Sosyalist Ekonominin Temel İlkeleri
Sosyalist Planlı Ekonominin Temel İlkeleri
Giriş
Sosyalist planlı ekonomi, üretim, dağıtım ve tüketim süreçlerinin merkezi bir otorite tarafından planlandığı ve piyasa mekanizmalarının sınırlı bir rol oynadığı ekonomik bir sistemdir. Bu sistem, kapitalist piyasa ekonomisinin aksine, toplumsal refahı ve eşitliği öncelikli kılar. Sosyalist planlı ekonomilerde, kaynakların etkin ve adil bir şekilde dağıtılması temel hedeflerden biridir. Bu yazıda, sosyalist planlı ekonominin temel ilkeleri açıklanarak, bu sistemin işleyişi ve amaçları hakkında genel bir çerçeve sunulacaktır.
Kamu Mülkiyeti
Kamu mülkiyeti, bir toplumun ortak çıkarlarına hizmet etmek amacıyla devletin veya kamu kurumlarının sahip olduğu varlıklar ve kaynaklar olarak tanımlanabilir. Kapitalizmdeki özel mülkiyetin aksine, doğal kaynaklardan altyapı tesislerine, eğitim kurumlarından kültürel mirasa kadar her şey, bireyin değil, tüm toplumun ortak refahını ve eşitliğini temele alır.
Özel mülkiyeti ortadan kaldırma niyetimiz karşısında dehşete kapılıyorsunuz. Ama sizin mevcut toplumunuzda özel mülkiyet, nüfusun onda dokuzu için zaten ortadan kalkmış durumda; az sayıda kişi için var olması ise bu onda dokuzun elinde var olmamasına bağlı. O halde, var olması, toplumun büyük çoğunluğu için herhangi bir mülkiyetin var olmamasını gerektiren bir mülkiyet formunu ortadan kaldırmayı amaçlamakla suçluyorsunuz bizi.[1]
Kamu Mülkiyetinin Kapsamı
Kamu mülkiyeti, toplumun kullanımına sunulan fiziksel, doğal ve entelektüel varlıkları kapsar, bunları dört ana temelde inceleyebiliriz.
- Doğal kaynaklar: Su, enerji, maden rezervleri, denizler, göller, sahiller, ormanlar ve benzeri kaynakların şirketler aracılığıyla satılmasının aksine, bu kaynaklar toplumun genel refahını artırmak ve sürdürülebilir kalkınmayı sağlamak amacıyla devletin kontrolü altındadır.
- Altyapı: Limanlar, havalimanları, yollar, otoyollar, barajlar, termik santraller, demiryolları ve benzeri unsurlar, toplumun ekonomik ve sosyal gelişimini desteklemek amacıyla devlet tarafından inşa edilir ve ücretsiz bir şekilde topluma ulaştırılır.
- Üretim araçları: Üretim araçları, sosyalist ekonomilerin bel kemiğini oluşturur. Fabrikalar, madenler, tarım arazileri gibi ekonomik üretimin temel unsurları kamu mülkiyetindedir. Bu sayede üretim süreci, piyasa mekanizmalarından bağımsız olarak merkezi bir planlama çerçevesinde yürütülür.
- Hizmet sektörü: Eğitim, sağlık, barınma, ulaşım gibi temel ihtiyaçlar devlet tarafından sağlanır. Bu hizmetlerin kamu mülkiyeti altında olması, tüm vatandaşların eşit bir şekilde bu hizmetlere erişebilmesini garanti eder.
Kamu Mülkiyetinin Yönetimi
Kamu mülkiyetinin etkin bir biçimde yönetilmesi için merkezi planlama esas alınır. Metaların üretim ve dağıtım süreçleri, kâr odaklı piyasacı yönetimin aksine, toplumsal ihtiyaçları ve refahı artırmayı hedefleyen merkeziyetçi planlama yöntemiyle yürütülür. Planlama sürecinde işçi konseyleri, sendikalar ve yerel yönetimler gibi çeşitli organlar yer alabilir. Bu organlar, üretim süreçlerine katılım sağlayarak karar alma süreçlerini daha demokratik hale getirir.
Sosyalist kamu mülkiyeti, toplumsal eşitlik ve dayanışma gibi değerleri ekonomik sisteme entegre etmeyi amaçlayan bir modeldir. Üretim araçlarının kamuya ait olması ve merkezi planlama yoluyla yönetilmesi, piyasa ekonomilerinde görülen eşitsizlikleri azaltmayı hedefler.[2]
Merkezi Planlama
Önceki bölümde yüzeysel olarak merkezi planlama, işçi demokrasisi gibi konulara değindim, şimdi en önemli konu olan merkezi planlamayı detaylı bir biçimde sunacağım ancak Çin'i sosyalist olarak görmediğim için değinmeyeceğim.
Kumaş para kazanmak için değil, insanları giydirmek için yapılacaktır; bütün diğer ürünler için de aynı şey geçerli olacaktır.[3]
Merkezi planlamada, üretim kaynakları merkezi bir otorite tarafından kontrol edilir ve bu, kapitalist piyasa modelinin aksine, üretim araçlarının özel mülkiyetinin olmadığı, toplumun ortak mülkiyetine sahip olduğu bir modeldir. Bu modelde, üretim araçlarının arz-talep unsurlarına bağlı kar motivasyonu değil, toplumsal ihtiyaçların demokratik bir şekilde karşılanması ve ekonomik kalkınmanın etkin bir şekilde kullanılması motivasyonu alınır.
Merkezi planlamada ekonomik hedefler belirlenir, bu hedeflere ulaşmak için kaynakların varlığı ve bu kaynakların tahsisi oluşturulur. Bu kaynakların üretim ve dağıtım süreçleri planlanır, kapitalist piyasa ekonomisin aksine bu üretim ve dağıtım süreçleri kısa vadeli kar hedeflerinin aksine uzun vadeli toplumsal hedefler olarak karşımıza çıkar. Planlı ekonomi modelinde gereksiz rekabet yerine toplumsal ortak ihtiyaçlar temel alınacağı için, kaynakların süreklilikli tahsis ve işlenme gibi süreçleri yaşanmayacaktır. Bu sayede kaynakların israfı önlenebilecektir. bir diğer önemli unsurda ekonomik istikrardır merkezi otorite planlamalı ekonomik programlar ile ekonomik dalgalanmaları azaltarak kontrol altına alır ve istikrarlı bir büyüme sağlayabilir.[4]
İşçi demokrasisinin olmadığı yerde, toplumsal mülkiyet olamaz.
Tarihsel Örnekler
Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliği (SSCB) bu konuda ki en güzel örneklerden biri olarak karşımıza çıkmaktadır. Ekonomik plan hazırlığı ilk olarak, planlamaları yapacak yetkililer ve hükümet bir araya gelerek ilk taslak hazırlanmaya başlanır. Devlet Planlama Kurulu (GOSPLAN) ve hükumetin ellerinde ki veriler ışığında politikayı en etkili biçimde yürütmeyi ortaya koymaktır Gosplan ve hükümet arasında yapılan tartışmalar sonucunda ekonomi planının ilk taslağı oluşur. Ancak bu bir taslaktır, sosyalist ekonomi modelinde bir merkezi otoritenin hazırlamış olduğu ekonomi planı tek başına yeterli olmaz, tüm halkın ortak bir şekilde katılım gösterdiği ve hazırladığı demokratik bir planlama gereklidir, bu noktada taslağın ikinci adımına başlanır. Taslak görüş ve değerlendirmelerini bildirmeleri için halk komserliklerine ve ulusal ekonomi ile ilişkili diğer merkez kurullara sunulur. Bu kurumlardan her biri, planın kendisi ile ilgili kısımlarını kendisine bağlı kuruluşlar ya da daireler arasında dağıtır, bunun sonucunda planın gerekli ve ilgili kısımları tek tek her fabrika ve çiftliğe ulaşmış olur. Her aşamada kontrol rakamları çok sıkı inceleme ve değerlendirmeden geçirilir. Rakamlar Gosplandan başlayan gezilerinin ardından son durağına yani fabrika ya da çiftliğe ulaştığı zaman ilgili bütün proleterler ve köylüler tartışmalar ve değerlendirmelerde bulunur. Ardından kontrol rakamları düzeltilmiş veya eklenmelerde bulunulmuş şekilde Gosplan'a geri döner. Tüm süreçlerin ardından belirlenen yeni ekonomi politikaları tüm halkın ortak katılımı sayesinde demokratikleşmiş olur.
Ulusal Kalkınma Bağımsızlık ve Sosyalizm
Bir ulusun siyasi bağımsızlığının en temel yapı taşlarından birisi, hiç şüphesiz ekonomik bağımsızlıktır. yukarıda bahsettiğim gibi sosyalist ekonomilerde üretim ve tüketim genel olarak ülke içerisinde yapılmaktadır. Eğer ki Çin örneği sunacak olursa durum biraz daha karmaşık bir hal alacaktır. Şahsen Çin'i sözde sosyalist özde kapitalist olarak varsaydığım için bunun içerisine eklemeyeceğimi belirtmek isterim. sosyalist ekonominin bağımsızlık açısından önemli gelişmelerini SSCB de oldukça ileri seviyede gözlemleyebiliriz ancak sömürgeden kurtulmuş örnekler göstermek gerekirse Küba ve Vietnam güzel örnekler olacaktır.
Sosyalizm sömürgecilikten yeni kurtulmuş ve ekonomik bağımsızlık savaşı veren ülkeler için kaynakların adil bir biçimde kullanılması için uygun bir zemin hazırlar. Bu bağlamda ekonomik bağımsızlığın yanı sıra sosyal adaletin sağlanması içinde uygun bir zemin oluşturur. Günümüz de Afrika'nın pek çok ülkesi dış borçları ve yabancı yatırımcılara bağımlı edildikleri yarı kapitalist-yarı feodal sistemleri sebebiyle hala sömürgeden kurtulamamıştır ancak 20. yüz yılın en parlak örnekleri olan Küba ve Vietnam uyguladıkları sosyalist ekonomi sayesinde ekonomik kalkınmalar sağlamıştır.
Evrim Ağacı'nın çalışmalarına Kreosus, Patreon veya YouTube üzerinden maddi destekte bulunarak hem Türkiye'de bilim anlatıcılığının gelişmesine katkı sağlayabilirsiniz, hem de site ve uygulamamızı reklamsız olarak deneyimleyebilirsiniz. Reklamsız deneyim, sitemizin/uygulamamızın çeşitli kısımlarda gösterilen Google reklamlarını ve destek çağrılarını görmediğiniz, %100 reklamsız ve çok daha temiz bir site deneyimi sunmaktadır.
KreosusKreosus'ta her 10₺'lik destek, 1 aylık reklamsız deneyime karşılık geliyor. Bu sayede, tek seferlik destekçilerimiz de, aylık destekçilerimiz de toplam destekleriyle doğru orantılı bir süre boyunca reklamsız deneyim elde edebiliyorlar.
Kreosus destekçilerimizin reklamsız deneyimi, destek olmaya başladıkları anda devreye girmektedir ve ek bir işleme gerek yoktur.
PatreonPatreon destekçilerimiz, destek miktarından bağımsız olarak, Evrim Ağacı'na destek oldukları süre boyunca reklamsız deneyime erişmeyi sürdürebiliyorlar.
Patreon destekçilerimizin Patreon ile ilişkili e-posta hesapları, Evrim Ağacı'ndaki üyelik e-postaları ile birebir aynı olmalıdır. Patreon destekçilerimizin reklamsız deneyiminin devreye girmesi 24 saat alabilmektedir.
YouTubeYouTube destekçilerimizin hepsi otomatik olarak reklamsız deneyime şimdilik erişemiyorlar ve şu anda, YouTube üzerinden her destek seviyesine reklamsız deneyim ayrıcalığını sunamamaktayız. YouTube Destek Sistemi üzerinde sunulan farklı seviyelerin açıklamalarını okuyarak, hangi ayrıcalıklara erişebileceğinizi öğrenebilirsiniz.
Eğer seçtiğiniz seviye reklamsız deneyim ayrıcalığı sunuyorsa, destek olduktan sonra YouTube tarafından gösterilecek olan bağlantıdaki formu doldurarak reklamsız deneyime erişebilirsiniz. YouTube destekçilerimizin reklamsız deneyiminin devreye girmesi, formu doldurduktan sonra 24-72 saat alabilmektedir.
Diğer PlatformlarBu 3 platform haricinde destek olan destekçilerimize ne yazık ki reklamsız deneyim ayrıcalığını sunamamaktayız. Destekleriniz sayesinde sistemlerimizi geliştirmeyi sürdürüyoruz ve umuyoruz bu ayrıcalıkları zamanla genişletebileceğiz.
Giriş yapmayı unutmayın!Reklamsız deneyim için, maddi desteğiniz ile ilişkilendirilmiş olan Evrim Ağacı hesabınıza üye girişi yapmanız gerekmektedir. Giriş yapmadığınız takdirde reklamları görmeye devam edeceksinizdir.
Ulusal Kalkınma ve Küba Örneği
1 ocak 1959'da Küba da devrim yapıldığında, tüm adada yoksulluk, işsizlik ve cehalet kol geziyordu, Fidel ve yoldaşları sadece birkaç yıl içerisinde bunu tam tersine çevirmişlerdi. 1959 yılında üretim kolektif hale getirilmeye çalışılmış, Birinci Tarım Reformu ile 1959 yılında latifundialar yani 400 hektarı geçen çiftlikler kamulaştırılıp topraksız çiftçilere dağıtılmıştır. Yabancı petrol rafinerileri, ABD’li şeker fabrikaları, bankalar, telefon ve ulaşım şebekeleri kamulaştırılmıştır. 1960’ların sonunda yurtiçi ve yurtdışı ticaret, ulaşım, telekomünikasyon, inşaat alanları ve tarımın üçte biri devlet mülkiyetine geçmiştir. Ürünlerin dağıtımı karne sistemiyle yapılmış, her ay bazı ürünler belli miktarlarda bedelsiz, bazı ürünler ise düşük fiyatlarla sunulmaya başlanmıştır. İktisadi yönetim, merkezi planlama örgütü olan Junta Central de Planification’a (JUCEPLAN) bırakılmıştır.[5] Devlet tarafından yapılan kollektivizasyon süreci işsizliği de azaltmış, topraksız köylüler toprak sahibi olmuş, işsizler kamu sektöründe iş bulabilmiş, 1959-1960 yıllarında kamu sektörü istihdamı % 9 artmıştır. Bununla beraber elektrik fiyatları düşürülmüş, kira gelirleri % 50 azaltılmış, isteyenlere küçük bir miktar ödeyerek 5 veya 20 senede oturdukları evlere sahip olma şansı verilmiştir. Devlet yaptığı bu reformlarla kişilerin harcanabilir gelirlerini yükseltmiştir.[6]
Komünist ahlak anlayışını içermeyen ekonomik bir sosyalizm beni ilgilendirmiyor. Evet, yoksulluğa karşı savaşıyoruz ama aynı zamanda yabancılaşmaya karşı da savaşıyoruz
Küba devriminin 2. yıl dönümünde, 1 ocak 1961 tarihin de hiç görülmemiş bir başarıya imza atılacak olan eğitim kampanyası başlatıldı. yeni eğitim kampanyası kapsamında köylerde eğitim kursları açıldı, bu kurslar için kitaplar bastırıldı ve köylerde öğretmenler yetiştirildi. 22 aralık tarihine gelindiğinde okuma yazma oranı %75'den %95.9'a yükselmişti.[7] Bununla da yetinmeyen Küba, ünlü sağlık sisteminin temellerini kurmuştu. kapitalist tıbbın tedavi edici hizmetlere yönelmesini reddetmiş, sosyalist tıbbın başlıca maksadının hastalıkları önleme olduğu ve nerede olursa olsun vatandaşlara koruyucu sağlık hizmetleri götürülmesi gerektiği söylenmiştir. Bu amaç çerçevesinde binlerce doktor yetiştirilmiş, hastane sayısı arttırılmış, sağlık hizmeti ücretsiz hale getirilmiştir.[8]
Küba devrimden itibaren kapitalist ekonomiden sosyalist ekonomiye geçiş sürecinde yaşadığı tüm zorluklara rağmen 11 yıllık karne içerisinde eğitim, sağlık, tarım ve daha bir çok alanda yaptığı atılımlar ile büyük başarılar elde etmiştir. 1957 yılında %16.4 olan işsizlik 1970 yılında %1.3'e düşmüştür. Küba örneği bizlere emperyalist sömürünün yarattığı yoksulluk ve yıkımın ardından bir ülkenin nasıl ayağa kalkabileceğinin en büyük göstergesidir.[9]
Sonuç
Sosyalist ekonomiyi ve temel ilkelerini, ulusal kalkınma ve Küba örneğine yazı içerisinde anlaşılabilir bir dilde değinmeye çalıştım. Yukarıda Çin'i ele almayacağımı belirtmiştim, bunun birçok sebebi olsa da kısaca özetleyeceğim. Toplama çıkarmayı bile bilen herkes Çin'in sosyalist olmadığını ve Mao'nun ekonomiden anlamadığını bilecektir.
- 1
- 1
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
- K. M. Engels, et al. (1848). Komunist Manifesto. ISBN: 9789750739200. Yayınevi: Can Yayınları. sf: 56.
- ^ K. M. Engels, et al. (1848). Komunist Manifesto. ISBN: 9789750739200. Yayınevi: Can Yayınları. sf: 29.
- L. Huberman, et al. (2018). Sosyalizmin Alfabesi. ISBN: 9786051722580. Yayınevi: Yordam Kitap. sf: 80.
- ^ L. Huberman, et al. (2018). Sosyalizmin Alfabesi. ISBN: 9786051722580. Yayınevi: Yordam Kitap. sf: 83 84.
- ^ C. Mesa-Lago. Market, Socialist, And Mixed Economies: Comparative Policy And Performance--Chile, Cuba, And Costa Rica. ISBN: 9780801877483. sf: 176.
- ^ C. T. Pérez. (2010). Che'nin Ekonomik Düşüncesi. ISBN: 9789756304921. Yayınevi: Akademi Yayın. sf: 169.
- ^ L. Huberman. (2019). Küba: Bir Devrimin Anatomisi. ISBN: 9786054979868. Yayınevi: Kalkedon Yayıncılık. sf: 68-73.
- ^ Zeynep Ağdemir. Küba Ekonomisinin Ve Kamu Maliyesinin Genel Görünümü. Alındığı Tarih: 25 Aralık 2024. Alındığı Yer: Dergipark | Arşiv Bağlantısı
- ^ A. S. Zimbalist. (1989). The Cuban Economy. Yayınevi: Johns Hopkins University Press.
Evrim Ağacı'na her ay sadece 1 kahve ısmarlayarak destek olmak ister misiniz?
Şu iki siteden birini kullanarak şimdi destek olabilirsiniz:
kreosus.com/evrimagaci | patreon.com/evrimagaci
Çıktı Bilgisi: Bu sayfa, Evrim Ağacı yazdırma aracı kullanılarak 12/01/2025 06:59:56 tarihinde oluşturulmuştur. Evrim Ağacı'ndaki içeriklerin tamamı, birden fazla editör tarafından, durmaksızın elden geçirilmekte, güncellenmekte ve geliştirilmektedir. Dolayısıyla bu çıktının alındığı tarihten sonra yapılan güncellemeleri görmek ve bu içeriğin en güncel halini okumak için lütfen şu adrese gidiniz: https://evrimagaci.org/s/19369
İçerik Kullanım İzinleri: Evrim Ağacı'ndaki yazılı içerikler orijinallerine hiçbir şekilde dokunulmadığı müddetçe izin alınmaksızın paylaşılabilir, kopyalanabilir, yapıştırılabilir, çoğaltılabilir, basılabilir, dağıtılabilir, yayılabilir, alıntılanabilir. Ancak bu içeriklerin hiçbiri izin alınmaksızın değiştirilemez ve değiştirilmiş halleri Evrim Ağacı'na aitmiş gibi sunulamaz. Benzer şekilde, içeriklerin hiçbiri, söz konusu içeriğin açıkça belirtilmiş yazarlarından ve Evrim Ağacı'ndan başkasına aitmiş gibi sunulamaz. Bu sayfa izin alınmaksızın düzenlenemez, Evrim Ağacı logosu, yazar/editör bilgileri ve içeriğin diğer kısımları izin alınmaksızın değiştirilemez veya kaldırılamaz.