Keşfedin, Öğrenin ve Paylaşın
Evrim Ağacı'nda Aradığın Her Şeye Ulaşabilirsin!
Paylaşım Yap
Tüm Reklamları Kapat

Ayten Teyze ölmüş.

10 dakika
49
Ayten Teyze ölmüş.
  • Blog Yazısı
Blog Yazısı
Tüm Reklamları Kapat

Kuşkusuz olarak kendimi sıcaklarından dolayı öldürmek istediğim bu yaz aylarında yan komşumuzun güldür güldür kesitleri izlemesiyle iyice çekilmez hale geldi.

Bir de sonunda yüksek sesle bağırmaları sebebiyle ölen cırcır böceklerini de unutmamak lazım, niye "cırcır" mesela niye "zız" veya "ben bi' gerizekalıyım" değil?

Oldum olası sevmedim rahatsız edici tınıda olan şeyleri, gerçi rahatsız eden bir şeyi kim niye sever ki? Fetişistler için değildir bu sorum.

Tüm Reklamları Kapat

Biraz haksızlık ettiğimi fark ettim, bana türlü olumsuzluklar yaşatan bazı durumlar başkaları için belki çok şey ifade ediyordur.

Daha iyi anlaşılması için basit ve konudan bağımsız olmayan bir örnekle devam ediyorum.

Babası cırcır böceği tarafından öldürülen bir çocuğa cırcır böcekleri çocuğun hayatı boyunca asla ona olumlu bir takım duygular yansıtmayacaktır.

Oysa başka bir çocuğun babası cırcır böceği koleksiyonu yaptığı için mutlu oluyor ve çocuğuna da bu mutluluğunu aktarıyorsa çocuk cırcır böceklerinin babasını mutlu ettiği gerçeğiyle birlikte daha samimi duygular içinde yaklaşacaktır cırcır böceklerine.

Tüm Reklamları Kapat

Cırcır böcekleri üstünden anlattığım bu olay kafanızı kaldırıp baktığınız ilk şey ile de eşleştirilebilir.

Sinekleri de oldum olası sevmemişimdir, konuyla bağlantısız olduğuna bakmayın bacağıma konan sinekten dolayı yazasım geldi.

Çokta yargılamak istemiyorum sineği çünkü bizi rahatsız etmesinin (ki yüksek ihtimal o rahatsız ettiğinin farkında bile değil) arkasında büyük bir anlam yatıyor olabilir, o sinek siz işyerinde ki çalışma arkadaşınızdır sorduğunuz soruya meşguliyetinden asla cevap vermeyen o kişi veya bir yere yetişmeye çalışıp aceleyle hareket ederken ucu size dokunan bir sakarlık yapan kişidir.

Ne olursa olsun sakarlığın acı verici sonuçları olabilir bu yüzden yapılan her eylemde mutlaka bir tedbir veya geri dönüş noktası bırakılmalıdır ki yaptığınız bir yerde oraya dönebilesiniz.

Evrim Ağacı'ndan Mesaj

Aslında maddi destek istememizin nedeni çok basit: Çünkü Evrim Ağacı, bizim tek mesleğimiz, tek gelir kaynağımız. Birçoklarının aksine bizler, sosyal medyada gördüğünüz makale ve videolarımızı hobi olarak, mesleğimizden arta kalan zamanlarda yapmıyoruz. Dolayısıyla bu işi sürdürebilmek için gelir elde etmemiz gerekiyor.

Bunda elbette ki hiçbir sakınca yok; kimin, ne şartlar altında yayın yapmayı seçtiği büyük oranda bir tercih meselesi. Ne var ki biz, eğer ana mesleklerimizi icra edecek olursak (yani kendi mesleğimiz doğrultusunda bir iş sahibi olursak) Evrim Ağacı'na zaman ayıramayacağımızı, ayakta tutamayacağımızı biliyoruz. Çünkü az sonra detaylarını vereceğimiz üzere, Evrim Ağacı sosyal medyada denk geldiğiniz makale ve videolardan çok daha büyük, kapsamlı ve aşırı zaman alan bir bilim platformu projesi. Bu nedenle bizler, meslek olarak Evrim Ağacı'nı seçtik.

Eğer hem Evrim Ağacı'ndan hayatımızı idame ettirecek, mesleklerimizi bırakmayı en azından kısmen meşrulaştıracak ve mantıklı kılacak kadar bir gelir kaynağı elde edemezsek, mecburen Evrim Ağacı'nı bırakıp, kendi mesleklerimize döneceğiz. Ama bunu istemiyoruz ve bu nedenle didiniyoruz.

Diktatör diye bağırıp hitlerin huzuruna çıkartılan ve "Ben Stalin'den bahsediyordum efendim." diyen o adam olmalısınız. Eğer o adam orda "Diktatör" diye bağırmak yerine "Diktatör Hitler" diye bağırsaydı yüksek ihtimal bu hatası onun hayatına mal olacaktı.

Telefona baktığım için aklıma geldi diye söylüyorum insanlık gerçekten çok şey başarmış. Elimde ki şeyin belirli yerlerine basarak benim için bir anlam taşıyan bir sürü kelime yazabiliyorum ve bu anlamları aynı şekilde anlayan diğer insanlara bile ulaştırabiliyorum. Ne kadar kötü şeylerin olma sebebi insanlar olsa da bazı amaçlar doğrultusunda iyi işler çıkabildiğine şahit olmak benim için gurur verici bir mesele olabiliyor.

Şahitliğin gurur verici bir mesele olmasının perde arkasında acı dolu bir deneyim olduğunun da farkındayım. Elimde şahitlik dışında gururlanabileceğim bir şeyin olmaması eksisi beni içten içe bazı problemlere itti şuan doğal olarak. Telefonun tarihinde ve bu zamana kadar olan gelişiminde hiç bir katkımın bulunmaması ve sadece parasını verip kullanabildiğim için kendimi övülebilecek bir noktaya getirmemin kendi kibrimin ve kabullenmeme isteğimin açığa çıkışı olarak yorumlanabilir. Bunu da pek inkar ettiğim söylenemez.

Bazı şeylerin derin bir anlam içeriyormuş gibi gösterilmesi için saçma sapan bir noktaya çekilmesi bana oldukça komik geliyor. Aslında içleri boş olan şeylerin çeşitli süslemelerle insanları tavlaması psikolojik olarak ne kadar cazip gelse de bunu yapan kişinin durumla içten içe dalga geçtiğine emin gibiyim. Eğer kişi o boş cümlelerin içinden kendine anlamlı çıkarımlar yapabiliyorsa ona lafım yok, belki de gerçekten bunların olmasının sebebi çıkarım yapmaktır.

Son zamanlarda arkadaşımın kafa yapısı yüzünden aklıma takılan bi' konu daha var onu da yazayım simdi.

Aslında kendime yazmış oluyorum neden karşılıklı bir diyalog halindeymişim gibi yazıyorum fikrim yok.

Tüm Reklamları Kapat

Konu anlık zevkler uğruna bir takım şeylerin kaybedilmesi.

Değeri bilinmeyen şeylerin değerlerinin o şeyi kaybedince ortaya çıkması gibi bi' söz var. Bu söz gerçekten çok doğru, size süreklilik halinde mutluluklar getiren bir şeyi kısa bir süre daha fazla mutlu olacağım diye kara deliğin içine atmaktır bu.

Minnettarlığınızı sergileyip ne kadar müteşekkir olduğunuzu söylemeniz gereken yerde durmamak gibi bir hata yapmaktır anlık zevk.

Tüm Reklamları Kapat

Daha fazlasının peşinden koşacağım diye elindekini kaybetmektir ve doğal olarak salaklıktır bu. Onursuzlukta hemen peşinden gelir bu saygısızlığın.

Ne kadar sahte davranışları sevmesem de bunu kendim de yapıyorum ve bu oldukça üzücü bir sonuca yol açıyor benim açımdan. Karşımdakini kırmamak için yaptığım bu davranış ne kadar zehirsiz ve pembe gibi gözükse de özünde ciyak ciyak bağıran, sesi kısık ve susturulmayan bir alarm haline geliyor. Yapılan her sahte davranış karşıya olumlu olarak geçtiği için karşıda ki kişi kendi sınırlarını da bu denli genişletmeye devam ediyor, her genişleme sahtelik yapan kişi için daha acı verici hale geliyor doğal olarak. Bu yüzden birilerini kenara çekip konuşmaktır olması gereken, hoşunuza gitmeyen şeyler kafa sallayarak onaylamak sizin düştüğünüz kuyunun daha uzun ve pürüzsüz olmasına yol açacaktır o kadar. Kuyunun sonunda olan kazıkların da ucu bir o kadar sivri olacaktır mutlaka. Bu yüzden sahtelikten uzak, dürüstlük ile yürümek lazım her daim.

Etkisinde kalmak aslında oldukça kötücül bir deneyim gibi geliyor. İzlediğin filmin etkisinde kalmak, babanın annen ile seviştiği gerçeğinin etkisi altında kalmak, çöpü karıştıran kedilerin etkisinde kalmak, ölen birinin arkasından bıraktığı bir şeyin sürekli olarak etkisinde kalmak olabilir. İzlediği mafya dizisinde ki karakterlerin havalı olduğunu düşünen bir insan, bu tür bir hayat yaşamak istediğini düşünüp yaptığı ilk "mafyamsı" davranışta aslında gerçekliğin içinde bu kadar kaybolmasının etkisini yüzüne sert bir şekilde çarpan bir balyozun hissettirdiği gibi hissedebilir.

Pokemon izleyen bir çocuk kendini o kadar kaptırabilir ki bunun sonucunda kendini pikachu sanıp camdan bile atlayabilir. Yaşandı, haberlerde izledik.

Tüm Reklamları Kapat

Agora Bilim Pazarı
Matematik Analiz 2
  • Boyut: 20,0*25,0
  • Sayfa Sayısı: 336
  • Basım: 1
  • ISBN No: 9786053556428
Devamını Göster
₺781.00
Matematik Analiz 2

İnsanlığın bu denli bir rol peşinde koşmaması gerekmesinin sebebi isteklerinin yerine getirilemeyecek kadar absürt, kurgunun var olmadığı kadar gerçek, yasaların ancak izin vereceği kadar özgür olabilmesidir ve final olarak bu imkansızlıkların gerçekliğiyle yüzleşmek istemediği için kafasını çevirmesidir. Olamayacak hayallerin peşinden koşmak mantıksızlıktan başka bir şey değildir.

Etkisinde kalmak her zaman rol üstlenmeye yol açmaz. Yaşamaman gereken bir şey yaşadığında eğer o şeyin etkisinden çıkamaz ve onu unutamazsan oldukça can sıkıcı şeyler olabilir.

Bu yüzden etkisinin kuvvetli olabileceği her olayın peşinden koşmamak gerekir, merak ve arzu uğrunda ilerlemek daha büyük şeylerin kaybına yol açabilir.

Yaşanılan her olay insanın üzerinde bazı izler bırakabilir, asıl önemli olan bu izlerin ne kadar belirgin ve kalıcı olduğudur. Her olayın üstü de tozlarla örtülmemelidir, gözle görülecek ve çıkarım yapılacak kadar belirgin ilerde sorun yaratmayacak kadar süreksiz olmalıdır etkiler.

Olmaması gereken şeyler olduysa bile bazen üstüne kapıyı kilitleyip anahtarı da parçalara ayırmak gerekebilir. Önemli olan kişinin kendisidir bu durumda, etki değil. Hata olabilir, aynı hata olamaz.

Normallerin arasında bile anormal farklar var.

Ne kadar uçuk örnekler olsa bile binlerce kilometre ötenizde ki bir yerde açlıktan kendi çocuklarını yemek oldukça normal bir şey olabilir. Bu alıntının ne kadar mide bulandırıcı ve acı verici olduğunun farkındayım ama alamadığım bir tablo olduğu için zihnimin bir kenarında yer edinmiş. Francisco Goya'nın "Kendi çocuklarını yiyen Satürn" tablosu

Neyse konumuz tablo değil, orada normal olarak karşılanan bir şeyin başka bir yerde anormal olarak karşılanması durum.

Bu durumda bize evrensel olarak "normallerin" değişebileceğini çok net olarak gösterir ama hangisi daha iyidir?

Bir kişinin mecburiyetten dolayı çocuğunu yemek zorunda kalması gerçekten kötü bir eylem midir?

Tüm Reklamları Kapat

Daha zararsız bir örnek üzerinden gidelim, çünkü çocukları çok sevdiğim için bunu yazması beni biraz yoruyor.

İzlediğim bir belgeselde insanların yaptığı yarışı izlemiştim, yüksek bir tepeden yuvarlak ve büyük bir peyniri yokuş aşağı bırakıyorlar ve insanlar bu peynire yetişmeye çalışıyor. Bu eylem sırasında sakatlananlar, götü başı çıkanlar hatta ölenler bile olabiliyormuş.

Fakat bu gelenek haline geldiği ve halk bu olaya oldukça sıradan yaklaştığı için bu tür zararlı durumlar onlara hiç bir şey hissettirmez haline gelmiş.

Sakatlanmak hatta ölmek uğruna bir peynirin arkasından bayır aşağı koşulur mu bilemiyorum, ama normal ve anormal ayrımının herkes için aynı olması en sağlıklı seçenek olabilirdi. Normalleri herkes için normalleştirmek için tüm dünyanın aynı devlet düzeni içerisinde yönetilmesi gerekebilir bunu da sadece Ak Parti yapar kardeşim!

Tüm Reklamları Kapat

Şimdi peynir peşinde koşanları bu durumdan dolayı yargılasam bu ne kadar normal olur acaba? Bilemedim, susuyorum.

Tablo konusu çok açıkta kaldı, o yüzden hikayenin tamamını anlatmaya karar verdim.

Satürn'ün 3 tane çocuğu oluyor, çocuklar doğduktan sonra Satürn'ün kulağına bir kehanet geliyor. Kehanette doğan çocuklardan birinin büyüdükten sonra Satürn'ün yerini alacağı ve onu tahtından indireceği söyleniyor.

Satürn kendi bulunduğu konumu kaybetmek istemediği için çocuklarını teker teker yemeye başlıyor, durumu fark eden anne çocuklardan birini yanına kaçırıyor ve bir çiftçiye veriyor.

Tüm Reklamları Kapat

Çiftçi çocuğu büyütüyor ve kehanet yerine geliyor, çocuk ve baba savaşıyor ve çocuk bu savaşın kazananı oluyor. Ardından babasını hapishaneye atıyor ve baba ömrü boyunca orada kalıyor.

Son zamanlarda bir çok şeyi umursamamaya başladım. Yürüyen insanlar, çalan kornalar, bebek ağlamaları, kum fırtınaları ve elektrik tellerine konmuş güvercinler bu duruma dahil.

Bu durumun ne kadar şahane bir şey olduğunu yeni kavradım, vurdum duymazlık yerinde olduğu zaman gerçekten işe yarayabiliyormuş.

Bana dokunmayan yılan bin yaşasın sözünün anlamını daha iyi kavradım böylece.

Tüm Reklamları Kapat

Düşünmek ve eylemleri insanlara göre yöneltmenin oldukça acı verici ve yorucu bir süreç olduğunu anladım bu sayede. Yolda yürürken yerde duran çöp poşetine vurarak havada sektirmek mesela, önemsiz ve zararsız olan bir eylemi yaparken bile bu kadar düşünmek eylemin önemliliğinin de önüne geçer bir hal alıyor genelde. Sonra geçip gidiyorum ve çöp poşetini sektirememem içimde kalıyor.

Sallanan salıncağı sallanmamak için kullanmak salıncağa ve insanlara yapılan en büyük yanlıştır. İnsanların yapabildiği şeylerin önüne geçmek belki de büyük bir icadın kablolarını sökmek anlamına gelir. Bu yüzden olması gereken veya yapıla bilinenin bozguncusu olmamak gerekir. Küçük detaylar, büyük olayların başlangıcı olabilir. Sallananları durdurmayın.

Dün güldür güldür kesitleri izleyen yan komşumuzun bugün annesi öldü. Uykum bu haberle bölündü kardeşim tarafından. "Banane" Diyerek uyumaya devam ettim, oysa Ayten Teyze arada bir şeyler yapıp gönderirdi bize ben de afiyetle yerdim.

Peki Ayten Teyze gerçekten onun ölüsünün "banane" denilerek kenara itilmesini hak etti mi?

Tüm Reklamları Kapat

Hak etmedi. Hak ettiği şeyi ben vermedim Ayten Teyzeye, veremedim değil vermedim. Hayatımın çoğu döneminde değerli olanın farkına varamadım, belki de varmak istemedim. Değerli olanın değerini fark ettirmenin hep beni geriye çektiğini düşündüm belki de. Yoksa değerli olanın farkına varmak gerçekten beni daha mı kötü hale getirirdi bilemiyorum.

İnsanlara iyi davranıp, sevgiyi dile getirmenin hep bazı kayıplara yol açtığını düşünmüşümdür. Olumlu eylemler karşı tarafın kibrini körükleyebilir, bunun sonucunda masanın etrafında sadece sizin oturduğunuz sandalye dolu kalabilir. Bu olayın yaşanabileceği korkusuyla hiç bir şey yapmadım çoğu zaman, neyin doğru neyin yanlış olduğunu tam anlamıyla kafamda oturtamayacak kadar kararsız olmam da bu durumun en büyük sebeplerinden biridir mutlaka.

Her şeye ve herkese bir kaç adım uzaklıkta durmak en güvenilir olanı gibi gelmiştir bana. Ne onu sıkacak kadar yakın, ne de aranız soğuyacak kadar uzak olmak. Çizgiyi geçmemek için kim bilir kaç kere kendimi durdurdum, ağzımı kapattım ve bir şeyleri sakladım bilemiyorum.

Ne olursa olsun bugünün değerini, bugünü değerli kılanlara atfetmek lazım diye düşünüyorum artık. Çok geç olmadan teşekkür edilmeli, sıkı bir kucaklaşma gerçekleşmeli. Adımlar kararsız kalmamalı ve eylemler tutarsız.

Tüm Reklamları Kapat

Ayten Teyze'den de özür dilemiş olayım bu vesileyle, sözlerim keskin ve gözlerim kara gibi gözükse de çoğu zaman geri dönüp bi' bakarım. Genellikle ne kadar geç kalmış olsam da.

Son günlerinde ne kadar beni unutmuş olsan da teşekkürler Ayten Teyzecim, artık bahçede ki eriklerini kendim koparır kendim yerim. Sen zaten istesen de getiremezsin.

Okundu Olarak İşaretle
2
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Paylaş
Sonra Oku
Notlarım
Yazdır / PDF Olarak Kaydet
Raporla
Mantık Hatası Bildir
Yukarı Zıpla
Bu Blog Yazısı Sana Ne Hissettirdi?
  • Muhteşem! 0
  • Tebrikler! 0
  • Bilim Budur! 0
  • Mmm... Çok sapyoseksüel! 0
  • Güldürdü 0
  • İnanılmaz 0
  • Umut Verici! 0
  • Merak Uyandırıcı! 0
  • Üzücü! 0
  • Grrr... *@$# 0
  • İğrenç! 0
  • Korkutucu! 0
Tüm Reklamları Kapat

Evrim Ağacı'na her ay sadece 1 kahve ısmarlayarak destek olmak ister misiniz?

Şu iki siteden birini kullanarak şimdi destek olabilirsiniz:

kreosus.com/evrimagaci | patreon.com/evrimagaci

Çıktı Bilgisi: Bu sayfa, Evrim Ağacı yazdırma aracı kullanılarak 03/05/2025 19:08:04 tarihinde oluşturulmuştur. Evrim Ağacı'ndaki içeriklerin tamamı, birden fazla editör tarafından, durmaksızın elden geçirilmekte, güncellenmekte ve geliştirilmektedir. Dolayısıyla bu çıktının alındığı tarihten sonra yapılan güncellemeleri görmek ve bu içeriğin en güncel halini okumak için lütfen şu adrese gidiniz: https://evrimagaci.org/s/15443

İçerik Kullanım İzinleri: Evrim Ağacı'ndaki yazılı içerikler orijinallerine hiçbir şekilde dokunulmadığı müddetçe izin alınmaksızın paylaşılabilir, kopyalanabilir, yapıştırılabilir, çoğaltılabilir, basılabilir, dağıtılabilir, yayılabilir, alıntılanabilir. Ancak bu içeriklerin hiçbiri izin alınmaksızın değiştirilemez ve değiştirilmiş halleri Evrim Ağacı'na aitmiş gibi sunulamaz. Benzer şekilde, içeriklerin hiçbiri, söz konusu içeriğin açıkça belirtilmiş yazarlarından ve Evrim Ağacı'ndan başkasına aitmiş gibi sunulamaz. Bu sayfa izin alınmaksızın düzenlenemez, Evrim Ağacı logosu, yazar/editör bilgileri ve içeriğin diğer kısımları izin alınmaksızın değiştirilemez veya kaldırılamaz.

Aklımdan Geçen
Komünite Seç
Aklımdan Geçen
Fark Ettim ki...
Bugün Öğrendim ki...
İşe Yarar İpucu
Bilim Haberleri
Hikaye Fikri
Video Konu Önerisi
Başlık
Kafana takılan neler var?
Gündem
Bağlantı
Ekle
Soru Sor
Stiller
Kurallar
Komünite Kuralları
Bu komünite, aklınızdan geçen düşünceleri Evrim Ağacı ailesiyle paylaşabilmeniz içindir. Yapacağınız paylaşımlar Evrim Ağacı'nın kurallarına tabidir. Ayrıca bu komünitenin ek kurallarına da uymanız gerekmektedir.
1
Bilim kimliğinizi önceleyin.
Evrim Ağacı bir bilim platformudur. Dolayısıyla aklınızdan geçen her şeyden ziyade, bilim veya yaşamla ilgili olabilecek düşüncelerinizle ilgileniyoruz.
2
Propaganda ve baskı amaçlı kullanmayın.
Herkesin aklından her şey geçebilir; fakat bu platformun amacı, insanların belli ideolojiler için propaganda yapmaları veya başkaları üzerinde baskı kurma amacıyla geliştirilmemiştir. Paylaştığınız fikirlerin değer kattığından emin olun.
3
Gerilim yaratmayın.
Gerilim, tersleme, tahrik, taciz, alay, dedikodu, trollük, vurdumduymazlık, duyarsızlık, ırkçılık, bağnazlık, nefret söylemi, azınlıklara saldırı, fanatizm, holiganlık, sloganlar yasaktır.
4
Değer katın; hassas konulardan ve öznel yoruma açık alanlardan uzak durun.
Bu komünitenin amacı okurlara hayatla ilgili keyifli farkındalıklar yaşatabilmektir. Din, politika, spor, aktüel konular gibi anlık tepkilere neden olabilecek konulardaki tespitlerden kaçının. Ayrıca aklınızdan geçenlerin Türkiye’deki bilim komünitesine değer katması beklenmektedir.
5
Cevap hakkı doğurmayın.
Aklınızdan geçenlerin bu platformda bulunmuyor olabilecek kişilere cevap hakkı doğurmadığından emin olun.
Size Özel
Makaleler
Daha Fazla İçerik Göster
Popüler Yazılar
30 gün
90 gün
1 yıl
Evrim Ağacı'na Destek Ol

Evrim Ağacı'nın %100 okur destekli bir bilim platformu olduğunu biliyor muydunuz? Evrim Ağacı'nın maddi destekçileri arasına katılarak Türkiye'de bilimin yayılmasına güç katın.

Evrim Ağacı'nı Takip Et!
Yazı Geçmişi
Okuma Geçmişi
Notlarım
İlerleme Durumunu Güncelle
Okudum
Sonra Oku
Not Ekle
Kaldığım Yeri İşaretle
Göz Attım

Evrim Ağacı tarafından otomatik olarak takip edilen işlemleri istediğin zaman durdurabilirsin.
[Site ayalarına git...]

Filtrele
Listele
Bu yazıdaki hareketlerin
Devamını Göster
Filtrele
Listele
Tüm Okuma Geçmişin
Devamını Göster
0/10000

Bize Ulaşın

ve seni takip ediyor

Göster

Şifremi unuttum Üyelik Aktivasyonu

Göster

Şifrenizi mi unuttunuz? Lütfen e-posta adresinizi giriniz. E-posta adresinize şifrenizi sıfırlamak için bir bağlantı gönderilecektir.

Geri dön

Eğer aktivasyon kodunu almadıysanız lütfen e-posta adresinizi giriniz. Üyeliğinizi aktive etmek için e-posta adresinize bir bağlantı gönderilecektir.

Geri dön

Close