Keşfedin, Öğrenin ve Paylaşın
Evrim Ağacı'nda Aradığın Her Şeye Ulaşabilirsin!
Paylaşım Yap
Tüm Reklamları Kapat

Andımız'ın Tarihçesi? Kaldırılması ile İlgili Nedenler?

Röportaj ve Eleştirisel Olarak Sizlerle

13 dakika
1,384
Andımız'ın Tarihçesi? Kaldırılması ile İlgili Nedenler? DevianArt
  • Blog Yazısı
Andımız
Blog Yazısı
Tüm Reklamları Kapat

Önsöz

Önsöze nasıl başlayacağımı ve tam manâsıyla ne yazacağımı bilmediğim, çok ince ve sıkıntılı bir konuymuş gibi günümüzde bir tabu halini almış ve lanse edilmiş, aslında biraz durup düşünüldüğünde çokta elzem bir konu olmayan Andımız konusu, geçmişe baktığımızda; her sabah gerek kışın dondurucu soğunda gerek yağmurlu havada gerekse geç kaldığımızda andımızdan sonra sınıflara yetişmeye çalıştığımız, her sabah kürsüye çıkıp okumak için parmak kaldırmaya çalıştığımız ya da çekinip öğretmen görmesin diye sıranın en arkasına geçtiğimiz, sırf kürsüde andımızı okumak için okula erken saatte gidip sıranın en önüne çantalarımızı koyup beklediğimiz o güzel günler akla gelince akan gözyaşımızda anlıyoruz Andımızı.

Ne kadar Cumhuriyetin manevî duygularını ağacın yaşken eğildiği gibi Andımız sayesinde birçok nesli daha henüz çocukken vatan ve millet duygularını, okul sevincini aşıladığımızı anlayınca konunun bu kadar bir hayli tabusallaşmaması gerektiğini anlıyor insan.

Andımızı bilmeyen genç nesillerimize ve kardeşlerimize sormak istiyorum kiminiz her sabah okula gitmek için can atıyor? Hanginiz her okul çıkışı akşamın bitmesini dört gözle bekleyip, okula gitmek için sabahı iple çekiyor? Bir mi? İki mi? Üç mü? Cevabı bizler biliyoruz. Sıfır... Aranızda bazılarınız ben diyen olsada ya daha okula yeni başlamışsınızdır ya da mezunu bekleyen son sınıf.

Tüm Reklamları Kapat

Birlikteliğin olduğu zamanlara tarihte bir yolculuk yapalım mı? Bu blogda hem tarihçesini öğrenip hemde o zamanlara ait öğrencilerin hangi duygular beslediğini hep beraber görelim.

Tarihçesi

Ülkemiz’deki İlköğretim Okullarında 1933-2013 yılları arasında her sabah öğrencilere bir tören ile okutulmuş olan bağlılık yeminidir. Ülkemiz Cumhuriyeti’nde ulus devletin değerlerinin  vatandaşlara aktarılması ve içselleştirilmesinin bir aracı olarak işlev görmüştür. Metin, 1933 yılında dönemin Millî Eğitim Bakanı Reşit Galip tarafından kaleme alınmış ve yazılmıştır. 1933 senesinin 23 Nisan kutlamalarında bizzat kendisi tarafından Ankara’da bir törende toplanan çocuklara hep bir ağızdan söylettirildi.

Ülkemizde bu yemin metninin bir tören ile öğrencilere okutulması, ulusal değerleri yücelten bir eğitim anlayışının bir parçası olarak değerlendirilmiştir. Öğrenci andı, KKTC’de devletin kuruluşundan beri okutulmaya devam edilmektedir.

Dönemin Millî Eğitim Bakanı Reşit Galip, Cumhuriyetin 10. yılında 23 Nisan 1933 sabahı çocuklarına kendi yazdığı bir andı okutmuş ve o gün Çocuk Haftası’nın açılış konuşmasında şu konuşmayla duyurmuştur:

Tüm Reklamları Kapat

“Çocuklar, güzel yüzlü Türk yavruları, Büyük Millet Kurultayının Gazi babanızın eliyle açıldığı gündür. Bunu bayram edinmeniz, ey Türk çocukları, öz kurultayın açıldığı, öz devletin kurulduğu günü kendi bayramınız için seçmeniz ne mutlu buluş!... Büyük Türk yarınının yapıcıları arasına girmek için şimdiden hazırlanan güzel çocuklar, daima kulağınızda çınlasın ki çalışkan olmayan Türk sayılmaz, ahlaklı olmayan Türk olamaz. Şimdiden bağırarak söylüyorum ki sizlerden çalışmayanlar, iyi yetişmeğe kulak asmayanlar bizim yarınki düşmanlarımızdır. Budunlar içinde bir ve eşsiz Türkün güzel çocukları, Türklüğün büyük yarını sizin görünüşte mini mini dayanıksız, fakat hakikatte sağlam ve dayanıklı omuzlarınızdadır. Bunu düşünün bilin, anlayın ve bir an bile unutmayın.

Size bütün şu işi veriyorum, bayramınız biter bitmez mekteplerinize döndüğünüz ilk günden başlayarak birinci derse girdiğiniz zaman sınıflarınızda hep birden ve her gün şu sözleri tekrarlayacaksınız:

Türküm, doğruyum, çalışkanım. / Yasam: Küçükleri korumak, büyüklerimi saymak, yurdumu, budunumu özümden çok sevmektir. / Ülküm: Yükselmek, ileri gitmektir. / Varlığım Türk varlığına armağan olsun.”

Afet İnan’ın aktarımına göre, bu nutuk 24 Nisan 1933 tarihli Hâkimiyet-i Milliye gazetesi baş sayfasında "Türk Çocuğu Yasası" başlığıyla haber oldu. "Öğrenci Andı" olarak bilinen metin, bu konuşmanın ardından Bakanlıkça yayımlanan bir genelge ile Cumhuriyet'in 10. yılından başlayarak okullarda sürekli hep bir ağızdan okutuldu. Öğrenci Andı'nın amacı, anlamı ve öğrencilere nasıl kavratılacağı 18 Mayıs 1933 tarih ve 1749/42 sayılı “Talebenin Her Gün Tekrar Edeceği İbare Hakkında" başlıklı Bakanlık genelgesinde açıklandı ve genelge ilkokullar yönetmeliğinde yer aldı. Metin, 1972 ve 1997 yılında çeşitli değişikliklere uğradı.

Evrim Ağacı'ndan Mesaj

Evrim Ağacı'nın çalışmalarına Kreosus, Patreon veya YouTube üzerinden maddi destekte bulunarak hem Türkiye'de bilim anlatıcılığının gelişmesine katkı sağlayabilirsiniz, hem de site ve uygulamamızı reklamsız olarak deneyimleyebilirsiniz. Reklamsız deneyim, sitemizin/uygulamamızın çeşitli kısımlarda gösterilen Google reklamlarını ve destek çağrılarını görmediğiniz, %100 reklamsız ve çok daha temiz bir site deneyimi sunmaktadır.

Kreosus

Kreosus'ta her 50₺'lik destek, 1 aylık reklamsız deneyime karşılık geliyor. Bu sayede, tek seferlik destekçilerimiz de, aylık destekçilerimiz de toplam destekleriyle doğru orantılı bir süre boyunca reklamsız deneyim elde edebiliyorlar.

Kreosus destekçilerimizin reklamsız deneyimi, destek olmaya başladıkları anda devreye girmektedir ve ek bir işleme gerek yoktur.

Patreon

Patreon destekçilerimiz, destek miktarından bağımsız olarak, Evrim Ağacı'na destek oldukları süre boyunca reklamsız deneyime erişmeyi sürdürebiliyorlar.

Patreon destekçilerimizin Patreon ile ilişkili e-posta hesapları, Evrim Ağacı'ndaki üyelik e-postaları ile birebir aynı olmalıdır. Patreon destekçilerimizin reklamsız deneyiminin devreye girmesi 24 saat alabilmektedir.

YouTube

YouTube destekçilerimizin hepsi otomatik olarak reklamsız deneyime şimdilik erişemiyorlar ve şu anda, YouTube üzerinden her destek seviyesine reklamsız deneyim ayrıcalığını sunamamaktayız. YouTube Destek Sistemi üzerinde sunulan farklı seviyelerin açıklamalarını okuyarak, hangi ayrıcalıklara erişebileceğinizi öğrenebilirsiniz.

Eğer seçtiğiniz seviye reklamsız deneyim ayrıcalığı sunuyorsa, destek olduktan sonra YouTube tarafından gösterilecek olan bağlantıdaki formu doldurarak reklamsız deneyime erişebilirsiniz. YouTube destekçilerimizin reklamsız deneyiminin devreye girmesi, formu doldurduktan sonra 24-72 saat alabilmektedir.

Diğer Platformlar

Bu 3 platform haricinde destek olan destekçilerimize ne yazık ki reklamsız deneyim ayrıcalığını sunamamaktayız. Destekleriniz sayesinde sistemlerimizi geliştirmeyi sürdürüyoruz ve umuyoruz bu ayrıcalıkları zamanla genişletebileceğiz.

Giriş yapmayı unutmayın!

Reklamsız deneyim için, maddi desteğiniz ile ilişkilendirilmiş olan Evrim Ağacı hesabınıza yapmanız gerekmektedir. Giriş yapmadığınız takdirde reklamları görmeye devam edeceksinizdir.

Reşit Galip'in metni hazırlarken, daha önce okul kitaplarında yazılmış olan metinlerden etkilenmiş olduğu düşünülür. Metin, Reşit Galip’in sivil vatandaş idealinden uzaklaşan ve II. Dünya Savaşı’nın ortamına uygun olan "asker vatandaş" yetiştirme idealini gösterdiğine inanılır. Genel olarak milliyetçi bir metin sayılan ant, çeşitli kesimlerce faşist yorumlar içeren ant olarak incelendiği doğrulanmıştır.

Reşit Galip ve Andımız Görseli
Reşit Galip ve Andımız Görseli
ekovitrin.com

Kronolojik Sıraya Göre Andımız

1933 Andımız:

Türk'üm, doğruyum, çalışkanım.

Yasam, küçüklerimi korumak, büyüklerimi saymak, yurdumu, budunumu özümden çok sevmektir.

Ülküm, yükselmek, ileri gitmektir.

Varlığım Türk varlığına armağan olsun.

Tüm Reklamları Kapat

1972 Andımız:

Türk'üm, doğruyum, çalışkanım.

Yasam, küçüklerimi korumak, büyüklerimi saymak, yurdumu, milletimi özümden çok sevmektir.

Tüm Reklamları Kapat

Ülküm yükselmek, ileri gitmektir.

Varlığım Türk varlığına armağan olsun.

Ey bu günümüzü sağlayan, Ulu Atatürk: açtığın yolda,

kurduğun ülküde, gösterdiğin amaçta hiç durmadan yürüyeceğime ant içerim.

Tüm Reklamları Kapat

Agora Bilim Pazarı
Kolektif Siyaset Seti (7 Kitap)

Bedreddin: Hayatı ve Düşünceleri

Murat Küçük

“Adil bir dünyanın özlemini duyuyordum. O dünyada hepimize yer olmalıydı. Oysa iktidar savaşlarıyla birbirini boğazlayan orduların ayakları altındaydı insanlık. Yoksulların çaresizliğini düşündükçe bir şeyler yapmamız gerektiğini hissediyordum.”

Söz konusu Şeyh Bedreddin olunca yanıtları belki de her daim muğlak sorularla baş başa kalırız. Bir medrese âlimiyken neden tasavvuf yolunda menzil almıştır? Fikirlerinin Anadolu ve Balkanlar’da bu kadar etkili olabilmesinin nedeni nedir? Dinlerin eşitliğine dair düşüncelerinde Hıristiyan-Helen köklerinin etkisi var mıdır? İsyancılara atfedilen özel mülkiyet karşıtı fikirlerin ilham kaynağı gerçekten Şeyh Bedreddin midir? Börklüce Mustafa ve Torlak Kemal’le yolları nasıl kesişmiştir? İsyanı planlamış mıdır yoksa rüzgârın yönüne doğru mu yürümüştür sadece?

Murat Küçük zihninde bu sorularla altı yüzyıl önceye gidip söyleşiye davet ediyor Bedreddin’i. Daha yakından tanımak istiyor bu akılcı fıkıh âlimi, gönül gözü açık sufi ve isyankarların yoldaşı şeyhi… Tarihin karanlıklarında kalmış olayları hayali bir Bedreddin’le aydınlatma emeliyle akıl ve kalple dolu bir yolculuğa çıkarıyor bizleri.

Okuyucuya Not: Hayali söyleşiler, dünyayı değiştiren, onu anlamamızı sağlayan önemli isimlerle tanışmak veya onları yeniden keşfetmek isteyenlere keyifli bir okuma sağlamak amacıyla hazırlandı. Bu söyleşiler hayal ürünü olsa da biyografik gerçeklere dayanıyor.

Gezi Ruhu ve Politik Teori

Murat Özbank

2013 yılının Haziran ayında, Taksim Meydanı ve Gezi Parkı’nı dolduran çok dilli, çok dinli, çok ideolijili, çok kimlikli insan çoğulluğu arasında bir “ruh” dolaştı: özgürlük ve demokrasi ruhu. Bu ruh, Türkiye’de siyasal hayatı ve siyasal tahayyülü derinden etkileyebilecek gelişmelerin ve arayışların yolunu açtı. Peki nasıl doğmuş, nasıl büyümüştü bu ruh? Dile gelecek olsa hangi kavramlarla konuşur, nasıl bir kuramsal zemine yaslanırdı?

Gezi Ruhu ve Politik Teori bu sorulara yanıt arayan, öznellikle nesnelliği, bir siyaset gözlemcisinin kavramsal bakışıyla bir katılımcının heyecan, umut ve öfkesini harmanlayan, hem politik hem de teorik bir kitap. Bir yandan 2013 Haziran’ının o ateşli günleri üzerine yeniden düşünmek için bir fırsat veriyor, bir yandan da Weber, Arendt, Schumpeter ve Habermas’ın siyasete dair teorileri ve kavramlarıyla tanıştırıyor bizi. Hem politikaya ve politik teoriye merak duyanlar için bir başlangıç sunuyor, hem de Gezi olaylarının demokratik siyasetin bugünü ve geleceği açısından anlamı üzerine düşünmek isteyenlere özgün, berrak ve samimi bir üslupla rehberlik ediyor.

Gezi Ruhu ve Politik Teori olayların gerçekliğini doğrudan sunan bir fotoğraf değil, çıplak gözle görülenlerin gerisindeki ruhu, “Gezi Ruhu”nu yansıtan bir portre çalışması. Tam da o ruhun içerdiği öznelerarası niteliğe uygun şekilde…

WEBER’DEN ARENDT’E GEZİ’DE POLİTİK GÜÇ VE ŞİDDET

ERDOĞAN’DAN SCHUMPETER’E GEZİ’DE DEMOKRASİ VE POLİTİK MEŞRUİYET

GEZİ’DEN HABERMAS’A DEMOKRASİ VE İNSAN HAKLARI

İşgal Et-İtaatsizlik Üzerine Üç Tez

W. J. T. Mitchell, Bernard E. Harcourt, Michael Taussig

Occupy hareketinin bir başka örneği de 2013 yılında Gezi Parkı Direnişi’yle Türkiye’de yaşandı. Direnişle birlikte Türkiye’de birçok ezberin bozulduğuna şüphe yok. Peki, Tahrir Meydanı’yla Zuccotti Park’ın “işgal”inin ardından tüm dünyayı etkisi altına alan bu hareketin temeli neye dayanıyor, talebi ne?

İşgal Et, Orta Doğu’dan New York, Chicago, Londra, Berlin, Frankfurt, Quebec ve Hong Kong gibi şehirlere uzanan “kamusal alanı işgal etme” eylemlerinin dinamiklerini üç farklı açıdan ele alıyor.

Taussig’in, eylemcilerin işgal ettiği Zuccotti Park üzerine kendi gözlemlerini etnografyayla harmanlayarak yazdığı açılış makalesinin ardından Bernard E. Harcourt “sivil itaatsizlik” ile “siyasi itaatsizlik” arasındaki önemli farkı inceliyor. Occupy Wall Street eylemcilerinin “siyasi itaatsiz”ler olarak, yani siyasi söylemleri ve stratejileri reddederek yeni, radikal bir protesto biçimini nasıl hayata geçirdiklerini gözler önüne seriyor. Son olarak medya eleştirmeni ve kuramcısı W. J. T. Mitchell, Occupy imgelerinin kitle iletişim araçları ve sosyal medya aracılığıyla tüm dünyaya yayılmasını mercek altına alıp devrim anıtı olarak “boş alan”ın nasıl kullanıldığını irdeliyor.

“Belirli talepleri olmadığı için Occupy hareketinin ilkel ve dağınık olduğunu düşünüyorlar. Sanki eşitlik bir talep, üstelik bireyi de gerçekliği de yeniden tanımlayan hem ahlaki hem ekonomik bir talep değilmiş gibi.”

-Michael Taussig

“İktidarla uzlaşmayı, geleneksel siyasete uymayı, kurallara göre oynamayı en baştan reddeden Occupy yeni bir siyasi angajman, yeni bir siyaset biçimi yarattı. Geleneksel siyasetin kelime haznesine meydan okuyan, kullandığımız grameri muğlaklaştıran, siyasetin dilini bütün oyunbazlığıyla çarpıtan yeni bir angajman biçimiydi bu.”

-Bernard E. Harcourt

“Belki de ‘boş alan’ yalnızca devrimin değil… gelecek yeni bir demokrasi, yeni bir küresel düzen ihtimalinin de tek gerçek anıtıdır.”

-W. J. T. Mitchell

Marcel Duchamp ve İşin Reddi

Maurizio Lazzarato

Zamanı ve dünyayı yaşamanın bambaşka bir yolu olarak tembel eylem!

“Duchamp kapitalist toplumdaki vazife, rol ve ölçülere teslim olmayarak hem sanatsal hem de ücretli işi inatla reddetmiş, üstelik sanatın ve sanatçının tanımlarına meydan okumakla da yetinmemiştir.” Onun radikal eylemsizliği kapitalist toplumun üç sacayağına birden meydan okumasından ileri gelir: Mübadele, mülkiyet ve emek.

Maurizio Lazzarato, Marcel Duchamp’ın yerleşik iktidar ilişkilerini askıya almanın, politik kırılmayı mümkün kılan koşulları yaratmanın ve yeni bir öznelliğin inşasının başlangıç noktası olarak tanımladığı “işin reddi” ve “tembel eylem” kavramlarını, hem sosyoekonomik bir eleştiri hem de felsefi bir kategori olarak ele aldığı kitabında, henüz çözülememiş bir ihtilafa işaret ederek Duchamp üzerinden yeni bir kapı aralıyor: “Amaçlanan çalışmama özgürlüğü müdür yoksa çalışarak özgürlüğe kavuşmak mıdır?”

“İşin reddi” ve “tembel eylem” bir olanağa işaret eder ve “Olanak bir zerreciktir,” der Duchamp. Artık aynı şekilde görüp aynı şekilde duymadığımız bu olanağa erişmekse başka bir yaşam biçimine bağlıdır, “zerreciğin tembel sakinleri” gibi.

Marx Okumak

Slavoj Žižek , Frank Ruda ve Agon Hamza

Bu kitapta sunulan felsefi okuma, Marx ile Platon, Descartes ve Hegel arasında üretken olabilecek kısa devreler sunmak üzere şekilleniyor: Kapitalist mağarada Platoncu Marx, öznellik düşmanlarına öznelliği savunan Kartezyen Marx, emek temelinde özilişkisel bir olumsuzluk gören Hegelci Marx bir araya geliyor.

Günümüzün önemli Marksist düşünürlerinden Žižek, Ruda ve Hamza, cesur bir felsefi hamleyle Marx’ı yeni bir özgürleşme siyasetine zemin sunabilecek tarzda yeniden yorumluyorlar. Sonuçta, parçacık fiziğinden güncel siyasi eğilimlere uzanan bir turla kapitalizmin içinde bulunduğu krize farklı bir yaklaşım getiren muhayyel, yaratıcı ve deneysel bir okuma çıkıyor karşımıza.

“Çok yerinde bir zamanlamayla kaleme alınmış bu eserde yazarlar, alışılagelmiş şekilde Hegel eleştirisi üzerinden Marx’ı anlama yaklaşımını tersine çeviriyor, işe Marx’tan başlayıp sonra Hegel’e dönüyorlar. Önümüze yepyeni bir entelektüel ufuk açıyorlar.”

Kojin Karatani

“Marx Okumak bizi günümüzde Marx’ın kazandığı yeni önemi anlamaya çağırdığı kadar, felsefe ile Marx’ı buluşturmanın gücünü de ortaya koyuyor. Her sayfası felsefi bir Marksizmi nasıl tasavvur edilebileceğini ortaya koyan ilham verici fikirlerle dolu.”

Todd McGowan, Vermont Üniversitesi

Mümkün Ütopya: Yaşanabilir Bir Toplum İçin Stratejiler

Michael Albert

“Zihinler değişiyor. Rejimler çöküyor. Yeni yapılar doğuyor. Çalkantılı zamanlar, çalkantılı değişimler yaşanıyor. Yine de zaferin kaçınılmaz olduğunu söyleyemeyiz. Peşine düşülen hedeflere erişmek için insanlar acı ve öfkeden sıyrılıp harekete geçmeli, bölünmüşlükten beraberliğe ve mücadeleden zafere yürümeli. Anlık zaferlerin ötesinde yeni toplumsal ilişkiler biriktiren ve çeşitlendiren kazanım yörüngelerine ihtiyacımız var.”

“Yeni bir toplum yaratma yolunda aktivist bir ‘toplumsal değişim ekibi’ işe nereden başlayacağını, nihai hedefini ve başlangıç noktasından bitiş noktasına nasıl gideceğini bilmek zorundadır. Bu kitabın konusu işte tam olarak budur.”

Mümkün Ütopya yaşanılabilir bir toplum için yeni seçenekler, davranışlar ve sonuçlar doğuracak yeni uygulamalar üzerine bir çalışma. Michael Albert mevcut gerçekliğe dair kıyamet senaryolarının kurgulandığı günümüzde sabırlı, ağırbaşlı ve cüretkâr olmanın altını çizerek “İnsanların küçümsendiği bir sığınak yerine karşılıklı yardım için bir aracıya dönüşen hareketleri” nasıl yaratabileceğimize kılavuzluk edecek bir teori ortaya koyuyor. Bunu yaparken bizi bir arada tutan hükümet, ekonomi, akrabalık ve kültürün birbirleriyle, değişimle ve tarihle ilişkisini anlamaya ve bildiğimiz toplumsal hiyerarşileri yaratmadan işlevlerini nasıl yerine getirebileceklerini görmeye yardımcı oluyor.

Birbirimiz adına nasıl harekete geçebiliriz?

Harekete geçtiğimizde karşılıklı olarak nasıl fayda sağlarız?

Kendimizi nasıl örgütleriz?

Siyasal bağlantılarımız sebebiyle ne tür faydalar ve sorumluluklar ediniriz?

İnsanlar bir toplumsal harekete katıldıktan ve o hareketin tanımlanmış hedefleriyle aynı çizgiye geldikten sonra neden o hareketi terk ederler?

Mevcut kurumların kalıcılığını önden kabullenerek yalnızca kötü yanlarını iyileştirmekle mi yetineceğiz (yani reformist olacağız) yoksa mevcut kurumları ihtiyaç duyulan işlevlerini yeni yollarla karşılayan yeni kurumlarla mı değiştireceğiz (yani devrimci olacağız)?”

“Mümkün Ütopya adil bir dünya yaratabilecek dinamik bir hareket isteyen aktivistlerin yüzleştiği birçok soruyu yanıtlıyor.”

Bill Fletcher, Jr.

Rota

Politikada Yönümüzü Nasıl Bulacağız?

Bruno Latour

“Yaşayabileceğimiz bir toprağı nasıl bulacağız? […] Nereye gideceğimizi de, nasıl yaşayacağımızı da, kimlerle birlikte yaşayacağımızı da bilmiyoruz. Bir yer bulmak için ne yapmalıyız? Yönümüzü nasıl bulacağız?”

Toprak mefhumunun yapısı değişiyor, tüm aidiyetler dönüşüm sürecinde, herkes evrensel anlamda paylaşılabilir bir dünyanın, içinde yaşanabilir bir toprağın eksikliğiyle karşı karşıya ve yerküre direnmeye başladı; tarihte ilk defa insan toplumları, yer sisteminin insan eylemine verdiği tepkileri kavramak zorunda… Bruno Latour, Rota’da çizdiği bu manzaranın “belli bir tarihsel eğrinin sonu”na işaret ettiğini iddia ediyor ve bunu toplumsal sınıf mücadelesinin, bir jeo-toplumsal yer mücadelesine dönüşümü olarak yorumluyor.

Latour dünyanın karşılaştığı üç büyük sorunu bu dönüşüm temelinde değerlendirerek göç krizinin, iklim durumunun inkârının ve inanılmaz boyutlara ulaşan eşitsizliğin aslında tek bir olay olduğunu iddia ediyor. Artık Küresellik/Yerellik, Sağ/Sol, Batı hayranlığı/karşıtlığı üzerinden politika yapmanın geçersiz kaldığını, onun yerine “Modernleşmenin birbiriyle çelişkili kıldığı, aslında birbirini tamamlayan iki hareketi” gözetmemiz gerektiğini söylüyor: bir yandan toprağa bağlanmak, öte yandan dünyasallaşmak.

Devamını Göster
₺1,000.00
Kolektif Siyaset Seti (7 Kitap)

Ne mutlu Türk'üm diyene.

1997 Andımız:

Türk'üm, doğruyum, çalışkanım,

İlkem: küçüklerimi korumak, büyüklerimi saymak, yurdumu, milletimi özümden çok sevmektir.

Ülküm: yükselmek, ileri gitmektir.

Ey Büyük Atatürk!

Açtığın yolda, gösterdiğin hedefe durmadan yürüyeceğime ant içerim.

Varlığım Türk varlığına armağan olsun.

Ne mutlu Türk'üm diyene!

Türkiye'deki klasik bir öğrenci andı tablosu
Türkiye'deki klasik bir öğrenci andı tablosu
Wikipedia

Andımızın Tarihçesi ve 80 yıllık içindeki değişimini öğrendiğimize göre, Andımızın kimine göre önemli kimine göre önemsiz olduğunu siz okuyucuların takdirine bıraktığımı bilmenizi isterim. Bu yaşadığımız son dönemlerde belkide son 10 yıl içinde ülkemiz ve dünya genelinde her konuda ve olayda bir kutuplaşma içerisinde olduğumuz aşikar, kimi savunduğunu bilmezken kimisi her konuda kendini haklı görürken, kimileri bu kutuplaşmadan kendi çıkarlarını gözetlerken, bir çoğumuz da bunları görüp üç maymunu oynuyorken birbirimize olan o eski günlerdeki saygınlığı beklemek ne kadar doğru? Andımızın kaldırılmasının doğru mu yanlış mı olduğunu düşünmeden önce, kendimize bu soruyu sorup ardından bu konunun cevabını aramak daha doğru olmaz mı?

Tüm Reklamları Kapat

Sosyal medya ve cep telefonu bağımlılığı yüzünden kendisini bilgili ve alim zannedenler ve bu kendini bilmezlerin laflarına ve sözlerine kanıp neden birbirimizi yiyoruz bunu sorgulamamız gerekmez mi?

Kaldırıldığında ne kazandık? Kaldırılmadan önce nasıldık? Sorularına cavap bulamazken kitabın ortasından başlar gibi birbirimizi yiyor ve cevap bulmaya çalışıyoruz. Aslında cevap bulmayada çalışmıyoruz üste çıkmaya çalışıyoruz.

Şimdi bazılarınız şunu demeden ben diyeyim. Bu dediklerin Andımız ile ne alakası var diye, bu sorunuzun cevabını birkaç kişiyle özel yaptığım röportajımda ulaşabileceğinizi düşünüyorum.

Röportajlar

1. Röportaj: “C. Abanuzoğlu(K), 1979 Ankara doğumlu, Kemal Atatürk İlköğretim Okulu’ndan 1990-91 senesinde Mezun olmuştur. Ortaokulunu Atasülün Ortaokulu’nda öğrenim görüp 1993-94 eğitim ve öğretim senesinde mezun olmuştur. Lise öğrenimini Dikmen Lisesinde, Üniversite öğrenimini Bankacılık ve Sigortacılık Lisans bölümünden mezunluğu yapmıştır. Şunda evli ve 2 çocuk annesidir. İş hayatında başarılı ve önemli bir rol oynamaktadır.”

Tüm Reklamları Kapat

Soru: - Öğrencilik döneminizdeki kişiliğinizi birkaç kelime ile özetler misiniz?

  • Cevap: - İlkokul ve Ortaokulda; iddialı ve gözüpek bir öğrenciydim, başarılı bir öğrencilik kariyerim olmuştu. Sürekli sınıfbaşkanı seçilirdim, bir öğretmenin öğrencileri hükmettiği gibi bende lider ruhlu biri olarak sınıfta öğretmen olmadığında sınıftakileri ben idare ederdim. Hatta bir keresinde boş bir derste öğretmenimizin olmadığı birgünde sınıf başkanı olarak tüm sınıf sessiz durumdayken yan sınıfın öğretmeni görünce sınıfta öğretmen var sanmıştı.

Soru: - Mezun olmanız hayatınızı olumlu ya da olumsuz yönden nasıl etkiledi?

  • Cevap: - Üniversitede istediğim bölümü kazanamadım, çünkü o sene babamın vefatı nedeniyle dershaneye gidemememiştim, babamın vefatı benim hayatımı sekteye uğrattı diyebilirim.

Soru: - İlkokula giderken Andımız hakkında düşünceniz neydi?

  • Cevap: - Andımız hakkında pek bir düşüncem olmamıştı. Hem utanarak ve çekinerek okuyup ama aynı zamanda coşkuyla okuduğumuz bir rütin haline gelmiş törendi.

Soru: - Mezun olduktan sonra Andımız hakkında bir düşünceniz oldu mu?

Tüm Reklamları Kapat

  • Cevap: - Ortaokula geçtiğimizde okumadığımız için garipsemiştim, zira 4 senelik ilkokul hayatımın hergününde andımız ile derse başladığımız için Ortaokulda garipsemiştim.

Soru: - Andımız kaldırıldığında ilk ne hissettiniz?

  • Cevap: - Hiç haberim olmadıki kaldırıldığından (gülerek).

Soru: - Andımız hiç olmasaydı öğrencilik kişiliğinizde ne gibi farklılıklar olurdu?

  • Cevap: - Sözlerinden her okumamızda etkilenir, söylenilen gibi olmaya çalışırdım. Tabii ki Andımız olmamış olsaydı bunun bilincinde olmamış olacaktım.

Soru: - Şimdiki öğrenciler hakkındaki düşünceleriniz nedir? Ne gibi farklılıklar olduğunu düşünüyorsunuz?

  • Cevap: - Şimdiki öğrenciler bizim zamanımızdakine göre, kendilerini daha rahat göstermeye çalışıyorlar ama bunu disiplinsizlikle karıştırıyorlar. Bizler daha saygılıydık, kurallara uyardık şimdiki öğrenciler kural tanımıyor gibiler. Yani bizden ders çalışırken çok fazla materyalleri var biz öyle değildik internet dahi yoktu, ansiklopedi ya da kütüphanelere giderek derslerimizi tamamlardık.

2. Röportaj: “F. Taşkan(K) 1990, Yozgat doğumlu, İlk ve Orta öğrenimini Feyzullah Bektaş İlköğretim okulundan 2004-05 eğitim ve öğretim yılında mezun oldu. Lise öğrenimini açıköğretimden mezun olmuştur. Güvenlik görevlisi olarak iş hayatına devam etmektedir."

Tüm Reklamları Kapat

Soru: - Öğrencilik döneminizdeki kişiliğinizi birkaç kelime ile özetler misiniz?

  • Cevap: - Heyecanlı ve başarılı olarak söyleyebilirim. Biraz hırçın, aynı zamanda içime kapanık ve asosyel biriydim.

Soru: - Mezun olmanız hayatınızı olumlu ya da olumsuz yönden nasıl etkiledi?

  • Cevap: - Mezuniyet günüm benim için okulun bittiği gündü çünkü birdaha okula gidemeyecektim.

Soru: - İlkokula giderken Andımız hakkında düşünceniz neydi?

  • Cevap: - Andımız hakkındaki tek düşüncem bir an önce o kürsüye çıkıp Andımızı okumaktı.

Soru: - Mezun olduktan sonra Andımız hakkında bir düşünceniz oldu mu?

Tüm Reklamları Kapat

  • Cevap: - Okullarda okunmamsına çok üzülmüştüm.

Soru: - Andımız kaldırıldığında ilk ne hissettiniz?

  • Cevap: - Bunu hiç düşünmedim.(şaşkın bir ifade ile)

Soru: - Andımız hiç olmasaydı öğrencilik kişiliğinizde ne gibi farklılıklar olurdu?

  • Cevap: - Onu okurken çok büyük bir coşku vardı. Olmamış olsaydı o coşku belkide hiç olmaya bilirdi

Soru: - Şimdiki öğrenciler hakkındaki düşünceleriniz nedir? Ne gibi farklılıklar olduğunu düşünüyorsunuz?

  • Cevap: - Bilmiyorum değerlerden yoksun bir öğrenci kitlesi görüyorum. Ne diyebilirim ki.

3. Röportaj: “B. Mercan(E), 2009 Kalecik doğumlu İlköğretimini Mehmet Akif İlkokulu’nda okuyup Ortaokul öğrenimini Mimar Sinan Ortaokulu’nda tamamlamıştır. Şuanda Vecihi Hürkuş Anadolu Lisesi 2. sınıf öğrencisi olarak öğrencilik kariyerine devam etmektedir. Karadeniz Üniversitesi Yazım Mühendisliğini okumak istemektedir.”

Tüm Reklamları Kapat

Soru: - Soruyu biraz değişteriyim zira öğrencilik kariyerin devam etmekte. İlk ve Ortakul döneminizdeki kişiliğinizi birkaç kelime ile özetler misiniz?

  • Cevap: - İlk okulun vermiş olduğu heyecandan dolayı ilk seneler ailemin baskılarından da dolayı derslerim güzeldi ve çalışkandım, haylaz ve hiperaktif bir çocuktum Hocamız sürekli annemi okula çağırırdı. Hatta bu sebepten dolayı bir süre pskolojik destek görmüştüm. Ortaokula geçtiğimde ailemin iş hayatından dolayı 6. sınıfta ilk cep telefonum olmuştu derslerimdeki başarılarım azalmıştı. Sosyalmedya gruplarında takılıyordum. Ya da diğer arkadaşlarımla Clash of Clans oynuyorduk. Abi biraz uzun uzun anlattım ama (istemsizce gülmeye başlar)

Soru: - Mezun olmanız durumunda hayatınızı olumlu ya da olumsuz yönden etkiler mi?

  • Cevap: - Hayatımda bir şey değişmez zaten tek istediğim biran önce mezun olup şehirdışına çıkmayı istiyorum.

Soru: - Araya girip sorun olmazsa neden?

  • Cevap: - Ailevi sorunlar abi yaa! Herkeste olduğu gibi(gülerek)

Soru: - Peki Üniversiteye gidince sence herşey düzelecek mi? Ailenle olan sorunların geçecek mi?

Tüm Reklamları Kapat

  • Cevap: - Bilmiyorumki Abi yaa (gülerek), bende o soruyu kendime soruyorum biliyormusun? Düzelmezsede yapacağım bir şey yok ben bir şey kaybetmem kaybeden onlar olur. (yüzünü kaçırarak ve güler bir şekilde)

Soru: - Andımızı biliyor musun?

  • Cevap: - Atatürk’ün çocuklara mı ne söylettirdiği şey değil mi abi neydi o ya (gülerek) bilmiyorum vallaha abi ya bana tarih sorma ben sayısalcıyım (gülmeye devam eder)

Röportajcı araya girer ve Andımızı anlatır

Soru: - Andımız Hakkındaki düşünceni soracağım ama bilmiyorsun! (gülerek)

  • Cevap: - Abi sanki duymuştum sosyalmedyada kaldırılması ile alakalı olması lazım unuttum ama pek bir düşüncem yok yani abi (gülerek)

Soru: - O zaman son soruya geçeyim çünkü diğer soruların cevabı sende yok (gülerek) Şimdiki öğrenciler hakkındaki düşüncelerin nedir?

Tüm Reklamları Kapat

  • Cevap: - Bende bir öğrenciyim herkesi destekliyorum kafanıza göre yaşayın bu baskıdan ve... abi hangi kanalda yayınlanacak... (etrafı diğer öğrenci ve insanlarla dolan röportajcıya, hangi kanal ve sosyalmedyada yayınlancağı sormaya başlarlar, siyasî cevaplar vermeye çalıştığı için yarıda bitirmek zorunda kalmıştır)

“Araya girip tekrar uzun uzun felsefe yapmama gerek yok herşey ortada, kardeşimizin bir suçu yok onu suçlayamayız tıpkı bizler gibi çocukluk dönemlerimizde ne şartlarda büyüyüp ona göre bilinçlendiysek bu ve diğer kardeşlerimiz ve evlatlarımızda bu devre göre bilinç halinde, gelecekte ne olacağını bilemeyiz ne değişeceğini 30’a yakın kişi ile röportaj yaptım lakin ancak 3 kişi paylaşmamda sorun olmayacağını söyledi. Ama diğer yaptığım röportajlarda verilen cevaplar birbirlerine çok yakın asıl beni şaşırtan ise gençlerle yaptığım röportaj oldu. Birbilerine o kadar çok benzer cevaplar, mimikler, vücut dilleri, göz temasından kaçınma gibi duygusal hareketler beni oldukça şaşırtmıştı. Basit olarak görülen bir konuymuş gibi görüle bilir lakin bir çocuğun gelişmesinde az da olsa payı olabileceğini düşünüyorum baştada dediğim gibi buna sizler karar verin istiyorum. Ama bu konu beni derinden etkiledi diyebilirim kafamda kurmuş olduğum bazı tabuu ve kalıpları yıktı bakış açımı değiştirdi diyebilirim.”

Andımızın Kaldırılması

Çözüm süreci kapsamında yapılan birtakım yasal değişikliklerle ve bazı çeşitli sebeplerin olduğunu dile getirip 2013'te Türkiye'de okullarda okunması uygulamasına son verildi. Türk Eğitim Sendikasının uygulamanın sonlandırılmasına ilişkin olarak Danıştay’da açtığı davanın sonucunda Danıştay 8. Dairesi, 2018 yılında oy çokluğuyla aldığı kararda, andı yürürlükten kaldıran düzenlemenin iptaline karar verdi. Ancak bu karar, yürütme tarafından uygulamaya alınmadı. Millî Eğitim Bakanlığı, kararı temyiz etti ve dosya Danıştay İdari Dava Daireleri Kuruluna geldi. Kurul, 13 Mart 2021'de itirazı oy çokluğuyla kabul ederek, Danıştay 8. Dairesinin yönetmeliği iptal eden kararını kaldırdı.

“Röportajı yapmamda bana yardımcı olan arkadaşlarıma ve soruları cevaplamakta gönüllü olan Cennet Abanuzoğlu, Fatma Taştan ve Bora Mercan’a katkılarından dolayı sonsuz teşekkürler diliyorum. Gönüllü olupta daha sonra vazgeçen, maddî anlamda karşılık bekleyen, linçleyen ve zorbalayan; kardeşlerime, abilerime ve ablalarıma hayatlarının geri kalanında başarılar diliyor. Okuduğunuz için teşekkür ediyoru. Saygı ve sevgi ile berebar...”

Okundu Olarak İşaretle
5
1
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Paylaş
Sonra Oku
Notlarım
Yazdır / PDF Olarak Kaydet
Raporla
Mantık Hatası Bildir
Yukarı Zıpla
Bu Blog Yazısı Sana Ne Hissettirdi?
  • Muhteşem! 2
  • Tebrikler! 2
  • Bilim Budur! 1
  • Mmm... Çok sapyoseksüel! 1
  • Güldürdü 1
  • İnanılmaz 1
  • Umut Verici! 1
  • Merak Uyandırıcı! 1
  • Üzücü! 1
  • Grrr... *@$# 1
  • Korkutucu! 1
  • İğrenç! 0
Kaynaklar ve İleri Okuma
  • Y. Akyüz. (2012). Türk Eğitim Tarihi. ISBN: 9789758792399. Yayınevi: Pegem Akademi.
  • S. Kartal. Türkiye Cumhuriyeti’nin Eğitim İdeolojisi Ve “Andimiz” Metni. Alındığı Tarih: 3 Ocak 2025. Alındığı Yer: dergipark | Arşiv Bağlantısı
  • Ş. Turan. Dr. Reşit Galip'in Atatürk'e Yakınmaları. Alındığı Tarih: 3 Ocak 2025. Alındığı Yer: dergipark | Arşiv Bağlantısı
  • Milliyet. ‘Andımız Faşist Bir Zihniyetin Yansıması’. Alındığı Tarih: 3 Ocak 2025. Alındığı Yer: Milliyet | Arşiv Bağlantısı
  • TRT Haber. İlkokullarda 'Andımız' Kalkıyor. Alındığı Tarih: 3 Ocak 2025. Alındığı Yer: archivemd | Arşiv Bağlantısı
  • Youtube. Dönemin Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan'ın Öğrenci Andı Hakkında Açıklamaları. Alındığı Tarih: 3 Ocak 2025. Alındığı Yer: YouTube | Arşiv Bağlantısı
  • S. Türkiye. Devlet Madalyalarından Atatürk Kabartması Yine Çıkarıldı. Alındığı Tarih: 3 Ocak 2025. Alındığı Yer: Sputnik Türkiye | Arşiv Bağlantısı
Tüm Reklamları Kapat

Evrim Ağacı'na her ay sadece 1 kahve ısmarlayarak destek olmak ister misiniz?

Şu iki siteden birini kullanarak şimdi destek olabilirsiniz:

kreosus.com/evrimagaci | patreon.com/evrimagaci

Çıktı Bilgisi: Bu sayfa, Evrim Ağacı yazdırma aracı kullanılarak 06/05/2025 05:53:51 tarihinde oluşturulmuştur. Evrim Ağacı'ndaki içeriklerin tamamı, birden fazla editör tarafından, durmaksızın elden geçirilmekte, güncellenmekte ve geliştirilmektedir. Dolayısıyla bu çıktının alındığı tarihten sonra yapılan güncellemeleri görmek ve bu içeriğin en güncel halini okumak için lütfen şu adrese gidiniz: https://evrimagaci.org/s/19506

İçerik Kullanım İzinleri: Evrim Ağacı'ndaki yazılı içerikler orijinallerine hiçbir şekilde dokunulmadığı müddetçe izin alınmaksızın paylaşılabilir, kopyalanabilir, yapıştırılabilir, çoğaltılabilir, basılabilir, dağıtılabilir, yayılabilir, alıntılanabilir. Ancak bu içeriklerin hiçbiri izin alınmaksızın değiştirilemez ve değiştirilmiş halleri Evrim Ağacı'na aitmiş gibi sunulamaz. Benzer şekilde, içeriklerin hiçbiri, söz konusu içeriğin açıkça belirtilmiş yazarlarından ve Evrim Ağacı'ndan başkasına aitmiş gibi sunulamaz. Bu sayfa izin alınmaksızın düzenlenemez, Evrim Ağacı logosu, yazar/editör bilgileri ve içeriğin diğer kısımları izin alınmaksızın değiştirilemez veya kaldırılamaz.

Aklımdan Geçen
Komünite Seç
Aklımdan Geçen
Fark Ettim ki...
Bugün Öğrendim ki...
İşe Yarar İpucu
Bilim Haberleri
Hikaye Fikri
Video Konu Önerisi
Başlık
Kafana takılan neler var?
Gündem
Bağlantı
Ekle
Soru Sor
Stiller
Kurallar
Komünite Kuralları
Bu komünite, aklınızdan geçen düşünceleri Evrim Ağacı ailesiyle paylaşabilmeniz içindir. Yapacağınız paylaşımlar Evrim Ağacı'nın kurallarına tabidir. Ayrıca bu komünitenin ek kurallarına da uymanız gerekmektedir.
1
Bilim kimliğinizi önceleyin.
Evrim Ağacı bir bilim platformudur. Dolayısıyla aklınızdan geçen her şeyden ziyade, bilim veya yaşamla ilgili olabilecek düşüncelerinizle ilgileniyoruz.
2
Propaganda ve baskı amaçlı kullanmayın.
Herkesin aklından her şey geçebilir; fakat bu platformun amacı, insanların belli ideolojiler için propaganda yapmaları veya başkaları üzerinde baskı kurma amacıyla geliştirilmemiştir. Paylaştığınız fikirlerin değer kattığından emin olun.
3
Gerilim yaratmayın.
Gerilim, tersleme, tahrik, taciz, alay, dedikodu, trollük, vurdumduymazlık, duyarsızlık, ırkçılık, bağnazlık, nefret söylemi, azınlıklara saldırı, fanatizm, holiganlık, sloganlar yasaktır.
4
Değer katın; hassas konulardan ve öznel yoruma açık alanlardan uzak durun.
Bu komünitenin amacı okurlara hayatla ilgili keyifli farkındalıklar yaşatabilmektir. Din, politika, spor, aktüel konular gibi anlık tepkilere neden olabilecek konulardaki tespitlerden kaçının. Ayrıca aklınızdan geçenlerin Türkiye’deki bilim komünitesine değer katması beklenmektedir.
5
Cevap hakkı doğurmayın.
Aklınızdan geçenlerin bu platformda bulunmuyor olabilecek kişilere cevap hakkı doğurmadığından emin olun.
Size Özel
Makaleler
Daha Fazla İçerik Göster
Popüler Yazılar
30 gün
90 gün
1 yıl
Evrim Ağacı'na Destek Ol

Evrim Ağacı'nın %100 okur destekli bir bilim platformu olduğunu biliyor muydunuz? Evrim Ağacı'nın maddi destekçileri arasına katılarak Türkiye'de bilimin yayılmasına güç katın.

Evrim Ağacı'nı Takip Et!
Yazı Geçmişi
Okuma Geçmişi
Notlarım
İlerleme Durumunu Güncelle
Okudum
Sonra Oku
Not Ekle
Kaldığım Yeri İşaretle
Göz Attım

Evrim Ağacı tarafından otomatik olarak takip edilen işlemleri istediğin zaman durdurabilirsin.
[Site ayalarına git...]

Filtrele
Listele
Bu yazıdaki hareketlerin
Devamını Göster
Filtrele
Listele
Tüm Okuma Geçmişin
Devamını Göster
0/10000

Bize Ulaşın

ve seni takip ediyor

Göster

Şifremi unuttum Üyelik Aktivasyonu

Göster

Şifrenizi mi unuttunuz? Lütfen e-posta adresinizi giriniz. E-posta adresinize şifrenizi sıfırlamak için bir bağlantı gönderilecektir.

Geri dön

Eğer aktivasyon kodunu almadıysanız lütfen e-posta adresinizi giriniz. Üyeliğinizi aktive etmek için e-posta adresinize bir bağlantı gönderilecektir.

Geri dön

Close