İnsansıların Evrimi: Hominoidea, Hominidae, Homininae, Hominini, Hominina ve Homo (sapiens)
İnsanın Diğer Maymunlarla Akrabalığı: Taksonomik Terimlerin Türkçe, İngilizce, Latince Açısından Analizi
İnsan, bilimsel açıdan oldukça muğlak bir terimdir. Bunun 2 temel nedeni var: İlki, "insan" sözcüğünün bilimsel bir terim olmaması. Bu, bir canlının halk arasındaki ismidir. Örneğin "çayır köpekleri" ismi, bir canlının halk arasındaki adıdır. Fakat canlı bir köpek türü değildir; Cynomys cinsi sincaplara halkın taktığı isimlerdir. Bunun birçok örneği vardır: dağ keçisi, keçi değildir. Yeleli kurt, kurt değildir. Kral kobra, gerçek bir kobra değildir. En fenası, "tavuskuşu mantis ıstakozu" ne bir tavuskuşudur, ne bir mantistir, ne de ıstakozdur. Bu sorun nedeniyle bilim camiasında türler, tür isimleriyle anılırlar. İnsan da farksızdır. İnsan sözcüğü halk arasında kullandığımız bir isimdir ve hepimiz "insan" derken ne kastettiğimizi biliriz. Ancak bilimsel terminolojide dikkatli olmak gerekir; zira terimler çok iyi tanımlanmazlarsa, iletişimde ve araştırmalarda büyük sorunlar çıkacaktır. Buna az sonra döneceğiz.
İnsan sözcüğünün bilimsel olarak pek anlamlı olmamasının ikinci nedeni ise evrimdir. Evrimsel süreçte canlılar çok yumuşak bir şekilde değişirler. Bir tür, yeni bir türe son derece ufak basamakların birikimiyle geçer. Dolayısıyla canlıları sınıflandırmak çok güçtür. Bu nedenle taksonomistler (ya da "taksonomlar"), paleontologlar, arkeologlar ve antropologlar sürekli birbirleriyle kavga ederler. Türler arası geçiş öylesine yumuşak, evrim öylesine narin bir süreçtir ki; türleri net çizgilerle birbirinden ayırmakta zorlanırız. Ne zaman ki araya yeterince zaman koyarız, o zaman iki tür arasındaki fark daha belirgin hale gelir. Fakat bu defa da eklediğimiz zamandan ötürü kimi zaman aradaki geçişte bulunan türleri atlayabiliriz. Bu nedenle bilim insanları son derece titiz bir şekilde çalışarak türleri isimlendirmeye ve birbirinden ayırmaya çalışırlar. Böylelikle evrimsel süreçte hangi türün hangisinin atası olduğu, kimin kimden evrimleştiği, hangi türlerin daha yakın, hangi türlerin daha uzak akraba oldukları anlaşılabilir.
Gelelim insana... "İnsan", halk arasında "bildiğimiz insan"ı tanımlamak için kullanılan bir sözcüktür. Bu makuldür, zira yaşayan tek insan türü biziz. Fakat aynı genellemeyi diğer türlere yapmaya kalktığımızda, komik senaryolarla karşılaşılır. Örneğin "yarasa" bizim için spesifik bir canlıya işaret ediyor gibi gözükür. Halbuki Dünya'da 1240 farklı yarasa türü an itibariyle yaşamaktadır. "Kelebek işte." deyip geçtiğimiz canlılar, Dünya'da 20.000 ayrı türle temsil edilirler! "Balık" der geçeriz; halbuki "balık" sözcüğü içerisinde en az 30.000 ayrı tür bulunmaktadır! Üstelik bu canlılar, şu anda yaşayan türlerdir. Bunların evrimsel süreçteki ataları ve soyu tükenmiş kuzenleri de işin içine dahil edildiğinde, işler iyice karışır. Öyle karışır ki, antik fosilleri çıkarıp, tür adlarını belirtmeksizin üzerine "balık", "kelebek", "yarasa" yazarak bugünkü türlere nazaran hiç değişmemiş olduklarını iddia eden tuhaf insanlar türeyebilir. 30 milyon yıl önce yaşayan bir balığın dış hatlarının kabaca bugünküne benzemesi, bu ikisinin aynı tür olduğu anlamına gelmez. Bu canlıların değişmediği anlamına hiç gelmez.
İnsan da, her zaman "insan" değildi. Hatta "insan" sözcüğü bilimde, halk arasındaki anlamından farklı kullanılır. Tıpkı "teori" sözcüğünün bilim ve halk için anlamlarının tamamen farklı (ve çoğu zaman 180 derece zıt) olması gibi... İnsan, çoğu zaman Homo isimli hayvan cinsini karşılamak için kullanılan bir sözcüktür. Ancak tek Homo türü, biz "anatomik olarak modern insanlar" (bilimsel adıyla Homo sapiens) değildir. Bugüne kadar Homo cinsi altında 14 civarında farklı tür tanımlanmıştır. Bunların hepsinin soyu tükenmiştir. Ancak, örneğin halk arasında Neandertaller olarak bilinen Homo neanderthalensis isimli insan türü, sadece 30.000 yıl önce aramızdaydı! Benzer şekilde, bir diğer insan türü olan Flores İnsanları (bilimsel adıyla Homo floresiensis türü), sadece 13.000 yıl öncesine kadar Dünya'da, biz modern insanlarla birlikte yaşamaktaydı! Bu akıl almaz olsa da, gerçektir. "İnsan", var olmuş tek insan türü değildir. Muhtemelen son da olmayacaktır.
Bilim insanları Homo cinsi çevresinde taksonomik bir gruplar piramidi inşa etmiştir. Örneğin "insansı" olarak Türkçeleştirebileceğimiz Hominidler, biz modern insanlara kadar gelecek evrimsel soy ağacının, şempanzelerle olan ortak atamız da dahil olmak üzere, yaşayan en yakın kuzenlerimiz şempanzelere gidecek soy hattından ayrıldığımız son 6 milyon yılda yaşamış bütün atalarımız ve kuzenlerimizin ortak adıdır. İnsan, bir hominid türüdür (insansı türüdür). Hominid sözcüğünün Türkçesinin "insansı" olması, insanın "insan benzeri olan ama insan olmayan" bir tür olduğu anlamına gelmez. Taksonomide büyük bir gruba isim verilecekken, içerisinde bir temsilci seçilir. Kargagiller, İnsangiller, Gülgiller bunun örnekleridir. İnsansılar da, bu grup içerisindeki alt gruplardan sadece birisidir.
Maymun, Primat, İnsan
Buradaki kısa yazımızda ve buradaki detaylı makalemizde anlattığımız gibi, halk arasında "maymun" sözcüğünün anlamı ve insanın taksonomik konumu hakkında çok sayıda soru işareti ve yanlış anlaşılma bulunmaktadır. Tıpkı "teori" sözcüğünün halk arasında başka, bilimde başka anlama gelmesi gibi; "maymun", "primat", vb. sözcükler de halk arasında başka, bilim dilinde başka anlamlara gelir. Halk arasında çoğu zaman bu sözcükler iyi tanımlanmış sözcükler değildir; sadece buğulu bazı kavramları karşılamak için kullanılır: "şabalak şabalak davranan, bize benzeyen, kıllı hayvanlara" maymun der geçeriz.
Tıpkı pek emin olmadığımız konular hakkında fikir yürütürken, "olası ama temelsiz argüman" anlamında kullandığımız "teori" sözcüğü gibi... Halbuki bilimde, buraya tıklayarak edinebileceğiniz kitabımızda da anlattığımız gibi, "teori" sözcüğü oldukça net olarak tanımlanmış, bilimsel bir kavramdır. Halk arasında kullanılanın tam tersine, "çok sayıda somut veriyle/kanıtla desteklenen, etrafımızda süregelen olayların neden ve nasıl o şekilde olduğunu açıklama gücüne sahip olan, bünyesinde doğa yasası veya kanun denen ilkeleri barındıran bilimsel açıklamalar bütünü"dür.
Benzer şekilde bilim dilinde "maymun" ve "primat" sözcükleri de, son derece iyi bir şekilde tanımlanmıştır. Bu yazımızda, doğrudan tanımlar üzerinden gitmek yerine, farklı dillerde (Türkçe, İngilizce ve Latincede) ne anlama geldiklerine bakarak, bu kavramların bilimsel karşılıklarıyla ilgili soru işaretlerini tamamen gidermeyi hedefliyoruz. Zira Türkiye'nin resmi dil kurumu olan Türk Dil Kurumu bile, "primat" sözcüğünün ne anlama geldiğini bilmemekte ve sözlüklerinde hatalı bir tanıma yer vermektedir. Bu nedenle bu kavramların temizlenmesi, gelecekte referans olması bakımından faydalı olacaktır.
İlk olarak, buradaki yazımızdan detaylarını okuyabileceğiniz gibi, insan bir maymun türüdür. İnsan, aynı zamanda bir primat türüdür de... Ayrıca insan, Evrim Teorisi'nin de ortaya koyduğu ve defalarca ispatladığı gibi (çok net bir örneğine buraya tıklayarak erişebilirsiniz), maymunlardan evrimleşmiştir. Bu, ilk etapta evrimi anladığını düşünen ve destekleyen insanlara bile kışkırtıcı ve hatalı gelebilir. Ancak işin doğrusu budur. Bilim insanları ve bilim savunucuları/sözcüleri, halkın sert tepkisiyle karşılaşmamak için bilimi halka aktarırken bu kavramları yumuşatarak sunmaktadırlar ve insanın "maymundan ayrı, ondan evrimleşmemiş bir tür" olduğunu söylemektedirler. Aslında halk arasındaki anlamıyla "maymun" dediğimizde ve halihazırda yaşayan maymunlardan söz ettiğimizde, bahsettiğimiz bilim insanlarının ve evrim savunucularının söylediği doğrudur: evet, insan elbette ki bugün yaşayan hiçbir maymun türünden (örneğin şempanzelerden, orangutanlardan, gorillerden, vs.) evrimleşmemiştir! Bu canlılarla çok yakın akrabayız. Daha spesifik olarak, onların her biriyle yakın kuzen türleriz.
Ancak bu, insanın maymunlardan evrimleşmediği veya insanın bir maymun türü olmadığı anlamına gelmez! Buna sözünü ettiğimiz diğer yazılarımızda çok detaylıca değinmiştik ama kısaca özetleyelim. İnsan, bilimsel olarak bir maymun türü olduğu gibi, en yakın kuzeni olan şempanze ve bonobolar da bilimsel olarak bir maymun türüdür. Dolayısıyla, bu en yakın kuzenlerimizle ve giderek daha uzak akrabamız olan kuzenlerimizle (goriller, orangutanlar, gibonlar gibi) ortak atalarımız da maymundur. Dolayısıyla insan, maymun olan bir atadan evrimleşmiştir. Evet, bugünkü hiçbir maymun türünden evrimleşmemiştir; dolayısıyla buradaki makalemizde izah ettiğimiz gibi, şempanzelerin (veya diğer maymunların) insana evrimleşmesi için hiçbir neden bulunmaz. Burada, "maymun" sözcüğünün sadece "günümüzde yaşayan şabalak hayvanlar" anlamına gelmediğini, verdiğimiz bağlantılarda okuyabileceğiniz gibi çeşitli genetik, anatomik, fizyolojik, morfolojik, davranışsal özellikleri paylaşan hayvanlardan oluşan bir grup olduğuna dikkat ediniz.
Özetle insan, hiçbir modern maymun türünden evrimleşmemiştir; ancak insan, atasal maymunlardan evrimleşmiştir! Tıpkı insanın memeli bir hayvan türü olması, hiçbir modern memeli hayvandan evrimleşmemiş olması; ancak buna rağmen memeli hayvan olan atalardan evrimleşmiş olması gibi... Memeli Hayvanlar taksonomik olarak bir "sınıf"tır. Maymunlar da, taksonomik olarak o sınıf altında bulunan bir "infratakım"dır. İnsan, Memeli Hayvanlar sınıfı içerisinde yer aldığı gibi, Maymunlar İnfratakımı içerisinde de yer almaktadır.
Aslında maddi destek istememizin nedeni çok basit: Çünkü Evrim Ağacı, bizim tek mesleğimiz, tek gelir kaynağımız. Birçoklarının aksine bizler, sosyal medyada gördüğünüz makale ve videolarımızı hobi olarak, mesleğimizden arta kalan zamanlarda yapmıyoruz. Dolayısıyla bu işi sürdürebilmek için gelir elde etmemiz gerekiyor.
Bunda elbette ki hiçbir sakınca yok; kimin, ne şartlar altında yayın yapmayı seçtiği büyük oranda bir tercih meselesi. Ne var ki biz, eğer ana mesleklerimizi icra edecek olursak (yani kendi mesleğimiz doğrultusunda bir iş sahibi olursak) Evrim Ağacı'na zaman ayıramayacağımızı, ayakta tutamayacağımızı biliyoruz. Çünkü az sonra detaylarını vereceğimiz üzere, Evrim Ağacı sosyal medyada denk geldiğiniz makale ve videolardan çok daha büyük, kapsamlı ve aşırı zaman alan bir bilim platformu projesi. Bu nedenle bizler, meslek olarak Evrim Ağacı'nı seçtik.
Eğer hem Evrim Ağacı'ndan hayatımızı idame ettirecek, mesleklerimizi bırakmayı en azından kısmen meşrulaştıracak ve mantıklı kılacak kadar bir gelir kaynağı elde edemezsek, mecburen Evrim Ağacı'nı bırakıp, kendi mesleklerimize döneceğiz. Ama bunu istemiyoruz ve bu nedenle didiniyoruz.
Yani kısaca türümüzü Evrim Ağacı içerisinde taksonomik olarak yukarıdan aşağı inerek, şöyle konumlandırabiliriz: Hayvanlar Alemi altında yer alan Memeliler Sınıfı altında yer alan Primatlar Takımı altında yer alan Maymunlar İnfratakımı altında yer alan Kuyruksuz Maymunlar ("İnsansı Maymunlar") Süperailesi altında yer alan İnsangiller Ailesi altında yer alan Homo cinsine ait bir canlıyız.
Şimdi, bu kavram karışıklıklarına neden olan, dil bakımından sıkıntılara biraz bakalım, böylece kafalardaki soru işaretleri biraz daha azalabilir diye umuyoruz:
Türkçede "primat" olarak bilinen ve taksonomik olarak bir takım seviyesinde olan sözcük, İngilizcede "primate", Latincede "primata" olarak bilinmektedir. Dolayısıyla burada doğrudan bir çeviri söz konusudur. Ancak TDK'nin veya kimi zaman insanlar tarafından iddia edildiğinin aksine, primat ile maymun aynı şey değildir. Primatlar Takımı iki alt grubun bir araya gelmesiyle oluşur: Maymunlar İnfratakımı (Simiiformes) ile Ön-Maymunlar İnfratakımı (Prosimiiformes). İşte "maymun" sözcüğü, ilk olarak burada karşımıza çıkar: her maymun bir primat olmak zorundadır; ancak her primat bir maymun değildir! Tıpkı her insanın bir memeli hayvan olmak zorunda olması; ancak her memeli hayvanın insan olmadığı gibi... Primatlar, maymunları kapsayan ama ön maymunlar denen ve doğrudan maymun olmayan bir grubu da içeren bir taksonomik takımdır. İnsan, memeli bir hayvan türüdür (inanmıyorsanız dışarıdan meme olarak görülen süt bezlerinizin varlığını kontrol edebilirsiniz). İnsan, aynı zamanda memeliler altında yer alan bir primat türüdür (bunu kontrol etmesi pek kolay değil).
Primatlar konusundaki anlam kargaşası çok yaygın olmasa da, "maymun" sözcüğüne geldiğimizde sorun daha yaygındır. İngilizde de "maymun" kelimesinin hem "halk dili", hem de "bilim dili" olarak iki ayrı anlamı bulunur. Halk dilinde maymun, "monkey" olarak bilinir. Bu, bilim dilinde de kullanılabiliyor olsa da, daha resmi olarak bilim dilinde maymun "simian" sözcüğü ile karşılanmaktadır. Bu, Maymunlar İnfratakımının Latincesi olan "Simiiformes" sözcüğünden türetilmiştir. Dolayısıyla halkın anladığı "şabalak hayvan" kavramından ayrı bir kavram bulunmmaktadır. Türkiye'de bilim pek revaçta olan bir konu olmadığından Türkçede sadece "halk dili" karşılığı bulunmaktadır: "bildiğimiz maymun". Ancak Türkçeye de "simiyen" sözcüğünü katacak olursak, bu sorun ortadan kalkabilir. "İnsan bir maymundur." demek rahatsız edici geliyorsa, "İnsan bir simiyendir." denebilir. İkisi bilimsel olarak birebir aynı şeylerin karşılığıdır aslında ama "politik olarak doğru" anlamı kazandırmış oluruz.
Primatlar ve onların hemen altındaki gruplardan biri olan maymunları böylelikle anlamış olduğunuzu umuyoruz. Şimdi, bir basamak daha var: "insansı maymunlar" kavramı. İngilizcede "ape" sözcüğü, Latincedeki Hominoidea Ailesi'ni karşılamakta ve söylenmesini kolaylaştırmaktadır. Türkçede ne yazık ki iki sözcüğün de doğrudan bir karşılığı yok. Bu yüzden çevirmenler Latince anlamından yola çıkarak "İnsansı Maymunlar" kalıbını tercih etmişlerdir. Bu, çok hatalı bir sözcük değildir; ancak eski zamanlarda insanın maymunlardan ayrı bir grup olması gerektiğine yönelik, artık büyük oranda terk edilmiş tartışmalara işaret eden bir kullanımdır. Bu sebeple, modern bilim insanları Türkçede "ape" veya "Hominoidea" sözcüğünün bilimsel olarak karşılayan "Kuyruksuz Maymunlar" sözcüğünü tercih etmişlerdir. Bu, son derece isabetli bir kullanımdır. Zira tıpkı Primatların "Maymunlar" ve "Ön Maymunlar"dan oluşması gibi, Maymunlar da "Kuyruklu Maymunlar" ve "Kuyruksuz Maymunlar" olarak iki büyük kategoride incelenebilir. Tabii daha teknik analizler, farklı kategorilendirmeleri de doğurmaktadır: Kuru Burunlu Maymunlar ve Islak Burunlu Maymunlar gibi... Eski Dünya Maymunları, Yeni Dünya Maymunları ve İnsansı Maymunlar gibi... Fakat yine de, bu teknik analizlere hakim olan insanlar haricinde, insanın bir Kuyruksuz Maymun türü olduğu akılda tutulacak olursa, birçok analiz isabetli olarak yapılabilecektir. Yine aynı durum söz konusudur: her kuyruksuz maymın, maymun olmak zorundadır; ancak her maymun, kuyruksuz maymun değildir. Kuyruklu ve kuyruksuz olmak üzere iki ayrı maymun grubu vardır. İnsan, kuyruksuz bir maymun türüdür (inanmıyorsanız bunu da kontrol edebilirsiniz).
Kuyruksuz Maymunlar içerisinde bile bir adım daha atmak mümkündür: taksonomik olarak "aile" düzeyine inebiliriz. İnsan, Latincede Hominidae olarak bilinen, İngilizcede ise "hominid" olarak isimlendirilen bir taksonomik aile içerisinde yer alır. Bunun Türkçeye en uygun çevirisi "İnsangiller" sözcüğüdür. Ancak çevirmenler bunun yerine "İnsansılar" gibi bir sözcüğü tercih etmektedirler. Bu, çok kötü bir çeviri olmasa da, tutarsızlıklara neden olmaktadır. Çünkü taksonomide genel bir kural olarak aile seviyesi Türkçeye, o aileyi temsil eden spesifik bir türün adı ve "-giller" ekiyle çevrilir. Örneğin Latincesi Rosaceae olan ailenin Türkçesi "gülgiller"dir. Latincesi Covidae olan ailenin Türkçesi "kargagiller"dir. Benzer şekilde, Latincesi Hominidae olan ailenin Türkçesi "insangiller" olmalıdır. Kuyruksuz Maymunlar içerisinde yer alan İnsangiller ailesi haricinde, Pongidae (Orangutangiller) ve Hylobatidae (Hilobatgiller) de yer almaktadır. Orangutangiller içerisinde Pan (Şempanzeler ve Bonobolar), Gorilla (Goriller) ve Pongo (Orangutanlar) ve bunların ataları yer alır. Hominidae içerisinde ise bugüne kadar tanımladığımız 13-14 farklı türüyle Homo (İnsanlar) ve Ardipithecus, Australopithecus, Kenyanthropus gibi ataları yer alır.
İnsanın Taksonomik Konumu ve Tarihi
“Homo sapiens” adı Carl Linnaeus tarafından kondu. 18. yüzyılda yayımladığı “Systema naturae” eserinde, insanın üstünlüğüne vurgu yapacak bir şekilde, insanı “primate” takımı içine dahil eden Linnaeus, bu takım içinde şempanze kuzenleriyle birlikte yer alan insana Homo sapiens adını vermişti. Bu çalışma, ikili adlandırmalı taksonomi sistemiyle canlıları sınıflandırarak büyük bir kavram karışıklığına son vermiş gibi görünüyordu. Tabii bu pek böyle olmadı. Yeni fosil bulguları, moleküler değerlendirmeler, fizyolojik farklılıklar derken birçok yeni kategori doğdu ve bu kategoriler arasında sıklıkla geçişler yaşandı. Peki, bu durum insana nasıl yansıdı?
Eğer bir antropoloji öğrencisiyseniz ve/veya taksonomiyi kurcalıyorsanız insanın evrim ağacındaki yeri konusunda birtakım sıkıntılar yaşıyor olabilirsiniz. Baktığınız birçok kaynakta farklı farklı bilgiler görüyor, bazı kaynaklardaki bilgilerin ders notlarınızla dahi uyuşmadığını fark ediyor olabilirsiniz. Bu durum gayet doğal, çünkü aynı tartışmalar akademinin üst katmanlarında dahi yapılageliyor.
Zaman ilerledi, fosiller gün yüzüne çıktı ve haliyle taksonomi Linnaeus’un yaptığı şekilde kalmadı. Yapılan değişiklikler kabul edildi, edilmedi; kimileri doğru derken kimileri farklı bir alternatif önerdi ama sonunda insanın sınıflandırmasında bir uzlaşı sağlandı gibi duruyor. Şimdilerde büyük ölçüde uzlaştığımız şekliyle insanı şöyle sınıflandırıyoruz: sapiens türü, Homo cinsi, Hominini oymağı (oymak yerine tribü de denebilir), Homininae alt ailesi, Hominidae ailesi ve Hominoidea üst ailesi. Bu bilgiler ezberlenerek bir çırpıda söylenemez belki ama mantığını anlamak birçok kapıyı aralayabilir.
Taksonomide:
- Üst ailenin sonuna “-oidea”,
- Ailenin sonuna “-idae”,
- Alt ailenin sonuna “-inae”,
- Oymağın sonuna “-ini”,
- Alt oymağın sonunaysa “-ina” ekleri gelir.
Yukarıdaki mantıktan hareketle bir canlı için verilen bilginin hangi taksona ait olduğunu bulmak kolaylaşır. Örneğin “Gorillinae”, içinde gorili barındıran bir taksonomik belirteçtir ve sadece sonundaki “inae” ekine bakarak bunun bir alt aile olduğunu anlayabilirsiniz. Ayrıca taksonomiyle ilgili temel bilgilere ve bu eklerin detaylarına buradaki yazımızdan ulaşabilirsiniz.
İnsanın taksonomideki yeriyse şöyledir:
- Üst aile: Hominoidea
- Aile: Hominidae
- Alt Aile: Homininae
- Oymak: Hominini
- Alt oymak: Homina
- Cins: Homo
- Tür: sapiens
Günümüzdeki yaygın sınıflandırma yukarıdaki gibi olsa da bu fikir birliğine ulaşmak kolay olmadı. MASROP dergisinin Kasım 2017 sayısında bu konuya değinen Hakan Mutlu, Miorris Goodman’den aktararak, geleneksel sınıflandırmada “Hominoidea” üst ailesinin Hominidae ve Pongidae olmak üzere ikiye ayrıldığını, sonrasında “Hylobatidae” adlı yeni bir ailenin oluştuğunu, jibonların bu aileye dahil olduğunu belirtmektedir.
Hominoidea üst ailesi klasik sınıflandırmanın ardından şu hali aldı:
- Üst aile: Hominoidea
- Aile: Hylobatidae
- Hylobates
- Symphalangus
- Aile: Pongidae
- Pongo
- Pan
- Gorilla
- Aile: Hominidae
- Homo
Mutlu, bu dönemden sonraki gelişmeleri ve bilim insanlarının insan taksonomisine yönelik farklı görüşlerini şöyle anlatıyor:
Mann ve Weiss (1996: 177), Hominoidea üst ailesini Hylobatidae ve Hominidae olarak iki aileye ayırır, Hominidae içinde Ponginae ve Homininae olmak üzere iki alt aile tanımlar ve ikincisini de gorilleri içeren Gorillini ile şempanzeleri ve insanları içeren Hominini olarak iki oymağa böler. Wood ve Richmond (2000: 21) ise hemen hemen aynı sınıflandırmayı izlerken Hominidae ailesini Ponginae, Gorillinae ve Homininae olarak üç alt aileye böler ve sonuncusunu Panini ve Hominini olarak iki oymak ile tanımlar. Günümüzde en çok kabul gören sınıflandırmalardan biri de işte bu sonuncusu olarak kabul edilebilir (örnek: Cartmill-Smith 2009; Cela Conde-Ayala 2016: 5; Crompton 2016: 687).
Temelde yukarıdaki sınıflandırmadan hareketle ilerleyen taksonomi, zamanla yeni bulgularla birlikte yeni kategorileri bünyesine dahil etti. Bu süreçte birçok bilim insanı tarafından farklı farklı tanımlamalarla gündeme gelen insanın sınıflandırılması (Bu konuda kaynaklar arasında yer alan Mutlu'nun makalesine göz atılabilir), günümüzde şempanze ve bonoboyu içine alan Pan cinsiyle kardeş; gorili içine Gorilla, orangutanları kapsayan Pongo ile ise kuzen bir canlı olarak karşımıza çıkıyor.
Şimdi gelin bu kavramlara daha yakından bir bakış atalım.
İnsanın Yakın Akrabalarına Bir Bakış
İşte "insan" merkezli "insan ve akrabaları" grubu, Homo sözcüğünden türetilen birçok terimle karşılanır. Hominidler bunlardan bir tanesidir; ancak daha birçok taksonomik seviye vardır. Bunları daha genelden, daha özele doğru sırayla derleyecek olursak:
Hominoidea
Kuyruksuz Maymunlar üst ailesinin (üst familyasının) adıdır. Kimi zaman "insansı maymunlar" ve "insaymunlar" olarak da anılır; ancak bunlar çok geçerli terimler değildir. İngilizce karşılığı "ape" sözcüğüdür. İçerisinde insanlar, şempanzeler, bonobolar, goriller, orangutanlar, gibonlar, siyamanglar ve tüm bu canlıların bütün türleri, ataları ve soyu tükenmiş kuzenleri bulunur.
Hominidae
Hominidler olarak da bilinen taksonomik ailedir (familya). Türkçede Büyük Kuyruksuz Maymunlar, İngilizcede "great apes" olarak geçer. Görselde kullanılan "hominid" sözcüğü aslen hatalıdır. İngilizcede halk arasında "insan ve ataları" kalıbı "hominid" sözcüğüyle karşılanır. Halbuki "hominid" sözcüğü, Hominidae ailesinin tamamına ait türlerin adıdır. Bu türler arasında insanlar, şempanzeler, bonobolar, goriller, orangutanlar ve tüm bu canlıların bütün türleri, ataları ve soyu tükenmiş kuzenleri bulunur. Yani Hominoidea seviyesine kıyasla sadece gibonlar, siyamanglar ve bunların soyu tükenmiş ataları ve kuzenleri dışlanır.
Homininae
Bu noktadan sonra artık Türkçe ve İngilizce karşılık bulmak zorlaşır. Homininae, taksonomik bir alt ailedir (alt familya). İçerisinde insanlar, şempanzeler, bonobolar, goriller ve tüm bu canlıların bütün türleri, ataları ve soyu tükenmiş kuzenleri bulunur. Yani Hominidae seviyesine kıyasla sadece orangutanlar ve bunların soyu tükenmiş ataları ve kuzenleri dışlanır.
Hominini
Taksonomik olarak bir oymak veya tribü olan bu grup içerisinde insanlar, şempanzeler, bonobolar ve tüm bu canlıların bütün türleri, ataları ve soyu tükenmiş kuzenleri bulunur. Yani Homininae seviyesine kıyasla sadece goriller ve bunların soyu tükenmiş ataları ve kuzenleri dışlanır.
Hominina
İşte gerçek "insansı"lara geldik. Görselde aslen gördüğümüz de Hominina'dır. Bunlar artık Kuyruksuz Maymunlar (Hominoidea) içerisinde yer alan şempanzelerle olan ortak atamızdan ayrıldıktan sonra modern insanlara (Homo sapiens) kadar evrimleşmiş ve yok olmuş her şeydir. İçerisinde insanların bütün türleri, ataları ve soyu tükenmiş kuzenleri bulunur. Hominini seviyesine kıyasla şempanzeler, bonobolar bunların soyu tükenmiş ataları ve kuzenleri dışlanır. Sahelanthropus, Orrorin, Ardipithecus, Australopithecus, Paranthropus, Kenyanthropus ve Homo cinslerini içerisinde barındırır. Tabii bu cinslerin altındaki bütün türleri de... Bu şekilde baktığımızda tutucu bir tahminle 19, muhtemelense 30'un üzerinde tür bu grup içerisindedir.
Homo
Nihayet Homo cinsine geldik... 2 milyon yıldır var olan, taksonomik bir cins. Ama dediğimizi unutmayın: tek insan türü asla değiliz, bundan sonra da muhtemelen olmayacağız. Biz, sadece son 200.000 yıldır var olan Homo sapiens türüyüz. Bize kimi zaman "modern insanlar" deniyor, kimi zamansa "anatomik olarak modern insanlar". Halk arasında sadece "insan" olarak biliniyoruz; halbuki tek insan biz değiliz.
Burada, insansı taksonomisinin bir özetini yaptık; ancak tabii ki bu konuda daha söylenebilecek çok fazla şey var. Bunlarla ilgili bazı temel bilgiler için buradaki ve buradaki yazılarımızı okuyabilirsiniz.
İçeriklerimizin bilimsel gerçekleri doğru bir şekilde yansıtması için en üst düzey çabayı gösteriyoruz. Gözünüze doğru gelmeyen bir şey varsa, mümkünse güvenilir kaynaklarınızla birlikte bize ulaşın!
Bu içeriğimizle ilgili bir sorunuz mu var? Buraya tıklayarak sorabilirsiniz.
Soru & Cevap Platformuna Git- 72
- 38
- 26
- 22
- 17
- 13
- 12
- 9
- 1
- 0
- 0
- 0
- H. Mutlu. (2017). Paleoantropoloji’nin Dayanılmaz Hafifliği: Hominin Meselesi. MASROP, sf: 14-23. | Arşiv Bağlantısı
- S. Özbudun, G. Uysal. (2015). 50 Soruda Antropoloji. ISBN: 978-605-5888-23-7 . Yayınevi: Bilim ve Gelecek.
- A. Şenel. (2006). Kemirgenlerden Sömürgenlere İnsanlık Tarihi. ISBN: 975-533-483-1. Yayınevi: İmge.
Evrim Ağacı'na her ay sadece 1 kahve ısmarlayarak destek olmak ister misiniz?
Şu iki siteden birini kullanarak şimdi destek olabilirsiniz:
kreosus.com/evrimagaci | patreon.com/evrimagaci
Çıktı Bilgisi: Bu sayfa, Evrim Ağacı yazdırma aracı kullanılarak 11/12/2024 06:49:47 tarihinde oluşturulmuştur. Evrim Ağacı'ndaki içeriklerin tamamı, birden fazla editör tarafından, durmaksızın elden geçirilmekte, güncellenmekte ve geliştirilmektedir. Dolayısıyla bu çıktının alındığı tarihten sonra yapılan güncellemeleri görmek ve bu içeriğin en güncel halini okumak için lütfen şu adrese gidiniz: https://evrimagaci.org/s/3760
İçerik Kullanım İzinleri: Evrim Ağacı'ndaki yazılı içerikler orijinallerine hiçbir şekilde dokunulmadığı müddetçe izin alınmaksızın paylaşılabilir, kopyalanabilir, yapıştırılabilir, çoğaltılabilir, basılabilir, dağıtılabilir, yayılabilir, alıntılanabilir. Ancak bu içeriklerin hiçbiri izin alınmaksızın değiştirilemez ve değiştirilmiş halleri Evrim Ağacı'na aitmiş gibi sunulamaz. Benzer şekilde, içeriklerin hiçbiri, söz konusu içeriğin açıkça belirtilmiş yazarlarından ve Evrim Ağacı'ndan başkasına aitmiş gibi sunulamaz. Bu sayfa izin alınmaksızın düzenlenemez, Evrim Ağacı logosu, yazar/editör bilgileri ve içeriğin diğer kısımları izin alınmaksızın değiştirilemez veya kaldırılamaz.