Keşfedin, Öğrenin ve Paylaşın
Evrim Ağacı'nda Aradığın Her Şeye Ulaşabilirsin!
Bugün bilimseverlerle ne paylaşmak istersin?
Aklımdan Geçen
Komünite Seç
Aklımdan Geçen
Fark Ettim ki...
Bugün Öğrendim ki...
İşe Yarar İpucu
Bilim Haberleri
Hikaye Fikri
Video Konu Önerisi
Başlık
Kafana takılan neler var?
Gündem
Bağlantı
Ekle
Soru Sor
Stiller
Kurallar
Komünite Kuralları
Bu komünite, aklınızdan geçen düşünceleri Evrim Ağacı ailesiyle paylaşabilmeniz içindir. Yapacağınız paylaşımlar Evrim Ağacı'nın kurallarına tabidir. Ayrıca bu komünitenin ek kurallarına da uymanız gerekmektedir.
1
Bilim kimliğinizi önceleyin.
Evrim Ağacı bir bilim platformudur. Dolayısıyla aklınızdan geçen her şeyden ziyade, bilim veya yaşamla ilgili olabilecek düşüncelerinizle ilgileniyoruz.
2
Propaganda ve baskı amaçlı kullanmayın.
Herkesin aklından her şey geçebilir; fakat bu platformun amacı, insanların belli ideolojiler için propaganda yapmaları veya başkaları üzerinde baskı kurma amacıyla geliştirilmemiştir. Paylaştığınız fikirlerin değer kattığından emin olun.
3
Gerilim yaratmayın.
Gerilim, tersleme, tahrik, taciz, alay, dedikodu, trollük, vurdumduymazlık, duyarsızlık, ırkçılık, bağnazlık, nefret söylemi, azınlıklara saldırı, fanatizm, holiganlık, sloganlar yasaktır.
4
Değer katın; hassas konulardan ve öznel yoruma açık alanlardan uzak durun.
Bu komünitenin amacı okurlara hayatla ilgili keyifli farkındalıklar yaşatabilmektir. Din, politika, spor, aktüel konular gibi anlık tepkilere neden olabilecek konulardaki tespitlerden kaçının. Ayrıca aklınızdan geçenlerin Türkiye’deki bilim komünitesine değer katması beklenmektedir.
5
Cevap hakkı doğurmayın.
Aklınızdan geçenlerin bu platformda bulunmuyor olabilecek kişilere cevap hakkı doğurmadığından emin olun.
Size Özel
Makaleler
Meltem Çetin Sever
Yazar 30 Ocak 2019 3 dk.

Vücut sıcaklığının yükselmesi sonucu oluşan yüksek ateş hepimizin korkulu rüyasıdır. Yüksek ateş genellikle bağışıklık sisteminin bir enfeksiyonla savaşmaya çalıştığını gösterir ve ateş yüksekliği çoğu insanda halsizlik, keyifsizlik, iştah kaybı ve eklemlerde ağrı gibi etkiler yaratır. Özellikle çocuklardaki etkileri çok daha ağır olabilir. Fakat bazı çocuklardaki etkisi ise tamamen farklı! Evet yanlış duymadınız; bazı otistik çocuklarda (genellikle bilişsel becerileri az olan ve tekrarlayan davranışları gösteren otistik çocuklarda) ateş yükselmesi onların bir süreliğine de olsa normal kabul edilen davranışları sergilemesini sağlıyor ('Çocuklar' diyoruz çünkü şimdiye kadar yapılan çalışmalardaki gözlemler çocuklar üzerinden yapılmıştır).

1980'de viral bir enfeksiyon New York'taki Bellevue Psikiyatri Hastanesi’nde otizmli çocukların tedavi gördüğü bölümde baş gösterip de çocuklardaki yüksek ateş kaynaklı değişimler hastane personeli tarafından fark edildiğinden beri araştırmacılar yüksek ateş etkisine (İngilizce’de fever effect) kafa yormaktalar. Yüksek ateş esnasında bazı çocukların daha sosyal ve konuşkan oldukları; ateşleri düştüğünde ise eski davranışlarını sergilemeye başladıkları görülmüştür. İşte bu etki 1980’den beri bilim insanlarının ilgi alanında çünkü bu durumun otizmi anlamaya ve olası bir tedavi geliştirmeye yardımcı olabileceği düşünülmektedir.

92
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Tüm Reklamları Kapat
Webb'in Gözünden NGC 2566 Sarmal Galaksisi

NGC 2566 olarak bilinen bu sarmal galaksinin merkezinde neler oluyor? Öncelikle bu kızılötesi fotoğrafta galaksinin merkezinden çıkıyor gibi görünen sekiz ışının aslında gerçek olmadığını belirterek başlayalım. Bunlar, James Webb Uzay Teleskobu'nun mekanik yapısından kaynaklanan kırınım çizgileridir. NGC 2566, pek de sıra dışı denemeyecek parlaklıkta bir merkeze sahip ve bu da galaksinin, şu sıralar çok aktif olmasa da muhtemelen bir süper kütleli kara deliğe sahip olduğu anlamına geliyor. Sadece 76 milyon ışık yılı uzaklıktaki bu galaksinin şu an görmekte olduğumuz ışığı bize ulaşmak üzere galaksiden ayrıldığında dinozorlar hâlâ Dünya üzerinde gezinmektelerdi. Bu göz alıcı galaksinin Dünya’mıza bu denli yakın olması, James Webb ve Hubble gibi teleskoplar ile galaksi içindeki yıldız oluşturabilecek çalkantılı gaz ve toz bulutlarının çözümlenerek yıldızların evrim sürecinin incelenmesini mümkün kılıyor. Samanyolu Galaksisi'ne yakın bir büyüklükteki NGC 2566'nın parlak merkezî şeridi ve belirgin dış sarmal kolları ise kendisinin en dikkat çeken özelliklerindendir.

26 Mayıs 2025 Günün Astronomi Fotoğrafı (NASA APOD)

📸 Kaynaklar ve Katkıda Bulunanlar:
Görsel Kaynağı: ESA/Webb, NASA & CSA, A. Leroy
Çeviren: Osman Akman
Çeviri Editörü: Tolunay Dündar

🔗 Tüm APOD içeriklerini görmek için:
https://evrimagaci.org/apod
Ufuk Derin
2 gün önce
Araştırma, Venüs’ün yüzeyindeki dev dairesel yapılar olan "koronaların" hâlâ derin yeraltı kuvvetleriyle şekillendiğini ortaya koyuyor. NASA’nın 1990’lardaki Magellan verileriyle yapılan analizde, 75 koronanın 52’sinde sıcak ve yükselen manto malzemesi tespit edildi. Bu yapıların, plak tektoniği olmayan Venüs’te benzersiz bir tektonik sürecin sonucu olduğu düşünülüyor. 2031’de fırlatılması planlanan VERITAS göreviyle bu süreçlerin daha ayrıntılı incelenmesi hedefleniyor.
Bu gönderi Evrim Ağacı tarafından öne çıkarılmıştır.
1
0 Yorum
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Evrim Ağacı'ndan Mesaj

Evrim Ağacı üyeliği tamamen ücretsiz ve sitemizi çok daha etkili, interaktif ve keyifli bir şekilde kullanmanızı sağlayacak. Üye değilseniz, birkaç saniyede üyelik oluşturabilirsiniz! Üyeyseniz de giriş yapmanızı tavsiye ederiz.

Erinç Yurtman
Çeviren 24 Şubat 2014 2 dk.

Kompleks canlıların, atmosferdeki oksijen seviyesinin ancak günümüzdeki düzeyde olduğu ortamlarda evrimleşebileceği gerçeği bilim dünyasının en güçlü dogmalarından biridir. Fakat Danimarka fiyortlarından çıkartılan küçük deniz süngerleriyle yapılan çalışmalar, karmaşık canlıların yaşamak ve gelişmek için yüksek seviyelerde oksijene ihtiyaç duymadığını gösteriyor. 

Bilim dünyasının en büyük gizemlerinden biri de karmaşık canlıların kökeninin nereden geldiğidir. İlk küçük ilkel hücreler, nasıl oldu da evrimleşerek bugün yerküre üzerinde var olan karmaşık canlı çeşitliliğini oluşturabildi? Bütün kitaplarda yazan açıklama ise şu: Oksijen. Yaklaşık 630-635 milyon yıl önce atmosferdeki oksijen seviyesinin yükselmeye başlaması karmaşık canlıların evrimleşmesini sağladı.

15
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Söz
Fazilet Toros
Alıntıyı Ekleyen 6 gün önce
Eğer dünya (doğası, diğer insanları ve kendisi ile) ona hep yabancı kalıyorsa, bu insan, ‘yabancılaşmıştır’.
Kaynak: https://www.mokitasosyal.com/felsefe/karl-marx-felsefesinde-yabancilasma-kavrami-taha-tugyan/
6
0 Yorum
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Çağrı Mert Bakırcı
Yazar 12 Nisan 2014 3 dk.

11 Nisan 2014'te oldukça üzücü; ancak bir o kadar da ilgi çekici bir ölüm haberi aldık. Çektiği başarılı fotoğraflarla TIME ve L'Express gibi dev dergilerin kapağında yer almış, Newsweek, Independent, The Times, The Guardian, The Sunday-Times, Stern, Spiegel, National Geographic, Le Figaro, Corriere Della Serra, L’Equipe, New York Times, Washington Post, Boston Globe, LA Times, Chicago Tribune, El Pais, Die Welt gibi en prestijli yayın organlarıyla çalışarak ün kazanmış olan, Olimpiyatlar, Dünya Kupası, Şampiyonlar Ligi, F1, Papa Ziyaretleri, NATO, G8, Gezi Parkı olayları, Londra ayaklanması, ISAF Afganistan Operasyonu, İran ve Türkiye depremleri gibi büyük olaylarda çektiği fotoğraflarla tüm Dünya'da ses getiren Kerim Ökten, Çanakkale'den Ezine'ye doğru motosikletiyle seyahat halindeyken, Çanakkale il sınırları içerisinde aracına düşen yıldırım nedeniyle hayatını kaybetti. Olay anında bilinci kapanan Ökten, ambulansla kaldırıldığı hastanede yapılan tüm müdahalelere rağmen kurtulamadı.

Gerçekten insanı düşüncelere iten, çok ilginç bir doğa olayı yıldırım. Her an, her yerde, herhangi birimizin üzerine düşmemesi için pek az sebep var (paratonerler ve diğer düşebileceği yerlerin olasılıklarından ötürü). Doğadan ne kadar soyutlandığımızı hissetsek de, aslında halen doğa tüm benliğiyle üzerimizde, biz de halen onun içerisindeyiz. Bu olayla paralel olarak, yıldırım çarpmaları hakkında birkaç bilgi vermek isteriz:

17
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Gülsevinç Ay
Çeviren 23 Mart 2018 12 dk.

Hayvanlar çevrelerinden aldıkları bilgileri bir yere hareket etmek, aktiviteleri için zamanlarını ayarlamak, miktarı değerlendirmek veya geçmişi hatırlamak için nasıl kullanırlar?

Bir kovanın derinliklerinde, bir bal arısı (Apis mellifera) çılgınca dans eder. O dans ettikçe diğer bal arıları arka ayakları ve antenleri ile onun vücuduna dokunarak çevresine toplanır. Daha sonra bu gözlemciler birer birer dansı bırakır, kovan girişine yönelir ve aynı yöne doğru uçarlar. Çünkü dans eden arı bol yiyecek kaynağına olan mesafeyi ve besin kaynağının yönünü onlara bildirmiştir (Görsel 1). Bir saat içerisinde işçi (yiyecek toplayıcı) arılar dönerler ve kendi dansları ile diğer işçi arılara yiyecek kaynağının yerini göstermeye hazırdırlar.

88
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Begum Aktas
Begum Aktas
81K UP
1 gün önce
Türkiye’nin En Özel Plajları ve Doğal Yapıları

Türkiye, üç tarafını çevreleyen denizleri ve zengin kıyı yapısıyla, coğrafi ve ekolojik açıdan eşsiz plajlara sahip. Kaputaş, Patara, Ilıca ve Kabak Koyu; doğal yapıları, su özellikleri ve biyolojik çeşitlilikleriyle öne çıkıyor. Detaylı liste ve bilgileri blogumda bulabilirsiniz!

2
0 Yorum
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Yunus Sahin
Seslendiren 2 gün önce 10:08
Mewing, zayıf çene yapısına sahip ve ağızdan nefes almaya meyilli kişilerin, dillerini üst damağa yapışık bir pozisyona getirmeleri ve üst damağın dilleriyle...
2
Çağrı Mert Bakırcı
Yazar 11 Aralık 2016 2 dk.

Belli varsayımlar çerçevesinde yapılan hesaplamalara göre Dünya üzerinde bugüne kadar 109 milyar civarında insan yaşamıştır. Günümüzde yaşayan 7.5 milyar insan, bugüne kadar yaşamış toplam insan nüfusunun sadece %7'sine karşılık gelmektedir!

Geçmişte yaşamış nüfusu belirlemeye yönelik çalışmalara paleodemografi adını vermekteyiz. Ne yazık ki bu sayıyı kesin olarak doğrulamanın bir yolu yoktur; çünkü modern insanlık tarihinin %99'undan fazlasına dair kaydımız bulunmamaktadır. Lakin popülasyon genetiğine ve demografik verilere dayalı bazı hesaplamalar, tarihte geriye doğru gittikçe Dünya nüfusunun yaklaşık olarak nasıl değişeceğine dair öngörülerde bulunmamızı sağlamaktadır. 

33
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Yasin Kayalar
Yasin Kayalar
185K UP
Yaklaşık 21 yıldır Bilim ve felsefe ile ilgilenir 5 gün önce Sen de Cevap Ver
Bu soru, çağrı s tarafından sorulmuştur.
Yapay Zekaların Duygusal Farkındalık Kazanması: Bir Adım Daha Yakın mı?
Yapay Zekaların Duygusal Farkındalık Kazanması: Bir Adım Daha Yakın mı?

Sorunuzu şöyle soralım. Bir makinenin haz alması sağlanabilir?

Ama bu daha önemli bir başka soruyu doğurur; Haz nedir?

Hazın bir bilinç deneyimi olduğunu biliyoruz.

Tüm Reklamları Kapat

Ve beynimizin her şeye dair kendi içinde ödül yolu oluşturup, her şeyden haz almamızı sağlayabilecek plastisiteye (imgesel esnekliğe) sahip olduğunu da biliyoruz.

O halde haz temel bir girdi benliklerimizde.

Ancak hala derinde tam bir tanıma ulaşamadık.

Haz beyinlerimizi 'okşayan' bir şey.

Tüm Reklamları Kapat

Hazların 'bilinçsel bir tadı' var anlaşılan.

Bu bir 'koku'.

Ama bu 'koku' imgesel ve hayali bir koku olarak görünmekte. Bizler de bu hayali tadları almaktayız.

Hayallerimizin imgesel kokuları var.

Ayrıca görüldüğü üzere benlik deneyimlerimizle ilgili en temel ve çok iyi bildiğimizi sandığımız şeyleri bile gerçekte tanımlayamıyoruz. Hazzı yaşıyoruz ama tanımlayamıyoruz. Tüm evrenin sırrı da burada.

Yaşadığımız herşey gerçekte derinine inersek tanımlanamazlık içinde ve tanımlama yapmak gerçeklik açısından zorunlu değil. Aynı gerekçelerle tanımlama referanslarına ve ölçeklerine dayanan tutarlılık arayışı da gerçeklik açısından zorunlu değil. Yani sonuç olarak Ne kadar açıklanamaz olursa olsun 'Var olan' vardır.

0
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Yaşam Ağacı Gözlemi
2
0 Yorum
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Çağrı Mert Bakırcı
Yazar 1 Aralık 2019 16 dk.

Mutlaka fark etmişsinizdir: İnsanlar arasındaki bireysel farkların çok barizdir; fiziksel açıdan olsun, yüz görünümü olsun, hepsi farklıdır... Ama örneğin bin tane Ankara kedisine de baksanız, hepsi birbirine benzerdir. Şempanzeler ve diğer maymunlar da öyle. Sincaplar mesela... Peki ya yunuslar, balinalar? Hepsi birbirinin aynısı! Acaba var da biz mi göremiyoruz? Tıpkı kaplanların ya da çitaların üzerilerindeki çizgilerin parmak izi niteliği taşıması gibi? İnsanların hepsinin farklı olmasının kökeni nedir? Bu farklar, hayvanlarda var mı? Sanıyoruz insanların, tüm omurgalı hayvanlar içindeki en düşük çeşitliliğe sahip hayvan türü olduğu gerçeği, bu algınızı sorgulamanıza neden olacaktır.

Tabii bu argümanın bir diğer versiyonu da insan toplumlarının içinde görülür: "Çinlilerin hepsi birbirine benzer!", son derece yaygın bir argümandır. Benzer şekilde diğer Uzak Doğu ve Asya toplumlarından olan insanların da çok benzer olduğu iddia edilir. Halbuki her bir türün içerisinde, akıl almaz sayıda, hatta sonsuz sayıda farklılıklar bulunmaktadır ve çevre koşulları altında bu farklılıklar canlılara çeşitli üstünlükler ve zayıflıklar sağlamaktadırlar.

152
1
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
İnceleme
Turan Tehneldere
İnceleyen10 25 Nisan 2024
Bu filmi izledikten sonra Victor Frankl'ın İnsanın Anlam Arayışı eserini okuyun..
Film
9.5/10
(111 Kişi)
Puan Ver
Orjinal Adı : The Pianist
Yönetmen: Roman Polanski
İnceleme Yaz
Sonra İzleyeceklerime Ekle
4
0 Yorum
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Evrim Ağacı'ndan Mesaj

Evrim Ağacı'nı sosyal medya hesaplarından takip etmeyi unutmayın! Yeni paylaşımlarımızı görmek için bizi aşağıdaki sosyal medya hesaplarımızdan takip edebilirsiniz.

Çınar Civan
Çeviren 28 Eylül 2023
Parıldayan yıldızlararası gaz ve karanlık toz bulutlarından oluşan sırtlar; Deniz Kulağı Bulutsusu'nun çalkantılı, kozmik derinliklerinde yaşar. M8 olarak da bilinen parlak yıldız oluşum bölgesi, yaklaşık 5.000 ışık yılı uzaklıkta konumlanmaktadır. Yay Takımyıldızı'nın Samanyolu Galaksisi'nin merkezine doğru yapılan teleskopik turlarda popüler bir duraktır. Sıyrılmış elektronlarla yeniden birleşen iyonize hidrojen atomlarının belirgin kırmızı emisyonunun hakim olduğu, Deniz Kulağı'nın merkezini gösteren bu derin teleskopik görüntü, yaklaşık 40 ışık yılı genişliğe sahiptir. Çerçevenin merkezine yakın parlak kum saati şekli, gaz iyonlaşmasından oluşmaktadır. Şekil, büyük kütleli genç bir yıldızdan gelen enerjik radyasyon ve aşırı yıldız rüzgârları tarafından şekillendirilmektedir.
4
0 Yorum
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Evrim Ağacı'na Destek Ol
Evrim Ağacı'ndan Mesaj

Bilim haberlerimizi ve diğer yazılarımızı Google Haberler'de görmek için bizi takip etmeyi unutmayın.

Tüm Reklamları Kapat
Daha Fazla İçerik Göster

Bize Ulaşın

ve seni takip ediyor

Göster

Şifremi unuttum Üyelik Aktivasyonu

Göster

Şifrenizi mi unuttunuz? Lütfen e-posta adresinizi giriniz. E-posta adresinize şifrenizi sıfırlamak için bir bağlantı gönderilecektir.

Geri dön

Eğer aktivasyon kodunu almadıysanız lütfen e-posta adresinizi giriniz. Üyeliğinizi aktive etmek için e-posta adresinize bir bağlantı gönderilecektir.

Geri dön

Close