Paylaşım Yap
Tüm Reklamları Kapat
Tüm Reklamları Kapat

Doğanın Bir Tokadı Olarak Koronavirüs!

Doğanın Bir Tokadı Olarak Koronavirüs!
6 dakika
15,384
Tüm Reklamları Kapat

Koronavirüs ile ilgili komplolar ve sahte iddialar her küresel olayda olduğu gibi almış başını gidiyor. Bugüne kadar çekilmiş 50.000 civarındaki Hollywood filminde veya bugüne kadar yazılmış yüz binlerce bilimkurgu kitabında bulunması kaçınılmaz olan bazı yüzeysel benzerliklerden yola çıkarak, komplo teorileri yazıp da sosyal medyada ün kazanmaya çalışan birçok isim var.

Aslına bakarsanız internetteki hava, yeni bir virüs hayatlarımıza sanki ilk defa girmiş izlenimi veriyor. Sanırım insanlar tüm hastalıkların belli bir noktada buna benzer şekilde başlayıp yayıldığından bihaberler. Daha önce aşı karşıtlığı ile ilgili yazılarımda, aşılar sayesinde yok ettiğimiz feci hastalıkları unutan insanların komplolara ne kolay kandıklarından söz etmiştim. Bu da onun bir benzeri: Epidemiyoloji (salgın bilim), viroloji veya genel biyoloji tarihi hakkında bilgisi olmayan kişiler, hayal gücü ve fantezinin kurbanı oluyorlar.

Tüm Reklamları Kapat

Ne İlk Ne de Son!

Ancak SARS-CoV-2 adı verilen bu yeni koronavirüs hayatımıza giren ne ilk virüs ne de son olacak. Örneğin HIV, ilk olarak 1920’lerde şempanzelerden insanlara bulaşmış bir virüs. Daha aşina olduğumuz bir diğer virüs olan influenzanın (grip virüsünün) ilk olarak 1580 yılında Asya’da başladığı ve sonrasında zamanla küresel bir salgına dönüştüğü tahmin ediliyor.

Bu ilk grip pandemiğinin kaç can aldığı tam olarak bilinmese de sadece Roma’da bile 8 bin insanın öldüğüne dair kayıtlara mevcut. Sonrasında, 1729 yılında ikinci grip salgını Rusya’da başlıyor ve 6 ayda tüm Avrupa’ya yayılıyor. Üçüncü pandemik 1781’de Çin’de başlayıp Rusya’ya yayıldı, sonraki 1830-1833 yılları arasında yaşandı, sonrasındaysa hemen her yıl çeşitli büyüklüklerde salgınlar Dünya’da görüldü. Günümüzde ise grip, sezonluk bir salgın olarak gelip gitmekte ve her yıl yüz binlerce cana kıymaktadır. Ama grip virüsünün (influenzanın) 1500’lerde bir “laboratuvar deneyi” veya “Roma İmparatorluğu ekonomisine darbe amaçlı” üretildiğini kimse düşünmüyordur herhalde?

Tüm Reklamları Kapat

SARS-CoV-2 de, tıpkı grip gibi, bir laboratuvar deneyi falan değil. Doğanın bize vurduğu bir tokat. Ve bu tokadın tüm şiddetini henüz hissetmiş değiliz. Bu virüse bir “tokat” diyorum, çünkü insanlık olarak temel yaşam pratiklerimizin bir ürünü olarak doğuyor. İzah edelim.

Kökenden başlayalım. İnsanlar olarak, halen bazı temel bilimsel gerçekleri öğrenebilmiş değiliz. Örneğin bu virüs, gökten zembille inmedi. Betakoronavirüs ailesi içinde evrimleşen virüslerden birisi. Eğer evrimleşmeseydi, bize asla bulaşamayacaktı. Ama halkın evrim algısına bakıyoruz, halen “Senin deden maymun olabilir, benimki insandı.” düzeyinde bir algı var. Evrimin neden önemli olduğuna dair doğru düzgün bir eğitim yok; ülkemizde evrime yönelik araştırmalara yeterli kaynak ayrılmıyor. Halbuki evrimin tüm mekanizmalarını çözebilirsek, bu mekanizmaları engelleyebilecek, öngörebilecek veya yönlendirebilecek teknolojiler geliştirebiliriz. Ama daha “maymun meselesini” aşamıyoruz.

Gelir Eşitsizliğinin Getirisi

İkincisi, Dünya’ya bakıyoruz ve halen muazzam bir gelir ve fırsat eşitsizliği görüyoruz. O Hollywood filmlerinin ve bilimkurgu kitaplarının bu tarz salgınları öngörebilmesinin nedeni, bu eşitsizliklerin asırlara yayılıyor olması.

Evrim Ağacı'ndan Mesaj

Çoğu senarist ve yazar kâhin değiller, iyi birer gözlemciler: Fakirliğin, eğitimsizliğin, hayatta kalma mücadelesinin yoğun olduğu yerlerde, hijyen ve sağlık hizmetleri de zayıf oluyor. Buna bağlı olarak patojenler bu bölgelerde daha kolay yayılıp, yaşam döngülerini daha hızlı tamamlayıp, daha hızlı evrimleşebiliyorlar. Zaten sömürü ülkelerince, diğer ülkelerdeki gelir ve fırsat eşitsizliğinin giderek artan bir hızda “ulusal güvenlik problemi” olarak görülmesi de bundan. Sömürülen ülkelerde ve fakir coğrafyalarda sadece terör gibi “kültürel patojenler” daha hızlı yayılmakla kalmıyor; biyolojik patojenler de daha kolay yayılıyor ve refah düzeyi yüksek ülkelerin “rahatını bozma” potansiyeline sahip oluyor.

Tabii ki kültürün diğer etmenleri de göz ardı edilemez. Sahtebilime daha fazla aldanmaya meyilli olan ülkelerde “egzotik” hayvanların tüketimi daha yoğun oluyor. Bu da yeni virüslerin insanlarla temasa geçme ihtimalini artırıyor. Elbette başkalarının kültürünü kendimizinkine göre yargılamak hata olur; ancak patojenlerin bulaşma mekanizmaları da kültürden bağımsız olarak süregelen gerçeklerdir. Eğer gıda üretimi, satışı ve tüketimi belirli yüksek standartları takip etmezse, yepyeni salgınlar da kaçınılmaz olacaktır. Yoksul ve bitkin ülkeler (veya ülkelerin yoksul ve bitkin kesimleri) bu tarz uygulamaları önemseyemediği için, tüm Dünya’yı tehdit eden sorunlar baş gösteriyor.

Ama sorun sadece fakir ve eğitimsiz ülkelerde değil. Zengin ve güya eğitimli ülkeler de doğanın bize vurduğu tokadı şiddetlendiriyor. Sadece iklim krizi gibi felaketlerden söz etmiyorum. Bu ülkelerin yaptığı, sadece ekolojik dengeleri alt üst etmek veya sömürüyü sürdürme yoluyla Dünya’nın geri kalanını fakir ve eğitimsiz bırakmak değil. Aynı zamanda aşırı hırslı kazanç politikalarının bir uzantısı olarak, kendi vatandaşlarına da ihtiyaç duydukları nefes alma alanını yaratmıyorlar!

Kâr Üzerine Kurulu Sağlık Sistemi

Örneğin ABD şu anda büyük bir panikle salgına hazırlanıyor; çünkü sağlık sistemleri yüzde yüz kâr üzerine kurulu halde. Zihniyet, en kısa yoldan en çok kârı elde etmek üzerine kurulu; halk sağlığını maksimize etme üzerine değil. Bu da, sağlık ve sigorta sistemlerinin akıl almaz derecede pahalı olmasına neden oluyor. Bu nedenle insanlar, kendi kendilerine uydurdukları yöntemlerle kendilerini tedavi etmeye çalışıyorlar. Böylesi sinsi bir virüs için bunun ne kadar tehlikeli olduğu ortada.

Ayrıca nadir bulunan virüslere yönelik aşılar ve ilaçlar üretmek, bunları durmaksızın güncelleyip yeniden dağıtmak yeterince kârlı bir iş değil; dolayısıyla içinde bulunduğumuz sistem bizi bu tarz uzun dönemli önlemlere teşvik etmiyor. Sadece kısa dönemli kârlara odaklanmamıza sebep oluyor.

Tüm Reklamları Kapat

Tabii işin bir de sosyal ayağı var: Amerika’da firmaların ezici çoğunluğu maaşlı izin vermiyor. Bu da insanların hasta olsalar bile iş yerlerine gitmelerine neden olacak. Bunun da nasıl bir felakete sebep olacağını düşünebilirsiniz.

Virüs İçin Elverişli Ortam

İş burada bitmiyor. Makinalaşma ve teknolojik atılımlarla kavuşacağımız vaat edilen daha kısa çalışma saatleri/günleri, daha stressiz bir hayat, kendimize daha çok vakit ayırabilme gibi vaatlerin hiçbiri gerçekleşmedi. İnsanlar (özellikle de fakir ülkeler ve fakir insanlar) ayın sonunu getirebilmek için daha çok çalışıyor ve daha yorgunlar, bu da hastalıkların önünü açıyor. Daha geniş bir kitle, varlığın daha azını elinde tuttukça (eşitsizlikler arttıkça), bu şekilde yaşayan insanların sayısı artıyor. Fakirlik, yorgunluk, hijyen noksanlığı, insanların sağlıklarını umursayacak kadar enerjiyi bulamaması gibi faktörler, bir virüsün yayılabilmesi için harika ortamlar hazırlıyor!

“Bize ne Amerika’dan!” diyebilirsiniz. Demeyin. Sağlık gibi hizmetler temel hak olarak görülmezse ve ücretsiz (veya buna yakın bir şekilde) tüm vatandaşlara sağlanmazsa, daha fenası kâr amaçlı bir sektör olarak görülürse ve bu da sağlık hizmetlerini aşırı pahalı hale getirirse, her ülke aynı tuzağa er ya da geç düşecektir. Diğer ülkelerde halihazırda denenmiş ve felaket sonuçları görülmüş uygulamalar, hatalardan ders almayı bilmeyen diğer ülkelerde de benzer şekilde sonuçlanacaktır. Türkiye de bu durumdan muaf değildir. Bu uyarılar ne kadar erken yapılırsa ve hazırlıklarımızı ne kadar erken yaparsak, gelecekte bu tür problemlerden o kadar az çekeriz.

Çünkü unutmayın: SARS-CoV-2 ne ilk “yeni virüs salgını” ne de son olacak… Ve bu bir kehanet değil.

Bu Makaleyi Alıntıla
Okundu Olarak İşaretle
46
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Paylaş
Sonra Oku
Notlarım
Yazdır / PDF Olarak Kaydet
Bize Ulaş
Yukarı Zıpla

İçeriklerimizin bilimsel gerçekleri doğru bir şekilde yansıtması için en üst düzey çabayı gösteriyoruz. Gözünüze doğru gelmeyen bir şey varsa, mümkünse güvenilir kaynaklarınızla birlikte bize ulaşın!

Bu içeriğimizle ilgili bir sorunuz mu var? Buraya tıklayarak sorabilirsiniz.

Soru & Cevap Platformuna Git
Bu İçerik Size Ne Hissettirdi?
  • Tebrikler! 32
  • Muhteşem! 16
  • Mmm... Çok sapyoseksüel! 5
  • Merak Uyandırıcı! 5
  • Bilim Budur! 3
  • İnanılmaz 2
  • Umut Verici! 2
  • Üzücü! 2
  • Korkutucu! 2
  • Grrr... *@$# 1
  • Güldürdü 0
  • İğrenç! 0
Tüm Reklamları Kapat

Evrim Ağacı'na her ay sadece 1 kahve ısmarlayarak destek olmak ister misiniz?

Şu iki siteden birini kullanarak şimdi destek olabilirsiniz:

kreosus.com/evrimagaci | patreon.com/evrimagaci

Çıktı Bilgisi: Bu sayfa, Evrim Ağacı yazdırma aracı kullanılarak 29/03/2024 17:27:31 tarihinde oluşturulmuştur. Evrim Ağacı'ndaki içeriklerin tamamı, birden fazla editör tarafından, durmaksızın elden geçirilmekte, güncellenmekte ve geliştirilmektedir. Dolayısıyla bu çıktının alındığı tarihten sonra yapılan güncellemeleri görmek ve bu içeriğin en güncel halini okumak için lütfen şu adrese gidiniz: https://evrimagaci.org/s/8346

İçerik Kullanım İzinleri: Evrim Ağacı'ndaki yazılı içerikler orijinallerine hiçbir şekilde dokunulmadığı müddetçe izin alınmaksızın paylaşılabilir, kopyalanabilir, yapıştırılabilir, çoğaltılabilir, basılabilir, dağıtılabilir, yayılabilir, alıntılanabilir. Ancak bu içeriklerin hiçbiri izin alınmaksızın değiştirilemez ve değiştirilmiş halleri Evrim Ağacı'na aitmiş gibi sunulamaz. Benzer şekilde, içeriklerin hiçbiri, söz konusu içeriğin açıkça belirtilmiş yazarlarından ve Evrim Ağacı'ndan başkasına aitmiş gibi sunulamaz. Bu sayfa izin alınmaksızın düzenlenemez, Evrim Ağacı logosu, yazar/editör bilgileri ve içeriğin diğer kısımları izin alınmaksızın değiştirilemez veya kaldırılamaz.

Tüm Reklamları Kapat
Keşfet
Akış
İçerikler
Gündem
Alan
Astrobiyoloji
Alkol
Yaşanabilir Gezegen
Çekirdek
Tohum
Botanik
Nöron
Makina
Karanlık
Uydu
Aminoasit
Geometri
Sayı
Mantık Hatası
Beyin
Bilişsel
Hominid
Evren
Süt
Araştırma
Filogenetik
Homo Sapiens
İspat
Güneş
Aklımdan Geçen
Komünite Seç
Aklımdan Geçen
Fark Ettim ki...
Bugün Öğrendim ki...
İşe Yarar İpucu
Bilim Haberleri
Hikaye Fikri
Video Konu Önerisi
Başlık
Gündem
Bugün bilimseverlerle ne paylaşmak istersin?
Bağlantı
Kurallar
Komünite Kuralları
Bu komünite, aklınızdan geçen düşünceleri Evrim Ağacı ailesiyle paylaşabilmeniz içindir. Yapacağınız paylaşımlar Evrim Ağacı'nın kurallarına tabidir. Ayrıca bu komünitenin ek kurallarına da uymanız gerekmektedir.
1
Bilim kimliğinizi önceleyin.
Evrim Ağacı bir bilim platformudur. Dolayısıyla aklınızdan geçen her şeyden ziyade, bilim veya yaşamla ilgili olabilecek düşüncelerinizle ilgileniyoruz.
2
Propaganda ve baskı amaçlı kullanmayın.
Herkesin aklından her şey geçebilir; fakat bu platformun amacı, insanların belli ideolojiler için propaganda yapmaları veya başkaları üzerinde baskı kurma amacıyla geliştirilmemiştir. Paylaştığınız fikirlerin değer kattığından emin olun.
3
Gerilim yaratmayın.
Gerilim, tersleme, tahrik, taciz, alay, dedikodu, trollük, vurdumduymazlık, duyarsızlık, ırkçılık, bağnazlık, nefret söylemi, azınlıklara saldırı, fanatizm, holiganlık, sloganlar yasaktır.
4
Değer katın; hassas konulardan ve öznel yoruma açık alanlardan uzak durun.
Bu komünitenin amacı okurlara hayatla ilgili keyifli farkındalıklar yaşatabilmektir. Din, politika, spor, aktüel konular gibi anlık tepkilere neden olabilecek konulardaki tespitlerden kaçının. Ayrıca aklınızdan geçenlerin Türkiye’deki bilim komünitesine değer katması beklenmektedir.
5
Cevap hakkı doğurmayın.
Bu platformda cevap veya yorum sistemi bulunmamaktadır. Dolayısıyla aklınızdan geçenlerin, tespit edilebilir kişilere cevap hakkı doğurmadığından emin olun.
Ekle
Soru Sor
Sosyal
Yeniler
Daha Fazla İçerik Göster
Popüler Yazılar
30 gün
90 gün
1 yıl
Evrim Ağacı'na Destek Ol

Evrim Ağacı'nın %100 okur destekli bir bilim platformu olduğunu biliyor muydunuz? Evrim Ağacı'nın maddi destekçileri arasına katılarak Türkiye'de bilimin yayılmasına güç katın.

Evrim Ağacı'nı Takip Et!
Yazı Geçmişi
Okuma Geçmişi
Notlarım
İlerleme Durumunu Güncelle
Okudum
Sonra Oku
Not Ekle
Kaldığım Yeri İşaretle
Göz Attım

Evrim Ağacı tarafından otomatik olarak takip edilen işlemleri istediğin zaman durdurabilirsin.
[Site ayalarına git...]

Filtrele
Listele
Bu yazıdaki hareketlerin
Devamını Göster
Filtrele
Listele
Tüm Okuma Geçmişin
Devamını Göster
0/10000
Bu Makaleyi Alıntıla
Evrim Ağacı Formatı
APA7
MLA9
Chicago
Ç. M. Bakırcı. Doğanın Bir Tokadı Olarak Koronavirüs!. (17 Mart 2020). Alındığı Tarih: 29 Mart 2024. Alındığı Yer: https://evrimagaci.org/s/8346
Bakırcı, Ç. M. (2020, March 17). Doğanın Bir Tokadı Olarak Koronavirüs!. Evrim Ağacı. Retrieved March 29, 2024. from https://evrimagaci.org/s/8346
Ç. M. Bakırcı. “Doğanın Bir Tokadı Olarak Koronavirüs!.” Edited by Çağrı Mert Bakırcı. Evrim Ağacı, 17 Mar. 2020, https://evrimagaci.org/s/8346.
Bakırcı, Çağrı Mert. “Doğanın Bir Tokadı Olarak Koronavirüs!.” Edited by Çağrı Mert Bakırcı. Evrim Ağacı, March 17, 2020. https://evrimagaci.org/s/8346.
ve seni takip ediyor

Göster

Şifrenizi mi unuttunuz? Lütfen e-posta adresinizi giriniz. E-posta adresinize şifrenizi sıfırlamak için bir bağlantı gönderilecektir.

Geri dön

Eğer aktivasyon kodunu almadıysanız lütfen e-posta adresinizi giriniz. Üyeliğinizi aktive etmek için e-posta adresinize bir bağlantı gönderilecektir.

Geri dön

Close