçiş apandiksleri" bulabiliyoruz.

Farklı türlerde apandis organı
Farklı türlerde apandis organı

Apandiks, kör bağırsağın daralmış, kalınlaşmış, lenflerce zengin bir eki olarak karşımıza çıkmaktadır. İnsansıların hepsinde, istisnasız apandiks bulunmaktadır. İnsansılar haricindeki primatlarda da, hepsinde dorğudan apandikse benzemese de, az önce yaptığımız tanıma uygun apandiks-benzeri yapılar görebilmekteyiz. Kiminde ise apandiks doğrudan, bildiğimiz haliyle bulunmaktadır. Zaten günümüzdeki birçok türde, insan da dahil olmak üzere, kör bağırsağın nerede bitip, apandiksin nerede başladığını tespit etmek zordur, birbirinin devamı olarak evrimleşmiş yapılardır.

Teknik konuşmak gerekirse apandiks, prosimiyenlerin (ön maymunların) çoğunda ve Yeni Dünya Maymunları'nda bulunmamaktadır ya da çok ilkin versiyonları bulunmaktadır. Buna karşılık, apandiksin yerini dolduran, benzer işlevlere sahip büyük bir kör bağırsağa sahiptirler.

Biz insanların doğrudan atalarını da içeren Eski Dünya Maymunları'nda ise apandiks net olarak ayırt edilebilmeye başlar. İnsansı maymunlarda ise apandiks iyice belirginleşir, özellikle de otlarla beslenen türlerde. İnsansılarda ise apandiksin kademeli olarak köreldiğini görmekteyiz. Bu körelmenin nedeni, son 4-5 milyon yıl içinde insan beslenmesinde yaşanan evrimsel değişimlerdir.

Bu Makaleyi Alıntıla
Okundu Olarak İşaretle
Bu içerik 2 yazı dizisinde bulunuyor!

Bu yazı, Bilim Dışı İddialara Bilimsel Cevaplar yazı dizisinin 18 . yazısıdır. Bu yazı dizisini okumaya, serinin 1. yazısı olan "Kızım Sana Söylüyorum Gelinim Sen Anla: Alabama Eyaleti Eğitim Müdürlüğü'ne..." başlıklı makalemizden başlamanızı öneririz.

Yazı dizisi içindeki ilerleyişinizi kaydetmek için veya kayıt olun.


Bu yazı, İnsan Evriminde Özel Konular yazı dizisinin 35 . yazısıdır. Bu yazı dizisini okumaya, serinin 1. yazısı olan "Gen Benzerliği (Genetik Benzerlik) Nedir? İnsan Genomu, Diğer Canlılara Ne Kadar Benzer?" başlıklı makalemizden başlamanızı öneririz.

Yazı dizisi içindeki ilerleyişinizi kaydetmek için veya kayıt olun.


EA Akademi Hakkında Bilgi Al
49
1
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Paylaş
Sonra Oku
Notlarım
Yazdır / PDF Olarak Kaydet
Bize Ulaş
Yukarı Zıpla

İçeriklerimizin bilimsel gerçekleri doğru bir şekilde yansıtması için en üst düzey çabayı gösteriyoruz. Gözünüze doğru gelmeyen bir şey varsa, mümkünse güvenilir kaynaklarınızla birlikte bize ulaşın!

Bu içeriğimizle ilgili bir sorunuz mu var? Buraya tıklayarak sorabilirsiniz.

İçerikle İlgili Sorular
Soru & Cevap Platformuna Git
Bu İçerik Size Ne Hissettirdi?
  • Muhteşem! 47
  • Tebrikler! 32
  • Bilim Budur! 32
  • Merak Uyandırıcı! 13
  • Mmm... Çok sapyoseksüel! 12
  • İnanılmaz 6
  • Güldürdü 4
  • Umut Verici! 3
  • Üzücü! 2
  • Grrr... *@$# 1
  • İğrenç! 1
  • Korkutucu! 1
Kaynaklar ve İleri Okuma
Tüm Reklamları Kapat

Evrim Ağacı'na her ay sadece 1 kahve ısmarlayarak destek olmak ister misiniz?

Şu iki siteden birini kullanarak şimdi destek olabilirsiniz:

kreosus.com/evrimagaci | patreon.com/evrimagaci

Çıktı Bilgisi: Bu sayfa, Evrim Ağacı yazdırma aracı kullanılarak 21/12/2024 15:52:46 tarihinde oluşturulmuştur. Evrim Ağacı'ndaki içeriklerin tamamı, birden fazla editör tarafından, durmaksızın elden geçirilmekte, güncellenmekte ve geliştirilmektedir. Dolayısıyla bu çıktının alındığı tarihten sonra yapılan güncellemeleri görmek ve bu içeriğin en güncel halini okumak için lütfen şu adrese gidiniz: https://evrimagaci.org/s/178

İçerik Kullanım İzinleri: Evrim Ağacı'ndaki yazılı içerikler orijinallerine hiçbir şekilde dokunulmadığı müddetçe izin alınmaksızın paylaşılabilir, kopyalanabilir, yapıştırılabilir, çoğaltılabilir, basılabilir, dağıtılabilir, yayılabilir, alıntılanabilir. Ancak bu içeriklerin hiçbiri izin alınmaksızın değiştirilemez ve değiştirilmiş halleri Evrim Ağacı'na aitmiş gibi sunulamaz. Benzer şekilde, içeriklerin hiçbiri, söz konusu içeriğin açıkça belirtilmiş yazarlarından ve Evrim Ağacı'ndan başkasına aitmiş gibi sunulamaz. Bu sayfa izin alınmaksızın düzenlenemez, Evrim Ağacı logosu, yazar/editör bilgileri ve içeriğin diğer kısımları izin alınmaksızın değiştirilemez veya kaldırılamaz.

Keşfet
Akış
İçerikler
Gündem
Doğal
Kıl
Kadın Sağlığı
Mitler
Tarih
Uluslararası Uzay İstasyonu
Kuyrukluyıldız
Neandertaller
Cinsel Yönelim
Gen
Entropi
Korona
Hız
Lazer
Bağırsak
Arkeoloji
Şehir Hastanesi
Darwin
Psikiyatri
Diş
Eşeyli Üreme
Virüsler
Üreme
Viroloji
Eğitim
Aklımdan Geçen
Komünite Seç
Aklımdan Geçen
Fark Ettim ki...
Bugün Öğrendim ki...
İşe Yarar İpucu
Bilim Haberleri
Hikaye Fikri
Video Konu Önerisi
Başlık
Bugün bilimseverlerle ne paylaşmak istersin?
Gündem
Bağlantı
Ekle
Soru Sor
Stiller
Kurallar
Komünite Kuralları
Bu komünite, aklınızdan geçen düşünceleri Evrim Ağacı ailesiyle paylaşabilmeniz içindir. Yapacağınız paylaşımlar Evrim Ağacı'nın kurallarına tabidir. Ayrıca bu komünitenin ek kurallarına da uymanız gerekmektedir.
1
Bilim kimliğinizi önceleyin.
Evrim Ağacı bir bilim platformudur. Dolayısıyla aklınızdan geçen her şeyden ziyade, bilim veya yaşamla ilgili olabilecek düşüncelerinizle ilgileniyoruz.
2
Propaganda ve baskı amaçlı kullanmayın.
Herkesin aklından her şey geçebilir; fakat bu platformun amacı, insanların belli ideolojiler için propaganda yapmaları veya başkaları üzerinde baskı kurma amacıyla geliştirilmemiştir. Paylaştığınız fikirlerin değer kattığından emin olun.
3
Gerilim yaratmayın.
Gerilim, tersleme, tahrik, taciz, alay, dedikodu, trollük, vurdumduymazlık, duyarsızlık, ırkçılık, bağnazlık, nefret söylemi, azınlıklara saldırı, fanatizm, holiganlık, sloganlar yasaktır.
4
Değer katın; hassas konulardan ve öznel yoruma açık alanlardan uzak durun.
Bu komünitenin amacı okurlara hayatla ilgili keyifli farkındalıklar yaşatabilmektir. Din, politika, spor, aktüel konular gibi anlık tepkilere neden olabilecek konulardaki tespitlerden kaçının. Ayrıca aklınızdan geçenlerin Türkiye’deki bilim komünitesine değer katması beklenmektedir.
5
Cevap hakkı doğurmayın.
Aklınızdan geçenlerin bu platformda bulunmuyor olabilecek kişilere cevap hakkı doğurmadığından emin olun.
Sosyal
Yeniler
Daha Fazla İçerik Göster
Popüler Yazılar
30 gün
90 gün
1 yıl
Evrim Ağacı'na Destek Ol

Evrim Ağacı'nın %100 okur destekli bir bilim platformu olduğunu biliyor muydunuz? Evrim Ağacı'nın maddi destekçileri arasına katılarak Türkiye'de bilimin yayılmasına güç katın.

Evrim Ağacı'nı Takip Et!
Yazı Geçmişi
Okuma Geçmişi
Notlarım
İlerleme Durumunu Güncelle
Okudum
Sonra Oku
Not Ekle
Kaldığım Yeri İşaretle
Göz Attım

Evrim Ağacı tarafından otomatik olarak takip edilen işlemleri istediğin zaman durdurabilirsin.
[Site ayalarına git...]

Filtrele
Listele
Bu yazıdaki hareketlerin
Devamını Göster
Filtrele
Listele
Tüm Okuma Geçmişin
Devamını Göster
0/10000
Bu Makaleyi Alıntıla
Evrim Ağacı Formatı
APA7
MLA9
Chicago
Ç. M. Bakırcı. Körelmiş Organ Apandis: Selülozu Neden Sindiremiyoruz?. (27 Temmuz 2011). Alındığı Tarih: 21 Aralık 2024. Alındığı Yer: https://evrimagaci.org/s/178
Bakırcı, Ç. M. (2011, July 27). Körelmiş Organ Apandis: Selülozu Neden Sindiremiyoruz?. Evrim Ağacı. Retrieved December 21, 2024. from https://evrimagaci.org/s/178
Ç. M. Bakırcı. “Körelmiş Organ Apandis: Selülozu Neden Sindiremiyoruz?.” Edited by Çağrı Mert Bakırcı. Evrim Ağacı, 27 Jul. 2011, https://evrimagaci.org/s/178.
Bakırcı, Çağrı Mert. “Körelmiş Organ Apandis: Selülozu Neden Sindiremiyoruz?.” Edited by Çağrı Mert Bakırcı. Evrim Ağacı, July 27, 2011. https://evrimagaci.org/s/178.
ve seni takip ediyor

Göster

Şifremi unuttum Üyelik Aktivasyonu

Göster

Şifrenizi mi unuttunuz? Lütfen e-posta adresinizi giriniz. E-posta adresinize şifrenizi sıfırlamak için bir bağlantı gönderilecektir.

Geri dön

Eğer aktivasyon kodunu almadıysanız lütfen e-posta adresinizi giriniz. Üyeliğinizi aktive etmek için e-posta adresinize bir bağlantı gönderilecektir.

Geri dön

Close