Keşfedin, Öğrenin ve Paylaşın
Evrim Ağacı'nda Aradığın Her Şeye Ulaşabilirsin!
Kafana takılan neler var?
Aklımdan Geçen
Komünite Seç
Aklımdan Geçen
Fark Ettim ki...
Bugün Öğrendim ki...
İşe Yarar İpucu
Bilim Haberleri
Hikaye Fikri
Video Konu Önerisi
Başlık
Kafana takılan neler var?
Gündem
Bağlantı
Ekle
Soru Sor
Stiller
Kurallar
Komünite Kuralları
Bu komünite, aklınızdan geçen düşünceleri Evrim Ağacı ailesiyle paylaşabilmeniz içindir. Yapacağınız paylaşımlar Evrim Ağacı'nın kurallarına tabidir. Ayrıca bu komünitenin ek kurallarına da uymanız gerekmektedir.
1
Bilim kimliğinizi önceleyin.
Evrim Ağacı bir bilim platformudur. Dolayısıyla aklınızdan geçen her şeyden ziyade, bilim veya yaşamla ilgili olabilecek düşüncelerinizle ilgileniyoruz.
2
Propaganda ve baskı amaçlı kullanmayın.
Herkesin aklından her şey geçebilir; fakat bu platformun amacı, insanların belli ideolojiler için propaganda yapmaları veya başkaları üzerinde baskı kurma amacıyla geliştirilmemiştir. Paylaştığınız fikirlerin değer kattığından emin olun.
3
Gerilim yaratmayın.
Gerilim, tersleme, tahrik, taciz, alay, dedikodu, trollük, vurdumduymazlık, duyarsızlık, ırkçılık, bağnazlık, nefret söylemi, azınlıklara saldırı, fanatizm, holiganlık, sloganlar yasaktır.
4
Değer katın; hassas konulardan ve öznel yoruma açık alanlardan uzak durun.
Bu komünitenin amacı okurlara hayatla ilgili keyifli farkındalıklar yaşatabilmektir. Din, politika, spor, aktüel konular gibi anlık tepkilere neden olabilecek konulardaki tespitlerden kaçının. Ayrıca aklınızdan geçenlerin Türkiye’deki bilim komünitesine değer katması beklenmektedir.
5
Cevap hakkı doğurmayın.
Aklınızdan geçenlerin bu platformda bulunmuyor olabilecek kişilere cevap hakkı doğurmadığından emin olun.
Size Özel
Makaleler
Suat Ayöz
Suat Ayöz
117K UP
Çeviren 13 Ocak 2014 2 dk.

İsviçre'de gerçekleştirilen sondajlar, çiçek veren bitkilerin atalarına ait bilinen en eski fosilleri ortaya çıkardı. Zürih Üniversitesi araştırmacılarına göre bu çok iyi korunmuş 240 milyon yıllık polen tanecikleri çiçekli bitkilerin şu ana kadar varsayılandan 100 milyon yıl daha önce evrimleştiklerinin kanıtı.

Çiçekli bitkiler iğne yapraklılara, çikaslara ve eğrelti otuna akraba soyu tükenmiş bitkilerden türediler. Çiçekli bitkilere ait bilinen en eski fosiller polen granülleri. Küçük, sağlam ve sayıca çok olan bu granüller yaprak ya da çiçeklere göre çok daha kolay fosilleşebiliyor. Kesintisiz bir polen fosilleri dizisi yaklaşık 140 milyon yıl önceki Kretase doneminden başlıyor ve genelde çiçekli bitkilerin ilk olarak o donemde evrimleştiği varsayılıyor. Ancak bu çalışma 100 milyon yıl daha eski çiçekli bitki benzeri bir poleni belgeliyor ve bu da çiçekli bitkilerin Erken Triyasik'te (252 ile 247 milyon yıl öncesi) ortaya çıkmış olabileceği anlamına geliyor.

11
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Tüm Reklamları Kapat
Ayşegül Şenyiğit Özdil
Uyarlayan 22 Ağustos 2017 20 dk.

Yaşlanma, ya da bazen söylendiği şekliyle ihtiyarlık, ilerleyen yaşla beraber fizyolojik işlevin kaçınılmaz olarak bozulmasıdır. Yaşlılık, nüfus istatistikleri çerçevesince, yaşa bağlı olarak ölüm oranında bir artış ve doğurganlıkta bir düşüşle tanımlanmaktadır (Görsel 1'e bakınız).[1][2] Bu durum, evrimsel bir çelişki barındırır: Doğal seçilim, organizmaları en uygun şekilde sağkalım ve üreme başarısına (Darwinci uyum başarısına) sahip olacak tarzda tasarlıyorsa, o halde evrim, neden ilk iş olarak yaşlanmayı önlemez?

Aristo'dan başlayarak bilim insanları ve düşünürler yüzyıllar boyunca bu bilmeceyi çözmeye çabaladılar. Örneğin Romalı şair ve düşünür Lucretius, De Rerum Natura (Nesnelerin Doğası Üzerine) adlı eserinde, gelecek kuşaklara yer açtığı için yaşlanmanın ve ölümün faydalı olduğu fikrini savunmuştur. Bu görüş, biyologlar arasında 20. yüzyıla kadar tutunmuştur.

89
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Çağrı Mert Bakırcı
Yazar 31 Mayıs 2011 43 dk.

Mutasyon, kelime anlamıyla genetik materyalde meydana gelen rastlantısal değişim demektir. Bu değişim, genetik dizideki bir nükleotidin bir başkasına dönüşmesi kadar basit olabileceği gibi, bir kromozomun baştan sona fazladan kopyalanarak sayısının artması kadar devasa da olabilir. Birçok mutasyon ise genellikle spesifik bir geni veya birkaç geni etkileyen boyuttadır.

Mutasyonları anlamak için, öncelikle mutasyonlarda gördüğümüz rastgeleliği anlamamız gerekmektedir. Fakat sadece rastgelelik üzerinden yapılacak bir mutasyon analizi yetersizdir; fayda/zarar dengesi, mutasyonların çeşitlerine örnekler, belirli mutasyonların elenmesinin güçlüğü gibi birçok konuyu öğrenmek gerekmektedir. Bu yazımız, ihtiyacınız olan temeli size fazlasıyla kazandıracaktır.

136
1
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Arda Ateş
Arda Ateş
213K UP
Yazar 12 Mart 2021 15 dk.

Kenevir bitkisinde (Cannabis sativa veya Cannabis indica) bulunan 489 bileşiğin 70’i kannabinoid denilen psikoaktif bileşiklerdir. Bu kannabinoidlerden en etkili ve en yoğun miktarda bulunanları delta 9-tetrahidrokanabional (THC) ve kanabidiyol (CBD) isimli iki moleküldür.[1] THC'nin anksiyete yaratıcı etkileri olduğu bilinirken, CBD anksiyete giderici etki göstermektedir.[2] Kannabinoidlerin etkisini inceleyen çoğu çalışmada sentetik kannabinoidler veya kenevirin temel etken maddesi sayıldığı için THC kullanılmaktadır. Bu, çalışmaların bulgularını kenevir tüketicilerinin günlük kullanımına uyarlarken bu da göz önünde bulundurulması gereken bir faktördür.

Kannabinoidler vücudumuzun içsel kannabinoid sinyal sisteminin parçaları olan ve çoğunlukla nöronların hücre zarlarında bulunan CB1 reseptörlerine bağlanarak etkilerini gösterirler (CB2 reseptörlerine de bağlanırlar; fakat bunlar daha çok bağışıklık sisteminde bulunduğu için, konumuzla alakasızdır). Bu reseptörler normalde n-arakidonoil-etanolamin (anandamid) ve 2-arakidonoil-gliserol gibi endokannabinoidler tarafından etkinleştirilir. THC de bu moleküllerle yakın bir kimyasal yapıya sahip olduğu için, benzer şekilde CB1 reseptörlerine bağlanarak hücre içindeki bazı kimyasal reaksiyonları tetikler. Bu reaksiyonlar sonucunda GABAerjik internöronlarda (ve az da olsa glutamaterjik nöronlarda) bazı nörotransmitterlerin salınımı inhibe eder.[1][3] Buna bağlı olarak, kenevir tüketimiyle ilişkilendirilen etkiler ortaya çıkar.

102
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Evrim Ağacı'ndan Mesaj

Evrim Ağacı üyeliği tamamen ücretsiz ve sitemizi çok daha etkili, interaktif ve keyifli bir şekilde kullanmanızı sağlayacak. Üye değilseniz, birkaç saniyede üyelik oluşturabilirsiniz! Üyeyseniz de giriş yapmanızı tavsiye ederiz.

Berkay Kalaycık
Çeviren 5 Ağustos 2021 14 dk.

Akdeniz tipi iklim bölgeleri (AİB) beş kıtaya yayılmıştır: Afrika, Avustralya, Avrupa, Kuzey Amerika ve Güney Amerika. Bitki örtüsü (yakıt) büyümesini sağlayan serin ve yağışlı kışlar ve bitki örtüsünün tutuşabilirliğini artıran sıcak ve kuru yazlar ile karakterize edilen, güçlü bir mevsimsel iklimi paylaşırlar. Buna bağlı olarak, ekolojik ve evrimsel süreçler ile insan toplumları, Akdeniz tipi iklim bölgelerinin çoğunluğunda, ateş tarafından güçlü bir şekilde şekillendirildi.

Daha yakın zamanlarda, peyzaj ve iklimde yaşanan insan kaynaklı değişimler, yangın rejimlerinde ve dolayısıyla Akdeniz tipi iklim bölgelerinin beşinde de sosyo-ekolojik etkilerinde güçlü değişikliklere yol açmıştır. Son yıllarda artan nüfus, vahşi yaşam alanı ile kentsel alan arayüzüne (veya kısaca "VKA", yaban hayatı alanları ile kentsel alanların iç içe bulunmasını ifade eder) milyonlarca yeni insan ile barınak getirdi ve şiddetli yangın dönemlerinde ısınma ve kuruyan iklimler ve buna artı olarak meydana gelen tutuşmalar (çoğunlukla antropojenik), ekstrem orman yangını olaylarının (kısaca "EOO") yaygınlığının artmasına neden oldu. Ekstrem yangın olayları da, genellikle çok geniş yanan alanlara ve insan yaşamı ve onun varlıkları üzerinde önemli etkilere neden oldu.

40
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Çağrı Mert Bakırcı
Yazar 10 Mayıs 2015 5 dk.

Aşağıdaki videoda gördüğümüz, kütleçekimsiz bir ortamda, ana eksenlerinden biri üzerinde döndürülmeyen bir cismin nasıl bir davranış gösterdiğidir. İlk etapta bunun nasıl olduğunu anlamanız mümkün olmayabilir; ancak elimizden geldiğince açıklayacağız:

Öncelikle şunu temizleyelim: Aslında bulunulan ortam "kütleçekimsiz" değil, "ağırlıksız"dır. Çünkü uzayda da, hele hele Dünya'nın hemen etrafında dönen uydularda kütleçekimi bulunur. Ancak bu cisimlerin yörüngesi, sürekli serbest düşme altında olacakları şekilde ayarlandığı için, ağırlık hissetmezler. Fakat bilim dilinde bu durum, hatalı bir isimlendirme olsa bile "kütleçekimsiz ortam" (zero-gravity) olarak bilinmektedir.

18
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Şahin İrki
Şahin İrki
52K UP
Aktaran 6 saat önce 2 dk.

Araştırmacılar, 20,000 ile 14,000 yıl öncesinde, Batı Avrupa’da yaşayan insanların Atlas Okyanusu kıyılarına vuran balinaların kemiklerinden avlanma aletleri yaptıklarını bildiriyor!

Fransa'daki Toulouse Üniversitesi’nden Jean-Marc Pétillon ve çalışma arkadaşları, Taş Devrine ait bir mağaradan ve bazıları denizden 300 kilometre kadar uzakta bulunan kayalık yerleşimlerinden elde edilen kazı bulgularının, balina kemiğinden yapılan aletlerin bilinen en eski örnekleri olduğunu söylüyor. Güney Pasifik adaları gibi dünyanın diğer bölgelerinde bulunan balina kemiğinden yapılma aletler ise yalnızca birkaç bin yıllık.

1
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Sizden Gelenler
Flewuriq .
Üye
Merhaba, ben evrim agaciyla bundan 4 sene once youtube uzerinden tanistim. Beni tanistiran annemdi. Annem sizi takip ediyor cogu videonuzu izliyordu. Su aralar pek izleyemese de onun yerine ben izliyorum. Videolarda acik acik anlatiyor olusunuz ve bircok farkli konudan bahsetmeniz benim icin cok degerliydi. Hala daha acik ara en sevdigim youtube kanallarindan biri, hatta en sevdigim youtube kanali. Simdi lise 2. sinifim ve cogu odevimi evrimagaci.org'daki makalelerden kaynaklanarak yaziyorum.
İnceleme
Ümit Aytekin
İnceleyen8 3 gün önce
tarihin en dramatik star trek dizisi. başrol sürekli küçük emrah modunda ve 3. sezon itibari ile o kadar fazlalaşıyorki ileri sarmak istiyorsunuz . önceki serilerle hiç alakası yok.
8.7/10
(3 Kişi)
Puan Ver
Orjinal Adı : Star Trek: Discovery
Yönetmen: David Semel
İnceleme Yaz
Sonra İzleyeceklerime Ekle
3
0 Yorum
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Söz
Evrim Ağacı
Alıntıyı Ekleyen 14 Şubat 2019
İnsanlığın bir gün yok olacağı gerçeği ile yüzleşmek zorundayız. Asıl soru şu: Bu, ne zaman olacak?
Bu alıntı Evrim Ağacı tarafından öne çıkarılmıştır.
19
0 Yorum
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Prof. Dr. Hakan Yaman
Yazar 14 saat önce 7 dk.

Yüzyıllardır Anadolu’nun dağlık coğrafyasında varlıklarını sürdüren Yörük toplulukları, yaşam biçimlerinin merkezine keçiyi yerleştirmiştir. Bu makale, keçi ile insan arasında yalnızca ekonomik değil, aynı zamanda psikolojik, kültürel ve sembolik boyutlara uzanan çok katmanlı bir ilişkinin izini sürmektedir. Keçinin Yörük yaşamındaki anlamı yalnızca bir geçim aracına indirgenemez; o aynı zamanda dost, yol arkadaşı, kültürel simge ve kimlik belirleyicisi olarak öne çıkar.

Göçebe toplumların binlerce yıl süren tarihinde keçi, en dayanıklı evcil hayvan türlerinden biri olarak öne çıkmıştır. Orta Asya’dan Anadolu’ya uzanan bu kültürel süreklilikte, keçi hem bir besin kaynağı hem de topluluğun "hareket kabiliyetini" mümkün kılan stratejik bir canlıdır. Keçinin kıt kaynaklara adaptasyonu, Yörüklerin yaşam biçimini doğrudan şekillendirmiştir. Keçinin diğer hayvanlara tercih edilme sebebi, yalnızca coğrafi uyumluluğu değil, aynı zamanda düşük bakım ihtiyacı ve verimliliğidir. Bu da göçebeliğin değişken doğasına uygun bir hayvan olmasını sağlamıştır.

3
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Tüm Reklamları Kapat
Evrim Ağacı'ndan Mesaj

Aslında maddi destek istememizin nedeni çok basit: Çünkü Evrim Ağacı, bizim tek mesleğimiz, tek gelir kaynağımız. Birçoklarının aksine bizler, sosyal medyada gördüğünüz makale ve videolarımızı hobi olarak, mesleğimizden arta kalan zamanlarda yapmıyoruz. Dolayısıyla bu işi sürdürebilmek için gelir elde etmemiz gerekiyor.

Bunda elbette ki hiçbir sakınca yok; kimin, ne şartlar altında yayın yapmayı seçtiği büyük oranda bir tercih meselesi. Ne var ki biz, eğer ana mesleklerimizi icra edecek olursak (yani kendi mesleğimiz doğrultusunda bir iş sahibi olursak) Evrim Ağacı'na zaman ayıramayacağımızı, ayakta tutamayacağımızı biliyoruz. Çünkü az sonra detaylarını vereceğimiz üzere, Evrim Ağacı sosyal medyada denk geldiğiniz makale ve videolardan çok daha büyük, kapsamlı ve aşırı zaman alan bir bilim platformu projesi. Bu nedenle bizler, meslek olarak Evrim Ağacı'nı seçtik.

Eğer hem Evrim Ağacı'ndan hayatımızı idame ettirecek, mesleklerimizi bırakmayı en azından kısmen meşrulaştıracak ve mantıklı kılacak kadar bir gelir kaynağı elde edemezsek, mecburen Evrim Ağacı'nı bırakıp, kendi mesleklerimize döneceğiz. Ama bunu istemiyoruz ve bu nedenle didiniyoruz.

İbrahim Paçalı
Ekleyen 17 Ekim 2022 4 dk.

Bruksizm (Diş Gıcırdatma) dişlerin herhangi bir işleve yönelik olmayan, çoğunlukla bilinçsiz yapılan ve tedavi edilmediği takdirde dental ve tıbbi açıdan ciddi sorunlara sebep olabilen parafonksiyonel hareketleridir.

Bruksizmin nokturnal (gece) ve diurnal (gündüz) olmak üzere 2 temel formu vardır. Gece bruksizmi genellikle dişlerin kenetli haldeyken birbirleri üzerinden kaydırma hareketi olan gıcırdatma, bruksomani adı verilen gündüz bruksizmindeyse dişleri birbirine kenetli tutacak şekilde sıkma tarzında görülmektedir.

37
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Ece Müker
Ece Müker
512K UP
2 gün önce
NASA ile Hindistan Uzay Araştırma Örgütü (ISRO), Dünya yüzeyindeki değişimleri santimetre düzeyinde ve neredeyse gerçek zamanlı olarak izleyebilecek türünün ilk örneği olan 1,5 milyar dolarlık NISAR uydusunu fırlatmak üzere tarihi bir iş birliğine imza atıyor.

Yaklaşık 3 ton ağırlığında ve 12 metrelik radar antenine sahip olan NISAR (NASA-ISRO Synthetic Aperture Radar) uydusu, 18 Haziran 2025'te Hindistan’ın Chennai kenti yakınındaki Satish Dhawan Uzay Merkezi'nden uzaya gönderilecek.

Bu yeni nesil uydu, gündüz-gece fark etmeksizin ve her türlü hava koşulunda Dünya yüzeyindeki hareketleri tespit edebilecek. NISAR, tarım arazilerinden ormanlara, buzullardan şehir altyapılarına kadar geniş bir yelpazede veri toplayacak ve özellikle çiftçiler, iklim bilimciler ve afet yönetimi ekipleri için son derece kritik bilgiler sağlayacak.

SAR Teknolojisiyle Geceleri ve Bulutların Ardında Görüntüleme
NISAR’ın başarısının temelinde, 1951’de askeri amaçlarla geliştirilen SAR (Sentetik Açıklıklı Radar) teknolojisi yatıyor. Bu teknoloji, geleneksel uyduların aksine, yansıyan güneş ışığını değil, aktif radar sinyalleri göndererek yüzey görüntüsü oluşturuyor. Böylece gece, bulut, duman ya da kül gibi engeller görüntüleme kapasitesini sınırlamıyor.

Bu yetenek, sel, yangın, volkan patlaması gibi afetlerde büyük avantaj sağlayacak. Radar sinyallerinin bitki örtüsünün altına nüfuz edebilme yetisi sayesinde, orman biyokütlesi ölçümleri ve karbon stoku analizleri de yüksek doğrulukla yapılabilecek.

Bu gönderi Evrim Ağacı tarafından öne çıkarılmıştır.
2
0 Yorum
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Büşra İlcay Ve Meriç Öztürk
Büşra İlcay Ve Meriç Öztürk Seslendiren 3 gün önce 41:05
LGS geçti, şimdi sıra YKS'de! Son bir haftada öğreniler ne yapmalı, aileler ne yapmamalı? Sınav sırasında gelen stres nasıl bertaraf edilir? Peki ya sınavdan...
1
Ümit Solmaz
Ümit Solmaz
101K UP
2 gün önce
Dünya Tarihi Burada Başladı | 52.000 Yıllık Kaya Resimleri - Sulawesi | Endonezya
https://youtu.be/52BnoVjkswI
1
0 Yorum
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Evrim Ağacı'ndan Mesaj

Evrim Ağacı'nı sosyal medya hesaplarından takip etmeyi unutmayın! Yeni paylaşımlarımızı görmek için bizi aşağıdaki sosyal medya hesaplarımızdan takip edebilirsiniz.

Eser
Doğancan Özgökçeler
Eseri Ekleyen 19 Temmuz 2023 Kitap
9.8/10
(6 Kişi)
Puan Ver
Geçmişe Dönük Bilimkurgu
İnceleme Yaz
Sonra Okuyacaklarıma Ekle
Bilimler Köyü
Etkinliği Ekleyen 4 hafta önce İzmir₺9.000,0022 Haziran
Dağıtık Sistemler, Güvenlik Problemleri ve Dayanıklılık
22 Haziran 2025 15:00 tarihinden 29 Haziran 2025 12:00 tarihine kadar.

Kritik bilgi altyapıları ve siber-fiziksel sistemler, sağlık ve finansal veriler, uydular ve enerji şebekesi gibi hassas varlıkları korur. Bu tür sistemlerin saldırılara ve arızalara karşı dayanıklı olmasını, kesintiye uğramadan ayakta kalmasını ve çalışmasını sağlamak kritik onem tasmaktadir.

Bu etkinlik suresinde modüler, dağıtılmış ve gömülü bilgi işlemde sağlamlık ve dayanıklılık ilgili temel kavramlari sistemler teorisi çerçevesinde tartisacagiz ve uygulama alanlarini gözden geçireceğiz.

Devamını Göster
0
0 Yorum
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Blog Yazısı
Hasanali Koç
Blog Yazarı 5 dk.

Antik Yunan düşünürlerinden biri olan Platon, Yasalar adlı eserinde siyasetle ilgili derinlemesine bir analiz sunar. Bu eser devletlerin kuruluşu, yönetim biçimi, eğitim, din, sanat ve adalet gibi temel konuları ele alan kapsamlı bir siyasi felsefe içerir.

Platon'un Yasalar kitabı, onun derin siyasi düşüncelerini ve devlet anlayışını ortaya koymaktadır. Bu eser; devletin temelinde adalet, eğitim, yasaların etkili kullanımı gibi konuları ele alarak ideal bir toplum modeli çizmeye çalışır. Platon'un siyasi felsefesi, günümüzde bile birçok düşünür ve politikacı üzerinde etkili olmakta ve tartışılmaktadır. Yasalar, siyasetin temelini etik değerler ve bilgelik üzerine inşa etmeye çalışan bir düşünürün kapsamlı bir eseridir.

8
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Daha Fazla İçerik Göster

Bize Ulaşın

ve seni takip ediyor

Göster

Şifremi unuttum Üyelik Aktivasyonu

Göster

Şifrenizi mi unuttunuz? Lütfen e-posta adresinizi giriniz. E-posta adresinize şifrenizi sıfırlamak için bir bağlantı gönderilecektir.

Geri dön

Eğer aktivasyon kodunu almadıysanız lütfen e-posta adresinizi giriniz. Üyeliğinizi aktive etmek için e-posta adresinize bir bağlantı gönderilecektir.

Geri dön

Close