Keşfedin, Öğrenin ve Paylaşın
Evrim Ağacı'nda Aradığın Her Şeye Ulaşabilirsin!
Kafana takılan neler var?
Aklımdan Geçen
Komünite Seç
Aklımdan Geçen
Fark Ettim ki...
Bugün Öğrendim ki...
İşe Yarar İpucu
Bilim Haberleri
Hikaye Fikri
Video Konu Önerisi
Başlık
Kafana takılan neler var?
Gündem
Bağlantı
Ekle
Soru Sor
Stiller
Kurallar
Komünite Kuralları
Bu komünite, aklınızdan geçen düşünceleri Evrim Ağacı ailesiyle paylaşabilmeniz içindir. Yapacağınız paylaşımlar Evrim Ağacı'nın kurallarına tabidir. Ayrıca bu komünitenin ek kurallarına da uymanız gerekmektedir.
1
Bilim kimliğinizi önceleyin.
Evrim Ağacı bir bilim platformudur. Dolayısıyla aklınızdan geçen her şeyden ziyade, bilim veya yaşamla ilgili olabilecek düşüncelerinizle ilgileniyoruz.
2
Propaganda ve baskı amaçlı kullanmayın.
Herkesin aklından her şey geçebilir; fakat bu platformun amacı, insanların belli ideolojiler için propaganda yapmaları veya başkaları üzerinde baskı kurma amacıyla geliştirilmemiştir. Paylaştığınız fikirlerin değer kattığından emin olun.
3
Gerilim yaratmayın.
Gerilim, tersleme, tahrik, taciz, alay, dedikodu, trollük, vurdumduymazlık, duyarsızlık, ırkçılık, bağnazlık, nefret söylemi, azınlıklara saldırı, fanatizm, holiganlık, sloganlar yasaktır.
4
Değer katın; hassas konulardan ve öznel yoruma açık alanlardan uzak durun.
Bu komünitenin amacı okurlara hayatla ilgili keyifli farkındalıklar yaşatabilmektir. Din, politika, spor, aktüel konular gibi anlık tepkilere neden olabilecek konulardaki tespitlerden kaçının. Ayrıca aklınızdan geçenlerin Türkiye’deki bilim komünitesine değer katması beklenmektedir.
5
Cevap hakkı doğurmayın.
Aklınızdan geçenlerin bu platformda bulunmuyor olabilecek kişilere cevap hakkı doğurmadığından emin olun.
Size Özel
Makaleler
Messier 99

Devasa sarmal galaksi Messier 99, gerçek anlamda kozmik bir ölçekte bile görkemli görünüyor. Yakın zamanda işlenen bu tam galaksi portresi, M99 boyunca 70.000 ışıkyılından büyük bir alana yayılıyor. Bu keskin görüntü, Hubble Uzay Teleskobu’ndan alınan morötesi, görünür ve kızılötesi görüntü verilerinin bir birleşimidir. Yüzü bize dönük olan ve Bernices takımyıldızı yönünde yaklaşık 50 milyon ışıkyılı uzaklıkta yer alan sarmal, yakınlardaki Başak Galaksi Kümesi’nin bir üyesidir. Muhtemelen Başak kümesinin başka bir üyesiyle gerçekleşen yakın bir karşılaşma, NGC 4254 olarak da kataloglanan galaksinin iyi tanımlanmış, mavi sarmal kollarının şeklini etkilemiştir.

24 Haziran 2021 Günün Astronomi Fotoğrafı (NASA APOD)

📸 Kaynaklar ve Katkıda Bulunanlar:
Görsel Kaynağı: NASA, ESA, Hubble, Janice Lee; İşleme ve Telif Hakkı: Leo Shatz
Çeviren: Ege Can Karanfil
Çeviri Editörü: Eda Alparslan

🔗 Tüm APOD içeriklerini görmek için:
https://evrimagaci.org/apod
Tüm Reklamları Kapat
Haluk Ertan
Haluk Ertan
75K UP
Yazar 5 Eylül 2020 55 dk.

“Abiyogenez” üzerine yazmaya karar veren kişi oldukça zor bir işe kalkıştığını bilir. Çünkü, cansız maddelerden canlının oluşum sürecini tanımlayan kavram, bilimin en önemli ama aynı zamanda en karmaşık araştırma alanı olan “Yaşamın (canlılığın) Kökeni” konusunun merkezinde yer alır. Bundan dolayı, sözlü olsun yazılı olsun bütün kültür tarihi boyunca insanlık, bu sorunla ilgili sayısız çeşitlilikte bilgi ve düşünce ortaya koymuştur ve bu uğraş günümüzde de devam etmektedir.

Deneysel bilimin güçsüz olduğu antik dönemlerde, “Nereden geliyoruz?” sorusuna yanıt bulma ihtiyacını, kadim inançlar ve folklorik efsaneler karşılamıştı. Daha sonra tek tanrılı göksel dinlerin dogmaları ve felsefe devreye girdi. Binlerce yıllık bu entelektüel çabanın ortaya koyduğu devasa külliyat, insan bilincini derinden etkiledi ve bu etkinin hâlâ sürdüğü herkesin bildiği bir gerçek. Başka bir anlatımla, ele alınan konu, efsanelerin, mitolojinin, dogmaların, safsataların, önyargıların gerçek sanıldığı ve çağdaş bilimin henüz yeni araştırdığı bir alanda kalem oynatmaktır. Fakat öte yandan, bilimin açıklayamadığını hiçbir şeyin açıklayamayacağı gerçeği bizlere, yaşamın yani canlının kökeniyle ilgili bilimsel bulguları toplumla paylaşma yükümlülüğü veriyor.

284
2
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Beste Zorlu
Beste Zorlu
146K UP
Yazar 10 Şubat 5 dk.

Mavi deniz salyangozunun boyutu, tipik olarak 6 santimetreyi bulabilir. Koyu mavi bir rengi vardır. Dünyanın tüm okyanusları ve tropikal sularında yaşar. Yamyamlık davranışı gösterebilir. Hermafrodittir ve çiftleşme sırasında şerit şeklinde yumurtalar üretir. Bu türün sahip olduğu "radula" oldukça keskindir ve güçlü bir çene ile bağlantılıdır, bu da avını kavraması konusunda canlıya rahatlık sağlar.

Nudibranchia takımının bir üyesi olan bu tür, parmaklı yüzgeçlere sahiptir. Bu yüzgeçlerde "cerata" adı verilen ve canlının nefes almasına yardımcı olan, aynı zamanda da sindirime destek sağlayan organları vardır. Ceratalar zehirlidir ve üreme döneminde erkek kendini bu cerata yapısından korumak için daha kancalı ve büyük bir üreme organı geliştirmiştir.

39
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Çağrı Mert Bakırcı
Yazar 7 Nisan 2014 14 dk.

Bir önceki yazımızda, diğer yazı dizilerimizde daha genel kapsamda ele aldığımız seçilim olgusunun daha akademik detaylarına girmiştik ve farklı sayıdaki lokus sayısıyla ifade edilen özelliklere göre geliştirilen farklı modellerin varlığından söz etmiştik. Ancak daha önemlisi, mutasyonların evrimin ana mekanizması olamayacağı gerçeğini matematiksel olarak ispatladıktan sonra, mutasyonların yarattığı varyasyonlar üzerine etki eden seçilimin ne kadar önemli bir evrimsel kuvvet olduğunu sözel olarak açıklamış, örnekler vermiştik. Şimdi ise bu konunun matematiğine girerek, mutasyonlara kıyasla seçilimin ne kadar hızlı bir şekilde evrimi tetikleyebileceğini göstereceğiz. Böylece matematik alet çantamıza yeni formüller ekleyerek, Hardy-Weinberg Dengesi'nin ikinci kuralı olan "Dengenin var olması için seçilim olmayacak." ilkesini bozsak bile popülasyonların evrimsel analizi nasıl yapabileceğimizi göreceğiz.

Öncelikle, herkesin genel hatlarıyla bildiği seçilim olgusunu sayısal bir düzleme oturtalım: Yine tek lokuslu (2 alelli) bir model kullanacağız, en basitini yani. Alellerimizin adı B1 ve B2 olsun bu defa. Tıpkı A ve a gibi; ancak farklı harflere ve isimlendirmelere de alışın diye böyle yapmayı uygun görüyoruz. Hemen bir başlangıç frekansı tanımlayalım:

85
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
İnceleme
Ayhan Kayabaş Semih Kayabas
İnceleyen10 4 gün önce
Bu filmi izledim, sonra öylece oturdum. Bir şey demedim.
Annem geldi “ne oldu?” dedi. “Biraz oyun oynadım” dedim. Ama oynayan ben değildim. Film beni oynadı.

“Oyun Alanı” dedikleri şey var ya…
Orası sadece neşeli çocuk çığlıklarının yankılandığı bir yer değil; içimizde unuttuğumuz versiyonlarımızın mezarlığı.
Film, bu eğlence arenasını renkli bir PTSD alanına çevirmiş.

Bir noktada karakter dönüp baktı.
O bakış... hani hayatında her şeyi pause'a aldığın anlar vardır ya, onun görsel karşılığıydı.

Sahneler geçerken kendi gençliğimi aradım.

Puanım : 10 /10
İnceleme Yaz
Sonra İzleyeceklerime Ekle
0
0 Yorum
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Sena Küçükkıvanç
Yazar&Editör 21 saat önce Sen de Cevap Ver

Bu cihazlar esasen evrenin hayalet parçacıklarından bazıları olan nötrinoları görmek için kullandığımız gözlerimiz gibi bir şey. Bunların ana görevi, bu leptonik varlıkların kütle hiyerarşisi gibi temel ayrıntılarını, kendi kendilerinin karşıt parçacığı olup olmadıklarını (yani Majorana mı yoksa Dirac parçacığı mı olduklarını) ve o acayip çeşit (tür) salınımı sihirlerini nasıl gerçekleştirdiklerini, yani elektron, müon ve tau kimlikleri arasında nasıl geçiş yaptıklarını çözmemize yardımcı olmak. Bunun ötesinde bunlar bir nevi kozmik dedektifler; çekirdek çöküşlü süpernovalar gibi yıkıcı olaylardan ya da aktif galaktik çekirdekleri (özellikle jetleri bize doğru yöneldiğinde blazarları) besleyen süper kütleli kara deliklerin civarından fırlatılan nötrinoların kokusunu alırlar.[1] Bu astrofiziksel nötrinoları yakalayarak, evrenin en aşırı hızlandırıcılarına ve potansiyel olarak rekombinasyon dönemine veya baryon asimetrisi problemini çözebilecek süreçlere benzersiz bir bakış atmış oluyoruz.

Peki neredeyse her şeyin içinden vızır vızır geçen bir parçacığı nasıl yakalarsın? İşte bu da haliyle biraz zor. Nötrinolar zayıf nükleer kuvvet aracılığıyla çok etkisiz bir şekilde etkileşime girdiğinden, bu dedektörlerin devasa olması ve genellikle sinir bozucu kozmik ışın müonlarından ve diğer radyojenik arka planlardan korunmak için yerin derinliklerine gömülmesi gerekiyor. Çok yaygın bir teknik, Super-Kamiokande veya IceCube'de olduğu gibi, ultra saf su veya buzla dolu devasa tanklar kullanır. Bir nötrino, çok küçük bir ihtimalle, dedektör ortamındaki (elastik saçılma veya enerjiye bağlı olarak derin inelastik saçılma yoluyla) bir çekirdeğe veya elektrona çarptığında, yüklü bir lepton (elektron veya müon gibi) üretebilir.[2][3] Eğer bu lepton o ortamdaki ışık hızından daha hızlı hareket ediyorsa (yani faz hızı c/n'yi aşıyorsa), Çerenkov ışıması adı verilen koni şeklinde mavimsi bir ışık yayar. Bu ışık daha sonra, fotonları tespit edilebilir elektrik sinyallerine dönüştüren aşırı hassas fotoçoğaltıcı tüpler (PMT'ler) veya silikon fotoçoğaltıcılar (SiPM'ler) dizisi tarafından yakalanır. Diğer dedektörler, nötrino etkileşimlerinin küçük ışık parlamaları ürettiği sıvı sintilatörler veya yüklü akım (CC) ya da nötr akım (NC) nötrino etkileşimlerinde üretilen yüklü parçacıkların bıraktığı iyonlaşma izlerinden parçacık yollarının neredeyse kabarcık odası benzeri 3 boyutlu yeniden yapılandırılmasına olanak tanıyan sıvı argon zaman projeksiyon odaları (LArTPC'ler) kullanır.[4]

DUNE (Derin Yeraltı Nötrino Deneyi) ve Hyper-Kamiokande gibi yeni nesil deneyler, nötrino kütle sıralamasını (bu bir normal hiyerarşi mi yoksa ters hiyerarşi mi?) kesin olarak belirlemeyi ve lepton sektöründe CP ihlalini (madde-antimadde asimetrisini açıklayabilecek hayati bir ipucu) araştırmayı hedefliyor. Aynı zamanda Samanyolu'muzda gerçekleşecek bir sonraki Tip II süpernovadan gelecek nötrino patlamasını yakalamaya hazır, süper hassas galaktik yangın alarmları olacaklar ve bize yıldız ölümü ile r-süreci nükleosentezi hakkında eşi benzeri görülmemiş gerçek zamanlı bir görünüm sunacaklar. Artı, steril nötrinolar – zayıf kuvveti bile hissetmeyen hipotetik nötrinolar – için devam eden bir arayış ve Parçacık Fiziği Standart Modeli ötesindeki diğer egzotik fizik olaylarını araştırma çabası da var.[5] Hatta bazı bilim insanları, nötrinoları Yer tomografisi için kullanmayı veya özel nükleer materyallerin yayılmasının önlenmesi amacıyla nükleer reaktörleri izlemeyi bile düşünüyorlar.[6]

Tüm Reklamları Kapat

Kaynaklar

  1. UCLA. Scientists Uncover Surprising New Source Of Cosmic Neutrinos. (9 Mayıs 2025). Alındığı Tarih: 11 Mayıs 2025. Alındığı Yer: ScienceBlog | Arşiv Bağlantısı
  2. Super-Kamiokande Official Webiste. Detector | Super-Kamiokande Official Webiste. Alındığı Tarih: 11 Mayıs 2025. Alındığı Yer: Super-Kamiokande Official Webiste | Arşiv Bağlantısı
  3. www.hep.shef.ac.uk. Neutrinos And Neutrino Oscillations. Alındığı Tarih: 11 Mayıs 2025. Alındığı Yer: University of Sheffield | Arşiv Bağlantısı
  4. P. Abratenko, et al. (2024). Measurement Of The Differential Cross Section For Neutral Pion Production In Charged-Current Muon Neutrino Interactions On Argon With The Microboone Detector. American Physical Society (APS). doi: 10.1103/PhysRevD.110.092014. | Arşiv Bağlantısı
  5. symmetry magazine. The Search For The Sterile Neutrino. (17 Ağustos 2021). Alındığı Tarih: 11 Mayıs 2025. Alındığı Yer: symmetry magazine | Arşiv Bağlantısı
  6. J. Pascoe. Neutrino Discovery Lays Groundwork To Further Explore Earth's Core. (22 Kasım 2017). Alındığı Tarih: 11 Mayıs 2025. Alındığı Yer: University of Alberta | Arşiv Bağlantısı
8
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
1
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Çağrı Mert Bakırcı
Yazar 29 Ağustos 2018 23 dk.

Tüm Dünya'da modern bilimin en önemli parçalarından biri olan evrimin kabul edilirliği giderek artıyor. İnsanlar evrimsel biyolojinin detaylarını öğrendikçe, yıllar yılı meydanları dolduran "yaratılışçı" ve evrim karşıtı akımların hiç de söyledikleri gibi bir kavram olmadığını, son derece basit ve anlaşılır bir doğa gerçeği olduğunu kavramaya başladılar. Bu da, akıllarda şu önemli sorunun doğmasına neden oluyor:

Bu sorunun altında yatan ana sorunun kaynağı, aslında bir "yaratıcı süpergücün" (kısaca "tanrı"nın) varlığı ile ilişkilendirilir. Çünkü "Eğer yaratma olayı varsa, bir yaratıcı da olmalıdır." düşüncesi, teolojinin asırlardır kullandığı felsefi bir argümandır. Her ne kadar yaratılma olayı ile yaratıcı arasında kısmen bir ilişki olsa da, yaratılma sözcüğünün özünde ifade ettiği eylem ile yaratma eyleminde bulunduğu iddia edilen süpergüç arasındaki ilişki, evrim karşıtlarının halka yansıttığı kadar sıkı olmayabilir. İzah edelim:

301
2
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Çağrı Mert Bakırcı
Yazar 3 Aralık 2015 17 dk.

Yer çekimi, Dünya üzerindeki cisimlerin yere, yani Dünya'ya doğru düşme eğilimine verilen isimdir. Kütle çekimi (veya kısaca "kütleçekim") ise, uzay içindeki iki cismin birbirine doğru hareket etmeye meyilli olmasını ifade etmekte kullandığımız bir doğa yasasıdır.

Yer çekimi, kütleçekim yasasının Dünya özelindeki ismidir. "Yer çekimi", "kütle çekimi" ve "kütleçekim" gibi terimler arasında fiziksel olarak hiçbir fark bulunmamaktadır; sadece kütleçekim yasası ilk olarak Dünya'da fark edildiği için, Türkçede bu şekilde bir isim almıştır. Fakat yer çekimi tabiri, "Yer" (yani "Dünya") ile sınırlı olduğu için, kısıtlayıcı olabilir ve bu nedenle daha ziyade kütleçekim sözcüğü kullanılmaktadır.

200
1
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Yeni Onaylı Kullanıcılarımız
Evrim Ağacı Akademi

Evrim Ağacı Akademi'yi kullanarak kendini Evrimsel Biyoloji konusunda geliştirebilirsin.

Evrim Ağacı'ndan Mesaj

Evrim Ağacı üyeliği tamamen ücretsiz ve sitemizi çok daha etkili, interaktif ve keyifli bir şekilde kullanmanızı sağlayacak. Üye değilseniz, birkaç saniyede üyelik oluşturabilirsiniz! Üyeyseniz de giriş yapmanızı tavsiye ederiz.

Evrim Ağacı'na Destek Ol
İnceleme
Halis Gönül
İnceleyen10 11 saat önce
Başyapıt...
Film
9.8/10
(85 Kişi)
Puan Ver
Orjinal Adı : The Godfather
İnceleme Yaz
Sonra İzleyeceklerime Ekle
0
0 Yorum
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Tüm Reklamları Kapat
Hüseyin Açar
Üye 13 Ağustos 2020 1 Cevap
Yaşlanmayı geciktirdiği ve insan ömrünü uzattığı düşünülen anti- aging maddelerle ilgili hazırlanmış bilimsel bir bulgu var mıdır?
222 görüntülenme
0
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Efe İliman
Efe İliman
20K UP
Üye 3 gün önce Henüz cevap yok.
Bir YKS öğrencisiyim. AYTde en fazla 2 yapamadığım çıkar. Ancak yapabileceğimden 3-4 net daha az yapıyorum. Soruyu okumuşum aklıma ilk gelen şekilde çözüp geçmişim. Öncülü bir kez daha okusam dur belki şöyle olabilir diyeceğim ama beynim bunu yapmıyor. Dönüp tekrar okuyorum soruyu elbette ama beynim tamamen kapalı oluyor. Zaten çözdüm diyor resmen.
1
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Seda Baştürk
Seda Baştürk
194K UP
Çeviren 16 Nisan 2022
Bu güzel karanlık gece manzarasını elde edebilmek için, bir tripoda sabitlenmiş bir kamera ile çekilen çok sayıda kısa pozlama üst üste istiflendi. İspanya’nın kuzeydoğusundaki Albany köyü yakınlarında çekilen Avcı’nın kemerindeki üç yıldız, bu yıldızlı çerçevenin ortasından ve yukarısından geçiyor. Kemerin en doğusunda (solda) bulunan Alnitak yıldızı, Alev (Flame) bulutsusunun ve ünlü Atbaşı (Horsehead) bulutsusunun karanlık çentiğinin yanında yer alıyor. Çıplak gözle kolayca görülebilen Büyük Avcı Bulutsusu ise kemerin hemen altındadır. Sadece 1500 ışık yılı uzaklıkta yer alan bu bulutsu, güzel gezegenimize en yakın yıldız doğum merkezidir. En iyi fotoğraflarda görülebilen Barnard İlmiği’nin geniş ve sönük yayı, Avcı’nın parlak yıldızlarını ve bulutsularını kucaklıyor gibi görünüyor. Kuzey yarım kürenin ilkbahar mevsiminde, tanıdık olan kuzey kış takımyıldızı Avcı batıyor. Batı ufkunun sağ alt kısmında, Avcı’nın parlak mavi süperdev yıldızı Rigel, bir çam ağacının dallarına dokunuyor gibi görünüyor.
5
0 Yorum
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Altay Kenger
Seslendiren 1 Mart 2022 10:20
Dövüş Kulübü, Chuck Palahniuk tarafından 1996 yılında kaleme alınmış bir eserdir. Bu eser, David Fincher'ın yönetmenliği ve kaliteli oyunculuklarla 1999...
64
Ecrin Güvenaltın
4 gün önce
Ben şahsen Beyaz deliklerin olduğu teoriye katılıyorum . 
1
0 Yorum
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
İnceleme
Elif Kavak
Elif Kavak
32K UP
İnceleyen10 4 Mayıs 2023
Bize ait olduğunu sandığımız, kendimizin yapılandırdığını inandığımız kişiliğimizin ne kadarı bize ait? İnsan beynine, bilgiyi yapılandırma konusunda gerçekten güvenebilir miyiz peki? Algıladığımız gerçeklik, nesnel olan o gerçeklik mi? Sosyal psikoloji alanında yazılan, okunması ufuk açan nitelikte bir kitap olduğunu söylemeliyim.
10.0/10
(4 Kişi)
Puan Ver
Orjinal Adı : The Self Illusion
İnceleme Yaz
Sonra Okuyacaklarıma Ekle
5
0 Yorum
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Daha Fazla İçerik Göster

Bize Ulaşın

ve seni takip ediyor

Göster

Şifremi unuttum Üyelik Aktivasyonu

Göster

Şifrenizi mi unuttunuz? Lütfen e-posta adresinizi giriniz. E-posta adresinize şifrenizi sıfırlamak için bir bağlantı gönderilecektir.

Geri dön

Eğer aktivasyon kodunu almadıysanız lütfen e-posta adresinizi giriniz. Üyeliğinizi aktive etmek için e-posta adresinize bir bağlantı gönderilecektir.

Geri dön

Close