Keşfedin, Öğrenin ve Paylaşın
Evrim Ağacı'nda Aradığın Her Şeye Ulaşabilirsin!
Paylaşım Yap
Tüm Reklamları Kapat

Martin Heidegger ve Heisenberg Mektuplaşmaları : Bilim Üzerine İki Sorgulama

Bu yazıda size düşünür Heidegger ve Kuantum mekanıgın onemlı ısımlerınden W. Heisenberg'in birbirleri üzeirne düşünceleri ve Kuantum mekaniğine felsefi katkıları üzerinde duracağım.

7 dakika
29
Martin Heidegger ve Heisenberg Mektuplaşmaları : Bilim Üzerine İki Sorgulama
  • Blog Yazısı
Blog Yazısı
Tüm Reklamları Kapat

Martin Heidegger ile Werner Heisenberg arasında gerçekleşen yazışmalar ve diyaloglar, 20. yüzyılın en önemli felsefi ve bilimsel tartışmalarından biri olarak kabul edilir. Bu mektuplaşmalar, Heidegger’in bilim ve teknolojiye dair eleştirilerini modern fiziğin temsilcisi olan Heisenberg’in görüşleriyle karşılaştırdığı zengin bir düşünce alanı sunar. Heidegger, bu tartışmalarda bilimsel bilginin sınırlarını ve doğanın varlık boyutunu ısrarla savunmuş, Heisenberg ise kuantum mekaniğinin insan bilgisinin doğasını yeniden şekillendirdiğini dile getirmiştir.

Heidegger ve Heisenberg: İki Bakış Açısının Buluşması

Heidegger ve Heisenberg’in karşılaşmaları, bilim ve felsefenin kesişim noktasında gerçekleşmiştir. Heisenberg, kuantum mekaniğinin matematiksel yapılarla doğanın temel ilkelerini anlamaya çalıştığını savunurken, Heidegger bilimin bu yaklaşımını ontolojik açıdan yetersiz bulmuştur. Bu mektuplaşmalar ve görüşmelerde öne çıkan temel temalar şunlardır:

Tüm Reklamları Kapat

Belirsizlik İlkesi ve Ontolojik Sorular:

Heisenberg, kuantum mekaniğindeki belirsizlik ilkesini doğanın temel bir özelliği olarak sunarken, Heidegger bu durumu daha derin bir varlık sorusu bağlamında değerlendirmiştir. Heidegger’e göre, belirsizlik ilkesi, modern bilimin doğayı tam anlamıyla kavrayamamasının bir göstergesidir. Bu, bilimin, varlığın özüne dair daha temel bir anlayıştan yoksun olduğunu gösterir.

Heidegger, bu noktada şunu sormuştur:

- “Belirsizlik, doğanın kendisinden mi kaynaklanır, yoksa bilimsel yöntemimizin sınırlarından mı?”

Tüm Reklamları Kapat

Heisenberg, belirsizliğin doğanın bir özelliği olduğunu savunurken, Heidegger bu durumu bilimsel bilginin hesaplama odaklı yaklaşımının bir sonucu olarak görmüştür. Heidegger’e göre, belirsizlik ilkesi, bilimin varlığı anlamaktan çok, onu ölçmeye ve kontrol etmeye çalıştığını ortaya koyar.

Matematik ve Varlık

Martin Heidegger’in felsefesi, matematik ve varlık arasındaki ilişkiyi sorgulayan derin bir perspektif sunar. Heidegger, modern bilimin doğayı matematiksel terimlerle ifade etme çabasını eleştirir ve bu yaklaşımın varlık anlayışını indirgemeci bir biçimde şekillendirdiğini savunur. Ona göre matematik, varlığın özünü kavramaktan ziyade, onu hesaplanabilir ve nesnelleştirilebilir bir düzeye indirger.

Heidegger, matematiğin Antik Yunan’daki anlamıyla, yani "*mathesis*" olarak öğrenme ve kavrama aracı olma niteliğini kaybettiğini belirtir. Modern dönemde matematik, saf bir hesaplama yöntemi haline gelmiş ve doğanın bir kaynak olarak ele alınmasına katkıda bulunmuştur. Bu durum, Heidegger’in *Ge-stell* (teknik çerçeve) kavramıyla ifade ettiği, dünyanın teknik bir nesne olarak kavranmasının bir parçasıdır.

Evrim Ağacı'ndan Mesaj

Evrim Ağacı'nın çalışmalarına Kreosus, Patreon veya YouTube üzerinden maddi destekte bulunarak hem Türkiye'de bilim anlatıcılığının gelişmesine katkı sağlayabilirsiniz, hem de site ve uygulamamızı reklamsız olarak deneyimleyebilirsiniz. Reklamsız deneyim, sitemizin/uygulamamızın çeşitli kısımlarda gösterilen Google reklamlarını ve destek çağrılarını görmediğiniz, %100 reklamsız ve çok daha temiz bir site deneyimi sunmaktadır.

Kreosus

Kreosus'ta her 10₺'lik destek, 1 aylık reklamsız deneyime karşılık geliyor. Bu sayede, tek seferlik destekçilerimiz de, aylık destekçilerimiz de toplam destekleriyle doğru orantılı bir süre boyunca reklamsız deneyim elde edebiliyorlar.

Kreosus destekçilerimizin reklamsız deneyimi, destek olmaya başladıkları anda devreye girmektedir ve ek bir işleme gerek yoktur.

Patreon

Patreon destekçilerimiz, destek miktarından bağımsız olarak, Evrim Ağacı'na destek oldukları süre boyunca reklamsız deneyime erişmeyi sürdürebiliyorlar.

Patreon destekçilerimizin Patreon ile ilişkili e-posta hesapları, Evrim Ağacı'ndaki üyelik e-postaları ile birebir aynı olmalıdır. Patreon destekçilerimizin reklamsız deneyiminin devreye girmesi 24 saat alabilmektedir.

YouTube

YouTube destekçilerimizin hepsi otomatik olarak reklamsız deneyime şimdilik erişemiyorlar ve şu anda, YouTube üzerinden her destek seviyesine reklamsız deneyim ayrıcalığını sunamamaktayız. YouTube Destek Sistemi üzerinde sunulan farklı seviyelerin açıklamalarını okuyarak, hangi ayrıcalıklara erişebileceğinizi öğrenebilirsiniz.

Eğer seçtiğiniz seviye reklamsız deneyim ayrıcalığı sunuyorsa, destek olduktan sonra YouTube tarafından gösterilecek olan bağlantıdaki formu doldurarak reklamsız deneyime erişebilirsiniz. YouTube destekçilerimizin reklamsız deneyiminin devreye girmesi, formu doldurduktan sonra 24-72 saat alabilmektedir.

Diğer Platformlar

Bu 3 platform haricinde destek olan destekçilerimize ne yazık ki reklamsız deneyim ayrıcalığını sunamamaktayız. Destekleriniz sayesinde sistemlerimizi geliştirmeyi sürdürüyoruz ve umuyoruz bu ayrıcalıkları zamanla genişletebileceğiz.

Giriş yapmayı unutmayın!

Reklamsız deneyim için, maddi desteğiniz ile ilişkilendirilmiş olan Evrim Ağacı hesabınıza yapmanız gerekmektedir. Giriş yapmadığınız takdirde reklamları görmeye devam edeceksinizdir.

Heidegger’e göre matematik, insanın dünyayı anlamlandırma biçimlerinden biridir, ancak bu anlamlandırma, varlığın daha derin katmanlarını gizler. O şöyle der:

- "Matematiksel hakikat, doğanın özü değildir; yalnızca bir şekilde onun görünüşünün çerçevesini belirler."

Bu ifade, matematiksel modellerin doğayı anlamaya çalışırken onun ontolojik boyutunu göz ardı ettiğini vurgular. Heidegger, bu durumu bilimsel bilginin bir tür "hakimiyet aracı" olarak kullanımına bağlar.

Ontolojik Boyut: Matematik ve Doğanın Nesneleştirilmesi

Matematiğin doğayı ölçülebilir kılan yapısı, Heidegger’e göre bir nesneleştirme sürecine dayanır. Bu, doğanın içkin anlamlarının göz ardı edilmesine yol açar. Heidegger, Antik Yunan’daki varlık anlayışına geri dönerek, doğanın bir *physis* (kendiliğinden var olma) olarak kavranması gerektiğini savunur.

Bu bağlamda şu soruları sorar:

Tüm Reklamları Kapat

- Matematiksel bilgi, varlığın kendisine dair ne söyler?

- Matematik, varlığın bir anlam ifadesi mi yoksa onun ölçülebilir bir tasarımı mıdır?

Matematik ve Teknoloji İlişkisi

Tüm Reklamları Kapat

Heidegger, modern matematiği teknolojiyle derinden ilişkili görür. Ona göre matematik, teknolojik dünya görüşünün bir aracı haline gelmiş ve bu, doğanın anlamını bir araç olarak ele alma sonucunu doğurmuştur. Matematik, teknolojinin bir parçası olarak, doğayı *kaynak* (Bestand) düzeyine indirger. Bu bağlamda Heidegger, matematiği eleştirirken, insanın doğayla olan ontolojik bağının nasıl zayıfladığını da göstermeye çalışır.

Heidegger’in matematik eleştirisi, yalnızca bilimsel yöntemlerin sınırlarını tartışmakla kalmaz; aynı zamanda insanın varlıkla olan ilişkisinin yeniden değerlendirilmesi gerektiğine işaret eder. Ona göre matematik, bilginin bir aracı olarak önemli olsa da varlığın hakikatine dair sınırlı bir anlayış sunar.

Bu analiz, modern bilimin ve teknolojinin insanın varoluşuna dair nasıl bir dönüşüm yarattığını anlamak açısından önemli bir zemin oluşturur. Matematiğin insanlık tarihindeki rolünü sorgulamak, Heidegger’in varlık düşüncesinin anahtar unsurlarından biridir.

Heisenberg, kuantum mekaniğinin matematiksel yapısını savunmuş ve doğanın temel ilkelerinin bu yapılarla ifade edilebileceğini belirtmiştir. Heidegger ise matematiksel bir temsiliyetin, varlığın gerçek doğasını kavramaktan uzak olduğunu iddia etmiştir. Ona göre:

Tüm Reklamları Kapat

Agora Bilim Pazarı
Öfke İle Başa Çıkma Yolları - Oynuyorum ve Kendimi Tanıyorum

İyi bir haberim var: Öfke, sandığın gibi kötü bir şey olmayabilir! Şiddet ile öfke sıklıkla karıştırılıyor ama aslında birbirleriyle alakaları bile yok!

Öfke faydalı bir duygudur. Kendimi ifade etmeme yardımcı olur. Kendimi tehdit altında hissettiğim zaman DUR dememi sağlar.

Peki öfke nasıl ortaya çıkar? Şiddete başvurmadan nasıl ifade edilmeli ve nasıl sakinleşmeli? Gelin, birlikte keşfedelim.

Fransa’da pozitif ebeveynlik yönteminde öncü psikoterapist Isabelle Filliozat ile psikoterapist ve çocuk terapisti Virginie Limousin tarafından kaleme alınan, Türkiye dahil yayımlandığı tüm ülkelerde büyük beğeni toplayan Oynuyorum ve Kendimi Tanıyorum serisinin ikinci kitabı Öfke İle Başa Çıkma Yolları, 100’den fazla etkinlik ve ebeveyn kitapçığıyla birlikte, çocukların içlerinde neler olup bittiğini anlayabilmelerini, öfkenin sağlıklı ve gerekli bir duygu olduğunu kavrayıp onu şiddetten ayırabilmelerini sağlayacak şekilde tasarlandı.

“Duyguyu anlama ve aktarma becerisi için kıymetli bir kitap bu. Ebeveynlerin de mutlaka okumasını dilerim.”
– Dr. Gülcan Özer (Serinin ilk kitabı “Duygularım” hakkında)

Kitabın arkasındaki ebeveyn kitapçığından:

“Öfkelenince ne kadar da çirkin oluyorsun!”, “Derhal sakinleşiyorsun!”, “Hemen odana git ve sinirin geçene kadar da çıkma.” Ailelerimiz öfkemizi kabul etmezlerdi, hatta açıkça ayıplarlardı. Kendi çocuklarımız öfkelendikleri zaman, biz de bunu kabullenmekte bazen zorlanıyoruz. Oysaki öfkeyi kabullenmenin önemli olduğunu biliyoruz. Yapılan araştırmalara göre, bastırılan öfke psikosomatik rahatsızlıklar gibi birçok farklı soruna yol açabiliyor. Hayal meyal ya da açık seçik, bir şekilde çocukluk yaralarımızı hatırlıyoruz. Anne babamız sinirlendiğinde, bunun sorumluluğunu sıklıkla bizim sırtımıza yüklerlerdi: “Gerçekten çekilmezsin!” “Bak aranıyorsun yine!” Öfkelenen onlar olduğunda bile bu hep bizim hatamızdan kaynaklanıyordu! Bağırıyor, kontrolden çıkıyorlardı… Hatta öfkelenmekte haklı olduklarını ve bunun eğitim olduğunu söylüyorlardı. Sonuç olarak biz de öfkenin iyi bir şey olmadığını ve sadece güçlü olduğumuzda öfkelenmeye hakkımız olduğunu içselleştirdik. Okulda da farklı bir şey öğretmediler. Öğretmenlerin öfkelenmeye hakkı varken, hatta onlar buna teşvik edilirken, öğrencilere yasaktı. Bir kez daha verilen mesaj gayet açıktı: Öfke güçlülere mahsustu. Hâlbuki öfke sadece en güçlülere tanınan bir hak ise o artık bir duygu olmaktan çıkmış, şiddetin tanımına dönüşmüştür! Yetişkinler davranışlarını haklı göstermek için öfke kelimesini kullandılar, zira hiç kimse şiddet yanlısı olarak nitelendirilmek istemez. Ama işin aslı pek de öyle değil. Öfke, benliğin oluşumunda ve uyumlu ilişkiler kurmada gerekli, sağlıklı bir duygudur. “Kendimizi kaybettiğimizde” ya da “sinirlerimiz boşandığında”, verilen duygusal tepki aşırı ve yıkıcı oluyor, hele ki bir diğer kişi üzerinde üstünlük kurmak için kullanılıyorsa, bunun adı artık hiddettir, hışımdır. Bu, öfke duygusu değil, geçmişimizden miras kalan zararlı bir duygusal tepki ve/veya şiddettir. Peki, ya bu öfke değilse? Gerçek öfke bir olumlamadır, saldırganlık değildir. Kalp atışlarımız hızlanır, bedenimiz harekete geçer, bu değişiklikler “Bana uygun olmayan bir şeyler var!” hissiyatına kapılmamızı sağlar. Öfkemizi dile getirmek, basitçe dur demektir, bizim açımızdan neler olduğunu ifade etmek, illaki bağırıp, fırtınalar estirmeden, sadece kararlı bir şekilde haklarımızı talep etmektir. Elbette ki çocuklar böylesi bir yetkinliğe sahip değildirler. Beyinleri, duygularını dengeleyecek bağlantıları henüz geliştirmediği için, onlara bunu ancak kademeli olarak öğretebiliriz…

Bilgiler ve Uyarılar:

  1. Bu ürün sipariş alındıktan 1-3 gün içinde postalanacaktır.
  2. Lütfen sipariş vermeden önce iade ve ürün değişikliği ile ilgili bilgilendirmemizi okuyunuz.
  3. Bu kampanya, Domingo Yayınevi tarafından Evrim Ağacı okurlarına sunulan fırsatlardan birisidir.
Devamını Göster
₺243.00
Öfke İle Başa Çıkma Yolları - Oynuyorum ve Kendimi Tanıyorum

- Matematik, varlığı hesaplanabilir bir nesneye dönüştürerek, onun daha derin anlam katmanlarını görünmez kılar.

- Kuantum mekaniği, varlığı dinamik ve ilişkisel olarak anlamaya çalışsa da bu anlamayı yalnızca formüllerle sınırlamaktadır.

Heidegger, bu tartışmalarda bilimin teknik bir dünya görüşü yarattığını ve bu görüşün insanın varlıkla olan ontolojik bağını zayıflattığını dile getirmiştir.

Heidegger’in Heisenberg’e Eleştirileri: Bilim ve Teknoloji Üzerine

Heidegger, Heisenberg ile mektuplaşmalarında bilimin modern dünyada teknolojiyle nasıl iç içe geçtiğini ve bunun insan varoluşu üzerindeki etkilerini vurgulamıştır. Ona göre, kuantum mekaniği gibi modern teoriler, bilimin doğayı kontrol etmeye yönelik bir araç haline gelmesine katkıda bulunmuştur. Heidegger, şu eleştirileri getirmiştir:

Bilimin Ontolojik Körlüğü:

Heidegger, modern bilimin varlığı teknik terimlerle anlamaya çalıştığını, ancak bu çabanın ontolojik boyutları ihmal ettiğini savunur. Kuantum mekaniği, doğanın belirsiz ve hesaplanamaz yapısını kabul etmiş olsa da Heidegger’e göre bu durum, bilimin varlığı anlamadaki sınırlılığını daha da görünür kılar.

Teknolojik Bakış Açısı:

Heidegger, bilimin teknolojik bir araç olarak doğayı “kaynak” haline getirdiğini iddia eder. Heisenberg’in kuantum mekaniğiyle sunduğu matematiksel modeller, Heidegger’e göre doğanın teknik bir kontrol altına alınma çabasını temsil eder. Bu yaklaşım, insanın doğayla olan anlamlı ilişkisini zayıflatır.

Gözlem ve Gerçeklik:

Tüm Reklamları Kapat

Kuantum mekaniği, gözlemcinin gerçekliğin oluşumunda bir rol oynadığını öne sürer. Heidegger, bu noktayı ele alarak, gözlemcinin rolünün yalnızca fiziksel bir süreç olmadığını, aynı zamanda varlıkla ontolojik bir ilişki kurma biçimi olduğunu savunur.

---

Heisenberg’in Heidegger’e Yanıtları

Heisenberg, Heidegger’in eleştirilerine karşılık olarak modern fiziğin doğayı anlamada önemli bir aşama kaydettiğini savunmuştur. Ona göre:

Tüm Reklamları Kapat

- Kuantum mekaniği, klasik fiziğin ötesine geçerek doğanın dinamik ve ilişkisel yapısını ortaya koymuştur.

- Matematiksel modeller, doğanın özüne dair yeni bir anlayış sunar ve bu, bilimsel bilginin gücünü gösterir.

Ancak Heisenberg, Heidegger’in bilimsel bilgiye dair eleştirilerini de dikkate almış ve kuantum mekaniğinin doğayı anlamada yalnızca bir araç olduğunu kabul etmiştir. Bu, Heidegger’in bilimsel bilginin sınırlarına dair uyarılarının etkili olduğunu gösterir.

Heidegger’in Tartışmalardaki Rolü ve Önemi

Tüm Reklamları Kapat

Heidegger, Heisenberg ile olan diyaloglarında bilimin sınırlarını ısrarla vurgulamış ve bilimsel bilginin doğayı anlamak için tek yol olmadığını belirtmiştir. Bu tartışmalar, modern bilimin felsefi temellerini sorgulamak açısından önemli bir zemin oluşturur. Heidegger’in bu süreçteki katkıları şunlardır:

Ontolojik Bir Perspektif Getirme:

Heidegger, bilimi yalnızca bir bilgi üretim aracı olarak değil, aynı zamanda bir varlık anlayışını şekillendiren bir etkinlik olarak ele almıştır. Bu yaklaşım, bilimin doğayı anlamadaki sınırlarını ve eksikliklerini vurgular.

Bilim ve Felsefenin Diyaloğu

Tüm Reklamları Kapat

Heidegger, bilimin felsefeden kopmaması gerektiğini savunmuş ve bu iki alanın insan varoluşunu anlamada bir bütün oluşturduğunu dile getirmiştir. Heisenberg ile olan mektuplaşmaları, bu diyaloğun önemli bir örneğidir.

Teknoloji Eleştirisi:

Heidegger, bilimin teknolojiyle olan ilişkisini eleştirerek, bu ilişkinin insanın doğayla anlamlı bağını zayıflattığını belirtmiştir. Bu eleştiri, kuantum mekaniği gibi teorilere dair felsefi bir sorgulama başlatmıştır.

---

Tüm Reklamları Kapat

Sonuç: Heidegger ve Heisenberg’in Buluşmasından Çıkarılan Dersler

Heidegger ve Heisenberg’in mektuplaşmaları, modern bilimin doğa anlayışını ve bu anlayışın felsefi sınırlarını derinlemesine tartışmıştır. Heidegger’in bilimin teknik bir araç olmanın ötesine geçmesi gerektiği yönündeki çağrısı, bilim ve felsefe arasındaki ilişkinin önemini ortaya koyar.

Kuantum mekaniği, bilimin doğayı anlama kapasitesine dair yeni sorular ortaya koyarken, Heidegger bu süreci ontolojik bir bağlama yerleştirmiştir. Heidegger’in tartışmalardaki rolü, bilimin anlamını ve sınırlarını sorgulayan bir düşünce çerçevesi sunmuş, modern bilim felsefesine önemli bir katkı sağlamıştır. Bu diyalog, bilimin sadece bir yöntem değil, aynı zamanda bir varlık sorgulaması olması gerektiğini hatırlatır.

Eric Rose

Tüm Reklamları Kapat

Kaynak:

Heidegger, M. (1954). The Question Concerning Technology. This work is crucial for understanding his views on technology and its relationship with science and mathematics.

Seigfried, C. H. (1990). Heidegger’s Technikkritik in "Lebenswelt und Wissenschaft". A detailed exploration of Heidegger's critique of technology and its connection to scientific methodologies.

Bernet, R., and Marquard, O. (1995). Heidegger on the Question of Being. Explores Heidegger’s fundamental concerns with the nature of being, which directly informs his critiques of mathematics.

Tüm Reklamları Kapat

Brief von Heidegger an Heisenberg, 18. März 1953, Nachlass Werner Heisenberg, Max-Planck-Institut für Physik, München (im Folgenden abgekürzt als WHN).

Brief von Heidegger an Heisenberg, 9. Juni 1953, WHN.

Brief von Heisenberg an Heidegger, 3. Oktober 1953 (Martin Heidegger-Nachlass, Konvolut A: Heidegger 1/B75; Nr. 75.7356, Deutsches Literaturarchiv Marbach (im Nachfolgenden abgekürzt als MHN).

Okundu Olarak İşaretle
3
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Paylaş
Sonra Oku
Notlarım
Yazdır / PDF Olarak Kaydet
Raporla
Mantık Hatası Bildir
Yukarı Zıpla
Bu İçerik Size Ne Hissettirdi?
  • Tebrikler! 4
  • Muhteşem! 1
  • Bilim Budur! 1
  • Mmm... Çok sapyoseksüel! 0
  • Güldürdü 0
  • İnanılmaz 0
  • Umut Verici! 0
  • Merak Uyandırıcı! 0
  • Üzücü! 0
  • Grrr... *@$# 0
  • İğrenç! 0
  • Korkutucu! 0
Tüm Reklamları Kapat

Evrim Ağacı'na her ay sadece 1 kahve ısmarlayarak destek olmak ister misiniz?

Şu iki siteden birini kullanarak şimdi destek olabilirsiniz:

kreosus.com/evrimagaci | patreon.com/evrimagaci

Çıktı Bilgisi: Bu sayfa, Evrim Ağacı yazdırma aracı kullanılarak 12/01/2025 05:48:16 tarihinde oluşturulmuştur. Evrim Ağacı'ndaki içeriklerin tamamı, birden fazla editör tarafından, durmaksızın elden geçirilmekte, güncellenmekte ve geliştirilmektedir. Dolayısıyla bu çıktının alındığı tarihten sonra yapılan güncellemeleri görmek ve bu içeriğin en güncel halini okumak için lütfen şu adrese gidiniz: https://evrimagaci.org/s/19007

İçerik Kullanım İzinleri: Evrim Ağacı'ndaki yazılı içerikler orijinallerine hiçbir şekilde dokunulmadığı müddetçe izin alınmaksızın paylaşılabilir, kopyalanabilir, yapıştırılabilir, çoğaltılabilir, basılabilir, dağıtılabilir, yayılabilir, alıntılanabilir. Ancak bu içeriklerin hiçbiri izin alınmaksızın değiştirilemez ve değiştirilmiş halleri Evrim Ağacı'na aitmiş gibi sunulamaz. Benzer şekilde, içeriklerin hiçbiri, söz konusu içeriğin açıkça belirtilmiş yazarlarından ve Evrim Ağacı'ndan başkasına aitmiş gibi sunulamaz. Bu sayfa izin alınmaksızın düzenlenemez, Evrim Ağacı logosu, yazar/editör bilgileri ve içeriğin diğer kısımları izin alınmaksızın değiştirilemez veya kaldırılamaz.

Keşfet
Akış
İçerikler
Gündem
Evrimsel Psikoloji
Endokrin Sistemi Hastalıkları
Su Ayısı
Hasta
Modern
Risk
Bilim Felsefesi
Dışkı
Kütleçekimi
Ecza
Bağırsak
Epistemoloji
Çocuklar İçin Bilim
Tüy
Kalori
Kitlesel Yok Oluş
Obezite
Nöron Hücresi
Bilinç
Albert Einstein
Odontoloji
Etimoloji
Jeoloji
Gezegen
Doktor
Aklımdan Geçen
Komünite Seç
Aklımdan Geçen
Fark Ettim ki...
Bugün Öğrendim ki...
İşe Yarar İpucu
Bilim Haberleri
Hikaye Fikri
Video Konu Önerisi
Başlık
Kafana takılan neler var?
Gündem
Bağlantı
Ekle
Soru Sor
Stiller
Kurallar
Komünite Kuralları
Bu komünite, aklınızdan geçen düşünceleri Evrim Ağacı ailesiyle paylaşabilmeniz içindir. Yapacağınız paylaşımlar Evrim Ağacı'nın kurallarına tabidir. Ayrıca bu komünitenin ek kurallarına da uymanız gerekmektedir.
1
Bilim kimliğinizi önceleyin.
Evrim Ağacı bir bilim platformudur. Dolayısıyla aklınızdan geçen her şeyden ziyade, bilim veya yaşamla ilgili olabilecek düşüncelerinizle ilgileniyoruz.
2
Propaganda ve baskı amaçlı kullanmayın.
Herkesin aklından her şey geçebilir; fakat bu platformun amacı, insanların belli ideolojiler için propaganda yapmaları veya başkaları üzerinde baskı kurma amacıyla geliştirilmemiştir. Paylaştığınız fikirlerin değer kattığından emin olun.
3
Gerilim yaratmayın.
Gerilim, tersleme, tahrik, taciz, alay, dedikodu, trollük, vurdumduymazlık, duyarsızlık, ırkçılık, bağnazlık, nefret söylemi, azınlıklara saldırı, fanatizm, holiganlık, sloganlar yasaktır.
4
Değer katın; hassas konulardan ve öznel yoruma açık alanlardan uzak durun.
Bu komünitenin amacı okurlara hayatla ilgili keyifli farkındalıklar yaşatabilmektir. Din, politika, spor, aktüel konular gibi anlık tepkilere neden olabilecek konulardaki tespitlerden kaçının. Ayrıca aklınızdan geçenlerin Türkiye’deki bilim komünitesine değer katması beklenmektedir.
5
Cevap hakkı doğurmayın.
Aklınızdan geçenlerin bu platformda bulunmuyor olabilecek kişilere cevap hakkı doğurmadığından emin olun.
Sosyal
Yeniler
Daha Fazla İçerik Göster
Popüler Yazılar
30 gün
90 gün
1 yıl
Evrim Ağacı'na Destek Ol

Evrim Ağacı'nın %100 okur destekli bir bilim platformu olduğunu biliyor muydunuz? Evrim Ağacı'nın maddi destekçileri arasına katılarak Türkiye'de bilimin yayılmasına güç katın.

Evrim Ağacı'nı Takip Et!
Yazı Geçmişi
Okuma Geçmişi
Notlarım
İlerleme Durumunu Güncelle
Okudum
Sonra Oku
Not Ekle
Kaldığım Yeri İşaretle
Göz Attım

Evrim Ağacı tarafından otomatik olarak takip edilen işlemleri istediğin zaman durdurabilirsin.
[Site ayalarına git...]

Filtrele
Listele
Bu yazıdaki hareketlerin
Devamını Göster
Filtrele
Listele
Tüm Okuma Geçmişin
Devamını Göster
0/10000
ve seni takip ediyor

Göster

Şifremi unuttum Üyelik Aktivasyonu

Göster

Şifrenizi mi unuttunuz? Lütfen e-posta adresinizi giriniz. E-posta adresinize şifrenizi sıfırlamak için bir bağlantı gönderilecektir.

Geri dön

Eğer aktivasyon kodunu almadıysanız lütfen e-posta adresinizi giriniz. Üyeliğinizi aktive etmek için e-posta adresinize bir bağlantı gönderilecektir.

Geri dön

Close