Keşfedin, Öğrenin ve Paylaşın
Evrim Ağacı'nda Aradığın Her Şeye Ulaşabilirsin!
Paylaşım Yap
Tüm Reklamları Kapat

EĞER TÜRKİYE KOMÜNİST SİSTEME GEÇERSE NE OLUR?

Güzel, Hayali Bir Yolculuk...

10 dakika
153
EĞER TÜRKİYE KOMÜNİST SİSTEME GEÇERSE NE OLUR? TSSC Bayrağı:
  • Blog Yazısı
hayali bir bayraktır, gerçeklerle ya da TKP ile alakası yoktur
Blog Yazısı
Tüm Reklamları Kapat

Komünizm kelimesi, ortak ve evrensel anlamına gelen Latince “communis” kelimesinden türemiştir. Komünizm en kısa tabiriyle sınıf farkının olmadığı, paranın ve rekabetin değersiz kabul edildiği ve üretim mallarının ortak olduğu yönetim biçimidir. Genel yanılgının üzerine komünizm demek herkesin eşit “sefalet” çekmesi demek değildir. Hatta tam tersi, bir ülkenin üretilen ürünlerin %80’ini %10’luk küçük kesim için değil bütün ülke içinde adaletli bir şekilde dağılması demektir. İlk kez 1848 yılında Karl Marx ve Friedrich Engels tarafından yazılan “Komünist Manifesto” kitabında detaylıca anlatılmıştır. Bu yazımda ise olabildiğince hayali bir senaryo üzerinden eğer Türkiye Komünist sistemi ilan edip, bu hayat tarzını kabullenseydi neler olacağını anlatacağım. İlk değişiklik isminde ve bayrağında meydana gelirdi. Artık yeni ismi “Türkiye Cumhuriyeti” değil “Türkiye Sosyalist Sovyet Cumhuriyeti” (TSSC) olurdu. Bayrağı ise eskisi gibi ay ve yıldızın yanında çekiç ve orak olurdu.

Ülkede tek bir siyasi parti olurdu o da TKP olurdu. Siyasi partiler kapatılır, siyasi kuruluşların kurulmasına izin verilmezdi, tek parti olmayan siyasi kuruluş TKP’nin gençlik kolları olan “Devrimci Gençlik” adı altında gençleri toplayıp bilinçlendirmeye çalışırdı. Vatandaşların oy kullanma hakkı olmaz, başkan ise mecliste tecrübeli ve siyasi bilgisi olan siyasetçiler tarafından yapılırdı. Bunun sonucu olarak demokrasinin getirdiği insanları kandırarak ya da iyi konuşma yaparak başa geçen beceriksiz insanlar olmazdı. Ülkenin meclisine girecek olan insanlar cumhurbaşkanı olacakmış gibi eğitim görmüş ve parti lideri ne derse sadece el kaldıran insanlardan olmayacak. Yeri gelince yetkileri kötü davrandığı sonucuna varılırsa başkanı görevden alma yetkisi de olacak.

Herhangi bir fabrika, firma ya da dükkân gibi üretim araçları birkaç zengin kişinin elinde tutulmazdı. Her üretim aracı devletin olurdu. Ülke genelinde en fazla 6 saat çalışılabilir, daha fazla mesaiye kalmak yasak olurdu. Böylece insanlar ailelerine, hobilerine ve eğlenmeye daha fazla vakit harcarlardı. Devlet hiçbir üründen vergi almaz, genel ihtiyaçları bedava verirdi. Mesela TSSC’de kimse kira ödemezdi, herkes oturduğu evin sahibi olurdu. Ev içinde elektrik su gaz ve internet gibi zorunluluklar bedava verilirdi. Ama israfın önüne geçilmesi için belli bir miktarı geçince cüzi miktarda para alırdı.

Tüm Reklamları Kapat

Komünist sistemin asıl olayı “kaynak odaklı” olduğu için ülkede üretilen her ürün, vatandaşlara ücretsiz dağıtılırdı. Yani günlük et sebze meyve gibi ihtiyaç ürünleri bedavaya tüm ülke vatandaşlarına verilirdi. Bunun yanı sıra temizlik ürünleri, teknolojik cihazlar, araba gibi ürünler de devlet tarafından sağlanırdı. Mesel Sovyetler Birliğinde 70’li yıllarda 5 yıllık çalışma karşılığında işçilere ücretsiz araba veriliyordu (ki o dönemin şartlarına göre inanılmaz bir durumdur), TSSC’de de aynı uygulama yürürlüğe girerdi ki dönemimizde araba üretmek geçmişe kıyasla daha basit olduğundan 1-2 yıl gibi kısa sürede araba sahibi olunabilirdi. Şunu da eklemek gerekir ki rekabet ve ürün pazarlama gibi dertleri olmayınca bazı “satış” hileleri yapılmazdı.

Kapitalist toplumlarda gördüğümüz, daha fazla satabilmek için uygulanan daha fazla satış için kaynak ve enerji israfı minimuma düşürülür verimlilik arttırmak üzerine çalışılırdı. Mesela günümüz “kapitalist” toplumlarında planlı eskitme vardır. Bu planlı eskitme makinelerinizin zamanla bozulmasına ve çalışmaz hale getirilmesi için özellikle üretilir ki bir eşyayı birkaç yılda bir değiştirmek zorunda kalalım. TSSC’de üretilen her ürün gösterişten ve ekstra özelliklerden mahrum olsa da bir sanayi ürününün eskimesi ya da performansının düşmesi çok uzun yıllar alırdı. Bunun en güzel uygulamasını yemek sektöründe görürdük. Sırf tadını güzelleştirmek ya da dayanıklılığını arttırmak için kimyasal ya da zararlı GDO’lar gibi uygulamalar kullanılmazdı. Marketlerde satılan her ürün doğallığını korurdu. Tabi bunun bedeli ise, marketteki paketli ürünler ya da şekerli yiyecekler alındıktan birkaç hafta içinde tüketilmesi gerekirdi.

Bunun aynısı restoranlarda da geçerli olurdu. Herhangi bir restoran en kaliteli ürünleri sunmak zorunda olurdu, sağlıksız ya da halkın sağlığıyla oynamak “Gıda Terörü” kabul edilirdi. Tespiti halinde ömür boyu hapis cezası verilirdi. TSSC’de “dışardaki yemekler sağlıksız” gibi bir cümle kimse kurmazdı. Çünkü bütün restoranların sahibi devlet olduğundan her yiyeceğin sağlıklı olması güvence altına alınırdı. Ayrıca bir restoranda çalışan işçiler (aşçı, garson vb.) asla kötü muamele görmez, müdür ya da oranın sahibi olmadığı için asla hakkı yenmezdi. Müşterilerde ise hiçbir yerde kazıklanma korkusu ya da düşüncesi olmazdı.

Tabi bir de ücretlerden bahsetmek gerekir. TSSC’de kişi başı maaş genelde aylık 300-400 TL gibi çok küçük ücretler olurdu. Ama başta denildiği gibi birçok ürün bedava olacağı için ücretler küçük olurdu. Ayrıca evlenme, çocuk sahibi olma gibi durumlarda bu ücret artardı. Ülkede herkes aynı ya da en fazla %25 daha fazla maaşı olurdu. Bir takım insanlar harcayamayacakları kadar para kazanırken diğerleri fakirlik ya da orta halli gibi durumlar olmazdı. Bu durum size abartılı geldiyse size sayısal bir değerden bahsetmek isterim, eğer TC’nin kaynaklar eşit dağıtılsaydı aylık gelir en az 45.000TL olurdu. Bu da günümüz piyasasında her bir vatandaşa 45.000TL’lik kaynak ayrılabileceği anlamına gelir. Bu durumda herkes orta halli bir gelire sahip olurdu. Ülkeye gelen turistler ise halkın kullandığı paraya erişemezdi. Onlar 1 £ karşılığında “Devrim Parası” adını verdikleri 1 DP ile takas edebilirlerdi. Market, restoran ya da otel gibi yerlerde 2 farklı ücreti olurdu. Bir restorana girdiklerinde TSSC vatandaşları 5-6 TL ile karnını doyurabilecekken, aynı yemeği bir turist 12-15 £ ücretle yiyebilirdi.

Tüm Reklamları Kapat

Ülkede hayvancılık, çiftçilik ya da balıkçılık çok önemli meslek grupları haline gelir ve planlı bir ekonomiyle üretim arttırılırdı. 2020 yılı TUİK verilerine göre yıllık kırmızı et tüketimi 28kg, balık tüketimi ise 5.6kg iken, TSSC’de yıllık kırmızı et tüketimi en az 55kg ve balık tüketimi ise en az 12kg olurdu. Tabi ki üretilen etler de ilaçlama ve yapay yemeklerle etin kalitesi düşürülmez, sağlıklı et tüketmek birinci öncelik olurdu. Tavukları kümeste ya da çiftliklerde üretmek yasaklanırdı, onun yerine serbest gezen tavuk eti her rafta tüketiciyle buluşurdu. Bu gün bir tarım ülkesi olan TC saman dahil bir çok tarım ürününü dışardan ithal ederken, TSSC’de ise herhangi bir borsa ya da ekonomik krizden etkilenmeyerek bütün ülke vatandaşlarının gıda ihtiyacını karşılardı. Çünkü TSSC’de para kazanamama bahanesiyle köyden şehirlere göçüp asgari ücrete çalışan çiftçiler olmazdı. Devlet her türlü tarım desteğini sağlar, toprak bozulmadığı sürece o toprağın üretim yaptığından emin olurdu.

Bütün şehirlere ayrılan ücret neredeyse aynı olurdu. Bu da sadece İstanbul, Ankara gibi şehirlere iş bulmak için yapılan göçleri sonlandırırdı. Böylece bazı şehirler nüfus yoğunluğu yüzünden oluşan olumsuzlukları engellerdi. Mesela İstanbul’da nüfus yoğunluğu sebebiyle yaşam standartları çok düşük olması ve aşırı pahalı olmasının yanı sıra, çözülemeyen su sıkıntısı ya da çöp sorunu bulunmaktadır. Ama TSSC’de nüfus patlaması yaşayan bir şehir olmadığı gibi gecekondu problemleri de olmayacaktır. Devlet her türlü barınma ve konut talebine karşılık inşaat sektörünü elinde tutar. Gecekondu gibi dayanıksız bina ya da heyelan bölgeleri gibi yerlere bina yapmaktan kaçınır ve deprem gibi doğal afetlerde oluşan can kayıplarını minimuma indirir.

Yıllık izinler 1-2 ay gibi uzun olurdu ki insanlar yaz tatilinin tadını uzunca çıkarırdı. Tatbikîde devlet tatil için gerekli masrafları karşılar, ulaşımı ayarlardı. TSSC’nin kötü yanı ise yurtdışına çıkmak çok kasıtlı olurdu. Yani yetenekli bir genç çalışmak için yurtdışına gitmesi izin verilmezdi. Bu sayede beyin göçü sonsuza kadar engellenirdi. Devletin onaylamadığı bir yurtdışı planına da izin verilmezdi. Sosyal medya ya da internet sitelerini günümüz TC’sindeki gibi özgürce kullanamazdık ve tek haber kaynağımız devlet olurdu. Buda bizi yurtdışından biraz izole olmaya iterdi. Devlet uygun gördüğü teknolojik gelişmeleri alır, gerekli görmedikleri ise sonsuza kadar TSSC’den uzak kalırdı.

TSSC’de doğa ve hayvan kutsal kabul edilirdi. Bir ağacı izin almadan kesmeniz halinde uzun yıllar hapis cezasına çarptırılırdınız. Sokakta kedi ve köpeklerin her türlü bakımı ve sağlık durumu devlet kontrolünde olurdu. Bir köpeğe ya da kediye kötü davrandığınızın kanıtlanması halinde gene büyük cezalara çarptırılırdınız. Köpekler ya da kediler ise sağlık ve açlık durumları olmadığından ve doğma büyüme insanlarla içli-dışlı olmalarından dolayı saldırma ya da sorun çıkarma olmazdı. Bunun en güzel uygulamasını Küba’da görüyoruz. Her veterinerlik kliniği çevresindeki sokak hayvanlarından sorumludur ve devlete her ay rapor vermek zorundadır. Hayvanların üzerinde isim ve kimlik kartı olur, sevilip sevilememekten hoşlanması sağlık sorunları gibi bilgiler yer alır. Ayrıca Küba’da sokak hayvanları hiçbir zaman ülkece bir sorun oluşturmamıştır.

Evrim Ağacı'ndan Mesaj

Aslında maddi destek istememizin nedeni çok basit: Çünkü Evrim Ağacı, bizim tek mesleğimiz, tek gelir kaynağımız. Birçoklarının aksine bizler, sosyal medyada gördüğünüz makale ve videolarımızı hobi olarak, mesleğimizden arta kalan zamanlarda yapmıyoruz. Dolayısıyla bu işi sürdürebilmek için gelir elde etmemiz gerekiyor.

Bunda elbette ki hiçbir sakınca yok; kimin, ne şartlar altında yayın yapmayı seçtiği büyük oranda bir tercih meselesi. Ne var ki biz, eğer ana mesleklerimizi icra edecek olursak (yani kendi mesleğimiz doğrultusunda bir iş sahibi olursak) Evrim Ağacı'na zaman ayıramayacağımızı, ayakta tutamayacağımızı biliyoruz. Çünkü az sonra detaylarını vereceğimiz üzere, Evrim Ağacı sosyal medyada denk geldiğiniz makale ve videolardan çok daha büyük, kapsamlı ve aşırı zaman alan bir bilim platformu projesi. Bu nedenle bizler, meslek olarak Evrim Ağacı'nı seçtik.

Eğer hem Evrim Ağacı'ndan hayatımızı idame ettirecek, mesleklerimizi bırakmayı en azından kısmen meşrulaştıracak ve mantıklı kılacak kadar bir gelir kaynağı elde edemezsek, mecburen Evrim Ağacı'nı bırakıp, kendi mesleklerimize döneceğiz. Ama bunu istemiyoruz ve bu nedenle didiniyoruz.

Eğitim ve sağlık bedava olurdu. Günümüz kapitalist ülkelerinde zengin insanlar yeterinde başarılı olamadığı halde parasıyla ya da hile ile değerli üniversitelere girebiliyor. Özel hastanelerde kariyeri olan ya da popülaritesi olan insanlar ayrıcalıklı davranılıyor. TSSC’de ise eğitim ve sağlık bütün imkânları bütün vatandaşlara eşit bir şekilde sunulur. Hastane ve eğitim masrafları ise tamamen devlet tarafından karşılanır. Ayrıca bu tür masrafları devlet üstlendiği için sigorta gibi haksız şekilde para kazanan insanlar ülkenin hiçbir yanında olmazdı. Para değersiz olunca evlilikler ve boşanmalarda bir o kadar zahmetsiz olur. Evlenen kişiler devlete bildirir ve evlenme gerçekleşirdi. Boşanmalarda aynı şekilde araya avukat girmesi ya da mal kavgası gibi durumlar olmazdı. Bu tarz aracılar olmadan hem kaynak hem insan gücü israfı olmazdı. Bu tarz işlerde çalışan insanlar üretim için çalışacaklarından daha verimli bir “çark” dönerdi.

Ülkenin yöneticilerine erişim daha kolay olurdu. Sadece ayda-yılda bir düzenlenen etkinliklerde cumhurbaşkanı ya da başbakanı görmezdik. Her an işçinin-çiftçinin arasında olurdu. Mesela Tunceli’deki Maçoğlu’nu örnek verebilirim. Her an isteyen odasına girip onunla görüşebilir ve isteklerini söyleyebilir. Ülkede Atatürk’ün yanı sıra Deniz Gezmiş, Mustafa Suphi ve İbrahim Kaypakkaya gibi insanların da anıtları olurdu. Eleştirmek serbest olmakla beraber anıtlara yapılan saygısızlığa ya da hakarete ağır cezalar verilirdi. Okullarda bu insanlar “kahraman” olarak anlatılırdı ve 1 Mayıs 10 gün tatil ilan edilerek kutlanırdı.

Ülkede din adamları bir meslek kabul edilmez, din adamlarına ücret bağlanmazdı. Bu tür yerlerde imamlık yapan kişiler emekli insanlar olurdu ve bir karşılık beklemeden ibadethanelerin sorumluluğunu üstlenirdi. Bir ücret beklemediği için Allah rıza için yapılan ibadetler hem dinen daha uygun olacağı gibi hem insanların dini duygularıyla oynama ve kutuplaşma olmazdı. Diyanet İşleri kaldırılırdı, Diyanet’e ayrılan 35 milyar TL gibi uçuk ücretler ise bilime ve teknolojiye ayrılırdı. Dini tarikatlar ve gruplar yasaklanır, devletin onaylamadığı ya da yolundan sapmış olan bütün kuruluşlar en ağır şekilde cezalandırılırdı. İnsanların dini, dili, ırkı, cinsel yönelimi gibi sebeplerle ayrımcılıklar kesinlikle yasaklanırdı.

Peki, bu kadar güzel anlattık ama TSSC’nin hiç mi kötü yanı olmazdı? TSSC’nin en kötü yanı her şeyin yönetime doğrudan bağlı olması demektir. Kötü yönetim ülkeyi tamamen batırır ve bedelini herkes çekerdi. Ayrıca TSSC’de yetkisiz itiraz yoktur. Bu sebeple halktan kopuk yöneticiler doğru olmayan kararlar vermeye başlayabilir. Bu durumda Burjuvanın köleliğinden kaçan halk devletin kölesi durumuna düşme tehlikesi oluşur. Meclise vatanına kendisini adamayan kişiler girmesi halinde de torpil ve kaynakları kişisel çıkarlar için kullanan meclis üyeleri yaratabilir. Mesela Sovyetler Birliğinin son yıllarına doğru, meclis üyeleri devletin kaynağını kullanarak yurtdışında borsa oynayıp kazançlarıyla zengin oluyorlardı. Bu tarz olayların yaşanmasını engellemek en büyük problem olurdu. Ayrıca her istediğimizi yapma yetkimizin olmaması da ”özgürlükten ziyade serbestlik” konusunda tatminsizlikler yaşanılmasına sebep olabilir.

Son söz olarak şunu söylemek isterim ki hiçbir sistem kusursuz değil, her sistemin kendince sorunları vardır. Yukarıda yazdıklarım tamamen kusursuz şartlarda ortaya çıkabilecektir. Elbette kusursuz yönetimin olmasını ve insanların peygamber gibi davranmasını beklemiyorum. Ama gelecek ve yönetim şeklinden beklentim her şeyden önce kendimi insan gibi hissedeceğim, paramdan ziyade insan olduğum için değer gördüğüm ve her daim arkamda durup beni destekleyecek büyük bir devlet kuruluşunun olmasıdır. Fakirliğin kırbacını ensemde hissetmeyeceğim ve başkalarının hayalini gerçekleştirmek için gece gündüz çalışmadığım, kişisel çıkarlardan arınmış bir kültürde üretim araçlarının halkın ortak malı olduğu bir sistemde sadece özgürlüğün gelebilir. Kusursuz sisteme en yakın olarak gördüğüm Komünizmin, en güzel Türkiye’ye yakıştığına inanıyorum.

Okundu Olarak İşaretle
10
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Paylaş
Sonra Oku
Notlarım
Yazdır / PDF Olarak Kaydet
Raporla
Mantık Hatası Bildir
Yukarı Zıpla
Bu Blog Yazısı Sana Ne Hissettirdi?
  • Tebrikler! 7
  • Mmm... Çok sapyoseksüel! 4
  • İnanılmaz 4
  • Muhteşem! 3
  • Umut Verici! 3
  • Merak Uyandırıcı! 3
  • Bilim Budur! 1
  • Güldürdü 0
  • Üzücü! 0
  • Grrr... *@$# 0
  • İğrenç! 0
  • Korkutucu! 0
Tüm Reklamları Kapat

Evrim Ağacı'na her ay sadece 1 kahve ısmarlayarak destek olmak ister misiniz?

Şu iki siteden birini kullanarak şimdi destek olabilirsiniz:

kreosus.com/evrimagaci | patreon.com/evrimagaci

Çıktı Bilgisi: Bu sayfa, Evrim Ağacı yazdırma aracı kullanılarak 13/06/2025 05:58:00 tarihinde oluşturulmuştur. Evrim Ağacı'ndaki içeriklerin tamamı, birden fazla editör tarafından, durmaksızın elden geçirilmekte, güncellenmekte ve geliştirilmektedir. Dolayısıyla bu çıktının alındığı tarihten sonra yapılan güncellemeleri görmek ve bu içeriğin en güncel halini okumak için lütfen şu adrese gidiniz: https://evrimagaci.org/s/13635

İçerik Kullanım İzinleri: Evrim Ağacı'ndaki yazılı içerikler orijinallerine hiçbir şekilde dokunulmadığı müddetçe izin alınmaksızın paylaşılabilir, kopyalanabilir, yapıştırılabilir, çoğaltılabilir, basılabilir, dağıtılabilir, yayılabilir, alıntılanabilir. Ancak bu içeriklerin hiçbiri izin alınmaksızın değiştirilemez ve değiştirilmiş halleri Evrim Ağacı'na aitmiş gibi sunulamaz. Benzer şekilde, içeriklerin hiçbiri, söz konusu içeriğin açıkça belirtilmiş yazarlarından ve Evrim Ağacı'ndan başkasına aitmiş gibi sunulamaz. Bu sayfa izin alınmaksızın düzenlenemez, Evrim Ağacı logosu, yazar/editör bilgileri ve içeriğin diğer kısımları izin alınmaksızın değiştirilemez veya kaldırılamaz.

Aklımdan Geçen
Komünite Seç
Aklımdan Geçen
Fark Ettim ki...
Bugün Öğrendim ki...
İşe Yarar İpucu
Bilim Haberleri
Hikaye Fikri
Video Konu Önerisi
Başlık
Bugün bilimseverlerle ne paylaşmak istersin?
Gündem
Bağlantı
Ekle
Soru Sor
Stiller
Kurallar
Komünite Kuralları
Bu komünite, aklınızdan geçen düşünceleri Evrim Ağacı ailesiyle paylaşabilmeniz içindir. Yapacağınız paylaşımlar Evrim Ağacı'nın kurallarına tabidir. Ayrıca bu komünitenin ek kurallarına da uymanız gerekmektedir.
1
Bilim kimliğinizi önceleyin.
Evrim Ağacı bir bilim platformudur. Dolayısıyla aklınızdan geçen her şeyden ziyade, bilim veya yaşamla ilgili olabilecek düşüncelerinizle ilgileniyoruz.
2
Propaganda ve baskı amaçlı kullanmayın.
Herkesin aklından her şey geçebilir; fakat bu platformun amacı, insanların belli ideolojiler için propaganda yapmaları veya başkaları üzerinde baskı kurma amacıyla geliştirilmemiştir. Paylaştığınız fikirlerin değer kattığından emin olun.
3
Gerilim yaratmayın.
Gerilim, tersleme, tahrik, taciz, alay, dedikodu, trollük, vurdumduymazlık, duyarsızlık, ırkçılık, bağnazlık, nefret söylemi, azınlıklara saldırı, fanatizm, holiganlık, sloganlar yasaktır.
4
Değer katın; hassas konulardan ve öznel yoruma açık alanlardan uzak durun.
Bu komünitenin amacı okurlara hayatla ilgili keyifli farkındalıklar yaşatabilmektir. Din, politika, spor, aktüel konular gibi anlık tepkilere neden olabilecek konulardaki tespitlerden kaçının. Ayrıca aklınızdan geçenlerin Türkiye’deki bilim komünitesine değer katması beklenmektedir.
5
Cevap hakkı doğurmayın.
Aklınızdan geçenlerin bu platformda bulunmuyor olabilecek kişilere cevap hakkı doğurmadığından emin olun.
Size Özel
Makaleler
Daha Fazla İçerik Göster
Popüler Yazılar
30 gün
90 gün
1 yıl
Evrim Ağacı'na Destek Ol

Evrim Ağacı'nın %100 okur destekli bir bilim platformu olduğunu biliyor muydunuz? Evrim Ağacı'nın maddi destekçileri arasına katılarak Türkiye'de bilimin yayılmasına güç katın.

Evrim Ağacı'nı Takip Et!
Yazı Geçmişi
Okuma Geçmişi
Notlarım
İlerleme Durumunu Güncelle
Okudum
Sonra Oku
Not Ekle
Kaldığım Yeri İşaretle
Göz Attım

Evrim Ağacı tarafından otomatik olarak takip edilen işlemleri istediğin zaman durdurabilirsin.
[Site ayalarına git...]

Filtrele
Listele
Bu yazıdaki hareketlerin
Devamını Göster
Filtrele
Listele
Tüm Okuma Geçmişin
Devamını Göster
0/10000

Bize Ulaşın

ve seni takip ediyor

Göster

Şifremi unuttum Üyelik Aktivasyonu

Göster

Şifrenizi mi unuttunuz? Lütfen e-posta adresinizi giriniz. E-posta adresinize şifrenizi sıfırlamak için bir bağlantı gönderilecektir.

Geri dön

Eğer aktivasyon kodunu almadıysanız lütfen e-posta adresinizi giriniz. Üyeliğinizi aktive etmek için e-posta adresinize bir bağlantı gönderilecektir.

Geri dön

Close