Keşfedin, Öğrenin ve Paylaşın
Evrim Ağacı'nda Aradığın Her Şeye Ulaşabilirsin!
Bugün bilimseverlerle ne paylaşmak istersin?
Aklımdan Geçen
Komünite Seç
Aklımdan Geçen
Fark Ettim ki...
Bugün Öğrendim ki...
İşe Yarar İpucu
Bilim Haberleri
Hikaye Fikri
Video Konu Önerisi
Başlık
Kafana takılan neler var?
Gündem
Bağlantı
Ekle
Soru Sor
Stiller
Kurallar
Komünite Kuralları
Bu komünite, aklınızdan geçen düşünceleri Evrim Ağacı ailesiyle paylaşabilmeniz içindir. Yapacağınız paylaşımlar Evrim Ağacı'nın kurallarına tabidir. Ayrıca bu komünitenin ek kurallarına da uymanız gerekmektedir.
1
Bilim kimliğinizi önceleyin.
Evrim Ağacı bir bilim platformudur. Dolayısıyla aklınızdan geçen her şeyden ziyade, bilim veya yaşamla ilgili olabilecek düşüncelerinizle ilgileniyoruz.
2
Propaganda ve baskı amaçlı kullanmayın.
Herkesin aklından her şey geçebilir; fakat bu platformun amacı, insanların belli ideolojiler için propaganda yapmaları veya başkaları üzerinde baskı kurma amacıyla geliştirilmemiştir. Paylaştığınız fikirlerin değer kattığından emin olun.
3
Gerilim yaratmayın.
Gerilim, tersleme, tahrik, taciz, alay, dedikodu, trollük, vurdumduymazlık, duyarsızlık, ırkçılık, bağnazlık, nefret söylemi, azınlıklara saldırı, fanatizm, holiganlık, sloganlar yasaktır.
4
Değer katın; hassas konulardan ve öznel yoruma açık alanlardan uzak durun.
Bu komünitenin amacı okurlara hayatla ilgili keyifli farkındalıklar yaşatabilmektir. Din, politika, spor, aktüel konular gibi anlık tepkilere neden olabilecek konulardaki tespitlerden kaçının. Ayrıca aklınızdan geçenlerin Türkiye’deki bilim komünitesine değer katması beklenmektedir.
5
Cevap hakkı doğurmayın.
Aklınızdan geçenlerin bu platformda bulunmuyor olabilecek kişilere cevap hakkı doğurmadığından emin olun.
Size Özel
Makaleler
Yaşam Ağacı Gözlemi
Ayşe Yılmaz
Ayşe Yılmaz
22K UP
Gözlemi Yapan 2 gün önce Türkiye, Çankırı
Yapraklı İlçesi Karacaözü Köyü yolu üzerinde gözlemlenmiştir.
2
0 Yorum
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Tüm Reklamları Kapat
Batuhan Piren
3 gün önce
Bugün izlediğim belgesel tarzında bir videoyu paylaşmak istedim. Vatikan'ın normalde kült ve kapalı bir yer olduğunu biliyordum bu video ile birlikte tasdiklenmiş oldu. Ülkelere meraklı olanların herkesin izlemesini tavsiye ederim. Linki aşağıya bırakıyorum. İyi seyirler
3
0 Yorum
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Bilimler Köyü
Etkinliği Ekleyen 4 hafta önce İzmir₺9.000,0022 Haziran
Dağıtık Sistemler, Güvenlik Problemleri ve Dayanıklılık
22 Haziran 2025 15:00 tarihinden 29 Haziran 2025 12:00 tarihine kadar.

Kritik bilgi altyapıları ve siber-fiziksel sistemler, sağlık ve finansal veriler, uydular ve enerji şebekesi gibi hassas varlıkları korur. Bu tür sistemlerin saldırılara ve arızalara karşı dayanıklı olmasını, kesintiye uğramadan ayakta kalmasını ve çalışmasını sağlamak kritik onem tasmaktadir.

Bu etkinlik suresinde modüler, dağıtılmış ve gömülü bilgi işlemde sağlamlık ve dayanıklılık ilgili temel kavramlari sistemler teorisi çerçevesinde tartisacagiz ve uygulama alanlarini gözden geçireceğiz.

Devamını Göster
0
0 Yorum
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Tüm Reklamları Kapat
Pedram Türkoğlu
Uyarlayan 10 Şubat 2019 1 dk.

Kontrolsüz hücre bölünmesi olan kanseri, mumyalardan dinozor fosilleri üzerinde kadar gözlemek mümkün. Şimdi ise Triyas'a ait bilinen en eski kaplumbağaların bir tanesinde gözlendi. Kanseri ayrıntılı olarak incelediğimiz yazılarımıza buradan ve diğerine buradan ulaşabilirsiniz. Ayrıca kaplumbağa evrimini fosiller üzerinden anlattığımız yazılarımıza buradan ve buradan ulaşabilirsiniz.

Aslında "kanser" dediğimizde "malign neoplazi" tanımını kastederiz. Yani kötü huylu kontrolsüz hücre bölünmesi. Fosil kayıtlarında kanser izleri nadirdir. Hele ki malign neoplaziler neredeyse yok denecek kadar azdır. Ne yazık ki 240 milyon yıllık Pappochelys rosinae türü iguana görünümlü ilkin kaplumbağa üzerinde yapılan mikro-BT (Bilgisayarlı Tomografi) çalışmaları sonucunda kemik kanseri teşhisi kondu. Fakat ölüm sebebinin kanser mi olduğu bilinmiyor.

61
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Çağrı Mert Bakırcı
Yazar 17 Haziran 2016 16 dk.

Serkan Anılır'ın ismini belki gazetelerden ve bazı bilim dergilerinden duymuşsunuzdur. Bir aralar çeşitli illerde bilim konuşmaları yapan, uçuk kaçık bilim projeleriyle halkı heyecanlandıran, hatta NASA'nın ilk Türk astronotu olduğunu iddia ederek ün yapan bir şahıstı. Detaylarını makalemizde vereceğiz; ancak Serkan Anılır'ın hayatı, edebiyat ve bilimin en tehlikeli düşmanlarından birisi olan veri uydurma ve aşırma (intihal) suçlarının en ilginç örneklerinden birisidir. Serkan Anılır'ın yaptıkları, bir insanın kariyerini intihal ve yalanlarla nasıl yerle bir edebileceğinin en ilgi çekici örneğidir. Çünkü Anılır'ın hayatında yaşananlar, sadece 1-2 çalışmanın sağdan soldan aşırılması değil, koca bir kariyerin yalanlar ve intihaller üzerine kurulu olmasının bir örneğidir. 

Texas Tech Üniversitesi'nde aldığım "Mühendislik Pratiği ve Araştırmalarında Etik" isimli doktora dersinin dönem projesi olarak Serkan Anılır ile ilgili internette yer alan bilgileri bir araya getirerek bir derleme yapmak ve hayatın her alanında etiğin ne kadar büyük öneme sahip olduğunu göstermek istedim. Bu araştırma makalesi, bu ders için yaptığım araştırmaların ve analizlerin bir sonucudur. 

73
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Ali Ahmet Turunç
Çeviren 21 Haziran 2022 10 dk.

İki kara delik çarpıştığında, bu devasa çarpışma, kozmosun dokusunda dalgalara yol açar. Fizikçiler, bu kütleçekim dalgalarının Dünya'dan geçerken kaba hatlarını tahmin etmek için Albert Einstein'ın kütleçekim teorisini kullandılar ve bu kütleçekim dalgaları, birer kütleçekim dedektörü olan LIGO ve Virgo tarafından tekrar tekrar doğrulandı.

Ancak fizikçiler, olası tüm yankılanmaların ultra kesin şekillerini çıkarmak için Einstein'ın zorlu denklemlerini kullanmaya çalıştıkça bocalamaya başlıyorlar. Şu anda bilinmeyen bu ayrıntılar, yeni nesil gözlemevlerinin yakalaması gereken ince dalgalanmaları tam olarak anlamak için gerekli olacaktır.

24
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Tolga Sazak
Tolga Sazak
3,315 UP
Çeviren 13 Ağustos 2017 12 dk.

Hayvan göçü, binlerce yıldır insanların ilgisini çekmektedir. Kıyı çamur çulluğunun Pasifik Okyanusu boyunca 9 günlük kesintisiz uçuşu gibi dayanıklılığın en şaşırtıcı girişimlerinden bazılarının uzak mesafe göçmenleri tarafından gerçekleştirilmesi bu ilginin geçerli bir sebebidir. 

Çoğu insan, göçü bir kuş sürüsünün üreme ve konaklama bölgeleri arasındaki mevsimsel hareketi olarak düşünür. Aslında, kuş göçü muhtemelen halk arasında en çok ilgi çeken biyolojik fenomendir ve ayrıca biyolojideki yerleşik bilimsel araştırma yöntemleri arasında en eski geçmişe sahip dallardan biridir (Berthold 2001). Fakat hayvan göçünün doğu batı arasındaki yolculuklar, kara ve okyanus içeren karmaşık gidiş dönüşler, okyanus ve göllerin su kolonları boyunca gerçekleştirilen düşey hareketler ve inişli çıkışlı yüksek dağ yolculukları gibi daha başka birçok şekli vardır (Hoare 2009). Göçü diğer hareket biçimlerinden ayıran şey, göçün tipik olarak bir tür yaşam alanından diğerine geçişi içermesidir (Aidley 1981).

63
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Evrim Ağacı Akademi

Evrim Ağacı Akademi'yi kullanarak kendini Genetik konusunda geliştirebilirsin.

İnceleme
Umut Kuzu
Umut Kuzu
134K UP
İnceleyen10 21 Eylül 2023
Gayet kaliteli içerikler yapıyor bilim hakkında ve felsefe hakkında takip etmenizi öneririm.
Youtube Kanalı
9.7/10
(565 Kişi)
Puan Ver
İnceleme Yaz
Sonra İzleyeceklerime Ekle
24
0 Yorum
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Çağrı Mert Bakırcı
Yazar 22 Mayıs 2019 8 dk.

Albert Einstein, gelmiş geçmiş en büyük bilimsel dehalardan birisidir. Dolayısıyla Einstein'ın din ve tanrı hakkındaki görüşleri de, birçoklarının merak konusu olmuştur. Farklı taraflar, bu büyük dehayı kendi kamplarına çekmeye çalışmıştır. Benzer bir girişimi, Charles Darwin için de görmekteyiz ve bunu buradaki yazımızda işlemiştik.

O yazımızda da anlattığımıza paralel olarak, tıpkı Darwin konusunda olduğu gibi, Einstein konusunda da aynısı geçerlidir: Einstein, kalıplara sığdırılabilecek bir deha değildir. Ayrıca tüm çığır açan bilimsel çalışmaları bir yana, Einstein da bir insandır ve deneyimleri değiştikçe din ve tanrı gibi karmaşık konulardaki görüşleri de evrimleşmiştir, değişmiştir, gelişmiştir.

238
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Utku Derin
Utku Derin
369K UP
Aktaran 13 saat önce 3 dk.

Uluslararası bir fizikçi ekibi, NASA ve diğer devlet kurumlarının tanımlanamayan hava olayları (İng: "unidentified aerial phenomena", "UAP") üzerine yürüttükleri mevcut araştırmalara yardımcı olmak amacıyla yeni bir metodoloji geliştirdi. Ortaya çıkan strateji, kısmen karanlık maddeyle ilgili kendi çalışmalarından ilham alan özel olarak tasarlanmış bir yapay zekâ programını da kullanıyor.

Daha çok tanımlanamayan uçan cisimler veya UFO'lar olarak bilinen UAP'ler, artık onlarca yıl önceki kadar tuhaf kabul edilmiyor. Başka bir gezegenden gelen gizemli ziyaretçilere işaret eden çeşitli teoriler bir kenara bırakıldığında, analizler giderek daha çok dünyevi açıklamaları belirlemeye odaklanıyor. UAP'ler genellikle gizli deneysel uçaklar, astronomik olaylar veya basitçe bir insansız hava aracının yanlış tanınması gibi durumlarla açıklanıyor. Bununla birlikte, gözlemlerin küçük bir yüzdesi uzmanları şaşırtmaya devam ediyor.

1
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Itamar Shatz
Itamar Shatz
499K UP
Yazar 7 Kasım 2021 20 dk.

Karar vermek hayatın kritik bir parçasıdır, ancak çoğu insan öyle ya da böyle karar vermekte zorlanır. Örneğin bazı insanlar doğuştan kararsızlardır, dolayısıyla akşam yemeğinde ne yiyeceklerini seçmek gibi basit konulara gelindiğinde bile kısa sürede karar vermekte zorluk yaşarlar. Öte yandan bazı insanlarsa çok aceleyle karar verir ve sonuç olarak da kendileri için kötü olacak seçimler yapabilirler, özellikle de finans veya ilişkiler konusunda. Bazı insanlar ise çoğu durumda karar verirken gayet rahattırlar, ancak kariyer seçmek gibi hayati konulara gelince sıkışıp kalırlar.

Karar vermek hayatın çok önemli bir parçası olduğu ve genelde doğru karar vermekte zorlanıldığı için, karar vermeyi öğrenmek son derece faydalıdır. Makalenin ilerleyen bölümlerinde, karar verirken izlemeniz gereken süreci öğrenip, daha hızlı ve daha iyi karar vermenizi sağlayacak yönergeler, ipuçları ve taktikler göreceksiniz. Hem günlük kararlarınızı alırken hem de incelikli kararlarla boğuşuyorken bu, size yardımcı olacaktır.

110
1
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Esat Kudret
Akıl yürütmeyi öğrenmeye çalışan bir öğretmenim. 6 Nisan Sen de Cevap Ver

Kuvvetle Muhtemel!

Biz toplumsal varlıklarız ve öznemiz toplumdur, birey asla değil. Bu nedenle ne kadar iyi niyetli olursa olsun, bireyin kutsandığı, öne çıkarıldığı ve özneleştiği her yapı eninde sonunda bireyin menfaatlerinin de özneleştiği bir seyir izler.

İşte toplumsal yapıların, ancak toplumsal araç ve argümanlar ile ve ancak toplumun ortak çıkarı için inşa olduğu kollektif emeğin bir çıktısı olarak varlığını sürdürebileceği realitesi bundandır.

Tüm Reklamları Kapat

Ve işte bu nedenledir ki, bu realiteye uygun olmayan yapılar, önce kendi ve zorunlu toplumsal özlerine yabancılaşır, bu yabancılaşma bir virüs gibi yayılıp yozlaşmaya ve vesilesi ile önce bireysel, ardından toplumsal çürümeye kadar varır.

Bu, birilerinin topluma lokomotif olmayacağı, peşinden sürüklemeyeceği, önderlik yapamayacağı anlamına gelmez. Fakat dikkat edin; donanımı, niteliği ve niyeti ne denli istendik olursa olsun, onu yaratan toplumsal özden uzaklaşıp, ortak yaratılanı (değer adına) aynı toplumsal öze ve hakkıyla iade etmeyen kim var ise önce otoriterleşir ardından diktatörleşir.

Hırsızın hiç mi suçu yok diyebilirsiniz? Evet, ve hatta suçun tamamı hırsızdadır…

Hiçbir diktatör, ben diktatör olacağım diyerek yola çıkmaz. Hep toplumsal yapıya atıflar yaparak ve güya toplum için kendini feda edecek denli fedakarlık söylemi ve başlarda nispeten eylemi üzerinden kendini var eder.

Tüm Reklamları Kapat

Fakat o toplum, kendisi için toplum olabilme yetilerini kazanamamış yahut bu yetileri zamanla ve çaktırmadan, kendiliğinden toplum (sürü) olacak şekilde aşınmış ve zamanla önemsizleşmiş ise; haliyle bunu ilmik ilmik ören de “emeğinin” karşılığını “heyl” olarak alır… ( Heyl selam anlamına gelir ve Hitler faşizmi ile özdeştir)

İşte sütten ağzı yanan kimi toplumlar, görece Avrupa toplumu, yoğurdu üfleyerek yemenin güvencelerini ikame etmeyi akıl edebilmiş ve toplumsal yapılarında denge-denetleme unsurlarına muazzam yatırımlar yapmıştır.

Meclis, Anayasa Mahkemeleri, Evrensel Hukuk vb. gibi. Çünkü gerek ortaçağ boyunca gerek kendi içlerinde yaşadıkları 30 ve 100 yıl savaşları gerekse mimarları kendileri de olsa 2 tane emperyalist paylaşım savaşı, bu bedellerin toplamıdır.

Üçüncü dünya ülkeleri yahut az gelişmiş olan ülkeler yahut daha doğru bir ifade ile geri bıraktırılmış ve nispeten yüzü demokrasiye ( burjuvası da olsa) dönen ülkeler; gerek onları ayakta tutacak ekonominin dışa bağımlı gelişimi gerekse ithal hukuk denemeleri, söz konusu ülkeleri yukarıdaki kategorinin dışına itmiş ve bu ülkelerde toplumsal denge- denetleme argümanları daha kolay çiğnenir hale gelmiştir. Hele ki var olan artı kazanımları arttıracak, hatta var olanı koruyacak kültürel devrimlerden de yoksun oldukları için daha kolay teslim olur hale gelmişlerdir.

Cidden geri olan ve henüz kapitalist ahlakın bile doğrudan giriş yapmadığı, ancak yerel erkleri ve onlara doğrudan bulaşmadan kukla gibi oynattığı ülkelere değinmeye bile gerek yok. Orada toplum ve katılım, demokrasi ve diktatörlük arasındaki çizgiler o denli yavan, özünden uzak ve o denli iç içe geçmiş ki; bunu Uganda diktatörü Jdi Amin’in ağzından dinleyelim: “İfade özgürlüğü var ama ifade ettikten sonra olacakları garanti edemem.”

Sonuç ve özet olarak: Genel bir ifadedir ve “Her toplum hak ettiği şekilde yönetilir.” derler.

Belki de sihir burada. Ancak sorumluluğun büyüğü bu tespiti yapanın omuzlarınadır ve şikayet etme hakkı da yoktur. Sevgiyle…

8
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Eda Onar
Eda Onar
53K UP
18 saat önce
Bulaşık yıkarken birden aklıma geldi. Bulaşık Makinesi kullanan birçok insan var ve kullananların çoğu da bilir, bulaşıklar sudan geçirilerek konmalıdır. Bu çoğu makina için geçerli. Düşündüm de bulaşıkları sudan geçirirken tatlı su yerine deniz suyu kullanmak daha mantıklı olmaz mı?, böylece sınırlı tatlı suyu daha az kullanmış olurduk diye düşünüyorum. Ne kadar maliyetli olsada en azından tatlı su korunmuş olurdu.
1
0 Yorum
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Söz
Endı Sıkul
Endı Sıkul
7K UP
Alıntıyı Ekleyen 21 Nisan 2024
Bence, gerçekten büyük insanlar, büyük acılar çekmek zorundadırlar.
Kaynak: Suç ve Ceza(1866)
Kitap
9.2/10
(13 Kişi)
Puan Ver
Hasan Âli Yücel Klasikler Dizisi XLV (45) - Rusça Aslından Çeviren: Mazlum Beyhan
İnceleme Yaz
Sonra Okuyacaklarıma Ekle
11
0 Yorum
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
2
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Evrim Ağacı'ndan Mesaj

Evrim Ağacı üyeliği tamamen ücretsiz ve sitemizi çok daha etkili, interaktif ve keyifli bir şekilde kullanmanızı sağlayacak. Üye değilseniz, birkaç saniyede üyelik oluşturabilirsiniz! Üyeyseniz de giriş yapmanızı tavsiye ederiz.

Söz
Sabri Şimşek
Alıntıyı Ekleyen 5 gün önce
Uçurumlar var diyorum insanla insan arasında, kendiyle kendi arasında; kendiyle başkası arasında...
Kaynak: Daktiloya Çekilmiş Şiirler (1977-1987)
4
0 Yorum
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Sizden Gelenler
Gürhan Köse
Üye
Evrimağacı sizi son bir senedir takip ediyorum videolarınızı izliyorum iyi ki varsınız kızım 10 yaşına girecek onunla birlikte izliyorum bilimi kızıma sevdirmemde sizlerin rolü büyük lütfen devam edin durmayın bilim olmadan hayat olmaz hiç bir inancı değer yargısını tartışma konusu yapmadan bilim aşılıyosunuz sizlerden ricam bu ülkeyi sakın terk etmeyin umarım çocuklarım sizler gibi bilim insanı olurlar
Söz
Evrim Ağacı
Alıntıyı Ekleyen 18 Ocak 2019
DNA'nın gerçek büyüsü, arada bir hata yapıyor olmasıdır. Eğer bu özelliği olmasaydı, şu anda halen oksijensiz solunum yapan bakterilerdik ve müzik üretemiyor olurduk.
Bu alıntı Evrim Ağacı tarafından öne çıkarılmıştır.
37
0 Yorum
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
2
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Evrim Ağacı'ndan Mesaj

Evrim Ağacı'nı sosyal medya hesaplarından takip etmeyi unutmayın! Yeni paylaşımlarımızı görmek için bizi aşağıdaki sosyal medya hesaplarımızdan takip edebilirsiniz.

Daha Fazla İçerik Göster

Bize Ulaşın

ve seni takip ediyor

Göster

Şifremi unuttum Üyelik Aktivasyonu

Göster

Şifrenizi mi unuttunuz? Lütfen e-posta adresinizi giriniz. E-posta adresinize şifrenizi sıfırlamak için bir bağlantı gönderilecektir.

Geri dön

Eğer aktivasyon kodunu almadıysanız lütfen e-posta adresinizi giriniz. Üyeliğinizi aktive etmek için e-posta adresinize bir bağlantı gönderilecektir.

Geri dön

Close