Keşfedin, Öğrenin ve Paylaşın
Evrim Ağacı'nda Aradığın Her Şeye Ulaşabilirsin!
Paylaşım Yap
Tüm Reklamları Kapat

Z Kuşağı Sadece Yaş Almıyor… Genetik Zamanlayıcıları Da Hızla Çalışıyor.

Zamanı Taşımak: Z Kuşağının Sessiz Çöküşü: Hızlı Bilgi, Hızlı Yaşam, Erken Yaşlanma

7 dakika
5
Z Kuşağı Sadece Yaş Almıyor… Genetik Zamanlayıcıları Da Hızla Çalışıyor. Z Kuşağı Sadece Yaş Almıyor… Genetik Zamanlayıcıları Da Hızla Çalışıyor.
  • Blog Yazısı
Created by AI
Blog Yazısı
Tüm Reklamları Kapat

Zaman Hızlandıkça Beden Yavaşlıyor

Geçenlerde burada https://medium.com/@ossiana.tepfenhart tarafından kaleme alınmış bir makaleye denk geldim: “I Have A Weird Theory About Gen Z’s Premature Aging”

Z kuşağının, Y kuşağına kıyasla neden daha yaşlı göründüğüne dair bazı düşünceler içeriyordu. Anksiyete, sosyal medya, internet ve bilgiye hızlı erişim gibi faktörlerin gençlerde yarattığı “yetişememe”, “ayak uyduramama”, “çabuk öğrenip çabuk tüketme” baskısının; gençlerde ruhsal ve fiziksel yıpranmayı artırdığını, iklim değişikliği, inorganik maddeler ya da işlenmiş gıdaların etkisiyle de Z kuşağındaki yaşlanmanın göz ardı edilemez şekilde diğer nesillere göre belirginleştiğini anlatıyordu. Bilimsel değil, daha çok yazara özel bir gözlem ve hipoteze dayanıyordu, ancak çok doğru tespitler içermesi ilgimi cezbetmişti.

Tüm Reklamları Kapat

X kuşağı nesli bir anne olarak esasında ben “hızla akıp giden — doyasıya yaşanamayan zamanın” bu yaşlanma sürecinde etkisi olduğunu düşünenlerdenim… Analog nesil ile dijital nesil kıyaslamalarımda çok sık kullanırım bu öngörümü…

Ancak Z kuşağının hızlı yaşlanma sebeplerini bilimsel olarak araştırmadan da geçemedim.

Bilim Ne Diyor? — Kortizol, Telomer ve Hücresel Yorgunluk

Öncelikle kronik stres… Sadece ruhumuzu değil, bedenimizi de ele geçiriyormuş maalesef… İnsan vücudunda kortizol adlı bir hormonun yüksek seviyeye çıkıp orada kalmasına neden olduğundan, bu seviyenin uzun süre yüksek değerde olması da hücre yenilenmesini yavaşlatıyormuş…. İşte kolajen kaybı, bağışıklık sistemine baskılar ve sair… Nihayetinde de epigenetik denilen biyolojik yaş göstergeleri hızlanırmış.

Tüm Reklamları Kapat

Bazı makaleler ise z kuşağının günde ortalama 7–9 saat ekran karşısında kalması dolayısıyla sürekli mavi ışığa maruz kalmasının melatonin salınımını baskıladığını, gençlerin uyku düzeninin bozulduğunu, uyku düzeni bozulan gençlerin hücre yenilenmesinin yavaşladığını, retinada dejenerasyon ve ciltte obsesif strese neden olabileceğine, yani dijital tükenmişlik sendromu dolayısıyla gençlerin hızla yaşlandığına dikkat çekiyor.

Elbette beslenme, hormon bozuklukları, erken yaşta estetik ürünlerin kullanılmaya başlanması, işlenmiş gıdalar, hormonal dengeyi etkileyebilecek şekilde kimyasalların kullanımı, fenomenlerce önerilen cilt serumu, retinol, asidik ürünler ve benzeri maddelerin yanlış kullanımı ile çeşitli detoks karışımlarının bu sürece etkilerine dair de pek çok bilimsel kanıt bulmak mümkün.

Ancak bir makaleye daha rastladım yaşlanmayı hızlandıran: Telomer kısalması… Bu terimle ilk kez karşılaştığımda kulağıma bilimsel ve uzak bir kavram gibi gelmişti…

Siz de bu şekilde algılamayın sakın. Çünkü çok tanıdık bir gerçekliğe işaret ediyor, diyor ki:

Evrim Ağacı'ndan Mesaj

Aslında maddi destek istememizin nedeni çok basit: Çünkü Evrim Ağacı, bizim tek mesleğimiz, tek gelir kaynağımız. Birçoklarının aksine bizler, sosyal medyada gördüğünüz makale ve videolarımızı hobi olarak, mesleğimizden arta kalan zamanlarda yapmıyoruz. Dolayısıyla bu işi sürdürebilmek için gelir elde etmemiz gerekiyor.

Bunda elbette ki hiçbir sakınca yok; kimin, ne şartlar altında yayın yapmayı seçtiği büyük oranda bir tercih meselesi. Ne var ki biz, eğer ana mesleklerimizi icra edecek olursak (yani kendi mesleğimiz doğrultusunda bir iş sahibi olursak) Evrim Ağacı'na zaman ayıramayacağımızı, ayakta tutamayacağımızı biliyoruz. Çünkü az sonra detaylarını vereceğimiz üzere, Evrim Ağacı sosyal medyada denk geldiğiniz makale ve videolardan çok daha büyük, kapsamlı ve aşırı zaman alan bir bilim platformu projesi. Bu nedenle bizler, meslek olarak Evrim Ağacı'nı seçtik.

Eğer hem Evrim Ağacı'ndan hayatımızı idame ettirecek, mesleklerimizi bırakmayı en azından kısmen meşrulaştıracak ve mantıklı kılacak kadar bir gelir kaynağı elde edemezsek, mecburen Evrim Ağacı'nı bırakıp, kendi mesleklerimize döneceğiz. Ama bunu istemiyoruz ve bu nedenle didiniyoruz.

“Zaman bedenin içinde de akar ve bazen o akış fazla hızlanır.”

Zamanın sadece takvimde değil, hücrelerin içinde de hızla aktığını iddia ederek bunun anlamını “genetik zamanlayıcının hızlanması” olarak tanımlıyor.

Düşünsenize, bize dışarıdan değil, içeriden yaşlandığımızı fısıldayan bir tür biyolojik saat gibi… Ve biz bu hızla baş edemedikçe, yaşlanma sadece bir sayı değil, bedenin hafızasında kazınan bir iz haline geliyor.

Tıpkı “hızla akıp giden — doyasıya yaşanamayan zamanın yaşlanma sürecinde etkisi olduğu” izlenimimin tam da izah etmek istediği şey gibi…

Hücrelerimizin içinde yer alan kromozomların ucundaki koruyucu “kapaklar” gibiymiş telomerler… Sanki her hücrede küçük bir kum saati gibi çalıştığından, her hücre bölünmesinde biraz daha kısalırlarmış… Ve bir gün tamamen tükendiklerinde ise hücre artık yenilenemez olduğundan insanların yaşlanıp öldüğünü söylüyor araştırmacılar. Bu yüzden bilim insanları telomer uzunluğunu, biyolojik yaşın bir göstergesi olarak kabul etmişler.

İşte burada benim sezgim ile bilim iç-içe giriyor:

Tüm Reklamları Kapat

Z Kuşağı Neden Daha Hızlı Yaşlanıyor?

Eğer hayat çok hızlıysa, edindiğin bilgiyi öğrenip, benimseyip tüketemeden bir başka bilgi ya da gerçeklik ile yükleniyorsan, sosyolojik, ekolojik, ekonomik, teknolojik stresin, bu hızlı akış esnasında hiç bitmiyor, her geçen gün daha da tetikleniyorsa, sürekli bir anksiyete halinde ya da alarm halinde yaşıyorsan, Telomerler daha çabuk kısalıyormuş…

Çünkü kortizol, uyku bozukluğu, toksinler ve enflamasyon bu süreci tetiklediğinden…

Tüm Reklamları Kapat

Yani beden zamanı normalden daha hızlı yaşamaya başlıyor.

Zamanı yaşamak yerine zaman tarafından yaşanıyoruz belki de… Anın doya doya tadını çıkaramadığımıza, hızına yetişemediğimize ve hep peşinden canhıraş koşturduğumuza göre; zaman içimizden de geçerek bizi yaşıyor gibi…

Dahası, “feleğin çemberinden geçmek” deyimi; zamanın, yani yılların, acısıyla, tatlısıyla yaşanmışlıkların içimizden “hızla akıp geçmesi” belki de… Biz yıllarca “tecrübe” diyerek yanlış yorumladık, kim bilir?

Bu hıza ayak uydurma çabasının vücudumuzdaki tezahürü işte erken yaşlanma belirtileri…

Tüm Reklamları Kapat

Agora Bilim Pazarı
İşlenmiş Gıda Yanılgısı

Gıda tüketim alışkanlıklarımız sağlıklı ve uzun bir yaşamın belirleyicilerinden olmakla kalmayıp aynı zamanda bir keyif kaynağı ve kültürel mirasımızın değerli bir parçasıdır. Bu nedenle gıda tercihlerimizde çoğu zaman duygularımız mantığımızın önüne geçer. Gıda seçimlerimiz üzerinde kültürümüz, çevremiz, yaşadığımız yer, bulunabilirlik, ruh halimiz, damak zevkimiz rol oynar.

Reklam bombardımanı ve sözde uzmanların yarattığı gürültü de eklendiğinde, yolumuzu şaşırmamız mümkün. İşte ABD’nin ünlü Gıda Bilimi ve Teknolojisi profesörlerinden Robert L. Shewfelt, bu kitabında bilimsel bir bakış açısıyla işlenmiş gıdalar hakkında bilinenlerin doğruluğuna odaklanıyor ve gerçekleri çok samimi ve anlaşılır bir dille, birbirinden ilginç örneklerle anlatıyor.

Devamını Göster
₺188.00
İşlenmiş Gıda Yanılgısı

Bu demektir ki gerek metaforik olarak gerekse moleküler düzeyde gerçekliğine emin olduğumuz hızlı zaman akışının sonucu erken yaşlanma ise; zihnimiz ve ruhumuz bu hıza karşı bir irade göstermezse, özellikle yeni nesil bedenler çok daha erken bitmeye başlayacak…

Biyologların yoğun olarak çalıştığı bu teoriye göre: hızlı yaşayan canlılar daha kısa ömürlüymüş. Enerji tüketimi yüksek olan, stresli çevrede yaşayan bireylerde ise yaşlanma hızı artarmış.

Demem o ki, zaman bize ait olmaktan çoktan çıkmış…

Artık zamanı sahiplenemiyoruz, sadece tüketiyoruz, öylesine…

Bu yüzden belli ki tükeniyor, depresifleşiyor ve duygularımızı buz kalıplarıymış gibi donduruyoruz. Yaşlanmanın ruhsal eşlikçisi diyor bilim dünyası bu bozuklukların toplamına…

Sonuç:

Hızla akan zaman, hızla akan yıllar, temponun yorduğu bedenler ve ruhlar, yaşanmadan yaş alınan yıllar…

Bu satırlar yalnızca şiirsel ve sizler keyif alın diye değil, aynı zamanda epigenetik, nörolojik ve toplumsal bir gerçeklik.

Bellek Yüklü, Ruh Yorgunu Bir Nesil

Peki neden bu konudan bahsettim?

Tüm Reklamları Kapat

Çünkü dinlenmenin ve kendine zaman ayırmanın insan bedeni ve ruhu üzerindeki etkisinin çok büyük olduğunu düşünüyorum.

Teknoloji gerçekten baş döndürücü bir hızla gelişiyor ve hayatın ritmi bu gelişime paralel şekilde akıyor.

Ancak biz, X kuşağı olarak adlandırılan nesil, daha sade, daha yavaş ve daha doğal bir zamanın çocuklarıydık. Hayatın olağan akışı bugünkü kadar kaotik değildi. Nüfus daha kontrollüydü, şehirler daha sessizdi. Hayatı doya doya yaşama şansımız vardı. Sıkılmak bile bir lükstü, çünkü benliğimiz henüz tüketilmemişti.

Gerçek oyunlar oynardık, paylaşmaya odaklıydık, sosyalleşmeye…

Tüm Reklamları Kapat

Ağacından meyve de toplayabildik, ısırdığımızda o meyveden tat almayı da bilirdik…

Hiç yarınlar yokmuşçasına deneyimlerdik her anı… Okul yokmuş gibi mesela… İşe geç kalma kaygısı neydi ki o yıllarda, alarm bile kurduğumu hatırlamam, kendiliğinden açılırdı gözüm her iş sabahında… O zamanlar bugüne, “yani o ana” olan odağımızı annemizin terlikleri dışında çok az şey etkileyebilirdi… Doyardık özgürlüğe ve tutkuya…

Ne büyük lüksmüş, şimdilerde anlıyorum ben de aslında…

Bugünün çocukları ise, bilinmezliklerle dolu bir çağın tam ortasında doğuyorlar.

Tüm Reklamları Kapat

Üstelik hiç durmadan koşmak zorunda kaldıkları bir yarışın içindeler; adeta birer yarış atı gibi… Evet, bilgiye erişimleri bizden çok daha kolay; belki bizden fazla okuyorlar da… Kabul. Ama yine de hiçbir zaman bizim kadar kendilerini tanıyamayacaklar.

Çünkü sürekli bu koşturmaca içinde, durup kendilerini dinleyemeyecek, ne istediklerini gerçek anlamda sorgulayamayacaklar. Belki de çok yakın bir gelecekte, gerçek deneyim kavramı tamamen yitip gidecek. Hep bir geri kalma korkusu kaplayacak içlerini; yüreklerini susturacak bu korku belki de…

Belleklerini daha da fazla bilgiyle doldurmak için yeni icatlar peşinde koşacaklar, zaten başlamadılar mı bile çiplerle, yapay zekâlarla, sayısız araçla bunu denemeye?

Şimdilik iyi gidiyor gibi görünse de bence beyhude… Her şeyin fazlası gibi teknolojinin bu hızının da gereğinden fazlası fayda değil daha fazla fitne, fesat, fücur getirecek gibi görünüyor… Hem de etik sınırların silikleştiği, sorgulamayan yeni nesillerin ellerinde.

Tüm Reklamları Kapat

Çünkü edindikleri bilgiyi dönüştüremeden hemen bir sonrakine geçiyorlar z kuşağı. Ve o her geçişin içinde, kendilerini bir daha bulamayacak kadar derin kayboluyorlar…

Bu hızlı yaşam, onları kimsenin tam olarak tarif etmeye cesaret edemediği bir yalnızlığa, bir yorgunluğa sürüklüyor.

Doğal olarak, hayatın kendisi de çok daha hızlı ama amaçsız, anlamsız bir hale evrildi.

Yavaşlamak: Zamana Merhem Olmak

Tüm Reklamları Kapat

Sevgili okuyucu,

Z kuşağı sadece yaş almıyor…

Zamanı “taşıyor.”

Çok korkunç bir cümle değil mi?

Tüm Reklamları Kapat

“Zamanı taşımak!”

Zaman öyle derin bir boşluk ki, dibe indikçe, esir aldığı çekim kuvvetiyle yük oluveriyor omuzlarına…

Demem o ki; z kuşağına aktarılan / aşılanan / öğretilen bilgi miktarı, beklenti, kriz ve korku; neredeyse birkaç kuşağın deneyimini tek bir ömre sıkıştırmışçasına hem yoğun hem de dayanılmaz derecede trajik.

Hatta daha Dünya bile henüz yaşanmadan olası onlarca korkunç varyasyonlar anlatıldı onlara. Henüz bir hataya bile düşmeden cezalandırıldılar aslında. Daha hissetmeden “sevmeleri” sevilmeden “toplumda kabul” görmeleri beklendi.

Tüm Reklamları Kapat

Ve bu birikim… Bedenlerinde yoğunlaşmış zaman izleri gibi…

Çocukluklarını yaşamadan büyümeye zorlandılar ama büyümüş de sayılmadılar. Bu yetemeyiş belki de yüzlerinde, gözlerinde, duruşlarında; zamansız bir yorgunluk olarak belirdi.

Bu yorgunluk, hücresel değil sadece… Ruhsal, bilişsel, kültürel ve kolektif bir tezahür esasında…

Zaman acıya merhem derler ama sanki artık bizim zamana merhem olma anımız geldi gibi…

Tüm Reklamları Kapat

Yoksa bu hız, bir gün hepimizi susturacak.

O yüzden ne zaman yavaşlarsan, bil ki sadece kendine dönmüyorsun… Zamana da merhem oluyorsun, biraz duraksa…

Okundu Olarak İşaretle
2
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Paylaş
Sonra Oku
Notlarım
Yazdır / PDF Olarak Kaydet
Raporla
Mantık Hatası Bildir
Yukarı Zıpla
Bu Blog Yazısı Sana Ne Hissettirdi?
  • Muhteşem! 0
  • Tebrikler! 0
  • Bilim Budur! 0
  • Mmm... Çok sapyoseksüel! 0
  • Güldürdü 0
  • İnanılmaz 0
  • Umut Verici! 0
  • Merak Uyandırıcı! 0
  • Üzücü! 0
  • Grrr... *@$# 0
  • İğrenç! 0
  • Korkutucu! 0
Tüm Reklamları Kapat

Evrim Ağacı'na her ay sadece 1 kahve ısmarlayarak destek olmak ister misiniz?

Şu iki siteden birini kullanarak şimdi destek olabilirsiniz:

kreosus.com/evrimagaci | patreon.com/evrimagaci

Çıktı Bilgisi: Bu sayfa, Evrim Ağacı yazdırma aracı kullanılarak 21/11/2025 18:56:26 tarihinde oluşturulmuştur. Evrim Ağacı'ndaki içeriklerin tamamı, birden fazla editör tarafından, durmaksızın elden geçirilmekte, güncellenmekte ve geliştirilmektedir. Dolayısıyla bu çıktının alındığı tarihten sonra yapılan güncellemeleri görmek ve bu içeriğin en güncel halini okumak için lütfen şu adrese gidiniz: https://evrimagaci.org/s/21802

İçerik Kullanım İzinleri: Evrim Ağacı'ndaki yazılı içerikler orijinallerine hiçbir şekilde dokunulmadığı müddetçe izin alınmaksızın paylaşılabilir, kopyalanabilir, yapıştırılabilir, çoğaltılabilir, basılabilir, dağıtılabilir, yayılabilir, alıntılanabilir. Ancak bu içeriklerin hiçbiri izin alınmaksızın değiştirilemez ve değiştirilmiş halleri Evrim Ağacı'na aitmiş gibi sunulamaz. Benzer şekilde, içeriklerin hiçbiri, söz konusu içeriğin açıkça belirtilmiş yazarlarından ve Evrim Ağacı'ndan başkasına aitmiş gibi sunulamaz. Bu sayfa izin alınmaksızın düzenlenemez, Evrim Ağacı logosu, yazar/editör bilgileri ve içeriğin diğer kısımları izin alınmaksızın değiştirilemez veya kaldırılamaz.

Aklımdan Geçen
Komünite Seç
Aklımdan Geçen
Fark Ettim ki...
Bugün Öğrendim ki...
İşe Yarar İpucu
Bilim Haberleri
Hikaye Fikri
Video Konu Önerisi
Başlık
Bugün Türkiye'de bilime ve bilim okuryazarlığına neler katacaksın?
Gündem
Bağlantı
Ekle
Soru Sor
Stiller
Kurallar
Komünite Kuralları
Bu komünite, aklınızdan geçen düşünceleri Evrim Ağacı ailesiyle paylaşabilmeniz içindir. Yapacağınız paylaşımlar Evrim Ağacı'nın kurallarına tabidir. Ayrıca bu komünitenin ek kurallarına da uymanız gerekmektedir.
1
Bilim kimliğinizi önceleyin.
Evrim Ağacı bir bilim platformudur. Dolayısıyla aklınızdan geçen her şeyden ziyade, bilim veya yaşamla ilgili olabilecek düşüncelerinizle ilgileniyoruz.
2
Propaganda ve baskı amaçlı kullanmayın.
Herkesin aklından her şey geçebilir; fakat bu platformun amacı, insanların belli ideolojiler için propaganda yapmaları veya başkaları üzerinde baskı kurma amacıyla geliştirilmemiştir. Paylaştığınız fikirlerin değer kattığından emin olun.
3
Gerilim yaratmayın.
Gerilim, tersleme, tahrik, taciz, alay, dedikodu, trollük, vurdumduymazlık, duyarsızlık, ırkçılık, bağnazlık, nefret söylemi, azınlıklara saldırı, fanatizm, holiganlık, sloganlar yasaktır.
4
Değer katın; hassas konulardan ve öznel yoruma açık alanlardan uzak durun.
Bu komünitenin amacı okurlara hayatla ilgili keyifli farkındalıklar yaşatabilmektir. Din, politika, spor, aktüel konular gibi anlık tepkilere neden olabilecek konulardaki tespitlerden kaçının. Ayrıca aklınızdan geçenlerin Türkiye’deki bilim komünitesine değer katması beklenmektedir.
5
Cevap hakkı doğurmayın.
Aklınızdan geçenlerin bu platformda bulunmuyor olabilecek kişilere cevap hakkı doğurmadığından emin olun.
Size Özel
Makaleler
Daha Fazla İçerik Göster
Popüler Yazılar
30 gün
90 gün
1 yıl
Evrim Ağacı'na Destek Ol

Evrim Ağacı'nın %100 okur destekli bir bilim platformu olduğunu biliyor muydunuz? Evrim Ağacı'nın maddi destekçileri arasına katılarak Türkiye'de bilimin yayılmasına güç katın.

Evrim Ağacı'nı Takip Et!
Geçmiş ve Notlar
Yazı Geçmişi
Okuma Geçmişi
Notlarım
İlerleme Durumunu Güncelle
Okudum
Sonra Oku
Not Ekle
İşaretle
Göz Attım
Site Ayarları

Evrim Ağacı tarafından otomatik olarak takip edilen işlemleri istediğin zaman durdurabilirsin.

[Site ayalarına git...]
Bu Yazıdaki Hareketleri
Daha Fazla göster
Tüm Okuma Geçmişin
Daha Fazla göster
0/10000
Kaydet
Keşfet
Ara
Yakında
Sohbet
Agora

Bize Ulaşın

ve seni takip ediyor

Göster

Şifremi unuttum Üyelik Aktivasyonu

Göster

Şifrenizi mi unuttunuz? Lütfen e-posta adresinizi giriniz. E-posta adresinize şifrenizi sıfırlamak için bir bağlantı gönderilecektir.

Geri dön

Eğer aktivasyon kodunu almadıysanız lütfen e-posta adresinizi giriniz. Üyeliğinizi aktive etmek için e-posta adresinize bir bağlantı gönderilecektir.

Geri dön

Close