Yapısalcı Diyalektik -1
Yapısal Nedensellik Kavramı
Althusser’in bir nedensellik teorisi formülü oluşturmaya çalıştığı bir yer varsa, bu yer kesinlikle ‘Çelişki ve Üstbelirlenim’ ve ‘Materyalist Diyalektik Üzerine’ metinlerindeki diyalektik üzerine düşüncelerinin birbirine yakınsadığı ‘Kapital’in Nesnesi’ metnidir. Metnin merkezindeki soru, Marx’ın ekonomi politik söyleme ilişkin Kapital‘de ortaya koyduğu yeniliktir: şayet ekonomi politik, ekonomik fenomenleri pürüzsüz, homojen bir mekan içinde sunuyorsa, Marx’ın teorisi ekonomik fenomenleri “bölgesel bir yapı tarafından belirlenmiş ve kendisi global bir yapının tanımladığı bir konuma kazılı bir bölge içinde sunar.” Althusser’in mekânsal metaforunda, tarihin karmaşık ve derin mekânına kazılı ekonominin karmaşık ve derin mekânını düşünme çabası buluyoruz. Bu nedenle, ekonomik fenomenleri düşünmek için, onları üreten yapı kavramını, yani üretim tarzının global yapısının dışında tanımlanamaz olan üretici güçler ve üretim ilişkileri birliğini inşa etmek gerekir. Bu, yalnızca ekonomik fenomenlerin verili olmadığını değil, aynı zamanda onlara doğrusal bir nedensellik modelinin uygulanamayacağı anlamına da gelir; “Tarih teorisi ve ekonomi politik teorisinin kesin bir söylemini oluşturmak” için yeni bir felsefi kavram üretmek gerekir. Başka bir deyişle, vasıtasıyla Marx’ın ekonomi ve tarihin yeni bilimsel alanını açtığı coupure (kopuş), felsefi bir devrim, yeni bir nedensellik kavramının üretilmesini gerektirir. Bu nedenle Althusser, ekonomi politiğin nesnesinin yeniden tanımlanmasının ortaya koyduğu temel epistemolojik sorunu şu şekilde formüle eder:
Bir yapının öğelerinin belirlenimini ve bu öğeler arasındaki yapısal ilişkileri ve bu yapının etkililiği uyarınca bu ilişkilerin tüm etkilerini hangi kavram veya hangi kavramsal topluluk aracılığıyla düşünmek mümkündür? Ve daha ziyade, egemen bir yapı uyarınca tabi bir yapının belirlenimini hangi kavram veya hangi kavramsal topluluk aracılığıyla düşünmek mümkündür? Başka bir deyişle, yapısal bir nedensellik kavramını tanımlamak nasıl mümkün olabilir?
Şu var ki, Marx’ın kendisi bu problemi bir problem olarak ortaya koymamıştır- O, bir yapının kendi öğeleri üzerindeki etkililiği kavramını üretmemiştir. Bunun yerine, “O, onun kavramının yokluğunda, olağanüstü bir yaratıcılıkla, fakat bu sorunu ortaya koymak ve çözmek için upuygun olmayan önceki şemalara düşmekten tamamen kurtulmaksızın, pratik olarak çözmek için yola çıkmıştır.” Bu upuygun olmayan şemalar nedenselliği düşünmek için modern felsefe tarafından üretilen iki tür kavram sistemidir: Kartezyen kökenli mekanik model ve Leibniz kökenli ifadesel (expressive) model. Eğer birincisi, bütünün kendi öğeleri üzerindeki etkililiğini ‘olağanüstü çarpıtmalar pahasının haricinde’açıklayamıyorsa, ikincisi tam olarak bu amaç için tasarlanmış ve yine de bütünün doğasının tinsel olduğunu varsayar. Elbette, modern felsefede, bu sorunu “ilk çözümü ana hatlarıyla çizmeye”çalışarak ortaya koyan bir düşünür, Spinoza, olmuştur, fakat “bildiğimiz gibi, tarih onu zifiri bir karanlığa gömmüştü.”
Althusser, Marx’ın yapısal nedenselliği düşünme girişimini gösteren birkaç terimi ayırır: 1857 tarihli Ekonomi Politiğe Giriş metnindeki Beleuchtung (aydınlatma) ile daha da önemlisi Kapital metnindeki Darstellung (sunum) terimleri, aynı zamanda kapitalist sistemi sunduğu metaforlar: Triebwerk, Mechanismus, Getriebe [bir mekanizma, bir mekanik, bir makineler düzeneği, bir makine, bir montaj olarak…] ve social metabolism (toplumsal metabolizma). Bu anlamda daha az önemli olmayan Verbindung (bileşim) ve Gliederung (yapı ya da eklemlenmiş hiyerarşi) terimleridir.
Bu Marksist terimlere geri döneceğiz, fakat şu an gözlerimizi Marx’ın terimlerinin ötesine Althusser’in kendi terimleriyle karakterize ettiği kavramlara, bir yapının etkililiğine çevirmeliyiz: Althusser’ın kendisinin psikanalizden ödünç alındığını ileri sürdüğü üstbelirlenim kavramı, Miller tarafından icat edilen metonimik nedensellik kavramı, Spinozacı anlamda içkin neden kavramı ve son olarak yazarsız bir tiyatro kavramı.
Althusser, Marx için metninde Hegelci çelişkiye istinaden Marksist çelişkinin özgüllüğü teması üzerine yayınlanan iki makalede üstbelirlenim kavramında açık olarak ısrar eder: kavramın işaret ettiği şey, tam olarak karmaşık bir bütünlüğün egemenliğindeki yapının ima ettiği spesifik bir belirleme türüdür. Bu anlamda metonimik nedensellik kavramı, tam olarak “Materyalist Diyalektik Üzerine” metninde ortaya konulan temel çelişki ile tali çelişkiler arasında ve çelişkilerin temel ve tali yanları arasındaki yoğunlaşma [condensation] ve yer değiştirme [déplacement] mantığını ileri sürüyor gibi görünmektedir.Bu mantığa ilişkin olarak, tahakkümlerin keyfi ardışıklık görünümüne kanmamalıyız: çünkü gelişimin düğümselliği (özgül aşamalar) ve her aşamanın yapısının özgül düğümselliği karmaşık sürecin kendi varlığı ve gerçekliğidir.
Bu nedenle “yapının etkileri üzerindeki nedenin yokluğu, yapının ekonomik fenomenlere ilişkin dışsallığının bir sonucu değildir; bu, tersine, yapının, yapı olarak kendi etkileri içindeki içselliğinin biçimidir”. Bu, etkilerin, yapının üzerinde kendi damgasını basmak [sa marque] için ulaştığı bir nesne, bir öğe, veya bir mekan olmadığı anlamına gelir. Bu noktada, Spinoza’nın içkin nedensellik kavramı yardımcı olur. Yapının varlığının kendi etkilerinden ibaret olması, yani yapı “kısaca yalnızca kendi öğelerinin özgül bir bileşimidir”: “kendi etkilerinin dışında” bir hiçtir. Öyle ki yazarı olmayan bir tiyatro kavramı, “aynı anda kendi kendisinin hem sahnesi, hem senaryosu ve hem de aktörü olan bir tiyatronun; seyircilerinin yalnızca onlar her şeyden önce asla yazarı olamayacakları senaryonun kısıtlamaları tarafından ele geçirilmiş aktörleri olmaya zorlandıklarından dolayı seyirci olabildiği tiyatronun sahne düzeninin/mizanseninin [mise en scène] varoluş tarzına” işaret eder.
Althusser’in bu referansları ne anlama geliyor? Her şeyden önce, Althusser, Marx’ın kendisinin, yapıyı fenomenal bir dışsallığa karşın temel bir içsellik olarak ve sonuç olarak, bilginin yörüngesini soyut bir temelden somut bir varoluşa geçiş olarak (Kapital Cilt 1’den Cilt 3’e geçiş olarak) anlayarak yarattığı çeşitli belirsizlikler alanını açık hale getirmeyi amaçlıyordu. Aslında, bu hareket soyutlamayı asla terketmez, kavramın dışına asla çıkmaz, yalnızca yapı kavramından ve onun en genel etkilerinden onun özel etkilerinin kavramlarına geçer. Kavram ve şeylerin varlığı arasındaki sınır gerçekte aşılamaz [infranchissable], çünkü o bir sınır olamaz, çünkü bir şeyin kavramının soyutluğu ile bu şeyin ampirik somutluğu arasında bir sınır kavramının kullanımına izin verebilecek ortak bir homojen mekan (tinsel veya gerçek) yoktur.
Althusser’e göre, modern felsefe tarafından ortaya konulan iki nedensellik modeli, geçişli ve ifadesel, öz ve fenomen kavramsal çiftini yeniden sunmakla sonuçlanır:
Bu iki model, fenomen ve öz arasındaki klasik karşıtlık içinde kolaylıkla ortak bir temel bulurlar. Bu kavramların muğlaklığı gerçekten de açıktır: öz, fenomene göndermede bulunur, fakat aynı zamanda gizlice özsel olamayana da göndermede bulunur. Bu fenomen, tezahürü ve ifadesi olabileceği öze göndermede bulunur, fakat aynı zamanda ve gizlice, ampirik bir özne gibi görünen şeye, bir algıya ve dolayısıyla olası bir ampirik öznenin ampirik ruhsal durumuna göndermede bulunur.
Böylelikle, modern felsefe, bu muğlak belirlenimleri gerçekliğin kendi içinde biriktirmekle, özsel bir içsellik ile fenomenal bir dışsallık arasındaki bir ayrımı gerçeğin içine yerleştirmekle, dolayısıyla gerçekliği “iki düzeyli bir gerçeklik”olarak tanımlamakla sonuçlanır.
- 1
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
Evrim Ağacı'na her ay sadece 1 kahve ısmarlayarak destek olmak ister misiniz?
Şu iki siteden birini kullanarak şimdi destek olabilirsiniz:
kreosus.com/evrimagaci | patreon.com/evrimagaci
Çıktı Bilgisi: Bu sayfa, Evrim Ağacı yazdırma aracı kullanılarak 12/12/2024 12:38:32 tarihinde oluşturulmuştur. Evrim Ağacı'ndaki içeriklerin tamamı, birden fazla editör tarafından, durmaksızın elden geçirilmekte, güncellenmekte ve geliştirilmektedir. Dolayısıyla bu çıktının alındığı tarihten sonra yapılan güncellemeleri görmek ve bu içeriğin en güncel halini okumak için lütfen şu adrese gidiniz: https://evrimagaci.org/s/15772
İçerik Kullanım İzinleri: Evrim Ağacı'ndaki yazılı içerikler orijinallerine hiçbir şekilde dokunulmadığı müddetçe izin alınmaksızın paylaşılabilir, kopyalanabilir, yapıştırılabilir, çoğaltılabilir, basılabilir, dağıtılabilir, yayılabilir, alıntılanabilir. Ancak bu içeriklerin hiçbiri izin alınmaksızın değiştirilemez ve değiştirilmiş halleri Evrim Ağacı'na aitmiş gibi sunulamaz. Benzer şekilde, içeriklerin hiçbiri, söz konusu içeriğin açıkça belirtilmiş yazarlarından ve Evrim Ağacı'ndan başkasına aitmiş gibi sunulamaz. Bu sayfa izin alınmaksızın düzenlenemez, Evrim Ağacı logosu, yazar/editör bilgileri ve içeriğin diğer kısımları izin alınmaksızın değiştirilemez veya kaldırılamaz.