Keşfedin, Öğrenin ve Paylaşın
Evrim Ağacı'nda Aradığın Her Şeye Ulaşabilirsin!
Kafana takılan neler var?
Aklımdan Geçen
Komünite Seç
Aklımdan Geçen
Fark Ettim ki...
Bugün Öğrendim ki...
İşe Yarar İpucu
Bilim Haberleri
Hikaye Fikri
Video Konu Önerisi
Başlık
Bugün Türkiye'de bilime ve bilim okuryazarlığına neler katacaksın?
Gündem
Bağlantı
Ekle
Soru Sor
Stiller
Kurallar
Komünite Kuralları
Bu komünite, aklınızdan geçen düşünceleri Evrim Ağacı ailesiyle paylaşabilmeniz içindir. Yapacağınız paylaşımlar Evrim Ağacı'nın kurallarına tabidir. Ayrıca bu komünitenin ek kurallarına da uymanız gerekmektedir.
1
Bilim kimliğinizi önceleyin.
Evrim Ağacı bir bilim platformudur. Dolayısıyla aklınızdan geçen her şeyden ziyade, bilim veya yaşamla ilgili olabilecek düşüncelerinizle ilgileniyoruz.
2
Propaganda ve baskı amaçlı kullanmayın.
Herkesin aklından her şey geçebilir; fakat bu platformun amacı, insanların belli ideolojiler için propaganda yapmaları veya başkaları üzerinde baskı kurma amacıyla geliştirilmemiştir. Paylaştığınız fikirlerin değer kattığından emin olun.
3
Gerilim yaratmayın.
Gerilim, tersleme, tahrik, taciz, alay, dedikodu, trollük, vurdumduymazlık, duyarsızlık, ırkçılık, bağnazlık, nefret söylemi, azınlıklara saldırı, fanatizm, holiganlık, sloganlar yasaktır.
4
Değer katın; hassas konulardan ve öznel yoruma açık alanlardan uzak durun.
Bu komünitenin amacı okurlara hayatla ilgili keyifli farkındalıklar yaşatabilmektir. Din, politika, spor, aktüel konular gibi anlık tepkilere neden olabilecek konulardaki tespitlerden kaçının. Ayrıca aklınızdan geçenlerin Türkiye’deki bilim komünitesine değer katması beklenmektedir.
5
Cevap hakkı doğurmayın.
Aklınızdan geçenlerin bu platformda bulunmuyor olabilecek kişilere cevap hakkı doğurmadığından emin olun.
Size Özel
Makaleler
Bilimler Köyü
Etkinliği Ekleyen 1 ay önce İzmir₺9.000,0020 Temmuz
Atomlardan proteinlere: Yapısal Biyoloji ve Yapısal Taklit
20 Temmuz 2025 15:00 tarihinden 27 Temmuz 2025 12:00 tarihine kadar.

Amino asitler nasıl bir araya geliyor, 3 boyutlu yapı nasıl oluşuyor? Protein yapılarını çözmek, incelemek ve karmaşık protein etkileşimlerini anlamak için hangi teknikleri kullanıyoruz? Etkinlikte bu sorulara cevap ararken, teorik ve pratik oturumlar aracılığıyla protein yapılarını ve etkileşimlerini inceleyeceğiz. Pratik derslerle veritabanı kullanımı (NCBI BLAST, Expasy), protein görselleştirme (PDB, Chimera X), yapı modelleme (AlphaFold), protein etkileşimleri (PISA) ve moleküler kenetleme (HADDOCK, SWISSDOCK) konularını işleyeceğiz.

Devamını Göster
5
0 Yorum
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Tüm Reklamları Kapat
Çınar Civan
Çeviren 4 Ekim 2023
Bu bulutsu bir cadının başına benziyor mu? Bulutsu halk arasında Cadı Başı Bulutsusu olarak biliniyor çünkü bulutsunun şeklinin Cadılar Bayramı tarzı bir cadı kafasının karikatürüne benzediği söyleniyor. Ancak, tam olarak nasıl olduğu hayali bir spekülasyon konusu olabilir. Açık olan şey, IC 2118'in yaklaşık 50 ışık yılı genişliğinde olduğu ve gaz ve tozdan oluştuğudur. Bu da yakındaki yıldız Rigel'i (kısmen aşındırdığı için) işaret eder. Orion takımyıldızındaki en parlak yıldızlardan biri olan Rigel, bu görüntünün alt kısmında yer alıyor. Cadı Başı Bulutsusu'nun mavi rengi yalnızca Rigel'in yoğun mavi yıldız ışığından değil, aynı zamanda toz taneciklerinin mavi ışığı kırmızıdan daha verimli bir şekilde dağıtmasından da kaynaklanmaktadır. Aynı fiziksel süreç, Dünya gezegeninin atmosferindeki dağıtıcıların nitrojen ve oksijen molekülleri olmasına rağmen, Dünya'da gündüzleri gökyüzünün mavi görünmesine neden olur.
8
0 Yorum
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Söz
Ömer Efe Dikici
Alıntıyı Ekleyen 2 gün önce
Yaşamda adaleti aramak için koşullanmışız ve bulamadığımızda, öfke, endişe ve hayal kırıklığı hissetmeye eğilimliyiz. Aslında, sonsuz gençliğin kaynağını ya da benzer bir mit'i aramak da eşdeğer üretkenlik taşımaktadır. Adalet var olmamıştır. Hiç olmadı ve hiç de olmayacak. Dünya bu şekilde yaratılmadı. Kuşlar solucanları yer. Bu soluncanlar için adil değil. Dünyada adalet olmadığının farkına varmak için doğaya bakmamız yeterli. Kasırgalar, gelgitler, seller, kuraklıklar hepsi haksızlık.
Kaynak: 'Your Erroneous Zones'. New York: Avon Books, 1977, s 173.
3
0 Yorum
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Buse Çakmak
Buse Çakmak
132K UP
Yazar 3 gün önce 9 dk.

Kalp, sadece bir pompa olmadığı gibi, sandığımız kadar da yalnız değildir! Kalp ve beyin kendi aralarında sürekli ve sessiz bir iletişim halindedir. Bu iletişim bazen kalbin atışını hızlandıran bir heyecan, bazense yavaşlatan bir huzurda kendini gösterir. İşte bu sessiz ve bizim bihaber olduğumuz diyalogların mimarı vagus siniridir.[1]

Onuncu kraniyal sinir olan vagus, vücudun en uzun siniri olup Latince "gezgin" anlamına gelir ve bu adı vücut boyunca yalnızca kalbi değil birçok organı etkileyen geniş yayılımdan alır.[1] Aynı zamanda vagus, iç organlarımızdan gelen sinyalleri taşıyan en önemli iletim yollarından biridir. Bu sayede kalp atışlarımızı, solunum ritimlerimizi, mide ve bağırsaktaki gerilmeleri algılar ve bir "bedensel farkındalık" inşa eder. "İntersepsiyon" olarak adlandırılan bu mekanizma öznel anlamda kişide bedende var olma deneyimini mümkün kılarak öznel olarak "yaşıyorum" hissini sağlar.[2]

21
1
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Batuhan Piren
5 gün önce
Bundan sonra haftada 1-2 kez izlediğim belgesel veya sizlerin ilgisini çekebilecek belgesel tarzı videolar paylaşıcam. Bunu söyledikten sonra gelelim videoya. Epstein'i bilmeyeniniz yoktur diye düşünüyorum. Açıklamaya gerek yok. Herkese sorsanız vefat etti diyecektir. Ama gerçek sandığınız gibi olmayabilir. Yani FBI tarafından öldürüldülme ihtimalini kimse konuşmuyor fakat videoda bu işin intihar vs değil direk suikast olduğu belgeleri ile açıklanıyor. İlginizi çekerse izlemenizde fayda var.
2
0 Yorum
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Işın Altınkaya
Yazar 7 Nisan 2016 18 dk.

Bu yazıyı okuyan her 2 erkekten birinin saçları 20'li yaşlarından itibaren dökülmeye başlayacak ve 50'li yaşlarında saçları büyük oranda veya tamamen dökülecek. Tabii erkeklerde saç kaybına aşinayız, dolayısıyla bu belki de pek şaşırtıcı değil. Ama aynı zamanda bu yazıyı okuyan her 5 kadından 1'inin saçları yaşa bağlı olarak zamanla dökülecek, her 2 kadından 1'inin saçları 50 yaşından sonra kafa derisi görülebilecek düzeyde azalacak. Yani hangi cinsiyetten ve hangi ülkeden olursanız olun, az ya da çok miktarda saçlarımızı yitireceğiz. Tabii ki bunun en ileri formu, erkeklerde görülen tam kellik. İyi ama neden? Neden kıllarımızı kaybediyoruz?

Mısır’dan elde edilen verilere göre, yaklaşık 5000 yıldır insanların kelliğe çare aradığı tahmin ediliyor. Yaşlanma nedeni ile erkeklerin yaklaşık %50'sinde, kadınların ise yaklaşık %20'sinde saç dökülmesi gözleniyor. Öte yandan saçımızın dökülüp dökülmeyeceğinin sırrı, atalarımızın genlerinde saklı.

92
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Evrim Ağacı'ndan Mesaj

Evrim Ağacı üyeliği tamamen ücretsiz ve sitemizi çok daha etkili, interaktif ve keyifli bir şekilde kullanmanızı sağlayacak. Üye değilseniz, birkaç saniyede üyelik oluşturabilirsiniz! Üyeyseniz de giriş yapmanızı tavsiye ederiz.

Bilimler Köyü
Etkinliği Ekleyen 1 ay önce İzmir₺9.000,0013 Temmuz
Fiziğin Felsefesi (İngilizce)
13 Temmuz 2025 15:00 tarihinden 20 Temmuz 2025 12:00 tarihine kadar.

The main objective of this event is to clarify the relationship between physics and philosophy. Another aim is to uncover the philosophical foundations of physical theories, introduce conceptual problems, and develop discussion skills on these topics. Therefore, philosophical theories proposed in areas such as space, time, quantum mechanics, matter-energy, the mathematical structure of nature, and the nature of physical laws will be addressed from both historical and contemporary perspectives.

Devamını Göster
4
0 Yorum
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Fatih Birinci
Yazar 17 Aralık 2018 12 dk.

1973 yılında İsveç'te Jan-Erik Olsson isimli bir adam, Kreditbanken adlı bankaya silahlar ve patlayıcılarla girdi. Havaya ateş açtı, "Herkes yere yatsın, parti başlıyor!" diye bağırdı. Bu sırada müşteriler ve birçok banka görevlisi dışarı kaçtı. Soyguncu, dört banka görevlisini rehin aldı. Banka, polisler tarafından kuşatıldı.

Arabulucu, soyguncuyla iletişime geçtiğinde, soyguncunun talepleri yüklü miktarda para, biraz mühimmat, cezaevinden bir arkadaşının kendi yanına getirilmesi ve bankanın önünde hazır bir araba bulundurulmasıydı. Soyguncunun dediğine göre talepleri yerine getirilirse, bu arabaya arkadaşıyla birlikte binip, gidecekti.

305
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Ufuk Derin
2 gün önce
Amerikalı bilim yazarı Carl Zimmer 13 Temmuz 1966'da doğdu. Evrim, kalıtım ve parazitler konularında uzmanlaşan Zimmer, The New York Times ve National Geographic gibi yayınlarda bilim makaleleri yazıyor. Yale Üniversitesi'nde moleküler biyofizik alanında yardımcı profesör olarak görev yapıyor. Bilim iletişimine katkılarıyla tanınan Zimmer, Radiolab ve This American Life gibi programlarda da yer alıyor.
Bu gönderi Evrim Ağacı tarafından öne çıkarılmıştır.
2
0 Yorum
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Evrim Ağacı'na Destek Ol
Ekin Baran Sunar
Seslendiren 22 Ağustos 2019 7:57
İktisadi düşünce tarihi geneli itibari ile epistemolojik olarak iki ayrı okula ayrılabilir. Bunlardan ilki "Klasik İktisat Geleneği" olarak nitelendirilen,...
13
Çağrı Mert Bakırcı
Yazar 16 Temmuz 2014 4 dk.

Bilim insanları uzun bir süredir mor ötesi ışın altında akreplerin neden parlak yeşil olacak şekilde parladıklarını biliyorlardı; ancak bunun gizemini ancak 2011 senesinde çözebildiler. Yani bu yetenek, uzun süredir biliniyor olmasına rağmen, evrimsel sebepleri uzun bir süre karanlıkta kalmıştı.

Oklahoma Üniversitesi'nden biyolog Douglas Griffin bu "floresan" özelliği analiz etti ve akreplerin, daha önce hiç bilinmediği şekilde, etraftaki ışığı kuyruklarıyla algıladıklarını ortaya koydu! Bu "deriyle ışığı algılama" özelliği, akreplerin kaya altlarında hızla hareket edebilmesine izin verebilmesi sebebiyle evrimleşmiş olabilir. Gaffin, Animal Behavior dergisinde yayımlanan makalesinde şöyle söylüyor:

21
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Ufuk Derin
Aktaran 3 gün önce 4 dk.

Umman’ın Dhofar bölgesindeki mağaraların taş yüzeylerinde ve kurumuş nehir yataklarının yüzeylerinde yılan gibi kıvrılarak kayanın üzerine işlenmiş neredeyse 2400 yıl öncesine ait yazılar bulunuyordu. "Zufar yazısı" olarak da bilinen bu yazının ne olduğu ise uzun yıllar boyunca bilim insanları için çözülemeyen bir bilmeceydi. Ancak uluslararası bir akademik dergide yayımlanmak üzere olan yeni bir çalışmanın yazarı, Zufar yazısının ana alt türünü deşifre ettiğini ve alfabenin Güney Arabistan'da ortaya çıkmadığına dair kanıtlar bulduğunu öne sürüyor.

Ohio State Üniversitesi'nden dilbilimci ve çalışmanın yazarı Ahmed el-Cellad, Zufar yazısının uzun süren gizeminin on yıllar boyunca akıllara pek çok olası açıklama getirdiğini belirtiyor. Bunlar arasında "bunların Kur'an'da adı geçen kayıp bir Arap kabilesi olan Âd kavminin yazıtları olduğu gibi pek olası olmayan fikirlerin de bulunduğunu söylüyor. Çalışmada yer almayan Pekin Üniversitesi'nden dilbilimci Giuliano Castagna, el-Cellad'ın yeni makalesinin bu konu üzerine yapılmış ilk güvenilir çalışma olduğunu ve "Arabistan tarihinin yepyeni bir sayfasını yazma potansiyeli taşıdığını" vurguluyor

16
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Kübra Bozkurt
Çeviren 5 Nisan 2020 5 dk.

Roller coaster'lar teknoloji sayesinde daha büyük, daha hızlı ve daha korkutucu hale geliyor. Bunların oldukça modern bir eğlence türü olduğunu sanabilirsiniz; ancak aslında tarihleri 1800'lerin ortalarına kadar uzanıyor.

ABD'nin Pennsylvania eyaletindeki bir kasabada, dağlardan kasabaya kömür taşımak için yer çekimi güdümlü demir yolları inşa edilmişti. Treni tamamen eğlence amaçlı kullanmak isteyen insanlar ise sadece hafta sonları olmak üzere, ücret ödeyerek trene biniyorlardı. 

31
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Tüm Reklamları Kapat
Söz
Evrim Ağacı
Alıntıyı Ekleyen 21 Ocak 2019
Bana duracak bir yer ve uzun bir kaldıraç verin, size Dünya'yı kaldırayım.
Bu alıntı Evrim Ağacı tarafından öne çıkarılmıştır.
23
0 Yorum
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Ahtapotlar, doğanın en sıra dışı canlılarından biridir. Sekiz kolu, üç kalbi ve yaklaşık 500 milyon nöronuyla dikkat çekerler. Bu nöronların üçte ikisi kollarında bulunur, bu da onların kollarını beyinlerinden bağımsız olarak kullanabilmelerini sağlar.

Ahtapotların kolları, çevresel uyarıcılara doğrudan tepki verebilir ve hatta koparıldıktan sonra bile belirli hareketleri gerçekleştirebilir.

Her kol, kendi sinir ağına sahip olup, çevresini “tatma” ve “koklama” yetenekleriyle analiz edebilir. Bu özellik, ahtapotların çevrelerine hızlı ve etkili bir şekilde uyum sağlamalarına olanak tanır.
🐙

Ahtapotların sinir sisteminin bu benzersiz yapısı, sadece biyolojik araştırmalar için değil, aynı zamanda yumuşak robot teknolojileri gibi alanlarda da ilham kaynağı olmaktadır.

Bu canlılar, doğanın ne kadar yaratıcı ve etkileyici olabileceğinin canlı bir örneğidir.

📝 Yazar: Mindly Weisberger
󰜼 Uyarlayan: Mücahid Köse
💻 Editör: Çağrı Mert Bakırcı

Bu içerik, Evrim Ağacı internet sitesinden derlenerek hazırlanmıştır. Derleme sırasında bazı önemli detaylar kaybolmuş olabilir. Konu hakkında eksiksiz bilgi almak ve kaynaklarımızı görmek için içeriği lütfen evrimagaci.org üzerinden okuyunuz.
İnceleme
Ece Erdem
Ece Erdem
71K UP
İnceleyen10 14 Eylül
Bilişsel Devrim, Tarım Devrimi, İnsanoğlunun Birleşmesi ve Bilimsel Devrim konu başlıkları altında toplanan Homo sapiens’in kısa tarihini anlatan Yuval Noah Harari hem iyi bir tarihçi hem de özgün düşüncelere sahiptir. O her insanın içince bir ışık demetinin olduğunu söyler ve onları bir bir yakmamız gerektiğini. Tabii sonra da o ışık demetini şöyle bir kaldırıp bir de ''büyük resme bakmak'' lazım. Bir gün karanlığın olmadığı yerde buluşabilmek için o ışıkları tek tek yakmamız gerek.

Homo sapiens 70 bin yıl önce yeni bir dil oluşturacak yönde evrilip ilk hikayesini anlattığında bu diğer türlerin sonu demekti. Tabii ki bu tehlike rakip türlerin sonu için geçerliydi. Çünkü insan ‘sapiens’ türüne ait olduğunu gösterecek şekilde kendine yararı olabilecek hayvan türlerini evrimleştirmiştir, yok etmemiştir. Ama rakip tür yok diye dünyada barış da kol gezmiyordur. Bu zaten farklı türlerin olmasıyla ilgili bir şey de değildir.

Neden türleri yok etme ya da evrimleştirme becerisi diğer insan türlerinde görülmemişti de sadece Homo sapiens bunu başarmıştı? Çünkü dilin keşfiyle birlikte anlatılan hikayeler, kolektif bilinci oluşturan ve karşılıklı güvene dayalı ilişkiler sadece Homo sapiens'e özgü olmuştur. Hayal kurma, kurguya inanma, hikayeler anlatma, ekonomi, özgürlük, eşitlik, hak, adalet, dinler, mitler, para gibi kavramlar insanın zihninde olan soyut şeylerdir. Gerçekte hiçbir değeri yoktur. İnsanlar kolektif olarak inanmak istedikleri için varlar. Bu kavramlara inanmak ve vaat edilenlere güvenmek zamanla sapiensin dünyadaki tek insan türü olmasını sağlamıştır.

Bir rakibin olmayışı onları yerleşik yaşama geçirmiştir ardından tarım devrimini getirmiştir. ''Tarihin en büyük aldatmacası'' olan Tarım Devrimi kapitalizmin ilk adımıdır ve bu devrimin seslerini duymamak işten bile değildir. Tarım Devrimini ise Bilişsel Devrim takip edecektir. Bu da insanın cehaletini keşfetmesiyle başlayıp günümüze kadar uzanacaktır. İleri teknoloji hakkında teoriler ve Harari’nin teorilerine son sayfalarda yer verilmiştir ve gerçekten ilgi çekicidir.

Fazla uzatmak istemediğim için genel olarak çıkarımlarım ve önemli gördüğüm kavramlar bunlardır. Kitap entelektüel birikime katkıda bulunacak, farklı pencerelerden bakmayı sağlayacak türde ve çok akıcı bir üslupla yazılmıştır. Herkesin hayatında bir kere okuması gerektiğini düşünüyorum. En azından bir kere de olsa yaşadığı hayatı, inandığı şeyleri hatta düşündüklerini bile -diğer insanlardan bağımsız bir şekilde- sorgulamaları gerekir. Hayat yaşanmaya ve sorgulamaya değerdir :)

Ve son olarak;
''Karşıt görüşleri öğreneceksiniz. İnsanlar sevmedikleri insanlardan, benimsemedikleri ideolojilerden de öğrenebilir ve değerli olan da budur. Saygı duyacaksınız, sevmek de şart değil. Herkese tahammül etmek zorundasınız.''

İlber Ortaylı
9.6/10
(186 Kişi)
Puan Ver
İnsan Türünün Kısa Bir Tarihi
İnceleme Yaz
Sonra Okuyacaklarıma Ekle
6
0 Yorum
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Yaşam Ağacı Türü
Ayça Karaca
Ayça Karaca
65K UP
Türü Ekleyen 5 gün önce
Macaroeris, Salticidae familyasına bağlı bir örümcek cinsidir.
4
Leonidas I
Leonidas I
26K UP
.D. 1 gün önce Sen de Cevap Ver

Sven Lagerbring, “Odin Türk kökenlidir ve İskandinavya’ya Orta Asya’dan gelmiştir” şeklinde bir tez ortaya atmıştır. Bu görüş, 18. yüzyılda Avrupalılar arasında yaygın olan “tüm halkların kökeni ya Truva’dır ya Orta Asya’dır” anlayışıyla da uyumludur.

Ancak Lagerbring’in bu düşüncesi:

Mitolojik Odin ile tarihsel göçleri karıştırması, Orta Çağ kroniklerine fazla güvenmesi nedeniyle akademik geçerliliğe ulaşamamıştır.

Tüm Reklamları Kapat

Türklerin bilinen büyük göç dalgaları kuzeye kadar ulaşmış, bazı Germen kavimlerle temasa geçmiştir. Dil, taktik ve kıyafet etkileri olmuştur. Bu izlerden yola çıkan bazı tarihçiler "böyle" düşünmüştür. Odin’in mitolojik anlatımlarda "Orta Asya’dan gelen büyük bir lider" gibi sunulması da etkilidir. Bazı kaynaklar Odin’in Sakalar ya da Massagetler ile ilişkili olduğunu iddia eder. Zamanında Türklerin Avrupa’daki etkisinin çok geniş oluşu da ayrı etki etmektedir. Macar kronikleri, Got efsaneleri, bazı İngiliz tarihçileri de Odin’in Türk kökenli olabileceğini ima etmiştir.

Fakat;

Bugünkü akademik tarihçilik, Odin'in bir mitolojik figür olduğunu ve onun gerçek bir tarihî şahsiyet gibi ele alınmasının bilimsel açıdan zayıf olduğunu belirtir. Ayrıca “Türk kökenli” demek, bugünkü siyasi Türk kimliğiyle karıştırılmamalı; kast edilen şey, daha geniş anlamda Orta Asya kültürüdür.

Kısaca;

Tüm Reklamları Kapat

Türk izleri vardır, ama Odin Türk değildir.

Kaynakça.[1][3][2][4]

Kaynaklar

  1. S. Lagerbring. (2023). Swea Rikes Historia: Ifrån De Äldsta Tider Til De Närwarande, Part 1 (Swedish Edition). ISBN: 9781021102089.
  2. G. Dumézil. (1973). Gods Of The Ancient Northmen (English And French Edition). ISBN: 9780520035072.
  3. W. Wagner. (1880). Asgard And The Gods: The Tales And Traditions Of Our Northern Ancestors, Forming A Complete Manual Of Norse Mythology. Fourth Edition. ISBN: 9783337125448.
  4. P. Heather. (2010). Empires And Barbarians: The Fall Of Rome And The Birth Of Europe. ISBN: 9780199735600. Yayınevi: Oxford University Press.
4
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Evrim Ağacı'ndan Mesaj

Evrim Ağacı'nı sosyal medya hesaplarından takip etmeyi unutmayın! Yeni paylaşımlarımızı görmek için bizi aşağıdaki sosyal medya hesaplarımızdan takip edebilirsiniz.

Daha Fazla İçerik Göster

Bize Ulaşın

ve seni takip ediyor

Göster

Şifremi unuttum Üyelik Aktivasyonu

Göster

Şifrenizi mi unuttunuz? Lütfen e-posta adresinizi giriniz. E-posta adresinize şifrenizi sıfırlamak için bir bağlantı gönderilecektir.

Geri dön

Eğer aktivasyon kodunu almadıysanız lütfen e-posta adresinizi giriniz. Üyeliğinizi aktive etmek için e-posta adresinize bir bağlantı gönderilecektir.

Geri dön

Close