Beyin Satışları Ne Zaman Başlar?
Matematiksel Bir Kehanet: Kavanozdaki Zeka Rehberi...

- Blog Yazısı
İnsanlığın en son parlak fikri: bilinci bir kutuya tıkıp Amazon'dan sipariş vermek. Matrix'in senaryo taslağından fırlayıp laboratuvar tezgahına düşen bu "ıslak donanım" (wetware) meselesi, aklıma hemen o eski fıkrayı getiriyor: "İki nöron bir bara girmiş..." Gerisini unuttum, çünkü dikkatim dağıldı. Tıpkı bu organoidler gibi. Peki, bu nohut büyüklüğündeki beyinciklerden, insan beyninin tamamını barındıran ve satılabilir bir ürüne ne zaman geçeriz
Ticari olarak uygun, tam bir insan beyni biyo-bilgisayarının (BHB_{H}) piyasaya çıkış zamanını (TCVT_{CV}) tahmin etmek için, temel başlangıç noktamız olan bugünü (T0T_0) alıp üzerine birkaç "küçük" değişken eklememiz gerekiyor. Formülümüz bir tabak spagetti gibi görünebilir, ama aslında oldukça zarif:
TCV=T0+∫NcNhln(Σsyn)κ(N)⋅β(t)⋅λeth dNT_{CV} = T_0 + \int_{N_c}^{N_h} \frac{\ln(\Sigma_{\text{syn}})}{\kappa(N) \cdot \beta(t) \cdot \lambda_{\text{eth}}} \,dN
Şimdi, bu hieroglifleri tercüme edelim. NcN_c mevcut nöron sayımız (o sevimli 800.000'lik başlangıç kiti), NhN_h ise hedefimiz olan 86 milyar nevrotik hücre. İşin suyu burada çıkıyor:
κ\kappa(N) (Nöral Büyüme Sabiti): Bu, Gordon Moore'un yasasının biyolojik kuzeni. Silikon transistörler gibi iki katına çıkmıyor da, daha çok "aman canım istemiyor" modunda, yavaş yavaş büyüyor. Biyoteknolojinin her yeni buluşla hızlandığını varsayarak, bunu logaritmik bir artış olarak modelleyebiliriz.
Σsyn\Sigma_{\text{syn}} (Sinaptik Karmaşıklık Matrisi): 86 milyar nöronu bir araya getirmek yetmez, aralarındaki trilyonlarca bağlantıyı da kurmanız lazım. Bu aynı anda hem 3 boyutlu satranç oynamaya, hem de bir kediyi yıkamaya benziyor. Devasa bir kombinatoryal problem.
β\beta(t) (Biyo-Stabilite Fonksiyonu): Kavanozdaki beynin altı ay sonra yoğurda dönüşmesini engelleyen faktör. Bu da hücrelere besin taşıyan ve atıkları temizleyen yaşam destek sistemlerinin verimliliğidir. Şu anki teknolojiyle bu fonksiyonun değeri oldukça düşük, yani sistem pek stabil değil...
λeth\lambda_{\text{eth}} (Etik Fren Katsayısı): İşte bu en komik değişken. Organoidler "Acaba ben kimim?" diye düşünmeye başladığı anda, bilim insanlarının ve hükümetlerin "eyvah, biz ne yaptık?" diye basacağı panik frenidir. Bilinç seviyesi arttıkça değeri sıfıra yaklaşan, ters bir sigmoid fonksiyonu gibidir.
Bu değişkenleri mevcut teknolojik ilerleme hızına ve insanlığın kendi icatlarından korkma eğilimine göre entegre ettiğimizde, integralin sonucu bizi pek de yakın bir geleceğe götürmüyor. Nöron sayısını ve bağlantı karmaşıklığını çözsek bile, etik fren λeth\lambda_{\text{eth}} devreye girdiğinde tüm proje yavaşlayacaktır.
Neden Ama, Neden?
Hesaplamalarımız, kahve makinesi cenazeleri ve kısa süreli varoluşsal krizlerimizin ardından, bu tam fonksiyonel ve ticari insan beyni biyo-bilgisayarının seri üretimi için en olası tarih aralığını 2095-2120 olarak işaret ediyor. Evet, mümkün. Ama bu beni sevindirmiyor, aksine içimdeki o huysuz karakteri çileden çıkarıyor. Cidden anlamıyorum, bu tantana niye? İnsanlar neden bu kadar heyecanlanıyor? Vay canına, tebrikler! Milyonlarca dolar harcayıp, bir kaba doldurduğunuz hücrelere, 1972 yapımı bir video oyununu oynamayı öğrettiniz. Hem de nasıl? Havuç ve sopa yöntemiyle, yani elektrik şoku vererek! Bir hamster bunu bir avuç ay çekirdeği karşılığında ve çok daha sevimli bir şekilde yapabilirdi.
Ama insanlar buna "devrim" diyor! Delireceğim! Kendi kafatasınızın içinde, sönük bir ampul kadar enerjiyle çalışan (20 watt!), trilyonlarca bağlantıya sahip, senfoniler besteleyebilen, kuantum fiziğini anlayabilen, aşık olabilen ve en önemlisi "Ben kimim?" diye sorabilen evrendeki en karmaşık yapı duruyor. Biz ne yapıyoruz? Onu taklit etmeye çalışırken Hindistan kadar enerji tüketen devasa veri merkezleri kurup yapay zekanın halüsinasyon görmesine seviniyoruz. Şimdi de o muhteşem beynin en temel fonksiyonlarını bir petri kabında kopyalayıp buna "gelecek" diyoruz. Bu yani ne bileyim Louvre Müzesi'nde Mona Lisa'ya bakıp "Harika! Ben de buna benzer bir gülen yüz çizebilirim!" demek gibi bir şey. Bu entelektüel bir iflastır!
Aslında maddi destek istememizin nedeni çok basit: Çünkü Evrim Ağacı, bizim tek mesleğimiz, tek gelir kaynağımız. Birçoklarının aksine bizler, sosyal medyada gördüğünüz makale ve videolarımızı hobi olarak, mesleğimizden arta kalan zamanlarda yapmıyoruz. Dolayısıyla bu işi sürdürebilmek için gelir elde etmemiz gerekiyor.
Bunda elbette ki hiçbir sakınca yok; kimin, ne şartlar altında yayın yapmayı seçtiği büyük oranda bir tercih meselesi. Ne var ki biz, eğer ana mesleklerimizi icra edecek olursak (yani kendi mesleğimiz doğrultusunda bir iş sahibi olursak) Evrim Ağacı'na zaman ayıramayacağımızı, ayakta tutamayacağımızı biliyoruz. Çünkü az sonra detaylarını vereceğimiz üzere, Evrim Ağacı sosyal medyada denk geldiğiniz makale ve videolardan çok daha büyük, kapsamlı ve aşırı zaman alan bir bilim platformu projesi. Bu nedenle bizler, meslek olarak Evrim Ağacı'nı seçtik.
Eğer hem Evrim Ağacı'ndan hayatımızı idame ettirecek, mesleklerimizi bırakmayı en azından kısmen meşrulaştıracak ve mantıklı kılacak kadar bir gelir kaynağı elde edemezsek, mecburen Evrim Ağacı'nı bırakıp, kendi mesleklerimize döneceğiz. Ama bunu istemiyoruz ve bu nedenle didiniyoruz.
Bu yapay zeka ve biyo-bilgisayar sevdası, teknoloji dünyasının bitmek bilmeyen ergenlik sivilcesi gibi bence. Herkes "AGI geliyor!" (Yapay Genel Zeka) diye bağırıyor. Ne için? Daha iyi reklam hedeflemek için mi? Ya da bir sonraki Call of Duty'deki düşmanların siper arkasından daha zekice ateş etmesi için mi? Milyarlarca dolarlık araştırma, etik kabuslar ve potansiyel bilinçli varlıklar yaratma riski... hepsi daha gelişmiş bir Tamagotchi için mi? Gerçekten insanların bu hırsını ve sığlığını aklım almıyor!
Formülümüzdeki o güzelim λeth\lambda_{\text{eth}} (Etik Fren Katsayısı) değişkenini unutmayın. En komik kısmı da bu zaten. O kavanozdaki beynimiz, "Neden?" diye ilk mantıklı sorusunu sorduğu an, hepimiz topluca panikleyip fişini çekeceğiz. Tüm bu çaba, bilinçli bir varlık yaratıp ona beş dakikalık bir varoluşsal kriz yaşattıktan sonra imha etmek için. Ne kadar da insanca!
O yüzden siz devam edin, heyecanlanın. "Beyin 2.0" için ön siparişinizi verin. Ben burada, orijinal, organik, kablosuz modelimi kullanarak tüm bu olan bitenin görkemli, kozmik ironisine gülmeye devam edeceğim. Ne de olsa, bedavaya geldi...
- 3
- 3
- 2
- 1
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
Evrim Ağacı'na her ay sadece 1 kahve ısmarlayarak destek olmak ister misiniz?
Şu iki siteden birini kullanarak şimdi destek olabilirsiniz:
kreosus.com/evrimagaci | patreon.com/evrimagaci
Çıktı Bilgisi: Bu sayfa, Evrim Ağacı yazdırma aracı kullanılarak 09/06/2025 07:46:47 tarihinde oluşturulmuştur. Evrim Ağacı'ndaki içeriklerin tamamı, birden fazla editör tarafından, durmaksızın elden geçirilmekte, güncellenmekte ve geliştirilmektedir. Dolayısıyla bu çıktının alındığı tarihten sonra yapılan güncellemeleri görmek ve bu içeriğin en güncel halini okumak için lütfen şu adrese gidiniz: https://evrimagaci.org/s/20797
İçerik Kullanım İzinleri: Evrim Ağacı'ndaki yazılı içerikler orijinallerine hiçbir şekilde dokunulmadığı müddetçe izin alınmaksızın paylaşılabilir, kopyalanabilir, yapıştırılabilir, çoğaltılabilir, basılabilir, dağıtılabilir, yayılabilir, alıntılanabilir. Ancak bu içeriklerin hiçbiri izin alınmaksızın değiştirilemez ve değiştirilmiş halleri Evrim Ağacı'na aitmiş gibi sunulamaz. Benzer şekilde, içeriklerin hiçbiri, söz konusu içeriğin açıkça belirtilmiş yazarlarından ve Evrim Ağacı'ndan başkasına aitmiş gibi sunulamaz. Bu sayfa izin alınmaksızın düzenlenemez, Evrim Ağacı logosu, yazar/editör bilgileri ve içeriğin diğer kısımları izin alınmaksızın değiştirilemez veya kaldırılamaz.