Keşfedin, Öğrenin ve Paylaşın
Evrim Ağacı'nda Aradığın Her Şeye Ulaşabilirsin!
Paylaşım Yap
Aklımdan Geçen
Komünite Seç
Aklımdan Geçen
Fark Ettim ki...
Bugün Öğrendim ki...
İşe Yarar İpucu
Bilim Haberleri
Hikaye Fikri
Video Konu Önerisi
Başlık
Bugün Türkiye'de bilime ve bilim okuryazarlığına neler katacaksın?
Gündem
Bağlantı
Ekle
Soru Sor
Stiller
Kurallar
Komünite Kuralları
Bu komünite, aklınızdan geçen düşünceleri Evrim Ağacı ailesiyle paylaşabilmeniz içindir. Yapacağınız paylaşımlar Evrim Ağacı'nın kurallarına tabidir. Ayrıca bu komünitenin ek kurallarına da uymanız gerekmektedir.
1
Bilim kimliğinizi önceleyin.
Evrim Ağacı bir bilim platformudur. Dolayısıyla aklınızdan geçen her şeyden ziyade, bilim veya yaşamla ilgili olabilecek düşüncelerinizle ilgileniyoruz.
2
Propaganda ve baskı amaçlı kullanmayın.
Herkesin aklından her şey geçebilir; fakat bu platformun amacı, insanların belli ideolojiler için propaganda yapmaları veya başkaları üzerinde baskı kurma amacıyla geliştirilmemiştir. Paylaştığınız fikirlerin değer kattığından emin olun.
3
Gerilim yaratmayın.
Gerilim, tersleme, tahrik, taciz, alay, dedikodu, trollük, vurdumduymazlık, duyarsızlık, ırkçılık, bağnazlık, nefret söylemi, azınlıklara saldırı, fanatizm, holiganlık, sloganlar yasaktır.
4
Değer katın; hassas konulardan ve öznel yoruma açık alanlardan uzak durun.
Bu komünitenin amacı okurlara hayatla ilgili keyifli farkındalıklar yaşatabilmektir. Din, politika, spor, aktüel konular gibi anlık tepkilere neden olabilecek konulardaki tespitlerden kaçının. Ayrıca aklınızdan geçenlerin Türkiye’deki bilim komünitesine değer katması beklenmektedir.
5
Cevap hakkı doğurmayın.
Aklınızdan geçenlerin bu platformda bulunmuyor olabilecek kişilere cevap hakkı doğurmadığından emin olun.
Size Özel
Makaleler
İnceleme
Ahmet Ensar Artun
İnceleyen6 3 gün önce
Atmosfer oldukça iyi, aksiyon oldukça iyi, üzerinde emek olan bir film. Ancak aksiyon dışında hiçbir şey vaat edemediği için ilk 1 .saatten sonra oldukça sıkıcı olmaya başlıyor. Sürekli yeni bir lokasyonda tekrar tekrar insan dövmek ve öldürmek seyir zevki olarak yeterli olmuyor. Hikaye desen yeterince özgün ve düşünülmüş değil, film tam anlamıyla bir amaç barındırmıyor. Genel olarak yarım kalmış bir film. Bu film üzerine harcanan paraya yazık açıkçası. İzleyicide tam olarak bir etki bırakmıyor. Filmden ayrıldığım birkaç saat içerisinde unuttum mesela. Genel olarak değerlendirecek olursak görsellik ve aksiyon iyi ancak hikayenin kötülüğü ve izleyiciye etki bırakacak özel bir şey vadetmemesi büyük eksik.
Film
6.5/10
(4 Kişi)
Puan Ver
İnceleme Yaz
Sonra İzleyeceklerime Ekle
1
0 Yorum
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Ege Can Karanfil
Çeviren 13 Nisan 2021
Temel parçacıklar ne kadar hızlı yalpalar? Görünüşte önemsiz görünen bu sorunun şaşırtıcı cevabı, ABD New York’taki Brookhaven Ulusal Laboratuvarı’ndan 2001 yılında geldi ve fizikte yaydın olarak benimsenen parçacık fiziğinin Standart Modelinin eksik olduğunu gösterdi. Daha spesifik konuşmak gerekirse, ağır elektron ile benzerlikler gösteren parçacık yani müon, g-2 olarak bilinen bir dizi deneyde incelendiği sırada nispeten büyük bir yalpalamaya sahipti. Brookhaven’ın bulguları, dünyanın dört bir yanındaki diğer deney gruplarını, çalışmayı onaylamaları için harekete geçirdi ve teorisyenlere bunu daha iyi anlamaları için baskı yaptı. Geçtiğimiz hafta, Illinois’deki Fermi Ulusal Hızlandırıcı Laboratuvarı‘nda (Fermilab) yürütülen ve burada gösterilen en hassas müon yalpalama deneyi de Brookhaven’ın sonucuyla aynı fikirde. Beklenmedik bu yalpalama hızı, şimdiye kadar var olmuş olan sanal parçacık denizinin şu anda bilinmeyen türleri içerdiğini gösterebilir. Alternatif olarak, karmaşık teorik öngörü hesaplamalarında kusurların var olduğunu gösterebilir. Fermilab’ın g-2 deneyinde yapılacak olan çalışmalar, ölçtüğümüz evren ile anladığımız evren arasındaki istatistiksel farkı daha da artırabilir.
6
0 Yorum
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Hevi Elif Engin
Çeviren 14 Ağustos 2018 10 dk.

Biyolojik antropologlar, insanların büyük kuyruksuz maymunlarla ortak evrimsel ilişkilerini anlamak ve genetik geçmişimizin onlarınkinden nasıl farklılaştığını incelemek için genetik verileri kullanırlar.

Kuyruksuz maymunlar ailesi, Hominidae, günümüzde hala var olan dört cinsten oluşur: Sumatra ve Borneo  orangutanlarının dahil olduğu Pongo (orangutanlar), batı ve doğu gorillerinden oluşan Gorilla (goriller), şempanze ve bonobolardan oluşan Pan (şempanze ve bonobolar) ve son olarak da insanlardan oluşan Homo (Görsel 1). Bu cinsler arasından, Afrika büyük kuyruksuz maymunları, Pan ve Gorilla yaşayan en yakın akrabalarımızdır. Biyolojik antropolojinin temel odak noktası, maymunlarla sahip olduğumuz ortak evrimsel ilişkileri göstermek, genetik geçmişimizin onlarınkinden nasıl farklılaştığını incelemek ve son olarak da ‘bizleri insan yapan’ eşsiz adaptasyonları anlamaktır. Bu soruları cevaplamak için, morfolojik, genetik, ekolojik ve davranışsal da dahil olmak üzere pek çok veri türü kullanılmıştır. 20. yüzyıl sonları, insan ve kuyruksuz maymunların ortak evrimsel geçmişine ışık tutan çok sayıda genetik çalışmaya şahit olmuştur. Bu çalışmalar, büyük kuyruksuz maymun türlerinde görülen çeşitliliğin hangi evrimsel süreç sonucunda ortaya çıktığı ve bu süreçlerin türler arasında nasıl farklılaştığı konularını da gündeme getirmiştir. Bu çalışmalar aynı zamanda, Pliyosen Çağ ve Buzul Çağı süresince bir arada yaşayan inanılmaz hominin çeşitliliğine katkıda bulunmuş olabilecek faktörlere ek olarak insanlar ve Afrika kuyruksuz maymunlarının son ortak atasındaki türleşmeyi teşvik etmede katkısı olabilecek faktörler hakkında tartışmalara da sebep olmuştur (Foley 2002).

62
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Evrim Ağacı'ndan Mesaj

Evrim Ağacı üyeliği tamamen ücretsiz ve sitemizi çok daha etkili, interaktif ve keyifli bir şekilde kullanmanızı sağlayacak. Üye değilseniz, birkaç saniyede üyelik oluşturabilirsiniz! Üyeyseniz de giriş yapmanızı tavsiye ederiz.

Fatma Nur İnakçı
Aktaran 6 gün önce 3 dk.

Bilim insanları, kullanışsız gece görüş gözlüklerine ihtiyaç duymadan kızılötesi ışığı görmenin yeni bir yolunu buldu. Araştırmacılar kızılötesi görüş sağlayan ilk kontakt lensleri üretti ve bu cihazlar, insanlar gözlerini kapattıklarında bile işe yarıyor.

Hefei'deki Çin Bilim ve Teknoloji Üniversitesinden (USTC) bilim insanlarının başını çektiği buluşun arkasındaki ekip, lenslere güçlerini 800-1.600 nanometre aralığındaki yakın kızılötesi ışığı 400-700 nanometre aralığında insanların görebileceği daha kısa dalga boylu görünür ışığa dönüştüren nanoparçacıklarla güçlendirerek kazandırdı. Araştırmacılar lenslerin bir çiftinin yapımının yaklaşık 200 ABD dolarına mal olduğunu tahmin ediyor.

22
2
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Ayşegül Şenyiğit Özdil
Çeviren 14 Eylül 2014 3 dk.

"Işık" konusunda bir kriz yaşanıyor... Evrende bulduğumuz ışık saçan nesnelerin sayısına bakılacak olursa evren olması gerekenden çok daha parlaktır, ve bu hesaplama sorunu astronomları şaşırtıyor. Pasadena California’daki Washington Carnegie Gözlemevinden Juna Kollmeier bunu şöyle anlatıyor:

Bu gizemi çözmek karanlık maddeyi keşfetmenin yeni yollarını gösterebilir veya kozmosun diğer bilinmeyen “karanlık” bileşeninin varlığını ortaya çıkarabilir. Kollmeier şöyle devam ediyor:

20
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Çağrı Mert Bakırcı
Yazar 31 Ekim 2012 1 dk.

Aşağıdaki fotoğrafta gördüğünüz, bir film setinden bir kare değil. Paul Karason isimli bir şahsın gerçek bir fotoğrafı. Yani mavi/mor renk, bir insanın gerçekten de dönüşebileceği bir renk tonu. Bu durumun sorumlusu ise, evlerimizin dekorasyonunda ve takılarımızda sıklıkla kullandığımız gümüş!

Gümüş, insan vücudundan kolaylıkla atılabilen bir element değildir ve sürekli olarak vücutta depolanır. Gümüşe, gümüş tozuna ve hatta gümüş içerikli diğer kimyasal bileşiklere uzun süreli maruz kalmak, vücudunuzdaki gümüş miktarını hızla arttıracaktır. Öncelikle fark edilmeden vücudun farklı bölgelerinde, deri altında, organlarda biriken bu gümüş, tıpkı fotoğraf çekiminde kullanılan gümüşte (veya diğer metallerde) olduğu gibi, ışığa maruz kaldığında karararak renk değiştirir. Bunun sonucunda gümüşe fazla maruz kalmış kişi, mor veya mavi bir renk almaya başlar. İşte bu durum, tıp biliminde "arjiri" olarak bilinmektedir. Yukarıdaki fotoğraftaki Paul Karason'ın vakasını, aşağıdaki İngilizce videodan izleyebilirsiniz:

29
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Söz
Semih Peker
Semih Peker
70K UP
Alıntıyı Ekleyen 1 gün önce
İhtimalsiz bir hayal yok ki dünyada
Varsa bile yok farz edip yalvarırım tanrıya
Kaynak: Elveda/şarkı
2
0 Yorum
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Çağrı Mert Bakırcı
Yazar 23 Ağustos 2011 28 dk.

Tartışmalar, tarih boyunca, yaygın ve hâkim fikirlerin insanlarca sorgulanmasını mümkün kılmıştır. Tartışmalar, daha önce düşünülmemiş konuların gözden geçirilmesini, henüz yıkılmamış tabuların sarsılmasını sağlar. Günümüzde de büyük bir öneme sahip olan tartışmaları yakından incelediğimizde sık sık “kavga” şeklinde gerçekleştirildiklerini ve asıl amacın dışına çıktıklarını görebiliyoruz. Ama her şey kaybedilmiş değil. Bilimin ve felsefenin gelişmesi sayesinde, artık tartışmalar içinde yer alan argümanların temel aldığı çeşitli safsataları da tespit ve kategorize edebiliyoruz. Dolayısıyla, bu safsataları anlamak için, öncelikle halk arasında oldukça yanlış tanınan ”tartışma” kavramını ele almak gerekmektedir.

Bu yazı dizimizde, “bilimsel tartışma” nedir ve ne değildir, nasıl yapılmalıdır ve nasıl yapılmamalıdır gibi temel sorular üzerinde duracağız. Bu bilgiler sadece bilim dünyasında değil, aynı zamanda günlük yaşamınızda da karşılaşabileceğiniz tartışmalarda faydalı olabilecek konulardır. Amaç “fikir değiştirmek” olduğunda, argümanlarınızın başarısı karşınızdaki kişinin açık fikirliliğine bağlı bir durum olsa da, argümanlarınızı bilimsel verilerle ve mantıkla desteklemek, sürdürülen tartışmayı daha da etkili ve işe yarar kılacaktır. Elbette her fikir eşit değerde ve/veya eşit değildir, hatta bazı fikirler sadece öznel olarak değil, nesnel olarak bile ”saçmalık” denecek kadar abartılı olabilir. Böylesine durumların tartışıldığı konularda çıkmaza girildiğinde, ”Bana saygı duy!” gibi savunmalar da sıklıkla karşımıza çıkmaktadır. Halbuki hiç kimse, bir başka kişiye saygı duymak için o kişinin fikirlerine saygı duymak zorunda değildir. Futbol fanatiği bir dostunuzun spor sevdasının abartılı ve kendisine zarar veren düzeyde olduğunu ifade etmek, dostunuza saygı duymadığınız anlamına gelmez. Benzer şekilde, bir kişinin derinden inandığı inanç ve fikirleri sorgulamak, onlara saygısızlık etmek değildir. Bu kişi, sizden yaşça çok daha büyük ebeveynleriniz veya dedeniz olsa bile... Tam tersine, istisnasız olarak her türlü fikri sorgulamak, tartışmak, bu fikirlerin değeri ve geçerliliği üzerine kafa yormak, insanlığı ileri götüren, toplumları zenginleştirip güçlendiren, halkları aydın ve özgür kılan tutumlardır. Dolayısıyla, tartışma ve münazara kültürünün yer etmediği kültürler, diğerlerinden geri kalmaya mahkumdur.

236
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Prof. Dr. Hakan Yaman
Yazar 5 gün önce 7 dk.

Yüzyıllardır Anadolu’nun dağlık coğrafyasında varlıklarını sürdüren Yörük toplulukları, yaşam biçimlerinin merkezine keçiyi yerleştirmiştir. Bu makale, keçi ile insan arasında yalnızca ekonomik değil, aynı zamanda psikolojik, kültürel ve sembolik boyutlara uzanan çok katmanlı bir ilişkinin izini sürmektedir. Keçinin Yörük yaşamındaki anlamı yalnızca bir geçim aracına indirgenemez; o aynı zamanda dost, yol arkadaşı, kültürel simge ve kimlik belirleyicisi olarak öne çıkar.

Göçebe toplumların binlerce yıl süren tarihinde keçi, en dayanıklı evcil hayvan türlerinden biri olarak öne çıkmıştır. Orta Asya’dan Anadolu’ya uzanan bu kültürel süreklilikte, keçi hem bir besin kaynağı hem de topluluğun "hareket kabiliyetini" mümkün kılan stratejik bir canlıdır. Keçinin kıt kaynaklara adaptasyonu, Yörüklerin yaşam biçimini doğrudan şekillendirmiştir. Keçinin diğer hayvanlara tercih edilme sebebi, yalnızca coğrafi uyumluluğu değil, aynı zamanda düşük bakım ihtiyacı ve verimliliğidir. Bu da göçebeliğin değişken doğasına uygun bir hayvan olmasını sağlamıştır.

9
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Yaşam Ağacı Gözlemi
Ayşe Yılmaz
Ayşe Yılmaz
27K UP
Gözlemi Yapan 5 gün önce Türkiye, Çankırı
Bu güzelliğin Latince adı Hipparchia pellucida, Türkçe adı "Anadolu Kızılmeleği" imiş. Yapraklı ilçe merkezinde beni ziyarete geldiği için mutlu oldum, türünün tehlike altında olduğunu öğrenince üzüldüm, Çankırı'da daha önce gözlemlenmediğini öğrenince ümitlendim.
2
0 Yorum
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Deniz Kulağı’ndaki Güney Uçurumu

Deniz Kulağı bulutsusu olarak da bilinen yakındaki yıldız oluşum bölgesi M8’in dalgalı parlak sırtları ve toz bulutları, bu yakın çekim görüntüsünde karşımıza çıkıyor. Bu görüntü, 8 metrelik Gemini Güney teleskobunda yakalanan görünür bölgenin dar bant ve kızılötesi bölgenin geniş bant verisinin yanlış renkli ve keskin bir birleşimidir. Tüm görüntü, bulutsunun bazen Güney Uçurumu olarak da adlandırılan bölgesinde, yaklaşık 20 ışıkyıllık bir alanı kapsamakta. Son derece ayrıntılı olan görüntü, parlak çerçeveli bulutların ve Herbig-Haro nesnelerinin uçlarına gömülü pek çok yeni oluşmuş yıldızın ilişkisini ortaya çıkartıyor. Yıldız oluşturan bölgelerde bol miktarda bulunan Herbig-Haro nesneleri, genç yıldızların oluşumu sırasında onu çevreleyen gaz ve toz bulutlarını ısıtan güçlü jetler üretmektedir. Kozmik Deniz Kulağı bulutsusu, Yay takımyıldızına ve Samanyolu galaksimizin merkezi yönünde yaklaşık 5.000 ışıkyılı uzaklıkta bulunmaktadır. (Konum ve ölçek için, Güney Uçurumunun yakın çekimini daha büyük olan Deniz Kulağı bulutsusunun içine yerleştiren bu resme bakabilirsiniz. Ölçek resmi, R. Barba’nın izniyle kullanılmıştır.)

15 Mayıs 2021 Günün Astronomi Fotoğrafı (NASA APOD)

📸 Kaynaklar ve Katkıda Bulunanlar:
Görsel Kaynağı: Julia I. Arias ve Rodolfo H. Barba' (Dept. Fisica, Univ. de La Serena), ICATE-CONICET, Gemini Observatory/AURA
Çeviren: Ege Can Karanfil
Çeviri Editörü: Eda Alparslan

🔗 Tüm APOD içeriklerini görmek için:
https://evrimagaci.org/apod
Ufuk Derin
2 gün önce
Amerikalı astronom ve astrofizikçi William Wilson Morgan, 21 Haziran 1994'd, öldü. Morgan'ın çalışmalarının ana teması yıldız ve galaksi sınıflandırmasıydı. Ayrıca, galaksimizde spiral kolların varlığını kanıtlamaya yardımcı olmasıyla da tanınır. Bilimsel başarılarının yanı sıra, Wisconsin'deki Chicago Üniversitesi Yerkes Gözlemevi'nde profesör ve astronomi direktörü olarak görev yaptı ve George Hale'in Astrophysical Journal dergisinin yönetici editörüydü.
Bu gönderi Evrim Ağacı tarafından öne çıkarılmıştır.
1
0 Yorum
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
İnceleme
Ender Mert Bektaş
İnceleyen1 2 gün önce
Yapılan diğer değerlendirmeler inanın beni ilgilendirmiyor ama gerçekten önemli bir filozofu o kadar berbat yorumlamışsınız ki nefret kusuyorum şunları yazarken! Epiktetos denilen adam 2000 yıl önce yaşamış o zamanın şartlarına göre kendi çizgisinde Allahçı bir insan olarak kendini doğada izole ederek yaşamış ve adam doğada kendini bulmuş. Bunu da öğrencilerine anlatmış kendiside kitap yazmama kararı almış ama arkadaş siz bu kitabı sanki Epiktetos yazmış gibi gösterip adamın o zaman ki fikirlerini bugünün yarattığı din karışıklığıyla açıklarsanız olacağı buydu işte! Kitabın önsözünden ortalarına kadar bu kitabı ön yargısız okuyun hayatınıza ön yargısız devam edin denmiş. Hayatımıza devam ederiz etmesine de bu kitabı hiçte ön yargısız okuyamıyorum ben. Adamı hayattan bezmiş sadece Tanrı’ya inanan onun için her şeyin gerisini zerre kadar umursamayan biri gibi göstermişsiniz. İşte kendi fikirlerinizi katarsanız ortaya çıkan bu oluyor. Gerçekten son sayfaları içimden küfür ede ede okudum. Aslı Perker Hanımefendi inanın sizin ne kadar Allahçı olduğunuz umrumuzda değil! İnsanları koyundan farksızmış gibi sadece yat kalk dua et mantalitesinin rayına sokmaya karşın manipüle edercesine bir üslup kullanmanız rahatsız edici seviyede olmuş bu kitapta. Yanlış anlaşılma olmasın asla Filozof’a değil benim bu puanım sadece bu rezalet kitaba
8.2/10
(5 Kişi)
Puan Ver
2000 Yıllık Huzurlu Yaşama Rehberi
İnceleme Yaz
Sonra Okuyacaklarıma Ekle
3
0 Yorum
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Söz
Evrim Ağacı
Alıntıyı Ekleyen 24 Şubat 2019
Bilgisayarlardan nefret edenlerle ilgili sorun şudur: Gerçekte bilgisayarlardan değil, üşengeç bilgisayar programcılarından nefret ederler.
Bu alıntı Evrim Ağacı tarafından öne çıkarılmıştır.
16
0 Yorum
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Evrim Ağacı'ndan Mesaj

Evrim Ağacı'nda yayınladığımız bilim haberlerini anlık olarak Bundle üzerinden de okuyabileceğinizi biliyor muydunuz?

İnceleme
Silinmiş Üye
Silinmiş Üye İnceleyen10 15 Şubat 2024
Asimov'un yazmaya başladığı ilk öykülerin derlemesi, o kadar güzel ki... Gerek mizah yapılan kısımlar gerek düşündürücü kısımlar duygu konusunda okuyucuyu hiç boş bırakmıyor. Isaac Asimov'un buda dahil bütün kitaplarını "Vakıf" serisi ve "galaktik imparatorluk" serisini bilim kurgu severlere okumalı için tavsiye etmek değil zorunlu kılmak istiyorum. :)
Kitap
9.8/10
(11 Kişi)
Puan Ver
Orjinal Adı : I, Robot
İnceleme Yaz
Sonra Okuyacaklarıma Ekle
10
0 Yorum
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Silinmiş Üye
Silinmiş Üye Fizikci 10 Ağustos 2023 Sen de Cevap Ver
Bu soru, anonim bir üye tarafından sorulmuştur.
Orijinal Soru: Genel görelilik en basit şekilde nasıl tanımlanır?

Bu kadar zor bir konunun cok basit bir izaha ihtiyaci var. Hocamdan aklimda kalanlari sizlerle paylasmak isterim.

Evet Baslayalim.

Okul duvarindaki Dunya haritasi ile Kure seklinde olan Dunya haritasini yan yana alin.

Cografya derslerinden bilirsiniz kutuplara dogru gidildikce duvar haritalarinda ulkeleri daha buyuk cizerler. Halbuki duvardaki haritayi kurenin uzerine kaplamak istediginizde kutuplara dogru olan ulkeleri duvar haritasina gore kucultmek zorunda kalirsiniz.

Peki biz bir gemiyle bir yerden bir yere giderken hangi haritayi aliriz tabiki de uzerinde daha rahat cetvel ile calisabilecegimiz duvar haritasini aliriz. Bir de durduk yere yolculuk esnasinda kuresel geometri kullanalim dersek o yolculuk bitmez. (Kabaca soyluyorum kuresel geometriyi de kullaniyorlar)

Iste Eistein in kafasinda uzay, kure harita gibi ovalligi olan, daglari, vadileri, derin cukurlari olan bir yerdi. Hatta dahasi da var. Bir de her gecen saniye icinde bu kafasindaki oval haritasindaki tumsekler ve cukurlar surekli degisiyordu.

Iste simdi bir yonetmenin kafasindaki sahneyi cekmesi gibi Einstein kollari sivadi ve ise giristi. Filmi kamerayla degil matematiksel ifadelerle cekecekti.

Haritacilarin, kure Dunya'yi duvar haritasina donusturdukleri matematigi aldi ve bunu kafasindaki oval uzayi duvar haritasina donusturmek icin kullandi.

Tabi haritacilar sekli pek fazla degismeyen bir Dunya'nin haritasini cizmislerdi. Einstein'in kafasindaki uzayda gezegenler, yildizlar ve zaman bu haritanin surekli degismesine neden oluyordu.

O da bu sefer ne yapti? Dediki "Haritasini cizmek yerine denklemini yazayim. Herkes istedigi gezegenin ve yildizin yanindaki haritasini kendisi cizsin. Ve bizlere "Einstein Alan Denklemleri" adinda 1 deste, evet 10 tane denklemden olusan bir hediye birakti.

Bizler bu denklemleri kullanarak uzayin istedigimiz yerinin haritasindaki patika yollari bulabiliyoruz.

Patika yollar nerden cikti simdi?

Soyle dusunun. Size bir harita veriyorum ve haritada patikalar cizilmis. Siz o zaman dersiniz ki "demek ki yaban hayvanlarin orman icindeki duzergahlari bunlar". Yani bir orman koylusu icin patikalarin yerini bilmek cok buyuk bir nimet.

Iste biz fizikciler icin de gezegenlerin, yildizlerin, isigin ilerledigi patikalari bilmek muthis heyecan verici.

Ozetle Einstein, Genel Gorelilik Kuramiyla, uzayin patikalarini buldu. Haliyle; madem gezegenler kendi patikalarinda gideceklerdi o zaman kutle cekimine de ihtiyac yoktu. Yani Newton'un Kutle cekim kuramina ihtiyac olmadigini gostermis oldu.

Mesela fotonun(isigin) kutlesi olmadigi icin bir yildizdan gelen isiklar, Newton'un kutle cekimine gore bir yildizin yanindan gecerken etkilenmemeliydi(kutlesi olmayinca kutle cekimi de olmuyor ya hani). Einstein Genel Gorelilik kuramina gore ise , isigin patikasi duz degil yildiza dogru egilerekti. Cunku o kutlelerin birbirine cekim kuvveti uyguladiklari fikrini degil, kutlenin uzaydaki patikalari belirledigini soyluyordu. Nitekim de yapilan gozlemlerde isigin bir yildizin yanindan gecerken Einstein'in dedigi gibi yolunu yildiza yaklasacak sekilde degistirdigi gozlemlendi.

Son bir ornek de vererek bitiriyorum.

Einsteinin denklemlerine gore bazi patika yollarin olusabilmesi icin bizim gozlemleyebildigimiz yildizlardan cok cok buyuk kutleli cisimlere ihtiyac vardi. Yani ya denklemler yanlisti ya da cok buyuk kutleli cisimler var olmaliydi. O da gectigimiz yillarda ispatlandi. Ne mi? Karadelikler.

Hocamin son sozu: "Einstein matematikteki tum tuslara basmisti".

Tesekkurler.

1
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Evrim Ağacı'ndan Mesaj

Evrim Ağacı'nı sosyal medya hesaplarından takip etmeyi unutmayın! Yeni paylaşımlarımızı görmek için bizi aşağıdaki sosyal medya hesaplarımızdan takip edebilirsiniz.

Yaşam Ağacı Türü
Ahmet Kökkeçeci
Türü Ekleyen 4 Ağustos 2023
Calyptrogyne allenii, Panama’ya özgü bir Calyptrogyne türüdür.
0
Evrim Ağacı'na Destek Ol
Daha Fazla İçerik Göster
Popüler Yazılar
30 gün
90 gün
1 yıl
Evrim Ağacı'na Destek Ol

Evrim Ağacı'nın %100 okur destekli bir bilim platformu olduğunu biliyor muydunuz? Evrim Ağacı'nın maddi destekçileri arasına katılarak Türkiye'de bilimin yayılmasına güç katın.

Evrim Ağacı'nı Takip Et!
Aklımdan Geçen
Komünite Seç
Aklımdan Geçen
Fark Ettim ki...
Bugün Öğrendim ki...
İşe Yarar İpucu
Bilim Haberleri
Hikaye Fikri
Video Konu Önerisi
Başlık
Kafana takılan neler var?
Gündem
Bağlantı
Ekle
Soru Sor
Stiller
Kurallar
Komünite Kuralları
Bu komünite, aklınızdan geçen düşünceleri Evrim Ağacı ailesiyle paylaşabilmeniz içindir. Yapacağınız paylaşımlar Evrim Ağacı'nın kurallarına tabidir. Ayrıca bu komünitenin ek kurallarına da uymanız gerekmektedir.
1
Bilim kimliğinizi önceleyin.
Evrim Ağacı bir bilim platformudur. Dolayısıyla aklınızdan geçen her şeyden ziyade, bilim veya yaşamla ilgili olabilecek düşüncelerinizle ilgileniyoruz.
2
Propaganda ve baskı amaçlı kullanmayın.
Herkesin aklından her şey geçebilir; fakat bu platformun amacı, insanların belli ideolojiler için propaganda yapmaları veya başkaları üzerinde baskı kurma amacıyla geliştirilmemiştir. Paylaştığınız fikirlerin değer kattığından emin olun.
3
Gerilim yaratmayın.
Gerilim, tersleme, tahrik, taciz, alay, dedikodu, trollük, vurdumduymazlık, duyarsızlık, ırkçılık, bağnazlık, nefret söylemi, azınlıklara saldırı, fanatizm, holiganlık, sloganlar yasaktır.
4
Değer katın; hassas konulardan ve öznel yoruma açık alanlardan uzak durun.
Bu komünitenin amacı okurlara hayatla ilgili keyifli farkındalıklar yaşatabilmektir. Din, politika, spor, aktüel konular gibi anlık tepkilere neden olabilecek konulardaki tespitlerden kaçının. Ayrıca aklınızdan geçenlerin Türkiye’deki bilim komünitesine değer katması beklenmektedir.
5
Cevap hakkı doğurmayın.
Aklınızdan geçenlerin bu platformda bulunmuyor olabilecek kişilere cevap hakkı doğurmadığından emin olun.

Bize Ulaşın

ve seni takip ediyor

Göster

Şifremi unuttum Üyelik Aktivasyonu

Göster

Şifrenizi mi unuttunuz? Lütfen e-posta adresinizi giriniz. E-posta adresinize şifrenizi sıfırlamak için bir bağlantı gönderilecektir.

Geri dön

Eğer aktivasyon kodunu almadıysanız lütfen e-posta adresinizi giriniz. Üyeliğinizi aktive etmek için e-posta adresinize bir bağlantı gönderilecektir.

Geri dön

Close