Keşfedin, Öğrenin ve Paylaşın
Evrim Ağacı'nda Aradığın Her Şeye Ulaşabilirsin!
Bugün Türkiye'de bilime ve bilim okuryazarlığına neler katacaksın?
Aklımdan Geçen
Komünite Seç
Aklımdan Geçen
Fark Ettim ki...
Bugün Öğrendim ki...
İşe Yarar İpucu
Bilim Haberleri
Hikaye Fikri
Video Konu Önerisi
Başlık
Bugün bilimseverlerle ne paylaşmak istersin?
Gündem
Bağlantı
Ekle
Soru Sor
Stiller
Kurallar
Komünite Kuralları
Bu komünite, aklınızdan geçen düşünceleri Evrim Ağacı ailesiyle paylaşabilmeniz içindir. Yapacağınız paylaşımlar Evrim Ağacı'nın kurallarına tabidir. Ayrıca bu komünitenin ek kurallarına da uymanız gerekmektedir.
1
Bilim kimliğinizi önceleyin.
Evrim Ağacı bir bilim platformudur. Dolayısıyla aklınızdan geçen her şeyden ziyade, bilim veya yaşamla ilgili olabilecek düşüncelerinizle ilgileniyoruz.
2
Propaganda ve baskı amaçlı kullanmayın.
Herkesin aklından her şey geçebilir; fakat bu platformun amacı, insanların belli ideolojiler için propaganda yapmaları veya başkaları üzerinde baskı kurma amacıyla geliştirilmemiştir. Paylaştığınız fikirlerin değer kattığından emin olun.
3
Gerilim yaratmayın.
Gerilim, tersleme, tahrik, taciz, alay, dedikodu, trollük, vurdumduymazlık, duyarsızlık, ırkçılık, bağnazlık, nefret söylemi, azınlıklara saldırı, fanatizm, holiganlık, sloganlar yasaktır.
4
Değer katın; hassas konulardan ve öznel yoruma açık alanlardan uzak durun.
Bu komünitenin amacı okurlara hayatla ilgili keyifli farkındalıklar yaşatabilmektir. Din, politika, spor, aktüel konular gibi anlık tepkilere neden olabilecek konulardaki tespitlerden kaçının. Ayrıca aklınızdan geçenlerin Türkiye’deki bilim komünitesine değer katması beklenmektedir.
5
Cevap hakkı doğurmayın.
Aklınızdan geçenlerin bu platformda bulunmuyor olabilecek kişilere cevap hakkı doğurmadığından emin olun.
Size Özel
Makaleler
Ufuk Derin
Aktaran 1 gün önce 3 dk.

Kuzey Kutbu'nda bahar gelince milyonlarca kuş yavrularını büyütmek için bir araya geliyor. Bu dönemde her yerde yavru kuşların cıvıltıları duyulur ve tüylerle kaplı minik yavruları her yerde görebilirsiniz. Bu durum, 73 milyon yıl önce de aynıydı. Bu hafta Science dergisinin kapağında yer alan bir makale, kuşların kutup bölgelerinde yuva yapmasına dair bilinen en eski örneği belgeliyor.[1] Makalenin baş yazarı ve Princeton Üniversitesi'nde doktora öğrencisi olan Lauren Wilson, şöyle anlatıyor.

Wilson, bu makalenin Alaska Fairbanks Üniversitesi’ndeki yüksek lisans tez çalışması sonucunda ortaya çıktığını belirtiyor. Alaska'daki bir kazı alanından toplanan düzinelerce minik fosilleşmiş kemik ve dişi inceleyen Wilson ve ekibi, dinozorların da bu topraklarda dolaştığı dönemde Kuzey Kutbu'nda üreyen farklı kuş türlerini tespit etti. Bunlar arasında dalgıç kuşlar, martı ve ördek ve kaz gibi kuşlara benzeyen birkaç kuş türü vardı. Makalenin yazarlarından Alaska Üniversitesi Kuzey Müzesi direktörü ve Wilson'ın yüksek lisans tez danışmanı Pat Druckenmiller, çalışmayı şöyle özetliyor:

5
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Tüm Reklamları Kapat
Furkan Demir 12
Üye 2 gün önce Henüz cevap yok.
Newton yerçekimini kafasına elma düşmesi sonucu buldu hikayesi serendiplik ile bulundu ise Newton yerçekimini nasıl buldu?
1
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
İnceleme
Hüseyin Güngör
İnceleyen10 6 gün önce
Bir önceki film bana biraz yorucu ve buruk gelince açıkçası herhalde durağanlık çizgisine geldi diye düşünüp beklentimi azaltmıştım. Bir de Ilsa'nın yerine Grace karakterini oturtamamış olmamın da etkisi var. Bu sefer temposu çok daha güzeldi ve yormadı. Biraz daha olsa izlettirirdi. Normalde nostaljik hatırlatma için kullanılan eski sahneleri direkt kesit olarak sunmayı hiç samimi bulmazdım ama aşırı olmamış ve göz ardı edebildim. Hikayenin bazı kısımlarına hiç gerçekçi değil ve sulandırılmış derdim ama çok göze batmıyor ve dramatizasyonda gerekli duruyor. Ve her şeyden önemlisi bu seri ve özellikle bu film için çok güzel bir şeye hizmet ediyor derim. Tam bir maskülenite şiiri olmuş. Derslerde okutulmalı.

Modernitede özellikle erkeklerin bu kadar kirlilik arasında rol model eksikliği yaşıyor olmasını da göz önünde tutarsak muazzam bir film olmuş. Ethan Hunt ve ekibi, tüm karakteristik özellikleri ve en önemlisi "seçimleriyle" bize doğru ve yararlı olmayı öğretiyor. Bir erkek davasına ve insanlığa sadık olmalı. Bir erkek içsel ve fiziksel tüm gücünü, tüm iradesini sevdikleri için kullanmalı ve fedakar olmalı. Bir erkek saygılı ama her şeyden önce tehlikeli olmalı. Bir erkek sevginin, dostluğun ve medeniyet inşa etmenin ne olduğunu bilir çünkü tam olarak kendi doğasını temsil eder. Bir erkek donanımlı, şartları sonuna kadar zorlayan ve aranılan adam olmalı. Aksi iddialar yaygınlaşan erkek düşmanlığı ve köleleştirmesi diskurudur. Ayrıca çok da entelektüel bir gerilim filmi olmuş. Füzelerin arasında yüzme sahnesini başka şekilde tarif edemem. Mission Impossible benim favori casus ve aksiyon serimdir. Utandırmadı.
8.3/10
(3 Kişi)
Puan Ver
Orjinal Adı : Mission: Impossible - The Final Reckoning
İnceleme Yaz
Sonra İzleyeceklerime Ekle
2
0 Yorum
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Utku Derin
Utku Derin
359K UP
Aktaran 1 gün önce 3 dk.

Neredeyse 200.000 kişiyi onlarca yıl boyunca takip eden yeni bir araştırma, kalp sağlığı söz konusu olduğunda, tüketilen yiyeceklerin kalitesinin düşük karbonhidratlı veya düşük yağlı bir diyet uygulamak kadar önemli olduğunu ortaya koydu. Sonuçlar, sağlıklı ve kaliteli yiyecekler seçmenin kalbi korumanın anahtarı olduğunu gösteriyor.

Son yirmi yılda, düşük karbonhidratlı ve düşük yağlı diyetler, kilo kontrolü, kan şekeri ve kolesterol seviyelerinin iyileştirilmesi gibi potansiyel sağlık faydaları nedeniyle revaçta olsa da bu durum, bu diyetlerin kalp hastalığı riskini azaltmadaki etkisi konusundaki tartışmaları sonlandıramadı. Harvard T.H. Chan Halk Sağlığı Okulu'ndan Qi Sun'ın laboratuvarında doktora sonrası araştırmacı olarak görev yapan Dr. Zhiyuan Wu şunları söylüyor:

3
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Evrim Ağacı'ndan Mesaj

Evrim Ağacı üyeliği tamamen ücretsiz ve sitemizi çok daha etkili, interaktif ve keyifli bir şekilde kullanmanızı sağlayacak. Üye değilseniz, birkaç saniyede üyelik oluşturabilirsiniz! Üyeyseniz de giriş yapmanızı tavsiye ederiz.

Yunus Sahin
Seslendiren 23 saat önce 12:04
Albert Einstein, gelmiş geçmiş en büyük bilimsel dehalardan birisidir. Dolayısıyla Einstein'ın din ve tanrı hakkındaki görüşleri de, birçoklarının merak...
1
Çağrı Mert Bakırcı
Yazar 26 Mart 2013 11 dk.

Aşağıda verdiğimiz görselde, Charles Robert Darwin'in Türlerin Kökeni isimli kitabına eklediği tek görseli görebilirsiniz. Gerçekten de, Köken'i okuyacak olursanız, 600 civarı sayfalık kitapta sadece bu figürü göreceksiniz. Bu, Darwin'in Evrim Kuramı'nın bilim camiasına ve tüm insanlığa ilanı sırasında kullanmayı seçtiği tek görseldir. Bu yüzden, birçok şeyi anlatması beklenir ki gerçekten de öyledir.

Evrimle ilgili düşülen en yaygın hata, türlerin birbirlerine dönüştüğünün sanılmasıdır. Hele ki bu hataya daha da sık olarak aynı dönemde yaşamış türlerin birbirlerine dönüşümü, yani "zincirsel" bir evrim olarak düşülmektedir. Eğer şu görselimize bakacak olursanız, bu durum oldukça net izah edilmektedir. Evrim zincirsel bir süreç değildir; dallanarak ilerleyen ve bir "ağaç" ile sembolize edilebilecek bir süreçtir.

237
1
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Akın Karahasan
Yazar 14 Ağustos 2020 15 dk.

Tardigradlar, çok çeşitli fiziksel ve kimyasal aşırılıklara dayanma konusundaki yeteneği sayesinde tüm bilimseverleri büyülemektedir. Son dönemlerde tardigradların sahip olduğu dayanıklılık yeteneği, karşılaştıkları zorlu koşullar sırasında ifade edilen proteinlerin koruyucu rollerine odaklanmamıza sebep olmakla birlikte bu küçük omurgasızlara duyulan ilginin artmasına yol açmıştır.

Dsup (hasar önleyici) adı verilen ve tardigradlara özgü benzersiz bir proteinin DNA'yı radyasyon ve radikallerin ürettiği hasardan koruduğunun keşfi, biyoteknoloji ve tıp alanındaki potansiyel uygulamalarıyla ilgili beklentileri artırdı.

63
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Tüm Reklamları Kapat
İnceleme
Ahmet Altuntaş
İnceleyen10 19 Eylül 2022
Farkında olmadan sergilediğimiz davranışların ve sözel olmayan iletişim tekniklerinin(birinin yalan söyleyip söylemediğini anlamak gibi) anlatıldığı eserde , insan beyninin insan bedenine nasıl kolaylıkla etki edebildiğini anlayabiliyor okuyucular. Okuduğunuz her an , edindiğiniz her yeni bilgide çevremizdeki olan bitenin farkına varmak gerçekten keyif verici . Okuyucular için keyif verici bir eser .
Kitap
9.9/10
(17 Kişi)
Puan Ver
- Eski FBI Ajanından İnsanların Bedenini Okuma Rehberi
İnceleme Yaz
Sonra Okuyacaklarıma Ekle
16
1 Yorum
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Kanlı Canavar Ay

26 Mayıs’ta dolunay evresindeki Çiçek Ay’ı, bu tek kare pozlamada yakalandı. Alacakaranlığın batı gökyüzünü yıkadığı esnada, Ay Dünya’nın gölgesinden çıkıyordu. Tam tutulmanın sonlarına gelindiğinde, Ay diski ufka yakın yerde poz verdi ve Kaliforniya’nın merkezindeki Pinnacles Ulusal Parkı’nda bulunan çıplak meşe ağaçları ile çevrelendi. Yine de Dünya’nın gölgesi tamamen karanlık değil. Atmosfer tarafından saçılan Güneş ışığı ile kaplanan iç gölge, tam tutulma anında Ay’a kırmızı bir görünüm verir ve Kanlı Ay’a popüler olduğu kadar dramatik de olan takma adını verir. Siluette görünen budaklı ağaçtaki canavarca yüz, bu seferki tam Ay tutulmasının görünümünü daha da korkunç hale getirdi.

4 Haziran 2021 Günün Astronomi Fotoğrafı (NASA APOD)

📸 Kaynaklar ve Katkıda Bulunanlar:
Görsel Kaynağı & Telif Hakkı: Chirag Upreti
Çeviren: Seda Baştürk
Çeviri Editörü: Eda Alparslan

🔗 Tüm APOD içeriklerini görmek için:
https://evrimagaci.org/apod
İnceleme
Emir Akbaş
Emir Akbaş
100K UP
İnceleyen10 22 Aralık
Ne kadar dizinin iptali için üzülsemde "The Soicety" ilk ve tek sezonunda anlattığı konular açısından beni tatmin etti diyebilirim.Bazıları için klasik bir ergen dizisi olarak görülebilir ancak dizinin ele aldığı toplum,insan ve buna bağlı olarak gelişen davranışlar gibi derin,değişken ve felsefik konular diziyi bu algıdan uzaklaştırır diye düşünüyorum.Dizide ilk önce dağınık olan,etraflarında onları yargılacayak bir kimseler olmayan bir genç topluluğun buna bağlı olarak başta özgürce davranıp sonrasında içinde oldukları durumun tamamen farkına vardıktan sonra bir tür minyatür devlet diye düşünebileceğimiz topluluk kurması anlatılıyor.Tabii topluluk varsa(özellikle bir başkanı ve yöneteni olan) burada karşı düşüncelere sahip insanlar,bununla birlikte gelecek isyanlar veya ihanetler aslında günümüz devletlerinin yapılarını daha net bir şekilde görmemize olanak sağlıyor.Bilmiyorum belki fazla uzattım ama bu dizi için değer diye düşünüyorum.İzlemenizi tavsiye ederim.
10.0/10
(1 Kişi)
Puan Ver
İnceleme Yaz
Sonra İzleyeceklerime Ekle
10
0 Yorum
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Evrim Ağacı'ndan Mesaj

Evrim Ağacı'nı sosyal medya hesaplarından takip etmeyi unutmayın! Yeni paylaşımlarımızı görmek için bizi aşağıdaki sosyal medya hesaplarımızdan takip edebilirsiniz.

İnceleme
Eray Şeyhan
Eray Şeyhan
50K UP
İnceleyen10 2 gün önce
La Mettrie, bu eserini 18. yüzyılda anonim olarak yayımlamasına rağmen, Makine İnsan yazıldığı günden itibaren yoğun eleştirilere maruz kalmıştır. “İnsan bir makinedir” görüşü, özellikle ruhun ölümsüzlüğüne ve tanrısal yaratılışa inananlar tarafından sert biçimde eleştirilmiştir. Zira bu düşünce, Tanrı’ya, ruhun varlığına ve özgür iradeye yer bırakmıyordu. Materyalist ve hazcı bir etiği savunduğu için, birçok kişi onun fikirlerinin ahlaki yozlaşmaya yol açacağını düşünmüştür. La Mettrie’ye göre erdem, acıdan kaçma ve haz alma ilkesine dayanıyordu. Bu yaklaşım, geleneksel ahlak anlayışıyla taban tabana zıttı. La Mettrie, bu radikal fikirlerini, kendisinden önceki düşünürlerin görüşlerini sentezleyerek temellendirir. Özellikle Descartes ve Locke’un etkisinden yola çıkarak, insanın ruhsuz bir makine gibi işlediğini ileri sürer. Bu iddialarını ise ampirik gözlemlerine dayandırır; çünkü kendisi her şeyden önce bir hekimdir. Makine İnsan’ın bazı bölümlerinde, insana yakın canlıların beyin yapılarından söz eder ve bunu oldukça anlaşılır, hatta yer yer dikkat çekici bir üslupla dile getirir. Bugün hâlâ önemini koruyan Makine İnsan, yalnızca 18. yüzyılın değil, günümüz düşünce dünyasının da etkili eserlerinden biridir. La Mettrie’nin insanı doğanın bir parçası olarak görmesi ve zihinsel süreçleri bedensel işlevlerle açıklaması; nörobilim, psikoloji ve evrimsel biyoloji gibi çağdaş bilim dallarının yaklaşımlarıyla örtüşmektedir. Günümüzde insan zihnini açıklamak için artık ruh kavramına ihtiyaç duyulmaması, La Mettrie’nin sezgisel olarak öne sürdüğü fikirleri doğrular niteliktedir. Her ne kadar döneminde dışlanmış olsa da, Makine İnsan fikri, insanı anlamamızda bilimsel düşüncenin önemine dikkat çeker.
Kitap
10.0/10
(1 Kişi)
Puan Ver
Orjinal Adı : Man a Machine
İnceleme Yaz
Sonra Okuyacaklarıma Ekle
7
0 Yorum
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Simay Aladağ
Çeviren 5 gün önce 3 dk.

28 Nisan'da eBioMedicine'de yayınlanmış bir rapora göre, 2018 yılında dünya genelinde 55-64 yaşları arasında olan kişilerin 2,6 milyondan fazlası kardiyovasküler hastalıklar nedeniyle öldü. Bu ölümlerin yüzde 13,5'i ftalat adı verilen ve evlerimizde sıklıkla kullandığımız plastiklerde yaygın olarak bulunan bir kimyasala maruz kalmayla ilişkili olabilir.[1]

Ftalatlar şampuanlarda, losyonlarda, gıda ambalajlarında, kan torbaları gibi tıbbi malzemelerde bulunan bir grup kimyasal maddedir.[2] Bu kimyasallar genellikle plastikleri daha yumuşak ve daha esnek hale getirmek için kullanılırlar.

19
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Sizden Gelenler
Bilgiyi daha anlaşılır ve basit kılıp, bilime karşı olan susuzluğumuzu giderdiğiniz için teşekkür ederiz. Evrim Ağacı'nın daha da büyüyüp dallanması dileğiyle.
Koralp Erin
Koralp Erin
242K UP
Astrofizik meraklısı... 29 Haziran 2021 Sen de Cevap Ver

Karadeliklerin yutabilecekleri materyalin bir sınırı yok çünkü bir büyüme sınırları yok. En fazla şu kütleye ulaşabilir, gibi bir varsayım yapamıyoruz.

Bazı araştırmalar bir karadeliğin yaklaşık 50 Miyar M☉ (Solar Mass - Güneş Kütlesi) ne ulaşabileceği sonucunu ortaya koydu. 1 Milyon M☉ dan büyük karadeliklere Süper Kütleli Karadelikler diyoruz. 10 Miyar M☉ dan büyük olanlara ise Ultra Kütleli Karadelikler olarak adlandırmaya başladık. Bilim adamları 100 Miyar M☉dan daha büyük karadelikler olabileceğini düşünüyor ki bu da onların bir sınırı olmadığını gösterir.

Tüm Reklamları Kapat

3
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Ayşe Güreşçi
Ayşe Güreşçi Seslendiren 15 Ekim 2021 18:16
Ben, Rosalind Elsie Franklin. 25 Temmuz 1920'de Londra’nın Notting Hill kasabasında, Ellis ve Muriel Franklin çiftinin beş çocuğundan ikincisi olarak...
36
Evrim Ağacı'ndan Mesaj

Evrim Ağacı'nda yayınladığımız bilim haberlerini anlık olarak Bundle üzerinden de okuyabileceğinizi biliyor muydunuz?

Ali Hamza Ongun
Biyoloji, evrim ve sinirbilim konularında akademik takipçiyim 4 gün önce Sen de Cevap Ver
Bu soru, Emir Akbaş tarafından sorulmuştur.
Platonik aşk hakkında ne düşünüyorsunuz?
Platonik aşk hakkında ne düşünüyorsunuz?

Platonik aşk denince aklımıza temiz, saf, idealleştirilmiş bir sevgi gelir. Oysa nörobilim bu tabloya farklı bir ışık tutar. Beyne göre bu durum; karşılık bulamamış bir romantik arzunun hâlâ sinaptik devrelerde dönmeye devam etmesidir. Yani “platonik” dediğin şey, çoğu zaman duygusal bir yücelikten çok, beynin ödül sisteminin saplanıp kalmasıdır.

Her şey dopaminle başlar. Sevdiğin kişiyi düşündüğünde, beynin tıpkı bir kumarbaz gibi dopamin salgılar. Ne kazanacağı belli değildir ama o “belki olur” ihtimali, dopamin sistemini ayakta tutar. Bu kişi sana hiçbir zaman karşılık vermese bile beynin, olasılık hesabı yapmaya devam eder. Çünkü evrimsel olarak, belirsizlik dopamini en çok yükselten durumdur.

Bu sistemin içine oksitosin de girer. Fiziksel temas bile olmadan, düşsel bağlar üzerinden bu “bağlanma hormonu” devreye girebilir. Beyin, hayalindeki kişiye duygusal bir yakınlık kurar; sanki yıllardır onu tanıyormuşsun gibi hissedersin. Ama bu hissin kaynağı gerçek kişi değil, onun zihinsel imgesidir.

Tüm Reklamları Kapat

Serotonin ise işin takıntı boyutunu gösterir. Platonik aşk yaşayan kişilerin serotonin seviyeleri, obsesif kompulsif bozukluk yaşayanlara oldukça yakındır. Bu nedenle sürekli düşünme, gerçeklikten uzaklaşma ve kurguya saplanma görülür. Zihin, karşılık bulamadığı hâlde bu kişiye odaklanmayı sürdürür — çünkü bağlandığı şey aslında o kişi değil, onun hayalî versiyonudur.

En çarpıcı gerçek şu: Beyin, karşılık almadığı birine de bağlanabilir. Hatta bazen karşılık alınmaması, o kişiyi daha da büyülü hale getirir. Çünkü bilinmeyen, belirsiz olan şey beyin için daha değerlidir. Ve bu yüzden, birçok insan gerçekte hiç tanımadığı bir kişiye, tanıdığı herkesten daha çok bağlanabilir.

Platonik aşk tehlikeli midir?

Değil — ama körleştirici olabilir. Kişi bu bağın tek taraflı, hayalî ve sinirsel bir illüzyon olduğunu fark etmediğinde; zihinsel tükenme, değersizlik hissi ve içsel çöküş yaşanabilir. Beyin, olmayan bir şeyi oldurmak için kendini kandırmaya çalışır ve bu süreç bazen yıllarca sürebilir.

4
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Söz
Halis Gönül
Alıntıyı Ekleyen 6 gün önce
Cezaevi müdürüyle gardiyanlar bağlı bulundukları dinin esasını bilmiyorlardı ama papazın kesinlikle doğru söylediğine inanıyorlardı.Dine dayanmasaydılar, şimdi olduğu gibi,tam bir vicdan rahatlığıyla insanlara acı çektirmek zor,belki de büsbütün imkansız olacaktı.Mahkumların çoğu da dine inanan bu insanların nasıl aldatıldığını gören,içinden dinle alay eden birkaçı dışında, bütün bu yaldızlı kutsal resimlere,kumlara,kaselere,cüppelere, haçlara inanıyorlardı.Çünkü burada olmasa bile yarın öbür dünyada yüzde yüz bunun kendilerine yararı olacağına inanıyorlardı.
Kaynak: Diriliş
9
0 Yorum
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Daha Fazla İçerik Göster

Bize Ulaşın

ve seni takip ediyor

Göster

Şifremi unuttum Üyelik Aktivasyonu

Göster

Şifrenizi mi unuttunuz? Lütfen e-posta adresinizi giriniz. E-posta adresinize şifrenizi sıfırlamak için bir bağlantı gönderilecektir.

Geri dön

Eğer aktivasyon kodunu almadıysanız lütfen e-posta adresinizi giriniz. Üyeliğinizi aktive etmek için e-posta adresinize bir bağlantı gönderilecektir.

Geri dön

Close