Keşfedin, Öğrenin ve Paylaşın
Evrim Ağacı'nda Aradığın Her Şeye Ulaşabilirsin!
Kafana takılan neler var?
Aklımdan Geçen
Komünite Seç
Aklımdan Geçen
Fark Ettim ki...
Bugün Öğrendim ki...
İşe Yarar İpucu
Bilim Haberleri
Hikaye Fikri
Video Konu Önerisi
Başlık
Kafana takılan neler var?
Gündem
Bağlantı
Ekle
Soru Sor
Stiller
Kurallar
Komünite Kuralları
Bu komünite, aklınızdan geçen düşünceleri Evrim Ağacı ailesiyle paylaşabilmeniz içindir. Yapacağınız paylaşımlar Evrim Ağacı'nın kurallarına tabidir. Ayrıca bu komünitenin ek kurallarına da uymanız gerekmektedir.
1
Bilim kimliğinizi önceleyin.
Evrim Ağacı bir bilim platformudur. Dolayısıyla aklınızdan geçen her şeyden ziyade, bilim veya yaşamla ilgili olabilecek düşüncelerinizle ilgileniyoruz.
2
Propaganda ve baskı amaçlı kullanmayın.
Herkesin aklından her şey geçebilir; fakat bu platformun amacı, insanların belli ideolojiler için propaganda yapmaları veya başkaları üzerinde baskı kurma amacıyla geliştirilmemiştir. Paylaştığınız fikirlerin değer kattığından emin olun.
3
Gerilim yaratmayın.
Gerilim, tersleme, tahrik, taciz, alay, dedikodu, trollük, vurdumduymazlık, duyarsızlık, ırkçılık, bağnazlık, nefret söylemi, azınlıklara saldırı, fanatizm, holiganlık, sloganlar yasaktır.
4
Değer katın; hassas konulardan ve öznel yoruma açık alanlardan uzak durun.
Bu komünitenin amacı okurlara hayatla ilgili keyifli farkındalıklar yaşatabilmektir. Din, politika, spor, aktüel konular gibi anlık tepkilere neden olabilecek konulardaki tespitlerden kaçının. Ayrıca aklınızdan geçenlerin Türkiye’deki bilim komünitesine değer katması beklenmektedir.
5
Cevap hakkı doğurmayın.
Aklınızdan geçenlerin bu platformda bulunmuyor olabilecek kişilere cevap hakkı doğurmadığından emin olun.
Size Özel
Makaleler
İnceleme
Yusuf Baran
Yusuf Baran
58.2K UP
İnceleyen10 1 gün önce
Okuduğum en iyi kitaplardan biriydi. Bu kitap yapacaklarımızın bir sınırının olmadığını, özgürlüğün hepimizde doğuştan var olduğu fakat bizim bu özgürlüğü göremediğimizi, bazı şeylerin yanlış anlaşılmasının ne gibi sorunlara yol açtığını anlatan bir kitap. Ayrıca benim şöyle düşünmemi sağladı, biz kuşların uçma özelliklerini özgürlük olarak görüyoruz ve imreniyoruz fakat onlar bunun değerini bilmiyor, uçmak onlara sadece hayatta kalabilmeleri için bir özellik gibi geliyor. Bu ne kadar da kötü bir şey. Ha birde kitap 152 sayfa olmasına rağmen bunun en az 40 sayfası resimlerden oluşuyor. Yani oldukça kısa 1,5 saatte bitirebileceğiniz bir kitap. Kısa olması ve resimli olması da akıcı hissettirdi.

Sonuç olarak kitap çok akıcı, maceralı ve felsefi bir kitap olmuş. Çok beğendiğim bir kitap.
9.9/10
(80 Kişi)
Puan Ver
Orjinal Adı : Jonathan Livingston Seagull
İnceleme Yaz
Sonra Okuyacaklarıma Ekle
2
0 Yorum
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Tüm Reklamları Kapat
Ögetay Kayalı
Yazar 19 Aralık 2022 4 dk.

Özellikle askeri amaçlarla kullanılan kızılötesi kameralar, gece vakti dahi insanların görünmesini sağlar. Aslında bu kameralar da normal kameralar gibi çalışır, fakat gerçekleşen olay biraz daha farklıdır. Belki de soruyu şu şekilde sormak daha uygundur: Bazı şeylerin kızılötesi kamerada görünme sebebi nedir? 

Bir nesnenin görülebilmesi için iki temel durum vardır: Birincisi gündelik hayatta en çok deneyimlediğimiz, bir ışık kaynağından çıkan fotonların, cisimden yansıyarak gözümüze ulaşmasıdır. Cisim ışığın belirli dalga boylarını soğururken, belirli dalga boylarını yansıtır; bu da onun spesifik bir renkte görünmesine sebep olur. İkinci durum ise, kaynağın kendisinin gözlemidir. Kaynak sıcak bir cisimdir ve kendi ışımasını yapar çünkü belirli bir sıcaklığa sahip her cisim ışıma yapar. Öyleyse bir cisim iki şekilde görünür:

49
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Eser
Ece Müker
Ece Müker
538.8K UP
Eseri Ekleyen 6 gün önce Film
Puan Ver
Orjinal Adı : Johnny Puff: Secret Mission
İnceleme Yaz
Sonra İzleyeceklerime Ekle
Yaşam Ağacı Gözlemi
Ayşe Yılmaz
Ayşe Yılmaz
89.5K UP
Gözlemi Yapan 4 gün önce Türkiye, Çankırı
Çankırı merkezde, bir parkta kaydedilmiştir.
2
0 Yorum
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Seda Baştürk
Seda Baştürk
193.5K UP
Çeviren 2 Aralık 2020
Kim kimi seyrediyor? Ay’ın bir kaya duvarındaki boşluktan görülen bu görseli, size doğru bakan dev bir göz gibi görülüyor. Ekim ayının sonlarında çekilen bu görsel ikiliyi kaydetmek için sadece tek bir pozlama gerekse de, çok fazla planlamaya ihtiyaç vardı. Fotoğrafçının hedefine hassas zamanlama sayesinde ulaşıldı. Neredeyse dolunay olan Ay’ın, göz şeklindeki yaydan görünmesi için hassas konumlandırma gerekiyordu. Ay’ın açısal boyutunun, kayadan yayın içine sığması iyi bir şans eseriydi. Tüm planın çalışması için ise açık bir gökyüzüne ihtiyaç vardı. Görünürde tesadüf gibi görünen bir araya gelme durumu, aslında üç akıllı telefon uygulaması yardımıyla tasarlandı. Görseldeki erozyonla oyulmuş kumtaşı kemer, milyonlarca yıl yaşında ve ABD, Utah, Moab yakınlarında bulunan Arches Ulusal Parkı‘nda bulunan binlerce doğal kaya kemerlerinden yalnızca biri. Bunun aksine görseldeki Ay, Dünya üzerindeki her yerden gökyüzüne bakıldığında bulunabilir.
6
0 Yorum
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Deha Kaykı
Deha Kaykı
199.3K UP
Yazar 21 Ocak 2024 33 dk.

Günümüzde gerçekleşen habitat kayıpları biyoçeşitliliğin hızla azalmasına neden olmaktadır. Nesli tükenmekte olan türler; iklim değişikliği, avlanma, kirlilik ve habitat kaybı gibi birçok faktöre maruz kalarak dünya üzerindeki varlıklarını devam ettirmeye çalışmaktadır. Özellikle de yaşanan habitat kayıpları birçok türün neslinin tükenme tehlikesi altına girmesinin başlıca nedenlerinden biridir. Bu durum, türlerin göç yollarını keserek ve nüfuslarını azaltarak onları olumsuz etkilemektedir. Bu sorunların ortaya çıkmasındaysa insan etkisi önemli bir yer tutmaktadır. Hızla artan nüfus ve talepler, doğal kaynakların aşırı kullanımına ve ekosistemlerde daha fazla baskıya neden olmaktadır.

Dolaysıyla nesli tükenmekte olan türleri ve habitat kayıplarını durdurmak için eyleme geçilmesi gerekmektedir. Koruma çabalarını, doğal yaşam alanlarının sürdürülebilir kullanımını teşvik etmek ve nesli tükenmekte olan türleri korumak için stratejiler geliştirmek üzerine odaklanılmalıdır. Bu durum, koruma projelerine ve stratejilerine var olan ihtiyacı artırarak ekosistemlerdeki türlerin genetik çeşitliliği, doğal yaşam alanlarını ve ekosistem işlevselliğini koruma çabalarını içeren koruma biyolojisi (İng: "conservation biology") alanın doğmasını sağlamaktadır. Koruma biyolojisi kapsamında koruma projelerini gerçekleştiren bilim insanları, bazı durumlarda ekosistemleri ya da ekosistem birimlerini incelemek ve bunların tamamını korumaya yönelik tedbir almak yerine belirli bir ekosistem bütününü temsil eden temsilci türlere (İng: "representative species") odaklanmaktadır. Bu makalede koruma planlamaları, koruma planlamalarında kullanılan tür çeşitleri, koruma biyolojisi ve koruma biyolojisinin alt araştırma alanları gibi konular ele alınacaktır.

26
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Fatih Birinci
Fatih Birinci
400.2K UP
Yazar 3 Aralık 2018 10 dk.

Sabah gün daha tam ağarmadan uyanmışsınız. Yağan yağmuru görüp hayıflanıyor, ne giymeniz gerektiğine karar vermeye çalışıyorsunuz. Geçici bir süreliğine girdiğinizi düşündüğünüz işte 5. yılınızı doldurmuşsunuz. Evden çıkmaya hazır hale geldiğiniz on beş dakika içinde aynı rutinler, aynı beğenmediğiniz sistem, aynı sıkıcı ve boş günlük yaşam meşgaleleri zihninize boca oluyor. Zaten kahvaltı yapmıyorsunuz. Giderken bir simit alır, iş yerinde de bir hazır kahve içersiniz olur biter. Esasında kahvaltıyı seviyorsunuz ama bu şekilde değil. Hafta sonundaki geç ve uzun kahvaltılara bayılıyorsunuz. Zaten düşündüğünüzde, yapmaktan zevk aldığınız hemen her şeyi hafta sonu yapıyorsunuz. O bile tam değil, çünkü pazar günü öğleden sonra başlayan pazartesi sendromu, o gününüzün de yarısını götürüyor.

“Bir buçuk gün” diye düşünüyorsunuz, “tüm hafta yaptığım her şey, katlandığım her şey, her sıkıntı bir buçuk günümü kazanmak için.”

179
1
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
İnceleme
Alparslan Bozkan
İnceleyen 5 gün önce
ya bu ne allah askina
İnceleme Yaz
Sonra İzleyeceklerime Ekle
2
0 Yorum
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Çağrı Mert Bakırcı
Yazar 6 Ekim 2012 32 dk.

Uyarı: Bu yazımızda pornografi tüketimi ve bunun sağlık ile ilişkisinden söz etmekteyiz. İçerikte, pornografik herhangi bir detaya yer vermemekteyiz ve işin bilimsel tarafına odaklanmaktayız. Ancak yerleşik kurala uyarak, 18 yaşından küçük okurlarımız için uygun olmayabileceğini belirtmek istiyoruz.

Pornografi (ya da kısa adıyla porno), cinsel organları ve cinsel faaliyeti içeren herhangi bir materyalin, genellikle estetik veya duygusal sebeplerden ziyade, erotik duyguların uyarılması amacıyla açık olarak sergilenmesi ve ifade edilmesi demektir. Pornografi, illâ sanal ortamda olmak zorunda değildir, bir canlının, bir diğer çifti (veya daha çok sayıda bireyi) cinsel ilişki sırasında gözlemesine, daha doğrusu cinsel ilişki içerisinde olan grubun, bu aktiviteyi diğer bireylere açık halde yapmasına pornografi (kelime anlamıyla "cinsel içeriğin teşhiri") denir.

238
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Pedram Türkoğlu
Yazar 28 Haziran 2022 16 dk.

İlk Jurassic Park (1993) üçlemesinden sonra Jurassic World (2015) üçlemesi de Jurassic World: Dominion (2022) filmi ile son yolculuğuna uğurlandı. Her ne kadar Jurassic World (2015) adeta ilk filmin yeniden yapımı (remake) gibi olsa da, üzücü bir şekilde Jurassic World: Fallen Kingdom (2018) üzerine hiçbir şey koyamamıştı. Serinin son filmi Jurassic World: Dominion (2022) ise büyük umutlar vaat etti, ancak nostaljiden beslenme umudu ile beklentileri karşılayamayan çerezlik bir aksiyon filminden öteye gidemiyor.

Jurassic World: Dominion (2022) filminin yönetmenliğini yine Collin Trevorrow üstleniyor. Senaryosu Collin Trevorrow ve Emily Carmichael tarafından yazıldı. Uyarlandığı hikâyenin kökeni Michael Crichton’ın efsanevi romanı Jurassic Park'a dayanıyor. Son üçlemeden "yeni" diye bahsediyoruz, ama eklenen birkaç genetiği değiştirilmiş tür dışında hikâye ve bilimkurgu fikri açısından orijinal seriden pek farkı yok.

77
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Selçuk Kandemir
Seslendiren 31 Mart 2024 5:35
1415 Agincourt Savaşı'nda okçuların parmaklarının kesildiğine ve nihayetinde bu kesilen parmakların gösterilmesinin bir zafer işaretine dönüştüğüne yönelik...
24
Evrim Ağacı'ndan Mesaj

Evrim Ağacı üyeliği tamamen ücretsiz ve sitemizi çok daha etkili, interaktif ve keyifli bir şekilde kullanmanızı sağlayacak. Üye değilseniz, birkaç saniyede üyelik oluşturabilirsiniz! Üyeyseniz de giriş yapmanızı tavsiye ederiz.

Alper Kaan Selçukoğlu
Yazar 16 Ekim 6 dk.

2024 Nobel Kimya Ödülü'nün AlphaFold ve Rosetta projelerinin öncü isimlerine verilmesi, yapay zekânın bilimsel dönüm noktalarına ulaşmadaki önemini bir kez daha vurguladı. Fizik alanında yapay zekâ çalışmalarına verilen 2024 Nobel Ödülü'nün ardından bu ödül de, yapay zekâ destekli bilimsel atılımları tanımaya devam etti. Ödülün kazananları arasında, Google DeepMind'dan John Jumper ve Demis Hassabis ile Washington Üniversitesi'nden David Baker bulunuyor. Jumper ve Hassabis, protein yapılarını tahmin etmede çığır açan AlphaFold adlı yapay zekâ aracını geliştirirken, Baker ise yapay zekâ desteğiyle protein tasarımında devrim yaratan çalışmalarıyla tanınıyor.[1]

Proteinler vücudumuzdaki hücrelerin çalışması için gerekli olan temel moleküllerdir, hücrelerin işleyişini sağlarlar. Bu nedenle proteinlerin nasıl bir yapıya sahip olduğunu anlamak onların nasıl çalıştığını ve hangi işlevleri yerine getirdiklerini çözmemize yardımcı olur. Bilim insanları 2020 yılının sonuna gelindiğinde yaklaşık 100.000 proteinin yapısını keşfetmişlerdir. Ancak doğada çok daha fazla protein vardır ve bu milyarlarca protein dizisinin yapısını deneylerle çözmek yıllar alır. Bu zorlu süreç nedeniyle bilim insanları, proteinlerin yapısını daha hızlı ve kolayca tahmin edebilecek bir yönteme ihtiyaç duymaktadırlar.

20
3
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
İnceleme
A. Ömer Yiğit
A. Ömer Yiğit
37.6K UP
İnceleyen10 16 Kasım 2021
Çok geniş bir yelpazede inanılmaz olaylar anlatan bir gazeteci Coşkun Aral. Anı/hikaye dinlemeyi, gezmeyi sevenlerin; farklı yer ve kültürleri merak edenlerin izlemesi gereken kanallardan biri.
Youtube Kanalı
10.0/10
(14 Kişi)
Puan Ver
İnceleme Yaz
Sonra İzleyeceklerime Ekle
6
0 Yorum
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Bekir Sami
Makine Mühendisi 3 gün önce Sen de Cevap Ver
Bu soru, Muhammet Yaman tarafından sorulmuştur.

DirectML huerzaman daha iyi bir tercihtir başka şeylere bulaşma ihtiyaçlarını karşılar tek başına. Hem çoğu sistem için daha avantajlı çözümlenebilir ama diğer taraftan cudaya baktığında büyük noksanlık var DirectML e göre

2
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Evrim Ağacı'na Destek Ol
Söz
Ayşegül Ulusoy
Ayşegül Ulusoy
20.0K UP
Alıntıyı Ekleyen 1 gün önce
İnsan bilmediği konularda hep abartılı fikirlere sahip olur.
Kaynak: yabancı
4
0 Yorum
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Ufuk Derin
Ufuk Derin
3.3M UP
Aktaran 6 gün önce 3 dk.

İngiliz evrimsel biyolog J.B.S. Haldane'nin, Tanrı varsa böceklere karşı özel bir sevgi beslediğini esprili bir şekilde ifade ettiği söylenir. Bu söz, aslında önemli bir gerçeği ifade ediyordu. Yaşam ağacı oldukça düzensiz bir yapıya sahiptir. Yaşayan veya soyu tükenmiş tüm türlerin bulunduğu bu soy ağacı, bazı yerlerde kısa dallardan oluşan sık bir çalılığa benzerken, bazı yerlerde ise seyrek ama uzun dalları vardır. Ayrıca birkaç grup baskın olma eğilimindedir. Haldane'ın belirttiği gibi, yaşayan böceklerin %40'ından fazlası kınkanatlı, kuşların %60'ı ötücü kuş ve bitkilerin %85'inden fazlası çiçekli bitkilerden oluşmaktadır.

Peki, birkaç büyük grubun bu kadar yoğun tür çeşitliliği barındırması, Dünya'daki yaşamın evrensel bir özelliği midir? Evrim ve ekolojiyi anlamamız açısından kritik olan bu soru, biyologlar arasında uzun süredir tartışılmaktadır. Ancak yakın zamana kadar, dünyada kaç türün var olduğunu, bunların evrimsel ilişkilerini ve her bir grubun yaşını yeterince bilmediğimiz için kesin cevap verilemiyordu. Şimdi ise ABD'li bilim insanları, bu soruya net bir yanıt vermeyi başardı. Bulgular Frontiers in Ecology and Evolution dergisinde yayınlandı.[1] Arizona Üniversitesi'nden Prof. Dr. John J. Wiens bu konuda şunları söylüyor:

6
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Söz
Evrim Ağacı
Alıntıyı Ekleyen 18 Ocak 2019
Çocuklarımızın eğitim hayatlarının ilk yıllarını konuşmayı ve yürümeyi öğretmekle geçiriyoruz. Geri kalanını ise çenelerini kapatmak ve oturmalarını sağlamakla… Bu işte bir terslik var.
Bu alıntı Evrim Ağacı tarafından öne çıkarılmıştır.
19
2 Yorum
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
1
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Daha Fazla İçerik Göster
Keşfet
Ara
Yakında
Sohbet
Agora

Bize Ulaşın

ve seni takip ediyor

Göster

Şifremi unuttum Üyelik Aktivasyonu

Göster

Şifrenizi mi unuttunuz? Lütfen e-posta adresinizi giriniz. E-posta adresinize şifrenizi sıfırlamak için bir bağlantı gönderilecektir.

Geri dön

Eğer aktivasyon kodunu almadıysanız lütfen e-posta adresinizi giriniz. Üyeliğinizi aktive etmek için e-posta adresinize bir bağlantı gönderilecektir.

Geri dön

Close