Evrim Bir Doğa Yasasıdır! Reddedemeyiz!

Evrimi neden reddedemeyiz? Evrimi reddedemeyecek olmamızın aslında birçok sebebi bulunmakta. Evrimi reddeden insanların çoğunlukla nedeni inançlarına “ters” düştüğünü iddia etmelerinden kaynaklanıyor. Bu yazımızda sizlere neden evrimi reddedemeyeceğimizden bahsedeceğiz.

Canlılar Değişmek Zorunda!

Belki bazılarınızın bileceği gibi jeolojiden alışık olduğumuz bir gerçek var; çevre sürekli değişir! Ne olursa olsun ister tüm canlıları bir “mühendis” tasarlasın bu canlıların değişmeyeceği veya değişemeyeceği anlamına gelmez. Çünkü çevre sürekli değiştiğinden dolayı canlılarında oluşan bu yeni çevreye ayak uydurabilmesi gerekmekte. Örneğin buzul çağını ele alalım, buzul çağında dünya tamamen donmuş durumdaydı. Eğer canlılar değişmeseydi yani evrim geçirmeseydi, o ortama adaptif hale gelmeseydi sizce bugün bu canlılar burada olur muydu? Cevap tabii ki de hayır, çevre sürekli olarak değişiyor. Sadece dünyamızda da değil tüm gezegenlerde Yer şekilleri ve İklim gibi etkenler sürekli olarak değişim halinde. Bu yüzden “Doğal Seçilim” gibi seçilim mekanizmaları canlıları seçmek zorunda! Aksi halde bugün bu canlıların hiçbiri var olamazdı hepsinin soyu tükenmiş olurdu. Evrime neden olan şeyler sadece seçilim mekanizmalarından ibaret değil aynı zamanda genetik varyasyonlar ve çeşitlilik mekanizmaları da evrimin yolunu açmakta. En çok bilinen çeşitlilik mekanizmalarından biri hiç şüphesiz “mutasyonlardır” mutasyonlar bir gende yeni bir alelin oluşmasını sağlar. Örneğin mavi göz rengi aleli bulunmayan bir popülasyonda mavi göz rengi alelini ortaya çıkarabilir. Kısacası demek istediğimiz şey çevre sürekli olarak değişiyorsa, seçilim mekanizmaları çalışıyorsa, çeşitlilik mekanizmaları çalışıyorsa ve son olarak genetik varyasyonlar bulunuyorsa evrimin işlemesi kaçınılmaz demektir!

Bir İnanç Uğruna Bilimi Reddetmek

Siz bilim severler hayatınızda bir kez bile olsa “Bir inanç uğruna bilimi reddeden” birini görmüşsünüzdür. Bu insanlar kütle çekim gibi doğa yasalarına değil de daha çok Evrime saldırmaktadırlar. Bunun sebebi evrim teorisinin inançları ile “çeliştiğini” iddia etmeleri. Halbuki bunu söylemek tamamen gülünç bir durumdur. Çünkü adı üstünde “inanç” bir şeye “inanmak” neye inanacağımızı biz seçeriz. İster bir yaratıcının evreni yarattığına inanabilirsiniz bunda bir sorun yok ama sırf inancınız uğruna bilimi reddedemezsiniz. Bilim bir inanç değildir bilimsel gerçekler her zaman ve her yerde aynı şekilde gerçektir ve geçerlidir. Sırf siz inanmıyorsunuz diye Kütle çekim veya Evrim gibi Doğa yasalarının var olmadığı anlamına gelmez. İşin komik yanlarından biri şu; Evrim her ne kadar nesiller içerisinde genelde yavaş yavaş gerçekleşen bir süreç olsa da bunu gözlemleyebiliyoruz! Bakteriler çok basit canlılardır. Hatta öyle basittirler ki çok kısa bir süre içerisinde yeni nesil üretebilirler. Bu nedenledir ki bakteriler diğer çok hücreli canlılara nazaran çok daha hızlı evrimleşebilmektedirler. Bir canlının evrimleşme hızı o canlının yeni nesil üretebilme yani üreyebilme hızına bağlıdır diyebiliriz. Demek istediğimiz şu; bizim size tavsiyemiz bir inanç uğruna bilimi reddetmeyin. İster inanın ister inancınızı bilime uydurun fark etmez. Çünkü bilim her zaman yer yerde sadece ve sadece gerçeği yansıtır yani bilim evrenseldir. Ya bilim yapıp insan olacağız, ya bilime sırt çevirip maymunluğa geri döneceğiz. Seçim tamamen biz insanların elinde.