GÖZLERİNLE YENİDEN DOĞMAK
İşte karşımdasın!
Mersin Gazetesi
- Blog Yazısı
[1] Gözlerine bakmak dediğim şey her saniye güneşin yeniden doğuşunu izlemek gibi bir şey. Zifiri karanlık bir gecenin içinde doğan, simsiyah bir güneş, gözlerin gibi saçların gibi ve ben o zifirinin temsilcisi olarak karanlık galaksinin içindeyken, her defasında yeniden kayboluyorum. Bilmiyorum?
Aradığım sen misin?
Gözlerin mi?
Sana bakmak her gün yeniden tazelenmek, her gün yeni, her gün farklı renkte ve ayrı bir güneşi görmek gibi bir şey.
Gözlerine bakmak, her saniye güneşin yeniden doğuşunu izlemek gibi bir şey. Zifiri karanlık bir gecenin içinde doğan, simsiyah bir güneş… Bu cümleler, içimde bir yerlerde saklı duran duyguları tam olarak anlatıyor mu, bilmiyorum ama sanırım, hayatımda beni böylesine derinden etkileyen birinin varlığını, onun gözlerinin bende uyandırdığı o tarifsiz hissi kelimelere dökebilmenin en yakın yolu buydu.
Karşımda duruyorsun ve ben, her defasında o gözlere baktığımda, kendimi yeniden ölmüş buluyorum. Ama aynı zamanda, bir o kadar da kayboluyorum. Sanki karanlık bir galaksinin içinde, yönümü kaybetmişim gibi.
O gözlerdeki derinlik, beni hem içine çekiyor hem de bir an durup düşünmeme neden oluyor.
Bu nasıl bir tezat, değil mi? Karanlık ama aydınlık, sakin ama fırtınalı… Belki de hayatın kendisi gibi. Belki de bende ki sen, sendeki ben gibi.
İlk kez o gözlerle karşılaştığım anı hatırlıyorum. Sanki zaman bir anlığına durmuştu. Etrafımdaki her şey -gürültü, telaş, karmaşa- birden silinip gitmişti. Buzdan bir çağın kapısını aralamıştı o bakışın. Sadece o gözler ve ben vardık. O an, içimde bir şeylerin değiştiğini hissettim. İçimde yaşlı bir mamut sürüsü o büyük göktaşı düşmeden önceki son ot parçasını arıyor velhasıl. Sanki o bakışlar, ruhumun derinliklerinde bir yerlere dokunmuştu. O gün bugündür, her bakışta o anı yeniden yaşıyorum. Bazen düşünüyorum, bu kadar basit bir şey -bir çift göz- nasıl bu kadar çok şey hissettirebilir? Ama sonra vazgeçiyorum düşünmekten. Çünkü bazı şeyler, açıklamaya gerek duymuyor, sadece hissediliyor. Hisseden insan renkleri daha net görüyor. Sevgi en net renktir, o yüzdendir tarifinin imkânsız oluşu.
O gözlere bakmak, her gün yeniden tazelenmek gibi. Her sabah uyanıp dünyaya yeni bir başlangıç yapıyormuşum gibi. Ama bu başlangıç, sıradan bir günün başlangıcı değil. Daha çok, içimde bir şeylerin yeniden canlandığı, ruhumun tozlu raflarının silindiği bir an. O simsiyah güneş, karanlığın içinden doğarken, büyüyen ilk gri çiçekler, bana hem huzur hem de bir çeşit tatlı huzursuzluk veriyor. Huzursuzluk diyorum, çünkü o gözler bana sürekli bir şeyleri sorgulatıyor.
Bilmiyorum, aradığım sen misin? Gözlerin mi? Bu soruyu kendime kaç kez sorduğumu hatırlamıyorum bile. Bazen, o gözlerin içinde kaybolurken, asıl aradığımın ne olduğunu unutuyorum. Belki de aradığım şey, bir insan değil de bir histir. Belki o gözlerin bana hissettirdiği o tarifsiz duygu. Ya da belki, o gözlerin ardındaki ruh. Cevabı bulamıyorum, ama garip bir şekilde bu belirsizlik beni aşırı rahatsız etmiyor. Tam tersine, sanki bu sorunun cevapsız kalması, bu duyguyu daha da özel kılıyor. Bilemiyorum belki de sende ki bendir aradığım, o bakışların gerisindeki kahramanın haleti ruhiyesini merak ediyorumdur. Benim olmadığım o dağlarda nasıl bir kahraman yaratmışsındır görmek istediğim.
Aslında maddi destek istememizin nedeni çok basit: Çünkü Evrim Ağacı, bizim tek mesleğimiz, tek gelir kaynağımız. Birçoklarının aksine bizler, sosyal medyada gördüğünüz makale ve videolarımızı hobi olarak, mesleğimizden arta kalan zamanlarda yapmıyoruz. Dolayısıyla bu işi sürdürebilmek için gelir elde etmemiz gerekiyor.
Bunda elbette ki hiçbir sakınca yok; kimin, ne şartlar altında yayın yapmayı seçtiği büyük oranda bir tercih meselesi. Ne var ki biz, eğer ana mesleklerimizi icra edecek olursak (yani kendi mesleğimiz doğrultusunda bir iş sahibi olursak) Evrim Ağacı'na zaman ayıramayacağımızı, ayakta tutamayacağımızı biliyoruz. Çünkü az sonra detaylarını vereceğimiz üzere, Evrim Ağacı sosyal medyada denk geldiğiniz makale ve videolardan çok daha büyük, kapsamlı ve aşırı zaman alan bir bilim platformu projesi. Bu nedenle bizler, meslek olarak Evrim Ağacı'nı seçtik.
Eğer hem Evrim Ağacı'ndan hayatımızı idame ettirecek, mesleklerimizi bırakmayı en azından kısmen meşrulaştıracak ve mantıklı kılacak kadar bir gelir kaynağı elde edemezsek, mecburen Evrim Ağacı'nı bırakıp, kendi mesleklerimize döneceğiz. Ama bunu istemiyoruz ve bu nedenle didiniyoruz.
Biliyor musun, bazen abarttığımı düşünüyorum. Yani, bir çift göze bu kadar anlam yüklemek ne kadar mantıklı? Ama sonra dönüp kendime bakıyorum ve şunu görüyorum: Bu duygular gerçek. Ve eğer bir şey bu kadar gerçekse, bu kadar içimdeyse, o zaman abartmak da değil bu, sadece hissetmek. Sanırım, bu duyguları yaşayan herkes, az çok ne demek istediğimi anlayacaktır.
O gözler, sadece güzel oldukları için değil, bana bir şeyleri hatırlattıkları için bu kadar etkileyici.
Mesela, karanlık bir gecede yıldızlara bakmayı. O sonsuzluk hissini. Ya da sabahın ilk ışıklarıyla uyanıp, dünyanın hala güzel bir yer olabileceğini fark etmeyi. O gözler de hem bir gizem var hem de bir açıklık. Sanki her şeyi anlatıyorlar, ama aynı zamanda hiçbir şeyi söylemiyorlar. Ve ben, bu çelişkide kaybolup gidiyorum.
Bir gün, sokakta yürürken, tesadüfen göz göze geldiğimizde ne hissettiğimi anlatamam. Kalbim bir anlığına durdu sandım. Ama sonra, o bakışların sıcaklığı içimi kapladı. O an, sanki dünya daha güzel bir yer oldu. Belki de o gözler, bana hayatın küçük ama değerli anlarını fark etmeyi öğretiyor. Belki de bu yüzden, her defasında o gözlere bakmak, yeniden doğmak gibi geliyor.
Saçların da öyle, gözlerin kadar etkileyici. Simsiyah, ama bir o kadar canlı. Tıpkı o gözler gibi, sanırsın ki karanlığın içinde bir ışık saklıyorlar. Bazen düşünüyorum, bu kadar güzel detaylar nasıl bir arada olabilir?
Ama sonra vazgeçiyorum düşünmekten. Çünkü bazı şeyler, analiz edilmeye gelmez. Onlar, sadece yaşanır.
Sana bakmak, her gün yeni ve ayrı bir renkte güneş görmek gibi bir şey. Bu, hayatın bana sunduğu en güzel hediyelerden birisin. Ve ben, bu hediyeyi her gün yeniden yaşamak için sabırsızlanıyorum. O gözler, bana ilham veriyor, beni motive ediyor. Bazen zor bir günün sonunda, sadece o gözleri düşünmek bile içimi ısıtıyor. Sanki her şeyin üstesinden gelebileceğimi hissettiriyor.
Bu yazıyı yazarken, içimdeki duyguları tam olarak kelimelere dökebildiğimi sanmıyorum. Kelimeler, bazen yetersiz kalıyor. Ama umarım, bu satırları okurken, o gözlerin bende uyandırdığı hislerin bir parçasını sen de hissedebilirsin. Belki bir gün, sen de böyle birini tanırsın. Belki de tanıyorsundur bile. Ve o zaman, ne demek istediğimi daha iyi anlarsın.
Hayat, böyle anlarla güzel. Bizi etkileyen, bize bir şeyleri hatırlatan, ruhumuzu besleyen anlarla. O gözler, benim için tam da bunu yapıyor. Her bakışta, her saniyede, yeniden doğan bir güneş gibi, içimi aydınlatıyor. Ve ben, bu aydınlıkta, kendimi buluyorum.
Bu duygular, belki de herkesin hayatında bir kez olsun yaşadığı türden şeyler. Ama benim için, bu gözler, bu hisler, her şeyden biraz daha fazla. Ve sanırım, bu yazıyı yazarken, bir kez daha fark ettim ki, o gözlere bakmak, sadece bir an değil, bir ömür sürebilecek bir duygu.
Sonuç olarak, hayatın bana sunduğu bu küçük ama devasa hediyeyi, her gün yeniden yaşamaya devam edeceğim. Çünkü o gözler, sadece bakmakla kalmıyor, bana bir şeyleri yeniden hissettiriyor. Ve bu, belki de hayatta en çok ihtiyacımız olan şey: hissetmek.
Umarım, bu satırları okurken, sen de kendi hayatındaki o özel anları, o özel gözleri düşünürsün. Çünkü hepimizin, bir yerlerde, bize yeniden doğmayı öğreten bir çift gözü hak ettiğini düşünüyorum. Benimki, işte tam karşımda duruyor. Ve ben, her defasında, o gözlerle yeniden doğuyorum.
Sizlere Gelecekte Görüşmek üzerine Meydan Okuyorum.
Orada Görüşelim…
Gelecekte Görüşmek Üzerine…
- 1
- 1
- 1
- 1
- 1
- 1
- 1
- 1
- 1
- 1
- 1
- 1
- ^ Şafak GENÇ. Gözlerinle Yeniden Doğmak - Mersin Gazetesi. (14 Kasım 2025). Alındığı Tarih: 14 Kasım 2025. Alındığı Yer: mersingazetesi | Arşiv Bağlantısı
Evrim Ağacı'na her ay sadece 1 kahve ısmarlayarak destek olmak ister misiniz?
Şu iki siteden birini kullanarak şimdi destek olabilirsiniz:
kreosus.com/evrimagaci | patreon.com/evrimagaci
Çıktı Bilgisi: Bu sayfa, Evrim Ağacı yazdırma aracı kullanılarak 18/12/2025 10:21:08 tarihinde oluşturulmuştur. Evrim Ağacı'ndaki içeriklerin tamamı, birden fazla editör tarafından, durmaksızın elden geçirilmekte, güncellenmekte ve geliştirilmektedir. Dolayısıyla bu çıktının alındığı tarihten sonra yapılan güncellemeleri görmek ve bu içeriğin en güncel halini okumak için lütfen şu adrese gidiniz: https://evrimagaci.org/s/21788
İçerik Kullanım İzinleri: Evrim Ağacı'ndaki yazılı içerikler orijinallerine hiçbir şekilde dokunulmadığı müddetçe izin alınmaksızın paylaşılabilir, kopyalanabilir, yapıştırılabilir, çoğaltılabilir, basılabilir, dağıtılabilir, yayılabilir, alıntılanabilir. Ancak bu içeriklerin hiçbiri izin alınmaksızın değiştirilemez ve değiştirilmiş halleri Evrim Ağacı'na aitmiş gibi sunulamaz. Benzer şekilde, içeriklerin hiçbiri, söz konusu içeriğin açıkça belirtilmiş yazarlarından ve Evrim Ağacı'ndan başkasına aitmiş gibi sunulamaz. Bu sayfa izin alınmaksızın düzenlenemez, Evrim Ağacı logosu, yazar/editör bilgileri ve içeriğin diğer kısımları izin alınmaksızın değiştirilemez veya kaldırılamaz.