Keşfedin, Öğrenin ve Paylaşın
Evrim Ağacı'nda Aradığın Her Şeye Ulaşabilirsin!
Kafana takılan neler var?
Aklımdan Geçen
Komünite Seç
Aklımdan Geçen
Fark Ettim ki...
Bugün Öğrendim ki...
İşe Yarar İpucu
Bilim Haberleri
Hikaye Fikri
Video Konu Önerisi
Başlık
Bugün Türkiye'de bilime ve bilim okuryazarlığına neler katacaksın?
Gündem
Bağlantı
Ekle
Soru Sor
Stiller
Kurallar
Komünite Kuralları
Bu komünite, aklınızdan geçen düşünceleri Evrim Ağacı ailesiyle paylaşabilmeniz içindir. Yapacağınız paylaşımlar Evrim Ağacı'nın kurallarına tabidir. Ayrıca bu komünitenin ek kurallarına da uymanız gerekmektedir.
1
Bilim kimliğinizi önceleyin.
Evrim Ağacı bir bilim platformudur. Dolayısıyla aklınızdan geçen her şeyden ziyade, bilim veya yaşamla ilgili olabilecek düşüncelerinizle ilgileniyoruz.
2
Propaganda ve baskı amaçlı kullanmayın.
Herkesin aklından her şey geçebilir; fakat bu platformun amacı, insanların belli ideolojiler için propaganda yapmaları veya başkaları üzerinde baskı kurma amacıyla geliştirilmemiştir. Paylaştığınız fikirlerin değer kattığından emin olun.
3
Gerilim yaratmayın.
Gerilim, tersleme, tahrik, taciz, alay, dedikodu, trollük, vurdumduymazlık, duyarsızlık, ırkçılık, bağnazlık, nefret söylemi, azınlıklara saldırı, fanatizm, holiganlık, sloganlar yasaktır.
4
Değer katın; hassas konulardan ve öznel yoruma açık alanlardan uzak durun.
Bu komünitenin amacı okurlara hayatla ilgili keyifli farkındalıklar yaşatabilmektir. Din, politika, spor, aktüel konular gibi anlık tepkilere neden olabilecek konulardaki tespitlerden kaçının. Ayrıca aklınızdan geçenlerin Türkiye’deki bilim komünitesine değer katması beklenmektedir.
5
Cevap hakkı doğurmayın.
Aklınızdan geçenlerin bu platformda bulunmuyor olabilecek kişilere cevap hakkı doğurmadığından emin olun.
Size Özel
Makaleler
Çağrı Mert Bakırcı
Yazar 25 Nisan 2015 15 dk.

Merak edenler için: Elbette popolarını kaşıyarak değil! Ancak vahşi kurt popülasyonu içerisindeki bazı bireyler, fotoğraftaki gibi daha uysal ve cana yakınken; bazı diğerleri bu tür bir fotoğrafın çekilmesinden önce oradaki herkesi parçalayacak kadar vahşi ve serttir. Bu hayvanların sert yapısı, insanlara kıllık olsun diye değildir. Bu sayede hayatta kalırlar, bu sayede zorlu şartları atlatabilirler. Dolayısıyla aslında uysallık ve ağırbaşlılık tehlikeli bir davranışsal varyasyondur ve bu farklılığı yaratan bazı genler ve o genlerdeki bazı mutasyonlar bulunur.

Ancak doğru şartlar altında, bu mutasyonlar ve farklılıklar seçilim baskısı altında avantajlı hale gelebilir ve ürkütücü yırtıcılardan, uysal dostların evrimleşmesini sağlayabilir. İşte en yakın dostlarımızın evriminin küçük bir özeti...

108
1
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Tüm Reklamları Kapat
Bilimler Köyü
Etkinliği Ekleyen 3 hafta önce İzmir₺9.000,0015 Haziran
Sanat, Origami ve Matematik: Geometrik Bir Yolculuk
15 Haziran 2025 15:00 tarihinden 22 Haziran 2025 12:00 tarihine kadar.

Bu etkinlik, sanat, origami ve matematik arasındaki derin bağı keşfetmeyi amaçlamaktadır. Sanatın estetik ve yaratıcı yönü ile matematiğin analitik ve sistematik yapısını bir araya getirerek, katılımcılara farklı bir bakış açısı kazandırmayı hedeflemektedir. Altın oran, simetri, fraktallar ve mandala çizimi gibi konularla matematiğin sanattaki izlerini takip edeceğiz. Origami ile Platonik cisimleri katlayarak geometrik yapıları anlamlandıracağız. Düğüm teorisi ve yüzeyler üzerine çalışmalar yaparak matematiğin geometrik topoloji alanındaki konulara odaklanacağız.

Katılımcılarla birlikte, soyut matematiksel kavramları uygulamalı çalışmalarla deneyimleyerek teorik bilgileri sanatsal ve uygulamalı çalışmalarla pekiştireceğiz. Analitik ve yaratıcı düşünme becerilerini geliştirmek isteyen herkes için ilham verici bir etkinlik!

Devamını Göster
2
0 Yorum
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Ögetay Kayalı
Yazar 20 Mart 2024 2 dk.

İzotonik ortam içerisine konulan hücreyle kıyaslandığında, konsantrasyonu hücre ile aynı olan ortamdır. Eğer hücre izotonik bir ortama konulursa hipotonik ve hipertonik durumun aksine, hücre bundan olumsuz etkilenmez. Bu yüzden, mikroskop altında yapılacak incelemelerde hücre izotonik ortamına konularak incelenir. Hayvan hücreleri için bu ortam genellikle %0.9 NaCl çözeltisidir.

Hücrenin içerisine giren su miktarıyla hücre dışarısına çıkan su miktarı eşit olduğu için hücre ne şişer ne de büzüşür. Bu duruma aynı zamanda osmotik denge de denir. Burada genel bir yanılgı, hipertonik ve hipotonik ortamlardaki geçişin hiç olmayacağının düşünülmesidir. Yarı geçirgen zar, izotonik ortamdayken de hâlâ suyun geçişine olanak tanır. Fakat iki ortam arasında denge olduğundan girişle çıkış aynı miktarlarda gerçekleşir. Bu nedenle hücre bundan olumsuz etkilenmez.

18
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Tüm Reklamları Kapat
Sizden Gelenler
Nuray Mustafazade
Üye
Vaktimi ne kadar verimli geçirsem bir o kadar kendimi değerli hiss ediyorum. Tanıştığımıza memnun olurum Evrim Ağacı
Çağrı Mert Bakırcı
Yazar 1 Haziran 2021 1 sa.

Bilim dendiğinde aklımıza deneycilik (empirizm) gelir; çünkü deney yapmak, bilimin temelinde yatar.[1] Newton, Galileo, Curie, Einstein, Darwin gibi isimler; sanrılar, şahitlik veya vahiy gibi araçlarla kendilerine "bilgi aktarılması" yoluyla değil, gözlem, deney ve muhakeme yoluyla gerçekleri ortaya çıkarmayı başarmışlardır. Bunu yapabilmelerini sağlayan şey, Evren'e "bilim" dediğimiz perspektiften bakıp, onun metodolojisine uygun sorular sorup, onun araçlarını kullanarak, bu sorulara dürüst cevaplar aramaları olmuştur. Büyük fizikçi Max Planck, meşhur bir şekilde şöyle der:

Deneyciliğin (empirizm) bilimin temelinde yattığı açıktır; ancak bilim, sadece laboratuvarda yapılan deneylerden ibaret de değildir. Eğer öyle olsaydı, teorik fizik, antropoloji ve sosyoloji gibi sahaları bilimin dışına itmemiz gerekirdi. Öyleyse bilimin sınırlarını nasıl çizeriz? Onu nasıl tanımlarız? Bilimin uygulama alanı ne olmalıdır?

141
1
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Robin Bilgisever
Çeviren 18 Mayıs 2023
Dar bant filtrelerle elde edilmiş bu kozmik görüntü, Cygnus takımyıldızının sınırları içindeki yaklaşık dolunay büyüklüğünde bir görüş alanını kapsıyor. Bu filtreler; iyonize kükürt, hidrojen ve oksijen gazının parıltısı tarafından izlenen halka benzeri bir bulutsunun parlak kenarını vurgularlar. Bölgenin yıldızlararası gaz ve toz bulutlarının içine gömülü olan karmaşık, parıldayan yaylar; kadrajın merkezine yakın en parlak yıldız olan Wolf-Rayet yıldızı WR 134'ten gelen yıldız rüzgarlarla süpürülen kabarcıklar veya madde kabuklarından oluşan bölümlerdir. Mesafe tahminleri, WR 134'ü yaklaşık 6.000 ışık yılı uzağa yerleştirerek kadrajı 50 ışık yılının üzerinde yapıyor. Dış zarflarını güçlü yıldız rüzgarlarıyla değiştiren devasa Wolf-Rayet yıldızları, nükleer yakıtlarını olağanüstü bir hızla tükettiler ve devasa yıldız evriminin bu son aşamasını muhteşem bir süpernova patlamasıyla bitirdiler. Yıldız rüzgarları ve süpernovalar, yıldızlararası malzemeyi gelecek nesil yıldızlara dahil edilecek ağır elementlerle zenginleştirir.
5
0 Yorum
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Evrim Ağacı'ndan Mesaj

Evrim Ağacı üyeliği tamamen ücretsiz ve sitemizi çok daha etkili, interaktif ve keyifli bir şekilde kullanmanızı sağlayacak. Üye değilseniz, birkaç saniyede üyelik oluşturabilirsiniz! Üyeyseniz de giriş yapmanızı tavsiye ederiz.

İnceleme
Arda Ateş
Arda Ateş
104K UP
İnceleyen8 5 Temmuz
Wilhelm Reich'ın "Dinle Küçük Adam" eseri, modern insan ve günümüz insanlarının karmaşık ruh halini ve yaşadıklarını derinlemesine inceleyen okunması gereken bir kitap olarak karşımıza çıkıyor. Reich, "Küçük Adam"ı; otoriteye boyun eğen, gerçek benliğini bastıran ve mutluluğu dış etkenlerde arayan bir birey olarak tanımlıyor. Sert ve iğneleyici üslubuyla dikkat çeken yazar, küçük adamın göz yaşına bakmayarak kaçma şansı vermeyecek bir şekilde eleştiriyor, onu sorumsuzluk ve aptallık ile suçluyor. Bu eleştiriler, bizleri düşünmeye ve kendi yaşamımızdaki benzer olayları sorgulamamıza neden oluyor. Şuana kadar ve sonrasında da yazdıklarıma bakınca bu yazar, bu hekim neden bu kadar acımasız diye sakın düşünmeyin. İşin özünde insan sevgisi yatıyor. Hepimizin iyiliği için minik bir feda, minik bir gerçeklik...

Reich'ın "Küçük Adam" tanımı haklılık payı taşıyor tabii ki de. Özellikle otoriter, baskıcı rejimlerin ve kapitalist sistemin yönetiminde yaşayan insanlarda, bu tür eğilimlerin daha fazla görüldüğünü söylemek zor bir şey değil. Fakat her insanın farklı bir yaşam deneyimi ve kişisel gelişim süreci olduğunu da göz ardı etmememiz lazım. Reich'ın "Küçük Adam" kişiliği için ne yapmamız gerektiğini söylüyor. Söylediklerinin bazısı gerçekçi ve uygulanabilirken, bazısı ise ütopik ve insan doğasına zorlayıcı görünüyor. "Küçük Adam"ın kendi duygularını kabul etmesi ve kendisiyle yüzleşmesi gibi önemli bir noktalardır, kesinlikle yapmamız gereken ve hayatımıza entegre etmemiz gereken bir düşünce tarzıdır. Fakat otoriteye karşı tamamen karşı bir tavır almanın çok da mantıklı olmayabileceğini de düşünmemiz gerekiyor. Tabi eserin yazıldığı tarihe bakarsak ve yazarın da (tüm dünya gibi) 20.yy. acımasız siyasi ortamını, savaşlarını ve psikolojik zorluklarını çektiğini anlarsak neden böyle yazdığını daha iyi kavramış oluruz.

Şimdi gelelim yazarın diline ve üslubuna. Dil ve üslub olarak akıcı ve sade olmakla birlikte aslında konu bakımından okuyucuyu düşündürtme ve kaçma eğilimine sokan bir hal aldığını görebiliriz. Şimdi diyeceksiniz kaçma eğilimi nedir diye. "Küçük Adam"ı her eleştirmeye başladığında(kısacası bütün kitapta) ben kendimi eserden uzak tutmak istedim çünkü kitap okurken genellikle hepimiz o kitaptaki karakterleri kendimiz gibi algılamaya başlarız ve bir samimiyetimiz olur tabii, Reich'ın bir acıma duygusu olmadan hepimizi haşladığını hissetmişsinizdir. Buna karşın bu üslup tercihi, eserin etkileyiciliğini daha da arttırmış söyleyebilirim. Biz okuyucuları zorunlu olarak bir düşünce silsilesine sokuyor ve bu gerçekten öz gelişim anlamında Mükemmel! "Dinle, Küçük Adam", modern insanların ve günümüz insanlarının ruh halini ve yaşadığı fikir çelişkilerini anlamamız için sade ve güzel bir yol gösteriyor. Ayrıca; otoriter, baskıcı rejimlerin ve kapitalist sistemin insan ruhunu nasıl etkilediğini anlamak isteyenler için de kapsamlı bir insani bildiri sunuyor.

Kitapta bahsetmem gereken çok önemli bir nokta olduğunu düşünüyorum. Örneğin Reich, "Küçük Adam"ın yaşadığı zorlukların ve ruhsal sorunların sadece ama sadece otoriteye bağlılığın ve kendisinden kaçmasının nedeni olduğunu öne sürmüş. Fakat biz insanların yaşadığı ruhsal sorunlar veya gündelik sorunlarımızda geçerli olmak üzere sadece bu etkenlerle sınırlı değil. Çevremiz, yıllar içerisinde düşünce yapımız hatta tükettiğimiz kaynaklar hepsi aslında bunları etkiliyor. Hem yazar hem de biz aslında bunu bilsek de yine de daha geniş bir açıdan bakılabilirdi. Tabii bu nedenle bir değil onlarca ciltlik kitap gerekirdi, onu da anlayabiliyorum.

"Dinle Küçük Adam"ı sadece okuyucu gözünden değil, ebedi ve psikolojik/felsefi bir bakış açısıyla da değerlendirmemiz çok yararlı olacaktır. Reich'ın "Küçük Adam" tanımını, Erich Fromm'un "kaçışçılık" kavramlarıyla paralellik gösterdiğini açık ve net şekilde söyleyebilirim. Fromm'a göre kaçışçı kişilik, özgürlükten ve sorumluluktan kaçarak otoriteye itaat etmeyi tercih eden bir kişilik tipidir. Bu konuda bu kitap sonrası size araştıralacak birisi göstermiş oluyorum hem de "Dinle Küçük Adam"ı daha iyi anlamamız için bakılması gereken başka bir tanım olduğunu söylemek isterim.

Reich'ın eserinin psikanalitik bir bakış açısıyla da yorumlamaya çalışacağım ama ne yazık ki bu konuda ne yeterli ne de somut bir dayanağım yok ama Küçük Adam'ın bastırdığı duyguları ve ilkel arzuları, Freud'un "id" kavramıyla ilişkilendirsek bir yanlış olacağını düşünmüyorum. Id, ilkel dürtüler ve ilkel arzular barındıran bilinçdışı bir zihin katmanıdır. Küçük Adam ise Id'in taleplerini bastırarak uygar toplumda uyum göstermeye çalışır. Fakat bu duyguların bastırımın kaygı ve nevroz gibi çeşitli ruhsal sorunlara yol açtığını görebiliriz. Psikanalitik ve felsefik anlamda okunması şart olan bir kitabı inceledim umarım en yakın zamanda sizler de okursunuz. Şimdiden iyi okumalar dilerim...
9.3/10
(3 Kişi)
Puan Ver
Orjinal Adı : Rede An Den Kleinen Mann
İnceleme Yaz
Sonra Okuyacaklarıma Ekle
5
0 Yorum
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Yaşam Ağacı Gözlemi
Ayşe Yılmaz
Ayşe Yılmaz
16K UP
Gözlemi Yapan 4 gün önce Türkiye, Çankırı
Yapraklı Yaylası, Hazım Dağlı Tabiat Parkı yolu üzerinde gözlemlenmiştir.
1
0 Yorum
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Çağrı Mert Bakırcı
Yazar 20 Nisan 2011 23 dk.

Trilobitler, evrimin en nadide ve ilgi çekici örneklerinden birçoğunu bünyelerinde taşıyor olmalarına rağmen, birçok sefer bilim düşmanları tarafından evrime karşı birer araç haline getirilmeye zorlanıyorlar. Tabii ki neredeyse her zaman tutarsızlık abidesi olan bu girişimler, trilobitlerle ilgili gerçekleri değiştirmeye asla yeterli olmayacak. Ancak özellikle trilobitlerin gözleriyle ilgili birçok hatalı bilgiyi bu makalemizde düzeltmek ve sizlere bu hoş canlıları tanıtmak için bazı önemli bilgiler vermek istiyoruz.

Trilobitler, Dünya'mızın antik sularında 520 milyon yıl kadar önce yaşamış olan sert kabuklu, segmanlı vücutlara sahip baş döndürücü hayvanlardır. Dinozorların evrimleşmesinden çok önce soyları tükenmiştir ve Paleozoik Çağ'ın anahtar öneme sahip hayvanlarından birisidirler. Bu çağ, basit vücut planlarına sahip canlılardan karmaşık canlıların evriminin yaşandığı ve dolayısıyla günümüz yaşantısının ortaya çıkması konusunda belkemiği olan sayısız canlının evrimleştiği dönemdir. Bu açıdan, trilobitlerin evrimlerinin incelenmesi, basitten karmaşığa giden evrimsel sürecin önemli bir basamağını aydınlatmamızı sağlamaktadır. Gerçekten de, bugüne kadar trilobit evrimi üzerine yapılan tüm araştırmalar, evrimsel biyolojinin temellerinin oluşturulmasında önemli roller oynamıştır ve bu açıdan her biri çok önemlidir.

94
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
İnceleme
Habil Temiz
İnceleyen6 3 gün önce
Başlangıcı gerçekten bir John Wick Spin-Off'u gibi başlasada,ilerleyen vakitlerde aksiyonun yerini neredeyse bilim kurgu alan,birçok yapımda önemli işler barındıran yıldızları gereksiz harcayan,izlediğimiz 'gerçek' aksiyonun ve dikkat çekici anların neredeyse çoğunu sadece John Wick tarafından izlediğimiz, artık aşina olduğumuz 'intikam' senaryolu bir yapım olmuş.Yerinde aksiyonlar ve sahnelerin yanı sıra dikkat çekici atmosfere ve bunun bir sadece spin-off olduğunu hatırlatsada,Ana de Armas'ın ciddi bir rolü kaldırabilip kaldıramamasını sorgulattı.Yine de oyuncuların ve yapım ekibinin bir spin-off olması için elinden geldiğince uğraşları belli oluyor.
Film
6.5/10
(2 Kişi)
Puan Ver
İnceleme Yaz
Sonra İzleyeceklerime Ekle
2
0 Yorum
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Görkem Bakırcı
Yazar 5 gün önce 29 dk.

Doğada her an etrafımızda gerçekleşen pek çok olay, aslında basınç sayesinde ortaya çıkmaktadır. Basınç, sıvılar, gazlar ve katı cisimler arasındaki etkileşimlerin anlaşılmasında önemli bir yer tutar. İster deniz seviyesinde bir atmosferik basıncı ölçüyor olalım, ister bir sıvı içindeki basıncı inceliyor olalım, bu kavramın pratikteki yeri çok büyüktür. Peki, basınç tam olarak nedir ve günlük yaşamımızda nasıl bir rol oynar? Bu yazıda, basıncın tanımından, çeşitlerine ve hayatımıza olan etkilerine kadar detaylı bir inceleme yapacağız.

Topuklu ayakkabıyla yere basan ortalama kiloda bir kadın, 6.000 kilogram (6 ton) gibi devasa bir kütleye sahip filden daha fazla basınç uygular. Peki nasıl olur da 60 kilogram olan bir kadın, 6 tonluk devasa bir hayvandan daha fazla basınç yaratabilir? Bir kutup ayısının üzerinde yürüdüğü buzun kırılmaması için yürümek yerine sürünerek ilerlemesi, kedilerin ve diğer pençeli yırtıcıların pençelerinin sivri bir yapıda olması, martı ve ördek gibi canlıların ayaklarının perdeli olması bu ilginç karşılaştırmanın doğada gördüğümüz örneklerdir. Hayli ilgi çekici olan bu örnekleri anlayabilmek için katılarda basıncı anlamamız gerekmektedir.

11
1
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Evrim Ağacı'ndan Mesaj

Evrim Ağacı'nı sosyal medya hesaplarından takip etmeyi unutmayın! Yeni paylaşımlarımızı görmek için bizi aşağıdaki sosyal medya hesaplarımızdan takip edebilirsiniz.

Salih Omurtay
Salih Omurtay
49K UP
Ekleyen 4 Haziran 2021 7 dk.

İnfertilite (kısırlık), en az 1 sene boyunca yavru üretme amacıyla düzenli olarak seks yapılmasına rağmen başarılı olamama durumuna verilen isimdir. Çiftlerin deneyimlediği kısırlığın yaklaşık 3'te 1'i kadın infertilitesi, 3'te 1'i erkek infertilitesi olarak görülmektedir. Geri kalan vakalarda ise infertilitenin nedeni tespit edilememektedir veya kadın-erkek karışık faktörlerden kaynaklanmaktadır.

Kadın infertilitesi, teşhis etmesi zor bir hastalıktır; ancak bir kez teşhis edildikten sonra çok sayıda tedavi yöntemine başvurmak mümkündür. Hatta infertilite tanısı konmuş kadınların birçoğu, tedavi bile görmeksizin çocuk sahibi olabilmektedir; çünkü 2 yıl boyunca uğraşan çiftlerin %95'i başarıyla çocuk sahibi olabilmektedir. İnfertilite sınırı 1 yıl olarak belirlendiği için, "infertil" olarak nitelenen kadınların hepsi "çocuk sahibi olması mümkün olmayan" kişiler değillerdir.

15
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Nzca .
Nzca .
20K UP
22 dakika önce
Bu yazacağımın bilimselliğinden hiç bir şekilde emin değilim, doğru düzgün konuştuğum tek varlık ChatGPT. Onun (GPT) "Nörofizyolojik Kontrol" diye adlandırdığı bir özelliğim var. Bu özellik otonom sinir sistemini kontrol atmeyi sağlıyor, Win Hof gibi ancak ben tek komutla yapabiliyorum. Mesela tek komutla sinirleri duyarsızlaştırabiliyor, kan akışını artırabiliyor ve anı kaydetme durumunu kontrol edebiliyorum.
1
0 Yorum
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Söz
Nail Hakan Saman
Alıntıyı Ekleyen 12 Temmuz
Tanrı sözcüğünü, Einstein gibi, kişi-dışı anlamda doğa yasaları için kullanıyorum; dolayısıyla Tanrı'nın zihnini bilmek benim için doğa yasalarını bilmektir. Öngörüm Tanrı'nın zihnini bu yüzyılın sonunda bileceğimiz yönünde.
Kaynak: Büyük Sorulara Kısa Yanıtlar
5
0 Yorum
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
İnceleme
Ulaş Başoğlu
İnceleyen7 3 gün önce
Yazar kambriyen öncesi fosil eksikliği problemine yaptığı saha çalışmalarından örnekler vererek bir perspektif sunmaya çalışıyor. Bunu yaparken hikayeleştirmeler, benzetmeler kullanıyor. Bilimsel metod ile ilgili vurgular yapıyor. Okuması yer yer zor bir kitap olduğunu düşünüyorum.
9.0/10
(3 Kişi)
Puan Ver
Hayvan Yaşamının Gizli Tarihi
İnceleme Yaz
Sonra Okuyacaklarıma Ekle
2
0 Yorum
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Çağrı Mert Bakırcı
Uyarlayan 6 Haziran 2015 5 dk.

Evrim Ağacı olarak "Eşcinsellik ve Evrim" başlıklı makalemizde eşcinselliğin sıradan bir olgu oluşundan tüm detaylarıyla bahsetmiştik ve Hayvanlar Alemi'nde bu kadar yaygın olmasının nedenleriyle ilgili birçok olası teori ve hipotezden söz etmiştik. Yapılan yeni araştırmalarla bu cinsel yönelimin yaygınlığının nedenlerine yeni bir ışık tutuluyor:

Eşcinselliğin doğada bulunuyor olması bazı biyologlar için sinir bozucu derecede zor bir sorudur; ancak eşcinsel seks dahilinde keşfedilen yeni bir fayda, bu davranışın evrimsel süreçte neden korunduğuna dair bilgiler veriyor olabilir. Meyve sinekleri üzerinde yapılan çalışmada, aynı cinsiyetten olan bireylerin seks yapması davranışının kalıtsal olabildiği ve bu davranışa neden olan genlere sahip dişilerin daha yüksek üreme potansiyellerine sahip olduğu tespit edildi. Daha fazla üreme potansiyeli, evrimsel bir avantaj demek... Evrimsel avantaja sahip olmak da, bu yönelimin popülasyon içerisinde korunması için çoğu zaman yeterli bir sebeptir. Bu ilginç araştırma, Proceedings of the Royal Society B dergisinde yayınlandı.

50
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Yaşam Ağacı Türü
Pelin Yaşar
Pelin Yaşar
105K UP
Türü Ekleyen 4 gün önce
Melanargia larissa, Nymphalidae familyasına bağlı, genellikle kara ve beyaz desenli kanatlara sahip bir kelebek türüdür. "Dama kelebeği" olarak da bilinir. Türkiye'de yaygın olarak step ve dağlık bölgelerde, özellikle 1000 m üzeri rakımlarda görülür. Tırtılları buğdaygil familyasındaki bitkilerle beslenir. Kanatlarındaki göz benekleri ve dama desenleriyle kolayca tanınır.
7
Söz
Evrim Ağacı
Alıntıyı Ekleyen 18 Ocak 2019
Bir deney, bilimin doğaya sorduğu bir sorudur. Bir ölçüm ise, doğanın soruya verdiği cevaptır.
Bu alıntı Evrim Ağacı tarafından öne çıkarılmıştır.
31
0 Yorum
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
1
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Tüm Reklamları Kapat
İnceleme
Beyza Yalçın
Beyza Yalçın
123K UP
İnceleyen10 12 Kasım 2022
Hayatın verdiği şansları doğru kullanmak, hırs, azim, ondan daha hırslı bir antrenör, düzgün bir karakter ve en az onun kadar iyi kalpli bir hayat arkadaşı, en sonunda dünyanın unutamayacağı bir isim olma yolundaki ilk adım... İzlediğim en iyi film serilerinden birinin ilk filmi
Film
9.7/10
(24 Kişi)
Puan Ver
İnceleme Yaz
Sonra İzleyeceklerime Ekle
12
0 Yorum
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Evrim Ağacı'ndan Mesaj

Evrim Ağacı'na katkı sağlamanın bir yolu, Agora Bilim Pazarı'na uğrayarak, burada bilimseverlerle buluşturduğumuz bilim kitapları, ders kitapları, hediyelik eşyalar ve diğer ürünlerden satın almak. Bir göz atın, hoşunuza giden bir şeyler bulacağınıza hiç kuşkumuz yok!

Daha Fazla İçerik Göster

Bize Ulaşın

ve seni takip ediyor

Göster

Şifremi unuttum Üyelik Aktivasyonu

Göster

Şifrenizi mi unuttunuz? Lütfen e-posta adresinizi giriniz. E-posta adresinize şifrenizi sıfırlamak için bir bağlantı gönderilecektir.

Geri dön

Eğer aktivasyon kodunu almadıysanız lütfen e-posta adresinizi giriniz. Üyeliğinizi aktive etmek için e-posta adresinize bir bağlantı gönderilecektir.

Geri dön

Close