“Bir Arpa Boyu Yol: İnsanlık Neden İlerleyemiyor?”
İnsan ve Medeniyet: Seçilimin Aynasında

- Blog Yazısı
İnsanlık binlerce yıldır medeniyet kuruyor, gökdelenler, anıtlar, sistemler inşa ediyor. Ama bütün bu görkemli yapının altında hâlâ aynı soruyla yüz yüzeyiz: Gerçekte bir arpa boyu yol alabildik mi?
Bugün bildiğimiz her canlı, seçilim boyunca kaynaklara erişmeyi başarmış, çoğalmayı ve çeşitlenerek üremeyi öğrenmiş olarak dünyaya gelir. İlkel bilinci bu yönde olgunlaşamayan canlılar ise sadece yaşar ve ölür; iz bırakamazlar.
Canlılar giderek daha karmaşık yapılar ve işlevler geliştirdikçe, hayatta kalma ve üreme stratejilerinde de yetkinleştiler. Daha sofistike yöntemler buldular. Bizim “medeniyet” dediğimiz şey de aslında tam olarak budur: hayatta kalma ve yeni nesiller vermenin en düşük maliyetli yollarını bulmak. Bilincimiz de, kurduğumuz uygarlıklar da, bu iki temel mücadelenin bir uzantısıdır.
Bir seçilim ürünü olarak bu yetenekler, en ilkel yaşam formlarından bugüne, özünü koruyarak geldi. Canlı her durumda kaynaklara erişmek için rakiplerinden daha fazla çaba harcamak, üremek için ise yeni yollar denemek zorundaydı. Bu öz, en zeki hayvan olarak gördüğümüz insanda da değişmeden varlığını sürdürdü.
İnsanı diğer hayvanlardan ayıran fark sadece şudur: Biz, hayatta kalma ve üreme rekabetinin ne kadar ölümcül olduğunun farkına vardık. Ve bu nedenle bitmek tükenmek bilmeyen, çeşit çeşit stratejiler geliştirdik. Ancak türümüzün bütün bu stratejilerini tek bir cümlede özetlemek mümkündür:
“Diğer bütün bireyler benim üzerimde tahakküm kurmaya çalışıyor; bunu engellemeli ve bulduğum ilk fırsatta tahakkümü ben kurmalıyım!”
Bu temel bakış açısı, herkesi olağan şüpheli, herkesi menfaate dayalı bir işbirlikçi haline getirdi. İnsanlar en yakınlarına bile şüpheyle ve çıkar odaklı bir yaklaşımla bakar hale geldiler. Fazlasıyla kaygı yüklü bu yaşam biçimi belki de bazı bireyleri kendi hayatlarını sonlandırmaya sürüklüyor olabilir; dünyada her yıl gerçekleşen toplam ölüm sayısının yüzde 1,3' ü*. Bu zinciri kırmanın, yani birbirimize yalnızca çıkar penceresinden bakmamanın yolunu bulmak, geleceğimiz açısından hayati önem taşıyor.
Medeniyetin görkemli bütün yapıtlarına —ister fiziki ister sembolik olsun— dikkatle bakıldığında bu rekabetin izleri açıkça seçilir. Yüzeyde vaatkâr görünen her şeyin altından aslında tek bir mesaj çıkar: “Savaş ve kazan.” İnsanlığın bilinci ve örgütlü yaşam kurma çabası ne kadar büyümüş görünürse görünsün, özünde hâlâ aynı noktadayız: ta en başta olduğumuz yerde. Gerçekte bir arpa boyu bile ilerleyebilmiş değiliz.
Bu gezegende kalıcı bir eser bırakacak bir tür olabilmemiz için, seçilimle gelen yaşam bilincini aşmamız gerekiyor. Çünkü asıl engel, tahakküm dürtüsünü aşamıyor oluşumuzdur. Eğer bu temel güdüyü alt edebilirsek işte o zaman insanlık medeniyet adını gerçekten hak eden bir yolculuğa çıkabilir. Aksi halde, “medeniyet” dediğimiz şey, bir cinnet anında basılacak nükleer bir düğme ile tuzla buz olacak. Ve artık çok geç olduğunda, geride kalan canlılar arasında biz olmayacağız.
* ayrıca bkz https://content.e-bookshelf.de/media/reading/L-11465851-cc0d84109d.pdf içinde sayfa 13, 14:
''. No less than 1.4% of all deaths are attributed to
Aslında maddi destek istememizin nedeni çok basit: Çünkü Evrim Ağacı, bizim tek mesleğimiz, tek gelir kaynağımız. Birçoklarının aksine bizler, sosyal medyada gördüğünüz makale ve videolarımızı hobi olarak, mesleğimizden arta kalan zamanlarda yapmıyoruz. Dolayısıyla bu işi sürdürebilmek için gelir elde etmemiz gerekiyor.
Bunda elbette ki hiçbir sakınca yok; kimin, ne şartlar altında yayın yapmayı seçtiği büyük oranda bir tercih meselesi. Ne var ki biz, eğer ana mesleklerimizi icra edecek olursak (yani kendi mesleğimiz doğrultusunda bir iş sahibi olursak) Evrim Ağacı'na zaman ayıramayacağımızı, ayakta tutamayacağımızı biliyoruz. Çünkü az sonra detaylarını vereceğimiz üzere, Evrim Ağacı sosyal medyada denk geldiğiniz makale ve videolardan çok daha büyük, kapsamlı ve aşırı zaman alan bir bilim platformu projesi. Bu nedenle bizler, meslek olarak Evrim Ağacı'nı seçtik.
Eğer hem Evrim Ağacı'ndan hayatımızı idame ettirecek, mesleklerimizi bırakmayı en azından kısmen meşrulaştıracak ve mantıklı kılacak kadar bir gelir kaynağı elde edemezsek, mecburen Evrim Ağacı'nı bırakıp, kendi mesleklerimize döneceğiz. Ama bunu istemiyoruz ve bu nedenle didiniyoruz.
suicide, some 800,000 per year, which makes it the world’s leading cause of violent
fatality: more people die by self-murder than by wars and homicide combined
(WHO, 2012a, 2014). The real incidence may be higher....''
- 1
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
Evrim Ağacı'na her ay sadece 1 kahve ısmarlayarak destek olmak ister misiniz?
Şu iki siteden birini kullanarak şimdi destek olabilirsiniz:
kreosus.com/evrimagaci | patreon.com/evrimagaci
Çıktı Bilgisi: Bu sayfa, Evrim Ağacı yazdırma aracı kullanılarak 14/09/2025 09:27:57 tarihinde oluşturulmuştur. Evrim Ağacı'ndaki içeriklerin tamamı, birden fazla editör tarafından, durmaksızın elden geçirilmekte, güncellenmekte ve geliştirilmektedir. Dolayısıyla bu çıktının alındığı tarihten sonra yapılan güncellemeleri görmek ve bu içeriğin en güncel halini okumak için lütfen şu adrese gidiniz: https://evrimagaci.org/s/21427
İçerik Kullanım İzinleri: Evrim Ağacı'ndaki yazılı içerikler orijinallerine hiçbir şekilde dokunulmadığı müddetçe izin alınmaksızın paylaşılabilir, kopyalanabilir, yapıştırılabilir, çoğaltılabilir, basılabilir, dağıtılabilir, yayılabilir, alıntılanabilir. Ancak bu içeriklerin hiçbiri izin alınmaksızın değiştirilemez ve değiştirilmiş halleri Evrim Ağacı'na aitmiş gibi sunulamaz. Benzer şekilde, içeriklerin hiçbiri, söz konusu içeriğin açıkça belirtilmiş yazarlarından ve Evrim Ağacı'ndan başkasına aitmiş gibi sunulamaz. Bu sayfa izin alınmaksızın düzenlenemez, Evrim Ağacı logosu, yazar/editör bilgileri ve içeriğin diğer kısımları izin alınmaksızın değiştirilemez veya kaldırılamaz.