Keşfedin, Öğrenin ve Paylaşın
Evrim Ağacı'nda Aradığın Her Şeye Ulaşabilirsin!
Bugün Türkiye'de bilime ve bilim okuryazarlığına neler katacaksın?
Aklımdan Geçen
Komünite Seç
Aklımdan Geçen
Fark Ettim ki...
Bugün Öğrendim ki...
İşe Yarar İpucu
Bilim Haberleri
Hikaye Fikri
Video Konu Önerisi
Başlık
Kafana takılan neler var?
Gündem
Bağlantı
Ekle
Soru Sor
Stiller
Kurallar
Komünite Kuralları
Bu komünite, aklınızdan geçen düşünceleri Evrim Ağacı ailesiyle paylaşabilmeniz içindir. Yapacağınız paylaşımlar Evrim Ağacı'nın kurallarına tabidir. Ayrıca bu komünitenin ek kurallarına da uymanız gerekmektedir.
1
Bilim kimliğinizi önceleyin.
Evrim Ağacı bir bilim platformudur. Dolayısıyla aklınızdan geçen her şeyden ziyade, bilim veya yaşamla ilgili olabilecek düşüncelerinizle ilgileniyoruz.
2
Propaganda ve baskı amaçlı kullanmayın.
Herkesin aklından her şey geçebilir; fakat bu platformun amacı, insanların belli ideolojiler için propaganda yapmaları veya başkaları üzerinde baskı kurma amacıyla geliştirilmemiştir. Paylaştığınız fikirlerin değer kattığından emin olun.
3
Gerilim yaratmayın.
Gerilim, tersleme, tahrik, taciz, alay, dedikodu, trollük, vurdumduymazlık, duyarsızlık, ırkçılık, bağnazlık, nefret söylemi, azınlıklara saldırı, fanatizm, holiganlık, sloganlar yasaktır.
4
Değer katın; hassas konulardan ve öznel yoruma açık alanlardan uzak durun.
Bu komünitenin amacı okurlara hayatla ilgili keyifli farkındalıklar yaşatabilmektir. Din, politika, spor, aktüel konular gibi anlık tepkilere neden olabilecek konulardaki tespitlerden kaçının. Ayrıca aklınızdan geçenlerin Türkiye’deki bilim komünitesine değer katması beklenmektedir.
5
Cevap hakkı doğurmayın.
Aklınızdan geçenlerin bu platformda bulunmuyor olabilecek kişilere cevap hakkı doğurmadığından emin olun.
Size Özel
Makaleler
Ufuk Derin
Aktaran 1 gün önce 3 dk.

Kaliforniya Üniversitesi'nden bir bilim insanının öncülük ettiği bir çalışma, insanların vahşi yaşamla etkileşime girmesinin tehlikelerine dair yeni uyarılar sunuyor. Biyolojik Bilimler Fakültesi'nden Yardımcı Doçent Shermin de Silva, nesli tükenmekte olan Asya filleri üzerinde araştırmalar yürütüyor. Daha önce bu hayvanların yaşam alanlarının küçülmesi konusunda raporlar yayınlayan de Silva, bu küçülmenin insanlar ve filler arasında bölgesel çatışmalara yol açtığını söylüyor.

De Silva, Ecological Solutions and Evidence dergisinde yayınlanan şimdiki çalışmasında insanların yabani hayvanlara yiyecek vermesinin ciddi sonuçlarını olduğuna dair yeni kanıtlar sunuyor. Rapor, bu tür bir beslemenin yaban hayvanlarının insanlara alışmasına yol açarak sorun çıkarma konusunda daha rahat davranmalarına neden olduğunu gösteriyor. Çalışma, sadece fillerin yaşadığı bölgeler için değil, aramızda yaşayan tüm yaban hayatı türleriyle etkileşimler konusunda da önemli bir uyarı niteliği taşıyor.

4
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Tüm Reklamları Kapat
Yaşam Ağacı Türü
Elif Beren
Elif Beren
20K UP
Türü Ekleyen 5 gün önce
Aşağı takım Mygalomorphae, yaşayan örümceklerin 3 büyük grubundan birini kapsar. Bu grup örümcekler çoğunlukla ağır bedenli ve kısa bacaklı örümcekleri kapsar (buna tarantulalar da dahildir). Zehirlidirler ama çoğunun insanlara zararı yoktur.
2
Funda Başak
Seslendiren 26 Mart 2021 10:11
Google'da "Clubhouse nedir?" diye aradığınızda, bu hızla büyüyen sosyal ağla ilgili son birkaç hafta içinde yazılmış bir sürü makale bulursunuz. Clubhouse'a...
30
Evrim Ağacı'ndan Mesaj

Bilim ve bilimseverler sıkıcı değildir! Evrim Ağacı Etkinlik Platformu'nu kullanarak bulunduğun şehirde veya internet üzerinde toplantılar, etkinlikler, buluşmalar düzenleyebilir, diğerlerinin düzenlediği etkinliklere katılabilirsin. Ayrıca eğer bilimle ilgili bir iş, staj, burs veya eğitim arıyorsan veya bu pozisyonları dolduracak bilimseverler, bilim insanları ve öğrenciler arıyorsan, Evrim Ağacı İlan Platformu'nu kullanarak Türkiye'deki ve Dünya'nın her yanındaki bilimseverlerin oluşturduğu ağa katılabilir, bu ağa güç katabilirsin!

Bilgehan Karaca
Yazar 4 Aralık 2018 4 dk.

Hani ara sıra "Bilim adamları bunu açıklayamadı!", "Bilim dünyası şokta!" minvalinde haberler çıkıyor, çoğunun altı boş çıkıyor, spekülasyona dayalı bilim basınımızın çok kötü çevirilerinden ibaret oluyor ya, işte böyle olmayan bir durumdan bahsetmek istiyorum size. Bu konuda hakikaten "Bilim dünyası suskun!" idi yakın zamanlara kadar.

Yeni Dünya kıtalarından gelen birçok endemik tür var biliyorsunuz. Kakaodan lamalara, pumalardan domatese kadar birçok canlının birkaç yüzyıla kadar yaşam alanı Amerika kıtalarıydı. Bunlardan biri de bizim tatlı patates olarak tanıdığımız Ipomoea batatas, Orta Amerika'nın yerli mahsülü. Radyokarbon verilerine göre en az 5000 yıldır kıtanın çiftçilerince üretilen bir tarım ürünü. Tüm Güney Amerika'da bilinip yemeklerde kullanılıyor, Peru'da "ceviche" denen bir deniz ürünü salatası çeşidinde, Arjantin'de tatlılarda, Şili'de haşlama usülü doğrudan bir öğünde afiyetle yeniyor. Hafifçe umami tat içerdiği ve bir bitkisel ürüne göre rekor düzeyde verimli bir enerji kaynağı olduğu için (hektar başına 70 bin kilokalorilik enerji üretimi) çok da seviliyor. Ayrıca suyu sıkılıyor ve coğrafî keşiflere dek Avrupalıların bir çeşit deniz sülüğünden nice zorluklarla ürettiği mor tekstil boyası bu sudan kolayca elde edilebiliyor.

48
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Fatih Birinci
Yazar 11 Mart 2019 11 dk.

“Öf, canım sıkıldı”.

Günlük hayatımızda sıklıkla karşılaştığımız bir ifade bu. Bu cümleyi sarf etmişsek demek istediğimiz şey, o anda çevremizdeki şeylerin bizi yeterince eğlendirmediği, zihnimizin veya bedenimizin daha fazla meşguliyete ihtiyaç duyduğudur. Öyle ya, kimse bir kuyrukta yarım saat beklemek istemez. Ya da randevulaştığınız birinin geciktiğini düşünün. Bunlar sıkıcı durumlar. Ancak bazı insanlar, bizim sıkıcı olarak gördüğümüz şartların çok daha şiddetlisini yaşadılar. 

489
2
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Akın Karahasan
Yazar 22 Nisan 2020 14 dk.

Değerli okurlarımız bu yazımızda sizlere yakın zamanda sitemizde yayınlamış olduğumuz TARSE projesinin devam niteliğinde olan TARDIKISS (Uzayda Tardigrades) misyonundan bahsedilecektir. Tardigradların uzay streslerine karşı göstermiş olduğu diğer FOTON-M3 misyonları olan TARDİS ve RoTaRad hakkında ileri okuma yapmak isterseniz linklere tıklamanız yeterlidir.

TARDIKISS deneyi, 2011 yılında İtalyan Uzay Ajansı ve İtalyan Hava Kuvvetleri tarafından düzenlenen DAMA (Karanlık Madde) misyonu sırasında gerçekleştirilen bir dizi multidisipliner deney olan Biokon in Space (BIOKIS) projesinin bir parçasıydı. Uzay Mekiği Endeavor (son görevi STS-134) içerisinde yer alan mikro yer çekimi ortamından yararlanarak nispeten kısa sürede (16 gün) deneylerin yapılması adına Uluslararası Uzay İstasyonu'na ulaştı.

69
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Evrim Ağacı'na Destek Ol
Özgem Uysal
Özgem Uysal
125K UP
Yazar 22 Ağustos 2021 20 dk.

Akraba evliliği, birbiriyle akraba olan kişilerin evlenmesi ve çocuk yapmasına verilen bir isimdir. Eğer evlenen ve üreyen bireyler kuzenlerse, buna kuzen evliliği, eğer evlenen ve üreyen bireyler ebeveyn-yavru ilişkisine sahipse, yavrunun yaşına bağlı olarak bu pedofili, çocuk istismarı, ensest ve/veya soy içi üreme gibi isimlerle anılır.

Bu terimler arasında belli başlı farklar olsa da, hepsi birbiriyle ilişkilidir: Örneğin pedofilik ilişkilerde belli yaşlar ve taraflar arasında belli bir yaş farkı aranır; ancak kuzen evliliklerinin hepsi pedofilik olmak zorunda değildir. Benzer şekilde, ensest ilişkiler genellikle aynı aileden olan kişilerin üremesi olarak görülse de (ve dolayısıyla bir tür akraba evliliğine işaret etse de), bazen üvey aile, evlat edinilen çocuklar, aynı klandan veya soydan olan daha uzak akraba kişiler arası ilişkiye işaret etmek için de kullanılabilir.

109
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Ömer Arda Çevik
Üye 14 Mart 2023 1 Cevap
Nasıl oluyorda suyun kütlesi arttıkça yoğunluğda artıyor? Orta okuldan hatırlarsınız ki; Fen bilimleri derslerinde "Suyun kütlesi arttıkça yoğunluğuda artar." Diye öğretilmişti. İşte tam olarak bu nasıl olabiliyor veya benim bildiklerim yanlış ise lütfen doğrusunu yanıt olarak düzeltin.
862 görüntülenme
1
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Öne Çıkan EtkinlikKültürel Etkinlik
Evrim Ağacı İstanbul Topluluğu
Etkinliği Ekleyen 1 hafta önce İstanbulÜcretsiz26 Temmuz
🎬 Birlikte Interstellar İzliyoruz!
26 Temmuz 2025 20:30 tarihinden 26 Temmuz 2025 22:00 tarihine kadar.

Yaz akşamına birlikte keyif katmaya ne dersiniz? 


Evrim Ağacı İstanbul Topluluğu olarak, 26 Temmuz Cumartesi akşamı saat 20.30’da Kadıköy Kültür Sanat Evi’nde film gecemizde birlikte Interstellar (Yıldızlararası) izliyoruz! 🌌🚀

Devamını Göster
7
0 Yorum
2
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Gökalp Selamet
Çeviren 17 Ekim 2022 3 dk.

Ergenlik dönemindeyken okulda cinsel eğitim, cinsellik ve ilişkiler hakkında bilgilendirilmiş olabilir ya da bilgi eksikliğinden kaynaklı zor zamanlar geçirmiş olabilirsiniz. Yanıtınız her ne olursa olsun, bir yetişkin olarak cinsel eğitimden hala fayda görme şansınız var!

Genellikle gençlerin ve genç yetişkinlerin seks hakkında aldıkları bilgiler sınırlıdır ve bu bilgiler, cinsel yolla bulaşan enfeksiyonlar (CYBH), planlanmamış gebelikler ve ergenlik döneminde meydana gelen bedensel değişiklikler gibi konulara odaklanma eğilimindedir. Söz konusu cinsellik olduğunda; CYBH'ler, üremeyle ilgili bilgiler ve insan gelişimi kesinlikle önemli olsa da, kapsamlı cinsel eğitim bu konuların ötesine geçer. Aşağıda, diğer önemli konuların bir listesini bulabilirsiniz.

66
1
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Bilimler Köyü
Etkinliği Ekleyen 20 Mayıs İzmir₺9.000,0027 Temmuz
Katı Cisimlerin Önerisi
27 Temmuz 2025 15:00 tarihinden 03 Ağustos 2025 12:00 tarihine kadar.

Katı cisimlerin dinamiğini lisans seviyesinde detaylı çalışmak.

Devamını Göster
1
0 Yorum
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Tüm Reklamları Kapat
İnceleme
Mehmet Erdem Okan
İnceleyen10 3 gün önce
Kitap, ekonomik liberalizm düşüncesinin kökenlerini, tarihsel gelişimini, İkinci Dünya Savaşı'na giden süreçte etkisini, toplum ve devletleri nasıl dönüştürdüğünü ve çöküşünü detaylı bir şekilde analiz ediyor.

Bu süreçte, bu ideolojinin "insanın doğasında her daim bireyci bir şekilde maddi kâr sağlama güdüsünün olduğunu, insan toplumlarının kurduğu ilk ekonomik sistemlerin takasa ve değiş-tokuşa dayalı olduğunu, bir ülkenin ekonomisinin sadece piyasaya dayalı olması gerektiği, piyasanın sadece arz -talebe göre, devletin müdahalesi olmadan hareket etmesinin toplumsal refahı sağlayacağı, serbest piyasanın devletin müdahalesi olmadan doğal olarak doğacağı" mitlerini, antropoloji bilim sahasını kullanarak, ikna edici tarihsel verilerle yanlışlıyor. Polanyi'nin ekonomik liberalizmi eleştirirken kullandığı ton, tamamen Marksist veya ideolojik değil; daha çok tarihselliğe ve insanın somut yaşam koşullarına odaklı. Yazarın, ön-modern toplumlarda ekonominin insan ilişkileri içine gömülü (embedded) olduğu, ekonomik liberal anlayışın ekonomiyi toplumdan ve insan ilişkilerinden ayrı bir yere koyup özerkleştirdiği bakış açısı, o dönemde özgün ve orijinal olduğu kadar, alternatif bir ekonomik sistem düşünemediğimiz, maddi çıkarımızı insan ilişkilerinin önüne koyduğumuz bugüne de hitap ediyor.

Öncelikle, ilksel toplumların ekonomik sistemlerini, ondokuzuncu yüzyıl öncesinin siyasal ve ekonomik özelliklerini ve bu yüzyılın sistemine gelirken yaşananları özetleyen yazar; ondokuzuncu yüzyıla geldiğinde, İngiltere ve Avrupa'daki ekonomi politikaları ve toplum ilişkisini "çifte hareket" ile açıklıyor. Buna göre, insan doğasına uyumsuz olan ve topluma zarar veren liberal ekonomi politikalarına karşıt hareket olarak toplumun refleksif ve doğal olarak "korumacılık" hareketleriyle karşılık verdiğini söylüyor. Bu korumacılık refleksinin otoriter (faşist) eğilimlere de yol açabileceğini söylüyor. Toplumu analiz ederken "sınıf çatışması" bakış açısıyla bakan Marksist görüşü de eleştiriyor ve topluma bütüncül bir şekilde bakılması gerektiğini söylüyor.

Yazar, bu "çifte hareket" teorisini tarihsel örneklerle temellendiriyor; devletlerin liberal ekonomiyi kurmak için aldığı önlemleri kavramsal detaylarla açıklıyor. Bu kavramsal yoğunluk, temel kuramsal altyapıya sahip olmayan okuyucular için zaman zaman zorlayıcı ve açıklama gerektiren bir derinlik taşıyabilir.

1944'te yayımlanmış olması, kitabın hem Nazi faşizminin yükselişi, hem de Bretton Woods sonrası düzen arayışı bağlamında okunmasını gerektiriyor.
10.0/10
(1 Kişi)
Puan Ver
Çağımızın Siyasal ve Ekonomik Kökenleri
İnceleme Yaz
Sonra Okuyacaklarıma Ekle
4
0 Yorum
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Ilgaz Ay
Ilgaz Ay
52K UP
Ekleyen 11 Eylül 2022 7 dk.

HCoV-NL63 zarflı, pozitif polariteli, tek sarmallı, segmentsiz RNA virüsüdür. Yapısal proteinlerin sabitlendiği, lipit yapılı, çift katmanlı zarf, virüsü konak hücre dışındayken korur. NL63 koronavirüsü, genellikle küçük çocukları, yaşlıları ve immün yetmezliği olan hastaları daha çok etkilemektedir. İnsan haricinde yarasa ve misk kedilerini de enfekte edebilmektedir.

2003 yılındaki SARS pandemisine kadar sadece iki tane koronavirüsün (OC43 ve 229E) insanları enfekte ettiği bilinmekteydi. SARS pandemisinden 1 yıl sonra ise, 2004 yılında, HCoV-NL63 isimli yeni bir koronavirüs, Hollanda'da şiddetli alt solunum yolu enfeksiyonu geçiren 7 aylık bir bebekten izole edildi. HCoV-NL63, yakın kuzeni 229E gibi bir Alphacoronavirus'tür ve Setracovirus isimli alt aileye mensuptur.

28
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Alfaquartz Q
5 gün önce
Açıl susam açıl
2
0 Yorum
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Yaşam Ağacı Gözlemi
Ayşe Yılmaz
Ayşe Yılmaz
63K UP
Gözlemi Yapan 5 gün önce Türkiye, Çankırı
Yapraklı Yaylası'nda gözlemlenmiştir. Tür adı "Synaphe moldavica" imiş.
4
0 Yorum
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Eftal Oturakçıibogil
Çeviren 15 Nisan 2024
Messier kataloğunun 82. sırasındaki Puro Galaksisinde tuhaf bir şeyler oluyor. Galaksi, merkezinden adeta parıldayan kırmızı gaz ve tozlar koparıp saçıyor. Her ne kadar M82 komşusu olan M81 spiral galaksisinin yakınından geçerken iki galaksi birbirleri ile kaynaşıyor da olsa bu durum bahsettiğimiz olayı açıklamaya yeterli değil. Elimizdeki bilgiler, kaynağı yıldızlar olan ve birleştiklerinde galaktik süper rüzgarlar oluşturan rüzgarların bu materyalleri dışarıya fırlattığına işaret ediyor. Resimlerde Hubble görünür ışıktan aldığı veriler ile galaksinin görüntüsünü gösteriyorken J. Webb kızılötesi ışıktan aldığı veriler ile galaksi merkezinin görüntüsünü göstermektedir. J. Webb görüntüsü detaylı incelendiğinde beklenmedik şekilde parıldayan kırmızı tozların sıcak plazma ile ilişkili olduğu görülüyor. Bu da bu garip galaksinin doğasına ilişkin araştırmaların kesinlikle devam edeceğini gösteriyor. 
4
0 Yorum
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Hasta olmak için vücudumuza ne kadar bakteri veya virüs girmesi gerekiyor? 🦠
İnceleme
Hüseyin Güngör
İnceleyen4 31 Ekim
2003 Daredevil filminde daha çok parlayan Elektra karakteriydi zaten. Sonrasında solo filmi yapılması isabet olmuş. Evren de fantastik öğeler anlamında güzel hikayeler barındırıyor. 1.5 saatlik Rob Bowman filmi ki kendisi sanıyorum 90'lar dizi yönetmeni. Jennifer Garner gerçekten ekrana yakışıyor. Bu arada kadın başrollü ilk Marvel filmiymiş. Güzel bir potansiyeli varmış bence. İsmi Freud'un erkekler için kullandığı Oedipus Kompleksi'ne binaen Jung'un kadınlar için kullandığı Elektra Kompleksi'nden geliyor ki karakter de annesinin ölümünü atlatamıyor ve babasıyla ilişkisi iyi değildi. Filmde de Daredevil filmindeki kaderinden kurtarıldıktan sonra olanlar işleniyor. Suikastçılık geçmişinin kefaretini ödemek için bir görev bulan Elektra, Hand teşkilatıyla çarpışıyor. Dönemine göre gayet iyi film.
Film
5.3/10
(3 Kişi)
Puan Ver
Orjinal Adı : Elektra
Yönetmen: Rob Bowman
İnceleme Yaz
Sonra İzleyeceklerime Ekle
1
0 Yorum
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
İnci Deniz Yılmaz
Uyarlayan 14 Şubat 2020 3 dk.

Çok hücreli organizmalar; toplu olarak mikrobiyota olarak adlandırılan kompleks virüs, bakteri, mantar ve parazit birliktelikleriyle birlikle evrimleşmiştir. Memelilerde mikrobiyotanın bileşimindeki değişikliler birçok fizyolojik süreci (gelişim, metabolizma ve bağışıklık hücresi fonksiyonu dahil) etkileyebilir. Mikrobiyotadaki değişiklikler ayrıca çeşitli nöropsikiyatrik bozukluklarla bağlantılı konakçı davranışlarını (sosyal aktivite, stres ve anksiyete ile ilgili yanıtlar gibi)modüle edebilir. Bununla birlikte, mikrobiyotanın nöronal aktiviteyi ve konakçı davranışını nasıl etkilediği iyi bilinmemektedir.

Son on yılda bakterilerin bizi sağlıklı tutmadaki rolüne olan ilgi artmıştır. Özellikle de bağırsaklarımızda, ağzımızda ve cildimizde yaşayan bakterilere...Yeni araştırmalar bu bakteri topluluklarının bozulmasının, bağışıklık sistemimizde çeşitli sorunlara sebep olabileceğini hatta davranışları değiştirebileceğini ortaya koyuyor.

28
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Mehmet Baran İbriktar
3 saat önce
Selamlar ben izmir yüksek teknoloji Üniversitesinde fizik okumak istiyorum ama aynı zamanda olimpiyatlara katılmak istiyorum bunların benim cv’me katkısı olur mu yurt dışı düşünen biri için
0
0 Yorum
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Evrim Ağacı'ndan Mesaj

Evrim Ağacı'nı sosyal medya hesaplarından takip etmeyi unutmayın! Yeni paylaşımlarımızı görmek için bizi aşağıdaki sosyal medya hesaplarımızdan takip edebilirsiniz.

Evrim Ağacı'ndan Mesaj

Evrim Ağacı'nda yayınladığımız bilim haberlerini anlık olarak Bundle üzerinden de okuyabileceğinizi biliyor muydunuz?

Blog Yazısı
Deha Kaykı
Deha Kaykı
199K UP
Blog Yazarı 4 dk.

O meşhur T.Rex kükremesini duymuşsunuzdur değil mi? Nerdeyse tüm popüler kültür kaynaklarında T.Rex başta olmak üzere pek çok etoburun ihtişamlı bir kükreyişi vardır. Buna bağlı olarak bugün günlük hayattaki pek çok kişinin de kafasına dinozorların genel olarak kükrediği fikri yerleşmiştir. Dinozor kelimesi akıllara geldiğinde o meşhur kükreme sesi ile aklımızda canlanmaktadır. Aslında yapılan çalışmalar, durumun pek de öyle olmadığını gösterdi. Hatta dinozorların kükreyemediğini bile söyleyebiliriz.

Dinozorların kükreyememesi pek çok kişi tarafından oldukça garip karşılanacaktır. Devamında ise şu soru akıllara gelecektir. Peki, bu canlılar nasıl sesler çıkarıyordu? Bu sorunun cevabı için Teksas Ünivetsitesinin bir grup araştırmacısı tarafından dinozorların sesleri üzerine bir araştırma yapıldı. Araştırmada materyal olarak günümüzde yaşayan dinozorlar olan kuşları ve onların en yakın akrabaları olarak düşünülen "crocodilianları" kullandılar. Crocodilianlar incelendiğinde tıslama ve homurtular dışında pek de ses çıkarmadıkları görülmüştür. Ancak evrimsel süreçte yaklaşık olarak bundan 250 milyon yıl kadar önce dinozorlardan ayrıldılar. Bu sebeple araştırmacılar, dinozorların direkt olarak kendileri olan kuşlara bakmaya karar verdiler. 66 - 68 milyon yıl önce Antarktika'da Vegavis iaai isimli antik bir kuş bulundu. 2013 yılına geldiğimizde Teksas Üniversitesinden Dr. Clarke, fosili yeninden analiz etti ve bu canlıda kuşlarda ötüşü sağladığı bilinen syrinx isimli yapının bulunduğuna dair kanıtlara rastladı. Syrinx yapısı, Avian dinozorlara bugünkü modern kuşlarda duyduğumuz biçimde ötüşler kazandırdı. Avian dinozorlarda syrinxi görebiliyoruz. Peki, bu durum non avian (kuş olmayan) dinozorlarda nasıldı? Non avian dinozorlarda syrinx yapısına henüz rastlamış durumda değiliz. Bu yüzden onların, mevcut ötücü kuşlar kadar çeşitli yapıda sesler çıkarmadıkları düşünülüyor. Kuşlar, ağzı açık ve yüksek perdeli melodisel ötümler yapmaktadır. Yapılan araştırmalar gösteriyor ki, dinozorlar ise ağzı açık kükremeler yerine, ağzı kapalı seslendirmeler yaptılar. Hayvanlar ağzı kapalı sesleri yemek borularını ya da trakeal keselerini (nefes borularındaki keseleri) şişirerek çıkarır. Bu sesler, düşük perdelidir; ıslık sesi veya hırıltı ile karıştırılabilir. Günümüzdeki modern timsahların hırıltıları bu seslere örnek olarak verilebilir. Bu yönleriyle non avian dinozorların sesleri kuşlardan ayrılmaktadır. Sonuç olarak birçok dinozorun ağzı açık kükremeler yapamadıklarını bunun yerine ağzı kapalı homurtu ve tıslama benzeri sesler çıkardıklarını rahatlıkla söyleyebiliriz.

20
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Daha Fazla İçerik Göster

Bize Ulaşın

ve seni takip ediyor

Göster

Şifremi unuttum Üyelik Aktivasyonu

Göster

Şifrenizi mi unuttunuz? Lütfen e-posta adresinizi giriniz. E-posta adresinize şifrenizi sıfırlamak için bir bağlantı gönderilecektir.

Geri dön

Eğer aktivasyon kodunu almadıysanız lütfen e-posta adresinizi giriniz. Üyeliğinizi aktive etmek için e-posta adresinize bir bağlantı gönderilecektir.

Geri dön

Close