Keşfedin, Öğrenin ve Paylaşın
Evrim Ağacı'nda Aradığın Her Şeye Ulaşabilirsin!
Bugün bilimseverlerle ne paylaşmak istersin?
Aklımdan Geçen
Komünite Seç
Aklımdan Geçen
Fark Ettim ki...
Bugün Öğrendim ki...
İşe Yarar İpucu
Bilim Haberleri
Hikaye Fikri
Video Konu Önerisi
Başlık
Bugün bilimseverlerle ne paylaşmak istersin?
Gündem
Bağlantı
Ekle
Soru Sor
Stiller
Kurallar
Komünite Kuralları
Bu komünite, aklınızdan geçen düşünceleri Evrim Ağacı ailesiyle paylaşabilmeniz içindir. Yapacağınız paylaşımlar Evrim Ağacı'nın kurallarına tabidir. Ayrıca bu komünitenin ek kurallarına da uymanız gerekmektedir.
1
Bilim kimliğinizi önceleyin.
Evrim Ağacı bir bilim platformudur. Dolayısıyla aklınızdan geçen her şeyden ziyade, bilim veya yaşamla ilgili olabilecek düşüncelerinizle ilgileniyoruz.
2
Propaganda ve baskı amaçlı kullanmayın.
Herkesin aklından her şey geçebilir; fakat bu platformun amacı, insanların belli ideolojiler için propaganda yapmaları veya başkaları üzerinde baskı kurma amacıyla geliştirilmemiştir. Paylaştığınız fikirlerin değer kattığından emin olun.
3
Gerilim yaratmayın.
Gerilim, tersleme, tahrik, taciz, alay, dedikodu, trollük, vurdumduymazlık, duyarsızlık, ırkçılık, bağnazlık, nefret söylemi, azınlıklara saldırı, fanatizm, holiganlık, sloganlar yasaktır.
4
Değer katın; hassas konulardan ve öznel yoruma açık alanlardan uzak durun.
Bu komünitenin amacı okurlara hayatla ilgili keyifli farkındalıklar yaşatabilmektir. Din, politika, spor, aktüel konular gibi anlık tepkilere neden olabilecek konulardaki tespitlerden kaçının. Ayrıca aklınızdan geçenlerin Türkiye’deki bilim komünitesine değer katması beklenmektedir.
5
Cevap hakkı doğurmayın.
Aklınızdan geçenlerin bu platformda bulunmuyor olabilecek kişilere cevap hakkı doğurmadığından emin olun.
Size Özel
Makaleler
Ufuk Derin
6 gün önce
İngiliz biyolog Keith Henry Stockman Campbell 23 Mayıs 1954'te doğdu. İlk memeli klonu Dolly koyununu yetişkin hücrelerden üreten Roslin Enstitüsü ekibinde yer alarak klonlama teknolojisinde çığır açtı. 2008'de Shaw Tıp ve Yaşam Bilimleri Ödülü'nü Ian Wilmut ve Shinya Yamanaka ile paylaştı. Nottingham Üniversitesi'nde Hayvan Gelişimi Profesörü olarak görev yaptı.
Bu gönderi Evrim Ağacı tarafından öne çıkarılmıştır.
3
0 Yorum
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Tüm Reklamları Kapat
Söz
Yusuf Kaba
Yusuf Kaba
36K UP
Alıntıyı Ekleyen 11 saat önce
“Acı gerçek şu ki insanın gerçek hayatı, gündüz ve gece, doğum ve ölüm, mutluluk ve sefalet, iyi ve kötü gibi uzlaşmaz karşıtlıkların bileşiminden oluşmaktadır. Üstelik bunlardan herhangi birinin bir gün karşıtına, iyinin kötüye ya da sevincin acıya galip gelip gelemeyeceğini de bilmiyoruz. Hayat bir savaş alanıdır. Her zaman öyleydi ve hep öyle kalacaktır. Eğer öyle olmasaydı hiçbir şey varlığını sürdüremezdi.”
Kaynak: İnsan ve Sembolleri
2
1 Yorum
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
İnceleme
Enes Soylu
Enes Soylu
16K UP
İnceleyen8 5 gün önce
Kafanız sakinken,tadını çıkarmanız gereken kısa bir yolculuk.Jim Carrey'nin oyunculuğu şahane;gerçekten utangaç,sakar,pek sosyal olmayan adam rolünü güzel sunmuş.Bu hafıza silme işlemi bazı insanlar için inanılmaz yararlı olabilir;özellikle travma durumlarında ama onun dışında pek mantıklı gelmiyor.Elimde böyle bir imkan olsa anılarımı silmek istemezdim,tecrübe kaybetmek gibi hissettiriyor;''Fiziksel olarak 2 yıl ilerlerken zihinsel olarak 2 yıl geriye gitmek.'' bu durumu güzel bir biçimde özetler.
9.6/10
(14 Kişi)
Puan Ver
Orjinal Adı : Eternal Sunshine of the Spotless Mind
Yönetmen: Michel Gondry
İnceleme Yaz
Sonra İzleyeceklerime Ekle
2
0 Yorum
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Prof. Dr. Bayram Tekin
Yazar 11 Ocak 2020 6 dk.

1845 yılında Michael Faraday, manyetik alan içine gömülmüş malzemelerin bazılarının içinden ışık geçerken, ışığın manyetik alandan etkilendiğini fark etti. Daha spesifik olarak tanımlamak gerekirse Faraday'ın fark ettiği şey, ışığın elektromanyetik alan içinde "titreştiği düzlemi" keşfetmek oldu. Yani ışığın bu alan içinde "döndüğünü" fark etti. Bu, ışık ile elektromanyetizma arasında bir ilişki olduğuna yönelik ilk gözlemdi.

1862 yılına geldiğimizde Faraday, manyetik alanın ışık üzerinde herhangi bir doğrudan etkisi olup olmadığını göstermeye çalıştı. Ne var ki tüm denemelerine rağmen, kendi sözleriyle "tek bir adet dahi gösterilebilir etkiye" rastlamadı. Ancak çok geçmeden, yanıldığı ortaya çıkacaktı. 1870 yılında James Clark Maxwell, ışık saçan kaynaklar ve parçacıklar ile ilgili olarak şunları yazıyordu:

92
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Görkem Bakırcı
Yazar 6 gün önce 35 dk.

Bilim, etik kaygılar dikkate alınmadığı durumlarda çok tehlikeli olabilir ve amacından kolayca sapabilir. Bilimsel metodları kullanan bilim insanları, etik ihlalleri temel almadıkları durumlarda korkunç deneyler ve ihlaller yapabilirler. İkinci Dünya Savaşı'ndan bu yana, bilimi ve toplumu bilimsel araştırmalarda kötüye kullanılan deneyler, sahte araştırma raporları, mesleki kıskançlık, rekabet veya bilimsel fonların kötüye kullanılması gibi suistimallerden korumak için çok sayıda etik düzenleme geliştirilmiştir. Çeşitli bilimsel birlikler, dernekler, akademiler, üniversiteler ve bilimle ilgili diğer kurumlar, biçim ve içerik açısından geniş bir çeşitlilik ortaya koyan etik standartları benimsemiştir. Bazıları genel etik davranış ve sorumluluk ilkelerine dayanır, diğerleri disiplinlere özgü mesleki görevlere atıfta bulunur.

Bilim; sonsuz bir arayış ve merak, bilinmeyen sulara yapılan zorlu ve tehlikeli yolculuk, içinde yaşadığımız evreni anlamak ve bilmek için girişilen bir sorgulamadır. İnsanı en uzak kıtalara, vahşi yerlere, Ay'a bile götürmüştür bu arayış.

12
1
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
İnceleme
Enes Soylu
Enes Soylu
16K UP
İnceleyen9 6 gün önce
Atmosferi,gerilimi,oyunculuklarından dolayı 5 bölümü sıkılmadan izleyebilirsiniz.Senaryo güzel ama nadiren gerçekçiliğini kaybediyor,dizi kısa olduğundan dolayı başlarda bariz hissediyorsunuz:Sırf onur nişanı için mi bu riskleri göze aldılar anlayamadım,arka plana bakmak lazım ama nükleer fizikçiye güvenmek yerine devletin ideallerine sırt dayamak;sanırım gülünç olduğu kadar gerçek bir durum.Dyatlov'un yandaşları cesaretlerini kaybedip 1 milyon insanın canına kastetme yolunda ilerlediğinde kafamızdan pek iyi kelimeler geçmiyor.Komünist yönetimin ne kadar hassas,aynı zamanda sert ve acımasız olduğunu görüyoruz.Kamuoyunun ve basının cesaretinin,iyi niyetinin ne kadar paha biçilemez bir şey olduğunu görüyorz.
Dizi
9.9/10
(72 Kişi)
Puan Ver
Yalanların Bedeli Nedir?
Yönetmen: Johan Renck
İnceleme Yaz
Sonra İzleyeceklerime Ekle
3
0 Yorum
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
1
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Çağrı Mert Bakırcı
Yazar 29 Mayıs 2019 16 dk.

Bizler, üzerinde yaşadığımız Dünya'yı, barındırdığı karalar, içilebilir sular ve akciğerlerimize doldurabildiğimiz oksijen dolu atmosferi nedeniyle Evren'de bizler için var olabilecek tek ve kusursuz yaşam alanı olarak görmeye alışığız. Bu düşüncenin kaçınılmaz gibi gözüken sonuçlarından biri de bu çevrenin tam da bizlere uygun şekilde var edildiğini varsayma... Ancak bu varsayım (ve temel aldığı düşünce), baştan sona ve tamamen hatalı. Bunu, büyük bilimkurgu yazarı Douglas Adams, Otostopçunun Galaksi Rehberi'nde harika bir şekilde anlatıyor:

Şimdi hayal edin, bu durum bir su birikintisinin bir sabah uyanıp düşünmeye başlaması gibidir: "Bulunduğum bu dünya ilginç bir yer -bulunduğum bu delik ilginç bir delik- tam bana göre, öyle değil mi? Aslında bana şaşılacak kadar uyuyor, beni içinde barındırmak için yapılmış olmalı!" Bu öyle güçlü bir düşüncedir ki, güneş gökyüzünde yükselip hava ısınırken, su birikintisi de giderek buharlaşıp küçülür, küçülür ama o telaş içinde her şeyin iyi olduğuna inanmaktadır, çünkü bu dünyanın amacı kendisini içinde barındırmaktır, onu içinde barındırmak için kurulmuştur. Bu yüzden, su birikintisinin kaybolma noktasına geldiği an onu çok gafil avlar...

110
2
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Evrim Ağacı'ndan Mesaj

Evrim Ağacı üyeliği tamamen ücretsiz ve sitemizi çok daha etkili, interaktif ve keyifli bir şekilde kullanmanızı sağlayacak. Üye değilseniz, birkaç saniyede üyelik oluşturabilirsiniz! Üyeyseniz de giriş yapmanızı tavsiye ederiz.

Deha Kaykı
Deha Kaykı
198K UP
Aktaran 10 saat önce 3 dk.

ArXiv'de ön baskı olarak yayımlanan yeni bir çalışma, karanlık maddenin evrenin ilk yıldızlarında yalnızca kütle çekimsel değil, kimyasal evrimsel süreçlerde de etkili olabileceğini öne sürüyor. Lina Yıldız ve Deha Kaykı tarafından, GTIIT’te (Guangdong Technion – İsrail Teknoloji Enstitüsü) görev yapan fizikçi Prof. Dr. Marcelo F. Ciappina danışmanlığında yürütülen bu çalışma; yıldız içi termodinamik yapılar ve nükleer tepkimelerin karanlık madde kaynaklı enerji enjeksiyonu ve istatistiksel dağılım değişimleri ile nasıl dönüştürülebileceğini kapsamlı bir model üzerinden ele alıyor. Bu yaklaşım, karbon ve nitrojen gibi biyojenik elementlerin üretiminde artışa, oksijen sentezinde ise azalmaya yol açan bir nükleosentez senaryosunu simüle ederek özellikle karbon açısından zengin ve metal bakımından yoksul (CEMP) yıldızların gözlemsel spektrumlarıyla yüksek uyum gösteriyor.

Araştırma, klasik yıldız evrimi modellerinin açıklamakta yetersiz kaldığı CEMP-no yıldızlarının anomalik C/O oranlarını karanlık madde etkisi ile açıklamayı hedef almaktadır. Bu bağlamda, karanlık maddenin yalnızca kütleçekimsel etkilerle değil, aynı zamanda termodinamik yapılar üzerindeki etkileriyle de erken yıldızlarda nükleer tepkime dengelerini değiştirebileceği varsayımı öne çıkarılmıştır. Özellikle zayıf etkileşimli kütleli parçacıkların yıldız çekirdeklerinde termalleşerek çift yok oluş süreçleri aracılığıyla ısı enjekte edebileceği fikri, çalışmanın hesaplamalı temelini oluşturmaktadır.

3
1
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Görkem Gültekin
Yazar 23 Mayıs 2023 7 dk.

Kanser hastalıkları, yüzyıllardır insanlık için büyük bir tehdit oluşturmaktadır. Günümüzün gelişmiş olanaklarına rağmen, henüz kanser için mutlak bir tedavi yöntemi bulunamamıştır. Fakat kanser hastalıklarının doğasını ve davranış biçimlerini anlamak, bu hastalığı yenebilmemiz için büyük bir önem taşımaktadır. Kanser gibi karmaşık yapıları anlamak; sadece kanser bilimi için değil, bilimin doğası gereği birçok disiplin için hayatı ve doğayı anlamak konusunda ilham kaynağı olacaktır.

Nature dergisinde yayınlanan bir makalede araştırmacılar, glioblastom adlı bir kanser türünün adeta beynin elektrik devrelerini değiştirerek nöronlar ile bağlantılar kurduğunu ve bu bağlantılar sayesinde beyin düşündükçe kendi büyümesini hızlandırdığını gözlemlemişlerdir. Bu yeni makale, kanserin beyni nasıl ele geçirdiği ile ilgili aydınlatılmamış bir konuya ışık tutmaktadır.

44
1
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Evrim Ağacı Akademi

Evrim Ağacı Akademi'yi kullanarak kendini Felsefe konusunda geliştirebilirsin.

Tüm Reklamları Kapat
Eser
Ece Müker
Ece Müker
505K UP
Eseri Ekleyen 19 Ekim 2023 Film
İnceleme Yaz
Sonra İzleyeceklerime Ekle
Gün Doğumunda Bozulmuş Tutulma

Hiç böyle bir gün doğumu gördünüz mü? Bu görselde ilk bulutlanmanın ardından Güneş iki parça şeklinde yükseldi. Parçalı tutulma sırasında oluşan bu manzarayı, fotoğrafçının hayatındaki en çarpıcı gün doğumu olarak tanımlamasına neden oldu. Atmosfer tarafından kızıl görünen Güneş’in tepesindeki yarı karanlık daire ile hemen alttaki karanlık tepe, Ay’dır. Bunun nedeni, Dünya atmosferinin oldukça sıcak havadan oluşan bir ters çevirme katmanına sahip olması ve bu katmanın devasa bir mercek gibi davranıp ikinci bir görüntü oluşturmasıdır. Normal bir gün doğumu ve batımı için nadir olan bu atmosfer optiği olayı, Etruscan vazo etkisi olarak bilinir. Paylaşılan görsel 2019’un Aralık ayında Katar‘ın Vekre şehrinden çekildi. Doğuda, Dünya’nın dar bir kuşağında bulunan bazı gözlemciler, tam bir halkalı Güneş tutulması görebildiler. Bu kuşakta bir ateş çemberi içinde, Ay’ı tamamen arka plandaki Güneş tarafından çevrelenmiş olduğunu görebildiler. Bir sonraki Güneş tutulması da konumunu iyi ayarlamış gözlemciler için halkalı bir tutulma olacak ve bu hafta 10 Haziran’da gerçekleşecek.

6 Haziran 2021 Günün Astronomi Fotoğrafı (NASA APOD)

📸 Kaynaklar ve Katkıda Bulunanlar:
Görsel Kaynağı ve Telif Hakkı: Elias Chasiotis
Çeviren: Seda Baştürk
Çeviri Editörü: Eda Alparslan

🔗 Tüm APOD içeriklerini görmek için:
https://evrimagaci.org/apod
Çağrı Mert Bakırcı
Yazar 8 Mayıs 2019 48 dk.

Uyku, birçok hayvan türünde ortak olarak paylaşılan bir özelliktir. 2012 itibariyle Türkiye’de doğan bebeklerin ömür uzunluğu beklentisi ortalamada 75 yıl civarıdır. Bu kadar yaşayacak insanların ortalamada 25 yıllarını gözleri ve algıları kapalı bir şekilde, uyku halinde geçireceklerini düşünürsek, uykunun türümüz için ne kadar önemli olduğunu fark etmek mümkündür. Sadece türümüz için de değil… Neredeyse beynin ilk evrimleştiği zamanlardan beri çeşitli uyku formları da canlılara eşlik etmiştir. Bu durumda, eğer ki evrimsel tarihimizi aydınlatmak, beyinlerimizin nasıl çalıştığını anlamak ve kendimizi daha iyi tanımak için uykunun nasıl evrimleştiğini ve neden var olduğunu anlamamız gerekmektedir. Günümüzde uykunun hem evrimine, hem de canlılardaki işlevine yönelik çok kapsamlı ve çok yönlü birçok araştırma yürütülmektedir. Bu yazıda, güncel uyku araştırmalardan bazı örnekler ve sonuçlar sunarak sizlere sadece uykuyu, evrimini ve hayatımızdaki yerini anlatmakla kalmayacağız; aynı zamanda uykuyla yakından ilişkilendirilen birçok ilginç konuyu (örneğin rüyaları, uyku sırasındaki düşme hissinin neden yaşandığını, vb.) en temel düzeyde ve basit bir dille anlatmaya çalışacağız. Umarım faydalı olacaktır.

Eğer ki uykuyu anlamak istiyorsak, öncelikle onu tanımlamamız gerekmektedir. Ancak biz insanlar da dâhil olmak üzere binlerce farklı hayvan türünün her gün saatlerce yaptığı bu davranışı tanımlamanın çok da kolay olmadığı görülecektir. Merriam-Webster sözlüğü uykuyu “gözlerinizin ve bilincinizin kapalı olduğu doğal dinlenme hali” olarak tanımlamaktadır. Bu daha ziyade halka yönelik ve bilimselliğe pek de ağırlık vermeyen bir tanımdır. Türk Dil Kurumu ise bu olguyu “Dış uyaranlara karşı bilincin, bütünüyle veya bir bölümünün yittiği, tepki gücünün zayıfladığı ve her türlü etkinliğin büyük ölçüde azaldığı dinlenme durumu” olarak tanımlamaktadır. Bu tanımın özellikle “her türlü etkinliğin büyük ölçüde azaldığı” kısmının aslında bir yanılgı ve hata olduğunu yazının ilerleyen kısımlarında göreceğiz. Bu hatadan biraz daha arındırılmış ve biraz daha bilimsel bir tanım, Macmillian tarafından basılan Öğrenciler İçin Sözlük’te bulunabilir: “Uyku, bilinç düzeyinin değiştiği, duyusal aktivitenin ve neredeyse tüm istemli kasların baskılandığı doğal olarak kendini tekrar eden bir durumdur.”

353
1
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Yaşam Ağacı Gözlemi
Ayşe Yılmaz
Ayşe Yılmaz
4,900 UP
Gözlemi Yapan 1 gün önce Türkiye, Çankırı
Yapraklı İlçesi
0
0 Yorum
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Cansu Yazıcı
Cansu Yazıcı
126K UP
Yazar 6 Şubat 2021 3 dk.

Periyodik cetvelin dördüncü periyodunun 3A grubunda yer alan Galyum elementinin sembolü "Ga", atom numarası 31 ve atom ağırlığı ise 69.723'tür. Erime noktası 302.91 K (29.76°C veya 85.57°F) ve kaynama noktası ise 2477 K (2204°C veya 3999°F) olarak ölçülmüştür. Oda sıcaklığında katı fazda bulunmaktadır.[1]

Galyum bir geçiş sonrası metaldir. Geçiş sonrası metaller, periyodik tablodaki geçiş metalleri ile metaloidler (metal olmayanlar) arasında bulunan metal elementlerdir. Galyum, gümüşi beyaz renge sahiptir ve bıçakla kesilebilecek kadar yumuşaktır. Yüzeysel oksidasyon nedeniyle mavimsi bir renk alabilir.

Bionluk Logo yazarlarınca hazırlandı.
23
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Söz
Evrim Ağacı
Alıntıyı Ekleyen 3 Şubat 2019
Birçok düşünce, bir başkasının zihnine ekildiğinde, aslen doğduğu zihindekinden daha iyi büyür.
Bu alıntı Evrim Ağacı tarafından öne çıkarılmıştır.
15
0 Yorum
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Evrim Ağacı'na Destek Ol
Çağrı Mert Bakırcı
Yazar 8 Aralık 2022 26 dk.

Ad hominem argümanları, doğrudan bir argüman yerine, argümanın kaynağı olan birey veya gruplara yönelik kişisel ve dolaylı bir saldırı yapıldığında meydana gelir. Basit bir alaycı isim takmaktan, daha karmaşık retorik tekniklerine kadar uzanan birçok türü vardır. Bu çerçevede bir ad hominem argümanı örneği, bir kimsenin dikkat çektiği bir noktayı düzgünce ele alıp cevap vermek yerine bu kimseye küfretmeyi veya içinde bulunulan siyasi/ekonomik duruma yönelik bir eleştiri getirildiğinde bu eleştirilerin hangi lobinin etkisiyle ortaya çıktığını sormayı içerir.

Ad hominem argümanlar, çeşitli alanlarda yürütülen resmi ve gayri resmi tartışmalarda yaygın şekilde kullanılmaktadır ve bu nedenle anlaşılması son derece önemlidir. Makalemizde ad hominem argümanları ve türleri hakkında daha fazla bilgi edinecek, bu argümanlara düzgün bir şekilde cevap vermek için neler yapabileceğinizi göreceksiniz.

239
2
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
İnceleme
Meriç Çelik
Meriç Çelik
2,128 UP
İnceleyen 17 Mayıs 2023
Çok güzel bir kitap ben beğendim tavsiye ederim.
9.5/10
(192 Kişi)
Puan Ver
Orjinal Adı : O Meu Pé de Laranja Lima
İnceleme Yaz
Sonra Okuyacaklarıma Ekle
15
0 Yorum
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Evrim Ağacı'ndan Mesaj

Evrim Ağacı'nı sosyal medya hesaplarından takip etmeyi unutmayın! Yeni paylaşımlarımızı görmek için bizi aşağıdaki sosyal medya hesaplarımızdan takip edebilirsiniz.

Daha Fazla İçerik Göster

Bize Ulaşın

ve seni takip ediyor

Göster

Şifremi unuttum Üyelik Aktivasyonu

Göster

Şifrenizi mi unuttunuz? Lütfen e-posta adresinizi giriniz. E-posta adresinize şifrenizi sıfırlamak için bir bağlantı gönderilecektir.

Geri dön

Eğer aktivasyon kodunu almadıysanız lütfen e-posta adresinizi giriniz. Üyeliğinizi aktive etmek için e-posta adresinize bir bağlantı gönderilecektir.

Geri dön

Close