Keşfedin, Öğrenin ve Paylaşın
Evrim Ağacı'nda Aradığın Her Şeye Ulaşabilirsin!
Bugün bilimseverlerle ne paylaşmak istersin?
Aklımdan Geçen
Komünite Seç
Aklımdan Geçen
Fark Ettim ki...
Bugün Öğrendim ki...
İşe Yarar İpucu
Bilim Haberleri
Hikaye Fikri
Video Konu Önerisi
Başlık
Bugün bilimseverlerle ne paylaşmak istersin?
Gündem
Bağlantı
Ekle
Soru Sor
Stiller
Kurallar
Komünite Kuralları
Bu komünite, aklınızdan geçen düşünceleri Evrim Ağacı ailesiyle paylaşabilmeniz içindir. Yapacağınız paylaşımlar Evrim Ağacı'nın kurallarına tabidir. Ayrıca bu komünitenin ek kurallarına da uymanız gerekmektedir.
1
Bilim kimliğinizi önceleyin.
Evrim Ağacı bir bilim platformudur. Dolayısıyla aklınızdan geçen her şeyden ziyade, bilim veya yaşamla ilgili olabilecek düşüncelerinizle ilgileniyoruz.
2
Propaganda ve baskı amaçlı kullanmayın.
Herkesin aklından her şey geçebilir; fakat bu platformun amacı, insanların belli ideolojiler için propaganda yapmaları veya başkaları üzerinde baskı kurma amacıyla geliştirilmemiştir. Paylaştığınız fikirlerin değer kattığından emin olun.
3
Gerilim yaratmayın.
Gerilim, tersleme, tahrik, taciz, alay, dedikodu, trollük, vurdumduymazlık, duyarsızlık, ırkçılık, bağnazlık, nefret söylemi, azınlıklara saldırı, fanatizm, holiganlık, sloganlar yasaktır.
4
Değer katın; hassas konulardan ve öznel yoruma açık alanlardan uzak durun.
Bu komünitenin amacı okurlara hayatla ilgili keyifli farkındalıklar yaşatabilmektir. Din, politika, spor, aktüel konular gibi anlık tepkilere neden olabilecek konulardaki tespitlerden kaçının. Ayrıca aklınızdan geçenlerin Türkiye’deki bilim komünitesine değer katması beklenmektedir.
5
Cevap hakkı doğurmayın.
Aklınızdan geçenlerin bu platformda bulunmuyor olabilecek kişilere cevap hakkı doğurmadığından emin olun.
Size Özel
Makaleler
İnci Şardağ
Uyarlayan 25 Aralık 2020 22 dk.

HIV’in keşfinden çeyrek asır sonra bilim insanları, laboratuvar hayvanları üzerinde yüzlerce aday aşı geliştirmişti. Aşıların bir düzineden fazlası, insanlar üzerinde yapılan araştırmalarda en azından erken faz testlerinden başarıyla geçti. Ancak henüz hiçbirinin insanlarda HIV’e karşı yeterli koruma sağladığı tespit edilemedi. AIDSVAX’ın Amerika ve Tayland’daki ve Merck/STEP’in Amerikadaki klinik araştırmaları sonucunda karşılaşılan başarısızlıklar, bilim insanlarının önümüzdeki 10 yıl içerisinde aşı üretme umutlarını tamamen yitirmesine sebep oldu. 2008 yılının şubat ayında Amerikan Bilim İlerleme Derneği Başkanı David Baltimore bu durumu şu sözlerle özetledi:

Tayland'da son yayımlanan araştırmalarda, Sanofi Pasteur'ün ALVAC'ına güçlendirici AIDSVAX dozları eklendiğinde HIV vakalarında gözlemlenen %31'lik düşüş, basın tarafından bile şüpheyle karşılandı. Çünkü önceki denemelerde iki aşı adayı da birlikte veya ayrı ayrı koruyuculuk sağlayamamıştı. Bu yazıda, HIV aşısına ilişkin mevcut karamsarlığın yanlışlığına değinmek istiyoruz. Her ne kadar bilimsel engeller oldukça zorlu olsa da ekonomik engeller de onlarla aynı zorluk derecesindedir.

87
1
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Tüm Reklamları Kapat
İnceleme
Enes Soylu
Enes Soylu
16K UP
İnceleyen9 6 gün önce
Bakış açınızı değiştirecek, insanlara daha anlayışlı davranmanızı sağlayacak bir kitap. Sosyal ilişkilerinizde rahat olmaya başlayabilirsiniz. Abartıyor da olabilirim ama ''Bu kitaptan önce'', ''Bu kitaptan sonra'' olarak iki kısıma ayırsam fark edeceğim şeylerden birisi bu olurdu. Alışveriş yapmadan önce ne alacağınızı düşünüp öyle gitmeye başlıyorsunuz, çoğu davranışınızın nedenini açıklamaya yaklaşıyor veya açıklıyorsunuz. Akışına bırakmak sandığınız kadar kötü olmuyor.
Kitap
9.0/10
(2 Kişi)
Puan Ver
Bilinçdışınız Davranışlarınızı Nasıl Yönetir?
İnceleme Yaz
Sonra Okuyacaklarıma Ekle
2
0 Yorum
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Ufuk Derin
2 gün önce
İngiliz bilim insanı ve gökbilimci Sir Joseph Norman Lockyer 17 Mayıs 1836'da doğdu. Güneş spektrumunu inceleyen Lockyer, Fransız bilim insanı Pierre Janssen ile birlikte helyum gazının keşfini gerçekleştirdi. 1869'da kurduğu Nature dergisi, bilimsel yayıncılıkta dönüm noktası oluşturdu; dergi günümüzde hala bilim dünyasının önemli yayın organlarından biridir. Helyum keşfi, astronomi ve kimya alanlarında temel bir buluş olarak kabul edilir.
Bu gönderi Evrim Ağacı tarafından öne çıkarılmıştır.
2
0 Yorum
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Sizden Gelenler
Sizi seviyorum, iyi ki varsınız
Çağrı Mert Bakırcı
Yazar 4 Ocak 2015 4 dk.

Evrimsel biyoloji dahilinde homoloji, atasal bir türün özelliklerinin torun türlerde de bulunması anlamına gelir. Aslında daha teknik tanımı, bunun tersinden yapılır: türlerdeki benzer karakterlerin, ortak atalardan miras alınması durumudur. Fakat atadan toruna doğru düşünmek daha kolaydır. Örneğin yarasalar ile kuşlar kanatlarını ortak bir atadan almamışlardır. Yarasalar ile kuşların ortak atası kabaca 296 milyon yıl önce yaşamıştır ve bu ortak ata, dinozorlardan bile önce yaşamış, kanatları olmayan, uçamayan bir ortak atadır. Dolayısıyla bu iki grubun kanat yapısı homolog değildir. Öte yandan kargalar ile serçelerin ortak atası 44.1 milyon yıl önce yaşamış bir başka atasal kuş türüdür. Onun da kanatları vardır; dolayısıyla torunlarına kendisininkine benzer (ancak tabii ki evrimsel süreçte farklılaşmış) kanatlar bırakmıştır. Dolayısıyla bu iki kanat yapısı, homolog organlardır.

Peki ya parmak sayısı? Neden çok sayıda canlıda 5 parmak bulunur? Neden 4 ya da 6 değil? Aslında ilk olarak şu "çok sayıda canlı" tanımlanmalıdır. Çok sayıda canlıda 5 parmak bulunuyor gibi gelmesi, canlılığa dair halk olarak çok az bilgiye sahip olmamızdır. Aslında 5-parmaklı uzuv yapısı çeneli omurgalı hayvanların sadece belirli bir alt grubunda görülür. Bu alt-grupta amfibiler (kurbalağalar, semenderler, vb.) ile amniyotlar (kuşlar, memeliler ve sürüngenler) bulunur. Bu alt-grupta toplamda 27400 civarında tür bulunmaktadır.. Bu, tüm ökaryotik (gelişmiş hücre yapısına sahip) türlerin %0.3 civarına eşittir. Tüm Hayvanlar Alemi'nin ise %0.4 civarına eşittir. Dolayısıyla "canlılığın çoğu" derken ne kast ettiğimiz iyi anlaşılmalıdır.

166
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
İnceleme
İsmail Can Karacaoğlu
İnceleyen 16 Mayıs 2023
Bu kadar eğleneceğimi ve nostaljiden hoşlanacağımı tahmin etmiyordum. Eski Star Trek'leri izlemiş olanlara özellikle tavsiyemdir.
10.0/10
(7 Kişi)
Puan Ver
Orjinal Adı : Star Trek: Picard
İnceleme Yaz
Sonra İzleyeceklerime Ekle
5
0 Yorum
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Söz
Halis Gönül
Alıntıyı Ekleyen 10 saat önce
Geleceğe gelince, görevin ileriyi görmek değil mümkün kılmaktır.
Kaynak: Medya ve Demokrasi
2
0 Yorum
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Utku Derin
Utku Derin
351K UP
Aktaran 5 gün önce 3 dk.

Birisinin sizin hakkınızda konuşması ile sizi görmezden gelmesi arasında bir seçim yapsanız hangisini daha makul bulacağınız, Shakespeare'den bir soru olmasa da Mississippi Üniversitesi'nden bir profesörün öncülük ettiği araştırma ekibinin cevaplamaya çalıştığı bir konuydu. Uzun yıllardır dışlanma üzerine yapılan araştırmalar, bir yabancının sizi kısa bir süreliğine bile görmezden gelmesi gibi küçük şeylerin, kendimizi kötü ve değersiz hissetmemize neden olabileceğini gösteriyor. Mississippi Üniversitesi'nde psikoloji profesörü olan Andrew Hales şunları söylüyor:

İşin içine bir de dedikodu girince iş çok daha karmaşık bir psikolojik bilmeceye dönüşüyor. Hales şöyle devam ediyor:

16
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Emre Gökçeoğlu
Ekleyen 26 Aralık 2022 3 dk.

Trikotillomani, kişinin kafa derisinden veya vücudunun diğer bölgelerinden tekrarlı bir şekilde kıl veya saç yolması sonucunda vücudunun herhangi bir bölgesinde kıl kaybına, bununla birlikte kişinin sosyal hayat ve iş hayatı gibi alanlarda işlevselliğinde bozulmalara yol açan bir bozukluktur. Bu rahatsızlığa sahip kişiler dürtülerine yenik düşüp saçlarını yolduktan sonra rahatlama hissederler. Hastalık genellikle çocuklukta başlar. Rahatsızlığı yaşayan kişiler kıllarını yolma esnasında karıncalanma hissetseler de acı hissetmediklerini söylerler. Bazı kişiler saçlarını yolduktan sonra bu saçları ağızlarına alır ve neredeyse bu rahatsızlığı yaşayanların %30'u saçlarını yutar. Bu duruma trikofaji adı verilir.

DSM-5'te tanımlanan Obsesif Kompulsif Bozukluk ve İlişkili Bozukluklar kategorisinde tanımlanan Trikotillomani Bozukluğu için tanı kriterleri şunlardır:

74
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Mücahid Köse
Çeviren 3 gün önce 4 dk.

Bilim insanları, iyi bir sınıflandırma sistemine sahip olmayı oldukça önemserler. Nesneleri kategorize etmek ve onları etiketlendirmek birçok bilimsel süreç için kritik bir adımdır; üstelik titizlikle hazırlanmış taksonomik tabloları bir bütün halinde gözden geçirmek de bilimsel sürecin en tatmin edici yanlarından biridir. Aristoteles'in ilk bilim insanlarından biri olarak kabul edildiği düşünüldüğünde dünyayı kategorilere ayırmaya bu kadar düşkün olması pek de şaşırtıcı değildir. Aristoteles, hayvanları "kanı olanlar" ve "kanı olmayanlar" diye ayırdı; bazılarını "karada yaşayanlar", diğerlerini "denizde yaşayanlar" olarak sınıflandırdı.[1] Ancak en ünlü Aristoteles kategorilerinden biri, Batı düşüncesinde tüm canlılar üzerine olan anlayışı şekillendiren bir ayrımdır. İşte bu ayrım, "ruhun (bilincin) bölünmesi" olarak bilinir.[2]

Aristoteles, her biri bir öncekinin üzerine inşa edilen üç tür ruh (bilinç) olduğunu savunmuştur.[3] Bunlar şu şekildedir:

11
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Evrim Ağacı'ndan Mesaj

Evrim Ağacı üyeliği tamamen ücretsiz ve sitemizi çok daha etkili, interaktif ve keyifli bir şekilde kullanmanızı sağlayacak. Üye değilseniz, birkaç saniyede üyelik oluşturabilirsiniz! Üyeyseniz de giriş yapmanızı tavsiye ederiz.

Çağrı Mert Bakırcı
Uyarlayan 30 Ocak 2016 12 dk.

Size bir soru: Zamanı geriye sarıp, tekrar başlatsaydık ve evrim, aynı atalardan yeniden başlatılmış olsaydı... Aradan aynı miktarda zaman geçtikten sonra ortaya çıkan sonuç, şu anki bildiğimiz Dünya yaşamına benzer miydi?

Bu soru ilk defa açık bir şekilde, 1989 yılında büyük evrimsel biyolog Stephen Jay Gould tarafından soruldu. O gün bugündür de teorik bir tartışma konusu olarak farklı görüşlere ev sahipliği yapmakta. 

135
1
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Esat Kudret
Akıl yürütmeyi öğrenmeye çalışan bir öğretmenim. 13 Ocak 2023 Sen de Cevap Ver

Duruma göre değişir. Fakat temelli bir sahiplenme söz konusu değildir.

Sahipli ise evet, imkanlar ölçüsünde reddedebilir, fakat sokak hayvanı ise reddedemez. O da belirli bir süreliğinedir ve sahiplenme olarak değil.

Kamuoyunda yaygın bilinenin aksine hayvan bakımevleri, sokak hayvanlarının belirsiz süreliğine -belki de yaşamları boyu- sokaklardan uzak tutulmaları amacıyla bakıldığı yerler değildir. (Doğal yaşam alanı değil, ağırlıklı olarak kafeslerden ibarettir.)

Tüm Reklamları Kapat

2004 yılında yürürlüğe giren 5199 sayılı Hayvanları Koruma Kanunu’na göre, hayvan bakımevleri sokak hayvanlarının “yuvası” değil; bu merkezlerin görevi hayvanları kısırlaştırmak, aşılamak ve rehabilite etmekten ibarettir.

Dolayısı ile hayvan bakım evleri ya da halk tabiri ile barınaklar, sokak hayvanlarının sahiplenildiği yerler değil, bakımlarının ve tedavilerinin yapıldığı, rehabilite edildiği, kısırlaştırıldığı yerlerdir.

Normal yaşam alanlarına (sokaklara) dönebileceklerine kanaat getirildiği an alındıkları yere tekrar bırakılmaları zorunludur. Neticede onların adı sokak hayvanı ve kanunda da ifade edildiği üzere; sokaklar onların evi, doğal yaşam alanıdır.

Doğal yaşam alanlarında bakılmaları, beslenmeleri, sağlık ve yaşama haklarının teminat altına alınması dahil, esastır. (Ayrıntı için bknz: 5199 Sayılı Hayvanları Koruma Kanunu 14-7-2021 Tarihli Değişiklik )

0
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Çağrı Mert Bakırcı
Yazar 4 Ocak 2016 2 dk.

Aborijinler, ya da Avustralya yerlileri, Dünya'da yaşayan en antik insan toplumlarından birisidir. İnsanların Afrika'dan çıkışından bir süre sonra Avustralya kıtasında hapsolmuş bir gruptur. Bu bakımdan, Aborijinler'in günümüzde yaşayan Asyalılar'a nazaran, günümüzde yaşayan Afrikalı insanlara daha yakın akraba olması okurlarımıza şaşırtıcı gelebilir.

Öyle ki, Aborijinler'in, günümüzden 72.000 yıl kadar önce Afrika'dan ilk çıkan grupların doğrudan torunları olduğu düşünülmektedir. Afrika'dan çıkan atalarımız, Güney Doğu Asya'ya kadar ulaşmayı başarmışlardır. Bu grup içerisinden bir grup, nihayetinde adalardan adalara geçerek Avustralya'ya kadar ulaşabilmiştir. 

23
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Eda Alparslan
Çeviren 23 Ağustos 2023 2 dk.

Elektronun ağır bir kuzeni olan müonların hareketleri üzerine yapılan deneyler, bildiklerimizle uyuşmuyor ve fiziğin henüz keşfedilmemiş yönlerine işaret ediyor gibi görünüyor.

New York'taki Brookhaven Parçacık Hızlandırıcısının bir anomaliye dair ilk kanıtları raporlamasından yaklaşık 20 yıl sonra, Müon g-2 İş Birliği ile birlikte çalışan yüzlerce bilim insanı, müonun elektromanyetik alandaki hareketlerinin en son ölçümünü kamuoyuna duyurdu.[1][2]

46
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Söz
Halime Gizem
Halime Gizem
3,219 UP
Alıntıyı Ekleyen 13 Haziran 2023
Dünyanın en karanlık yeri, insan cehaletidir; ve asıl korkmanız gereken yer de orasıdır.
Kaynak: https://www.engelliler.biz/forum/alinti-yazilar/169631-sairler-ve-sozleri-unlu-sairlerden-guzel-sozler.html
13
0 Yorum
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Gelişmiş Akrep

Eğer Akrep çıplak gözle bu kadar güzel görünseydi, insanlar onu daha iyi hatırlayabilirdi. Akrep daha tipik olarak birkaç parlak yıldız şeklinde görünür. İyi bilinen ancak nadir olarak gösterilen bir zodyak takımyıldızıdır. Bunun gibi muhteşem görüntüleri elde edebilmek için iyi bir kamera, karanlık bir gökyüzü ve karmaşık görüntü işleme gereklidir. Dijital olarak geliştirildikten sonra elde edilen görüntü, pek çok nefes kesici özellik gösteriyor. Sağda kalan çapraz bölüm, Samanyolu galaksimizin düzleminin bir parçasıdır. Görünürde parlak yıldızlardan oluşan uçsuz bucaksız bulutlar ve karanlık, karmaşık tozdan oluşan uzun iplikçikler vardır. Sol tarafta dikey olarak yükselen koyu toz bantları, Karanlık Nehir olarak yükseliyor. Soldaki parlak yıldızların çoğu, Akrep’in başının ve pençelerinin bir parçasıdır. Parlak yıldız Antares de onlardan biridir. Çok sayıda kırmızı emisyon bulutsusu, mavi yansıma bulutsusu ve koyu iplikçikler, toplam pozlama süresi 17 saat olan bu görselde, işlenirken görünür hale gelmiştir. Akrep yılın ortasında gün batımının ardından güney göklerinde belirgin bir biçimde görünür.

16 Haziran 2021 Günün Astronomi Fotoğrafı (NASA APOD)

📸 Kaynaklar ve Katkıda Bulunanlar:
Görsel Kaynağı ve Telif Hakkı: Stefan Lenz
Çeviren: Seda Baştürk
Çeviri Editörü: Eda Alparslan

🔗 Tüm APOD içeriklerini görmek için:
https://evrimagaci.org/apod
İnceleme
Silinmiş Üye
Silinmiş Üye İnceleyen10 19 Mart 2023
"Piramidin tepesinde Büyük Birader vardır. Büyük Birader asla yanılmaz ve mutlak güce sahiptir. Her başarı, ulaşılan her hedef, her zafer, her bilimsel keşif, tüm bilgi, tüm akıl, tüm mutluluk, tüm erdem onun liderliğinden ve verdiği esinden kaynaklanır."
George Orwell, 1984
Kitabın ilk sayfaları size sıkıcı gelebilir fakat ilk sayfalar piramidin en altıdır, okudukça piramidin üstlerine doğru çıkacak ve asıl mesajı orada bulacaksınız. Meyve veren ağaç misali, bir noktaya kadar sabırla sulamanızı (okumanızı) ve daha sonra size sunduğunu almanızı tavsiye ederim.
Kitap
9.6/10
(423 Kişi)
Puan Ver
İnceleme Yaz
Sonra Okuyacaklarıma Ekle
12
0 Yorum
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Tom Cochrane
Yazar 7 Ağustos 2022 46 dk.

Eğer iki bireyin beyinlerini birbirine bağlayacak olsaydık, bu durum, bireylerin bilinçli deneyimlerini nasıl etkilerdi? Daha spesifik olaraksa, iki kişinin insanın bilinçli deneyimlerinden herhangi birini paylaşması mümkün mü? Peki ya iki insanın farklı özneler olarak kalırken, aynı anda bazı deneyimlerden ortak olarak yararlanmaları mümkün mü? Beyinleri talamustan bağlı olan Hogan ikizleri vakası (kraniyopagus yapışık ikizler), tüm bunların olabileceğini gösteriyor gibi görünüyor. Pratik ampirik yöntemler bize, ikizlerin bilinçli deneyimleri paylaşıp paylaşmadıklarını doğrudan söyleyemese de, beyinde içerik işlemenin yerelliği hakkındaki düşünceleri gözeterek, büyük olasılıkla bunun olması gerektiğini savunuyorum.

Kimi zaman iki beyni birbirine bağladığımızda, bu beyinlerle ilişkili bireysel zihinleri de birleştirebileceğimiz varsayılır. Derek Parfit, felsefe camiasında ünlü olan bir şekilde, iki bireyin bedenlerinden beyin yarılarının çıkarıldığı ve daha sonra yeni bir bedende birleştirildiği bir düşünce deneyini anlatır:[1] Parfit, iki beyin yarısı arasında bir rekabet olup olmayacağını, örneğin birleşme öncesi bireyin fikirlerinin diğerine baskın gelip gelmeyeceğini ya da bir tür uzlaşmaya varıp varmayacaklarını merak eder. Yine de Parfit'in düşünce deneyinde, tekil bir zihnin ortaya çıkacağı temel fikri varsayılmaktadır. Benzer varsayımlar, kişisel kimlik literatüründe de bolca bulunmaktadır.[2][3][4][5][6][7]

138
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Fatma Aşılı
1 gün önce
İyi bir insan incindiğinde, öfkesi ağır olur.
3
0 Yorum
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Eda Alparslan
Aktaran 3 gün önce 2 dk.

Autonomous University of Barcelona'dan araştırmacıların Chemosphere dergisinde yayınladığı çalışma, polimerlerden üretilen poşet çayların demlenirken milyarlarca nanoplastik ve mikroplastik saldığını detaylarıyla açıklıyor. Çalışma bu salınımın insan bağırsak hücrelerinde emilebildiğini ve bunun sonucunda kan akışına karışarak tüm vücuda yayıldığını gösteren ilk çalışma niteliğinde.

Günümüzde plastik atıkların sebep olduğu kirlilik, gelecek nesillerin sağlık ve refahını her geçen gün daha çok etkileyen ciddi çevresel sorunlara yol açmakta. Gıda paketlemesi, nano ve mikroplastiklerin sebep olduğu kirliliğin ve bu parçacıkların insanlar tarafından solunmasının ve sindirilmesinin temel kaynaklarından birisi.

5
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Yaşam Ağacı Gözlemi
Kübra Mihri Yeginer
Gözlemi Yapan 1 gün önce Türkiye, Niğde
Hazer yılanı zehirli olmasa da vahşi olarak kabul edilir; hızlı ve uyarı vermeden ısırır. Tarım zararlısı olarak bilinen kemirgenleri ve diğer türleri de tükettikleri için doğal haşere kontrolünde önemli rol oynarlar.
1
0 Yorum
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Çınar Civan
Çeviren 14 Ağustos 2023
Halka Bulutsusu (M57), küçük bir teleskopla göründüğünden daha komplikedir. Kolayca görülebilen merkezi halka, yaklaşık bir ışık yılı çapına sahiptir. James Webb Uzay Teleskobu tarafından alınan bu dikkat çekici poz, bu popüler bulutsuyu kızılötesi ışıkta derin bir pozlama ile araştırmaktadır. Dijital olarak geliştirilmiş bu özel renklerdeki görüntüde, kozmik bir gözün etrafındaki kirpikler gibi gaz dizileri, atanan renklerle Halka etrafında belirginleşiyor. Bu uzun iplikçiklere, halkada yayılan enerjik ışıktan kaynaklanan yoğun gaz düğümlerinin gölgelenmesi neden olabilir. Halka Bulutsusu, Güneş benzeri bir yıldızın dış atmosferini atarak beyaz bir cüce yıldıza dönüşmesiyle oluşan bir tür gaz bulutu olan uzun bir gezegenimsi bulutsudur. Halka Bulutsusu'nda merkezde yer alan oval, takımyıldızı Lyra'ya doğru yaklaşık 2.500 ışık yılı uzaklıkta konumlanmaktadır.
12
0 Yorum
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
İstanbul Üniversitesi Matematik Kulübü
Etkinliği Ekleyen 2 hafta önce İstanbulÜcretsiz23 Mayıs
Öğrenci Matematik Çalıştayı XI
23 Mayıs 2025 10:00 tarihinden 23 Mayıs 2025 16:00 tarihine kadar.

İstanbul Üniversitesi Matematik Kulübü olarak bu yıl 11. ‘sini düzenlediğimiz Matematik Çalıştayımızda, birbirinden değerli konuşmacılarımız ve panelistlerimiz sizlerle.

Konuşmacılarımızın ve panelistlerimizin bilgi ve deneyimlerinden yararlanmak istersen aşağıdaki formu doldur, etkinlik gününde aramızda yerini al.

Katılım formu;

https://forms.gle/b4dLBBKKKeLodRQ18

Daha detaylı bilgi almak için bize ulaşabilirsiniz.https://www.instagram.com/iumatematik/

Devamını Göster
7
0 Yorum
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
İstanbul Üniversitesi Matematik Kulübü
Etkinliği Ekleyen 2 hafta önce İstanbulÜcretsiz23 Mayıs
Öğrenci Matematik Çalıştayı XI
23 Mayıs 2025 10:00 tarihinden 23 Mayıs 2025 16:00 tarihine kadar.

İstanbul Üniversitesi Matematik Kulübü olarak bu yıl 11. ‘sini düzenlediğimiz Matematik Çalıştayımızda, birbirinden değerli konuşmacılarımız ve panelistlerimiz sizlerle.

Konuşmacılarımızın ve panelistlerimizin bilgi ve deneyimlerinden yararlanmak istersen aşağıdaki formu doldur, etkinlik gününde aramızda yerini al.

Katılım formu;

https://forms.gle/b4dLBBKKKeLodRQ18

Daha detaylı bilgi almak için bize ulaşabilirsiniz.https://www.instagram.com/iumatematik/

Devamını Göster
7
0 Yorum
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Daha Fazla İçerik Göster

Bize Ulaşın

ve seni takip ediyor

Göster

Şifremi unuttum Üyelik Aktivasyonu

Göster

Şifrenizi mi unuttunuz? Lütfen e-posta adresinizi giriniz. E-posta adresinize şifrenizi sıfırlamak için bir bağlantı gönderilecektir.

Geri dön

Eğer aktivasyon kodunu almadıysanız lütfen e-posta adresinizi giriniz. Üyeliğinizi aktive etmek için e-posta adresinize bir bağlantı gönderilecektir.

Geri dön

Close